TR Bazı hesaplar, tarafların karşılıklı mutabakatı ile faturalandırma yoluyla ödenebilir
TR Bazı hesaplar, tarafların karşılıklı mutabakatı ile faturalandırma yoluyla ödenebilir
EN Some accounts can be paid for via invoicing with mutual agreement between the parties
turco | inglês |
---|---|
bazı | some |
hesaplar | accounts |
TR Karşılıklı konuşma gündemine rehberlik etmenize ve uygun gördüğünüzde soru sorarak karşılıklı konuşmaya katılmanıza olanak sağlıyoruz.
EN We empower you to guide the conversational agenda, answering questions or joining the conversation whenever you need to.
turco | inglês |
---|---|
rehberlik | guide |
TR Belirli Süreli İş Sözleşmesi, işçi ile işveren arasında belirli bir süre belirleyerek karşılıklı yapılan sözleşmedir
EN You can collect your customer's information, for example, full name, address, phone number, e-mail, invoice number, invoice amount with this simple receipt template
TR Gelişmiş yorum moderasyon aracımızla belli bir ölçekte kişisel özen gösterin, Twitter ve YouTube'daki en büyük takipçilerinize ulaşın ve onları belirleyin, monoloğu karşılıklı bir sohbete dönüştürün ve büyüyün.
EN Provide personalized attention at scale with our advanced comment moderation tool, identify and reach your channel's biggest fans on YouTube and Twitter, and turn the monologue into a conversation to drive growth.
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | advanced |
yorum | comment |
ölçekte | at scale |
kişisel | personalized |
özen | attention |
youtube | youtube |
ulaşın | reach |
dönüştürün | turn |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Üyelerden, başka bir üyenin paylaşımına yanıt olarak herhangi bir yorum yapmak, söz kesmek, yargılamak, tavsiye vermek, geri bildirim veya diyalog olan karşılıklı konuşmalardan kaçınmalarını rica ediyoruz.
EN We ask that members avoid cross talk, which is any commenting, interrupting, judging, advice giving, feedback, or dialogue in response to another member’s share.
turco | inglês |
---|---|
başka | another |
yanıt | response |
tavsiye | advice |
diyalog | dialogue |
olan | is |
TR Süresi dolmuş bir sertifika kullandığınızda, şifreleme ve karşılıklı kimlik doğrulama riskiniz vardır
EN When you use an expired certificate, you risk encryption and mutual authentication
turco | inglês |
---|---|
kullandığınızda | when you use |
şifreleme | encryption |
TR Aynı dosyada ayrıca Madenci Havuzları ile bağlantılı ve coinbase işlemlerinin çıktı adresleri ile karşılıklı kontrol edilen bir ödeme adresleri listesi de bulunmaktadır.
EN Also, this same file contains a list of payout addresses linked to Mining Pools which are checked against the output addresses of the coinbase transactions.
turco | inglês |
---|---|
aynı | same |
adresleri | addresses |
kontrol | checked |
listesi | list |
TR Büyük mambos yaşlı sally karşılıklı mastürbasyon yapar
EN Juvenile african shows her mangos and darksome butt on periscope
TR HP - Maersk ilişkisi, uzun bir geçmişe ve karşılıklı güvene dayanır.
EN HP and Maersk have had a long-standing and trusted relationship.
turco | inglês |
---|---|
maersk | maersk |
uzun | long |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Karşılıklı olarak yararlı 1-1 toplantılar nasıl yapılır
EN How to run mutually beneficial 1-1 meetings
turco | inglês |
---|---|
toplantılar | meetings |
TR Yurt içinde ve yurtdışında karşılıklı çalışma yapılan fuarlarda standımız olacaktır. Standımızda fuarımızın tanıtımı yapılacaktır.
EN We will have a stand at exhibitions where mutual activities carry out in Turkey and abroad. Our exhibition will be promoted at our stand.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Bir ABD federal kurumu olarak, AWS ile bir karşılıklı bağlantı güvenliği sözleşmesi (ISA) yapmam gerekir mi?
EN As a US federal agency, do I need an interconnection security agreement (ISA) with AWS?
turco | inglês |
---|---|
abd | us |
federal | federal |
aws | aws |
güvenliği | security |
sözleşmesi | agreement |
gerekir | need |
TR C5 standardı, ESCloud adı verilen yaygın bir etiket altında karşılıklı tanıma seçeneğine sahip olmaya yönelik açık hedefle Fransa'daki SecNumCloud standardından etkilenmiş ve karşılığında bu standardı etkilemiştir
EN The C5 standard has been influenced by and, in turn, has influenced the SecNumCloud standard in France, with the clear goal to have the option for mutual recognition under a common label called ESCloud
turco | inglês |
---|---|
standardı | standard |
yaygın | common |
etiket | label |
altında | under |
tanıma | recognition |
açık | clear |
fransa | france |
TR Karşılıklı olarak yararlı 1-1 toplantılar nasıl yapılır
EN How to run mutually beneficial 1-1 meetings
turco | inglês |
---|---|
toplantılar | meetings |
TR Süresi dolmuş bir sertifika kullandığınızda, şifreleme ve karşılıklı kimlik doğrulama riskiniz vardır
EN When you use an expired certificate, you risk encryption and mutual authentication
turco | inglês |
---|---|
kullandığınızda | when you use |
şifreleme | encryption |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Ortaklarımızla birlikte çalışarak çevresel ayak izimizi karşılıklı olarak azaltmak için yeni yollar geliştiriyoruz
EN We work with our partners to develop new ways of mutually reducing environmental footprints
turco | inglês |
---|---|
çevresel | environmental |
azaltmak | reducing |
yeni | new |
yollar | ways |
ortakları | partners |
TR Din ve anlaşmazlık üzerine karşılıklı konuşma
EN Discussion about religion and conflicts
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
üzerine | about |
TR Birlikte yaşamın saygı, karşılıklı güven, birlik beraberlik duygusu ve ortak sorumluluklara dayanması gerekiyor
EN In a best case, migrants and native Germans should live together in a spirit of respect, mutual trust, a feeling of belonging and shared responsibility
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ortak | shared |
TR Kolombiya’da, Berlinli uzmanlarla ülkedeki resmi sağlık kurumları arasında karşılıklı alışveriş iyice pekişti
EN In the meantime, exchange between the Berlin experts and public health institutions has taken root in Colombia
turco | inglês |
---|---|
sağlık | health |
TR Walter Scheel ve Hans-Dietrich Genscher, karşılıklı anlaşma üzerinden Soğuk Savaş’ın sonlandırılmasını tutarlı bir şekilde savunurken, Avrupa ve Almanya’nın bölünmesine karşı da mücadele ettiler
EN This involved Walter Scheel and Hans-Dietrich Genscher consistently striving to resolve the Cold War through understanding and to end the division of Germany and Europe
turco | inglês |
---|---|
soğuk | cold |
savaş | war |
TR Oysa Avrupa Birliği’nin -Almanya tarafından desteklenen- Yeşil Anlaşması (Green Deal), bu iki değerin karşılıklı olarak birbirinin nedeni olduğu görüşünde: Sürdürülebilirlik sayesinde refah.
EN The Green Deal of the European Union – supported by Germany – sees these values as mutually dependent: prosperity through sustainability.
turco | inglês |
---|---|
birliği | union |
sürdürülebilirlik | sustainability |
refah | prosperity |
desteklenen | supported |
TR Bu iki sistemin birbirlerini karşılıklı etkilemesine rağmen bu etkileşim şimdiye kadar yeterince açıklanabilmiş değil
EN Although the two systems influence one another, their interactions have not yet been sufficiently studied
turco | inglês |
---|---|
rağmen | although |
değil | not |
TR verileri işleme, karşılıklı referans oluşturma,
EN extract the data for processing, cross referencing, setting them as the source
turco | inglês |
---|---|
verileri | data |
işleme | processing |
TR Proje Yönetimi: Veri merkezi projelerinin tasarlanması, yerleştirilmesi ve devreye alınması, birden fazla karşılıklı bağımlılığı içeren uzun bir süreçtir
EN Project Management: Designing, deploying, and commissioning data center projects is a lengthy process with multiple interdependencies
turco | inglês |
---|---|
yönetimi | management |
veri | data |
merkezi | center |
TR Karşılıklı olarak yararlı 1-1 toplantılar nasıl yapılır
EN How to run mutually beneficial 1-1 meetings
turco | inglês |
---|---|
toplantılar | meetings |
TR Karşılıklı konuşmalar, bu sihirli etkileşimlerin meydana geldiği ortamlardır
EN Conversations is the environment where these magical interactions happen
TR Derin Öğrenme ve nöral ağlar karşılıklı olarak etkileşim içinde kullanılmaya eğilimlidir, bu da kafa karıştırıcı olabilir
EN Deep Learning and neural networks tend to be used interchangeably in conversation, which can be confusing
turco | inglês |
---|---|
derin | deep |
ağlar | networks |
olabilir | can |
TR Aile hastalığı kavramı ve karşılıklı bağımlılık
EN Family disease concept and codependency
turco | inglês |
---|---|
aile | family |
kavramı | concept |
ve | and |
TR Sürdürülebilir pamuk çiftçiliğinin karşılıklı yararlarını anlayan küresel bir topluluğun üyeleri
EN Members of a global community that understands the mutual benefits of sustainable cotton farming
TR Bu Kullanım şartlarıyla ilişkili veya bunlardan doğan tüm anlaşmazlık veya hak talepleri yalnızca Tarafların geri dönemeyecek şekilde kabul ettiği İngiliz Mahkemelerinin yargı yetkisine tabi olacaktır.
EN All disputes or claims arising out of or relating to these Terms of Use shall be subject to the exclusive jurisdiction of the English Courts to which the Parties irrevocably submit.
turco | inglês |
---|---|
kullanım | use |
veya | or |
talepleri | claims |
geri | out |
şekilde | which |
ın | of |
TR Bunları yönetmek için aracı veya taşeron kullanmıyoruz ve üçüncü tarafların erişmesine izin vermiyoruz
EN We do not use an intermediary or subcontractor to manage them and we do not allow any third-party access
turco | inglês |
---|---|
izin | access |
TR Last.fm'deki birçok bilgi ve içerik (hem kullanıcılar hem de üçüncü taraflar) üçüncü taraflarca sağlanmaktadır ve bu bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği tamamen bu tarafların sorumluluğundadır
EN A lot of information and content on Last.fm is provided by third parties – both users and other third parties – and the accuracy and reliability of that information is entirely the responsibility of those parties
turco | inglês |
---|---|
last | last |
kullanıcılar | users |
taraflar | parties |
tamamen | entirely |
ın | of |
TR Çalıştayın tartışma bölümünde sivil toplum-akademi arasındaki işbirliğinin sürdürülebilir olması için tarafların ihtiyaçlarına odaklanıldı
EN Other In the discussion part of the workshop, the needs of the parties were focused on ensuring that the cooperation between civil society and academia is sustainable
turco | inglês |
---|---|
tartışma | discussion |
sivil | civil |
arasındaki | between |
sürdürülebilir | sustainable |
ihtiyaçları | needs |
TR İlgili her anlaşma gereği tehlikeli atıklar ve diğer kimyasallarla ilgili bilgi aktarım taahhütü bulunan, uluslararası çok taraflı anlaşmalara dahil olan tarafların sayısı 12.4.2
EN Number of parties to international multilateral environmental agreements on hazardous waste, and other chemicals that meet their commitments and obligations in transmitting information as required by each relevant agreement 12.4.2
turco | inglês |
---|---|
her | each |
anlaşma | agreement |
ve | and |
diğer | other |
ilgili | relevant |
uluslararası | international |
sayısı | number |
ın | of |
TR Üçüncü tarafların internet siteleri üzerinden herhangi bir kontrolümüz bulunmamaktadır
EN We do not exercise control over third party websites
turco | inglês |
---|---|
üzerinden | over |
herhangi | not |
kontrolü | control |
TR Sektörden ve devlet kurumlarından ilgili tarafların bir araya gelerek teknik standartlar üzerinde uzlaşmaya vardığı tarafsız ve açık bir platformdur
EN It is a neutral and open platform for interested industry and government parties to come together to agree on technical standards
turco | inglês |
---|---|
devlet | government |
araya | together |
teknik | technical |
standartlar | standards |
açık | open |
TR Çalıştayın tartışma bölümünde sivil toplum-akademi arasındaki işbirliğinin sürdürülebilir olması için tarafların ihtiyaçlarına odaklanıldı
EN Other In the discussion part of the workshop, the needs of the parties were focused on ensuring that the cooperation between civil society and academia is sustainable
turco | inglês |
---|---|
tartışma | discussion |
sivil | civil |
arasındaki | between |
sürdürülebilir | sustainable |
ihtiyaçları | needs |
Mostrando 50 de 50 traduções