EN At the opening of the centre, WHO Director-General Ghebreyesus expressed this hope by saying: “Viruses spread quickly, but data spread even more quickly.”
EN At the opening of the centre, WHO Director-General Ghebreyesus expressed this hope by saying: “Viruses spread quickly, but data spread even more quickly.”
TR DSÖ Başkanı Ghebreyesus açılışta yaptığı konuşmada bu umudu şöyle dile getirdi: “Virüsler hızlı yayılsa da veriler daha hızlı yayılıyor.”
EN Day by day the health situation continues to worsen due to the horrific spread of COVID-19. So need to spread awareness of personal hygiene during this times has become extremely important to
TR ”Eşitlik Kuşağı Tecavüze Karşı Duruyor” başlığı altında WATAN Örgütü, Avrupa Komisyonu İnsani Yardım tarafından finanse edilen ortağı GOAL ınternational ile iş birliği ve destek içinde.
Anglais | turc |
---|---|
by | tarafından |
to | ile |
EN At the opening of the centre, WHO Director-General Ghebreyesus expressed this hope by saying: “Viruses spread quickly, but data spread even more quickly.”
TR DSÖ Başkanı Ghebreyesus açılışta yaptığı konuşmada bu umudu şöyle dile getirdi: “Virüsler hızlı yayılsa da veriler daha hızlı yayılıyor.”
EN The dilapidated health situation in the northern Syrian camps is complicated further in light of the spread of COVID-19. Therefore, a new major project was launched based
TR WATAN, bir süre önce WATAN sayfasında yayınlanan TOFEL, ICDL ve TÖMER hibelerine kabul edilen öğrencileri tebrik eder. Ayrıca, seçim sürecinde kullanılan seçim kriterlerini tüm başvuru sahipleriyle paylaşmak istiyoruz.
Anglais | turc |
---|---|
further | ayrıca |
the | kabul |
EN As a result of the deteriorating health situation in the camps, there is an urgent need to re-emphasise the issue of hygiene. This comes in light of the spread of the COVID-19 virus, which is still a matter of fear for all people- especially the
TR WATAN, bulaşıcı hastalıkların ve salgın hastalıkların yayılmasını sınırlamak amacıyla güvenli, sağlıklı ve istikrarlı bir ortam sağlamak için kişisel hijyeni arttırmanın gerekliliğine inanmaktadır.
Anglais | turc |
---|---|
which | ve |
the | kişisel |
of | in |
to | sağlamak |
a | bir |
EN Including Electric Light Orchestra, Jeff Lynne and Electric Light Orchestra Part II
TR Electric Light Orchestra, Jeff Lynne ve Electric Light Orchestra Part II dahil
Anglais | turc |
---|---|
including | dahil |
and | ve |
ii | ii |
electric | electric |
light | light |
orchestra | orchestra |
EN Including Electric Light Orchestra, Electric Light Orchestra Part II and Jeff Lynne
TR Electric Light Orchestra, Electric Light Orchestra Part II ve Jeff Lynne dahil
Anglais | turc |
---|---|
including | dahil |
ii | ii |
and | ve |
electric | electric |
light | light |
orchestra | orchestra |
EN Irene Duvet Cover Set, which offers a stylish color harmony from the sophisticated deep tones of blue to the light tones that create a light calm, creates a stylish atmosphere in the bedrooms with its dynamic patterns
TR Mavinin sofistike derin tonlarından hafif bir dinginlik yaratan açık tonlarına uzanan şık bir renk harmonisi sunan Irene Nevresim Takımı, dinamik desenleri ile yatak odalarında şık bir atmosfer yaratıyor
Anglais | turc |
---|---|
offers | sunan |
color | renk |
dynamic | dinamik |
sophisticated | sofistike |
deep | derin |
light | hafif |
stylish | şık |
patterns | bir |
EN Blink – Single color light, including 7 choices, Red, Yellow, Green, Light Blue, Blue, White and Purple, keeps flashing on and off
TR Göz Kırpma - 7 seçenek, Kırmızı, Sarı, Yeşil, Açık Mavi, Mavi, Beyaz ve Mor dahil olmak üzere tek renkli ışık yanıp sönmeye devam ediyor
Anglais | turc |
---|---|
and | ve |
purple | mor |
including | dahil |
single | tek |
color | renkli |
green | yeşil |
white | beyaz |
light | ışık |
on | açık |
red | kırmızı |
blue | mavi |
yellow | sarı |
EN Click one of the lighting modes above to experience five different lighting schemes. Pulse – Single color light, including 7 choices, Red, Yellow, Green, Light Blue, Blue, White and Purple, keeps fading in and out.
TR Beş farklı aydınlatma düzenini denemek için yukarıdaki aydınlatma modlarından birine tıklayın. Darbe - 7 seçenek de dahil olmak üzere, Tek renkli ışık, Kırmızı, Sarı, Yeşil, Açık Mavi, Mavi, Beyaz ve Mor, içeri girip çıkıyor.
Anglais | turc |
---|---|
lighting | aydınlatma |
click | tıklayın |
including | dahil |
color | renkli |
purple | mor |
and | ve |
different | farklı |
out | de |
light | ışık |
red | kırmızı |
yellow | sarı |
blue | mavi |
white | beyaz |
five | beş |
to | için |
green | yeşil |
EN Including Electric Light Orchestra, Jeff Lynne and Electric Light Orchestra Part II
TR Electric Light Orchestra, Jeff Lynne ve Electric Light Orchestra Part II dahil
Anglais | turc |
---|---|
including | dahil |
and | ve |
ii | ii |
electric | electric |
light | light |
orchestra | orchestra |
EN Including Electric Light Orchestra, Electric Light Orchestra Part II and Jeff Lynne
TR Electric Light Orchestra, Electric Light Orchestra Part II ve Jeff Lynne dahil
Anglais | turc |
---|---|
including | dahil |
ii | ii |
and | ve |
electric | electric |
light | light |
orchestra | orchestra |
EN Dear Phemexers, It’s time to rekindle your burning passion and light it up with us here at Phemex! Check out our new Limited Time Task, “Deposit Bright” and light up as many boxes as you can ……
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Haftanın en eğlenceli günü Cuma geldi çattı! Hafta sonuna giriş, ve dolayısıyla en eğlenceli ve en favori gün olan Cuma gününü daha da güzelleştirecek ……
EN Issuing internal briefings to raise staff awareness of the subject and giving them tools and resources to further spread awareness among editors, board members and reviewers
TR Konu hakkında çalışanların bilincini artırmak ve onlara editörler, kurul üyeleri ve hakemler arasında da farkındalığı daha fazla yayacak araçlar ve kaynaklar sunmak üzere dahili brifingler vermek
Anglais | turc |
---|---|
internal | dahili |
raise | artırmak |
editors | editörler |
members | üyeleri |
and | ve |
resources | kaynaklar |
tools | araçlar |
to | hakkında |
them | onlara |
further | da |
EN You can spread your business information across maps, applications, search engines and aggregators. The tool is available for local listing management in the United States, the United Kingdom, France, Germany, and Australia.
TR İşletme bilgilerinizi haritalar, uygulamalar, arama motorları ve toplayıcılar arasında yayabilirsiniz. Araç, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve Avustralya'da yerel listeleme yönetimi için mevcuttur.
Anglais | turc |
---|---|
maps | haritalar |
applications | uygulamalar |
local | yerel |
listing | listeleme |
kingdom | krallık |
management | yönetimi |
search | arama |
france | fransa |
germany | almanya |
the | araç |
engines | motorları |
available | mevcuttur |
states | devletleri |
and | ve |
united | birleşik |
for | için |
EN Jotform also provides a separate URL for each form. You can email this link to clients or share it through social media as you spread the word about your photography.
TR Jotform'da her form için bağımsız bir URL adresi sağlanır. Dilerseniz bu bağlantıyı müşterilerinize e-postayla gönderebilir ya da sosyal medyada paylaşarak adınızı duyurabilirsiniz.
Anglais | turc |
---|---|
form | form |
url | url |
this | bu |
also | da |
social | sosyal |
share | paylaş |
a | bir |
link | bağlantıyı |
your | adınızı |
EN Phemex welcomes you to our “Race for Glory” Twitter Giveaway! The goal is to have you share customized Phemex tweets to spread the word about our new products and offerings! The total prize pool i……
TR Phemex sizi "Phemex ile Milyon" Twitter Çekilişine davet ediyor! Phemex'teki 1.000.000 kaydı kutlamak için topluluğumuzun en çok sevdiği şekilde - DOGECOIN'i vererek yapmak istiyo……
EN US Letter Size Magazine Spread Outside
TR Amerikan Mektup Boyutunda Dergi Sayfası
Anglais | turc |
---|---|
letter | mektup |
magazine | dergi |
EN US Letter Size Magazine Spread Inside
TR Amerikan Mektup Boyutunda Dergi Sayfası
Anglais | turc |
---|---|
letter | mektup |
magazine | dergi |
EN spread more awareness with a perfect video pitch
TR mükemmel bir video sunum ile daha fazla farkındalık
Anglais | turc |
---|---|
awareness | farkındalık |
perfect | mükemmel |
video | video |
a | bir |
with | ile |
EN Rather, the transactions are verified by nodes (the network of computers/users spread globally) and recorded in an open ledger.
TR Bunun yerine işlemler node'lar (dünya geneline yayılmış bilgisayar/kullanıcı ağı) tarafından doğrulanır ve blockchain adındaki açık deftere kaydedilir.
Anglais | turc |
---|---|
transactions | işlemler |
computers | bilgisayar |
open | açık |
users | kullanıcı |
network | ağı |
and | ve |
by | tarafından |
EN We are supporting the Singapore Government to help limit the community spread of the Covid-19, in rendering our assistance to returning Singaporeans and travellers entering Singapore on mandatory Stay Home Notices.
TR Covid-19’un topluluk içinde yayılmasını sınırlandırmaya yardımcı olmak üzere, dönüş yapan Singapurlulara ve Singapur’a giren seyahatçilere zorunlu Evde Kal Bildirimlerini sunarak, Singapur Hükümeti’ni destekliyoruz.
Anglais | turc |
---|---|
singapore | singapur |
community | topluluk |
of | ın |
mandatory | zorunlu |
help | yardımcı |
and | ve |
home | üzere |
on | evde |
in | içinde |
EN New goal: 80 percent vaccination quota by the end of January +++ Here you find the most important news about the spread of the disease in Germany.
TR Korona virüsünün omikron varyantının yayılması nedeniyle, Noel’den sonra Almanya’da kurallar bariz derecede sıkılaştırılacak.
Anglais | turc |
---|---|
the | sonra |
EN Due to the spread of the Omicron variant of the Coronavirus, significantly stricter rules will apply in Germany after Christmas.
TR Svetlana Tihanovskaya, Belarus’taki muhalefetin yüzü. Tihanovskaya ile birlikte diğer iki yurttaş hakları aktivistine saygın Karl Ödülü verilecek.
Anglais | turc |
---|---|
to | birlikte |
EN For a number of decades now, three phenomena have been accelerating the spread of such diseases: globalisation, climate change and migration all have an impact on global health
TR Son yirmi otuz yılda, üç fenomen bu tür hastalıkların yayılmasını hızlandırdı: Küreselleşmenin, iklim değişikliğinin ve göçün küresel sağlık üzerinde etkisi söz konusu
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
impact | etkisi |
global | küresel |
health | sağlık |
and | ve |
climate | iklim |
now | bu |
EN It is true because ransomware is often spread with spyware or stealers.
TR Bu doğrudur çünkü ransomware genellikle casus yazılım veya hırsızlarla yayılır.
Anglais | turc |
---|---|
often | genellikle |
or | veya |
because | çünkü |
EN The spread of the pandemic- WATAN’s response
TR WATAN, TOFEL, ICDL ve TOMER HİBELERİNE KABUL EDİLEN ÖĞRENCİLERİ TEBRİK EDER
EN WATAN concludes new agreements to limit the spread of the pandemic
TR TÜRKİYE?DE GENÇLİK VE MİLLİ EGEMENLİK GÜNÜ ANMALARINI
EN What WATAN has done to reduce the spread of diseases in camps
TR WATAN İDLİB?DE AKDENİZ ANEMİSİ HASTALARININ TEDAVİ OLACAĞI İLK MERKEZİ AÇTI
Anglais | turc |
---|---|
watan | watan |
EN Hundreds of thousands of families in northern Syria are suffering due to the deteriorating health situation in the camps ? particularly with the spread of COVID-19. So need to
TR WATAN, Gaziantep ve Hatay illerinde sivil toplum örgütlerinden 23?ü aşkın katılımcının huzurunda sunulan ?Türkiye?deki İnsani Yardım Kuruluşlarının Çalışmalarında Hukuki Sorunlar? eğitim kursunu tamamladı.
Anglais | turc |
---|---|
to | e |
in | deki |
with | aşkın |
of | nın |
EN Radio stations everywhere are joining us in our mission to spread the message of the goals to as many people as possible on the planet
TR Her yerdeki radyo istasyonları gezegenimizde mümkün olduğunca çok insana ulaşarak onlara hedeflerin mesajını iletme konusundaki misyonumuza destek veriyorlar
Anglais | turc |
---|---|
radio | radyo |
possible | mümkün |
message | mesaj |
everywhere | her |
EN COVID-19, which spread rapidly from China to the whole world in January, changed all predictions and plans radically
TR Ocak ayında hızlı bir şekilde Çin’den tüm dünyaya yayılan Covid-19, tüm öngörüleri ve planlamaları kökten değiştirdi
Anglais | turc |
---|---|
world | dünyaya |
january | ocak |
rapidly | hızlı |
and | ve |
the | şekilde |
all | tüm |
EN Ho Ho Ho! Phemex traders, have you been naughty or nice this year? Christmas is upon us once again, and to spread the holiday cheer we’re going to be holding a free airdrop of Santa Coins! From n……
TR Phemex size ve ailenize en iyi dileklerini sunar. Noeli kutlamak için şenlikli bir USD çekilişinden daha iyi ne olabilir ki! Aşağıdaki Gleam kampanyasındaki görevleri tamamlarsanız, 120.000$……
EN The firm has substantial experience working in multi-discipline teams, with team members spread around the world
TR “Çok branşlı” çalışma prensibiyle, üyeleri dünyanın dört bir yanına yayılmış ekiplerle uyum içinde çalışma konusunda son derece deneyimlidir
Anglais | turc |
---|---|
in | içinde |
world | dünyanın |
EN Do you use multiple music services? One for curating, one for Hi-Fi? Or maybe you are a playlist curator and want to spread your playlists everywhere? If so, Sync is the solution!
TR Birden fazla müzik servisi mi kullanıyorsunuz? Biri küratörlük, diğeri Hi-Fi için mi? Ya da belki bir çalma listesi küratörüsünüz ve çalma listelerinizi her yerde paylaşmak istiyorsunuz. Eğer öyleyse, çözümünüz Senkronizasyon!
Anglais | turc |
---|---|
music | müzik |
maybe | belki |
if | eğer |
and | ve |
everywhere | her yerde |
EN More than 150 countries on list of high-risk areas +++ The latest news about the spread of the disease in Germany.
TR Alman Dışişleri Bakanı, Moskova ziyaretinde Ukrayna krizinde hızla barış görüşmelerine dönülmesi isteğini vurguladı.
Anglais | turc |
---|---|
the | alman |
EN Place dots of your regular eye cream or eye serum, and use IRIS to spread.
TR Her zamanki göz kreminizi ya da göz serumunuzu kullanın ve yayın.
Anglais | turc |
---|---|
eye | göz |
use | kullanın |
and | ve |
to | her |
EN Amazon Aurora automatically divides your database volume into 10 GB segments spread across many disks
TR Amazon Aurora, veritabanınızı otomatik olarak birçok diske dağıtılan 10 GB'lık kısımlara böler
Anglais | turc |
---|---|
amazon | amazon |
aurora | aurora |
database | veritabanı |
your | olarak |
into | da |
automatically | otomatik olarak |
many | çok |
EN In this system, it is aimed to ensure a strong relationship between corporate success and development and personal success and development, with the top-down spread of the corporate targets in terms of management.
TR Bu sistemde, kurumsal hedeflerin yönetimsel olarak yukarıdan aşağıya doğru yayılmasıyla kurumsal başarı ve gelişim ile bireysel başarı ve gelişim arasında güçlü bir ilişki sağlanması amaçlanmıştır.
Anglais | turc |
---|---|
relationship | ilişki |
corporate | kurumsal |
development | gelişim |
success | başarı |
strong | güçlü |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
between | arası |
to | doğru |
with | ile |
EN If you’re planning a trip to the UAE you’ll find that all major attractions in the UAE are spread far and wide
TR BAE'ye bir seyahat planlıyorsanız BAE'deki tüm önemli cazibe merkezlerinin çok geniş olduğunu göreceksiniz
Anglais | turc |
---|---|
major | önemli |
wide | geniş |
all | tüm |
a | bir |
EN Corona entry rules to be relaxed as of 1 June +++ The latest news about the spread of the disease in Germany.
TR Almanya Dışişleri Bakanı, Moskova’yla görüşmelere yeniden başlanması için, Rusya’nın Ukrayna’daki bombardımanı sonlandırmasını önkoşul olarak öne sürüyor.
Anglais | turc |
---|---|
germany | almanya |
of | in |
to | için |
the | olarak |
EN Due to the spread of the Omicron variant of the Coronavirus, significantly stricter rules will apply in Germany after Christmas.
TR Korona virüsünün omikron varyantının yayılması nedeniyle, Noel’den sonra Almanya’da kurallar bariz derecede sıkılaştırılacak.
Anglais | turc |
---|---|
coronavirus | korona |
rules | kurallar |
the | sonra |
EN Berlin (dpa)- Due to the rapid spread of the Omicron variant of the Coronavirus, comprehensive restrictions on private and public life will be introduced in Germany
TR Berlin (dpa) - Korona virüsünün omikron varyantının hızla yayılması nedeniyle Almanya’da özel ve toplumsal hayata kapsamlı kısıtlamalar getiriliyor
Anglais | turc |
---|---|
berlin | berlin |
dpa | dpa |
coronavirus | korona |
restrictions | kısıtlamalar |
life | hayata |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
the | özel |
EN From the first Sunday in Advent onwards, Christmas markets, Christmas hits on the radio and Christmas lights spread the Christmas spirit throughout the land.
TR Noel’den önceki son dört haftalık Advent döneminin ilk hafta sonundan itibaren kurulan Noel pazarları, radyolarda sevilen Noel şarkıları ve ışıldayan aydınlatma zincirleriyle tüm ülkeye yayılır Noel atmosferi.
Anglais | turc |
---|---|
christmas | noel |
throughout | tüm |
and | ve |
first | ilk |
EN For a number of decades now, three phenomena have been accelerating the spread of such diseases: globalisation, climate change and migration all have an impact on global health
TR Son yirmi otuz yılda, üç fenomen bu tür hastalıkların yayılmasını hızlandırdı: Küreselleşmenin, iklim değişikliğinin ve göçün küresel sağlık üzerinde etkisi söz konusu
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
impact | etkisi |
global | küresel |
health | sağlık |
and | ve |
climate | iklim |
now | bu |
EN Irrespective of the BBSR study: The federal organisation of Germany has some special features; for example, federal agencies are spread across the country
TR Almanya’nın federatif yapısı, kimi özellikleri içinde barındırıyor; örneğin federal daireler tüm ülkeye dağılmış durumda
Anglais | turc |
---|---|
federal | federal |
features | özellikleri |
country | ülkeye |
the | durumda |
of | in |
for | tüm |
EN To spread our ideas, we’re deliberately promoting research and education in several projects.
TR Fikirlerimizi aktarmak için çeşitli projelerle araştırma ve eğitimi teşvik ediyoruz.
Anglais | turc |
---|---|
research | araştırma |
education | eğitimi |
several | çeşitli |
promoting | teşvik |
and | ve |
to | için |
EN Although the various faculties of Friedrich Schiller University are spread all over the town, they can be easily reached on foot
TR Friedrich-Schiller Üniversitesi’nin bütün kente dağılmış olan fakültelerine, yaya ulaşılabiliyor
Anglais | turc |
---|---|
are | olan |
all | bütün |
EN At the time, a new kind of cancer therapy was a far more ambitious and a far more commercial goal than working on a vaccine against a lung disease that was spread by a virus would ever have been.
TR Çünkü yeni türden bir kanser tedavisinin hedeflenmesi, virüs kaynaklı bir akciğer hastalığına karşı bir aşı üzerinde çalışmaya kıyasla hem çok daha iddialıydı ve hem çok daha cazip bir ekonomik girişimdi.
Anglais | turc |
---|---|
new | yeni |
cancer | kanser |
disease | hastalığı |
virus | virüs |
vaccine | aşı |
and | ve |
a | bir |
ever | daha |
EN Misinformation on social media, in online forums or on dubious news websites has spread extremely fast during the pandemic
TR Pandemi koşullarında sosyal ağlarda, forumlarda veya ciddiyetsiz haber portallarında yanlış bilgiler hızla yayılıyor
Anglais | turc |
---|---|
news | haber |
fast | hızla |
pandemic | pandemi |
social | sosyal |
or | veya |
Affichage de 50 sur 50 traductions