EN True industry-leading customer experience isn?t a vision. It?s a passion. A passion for our customers whose business is dependent on moving the right products to the right market at the right time.
英語 の "turn their passion" は、次の トルコ語 単語/フレーズに翻訳できます。
EN True industry-leading customer experience isn?t a vision. It?s a passion. A passion for our customers whose business is dependent on moving the right products to the right market at the right time.
TR Sektör lideri, gerçek bir müşteri deneyimi, bir vizyon değildir. Bir tutkudur. İşleri doğru ürünün, doğru pazara, doğru zamanda taşınmasına bağlı olan müşterilerimiz için bir tutku.
英語 | トルコ語 |
---|---|
experience | deneyimi |
vision | vizyon |
market | pazara |
time | zamanda |
industry | sektör |
leading | lideri |
our customers | müşterilerimiz |
true | gerçek |
at | de |
customer | müşteri |
EN Against Juventus, Inter and their Global Main Partner Socios.com will honour the unique passion o (...)
TR Altı kez Super Bowl™ şampiyonu olan New England Patriots ve 2021 Supporters? Shield kaz (...)
英語 | トルコ語 |
---|---|
and | ve |
EN The LifePoints Community is an exciting group of like-minded consumers who share a passion for building a better world and experiencing the value of their opinions
TR LifePoints Topluluğu, daha iyi bir dünya inşa etme ve fikirlerinin değerini deneyimleme tutkusunu paylaşan, benzer düşünen tüketicilerden oluşan heyecan verici bir gruptur
英語 | トルコ語 |
---|---|
community | topluluğu |
exciting | heyecan verici |
share | paylaş |
world | dünya |
building | inşa |
like | benzer |
the | etme |
better | daha iyi |
of | in |
and | ve |
value | bir |
EN It is typically used to program 3- and 5-axis CNC mills, as well as lathes, turn-mill and mill-turn machines, multi-tasking machines, and wire EDMs
TR Genellikle 3 ve 5 eksenli CNC frezelerin yanı sıra torna tezgâhları, torna-freze ve freze-torna tezgâhları, çok görevli tezgâhlar ve tel erozyon makinelerini programlamak için kullanılır
英語 | トルコ語 |
---|---|
cnc | cnc |
used | kullanılır |
typically | genellikle |
and | ve |
to | için |
EN Press the mute button to quickly turn your own audio on or off. Use the volume controls to turn the speaker up or down.
TR Kendi sesinizi hızlı şekilde açmak veya kapatmak için sesi kapatma düğmesine basın. Hoparlörün ses düzeyini artırmak veya azaltmak için ses düzeyi kontrollerini kullanın.
英語 | トルコ語 |
---|---|
press | basın |
button | düğmesine |
speaker | hoparlör |
quickly | hızlı |
audio | ses |
or | veya |
EN At the beginning of each meeting, we ask that members close other programs on their computer or phone, turn their phones on silent, and commit to listening to one another
TR Her toplantının başında üyelerimizin bilgisayarlarındaki veya telefonlarındaki diğer programları kapatmalarını, telefonlarını sessize almalarını ve birbirlerini dinlemeyi taahhüt etmelerini rica ederiz
英語 | トルコ語 |
---|---|
meeting | toplantı |
computer | bilgisayarlar |
phones | telefonlar |
at the beginning | başında |
other | diğer |
programs | programları |
at | nda |
or | veya |
and | ve |
to | her |
EN At the beginning of each meeting, we ask that members close other programs on their computer or phone, turn their phones on silent, and commit to listening to one another
TR Her toplantının başında üyelerimizin bilgisayarlarındaki veya telefonlarındaki diğer programları kapatmalarını, telefonlarını sessize almalarını ve birbirlerini dinlemeyi taahhüt etmelerini rica ederiz
英語 | トルコ語 |
---|---|
meeting | toplantı |
computer | bilgisayarlar |
phones | telefonlar |
at the beginning | başında |
other | diğer |
programs | programları |
at | nda |
or | veya |
and | ve |
to | her |
EN Bootstrapped by a small team with a big passion for technology and SEO.
TR Teknoloji ve SEO’ya büyük tutku besleyen küçük bir ekip tarafından başlatıldı.
英語 | トルコ語 |
---|---|
small | küçük |
team | ekip |
big | büyük |
technology | teknoloji |
and | ve |
by | tarafından |
a | bir |
EN We do serious things but with passion
TR Ciddi şeyler yapıyoruz ama tutkuyla
英語 | トルコ語 |
---|---|
serious | ciddi |
things | şeyler |
but | ama |
EN Your protection is more than just our priority. It’s our passion.
TR Korunmanız sadece önceliğimiz değil, tutkumuz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
your | değil |
our | de |
just | sadece |
英語 | トルコ語 |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
and | ve |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
英語 | トルコ語 |
---|---|
open | açık |
world | dünyanın |
decentralized | merkeziyetsiz |
technology | teknoloji |
inclusive | kapsayıcı |
source | kaynaklı |
mina | mina |
project | proje |
building | yapı |
with | araya |
for | için |
EN If you love our products and are an advocate for the brand, or if you’re just a fan of the passion that gets poured into building SteelSeries products then, we want to equip and reward you.
TR Ürünlerimizi seviyorsanız ve markanın destekçisiyseniz veya SteelSeries ürünlerini oluşturan tutkunun hayranıysanız sizi ürünlerle donatıp ödüllendirmek isteriz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
brand | markanın |
steelseries | steelseries |
products | ürünlerini |
and | ve |
or | veya |
EN It’s not just about your followers, concurrent viewers or subs, it’s about the passion and dedication that you put into your game
TR Bu sadece takipçileriniz, eşzamanlı izleyiciler veya altlarla alakalı değil, oyununuza koyduğunuz tutku ve özveriyle de ilgili
英語 | トルコ語 |
---|---|
about | ilgili |
its | bu |
or | veya |
and | ve |
EN We’re interested in the time you dedicate, the tone in which you interact with your viewers, and of course your passion towards all-things gaming.
TR Adadığınız zamanınız, izleyicilerinizle etkileşirken kullandığınız ton ve tabii ki oyunculukla ilgili her şeye karşı tutkunuzla ilgileniyoruz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
of course | tabii |
time | zaman |
and | ve |
EN No matter your professional background, life experience or education; with passion and hard work you too can run your own successful Amway business.
TR Profesyonel geçmişiniz, hayat tecrübeniz veya eğitiminize bakılmaksızın; tutkunuzla ve çok çalışarak Amway İşi’nizi başarıyla yürütebilirsiniz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
life | hayat |
amway | amway |
professional | profesyonel |
or | veya |
and | ve |
EN Let your chic hairstylist logo shine through, reflecting your talent and passion for hairstyling. Design your dream logo with ease through these flexible templates.
TR Şık kuaför logonuzun, yeteneğinizi ve saç stiline olan tutkunuzu yansıtacak şekilde parlamasını sağlayın. Esnek şablonlar sayesinde hayallerinizdeki logoyu kolaylıkla tasarlayın.
英語 | トルコ語 |
---|---|
logo | logoyu |
design | tasarlayın |
flexible | esnek |
templates | şablonlar |
with ease | kolaylıkla |
and | ve |
英語 | トルコ語 |
---|---|
time | zamanda |
earn | kazanın |
if | varsa |
care | bakım |
program | programı |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
EN Her passion for computers and programming was behind her pursuit to earn a first-class higher diploma in Software Engineering.
TR Ayrıca bilgisayarlar ve programlama konularındaki tutkusu sayesinde Yazılım Mühendisliği alanında birinci sınıf yüksek öğrenim diploması almıştır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
computers | bilgisayarlar |
and | ve |
programming | programlama |
higher | yüksek |
class | sınıf |
software | yazılım |
engineering | mühendisliği |
to | ayrıca |
a | birinci |
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
英語 | トルコ語 |
---|---|
open | açık |
world | dünyanın |
decentralized | merkeziyetsiz |
technology | teknoloji |
inclusive | kapsayıcı |
source | kaynaklı |
mina | mina |
project | proje |
building | yapı |
with | araya |
for | için |
EN Marketing specialist at Logaster. Writes about smart ways of using web tools, plugins, and graphic editors. Manages visual content on Logaster’s website. Andriy’s passion is photography.
TR Logaster’da pazarlama uzmanı. Web araçlarını, eklentileri ve grafik düzenleyicileri ustaca kullanmanın yolları hakkında yazar. Logaster web sitesindeki görsel içeriği yönetir. Andriy’nin tutkusu fotoğrafçılıktır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
marketing | pazarlama |
logaster | logaster |
ways | yollar |
of | ın |
plugins | eklentileri |
and | ve |
graphic | grafik |
visual | görsel |
content | içeriği |
tools | araçlarını |
about | hakkında |
at | nda |
website | web |
EN Passion, conviction, courage and vision: Özlem Türeci and Uğur Şahin have all of these. They are the dynamic couple behind Biontech.
TR Tutku, inanma, cesaret ve vizyon: Özlem Türeci ve Uğur Şahin’de bunların hepsi var. Biontech’in arkasındaki güçlü iki hayat arkadaşı.
英語 | トルコ語 |
---|---|
vision | vizyon |
behind | arkasındaki |
all | hepsi |
and | ve |
EN Your protection is more than just our priority. It’s our passion.
TR Korunmanız sadece önceliğimiz değil, tutkumuz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
your | değil |
our | de |
just | sadece |
EN Meet local people interested in mobile technology. Gather to share your passion for technology and exchange ideas!
TR Mobil teknolojiyle ilgilenen yerel insanlarla tanışın. Teknoloji tutkunuzu paylaşmak ve fikir alışverişinde bulunmak için bir araya gelin!
英語 | トルコ語 |
---|---|
meet | tanışın |
local | yerel |
people | insanlarla |
interested | ilgilenen |
mobile | mobil |
ideas | fikir |
technology | teknoloji |
to share | paylaşmak |
and | ve |
to | araya |
for | için |
英語 | トルコ語 |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
and | ve |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
EN Dear Phemexers, It’s time to rekindle your burning passion and light it up with us here at Phemex! Check out our new Limited Time Task, “Deposit Bright” and light up as many boxes as you can ……
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Haftanın en eğlenceli günü Cuma geldi çattı! Hafta sonuna giriş, ve dolayısıyla en eğlenceli ve en favori gün olan Cuma gününü daha da güzelleştirecek ……
EN You provide old favourites or new recipes filled with your own brand of passion and uniqueness
TR Markanızın sahip olduğu tutku ve özgünlükle eskiden beri sevdiklerinizi veya yeni tariflerinizi sunabilirsiniz
英語 | トルコ語 |
---|---|
new | yeni |
or | veya |
of | beri |
and | ve |
EN Are you looking for ways to transform your passion for gaming into a professional journey? Then a unique logo for a gaming channel is a must-have for you to represent your character in the world of games!
TR Oyunlara olan tutkunuzu profesyonel bir yolculuğa dönüştürmenin yollarını mı arıyorsunuz? Öyleyse, karakterinizi oyun dünyasında temsil etmek için benzersiz bir oyun logosu kanalı olmazsa olmaz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
ways | yollar |
represent | temsil |
looking for | arıyorsunuz |
logo | logosu |
professional | profesyonel |
unique | benzersiz |
channel | kanal |
character | a |
of | in |
gaming | oyun |
EN For instance, red usually indicates passion, while blue is used to give a sense of security
TR Örneğin; kırmızı tutkuyu, mavi ise güven duygusunu aktarmak için kullanılır
英語 | トルコ語 |
---|---|
used | kullanılır |
blue | mavi |
of | in |
red | kırmızı |
give | için |
EN This archetype is sensitive and likes to please others with devotion and passion. The Lover has a desire to connect and interact with others.
TR Bu arketip hassastır ve başkalarını bağlılık ve tutkuyla memnun etmekten hoşlanır. Aşık, başkalarıyla bağlantı kurma ve etkileşim kurma arzusuna sahiptir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
others | başkaları |
a | a |
interact | etkileşim |
and | ve |
this | bu |
英語 | トルコ語 |
---|---|
insights | içgörüler |
ibm | ibm |
data | verileri |
and | ve |
英語 | トルコ語 |
---|---|
brands | markalar |
want | istiyor |
opportunities | fırsat |
behalf | adına |
system | sistem |
own | de |
to | her |
EN If ITA can turn profitable on the USA and Japan routes then there is a plan to continue to expand into South America, Asia and China. It seems they have mostly turned they back on their European network.
TR ITA, ABD ve Japonya rotalarında karlı hale gelebilirse, Güney Amerika, Asya ve Çin?e doğru genişlemeye devam etme planı vardır. Görünüşe göre çoğunlukla Avrupa ağlarına geri döndüler.
英語 | トルコ語 |
---|---|
japan | japonya |
south | güney |
america | amerika |
asia | asya |
european | avrupa |
network | ağ |
profitable | karlı |
mostly | çoğunlukla |
the | etme |
continue | devam |
plan | planı |
to | geri |
and | ve |
usa | abd |
EN Many companies develop their own operating system based on the core GNU software: products they do not have exclusive rights on. How does the wheel turn?
TR Birçok şirket temel GNU yazılımına dayalı olarak kendi işletim sistemlerini geliştirir: ve ürünler üzerinde ayrıcalıklı haklara sahip değillerdir. Peki işler nasıl yürüyor?
英語 | トルコ語 |
---|---|
companies | şirket |
exclusive | ayrıcalıklı |
products | ürünler |
software | yazılım |
how | nasıl |
many | çok |
core | temel |
have | sahip |
their | ve |
based | dayalı |
EN Our success is the direct result of the millions of people who start their own business and sell our products. In turn, we work to provide them with all the tools and resources they need to succeed.
TR Başarımız, kendi işlerini başlatan ve ürünlerimizi satan milyonlarca insan çabasının direkt sonucudur. Buna karşılık, onlara başarmaları için ihtiyaçları olan tüm araç ve kaynakları sağlıyoruz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
success | başarı |
people | insan |
our products | ürünlerimizi |
the | araç |
resources | kaynakları |
need | ihtiyaç |
of | in |
is | olan |
business | iş |
and | ve |
all | tüm |
EN This often develops when they are young, is strengthened by the social environment and in turn shapes their perception of people and issues.
TR Genelde genç yaşlarda ortaya çıkan bu tür bir bağlılık sosyal çevreyle de güçleniyor ve kişi ve olayların algılanmasında önemli bir etkiye sahip oluyor.
英語 | トルコ語 |
---|---|
often | genelde |
social | sosyal |
people | kişi |
young | genç |
this | bu |
and | ve |
are | sahip |
EN The Connected Package allows food and beverage producers to turn their packages into full-scale data carriers offering increased traceability, and value for each stakeholder in the entire value chain.
TR Bağlantılı Paket, gıda ve içecek üreticilerinin paketlerini daha fazla izlenebilirlik ve değer zinciri genelindeki her paydaş için değer sunan, tam ölçekli veri taşıyıcılarına dönüştürmesine olanak tanıyor.
英語 | トルコ語 |
---|---|
connected | bağlantı |
package | paket |
food | gıda |
beverage | içecek |
offering | sunan |
chain | zinciri |
data | veri |
value | değer |
in | genelindeki |
full | tam |
and | ve |
entire | de |
EN Online retail stores, rental services, and airlines often base their prices on your location. Want to pay less? Turn a VPN on and shop from a different country!
TR Online perakende mağazaları, kiralama hizmetleri ve havayolları, fiyatlarını genellikle bulunduğunuz yere göre belirler. Daha az ödemek ister misiniz? Bir VPN açın ve farklı bir ülkeden alışveriş yapın!
英語 | トルコ語 |
---|---|
online | online |
retail | perakende |
rental | kiralama |
services | hizmetleri |
often | genellikle |
vpn | vpn |
shop | alışveriş |
to | yapın |
on | açın |
prices | fiyatlarını |
pay | bir |
and | ve |
different | farklı |
EN We decided to turn to Alconost since the videos in their portfolio looked great
TR Portföylerindeki videolar harika göründüğünden Alconost'la çalışmaya karar verdik
英語 | トルコ語 |
---|---|
videos | videolar |
great | harika |
EN Strengthen expertise in their field – With medicine changing all the time, physicians can build and strengthen their knowledge through access to the most current research and findings in their field.
TR Alanlarındaki uzmanlığı güçlendirmek – Tıp sürekli olarak değiştiğinden, doktorlar alanlarındaki en güncel araştırmalara ve bulgulara erişerek bilgilerini artırabilir ve güçlendirebilir.
EN An Online Food Order Form which allows your customers to select their meal with their preferred diet type, texture, temperature, quantity, and order online through providing their delivery details and making payment.
TR Uzaktan odeme ve zamanli teslimat secenegi olan kapsamli bir alisveris teslimat formu kalibi.
英語 | トルコ語 |
---|---|
delivery | teslimat |
form | formu |
and | ve |
to | bir |
EN Using their computer or mobile device, patients can enter their contact information, answer survey questions, and rate their interactions with staff on formal standards.
TR Bilgisayar veya mobil cihazlarını kullanarak hastalar, iletişim bilgilerini girebilir, anket sorularını yanıtlayabilir ve personelle etkileşimlerini resmi standartlara göre derecelendirebilir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
mobile | mobil |
patients | hastalar |
survey | anket |
formal | resmi |
standards | standartlara |
computer | bilgisayar |
or | veya |
using | kullanarak |
contact | iletişim |
questions | sorular |
with | göre |
and | ve |
EN Members must present their card upon check-in at the hotel (or their member number if they have not yet received their card)
TR Üyeler otele giriş sırasında kartlarını göstermelidir (veya kartlarını henüz almamışlarsa üyelik numarasını belirtmelidir)
英語 | トルコ語 |
---|---|
at | nda |
number | numarası |
yet | henüz |
in | sırasında |
or | veya |
英語 | トルコ語 |
---|---|
students | öğrencilere |
online | çevrimiçi |
help | yardımcı |
and | ve |
research | araştırmalar |
EN Letting go of home internetSome members remove their home internet, either asking their roommates or family to change the password, or disabling service and letting go of their router.
TR Ev internetini bırakmakBazı üyeler, ev arkadaşlarından veya ailelerinden şifreyi değiştirmelerini isteyerek veya hizmeti devre dışı bırakarak ve yönlendiricilerini bırakarak ev internetlerini kaldırır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
service | hizmeti |
members | üyeler |
or | veya |
and | ve |
英語 | トルコ語 |
---|---|
brands | markalar |
accounts | hesaplar |
level | düzeyde |
products | ürünleri |
platform | platform |
this | bu |
social | sosyal |
services | hizmetlerini |
media | medya |
and | ve |
to | üzerinden |
EN To understand their business and deliver on their vision, manufacturers will need to free up capacity to customize products, create more innovative solutions, extend service offerings, and connect to their digital ecosystems.
TR İşlerini anlamak ve vizyonlarını yerine getirmek için imalatçıların ürünleri özelleştirmeye, daha yenilikçi çözümler oluşturmaya, hizmet tekliflerini genişletmeye ve dijital ekosistemlerine bağlanmaya yer açmaları gerekecek.
英語 | トルコ語 |
---|---|
innovative | yenilikçi |
digital | dijital |
service | hizmet |
solutions | çözümler |
and | ve |
products | ürünleri |
EN Find more useful info on their private company, their business, and their mission or values statement in Nicepage blog posts, and add your email address for feedback
TR Nicepage blog gönderilerinde özel şirketleri, işleri ve misyonları veya değer ifadeleri hakkında daha yararlı bilgiler bulun ve geri bildirim için e-posta adresinizi ekleyin
英語 | トルコ語 |
---|---|
find | bulun |
blog | blog |
useful | yararlı |
business | iş |
feedback | geri bildirim |
posta | |
or | veya |
add | ekleyin |
address | adresinizi |
and | ve |
for | için |
on | hakkında |
EN Amway appeals to people who want to make their own decisions, set their own goals and achieve their own level of success
TR Amway kendi kararlarını vermek isteyen, kendi hedeflerini belirleyen ve kendi başarı düzeylerini gerçekleştiren insanlara değer vermektedir
英語 | トルコ語 |
---|---|
amway | amway |
people | insanlara |
want | isteyen |
success | başarı |
decisions | kararlar |
make | vermek |
and | ve |
50翻訳の50を表示しています