TR Daha önce hiç meditasyon yapmadıysak, basit bir uygulama, 5 veya 10 dakika hareketsiz oturmak ve nefese odaklanmak, diğer tüm düşünce ve endişeleri bırakmaktır
Traduzir "nefese odaklanmak" para inglês
Mostrando 24 de 24 traduções da frase "nefese odaklanmak" de turco para inglês
Tradução de turco para inglês de nefese odaklanmak
turco
inglês
EN If we have never meditated before, a simple practice is to sit still for 5 or 10 minutes and focus on the breath, letting go of all other thoughts or concerns
| turco | inglês |
|---|---|
| basit | simple |
| uygulama | practice |
| veya | or |
| dakika | minutes |
TR Bir şey hakkında düşündüğümüzü fark ettiğimizde, düşüncenin kendisini gözlemleriz ve sonra nefese döneriz
EN When we notice we are thinking about something, we observe the thought itself, and then we return to the breath
TR ''Semrush'ı kullanmak, SEO'ya odaklanmak ve sahip olduğumuz tam büyüme arasında doğrudan bir korelasyon var. Organik trafiğimiz 2019 yılında %230 kadar arttı. Tam olarak her gün, websitemizdeki en yüksek trafiği elde ediyoruz.''
EN “There is a direct correlation between using Semrush, being focused on SEO, and the sheer growth that we’ve had. Our organic traffic was up by 230% in 2019. Literally every day we are getting the highest traffic ever on our website.”
| turco | inglês |
|---|---|
| semrush | semrush |
| seo | seo |
| büyüme | growth |
| doğrudan | direct |
| organik | organic |
| her | every |
| trafiği | traffic |
| elde | getting |
TR Doğru müşteri adaylarına veya müşterilere odaklanmak için ayrıntılı hedefleme seçenekleri
EN Fine grained targeting options to focus on the right leads or customers
| turco | inglês |
|---|---|
| veya | or |
| seçenekleri | options |
TR Aion Network şeffaflığı ile öne çıkarken, henüz çözülememiş ölçeklenebilirlik, gizlilik ve güvenlik sorunlarına odaklanmak için tasarlanmıştır.
EN The Aion Network prides itself on transparency and is designed to address unsolved questions of scalability, privacy, and security.
| turco | inglês |
|---|---|
| network | network |
| şeffaflığı | transparency |
TR İnternet bağlantısından teknik ekipmana kadar, sunduğumuz teknoloji kendi sınıfında en iyisi olup tüm ihtiyaçlarınızın karşılanmasını garanti eder ve bu sayede size odaklanmak istediğiniz şeyi seçme özgürlüğü tanır
EN From Internet connection to audio-visual equipment, our technology is best-in-class, ensuring that all of your needs will be met — offering you the freedom to focus on whatever you want
| turco | inglês |
|---|---|
| istediğiniz | you want |
| bağlantısı | connection |
| ihtiyaçları | needs |
TR TrueMove3, yalnızca CPI’a odaklanmak yerine gerçek birebir takip için tasarlanmıştır
EN Instead of focusing on CPI alone, TrueMove3 was engineered for true 1 to 1 tracking
| turco | inglês |
|---|---|
| gerçek | true |
| takip | tracking |
TR Eller ve gözler, aynı verileri elde etmek için mobil bilgisayardaki bir uygulamaya bakmak yerine, görevlere odaklanmak için her zaman serbesttir.
EN Hands and eyes are always free to focus on tasks — instead of interacting with an application on a mobile computer to obtain the same data.
| turco | inglês |
|---|---|
| eller | hands |
| verileri | data |
| elde | obtain |
| mobil | mobile |
TR “Farklı olmaya odaklanmak istemiyorum” diyor, Böblingen doğumlu Türk kökenli gastronom Filiz Recber
EN She wants to “shift the focus from being different,” says Filiz Recber, a restaurant owner who was born in Böblingen with Turkish roots
| turco | inglês |
|---|---|
| farklı | different |
| diyor | says |
| doğumlu | born |
| türk | turkish |
TR İlkesel araştırmada, üretim ve reçete gelişiminde laboratuvar makinelerimize güvenebilirsiniz. Güvenilir teknoloji, en basit kullanım ve işletmede kullanım – yapmanız gereken tek şey, bilimsel sorularınıza odaklanmak olsun.
EN For basic research, product and formulation development you can count on our well-proven laboratory machines. Reliable technology, easy operation and service – you need only concentrate on your scientific problems.
| turco | inglês |
|---|---|
| üretim | product |
| ve | and |
| laboratuvar | laboratory |
| güvenilir | reliable |
| teknoloji | technology |
| tek | only |
TR ''Semrush'ı kullanmak, SEO'ya odaklanmak ve sahip olduğumuz tam büyüme arasında doğrudan bir korelasyon var. Organik trafiğimiz 2019 yılında %230 kadar arttı. Tam olarak her gün, websitemizdeki en yüksek trafiği elde ediyoruz.''
EN “There is a direct correlation between using Semrush, being focused on SEO, and the sheer growth that we’ve had. Our organic traffic was up by 230% in 2019. Literally every day we are getting the highest traffic ever on our website.”
| turco | inglês |
|---|---|
| semrush | semrush |
| seo | seo |
| büyüme | growth |
| doğrudan | direct |
| organik | organic |
| her | every |
| trafiği | traffic |
| elde | getting |
TR ''Semrush'ı kullanmak, SEO'ya odaklanmak ve sahip olduğumuz tam büyüme arasında doğrudan bir korelasyon var. Organik trafiğimiz 2019 yılında %230 kadar arttı. Tam olarak her gün, websitemizdeki en yüksek trafiği elde ediyoruz.''
EN “There is a direct correlation between using Semrush, being focused on SEO, and the sheer growth that we’ve had. Our organic traffic was up by 230% in 2019. Literally every day we are getting the highest traffic ever on our website.”
| turco | inglês |
|---|---|
| semrush | semrush |
| seo | seo |
| büyüme | growth |
| doğrudan | direct |
| organik | organic |
| her | every |
| trafiği | traffic |
| elde | getting |
TR ''Semrush'ı kullanmak, SEO'ya odaklanmak ve sahip olduğumuz tam büyüme arasında doğrudan bir korelasyon var. Organik trafiğimiz 2019 yılında %230 kadar arttı. Tam olarak her gün, websitemizdeki en yüksek trafiği elde ediyoruz.''
EN “There is a direct correlation between using Semrush, being focused on SEO, and the sheer growth that we’ve had. Our organic traffic was up by 230% in 2019. Literally every day we are getting the highest traffic ever on our website.”
| turco | inglês |
|---|---|
| semrush | semrush |
| seo | seo |
| büyüme | growth |
| doğrudan | direct |
| organik | organic |
| her | every |
| trafiği | traffic |
| elde | getting |
TR Verileri elde etmek için mobil bilgisayardaki bir uygulamaya bakmak gerekmediğinden, eller ve gözler işlere odaklanmak için her zaman serbesttir.
EN Hands and eyes are always free to focus on tasks — instead of interacting with an application on a mobile computer to obtain the same data.
| turco | inglês |
|---|---|
| verileri | data |
| elde | obtain |
| mobil | mobile |
| eller | hands |
TR ''Semrush'ı kullanmak, SEO'ya odaklanmak ve sahip olduğumuz tam büyüme arasında doğrudan bir korelasyon var. Organik trafiğimiz 2019 yılında %230 kadar arttı. Tam olarak her gün, websitemizdeki en yüksek trafiği elde ediyoruz.''
EN “There is a direct correlation between using Semrush, being focused on SEO, and the sheer growth that we’ve had. Our organic traffic was up by 230% in 2019. Literally every day we are getting the highest traffic ever on our website.”
| turco | inglês |
|---|---|
| semrush | semrush |
| seo | seo |
| büyüme | growth |
| doğrudan | direct |
| organik | organic |
| her | every |
| trafiği | traffic |
| elde | getting |
TR ''Semrush'ı kullanmak, SEO'ya odaklanmak ve sahip olduğumuz tam büyüme arasında doğrudan bir korelasyon var. Organik trafiğimiz 2019 yılında %230 kadar arttı. Tam olarak her gün, websitemizdeki en yüksek trafiği elde ediyoruz.''
EN “There is a direct correlation between using Semrush, being focused on SEO, and the sheer growth that we’ve had. Our organic traffic was up by 230% in 2019. Literally every day we are getting the highest traffic ever on our website.”
| turco | inglês |
|---|---|
| semrush | semrush |
| seo | seo |
| büyüme | growth |
| doğrudan | direct |
| organik | organic |
| her | every |
| trafiği | traffic |
| elde | getting |
TR “Farklı olmaya odaklanmak istemiyorum” diyor, Böblingen doğumlu Türk kökenli gastronom Filiz Recber
EN She wants to “shift the focus from being different,” says Filiz Recber, a restaurant owner who was born in Böblingen with Turkish roots
| turco | inglês |
|---|---|
| farklı | different |
| diyor | says |
| doğumlu | born |
| türk | turkish |
TR Korona pandemisinden bu yana günlük iş akışınız nasıl bir çizgi izliyor? 2020 Martından bu yana personelimizin neredeyse tamamı pandemiyle mücadeleye odaklanmak durumunda kaldı
EN How has your work changed since the corona pandemic began? Almost all our employees have had to concentrate on overcoming the pandemic since March 2020
| turco | inglês |
|---|---|
| korona | corona |
| neredeyse | almost |
TR Son haftalarda Pia’nın dikkatini çeken bir gelişme, partilerin kendi güçlü yanlarına odaklanmak yerine birbirlerini daha sık kötülüyor olmaları olmuş
EN Pia Dietz says she has noticed over the past few weeks that the parties are spending far more time putting each other down rather than emphasizing their own strengths
TR E-ticaret pazara hakim olmaya devam ettikçe, Google'da (ve diğer arama motorlarında) belirli anahtar kelimeler için sıralama yaparak trafiğinizi artırmaya odaklanmak her zamankinden daha önemli hale geliyor
EN As e-commerce continues to dominate the market, it's more important than ever to focus on increasing your traffic by ranking for specific keywords on Google (and other search engines)
| turco | inglês |
|---|---|
| devam | continues |
| belirli | specific |
| sıralama | ranking |
| önemli | important |
| motorları | engines |
TR Saygılı olmak ve eğlenceye odaklanmak herkesin yararınadır
EN It’s in everyone’s best interest to keep things respectful and fun for all
| turco | inglês |
|---|---|
| olmak | it’s |
| ve | and |
TR Örneğin, otomotiv endüstrisine baktığımızda, GM gibi birçok üretici yeşil girişimlerle uyumlu hale gelmek için elektrikli araç üretimine odaklanmak üzere değişiklikler yapıyor
EN For example, when we look at the automotive industry, many manufacturers, like GM, are shifting to focus on electric vehicle production to align with green initiatives
| turco | inglês |
|---|---|
| otomotiv | automotive |
| birçok | many |
| yeşil | green |
| elektrikli | electric |
| araç | vehicle |
TR Büyük Düşünün, Küçük Başlayın - Öncelikle kilit alanları birleştirmeye odaklanmak, daha fazla fırsat ortaya çıkaracaktır.
EN Dream Big, Start Small - Focusing on connecting key areas first, will pave the way to more opportunities.
| turco | inglês |
|---|---|
| küçük | small |
| başlayın | start |
| kilit | key |
| fırsat | opportunities |
TR Doğru müşteri adaylarına veya müşterilere odaklanmak için ayrıntılı hedefleme seçenekleri
EN Fine-grained targeting options to focus on the right leads or customers
Mostrando 24 de 24 traduções
alemão
chinês
coreano
espanhol
francês
holandês
indonésio
inglês
italiano
japonês
polonês
português
russo
sueco
tailandês
vietnamita
árabe