TR Daha iyi bir temizlik için LUNA ile birlikte kullanın! T-Sonik™ titreşimler, formülün cilde masaj yapmasına yardımcı olur, cildin daha derin bir şekilde temizlenmesini ve ürünün daha iyi emilimini sağlayarak cildinizi nemlendirir.
ניתן לתרגם את "daha iyi emilimini" ב-טורקי לאנגלית מילים/ביטויים הבאים:
טורקי | אנגלית |
---|---|
luna | luna |
masaj | massage |
TR SunExpress, 31 adet Boeing 737-800 uçağını yakıt tasarrufu yapan “Split Scimitar Winglets” ile modernize ederek filosunun karbondioksit emilimini azalttı.
EN By starting to upgrade 31 Boeing 737-800 with new, fuel-efficient “Split Scimitar Winglets”, the SunExpress fleet further decreases its CO2 emission.
טורקי | אנגלית |
---|---|
sunexpress | sunexpress |
yakıt | fuel |
TR Selülozik elyafların mikroskopik fibrillerinin arasındaki submikroskopik kanallar, nem emilimini ve salınımını düzenleyerek vücudunuza hoş bir serinlik ve kuruluk verir ve fiziksel performansınıza katkıda bulunur.
EN Submicroscopic canals between the microscopic fibrils of cellulose fibers regulate the absorption and release of moisture, which contribute to your performance of physical activity by keeping your body pleasantly cool and dry.
טורקי | אנגלית |
---|---|
fiziksel | physical |
טורקי | אנגלית |
---|---|
masaj | massage |
sağlar | provide |
kan | blood |
cilt | skin |
טורקי | אנגלית |
---|---|
mavi | blue |
led | led |
ın | of |
TR En iyi çalışma atmosferi nerede, en iyi gelişme imkanlarını kim sunuyor, çalışanlar aile ile iş hayatını nerede daha iyi bağdaştırabiliyor? İki büyük değerlendirme platformu her yıl Almanya’nın en iyi işverenlerini arıyor
EN Where is the best working atmosphere, who offers the best opportunities for development, where can employees best reconcile work and family life? Every year two major rating platforms seek out Germany’s best employers
טורקי | אנגלית |
---|---|
nerede | where |
gelişme | development |
sunuyor | offers |
çalışanlar | employees |
aile | family |
büyük | major |
yıl | year |
almanya | germany |
hayatı | life |
טורקי | אנגלית |
---|---|
maliyeti | costs |
çelik | steel |
koruma | protection |
sunan | offering |
yenilikçi | innovative |
TR Daha hızlı yükleme süreleri, daha iyi kullanıcı deneyimi, daha iyi arama motoru optimizasyonu ve daha yüksek dönüşüm oranları anlamına gelir.
EN Faster load times mean better user experience, better search engine optimization, and higher conversion rates.
TR Ekibimiz, 10 yılı aşkın süredir, müşterilerimizin daha iyi iş verimliliği ve dolayısıyla daha iyi sonuçlar elde etmesini sağlayan mümkün olan en iyi hizmeti sunmayı başarmıştır.
EN For 10+ years, our team has been able to provide the best possible service that allowed our clients to achieve better work efficiency, and, consequently, better results.
טורקי | אנגלית |
---|---|
ekibimiz | our team |
verimliliği | efficiency |
ve | and |
sonuçlar | results |
elde | achieve |
sağlayan | provide |
hizmeti | service |
טורקי | אנגלית |
---|---|
zebra | zebra |
android | android |
temelli | based |
teknoloji | technology |
burada | here |
iletişime | contact |
טורקי | אנגלית |
---|---|
zebra | zebra |
android | android |
temelli | based |
teknoloji | technology |
burada | here |
iletişime | contact |
TR İyi haberler hızlı, kötü haberler daha hızlı duyulur. Dürüstçe iletişim kurarız. En iyi kararlar, hızlı ve mümkün olan en iyi bilgilerle alınır. Asla tek başımıza mücadele etmeyiz.
EN Good news fast, bad news faster. We communicate honestly. The best decisions are made quickly and with the best information possible. We never struggle alone.
טורקי | אנגלית |
---|---|
haberler | news |
kötü | bad |
iletişim | communicate |
kararlar | decisions |
ve | and |
mümkün | possible |
asla | never |
TR 3 CSS web sitesi şablonu, web tasarımı iş sayfası web sitesi html şablonuyla daha iyi projeler sağlar ve en iyi yeni yazarları tek sayfalık şablon metninden oluşan iyi organize edilmiş katman grupları oluşturmaya teşvik eder
EN 3 CSS website templates provide better projects with web design business page website html template and encourage top new authors to form well organized layers groups of one-page template text
טורקי | אנגלית |
---|---|
css | css |
html | html |
projeler | projects |
sağlar | provide |
ve | and |
yeni | new |
organize | organized |
grupları | groups |
teşvik | encourage |
טורקי | אנגלית |
---|---|
oluşturma | building |
eğitim | training |
üretim | production |
hızlı | faster |
verimli | efficiently |
טורקי | אנגלית |
---|---|
gıda | food |
güvenliği | safety |
verimli | productive |
çalışanlar | employees |
karlı | profitable |
sürdürülebilir | sustainable |
işletme | business |
TR Bundan kaçınmak ve daha iyi bir işletme barışı, daha çok istikrar ve daha az grev olmasını sağlamak için çalışanların yönetime daha fazla katılmaları amaçlanıyor.
EN The idea is that this can be achieved by involving employees in decision-making processes to a considerable extent, thereby ensuring a more peaceful working environment, greater stability and fewer strikes.
טורקי | אנגלית |
---|---|
daha az | fewer |
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
טורקי | אנגלית |
---|---|
pazarlama | marketing |
ihtiyaçları | needs |
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
טורקי | אנגלית |
---|---|
kararlar | decisions |
tasarruf | saving |
bilgiler | information |
TR Daha İyi Hasta Bakımı İçin Daha İyi Bilgi İpuçları
EN Better Information Leads to Better Patient Care
טורקי | אנגלית |
---|---|
hasta | patient |
bakımı | care |
bilgi | information |
TR Bunu ise daha iyi bir ekonomik model ve daha iyi ölçeklenebilirlik ile sağlamayı planlar
EN They plan to do this by having a better economic model and higher scalability
טורקי | אנגלית |
---|---|
ekonomik | economic |
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
טורקי | אנגלית |
---|---|
kararlar | decisions |
tasarruf | saving |
bilgiler | information |
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
טורקי | אנגלית |
---|---|
pazarlama | marketing |
ihtiyaçları | needs |
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
טורקי | אנגלית |
---|---|
pazarlama | marketing |
ihtiyaçları | needs |
TR Bu bağlamda projenin, pozisyonlanmış anahtar kelimelerin sayısı ile karşılaştırıldığında daha iyi hale ve daha iyi görünürlüğe sahip hale görmemiz mümkün hale gelir.
EN In this way, we can see if the project is getting better and better visibility compared to the number of positioned keywords.
טורקי | אנגלית |
---|---|
projenin | project |
anahtar | keywords |
sayısı | number |
mümkün | can |
TR Her ne kadar 71 ile 90 arasındaki puanlar çok daha iyi olsa da, bunların iyi yerine mükemmel veya olağanüstü puanlara daha yakın olduğunu iddia ediyoruz
EN While scores of 71 to 90 are far better, we’d argue that they’re closer to excellent or outstanding instead of just good
טורקי | אנגלית |
---|---|
mükemmel | excellent |
veya | or |
olağanüstü | outstanding |
TR Hatta size aklınızdakilerden daha iyi sonuç veren bir anahtar kelime bile gösterebilir! İyi bir anahtar kelime bulucu size uzun kuyruklu anahtar kelime seçeneklerini göstermekten daha fazlasını yapar
EN It may even show you a keyword that works even better than the ones you had in mind! A good keyword finder does more than just show you long-tail keyword options, though
טורקי | אנגלית |
---|---|
size | you |
bulucu | finder |
uzun | long |
seçeneklerini | options |
TR Daha iyi SEO, algoritmanın çalışma şekli nedeniyle işletmenize daha iyi yansıyacak ve düzgün çalışan web sitelerinin arama sonuçlarının en üstüne çıkmasını sağlayacaktır
EN Better SEO will reflect better on your business because of how the algorithm works, making sure that properly functioning websites make it to the top of the search results
טורקי | אנגלית |
---|---|
seo | seo |
düzgün | properly |
arama | search |
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR En son bakım standartlarına dayalı olarak olası en iyi kararları verip, en iyi teşhisleri koyup, en iyi tedavi planlarını sağlayarak tutarlı bir hasta deneyimi sağlayabilirler.
EN Based on the latest standards of care they will make the best possible decisions, diagnoses and treatment plans, helping to create a consistent patient experience.
טורקי | אנגלית |
---|---|
bakım | care |
olası | possible |
kararları | decisions |
tedavi | treatment |
tutarlı | consistent |
hasta | patient |
deneyimi | experience |
standartları | standards |
TR Ne kadar iyi ve ayrıntılı veri işlerseniz, o kadar iyi sonuçlar alırsınız ve kaynağınızı o kadar iyi geliştirebilirsiniz.
EN The better and more detailed data you process, the better results you will get, and the better you can improve your resource.
טורקי | אנגלית |
---|---|
ayrıntılı | detailed |
veri | data |
sonuçlar | results |
TR İyi yönetişimi iyi işle bir tutarız. Sürdürülebilir bir iş kurmak, İYİ OLANI KORUR™ marka vaadimizi yerine getirmek ve itibarımızı korumak açısından son derece önemlidir.
EN We equate good governance with good business. It is essential to building a sustainable business, delivering on our brand promise – PROTECTS WHAT’S GOOD™ – and safeguarding our reputation.
טורקי | אנגלית |
---|---|
iyi | good |
sürdürülebilir | sustainable |
korur | protects |
TR Bunlar müşterilerinizle daha iyi ilişkileri kurmanıza, daha çok trafik oluşturmanıza ve daha çok para kazanmanıza yardımcı olur
EN It can help you generate more traffic, build relationships with your customers, and make lots of money
טורקי | אנגלית |
---|---|
bunlar | it |
müşterilerinizle | with your customers |
trafik | traffic |
ve | and |
olur | can |
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
טורקי | אנגלית |
---|---|
gecikme | latency |
a | a |
performans | performance |
aws | aws |
verimliliği | efficiency |
işlevleri | functions |
görev | mission |
kritik | critical |
sunucusuz | serverless |
uygulamaları | applications |
TR Airbnb, Amazon EC2 P3 bulut sunucuları sayesinde eğitim iş yüklerini daha hızlı çalıştırma, daha fazla yineleme gerçekleştirme, daha iyi makine öğrenimi modelleri oluşturma ve maliyeti düşürme olanağına sahip oluyor.
EN With Amazon EC2 P3 instances, Airbnb can run training workloads faster, go through more iterations, build better machine learning models and reduce costs.
טורקי | אנגלית |
---|---|
amazon | amazon |
hızlı | faster |
makine | machine |
modelleri | models |
oluşturma | build |
ve | and |
maliyeti | costs |
TR ChatMix tuşundan kulaklığa bağlanan kabloyu daha da uzattık, daha iyi konfor için kulak yastıklarının kalınlığını artırdık ve daha derin bass çıkışı için ince ayarlar yaptık
EN We made the cable from the ChatMix dial to the headset longer, increased the thickness of the ear cushions for greater comfort, and tweaked the sound for deeper bass output
טורקי | אנגלית |
---|---|
konfor | comfort |
kulak | ear |
טורקי | אנגלית |
---|---|
daha | better |
akıllı | smarter |
kararları | decisions |
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
טורקי | אנגלית |
---|---|
gecikme | latency |
a | a |
performans | performance |
aws | aws |
verimliliği | efficiency |
işlevleri | functions |
görev | mission |
kritik | critical |
sunucusuz | serverless |
uygulamaları | applications |
TR Daha yaşlı nesillere kıyasla, gençler iyimser kalıyor, çok daha küresel düşünüyor ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirme konusunda çok kararlılar.”
EN In contrast to older generations, young people remain optimistic, think more globally and are determined to make the world a better place.”
מציג 50 מתוך 50 תרגומים