TR Sistemik lupus eritematozusda prognostik nutrisyonel indeksin hastalık aktivitesi ile olan ilişkisinin araştırılması: Tek merkez deneyimi
TR Sistemik lupus eritematozusda prognostik nutrisyonel indeksin hastalık aktivitesi ile olan ilişkisinin araştırılması: Tek merkez deneyimi
EN Investigation the relationship between prognostic nutritional index and disease acitivity in patients with Systemic Lupus erythematosus: A single center experience
turco | inglês |
---|---|
merkez | center |
deneyimi | experience |
TR Hasta İlaç ve Hastalık Eğitimi: 21 dilde sunulur; binlerce tanı/hastalık için açıklamalar, semptomlar ve tedaviler
EN Patient Drug and Disease Education: available in 21 languages; explanations, symptoms and treatments for thousands of diagnoses/diseases
turco | inglês |
---|---|
hasta | patient |
eğitimi | education |
TR Hastanın hastalık öyküsünde hastanın geçirdiği hastalıklar, aileden gelen kalıtsal hastalıklar, daha önce koyulmuş teşhisler, hastalık özeti, uygulanan tedaviler, alerji durumu ve kullanılan ilaçlar belirtilmelidir
EN A patient’s medical history may include details about past diseases, illnesses running in the family, previous diagnoses, medical abstract, therapies, allergies, and medication
turco | inglês |
---|---|
hastalıklar | diseases |
ve | and |
TR Mide Kanserli Hastalarda Preoperatif Nütrisyonel Desteğin Postoperatif Morbidite ve Mortalite Üzerine Etkisi: Tek Merkezli Retrospektif Veri Analizi
EN The Effect of Preoperative Nutritional Support on Postoperative Morbidity and Mortality in Patients With Gastric Cancer: A Single Center Retrospective Study
turco | inglês |
---|---|
etkisi | effect |
TR Tüm parametrelerin kontrolünden sonra puan hesaplanır. Bizim bizim özel formülümüzdür. Ve bu indeksin temel amacı, sayfanın teknik SEO sağlığını değerlendirmektir.
EN The onpage score is calculated after the checking of all parameters. Note, that it is our custom formula. And the main goal of this index is to evaluate the technical SEO health of the page.
turco | inglês |
---|---|
özel | custom |
ve | and |
bu | this |
temel | main |
amacı | goal |
teknik | technical |
seo | seo |
TR Tüm parametrelerin kontrolünden sonra puan hesaplanır. Bizim bizim özel formülümüzdür. Ve bu indeksin temel amacı, sayfanın teknik SEO sağlığını değerlendirmektir.
EN The onpage score is calculated after the checking of all parameters. Note, that it is our custom formula. And the main goal of this index is to evaluate the technical SEO health of the page.
turco | inglês |
---|---|
özel | custom |
ve | and |
bu | this |
temel | main |
amacı | goal |
teknik | technical |
seo | seo |
TR Konu Sayfaları: Hastalık epidemiyolojisi, risk faktörleri, klinik görünümler, tedaviler ve daha fazlası hakkında özlü bilgiler
EN Topic Pages: concise information about disease epidemiology, risk factors, clinical manifestations, treatments and more
turco | inglês |
---|---|
konu | topic |
sayfaları | pages |
risk | risk |
faktörleri | factors |
klinik | clinical |
ve | and |
daha | more |
hakkında | about |
bilgiler | information |
TR Biyomedikal kanıtların keşfini artırarak ve kapsamlı, ilgili, güncel biyomedikal bilgiler sağlayarak ilaç-hastalık ilişkilerini ve ilaç-ilaç etkileşimlerini ortaya çıkarın. Embase hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Uncover drug-disease relationships and drug-drug interactions by increasing the discovery of biomedical evidence and providing comprehensive relevant, up-to-date biomedical information. Learn more about Embase
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
kapsamlı | comprehensive |
güncel | up-to-date |
ın | of |
TR Hasta için doğru teşhis ve tedavinin belirlenebilmesi için hastalık öyküsünün doğru şekilde aktarılması gerekir
EN It’s a very important part of their workflow to ensure they’re providing the best care and treatment
TR Akıl sağlığı yerinde olmayan veya psikotik hastalık sahibi yolcular,
EN Any passenger who is in need of medical treatment and are connected to air or electrical devices that are not allowed to be taken on the aircraft.
turco | inglês |
---|---|
olmayan | not |
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
turco | inglês |
---|---|
risklerini | risks |
temiz | clean |
erişim | access |
hijyen | hygiene |
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
turco | inglês |
---|---|
risklerini | risks |
temiz | clean |
erişim | access |
hijyen | hygiene |
TR Araştırmacılar özellikle yaşlanma sürecinde ve hastalık oluşumları sırasında genomun aktivitesiyle ilgileniyorlar
EN The researchers are particularly keen to understand the genome’s role in the ageing process and in the emergence of diseases
turco | inglês |
---|---|
araştırmacılar | researchers |
özellikle | particularly |
sürecinde | process |
ve | and |
TR TÜRKİYE?DE HASTALIK BİLİNCİ
EN Supporting the cleanliness of the camps to combat the pandemic
TR KAMPLARDAKİ HASTALIK BÖLGELERİNE NASIL ULAŞACAĞIZ?
EN Following in the footsteps of our leading projects: New water and sanitation interventions to promote health stability
turco | inglês |
---|---|
ne | and |
TR 3.3. 2030’a kadar AIDS, tüberküloz, sıtma ve ihmal edilen tropikal hastalık salgınlarının sona erdirilmesi ve hepatit, su yoluyla bulaşan hastalıklar ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi
EN 3.3. By 2030, end the epidemics of AIDS, tuberculosis, malaria and neglected tropical diseases and combat hepatitis, water-borne diseases and other communicable diseases
turco | inglês |
---|---|
su | water |
hastalıklar | diseases |
diğer | other |
mücadele | combat |
TR Gıda güvenliği donanımı ve yazılımı, konuklarınızı güvende tutar ve gıda güvenliği prosedürlerini otomatik hale getirerek, gıda kaynaklı hastalık yayma ihtimalini azaltmanızı sağlar.
EN Food safety hardware and software keep your guests safe and enable you to automate food safety procedures, reducing the odds of spreading food-borne illness.
turco | inglês |
---|---|
gıda | food |
güvenliği | safety |
sağlar | enable |
ın | of |
TR Akut ve Kronik Hastalık Nedeniyle Çocuğu Hastanede Yatan Ebeveynlerin Sağlık Bakımına Yönelik Memnuniyet Düzeyleri ve Etkileyen Faktörler
EN Health Care Satisfaction Levels of Parents Whose Children Are in Hospital Because of Acute and Chronic Illnesses
turco | inglês |
---|---|
akut | acute |
ve | and |
hastanede | hospital |
sağlık | health |
TR İnflamatuvar barsak hastalığında hematolojik parametreler ile hastalık aktivitesi arasındaki ilişki
EN The relationship between hematological parameters and disease activity in İnflammatory bowel disease
turco | inglês |
---|---|
arasındaki | between |
ilişki | relationship |
TR Biyolojik Hastalık Modifiye Edici Antiromatizmal İlaç (bDMARD) Kullanan Hastaların Mortalite Nedenlerinin, Mortalite İnsidanslarının ve Genel Topluma Oranla Mortalite Oranlarının Araştırılması
EN Investigating the Causes and Incidence of Mortality in Patients Using Biological Disease Modifying Antirheumatic Drug (DMARD) and the Mortality Rates Thereof Compared to the General Population
turco | inglês |
---|---|
biyolojik | biological |
ve | and |
genel | general |
ın | of |
TR COVID-19 Tanısı Alan Hemşirelerin Hastalık Sürecinde Aile İçi Destek Dinamiklerinin Değerlendirilmesi
EN Evaluation of Family Support Dynamics of Nurses having COVID-19
turco | inglês |
---|---|
alan | of |
aile | family |
destek | support |
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
turco | inglês |
---|---|
risklerini | risks |
temiz | clean |
erişim | access |
hijyen | hygiene |
TR Kriz bölgelerinde hastalık risklerini azaltmak için temiz suya erişim, hijyen koşul ve malzemelerinin sağlanması alanlarında faaliyet gösteriyoruz.
EN We work in crises areas to reduce health-related risks and provide access to clean water and hygiene products.
turco | inglês |
---|---|
risklerini | risks |
temiz | clean |
erişim | access |
hijyen | hygiene |
TR Akıl sağlığı yerinde olmayan veya psikotik hastalık sahibi yolcular,
EN Any passenger who is in need of medical treatment and are connected to air or electrical devices that are not allowed to be taken on the aircraft.
turco | inglês |
---|---|
olmayan | not |
TR Barınacak yer, iaşe ve hastalık sigortası bulma pakete dahil
EN They include accommodation, meals and the arrangement of medical insurance
turco | inglês |
---|---|
yer | of |
ve | and |
dahil | include |
TR Kent sakinleri, kırsal kesimlerde yaşayan insanlara göre daha sık stresten kaynaklanan ruhsal hastalık çekiyorlar
EN City dwellers often suffer more from stress-related mental disorders than people living in rural areas
turco | inglês |
---|---|
kent | city |
kırsal | rural |
insanlara | people |
sık | often |
TR Araştırmacılar özellikle yaşlanma sürecinde ve hastalık oluşumları sırasında genomun aktivitesiyle ilgileniyorlar
EN The researchers are particularly keen to understand the genome’s role in the ageing process and in the emergence of diseases
turco | inglês |
---|---|
araştırmacılar | researchers |
özellikle | particularly |
sürecinde | process |
ve | and |
TR Ayrıca hastalık seyrini kayda geçiyorlar.
EN They also document the course of a patient’s illness or medical condition.
turco | inglês |
---|---|
ayrıca | also |
TR Fakat Lothar Wieler aslında bir bilim insanı ve 2015 yılından bu yana Federal Alman Yönetimi’nin Berlin’deki hastalık gözleme ve önlemeye yönelik asli bilimsel araştırma merkezi olan Robert Koch Enstitüsü’nün (RKI) başkanı
EN But Lothar Wieler is a researcher and since 2015 President of the Robert Koch Institute (RKI), the Federal Government’s central research institution in the field of disease control and prevention based in Berlin
turco | inglês |
---|---|
federal | federal |
yönetimi | control |
berlin | berlin |
merkezi | central |
olan | is |
enstitüsü | institute |
TR Bu merkezlerin teşhis ve hastalık önlemede iyileşmelere önayak olması hedefleniyor
EN They aim to improve diagnosis and prevention
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Hastalık kendini üç yönlü olarak (fiziksel, zihinsel/duygusal ve ruhsal) ifade ettiği gibi, geri çekilmeniz (ve daha sonra ayıklığınız) kendini üç düzeyde ifade edecektir
EN Just as the disease expresses itself in a threefold manner (physical, mental/emotional, and spiritual), so will your withdrawal (and later your sobriety) express itself on three levels
turco | inglês |
---|---|
kendini | itself |
fiziksel | physical |
zihinsel | mental |
duygusal | emotional |
düzeyde | levels |
edecektir | will |
TR ONAYLAMALAR – Hastalık bizim kendimizi inkar etmemizi istiyor. Günlük olumlamalar güçlü panzehirlerdir.
EN AFFIRMATIONS – The disease wants us to be self-negating. Daily affirmations are powerful antidotes.
turco | inglês |
---|---|
istiyor | wants |
günlük | daily |
güçlü | powerful |
Mostrando 32 de 32 traduções