DE Vor Sie Ihr individualisierter Flyer zu gestalten anfangen, können Sie sich entscheiden, was für eine Schlüsselvorstellung am besten wäre und auch welche visuelle Mittel am besten wäre.
DE Vor Sie Ihr individualisierter Flyer zu gestalten anfangen, können Sie sich entscheiden, was für eine Schlüsselvorstellung am besten wäre und auch welche visuelle Mittel am besten wäre.
TR Özelleştirilmiş bir el ilanı tasarlamaya başlamadan önce, temel mesajınızın ne olduğuna ve bunu görsel hale getirmek için ne tür görseller kullanmak istediğinize karar verin.
alemão | turco |
---|---|
entscheiden | karar |
visuelle | görsel |
was | ne |
und | ve |
DE Wenn ich mehr als 5 Sterne geben könnte, wäre es mir mehr als 1000!"
TR Beşten fazla yıldız verebilirsem, 1000'den fazla olurdu!"
alemão | turco |
---|---|
mehr | fazla |
als | den |
DE Wenn ich mehr als 5 Sterne geben könnte, wäre es mir mehr als 1000!"
TR Beşten fazla yıldız verebilirsem, 1000'den fazla olurdu!"
alemão | turco |
---|---|
mehr | fazla |
als | den |
DE Ich muss Initiativen und Business Cases unterstützen – jedes Tool, das mir Einblicke bietet, hilft mir dabei sehr
TR Girişimleri, iş davalarını, bana inanılmaz bir şekilde yararlı olduğunu düşündüğüm içgörüyü sağlayan her türlü aracı desteklemem gerekiyor
alemão | turco |
---|---|
bietet | sağlayan |
tool | aracı |
muss | gerekiyor |
und | bir |
mir | bana |
das | her |
DE Es war mir peinlich, als diese roten Linien in einem Meeting besprochen wurden, aber diese leitenden Ingenieure haben mir nie ein unangenehmes Gefühl gegeben
TR Bir toplantıda bu kırmızı çizgilerin tartışıldığını görmek beni utandırdı, ancak bu kıdemli mühendisler bana asla kendimi rahatsız hissedeceğim bir şekilde yaklaşmadı
alemão | turco |
---|---|
mir | bana |
meeting | toplantı |
ingenieure | mühendisler |
nie | asla |
in | da |
als | şekilde |
aber | bir |
es | ancak |
DE Niemand konnte mir mehr sagen, dass ich zu lange benutze oder dass es Zeit zum Schlafen war, also blieb ich ganze Nächte wach und schaute mir online Inhalte an
TR Artık kimse bana çok uzun süre kullandığımı veya uyuma zamanımın geldiğini söyleyemezdi, bu yüzden bütün geceyi çevrimiçi içerik izleyerek geçirdim
alemão | turco |
---|---|
niemand | kimse |
also | bu yüzden |
inhalte | içerik |
online | çevrimiçi |
zeit | zaman |
lange | uzun |
oder | veya |
war | bu |
mir | bana |
DE Es war mir peinlich, als diese roten Linien in einem Meeting besprochen wurden, aber diese leitenden Ingenieure haben mir nie ein unangenehmes Gefühl gegeben
TR Bir toplantıda bu kırmızı çizgilerin tartışıldığını görmek beni utandırdı, ancak bu kıdemli mühendisler bana asla kendimi rahatsız hissedeceğim bir şekilde yaklaşmadı
alemão | turco |
---|---|
mir | bana |
meeting | toplantı |
ingenieure | mühendisler |
nie | asla |
in | da |
als | şekilde |
aber | bir |
es | ancak |
DE Ich muss Initiativen und Business Cases unterstützen – jedes Tool, das mir Einblicke bietet, hilft mir dabei sehr
TR Girişimleri, iş davalarını, bana inanılmaz bir şekilde yararlı olduğunu düşündüğüm içgörüyü sağlayan her türlü aracı desteklemem gerekiyor
alemão | turco |
---|---|
bietet | sağlayan |
tool | aracı |
muss | gerekiyor |
und | bir |
mir | bana |
das | her |
DE Ich muss Initiativen und Business Cases unterstützen – jedes Tool, das mir Einblicke bietet, hilft mir dabei sehr
TR Girişimleri, iş davalarını, bana inanılmaz bir şekilde yararlı olduğunu düşündüğüm içgörüyü sağlayan her türlü aracı desteklemem gerekiyor
alemão | turco |
---|---|
bietet | sağlayan |
tool | aracı |
muss | gerekiyor |
und | bir |
mir | bana |
das | her |
DE „Gefällt mir“-Angaben: Wie oft Nutzer den Tweet mit „Gefällt mir“ markiert haben
TR Beğeniler: Kullanıcıların Tweeti kaç kez beğendiğini gösterir.
alemão | turco |
---|---|
nutzer | kullanıcıların |
DE In den Räumen steht ein Sprichwort: "Gib auf und gewinne." Ich hätte mir niemals den Reichtum, den Frieden, die Präsenz, die Bedeutung oder die Klarheit vorstellen können, die mir durch meine wahre Hingabe gegeben wurden
TR Odalarda bir söz vardır: “Teslim ol ve kazan.” Gerçek teslimiyetimin bana verdiği zenginliği, huzuru, varlığı, anlamı veya netliği asla hayal edemezdim
alemão | turco |
---|---|
wahre | gerçek |
oder | veya |
niemals | asla |
ein | bir |
mir | bana |
die | ve |
DE Die geduldige Liebe, die mir in diesem Programm zuteil wurde, half mir bei meinen Abhebungen
TR Bu programda bana verilen sabırlı sevgi, çekilmelerimde bana yardımcı oldu
alemão | turco |
---|---|
mir | bana |
wurde | oldu |
diesem | bu |
DE Zu meiner Überraschung wurde mir schnell klar, dass ich sie mir nicht einmal ansehen musste
TR Çok geçmeden, onlara bir göz atmama bile gerek olmadığını fark ettim
alemão | turco |
---|---|
ansehen | göz |
sie | olmadığını |
einmal | bir |
zu | bile |
DE Als ich mir das hPanel von Hostinger ansah, war klar, dass es sich am einfachsten verwalten lassen würde. Viele Entwickler bevorzugen vielleicht andere Optionen, aber mir persönlich gefällt hPanel.
TR Hostinger'ın hPanel'ine baktığımda, yönetimin çok kolay olacağını fark ettim. Birçok geliştirici diğer seçenekleri tercih edebilir ancak şahsen hPanel'i seviyorum.
alemão | turco |
---|---|
entwickler | geliştirici |
bevorzugen | tercih |
optionen | seçenekleri |
andere | diğer |
aber | bir |
DE Als ich mir das hPanel von Hostinger ansah, war klar, dass es sich am einfachsten verwalten lassen würde. Viele Entwickler bevorzugen vielleicht andere Optionen, aber mir persönlich gefällt hPanel.
TR Hostinger'ın hPanel'ine baktığımda, yönetimin çok kolay olacağını fark ettim. Birçok geliştirici diğer seçenekleri tercih edebilir ancak şahsen hPanel'i seviyorum.
alemão | turco |
---|---|
entwickler | geliştirici |
bevorzugen | tercih |
optionen | seçenekleri |
andere | diğer |
aber | bir |
DE Ohne Ahrefs wäre ich bei der Arbeit für SEO-Kunden nicht einmal halb so effektiv.
TR Ahrefs olmasaydı, SEO müşterilerimize yardım ederken bu kadar etkili olamazdım.
alemão | turco |
---|---|
effektiv | etkili |
seo | seo |
ahrefs | ahrefs |
der | bu |
DE Wenn ich für den Rest meiner Karriere nur ein SEO-Tool nutzen dürfte, wäre es Ahrefs. Kann man ruhig zur Startseite im Browser machen.
TR Kariyerimin geri kalanında kullanmak için yalnızca bir adet SEO aracı seçmek zorunda olsaydım, bu Ahrefs olurdu. Tarayıcınızın ana sayfası yapabileceğiniz kadar faydalı.
alemão | turco |
---|---|
nutzen | kullanmak |
browser | tarayıcı |
tool | aracı |
seo | seo |
ahrefs | ahrefs |
man | bir |
nur | yalnızca |
für | için |
DE Der Wert des organischen Traffics, falls er über Klicks auf Suchanzeigen zustande gekommen wäre.
TR Organik trafiğin değeri, eğer PPC ile elde edildiyse.
alemão | turco |
---|---|
wert | değeri |
organischen | organik |
falls | eğer |
des | in |
über | ile |
DE Wäre es nicht wunderbar, Zugang zu den Performance-Metriken jedes Artikels im Internet zu haben? Verfolgen Sie sowohl Ihre auf anderen Websites veröffentlichten Beiträge als auch den Content Ihrer Mitbewerber.
TR İnternette bulduğunuz herhangi bir makale için performans metriklerine erişmek mükemmel olmaz mıydı? Rakiplerinizin içeriklerini ve diğer websitelerinde yayınlanan paylaşımlarınızı izleyin.
alemão | turco |
---|---|
verfolgen | izleyin |
anderen | diğer |
veröffentlichten | yayınlanan |
mitbewerber | rakiplerinizin |
performance | performans |
nicht | bir |
DE Jegliche Software, Anwendungen oder Widgets gelten als „kommerzielle Ware“, „kommerzielle Computer-Software“ und „kommerzielle Software-Dokumentation“
TR Bu tür herhangi bir yazılım, uygulama veya widget bir "ticari öge,", "ticari bilgisayar yazılımı" ve "ticari bilgisayar yazılımı belgeleri"dir
alemão | turco |
---|---|
widgets | widget |
kommerzielle | ticari |
computer | bilgisayar |
und | ve |
oder | veya |
software | yazılım |
DE Würdest du ein Auto kaufen, wenn es illegal wäre, die Reifen zu wechseln?
TR Lastikleri değiştirmek yasadışı olsaydı araba satın alır mıydınız?
alemão | turco |
---|---|
kaufen | satın |
DE Aber es wäre definitiv eine Sexshow
TR Ama kesinlikle bir seks gösterisi olurdu
alemão | turco |
---|---|
definitiv | kesinlikle |
aber | bir |
DE Erfahren Sie mehr über unsere Serviceangebote für den Versand aus weltweit 300 Häfen. Maersk verbindet Ihr Unternehmen weltweit und macht den den Versand Ihrer Ware einfach.
TR Dünyanın dört bir yanındaki 300 limandan sunduğumuz taşımacılık hizmetleri hakkında daha fazla bilgi edinin. Maersk olarak, şirketinizin tüm dünya ile bağlantısını sağlayabilir ve sevkiyatlarınızı kolaylaştırabiliriz.
alemão | turco |
---|---|
maersk | maersk |
unsere | ile |
weltweit | dünyanın |
und | ve |
sie | tüm |
mehr | daha fazla |
über | hakkında |
DE Die Forscher von NVIDIA geben jeden Tag alles, um das „Was-wäre-wenn“ zu beantworten, das Deep-Learning-Architekturen und Algorithmen zu besseren praktischen Anwendungen macht
TR NVIDIA’nın araştırmacıları, “Derin öğrenme mimarilerini ve algoritmalarını daha zengin pratik uygulamalara nasıl dönüştürebiliriz?” sorusuna yanıt bulmak için her gün kendilerine meydan okuyorlar
DE Gebrauchte A-Stock Ware ist in ausgezeichnetem Zustand
TR A-Stok kullanılmış parçalar mükemmel durumda
DE Als C-Stock deklarierte Ware hat starke Gebrauchsspuren, ist aber voll funktionstüchtig
TR C-Stok parçalarının dış yüzeyleri ciddi şekilde hasar görmüş ancak tamamen kullanılabilir durumdalar
alemão | turco |
---|---|
aber | ancak |
als | şekilde |
DE "C++ wäre nicht C++, wenn wir nicht zahlreiche konkurrierende Lösungen für dieses Problem hätten, aber ich frage mich, ob wir nicht alle besser dran wären, wenn wir uns einfach auf eine festlegten."
TR "Bu sorunu çözme konusunda çok sayıda rakip çözüm olmasaydı C++ tercih edilmezdi. Ancak kimi zaman bu çözümlerden birini seçip uyguladığımızda bizim için daha iyi olup olmayacağını da merak etmiyor değilim."
alemão | turco |
---|---|
c | c |
problem | sorunu |
lösungen | çözüm |
ob | olup |
besser | daha iyi |
dieses | bu |
eine | birini |
für | için |
auf | da |
DE Es ist der Moment, wenn Sie etwas so sehen, hören, schmecken, berühren oder spüren, als wäre es das erste Mal
TR Bir şeyin sanki ilk kezmiş gibi görüldüğü, duyulduğu, tadıldığı, dokunulduğu ve hissedildiği o andır
alemão | turco |
---|---|
erste | bir |
sie | o |
der | ve |
DE Der Leiter von Twitters Rechtsabteilung informierte die Öffentlichkeit zu einem späteren Zeitpunkt, dass die Sperrung des Kontos ein Fehler gewesen wäre, und dass Twitter nicht proaktiv Inhalte im Namen von Dritten überwachen oder entfernen würde.
TR Twitter'ın baş hukuk müşaviri daha sonra kamuya, hesabın askıya alınmasının bir hata olduğunu ve başkalarının adına engelleyici önlemler alarak içerikleri takip etmedikleri veya çıkarmadıkları bilgisini verdi.
alemão | turco |
---|---|
fehler | hata |
überwachen | takip |
namen | adı |
oder | ya |
und | ve |
nicht | bir |
DE Unabhängig von Ihrer Branche, Ihrer Ware oder Ihren Schlüsselmärkten bieten die Lösungen von Maersk kleinen wie großen Unternehmen die Möglichkeit zum Wachstum
TR Sektörünüz, ürününüz ya da temel pazarınız ne olursa olsun, Maersk küçük ve büyük işletmelere büyüme fırsatı sunan çözümlere sahiptir
alemão | turco |
---|---|
bieten | sunan |
kleinen | küçük |
wachstum | büyüme |
maersk | maersk |
möglichkeit | fırsatı |
lösungen | çözümlere |
großen | büyük |
oder | ya |
ihren | ve |
unternehmen | işletmelere |
zum | da |
DE Ich habe oft gerne Inhalte von Leuten konsumiert, die Dinge tun, die ich auch im wirklichen Leben gerne machen würde, und ich wäre so erstaunt darüber
TR Gerçek hayatta da yapmak istediğim şeyleri yapan insanların içeriklerini sık sık tüketmeyi severdim ve onlara çok şaşırırdım
alemão | turco |
---|---|
leuten | insanlar |
leben | hayatta |
oft | sık |
auch | da |
und | ve |
DE Der Konsum von Dingen im Internet macht mich nervös, als ob mein Körper nicht mit der Außenwelt im Einklang wäre
TR İnternette bir şeyler tüketmek, vücudum dış dünyayla uyumsuzmuş gibi, gergin hissetmeme neden oluyor
alemão | turco |
---|---|
nicht | bir |
von | neden |
DE Die richtige Option für das Logo eines Yoga-Zentrums wäre die Verwendung von Naturmotiven
TR Bir yoga merkezinin logosu için doğru seçenek doğanın motiflerini kullanmak olacaktır
alemão | turco |
---|---|
option | seçenek |
logo | logosu |
yoga | yoga |
verwendung | kullanmak |
für | için |
DE Nachhaltiger wäre es, sie zu recyceln
TR Oysa bu aletlerin geri dönüştürülmesi çok daha sürdürülebilir bir seçenek
alemão | turco |
---|---|
zu | geri |
DE Bei unseren Postkarten handelt es sich deshalb um eine Ware, die nach Kundenspezifikationen hergestellt wurde
TR Kartpostallarımız bu nedenle müşteri spesifikasyonlarıyla üretilen ürünlerdir
alemão | turco |
---|---|
die | bu |
deshalb | bu nedenle |
DE Die gelieferte Ware bleibt bis zur vollständigen Bezahlung des Kaufpreises in unserem Eigentum.
TR Teslim edilen mallar, satın alma fiyatı tamamen ödenene kadar mülkiyetimizdedir.
alemão | turco |
---|---|
bis | kadar |
DE (1)Wir haften für Mängel gelieferter Artikel nach den geltenden gesetzlichen Vorschriften. Die Verjährungsfrist für gesetzliche Mängelansprüche beträgt zwei Jahre und beginnt mit der Ablieferung der Ware.
TR (1) İlgili yasal düzenlemelere göre teslim edilen ayıplı ürünlerden sorumluyuz. Ayıplı ürünler için yasal taleplerin sınırlanma süresi iki yıldır ve malların teslimatı ile başlar.
alemão | turco |
---|---|
beginnt | başlar |
und | ve |
gesetzlichen | yasal |
DE SunExpress wird 20. Als ob das nicht schon allein ein Grund zu feiern wäre, wächst die Flotte auch noch um sechs weitere Boeing 737-800. Und einen neuen Markenauftritt gibt es auch noch im Laufe des Jahres.
TR SunExpress 20 yaşına girdi. Filoya altı adet Boeing 737-800 daha eklendi: SunExpress daha fazla büyüdü ve yıl içerisinde kurumsal yüzünü yeniledi.
alemão | turco |
---|---|
schon | daha |
weitere | daha fazla |
sechs | altı |
und | ve |
zu | fazla |
DE Unsachgemäße Handhabung durch den Versender und inhärente Mängel der Ware
TR Yükleyici ile bağlantılı hatalı elleçleme ve mallarda yapısal kusurlar
alemão | turco |
---|---|
und | ve |
DE Sie erhalten durch unsere einzigartige Kombination von See- und Logistikdienstleistungen ein hohes Maß an Flexibilität und können Ihre Supply Chain nach Ihren Vorstellungen gestalten - damit Ihre Ware wie gewünscht geliefert wird.
TR Deniz taşımacılığı ve lojistik hizmetlerimizin eşsiz kombinasyonu ile yüksek düzeyde esneklikten yararlanın ve tedarik zincirinizi -teslim etmek- istediğiniz şekilde biçimlendirin.
alemão | turco |
---|---|
einzigartige | eşsiz |
hohes | yüksek |
supply | tedarik |
unsere | ile |
und | ve |
DE Es ist der Moment, wenn Sie etwas so sehen, hören, schmecken, berühren oder spüren, als wäre es das erste Mal
TR Bir şeyin sanki ilk kezmiş gibi görüldüğü, duyulduğu, tadıldığı, dokunulduğu ve hissedildiği o andır
alemão | turco |
---|---|
erste | bir |
sie | o |
der | ve |
DE Es ist der Moment, wenn Sie etwas so sehen, hören, schmecken, berühren oder spüren, als wäre es das erste Mal
TR Bir şeyin sanki ilk kezmiş gibi görüldüğü, duyulduğu, tadıldığı, dokunulduğu ve hissedildiği o andır
alemão | turco |
---|---|
erste | bir |
sie | o |
der | ve |
DE Der Effekt ist im Wesentlichen derselbe, als ob das gesamte Programm in einen try-catch-Block mit dieser Funktion als catch verpackt wäre.
TR Etkisi esasen, tüm programın, catch olarak bu işleve sahip bir try- catch bloğu ile sarmalanmasıyla aynıdır.
alemão | turco |
---|---|
programm | programı |
mit | ile |
dieser | bu |
DE „Wir liefen durch das Hotel, planten mit großer Sorgfalt die Erfahrungen, was die Gäste an einem Tag hier gerne erleben würden, und wogen ab, was dafür notwendig wäre“, erzählt Sakairi
TR Sakairi, "Oteli gezdik ve bir gününü burada geçiren misafirlerin ne tür bir deneyim yaşamak isteyeceğini ve bunu ortaya çıkarmak için ne yapılması gerektiğini dikkatlice planladık" diyor
alemão | turco |
---|---|
hotel | oteli |
hier | burada |
und | ve |
was | ne |
DE Würdest du ein Auto kaufen, wenn es illegal wäre, die Reifen zu wechseln?
TR Lastikleri değiştirmek yasadışı olsaydı araba satın alır mıydınız?
alemão | turco |
---|---|
kaufen | satın |
DE Eine alternative Verwendung von Redirects wäre die Verwendung für Geräte wie Autos, bei denen eine bestimmte Generation mehrere Jahre desselben Autos abdeckt
TR Alternatif kullanıma örnek olarak araba gibi belirli bir jenerasyonunun, aynı arabanın birden fazla senesini kapsadığı cihazları verebiliriz
alemão | turco |
---|---|
alternative | alternatif |
geräte | cihazlar |
bestimmte | belirli |
mehrere | birden |
denen | bir |
wie | gibi |
DE Es ist der Moment, wenn Sie etwas so sehen, hören, schmecken, berühren oder spüren, als wäre es das erste Mal
TR Bir şeyin sanki ilk kezmiş gibi görüldüğü, duyulduğu, tadıldığı, dokunulduğu ve hissedildiği o andır
alemão | turco |
---|---|
erste | bir |
sie | o |
der | ve |
DE Es ist der Moment, wenn Sie etwas so sehen, hören, schmecken, berühren oder spüren, als wäre es das erste Mal
TR Bir şeyin sanki ilk kezmiş gibi görüldüğü, duyulduğu, tadıldığı, dokunulduğu ve hissedildiği o andır
alemão | turco |
---|---|
erste | bir |
sie | o |
der | ve |
DE Ohne Parallel Query würde eine Abfrage, die gegen eine Amazon Aurora-Datenbank durchgeführt wird, vollständig innerhalb einer Instance des Datenbank-Clusters ausgeführt; dies wäre vergleichbar mit der Funktionsweise der meisten Datenbanken.
TR Parallel Query olmasaydı, Amazon Aurora veritabanına gönderilen bir sorgu, çoğu veritabanının çalışma biçimine benzer şekilde tamamen veritabanı kümesindeki tek bir bulut sunucusunda yürütülürdü.
alemão | turco |
---|---|
query | query |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
meisten | çoğu |
vollständig | tamamen |
des | çalışma |
mit | şekilde |
datenbank | veritabanı |
DE Erfahren Sie mehr über unsere Serviceangebote für den Versand aus weltweit 300 Häfen. Maersk verbindet Ihr Unternehmen weltweit und macht den den Versand Ihrer Ware einfach.
TR Dünyanın dört bir yanındaki 300 limandan sunduğumuz taşımacılık hizmetleri hakkında daha fazla bilgi edinin. Maersk olarak, şirketinizin tüm dünya ile bağlantısını sağlayabilir ve sevkiyatlarınızı kolaylaştırabiliriz.
alemão | turco |
---|---|
maersk | maersk |
unsere | ile |
weltweit | dünyanın |
und | ve |
sie | tüm |
mehr | daha fazla |
über | hakkında |
Mostrando 50 de 50 traduções