TR Dünyanın her yerinde insanların pandemiden mağdur oldukları göz ardı edilemez ve edilmemelidir
"oldukları göz ardı" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Dünyanın her yerinde insanların pandemiden mağdur oldukları göz ardı edilemez ve edilmemelidir
EN You cannot and must not ignore the fact that people worldwide have been affected by this pandemic
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | worldwide |
ve | and |
insanları | people |
TR Satış görüşmeleriniz, müşterilerinizin neye ihtiyaç duyduğu ve ekiplerinizin bu ihtiyaçları ne kadar etkili bir şekilde ele aldıklarına dair en değerli ancak göz ardı edilen veri kaynaklarından biridir.
EN Your sales conversations are one of the most valuable, yet ignored source of data on what your customers need and how effectively your teams are at addressing those needs.
turco | inglês |
---|---|
satış | sales |
müşterilerinizin | your customers |
en | most |
değerli | valuable |
veri | data |
TR RapidSSL Sertifikası Nedir? Web sitesi güvenliği, artık bir web sitesi sahibinin değerli müşterilerinin hassas bilgilerini korumak için göz ardı edemeyeceği şeylerdir
EN What is RapidSSL Certificate? Website security is what a website owner can no longer ignore to protect the sensitive information of their valued customers
turco | inglês |
---|---|
rapidssl | rapidssl |
sertifikası | certificate |
artık | no longer |
sahibinin | owner |
hassas | sensitive |
bilgilerini | information |
TR Yaşadığımız dünyaya karşı sorumluluklarımızı da göz ardı etmeden, ekosisteme saygılı üretim yöntemlerini benimseyerek ve doğa için değer yaratarak sürdürülebilirlik ilkelerimiz doğrultusunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz
EN We continue to carry out our operations in line with our sustainability principles by considering our responsibilities towards our world, adopting production methods that respect ecosystems, and creating value for the environment
turco | inglês |
---|---|
üretim | production |
değer | value |
sürdürülebilirlik | sustainability |
doğrultusunda | in line with |
TR İç link inşası teknik SEO'nun göz ardı edilen önemli bir parçasıdır.Bu rapor size şu noktalarda yardım edecek:
EN Internal link building is a massively overlooked part of technical SEO.This report will help you:
turco | inglês |
---|---|
link | link |
teknik | technical |
seo | seo |
bu | this |
rapor | report |
size | you |
yardım | help |
edecek | will |
TR RapidSSL Sertifikası Nedir? Web sitesi güvenliği, artık bir web sitesi sahibinin değerli müşterilerinin hassas bilgilerini korumak için göz ardı edemeyeceği şeylerdir
EN What is RapidSSL Certificate? Website security is what a website owner can no longer ignore to protect the sensitive information of their valued customers
turco | inglês |
---|---|
rapidssl | rapidssl |
sertifikası | certificate |
artık | no longer |
sahibinin | owner |
hassas | sensitive |
bilgilerini | information |
TR İç link inşası teknik SEO'nun göz ardı edilen önemli bir parçasıdır.Bu rapor size şu noktalarda yardım edecek:
EN Internal link building is a massively overlooked part of technical SEO.This report will help you:
turco | inglês |
---|---|
link | link |
teknik | technical |
seo | seo |
bu | this |
rapor | report |
size | you |
yardım | help |
edecek | will |
TR Rakip sıralama takip aracı geliştiricileri, yalnızca sitenizi ilgilendiren bilgilere çok fazla odaklanarak bu önemli hususu göz ardı etme eğilimindedir
EN Competing rank tracker tool developers tend to overlook this crucial aspect, focusing too much on information that concerns your site alone
turco | inglês |
---|---|
sıralama | rank |
aracı | tool |
sitenizi | your site |
bilgilere | information |
bu | this |
önemli | crucial |
TR Arama motorları da sorguları eşleştirmek için kendi başlıklarını ve meta açıklamalarını oluşturabilir ve bu durumlarda sizin oluşturduklarınız göz ardı edilir
EN Search engines can generate their own titles and meta descriptions to match queries too, and in those cases, the ones you created will be ignored
turco | inglês |
---|---|
arama | search |
motorları | engines |
meta | meta |
durumlarda | cases |
TR Satış görüşmeleriniz, müşterilerinizin neye ihtiyaç duyduğu ve ekiplerinizin bu ihtiyaçları ne kadar etkili bir şekilde ele aldıklarına dair en değerli ancak göz ardı edilen veri kaynaklarından biridir.
EN Your sales conversations are one of the most valuable, yet ignored source of data on what your customers need and how effectively your teams are at addressing those needs.
turco | inglês |
---|---|
satış | sales |
müşterilerinizin | your customers |
en | most |
değerli | valuable |
veri | data |
TR İncelemeden sonra, bilinçli olarak ayıklık taahhütlerimizi göz ardı ettiğimizi ve güvenli bir şekilde giremeyeceğimiz zararlı davranışlara döndüğümüzü tespit edersek, gün sayımızı sıfırlamayı faydalı bulabiliriz
EN If, upon review, we have found that we have consciously disregarded our sobriety commitments and returned to the harmful behaviors that we cannot safely engage in, we may find it useful to reset our day count
turco | inglês |
---|---|
zararlı | harmful |
gün | day |
faydalı | useful |
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Yeux?ta (Fransızcada göz), öncelikli odağımız, dünya genelinde göz bakımı ve göz sağlığı konusunda farkındalık yaratmaktır
EN At Yeux (French for eyes), our primary focus is to bring awareness to eye care and eye health across the globe
turco | inglês |
---|---|
göz | eye |
dünya | globe |
bakımı | care |
ve | and |
sağlığı | health |
farkındalık | awareness |
TR Programların her biri hakkında daha fazla bilgi edinin: HINARI, AGORA, OARE ve ARDI
EN Read more about each of the programs: HINARI, AGORA, OARE and ARDI
turco | inglês |
---|---|
biri | the |
hakkında | about |
ve | and |
ın | of |
programları | programs |
TR Radyo, televizyon ve basılı gazetelere gelen rakiplerin ardı arkası kesilmiyor - bunda sayısız küçük start-up’ın da rolü yüksek
EN Radio, television and printed newspapers now have an incredible number of competitors, including a great variety of small start-ups
turco | inglês |
---|---|
radyo | radio |
televizyon | television |
basılı | printed |
rakiplerin | competitors |
küçük | small |
TR Sevgili Phemexer'lar! Phemex TR uygulamamızı kutlamak için düzenlediğimiz kampanya serüvenlerinin ardı arkası kesilmiyor! Biliyoruz ki siz de Türk Lirası ile Phemex'de tüm öze……
EN Dear Users, Per an earlier announcement regarding our support of Polymath (POLY) rebranding and swap to Polymesh (POLYX), Phemex will be listing POLYX/USDT on our spot market at 12:00 UTC on Octobe……
turco | inglês |
---|---|
sevgili | dear |
phemex | phemex |
TR ErişilebilirVeriler depolansa ve korunsa bile, bu, otomatik olarak erişilebilir durumda oldukları anlamına gelmez. Hem araştırmacılar hem de makineler meta analiz veya diğer yeniden kullanım türleri için verilere erişmek isteyebilir.
EN AccessibleEven when data is stored and preserved, this does not necessarily mean it is automatically accessible. Both researchers and machines may want to access the data, for example, for meta-analyses or other kinds of re-use.
turco | inglês |
---|---|
erişilebilir | accessible |
araştırmacılar | researchers |
meta | meta |
analiz | analyses |
veya | or |
diğer | other |
kullanım | use |
verilere | data |
TR Bunlar yeni dergiler oldukları için, henüz Dergi Etki faktörleri veya CiteScore'ları yoktur
EN As these are new journals, they do not have a Journal Impact Factor or CiteScore yet
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
için | as |
henüz | yet |
etki | impact |
veya | or |
TR Kısıtlama, genellikle önemli miktarda bant genişliğine sahip oldukları için oyuncuların bağlantılarına yapılır
EN Throttling is often done to gaming users’ connections as they take up substantial bandwidth
turco | inglês |
---|---|
genellikle | often |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Economic Dispersionizer Omega®, dispersiyon kuvvetlerini etkili oldukları zamanda ve yerde uygular: Omega® dispersiyon organında basınç altında enerji çok yüksek hızlara dönüştürülür.
EN The Omega® Economic Disperser applies dispersive forces then and there, where they are especially effective: in the Omega® disperser body, energy is transformed into very high speeds under pressure.
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
ve | and |
basınç | pressure |
altında | under |
enerji | energy |
TR Soğuk stakerlar ağ yönetim modelinin bir parçası oldukları için hazineden bir miktar fon ile ödüllendirilirler
EN Cold stakers are rewarded for being part of the network governance model through a reward from the treasury
turco | inglês |
---|---|
soğuk | cold |
yönetim | governance |
parçası | part |
TR Sorunu çözerken kullanıcıların ve geliştiricilerin alışık oldukları mevcut araçlarını (MetaMask), geliştirme-uygulama gereçlerini (Truffle) ve programlama dillerini (Solidity) kullanmaya devam etmelerini amaçlar.
EN It hopes to solve the problem while letting users and developers stick to the to the existing wallets (TrustWallet), dev-ops tools (Truffle) and programming languages (Solidity) they are used to.
turco | inglês |
---|---|
sorunu | problem |
ve | and |
programlama | programming |
TR Stake işlemi sürekli çevrimiçi olmayı gerektirdiği için bazıları sahip oldukları Mina?yı başkalarına stakelemek isteyebilir
EN Because staking requires nodes to be online, some may choose to delegate their Mina to staking pools
turco | inglês |
---|---|
stake | staking |
çevrimiçi | online |
için | to |
bazıları | some |
mina | mina |
TR Modern sosyal medya sayfaları oluşturmanıza yardımcı oldukları için web sitesi referanslarının ve iş temalarının en iyi örneklerini keşfedin
EN Explore the best examples of website testimonials and business themes, because they help you create modern social media pages
turco | inglês |
---|---|
modern | modern |
oluşturmanıza | create |
keşfedin | explore |
TR Astrofizik, nükeer enerji, geoengineering… Bunlar, pek fazla insanın boş zamanlarında meşgul oldukları konular değil. Size tanıtacağımız video kanallarının yaratıcıları, işte bunu değiştirmek istiyorlar:
EN Astrophysics, nuclear energy, geoengineering – for most people these are not exactly leisure-time interests. The creators of these three video channels want to change this:
turco | inglês |
---|---|
enerji | energy |
değil | not |
video | video |
değiştirmek | change |
insan | people |
ın | of |
kanalları | channels |
TR Futbol Sektörü Çalışanının yeteneği ve performansı ile ilişkili oldukları için çeşitli teknik, zihinsel ve fiziksel özellikler.
EN Various technical, mental and physical attributes as they relate to a Football Professional’s ability and performance.
turco | inglês |
---|---|
futbol | football |
performansı | performance |
çeşitli | various |
teknik | technical |
zihinsel | mental |
fiziksel | physical |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Çalışanlara, üst düzey yöneticilere, işçi sendikalarına sahip oldukları hakları anlamaları, korumaları ve gerekli olduğunda savunabilmeleri için rehberlik yapar.
EN The firm supports employers, C-Suite members and labour unions to understand, protect and assert their rights in this context, often advising clients in contentious, cross-border, or transactional circumstances.
turco | inglês |
---|---|
hakları | rights |
TR Yurt dışında farklı ülkelerdeki temsilcilerimiz kanalıyla çalışmalar yapılacaktır. Temsilcilerimiz sorumlu oldukları ülke ve bölgede fuarlarımızı duyuracaktır.
EN Activities will be carried out through our representatives in different countries abroad. Our representatives will announce our exhibitions in the country and region in which they are responsible.
turco | inglês |
---|---|
dışında | out |
farklı | different |
sorumlu | responsible |
ülke | country |
ve | and |
TR ErişilebilirVeriler depolansa ve korunsa bile, bu, otomatik olarak erişilebilir durumda oldukları anlamına gelmez. Hem araştırmacılar hem de makineler meta analiz veya diğer yeniden kullanım türleri için verilere erişmek isteyebilir.
EN AccessibleEven when data is stored and preserved, this does not necessarily mean it is automatically accessible. Both researchers and machines may want to access the data, for example, for meta-analyses or other kinds of re-use.
turco | inglês |
---|---|
erişilebilir | accessible |
araştırmacılar | researchers |
meta | meta |
analiz | analyses |
veya | or |
diğer | other |
kullanım | use |
verilere | data |
TR Bunlar yeni dergiler oldukları için, henüz Dergi Etki faktörleri veya CiteScore'ları yoktur
EN As these are new journals, they do not have a Journal Impact Factor or CiteScore yet
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
için | as |
henüz | yet |
etki | impact |
veya | or |
TR Evet, öğrenci ve eğitmenler Autodesk ürün ve hizmetlerine bir yıl boyunca eğitim amaçlı erişim hakkına sahip olur ve uygun oldukları sürece yenileme yapabilirler.
EN Yes, students and educators can get free one-year educational access to Autodesk products and services, renewable as long as they remain eligible.
turco | inglês |
---|---|
evet | yes |
öğrenci | students |
ürün | products |
hizmetlerine | services |
yıl | year |
eğitim | educational |
sürece | as long as |
TR Müşterilerin tabi oldukları gizlilik yasalarını belirlemek üzere hukuk danışmanlarıyla irtibata geçmeleri gerekecektir.
EN Customers should consult their own legal advisors to understand the privacy laws to which they are subject.
turco | inglês |
---|---|
müşterilerin | customers |
tabi | subject |
gizlilik | privacy |
TR Stake işlemi sürekli çevrimiçi olmayı gerektirdiği için bazıları sahip oldukları Mina?yı başkalarına stakelemek isteyebilir
EN Because staking requires nodes to be online, some may choose to delegate their Mina to staking pools
turco | inglês |
---|---|
stake | staking |
çevrimiçi | online |
için | to |
bazıları | some |
mina | mina |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
miras | heritage |
ve | and |
programı | program |
yıl | year |
live | live |
limitless | limitless |
yükseltilmiş | elevated |
statü | status |
Mostrando 50 de 50 traduções