EN 3.3. By 2030, end the epidemics of AIDS, tuberculosis, malaria and neglected tropical diseases and combat hepatitis, water-borne diseases and other communicable diseases
"diseases" dans Anglais peut être traduit dans les mots/expressions turc suivants:
diseases | hastalıklar |
EN 3.3. By 2030, end the epidemics of AIDS, tuberculosis, malaria and neglected tropical diseases and combat hepatitis, water-borne diseases and other communicable diseases
TR 3.3. 2030’a kadar AIDS, tüberküloz, sıtma ve ihmal edilen tropikal hastalık salgınlarının sona erdirilmesi ve hepatit, su yoluyla bulaşan hastalıklar ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
combat | mücadele |
other | diğer |
water | su |
and | ve |
the | yoluyla |
of | kadar |
EN In order to improve the treatment of common diseases such as cancer, diabetes or cardiovascular diseases, the Federal Ministry of Education and Research has set up six centres of health research
TR Federal Sağlık Bakanlığı kanser, diyabet ya da kalp ve damar hastalıkları gibi yaygın hastalıkları daha iyi tedavi edebilmek üzere altı Sağlık Araştırmaları Merkezi kurdu
Anglais | turc |
---|---|
treatment | tedavi |
common | yaygın |
diseases | hastalıklar |
cancer | kanser |
federal | federal |
health | sağlık |
ministry | bakanlığı |
in | da |
and | ve |
research | araştırmaları |
six | altı |
EN Patient Drug and Disease Education: available in 21 languages; explanations, symptoms and treatments for thousands of diagnoses/diseases
TR Hasta İlaç ve Hastalık Eğitimi: 21 dilde sunulur; binlerce tanı/hastalık için açıklamalar, semptomlar ve tedaviler
Anglais | turc |
---|---|
patient | hasta |
education | eğitimi |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN A patient’s medical history may include details about past diseases, illnesses running in the family, previous diagnoses, medical abstract, therapies, allergies, and medication
TR Hastanın hastalık öyküsünde hastanın geçirdiği hastalıklar, aileden gelen kalıtsal hastalıklar, daha önce koyulmuş teşhisler, hastalık özeti, uygulanan tedaviler, alerji durumu ve kullanılan ilaçlar belirtilmelidir
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
medication | ilaç |
and | ve |
the | önce |
EN With Sonix Medical Transcription you can use comprehensive medical dictionaries to transcribe medical terminologies such as medical names, procedures, and even certain diseases
TR Sonix Medikal Transkripsiyon ile tıbbi isimler, prosedürler ve hatta bazı hastalıklar gibi tıbbi terminolojileri transkribe etmek için kapsamlı tıbbi sözlükler kullanabilirsiniz
Anglais | turc |
---|---|
sonix | sonix |
diseases | hastalıklar |
comprehensive | kapsamlı |
transcription | transkripsiyon |
you can use | kullanabilirsiniz |
medical | tıbbi |
and | ve |
to | hatta |
with | ile |
as | gibi |
certain | için |
EN AWS technology has enabled Celgene to accelerate development of drug therapies for cancer and inflammatory diseases.
TR AWS teknolojileri sayesinde Celgene, kanser ve enflamatuar hastalıklar için ilaç terapilerini artık daha hızlı geliştiriyor.
Anglais | turc |
---|---|
aws | aws |
technology | teknolojileri |
cancer | kanser |
diseases | hastalıklar |
drug | ilaç |
and | ve |
of | in |
EN Reduce data processing times from weeks to hours for deeper research on diseases such as cancer, cystic fibrosis, and Alzheimer’s.
TR Kanser, kistik fibrozis ve Alzheimer gibi hastalıklar hakkındaki derin araştırmalar için gereken veri işleme sürelerini haftalardan saatlere düşürün.
Anglais | turc |
---|---|
data | veri |
processing | işleme |
research | araştırmalar |
diseases | hastalıklar |
cancer | kanser |
deeper | derin |
and | ve |
as | gibi |
EN The researchers are particularly keen to understand the genome’s role in the ageing process and in the emergence of diseases
TR Araştırmacılar özellikle yaşlanma sürecinde ve hastalık oluşumları sırasında genomun aktivitesiyle ilgileniyorlar
Anglais | turc |
---|---|
researchers | araştırmacılar |
process | sürecinde |
particularly | özellikle |
in | sırasında |
and | ve |
EN For a number of decades now, three phenomena have been accelerating the spread of such diseases: globalisation, climate change and migration all have an impact on global health
TR Son yirmi otuz yılda, üç fenomen bu tür hastalıkların yayılmasını hızlandırdı: Küreselleşmenin, iklim değişikliğinin ve göçün küresel sağlık üzerinde etkisi söz konusu
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
impact | etkisi |
global | küresel |
health | sağlık |
and | ve |
climate | iklim |
now | bu |
EN Containing diseases, strengthening healthcare systems
TR Hastalıkları kontrol altına almak, sağlık sistemlerini güçlendirmek
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
healthcare | sağlık |
systems | sistemlerini |
EN In their activities, they focus for example on the human-animal-environment interface, vaccines, antimicrobial resistance, food security or tropical diseases
TR Çalışmaların kapsamı, örneğin insan-hayvan-çevre arayüzünden, aşılara, antimikrobiyal dirence, gıda güvenliği ve tropikal hastalıklara uzanan çeşitlilikte
Anglais | turc |
---|---|
in | da |
food | gıda |
security | güvenliği |
interface | arayüz |
their | ve |
EN What WATAN has done to reduce the spread of diseases in camps
TR WATAN İDLİB?DE AKDENİZ ANEMİSİ HASTALARININ TEDAVİ OLACAĞI İLK MERKEZİ AÇTI
Anglais | turc |
---|---|
watan | watan |
EN Number of people requiring interventions against neglected tropical diseases
TR İhmal edilen tropikal hastalıklara karşı müdahaleler gerektiren kişi sayısı
Anglais | turc |
---|---|
people | kişi |
EN 3.4. By 2030, reduce by one third premature mortality from non-communicable diseases through prevention and treatment and promote mental health and well-being
TR 3.4. 2030’a kadar bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan erken ölümlerin, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla üçte bir oranında azaltılması ve akıl ve ruh sağlığının ve esenliğinin geliştirilmesi
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
mental | ruh |
health | sağlığı |
prevention | önlenmesi |
and | ve |
from | kadar |
by | kaynaklanan |
through | yoluyla |
EN Surgical Diseases Nursing
TR Cerrahi Hastalıklar Hemşireliği
Anglais | turc |
---|---|
surgical | cerrahi |
diseases | hastalıklar |
EN Dermatological and Venereal Diseases
TR Deri ve Zührevi Hastalıkları
Anglais | turc |
---|---|
and | ve |
diseases | hastalıklar |
EN Inflammatory bowel diseases and genetic
TR İnflamatuvar barsak hastalıkları ve genetik
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
and | ve |
EN Endocrinology and Metabolic Diseases
TR Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları
Anglais | turc |
---|---|
and | ve |
diseases | hastalıklar |
EN Serological profile of other sexually transmitted diseases in patients with condyloma acuminata: A retrospective view
TR Genital siğilli hastalarda cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklara ait serolojik test sonuçları: Retrospektif bir değerlendirme
Anglais | turc |
---|---|
other | diğer |
a | bir |
EN Infectious Diseases and Clinic Microbiology
TR Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
and | ve |
EN Cardivascular diseases of HIV/AIDS patients
TR HIV/AIDS Hastalarında Kalp ve Damar Hastalıkları
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
patients | hastalar |
EN Is the Relationship Between Smoking and Urological Diseases Known by Young Men?
TR Sigara ile Ürolojik Hastalıklar Arasındaki İlişki Genç Erkekler Tarafından Biliniyor mu?
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
men | erkekler |
young | genç |
by | tarafından |
between | arasındaki |
the | ile |
EN Investigation Of The General Health Status, Complaints and Common Diseases of Personnel Who Evaluated in the Employee Health Unit of A Training And Research Hospital
TR Bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çalışan Sağlığı Biriminde Değerlendirilen Personelin Genel Sağlık Durumunun, Yakınmalarının ve Sık Görülen Hastalıklarının İncelenmesi
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
training | eğitim |
research | araştırma |
hospital | hastanesi |
and | ve |
general | genel |
health | sağlığı |
a | bir |
EN Researches on the Characterization and Diseases of Important Medicinal and Aromatic Plants Occurring in Turkey and the World
TR Türkiye’de ve Dünya’da Görülen Önemli Tıbbi ve Aromatik Bitkiler, Özellikleri ve Hastalıkları Üzerine Araştırmalar
Anglais | turc |
---|---|
and | ve |
diseases | hastalıklar |
world | dünyada |
EN Occurence of Rhizoctonia Species on Sugar Beets, Diseases and Controls
TR Şeker Pancarlarında Görülen Rhizoctonia Türlerinin Özellikleri, Oluşturduğu Hastalıklar ve Korunma Yolları
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
and | ve |
EN Incidence of Eye Diseases of Ruminants in İzmit and Its Around
TR İzmit ve Çevresinde Ruminantlarda Görülen Göz Hastalıklarının İnsidansı
Anglais | turc |
---|---|
eye | göz |
diseases | hastalıklar |
and | ve |
of | nın |
EN Animal Nutrition and Nutritional Diseases
TR Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları
Anglais | turc |
---|---|
animal | hayvan |
and | ve |
diseases | hastalıklar |
nutrition | beslenme |
EN AWS's breadth and depth of services are supporting our mission to create a new generation of medicines for patients and are instrumental in our quest to develop a vaccine for COVID-19 and other life-threatening diseases."
TR AWS'nin hizmet çeşitliliği ve derinliği hastalar için yeni nesil ilaçlar oluşturma misyonumuzu destekliyor ve COVID-19 ve yaşamı tehdit eden diğer hastalıklar için bir aşı geliştirme konusunda yardımcı oluyor."
Anglais | turc |
---|---|
services | hizmet |
new | yeni |
patients | hastalar |
develop | geliştirme |
other | diğer |
diseases | hastalıklar |
vaccine | aşı |
a | yardımcı |
to create | oluşturma |
and | ve |
generation | nesil |
EN Reduce data processing times from weeks to hours for deeper research on diseases such as cancer, cystic fibrosis, and Alzheimer’s.
TR Kanser, kistik fibrozis ve Alzheimer gibi hastalıklar hakkındaki derin araştırmalar için gereken veri işleme sürelerini haftalardan saatlere düşürün.
Anglais | turc |
---|---|
data | veri |
processing | işleme |
research | araştırmalar |
diseases | hastalıklar |
cancer | kanser |
deeper | derin |
and | ve |
as | gibi |
EN The researchers are particularly keen to understand the genome’s role in the ageing process and in the emergence of diseases
TR Araştırmacılar özellikle yaşlanma sürecinde ve hastalık oluşumları sırasında genomun aktivitesiyle ilgileniyorlar
Anglais | turc |
---|---|
researchers | araştırmacılar |
process | sürecinde |
particularly | özellikle |
in | sırasında |
and | ve |
EN For a number of decades now, three phenomena have been accelerating the spread of such diseases: globalisation, climate change and migration all have an impact on global health
TR Son yirmi otuz yılda, üç fenomen bu tür hastalıkların yayılmasını hızlandırdı: Küreselleşmenin, iklim değişikliğinin ve göçün küresel sağlık üzerinde etkisi söz konusu
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
impact | etkisi |
global | küresel |
health | sağlık |
and | ve |
climate | iklim |
now | bu |
EN Containing diseases, strengthening healthcare systems
TR Hastalıkları kontrol altına almak, sağlık sistemlerini güçlendirmek
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
healthcare | sağlık |
systems | sistemlerini |
EN In their activities, they focus for example on the human-animal-environment interface, vaccines, antimicrobial resistance, food security or tropical diseases
TR Çalışmaların kapsamı, örneğin insan-hayvan-çevre arayüzünden, aşılara, antimikrobiyal dirence, gıda güvenliği ve tropikal hastalıklara uzanan çeşitlilikte
Anglais | turc |
---|---|
in | da |
food | gıda |
security | güvenliği |
interface | arayüz |
their | ve |
EN However, research is also being carried out into new vaccines, as well as towards the main goal that Türeci and Sahin have been pursuing for years: to find active immunotherapies to treat cancer and other serious diseases.
TR Bunun yanı sıra yeni aşılar ve Türeci ve Şahin’in yıllardır asıl peşinde oldukları konu olan kanser tedavisi ve diğer ağır hastalıkların tedavisine yönelik aktif bağışıklık terapileri üzerinde de araştırmalar sürüyor.
Anglais | turc |
---|---|
research | araştırmalar |
new | yeni |
years | a |
active | aktif |
cancer | kanser |
diseases | hastalıklar |
for years | yıllardır |
other | diğer |
and | ve |
is | olan |
the | üzerinde |
EN The use of ribonucleic acid here, a kind of sister to the deoxyribonucleic acid (DNA) that carries genetic information, supplies the body with a genetic blueprint that enable it to protect itself against viruses or other diseases
TR Bunun için kullanılan ribonükleik asit, kalıtımın taşıyıcısı olan DNA’nın (dezoksiribonükleik asit) bir tür benzeri ve vücuda sunduğu genetik planlar virüslere ve diğer hastalıklara karşı savunmayı mümkün kılıyor
Anglais | turc |
---|---|
acid | asit |
kind | tür |
viruses | virüslere |
other | diğer |
that | mümkün |
against | için |
EN He was only first able to pursue this idea in Robert Koch’s laboratories in Berlin, where he developed the first antiserum against two feared infectious diseases, diphtheria and tetanus
TR Bu fikrin izini ancak Robert Koch’un Berlin laboratuvarlarında sürebildi ve korkulan iki bulaşıcı hastalığa, difteri ve tetanosa karşı ilk serumları geliştirebildi
Anglais | turc |
---|---|
robert | robert |
berlin | berlin |
this | bu |
and | ve |
first | ilk |
the | ancak |
two | iki |
to | karşı |
EN The core duties of the RKI include the identification, prevention and elimination of infectious diseases
TR RKI’nin başlıca görevleri arasında bulaşıcı hastalıklarla ilgili tanımlama, korunma ve mücadele geliyor
Anglais | turc |
---|---|
identification | tanımlama |
and | ve |
the | arasında |
EN Your company, Angiolutions, specialises in developing innovative treatment tools for vascular diseases
TR Firmanız Angiolutions, damar hastalıkları için yenilikçi tedavi araçları geliştirme alanında uzmanlaşan bir firma
Anglais | turc |
---|---|
company | firma |
developing | geliştirme |
innovative | yenilikçi |
treatment | tedavi |
diseases | hastalıklar |
tools | araçları |
for | için |
EN Extremely contagious diseases are researched at the Robert Koch Institute.
TR Robert Koch Enstitüsü’nde yüksek bulaşma riski taşıyan hastalıklar araştırılıyor
Anglais | turc |
---|---|
diseases | hastalıklar |
robert | robert |
institute | enstitüsü |
EN Rolf Horstmann fights for global health from his base in Hamburg. He leads the Bernhard-Nocht-Institute for Tropical Diseases.
TR Bernhard Nocht Tropik Tıp Enstitüsü Başkanı Rolf Horstmann, Hamburg’da dünya sağlığı için mücadele veriyor.
Anglais | turc |
---|---|
global | dünya |
his | in |
institute | enstitüsü |
health | sağlığı |
for | için |
EN With Sonix Medical Transcription you can use comprehensive medical dictionaries to transcribe medical terminologies such as medical names, procedures, and even certain diseases
TR Sonix Medikal Transkripsiyon ile tıbbi isimler, prosedürler ve hatta bazı hastalıklar gibi tıbbi terminolojileri transkribe etmek için kapsamlı tıbbi sözlükler kullanabilirsiniz
Anglais | turc |
---|---|
sonix | sonix |
diseases | hastalıklar |
comprehensive | kapsamlı |
transcription | transkripsiyon |
you can use | kullanabilirsiniz |
medical | tıbbi |
and | ve |
to | hatta |
with | ile |
as | gibi |
certain | için |
EN Today, 690 million people go to bed hungry.1 Many countries face a double burden of malnutrition, where undernutrition coexists with obesity and non-communicable diseases.2
TR Bugün 690 milyon insan aç yatıyor.1 Yetersiz beslenmenin obezite ve bulaşıcı olmayan hastalıklarla bir arada bulunduğu birçok ülke, yetersiz beslenmenin çifte yüküyle karşı karşıya.2
Anglais | turc |
---|---|
today | bugün |
million | milyon |
countries | ülke |
and | ve |
people | insan |
many | çok |
a | bir |
to | karşı |
EN At the same time, many countries are experiencing the double burden of malnutrition, where undernutrition coexists with being overweight, obesity and other diet-related diseases
TR Aynı zamanda, birçok ülke, yetersiz beslenmenin aşırı kilo, obezite ve diğer beslenme şekli ile ilişkili hastalıklarla bir arada bulunduğu yetersiz beslenmenin çifte yükünü yaşıyor
Anglais | turc |
---|---|
countries | ülke |
are | bulunduğu |
and | ve |
other | diğer |
many | çok |
the | aynı |
same | bir |
EN The firm works across developed and emerging markets to advance wellness, prevention, treatments and cures that challenge the most feared diseases
TR Firma, en korkulan hastalıklara meydan okuyan sağlık, korunma, tedaviler ve tedavileri ilerletmek için gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda çalışır
Anglais | turc |
---|---|
wellness | sağlık |
developed | gelişmiş |
works | çalışır |
and | ve |
most | en |
to | için |
EN The firm works across developed and emerging markets to advance wellness, prevention, treatments and cures that challenge the most feared diseases
TR Firma, en korkulan hastalıklara meydan okuyan sağlık, korunma, tedaviler ve tedavileri ilerletmek için gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda çalışır
Anglais | turc |
---|---|
wellness | sağlık |
developed | gelişmiş |
works | çalışır |
and | ve |
most | en |
to | için |
EN The firm works across developed and emerging markets to advance wellness, prevention, treatments and cures that challenge the most feared diseases
TR Firma, en korkulan hastalıklara meydan okuyan sağlık, korunma, tedaviler ve tedavileri ilerletmek için gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda çalışır
Anglais | turc |
---|---|
wellness | sağlık |
developed | gelişmiş |
works | çalışır |
and | ve |
most | en |
to | için |
EN The firm works across developed and emerging markets to advance wellness, prevention, treatments and cures that challenge the most feared diseases
TR Firma, en korkulan hastalıklara meydan okuyan sağlık, korunma, tedaviler ve tedavileri ilerletmek için gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda çalışır
Anglais | turc |
---|---|
wellness | sağlık |
developed | gelişmiş |
works | çalışır |
and | ve |
most | en |
to | için |
EN The firm works across developed and emerging markets to advance wellness, prevention, treatments and cures that challenge the most feared diseases
TR Firma, en korkulan hastalıklara meydan okuyan sağlık, korunma, tedaviler ve tedavileri ilerletmek için gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda çalışır
Anglais | turc |
---|---|
wellness | sağlık |
developed | gelişmiş |
works | çalışır |
and | ve |
most | en |
to | için |
EN The firm works across developed and emerging markets to advance wellness, prevention, treatments and cures that challenge the most feared diseases
TR Firma, en korkulan hastalıklara meydan okuyan sağlık, korunma, tedaviler ve tedavileri ilerletmek için gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda çalışır
Anglais | turc |
---|---|
wellness | sağlık |
developed | gelişmiş |
works | çalışır |
and | ve |
most | en |
to | için |
EN The firm works across developed and emerging markets to advance wellness, prevention, treatments and cures that challenge the most feared diseases
TR Firma, en korkulan hastalıklara meydan okuyan sağlık, korunma, tedaviler ve tedavileri ilerletmek için gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda çalışır
Anglais | turc |
---|---|
wellness | sağlık |
developed | gelişmiş |
works | çalışır |
and | ve |
most | en |
to | için |
Affichage de 50 sur 50 traductions