EN Yes, you can modify the priority tier for an instance at any time. Simply modifying priority tiers will not trigger a failover.
英語 の "just our priority" は、次の トルコ語 単語/フレーズに翻訳できます。
EN Yes, you can modify the priority tier for an instance at any time. Simply modifying priority tiers will not trigger a failover.
TR Evet, bir bulut sunucusunun öncelik katmanını dilediğiniz zaman değiştirebilirsiniz. Yalnızca öncelik katmanlarının değiştirilmesi bir yük devretme işlemi tetiklemez.
英語 | トルコ語 |
---|---|
time | zaman |
priority | öncelik |
at | de |
yes | evet |
EN However, if the higher priority replicas on the cluster are unhealthy or unavailable for some reason, then Amazon RDS will promote the lower priority replica.
TR Bununla birlikte, kümedeki daha yüksek önceliğe sahip replikalar herhangi bir nedenden dolayı iyi durumda değilse veya bunlara erişilemiyorsa Amazon RDS düşük öncelikli replikayı yükseltir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
amazon | amazon |
rds | rds |
lower | düşük |
priority | öncelikli |
higher | daha yüksek |
some | de |
or | veya |
however | bir |
on | yüksek |
are | sahip |
the | durumda |
EN Your protection is more than just our priority. It’s our passion.
TR Korunmanız sadece önceliğimiz değil, tutkumuz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
your | değil |
our | de |
just | sadece |
EN Your protection is more than just our priority. It’s our passion.
TR Korunmanız sadece önceliğimiz değil, tutkumuz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
your | değil |
our | de |
just | sadece |
EN Your satisfaction is our top priority, and we’re so confident that you’ll be pleased with our services:
TR Memnuniyetiniz en büyük önceliğimiz ve hizmetlerimizden memnun kalacağınızdan eminiz:
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
and | ve |
EN The health, safety and well-being of our staff, guests and partners remains our top priority as the World goes through this unprecedented crisis.
TR Dünya daha önce görülmemiş böylesi krizden geçerken çalışanlarımızın, misafirlerimizin ve ortaklarımızın sağlığı, güvenliği ve esenliği en yüksek önceliğimiz olmayı sürdürmektedir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
of | ın |
world | dünya |
health | sağlığı |
safety | güvenliği |
top | en |
well | yüksek |
the | önce |
and | ve |
EN Your satisfaction is our top priority, and we’re so confident that you’ll be pleased with our services:
TR Memnuniyetiniz en büyük önceliğimiz ve hizmetlerimizden memnun kalacağınızdan eminiz:
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
and | ve |
EN Customer data security is our top priority and therefore it is our practice to adhere to the strictest data protection laws
TR Müşterimizin verilerinin güvenliği önceliğimizdir
英語 | トルコ語 |
---|---|
data | verilerinin |
security | güvenliği |
EN The security of our customer’s data is our top priority
TR Müşterimizin verilerinin güvenliği önceliğimizdir
英語 | トルコ語 |
---|---|
data | verilerinin |
security | güvenliği |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
英語 | トルコ語 |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN Payment security is our top priority. Encrypted payment details are stored in an external vault separate from our system. The vault has the highest PCI-DSS Level 1 compliance to ensure the highest security standards are met.
TR Ödeme güvenliği bizim önceliğimizdir. Şifreli ödeme bilgileri, sistemimizden ayrı bir harici diskte saklanır. Disk, en yüksek güvenlik standartlarını karşılamak için en yüksek PCI-DSS Düzey 1 uyumluluğuna sahiptir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
details | bilgileri |
external | harici |
separate | ayrı |
payment | ödeme |
level | düzey |
security | güvenlik |
has | sahiptir |
our | bizim |
highest | en yüksek |
standards | standartları |
to | için |
EN Our Priority is Customer Demands and Needs
TR Önceliğimiz Müşteri Talep ve İhtiyaçları
英語 | トルコ語 |
---|---|
customer | müşteri |
and | ve |
EN Check out our priority services! Make your journey feel more special starting from the airport.
TR Öncelikli hizmetlerimizden birini seçip havalimanından başlayarak yolculuğun boyunca kendini daha özel hissedebilirsin.
英語 | トルコ語 |
---|---|
airport | havalimanı |
the | özel |
more | daha |
from | boyunca |
EN Your data’s security and safety is our top priority
TR Verilerinizin güvenliği ve emniyeti bizim önceliğimizdir
英語 | トルコ語 |
---|---|
and | ve |
EN To heal from the destructive effects of a loved one’s internet and technology addiction, we must place a priority on our own basic needs
TR Sevilen birinin internet ve teknoloji bağımlılığının yıkıcı etkilerinden kurtulmak için kendi temel ihtiyaçlarımıza öncelik vermeliyiz
英語 | トルコ語 |
---|---|
internet | internet |
technology | teknoloji |
priority | öncelik |
of | in |
and | ve |
needs | ihtiyaç |
to | için |
EN Priority for this waiver program will be given to applications by authors from countries eligible for the Research4Life program.
TR Bu feragat programında, Research4Life programına katılmaya uygun ülkelerin yazarların başvurularına öncelik verilecektir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
waiver | feragat |
this | bu |
countries | ülkelerin |
priority | öncelik |
eligible | uygun |
program | programı |
applications | başvurular |
authors | yazarlar |
英語 | トルコ語 |
---|---|
technical | teknik |
service | hizmet |
EN Open at all times and available to all users. Paying users get priority support.
TR Tüm kullanıcılar için her zaman açık ve kullanılabilir. Ücretli kullanıcılar öncelikli destek alır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
times | zaman |
get | al |
support | destek |
priority | öncelikli |
open | açık |
and | ve |
available | kullanılabilir |
all | tüm |
users | kullanıcılar |
EN B2Trader is B2Broker's state-of-the art matching engine which delivers price-time priority matching algorithms, implied matching and quotes for exchanges and dark pools
TR B2Trader, B2Broker'ın fiyat-zaman öncelikli eşleştirme algoritmalarını sunan, eşleştirme yapan ve exchange ve karanlık havuzlar için teklifler hazırlayan son teknoloji eşleştirme motorudur
英語 | トルコ語 |
---|---|
matching | eşleştirme |
algorithms | algoritmaları |
pools | havuzlar |
priority | öncelikli |
and | ve |
for | için |
英語 | トルコ語 |
---|---|
sonix | sonix |
confidential | gizli |
automated | otomatik |
no | hiçbir |
human | insan |
has | hiç |
your data | verileriniz |
security | güvenlik |
completely | tamamen |
all | tüm |
and | ve |
with | ile |
英語 | トルコ語 |
---|---|
app | app |
provide | sağlayan |
capacity | kapasite |
support | destek |
features | özelliklerini |
paid | ücretli |
free | ücretsiz |
all | tüm |
you can use | kullanabilirsiniz |
and | ve |
of | olarak |
EN SGC SuperCerts is best suited for sites that give high priority to the protection of information transfer between site users and the website organization such as financial, personal and e-commerce data
TR SGC SuperCerts, site kullanıcıları ile mali, kişisel ve e-ticaret verileri gibi web sitesi organizasyonu arasındaki bilgi aktarımının korunmasına yüksek öncelik verilen siteler için en uygunudur
英語 | トルコ語 |
---|---|
protection | korunması |
financial | mali |
priority | öncelik |
and | ve |
best | en |
high | yüksek |
site | site |
users | kullanıcıları |
give | için |
information | bilgi |
personal | kişisel |
data | verileri |
sites | siteler |
of | in |
between | arasındaki |
EN High level authentication is not a priority
TR Yüksek düzeyde kimlik doğrulama bir öncelik değildir
英語 | トルコ語 |
---|---|
priority | öncelik |
high | yüksek |
level | düzeyde |
a | bir |
not | değildir |
authentication | kimlik doğrulama |
EN HD exports have a higher priority in the queue.
TR HD kalitesinde dışa aktarmalar bu kuyrukta önceliğe sahiptir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
hd | hd |
a | a |
have | bu |
EN Try new things.Embrace an alternative way of travelling where wellbeing of the mind, body and soul are your top priority
TR Yeni şeyler deneyin.Zihin, vücut ve ruh sağlığının en büyük önceliğiniz olduğu alternatif seyahatleri kucaklayın
英語 | トルコ語 |
---|---|
try | deneyin |
new | yeni |
alternative | alternatif |
mind | zihin |
body | vücut |
things | şeyler |
top | en |
and | ve |
of | nın |
EN As a priority whilst the account restructuring was underway, we conducted a detailed bid-optimization, changing bids location-based, audience and device-based.
TR Hesabın yeniden yapılandırması devam ederken; teklifleri lokasyon, hedef kitle ve cihaz bazlı olarak değerlendirerek ayrıntılı bir teklif optimizasyonu yaptık.
英語 | トルコ語 |
---|---|
audience | kitle |
device | cihaz |
detailed | ayrıntılı |
optimization | optimizasyonu |
and | ve |
based | bazlı |
account | hesabı |
as | ederken |
a | bir |
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
英語 | トルコ語 |
---|---|
effective | etkili |
ecological | ekolojik |
networks | ağlar |
based | dayalı |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
protection | koruma |
areas | alanlarını |
EN This year's priority will be health and will mobilise volunteers to work on projects addressing health challenges, including the impact of the COVID-19 pandemic, and recovery.
TR Bu yılın öncelik sağlık olacak ve gönüllüleri COVID-19 salgınının etkisi ve bu etkinin azaltılması dahil olmak üzere sağlık sorunlarını ele alan projelerde çalışmak üzere destekleyecektir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
years | yıl |
health | sağlık |
impact | etkisi |
pandemic | salgın |
priority | öncelik |
and | ve |
this | bu |
including | dahil |
to | olmak |
work | çalışmak |
of | alan |
EN Development of advocacy, campaign, research, training, and lobbying activities in its priority target areas in order to make the voice of civil society heard in decision-making processes.
TR Sivil toplumun kendi dışındaki karar alma süreçlerinde söz sahibi olması için, kendi öncelik alanları içinde savunuculuk, kampanya, araştırma, eğitim ve lobi çalışmaları yürütmenin geliştirilmesidir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
advocacy | savunuculuk |
campaign | kampanya |
civil | sivil |
society | toplumun |
priority | öncelik |
research | araştırma |
training | eğitim |
and | ve |
activities | çalışmaları |
areas | alanları |
of | in |
in | içinde |
to | için |
decision-making | karar |
EN The Canada Fund provides grants to Civil Society Organizations, community-based organizations and communities that are in line with the political goals of the Government of Canada and address their priority areas of work
TR Kanada Fonu, Kanada Hükümeti’nin siyasal amaçlarıyla bağdaşan ve öncelikli çalışma alanlarına hitap eden sivil toplum örgütlerine, toplum temelli örgütlere ve toplululuklara hibe yardımı yapar
英語 | トルコ語 |
---|---|
canada | kanada |
civil | sivil |
priority | öncelikli |
based | temelli |
to | yapar |
in | da |
society | toplum |
work | çalışma |
and | ve |
EN Priority is given to the organizations that have not previously benefited from funding
TR Öncelik, fondan daha önce yararlanmamış kurumlara verilir
英語 | トルコ語 |
---|---|
previously | daha önce |
the | önce |
to | daha |
EN At the same time, organizations working in regions or sectors that are not funded by other institutions take priority.
TR Aynı zamanda, diğer kurumlar tarafından fon sağlanmayan bölge ya da sektörlerde çalışan kurumlar öncelik kazanır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
time | zamanda |
other | diğer |
priority | öncelik |
in | da |
by | tarafından |
the | aynı |
EN 12.1.1. Number of countries with sustainable consumption and production (SCP) national action plans or SCP mainstreamed as a priority or a target into national policies
TR 12.1.1. Bir öncelik ya da ulusal politikalardaki bir hedef olarak sürdürülebilir tüketim ve üretimi (SCP) yaygınlaştıran ya da sürdürülebilir tüketim ve üretim SCP - Ulusal Eylem Planları'na sahip ülke sayısı
英語 | トルコ語 |
---|---|
sustainable | sürdürülebilir |
consumption | tüketim |
national | ulusal |
action | eylem |
target | hedef |
priority | öncelik |
countries | ülke |
production | üretimi |
and | ve |
plans | planları |
a | bir |
EN Priority for this waiver program will be given to applications by authors from countries eligible for the Research4Life program.
TR Bu feragat programında, Research4Life programına katılmaya uygun ülkelerin yazarların başvurularına öncelik verilecektir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
waiver | feragat |
this | bu |
countries | ülkelerin |
priority | öncelik |
eligible | uygun |
program | programı |
applications | başvurular |
authors | yazarlar |
EN SGC SuperCerts is best suited for sites that give high priority to the protection of information transfer between site users and the website organization such as financial, personal and e-commerce data
TR SGC SuperCerts, site kullanıcıları ile mali, kişisel ve e-ticaret verileri gibi web sitesi organizasyonu arasındaki bilgi aktarımının korunmasına yüksek öncelik verilen siteler için en uygunudur
英語 | トルコ語 |
---|---|
protection | korunması |
financial | mali |
priority | öncelik |
and | ve |
best | en |
high | yüksek |
site | site |
users | kullanıcıları |
give | için |
information | bilgi |
personal | kişisel |
data | verileri |
sites | siteler |
of | in |
between | arasındaki |
EN High level authentication is not a priority
TR Yüksek düzeyde kimlik doğrulama bir öncelik değildir
英語 | トルコ語 |
---|---|
priority | öncelik |
high | yüksek |
level | düzeyde |
a | bir |
not | değildir |
authentication | kimlik doğrulama |
EN The priority areas of the grant programme are:
TR Hibe programının öncelikli alanları şunlardır:
英語 | トルコ語 |
---|---|
grant | hibe |
priority | öncelikli |
areas | alanları |
of | nın |
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
英語 | トルコ語 |
---|---|
effective | etkili |
ecological | ekolojik |
networks | ağlar |
based | dayalı |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
protection | koruma |
areas | alanlarını |
EN This year's priority will be health and will mobilise volunteers to work on projects addressing health challenges, including the impact of the COVID-19 pandemic, and recovery.
TR Bu yılın öncelik sağlık olacak ve gönüllüleri COVID-19 salgınının etkisi ve bu etkinin azaltılması dahil olmak üzere sağlık sorunlarını ele alan projelerde çalışmak üzere destekleyecektir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
years | yıl |
health | sağlık |
impact | etkisi |
pandemic | salgın |
priority | öncelik |
and | ve |
this | bu |
including | dahil |
to | olmak |
work | çalışmak |
of | alan |
EN Development of advocacy, campaign, research, training, and lobbying activities in its priority target areas in order to make the voice of civil society heard in decision-making processes.
TR Sivil toplumun kendi dışındaki karar alma süreçlerinde söz sahibi olması için, kendi öncelik alanları içinde savunuculuk, kampanya, araştırma, eğitim ve lobi çalışmaları yürütmenin geliştirilmesidir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
advocacy | savunuculuk |
campaign | kampanya |
civil | sivil |
society | toplumun |
priority | öncelik |
research | araştırma |
training | eğitim |
and | ve |
activities | çalışmaları |
areas | alanları |
of | in |
in | içinde |
to | için |
decision-making | karar |
EN The Canada Fund provides grants to Civil Society Organizations, community-based organizations and communities that are in line with the political goals of the Government of Canada and address their priority areas of work
TR Kanada Fonu, Kanada Hükümeti’nin siyasal amaçlarıyla bağdaşan ve öncelikli çalışma alanlarına hitap eden sivil toplum örgütlerine, toplum temelli örgütlere ve toplululuklara hibe yardımı yapar
英語 | トルコ語 |
---|---|
canada | kanada |
civil | sivil |
priority | öncelikli |
based | temelli |
to | yapar |
in | da |
society | toplum |
work | çalışma |
and | ve |
EN Priority is given to the organizations that have not previously benefited from funding
TR Öncelik, fondan daha önce yararlanmamış kurumlara verilir
英語 | トルコ語 |
---|---|
previously | daha önce |
the | önce |
to | daha |
EN At the same time, organizations working in regions or sectors that are not funded by other institutions take priority.
TR Aynı zamanda, diğer kurumlar tarafından fon sağlanmayan bölge ya da sektörlerde çalışan kurumlar öncelik kazanır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
time | zamanda |
other | diğer |
priority | öncelik |
in | da |
by | tarafından |
the | aynı |
50翻訳の50を表示しています