TR Gıda endüstrisinde, sürdürülebilir üretimi başarmaktan daha büyük bir zorluk yoktur. Ancak üretim süreçleri müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için esnek olmalıdır
"karşılamak için esnek" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Gıda endüstrisinde, sürdürülebilir üretimi başarmaktan daha büyük bir zorluk yoktur. Ancak üretim süreçleri müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için esnek olmalıdır
EN Across the food industry, there’s no bigger challenge than achieving sustainable production. But production processes must be flexible to meet customer needs
turco | inglês |
---|---|
gıda | food |
sürdürülebilir | sustainable |
zorluk | challenge |
müşteri | customer |
karşılamak | meet |
esnek | flexible |
yoktur | no |
ihtiyaçları | needs |
TR Angeltveit, "Mevcut tünelin kapasitesi, yolcu ve yük taşıma ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda tren kullanmak için yeterli değil" diye açıklıyor
EN “The capacity of the existing tunnel isn’t sufficient to drive enough trains” to meet passenger- and freight-transportation needs, Angeltveit explains
turco | inglês |
---|---|
mevcut | existing |
kapasitesi | capacity |
yolcu | passenger |
karşılamak | meet |
kullanmak | drive |
ihtiyaçları | needs |
TR Kusurlu transkripsiyonu karşılamak için düzenlemeyi hızlı ve kolay hale getirmek için transkripte düzenleme işlevselliği oluşturduk.
EN To accommodate for the imperfect transcription, we have built editing functionality right into the transcript to make editing quick & easy.
turco | inglês |
---|---|
transkripsiyonu | transcription |
hızlı | quick |
kolay | easy |
düzenleme | editing |
işlevselliği | functionality |
TR Artan talebi karşılamak için daha fazla müşteri hizmetleri temsilcisi tutmazsanız, bu artış ekibinizin birden fazla görevi üstlenmesi ve sorunları aynı anda çözmesi için daha fazla baskı oluşturur
EN Unless you hire more customer service reps to match the rising demand, this uptick puts more pressure on your team to multi-task and resolve problems simultaneously
turco | inglês |
---|---|
artan | rising |
talebi | demand |
ekibinizin | your team |
sorunları | problems |
TR Maliyetlerden tasarruf etmek için kullanılmadıklarında veritabanlarını otomatik olarak kapatır ve değişen uygulama gereksinimlerini karşılamak için veritabanı kapasitesini anında ayarlar.
EN It automatically shuts down databases when they are not in use to save costs and instantly adjusts databases capacity to meet changing application requirements.
turco | inglês |
---|---|
gereksinimlerini | requirements |
karşılamak | meet |
veritabanı | databases |
kapasitesini | capacity |
TR Rezervasyon bir saatlik süre içindir.Anlayışınız için teşekkür ederiz ve sizleri sağlık cennetimizde karşılamak için sabırsızlanıyoruz.
EN Bookings are for a one hour period.We thank you for your understanding and look forward to welcoming you to our haven of wellness.
turco | inglês |
---|---|
rezervasyon | bookings |
saatlik | hour |
süre | period |
sizleri | you |
sağlık | wellness |
TR Zebra, menzil, hatasızlık ve hassasiyet için çok çeşitli gereksinimleri karşılamak amacıyla, konum verilerini yakalamak için sınıfındaki en iyi donanım seçeneklerinden oluşan komple bir portföy sunar
EN Zebra offers a full portfolio of best-in-class hardware options for capturing location data, to satisfy a large variety of requirements for range, accuracy and precision
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
çeşitli | variety |
gereksinimleri | requirements |
konum | location |
verilerini | data |
iyi | best |
donanım | hardware |
portföy | portfolio |
sunar | offers |
TR Maliyetlerden tasarruf etmek için kullanılmadıklarında veritabanlarını otomatik olarak kapatır ve değişen uygulama gereksinimlerini karşılamak için veritabanı kapasitesini anında ayarlar.
EN It automatically shuts down databases when they are not in use to save costs and instantly adjusts databases capacity to meet changing application requirements.
turco | inglês |
---|---|
gereksinimlerini | requirements |
karşılamak | meet |
veritabanı | databases |
kapasitesini | capacity |
TR Kusurlu transkripsiyonu karşılamak için düzenlemeyi hızlı ve kolay hale getirmek için transkripte düzenleme işlevselliği oluşturduk.
EN To accommodate for the imperfect transcription, we have built editing functionality right into the transcript to make editing quick & easy.
turco | inglês |
---|---|
transkripsiyonu | transcription |
hızlı | quick |
kolay | easy |
düzenleme | editing |
işlevselliği | functionality |
TR Artan talebi karşılamak için daha fazla müşteri hizmetleri temsilcisi tutmazsanız, bu artış ekibinizin birden fazla görevi üstlenmesi ve sorunları aynı anda çözmesi için daha fazla baskı oluşturur
EN Unless you hire more customer service reps to match the rising demand, this uptick puts more pressure on your team to multi-task and resolve problems simultaneously
TR Yönlendirilebilir bir tasarıma sahip aşırı yüksek hızlı kablo, iletken polimer ile EMI koruma gibi özellikler en zorlu sistemi karşılamak için üretilmiştir
EN Features like, extreme high-speed cable with highly-routable design, EMI shielding with conducting polymer are crafted for meeting the most demanding system
turco | inglês |
---|---|
tasarıma | design |
sahip | are |
aşırı | extreme |
hızlı | speed |
kablo | cable |
özellikler | features |
en | most |
sistemi | system |
TR Rezervasyon ücreti: HD fotoğraflar, video turları ve müşteri desteği masraflarımızı karşılamak için küçük bir ücret.
EN Booking fee: To cover our verification and customer support teams. No fees in the UK.
turco | inglês |
---|---|
rezervasyon | booking |
desteği | support |
TR Basitleştirilmiş video oluşturucumuz beklentilerinizi karşılamak için elinden geleni yapacaktır!
EN Our simplified video maker will do its best to exceed all your expectations!
turco | inglês |
---|---|
basitleştirilmiş | simplified |
video | video |
için | to |
TR Amazon Web Services, farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı bilişim hizmetleri sunar.
EN Amazon Web Services offers a set of compute services to meet a range of needs.
turco | inglês |
---|---|
web | web |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
sunar | offers |
TR Bu ihtiyacı karşılamak için, bir web sitesi sahibi olarak, sunucu ile kullanıcının tarayıcısı arasında çevrimiçi bilgi aktarımını güvenli hale getirebilecek bir SSL sertifikası arayabilirsin
EN To meet this need, as a website owner, you can look for an SSL certificate that can secure the online transfer of information between the server and the user's browser
turco | inglês |
---|---|
ihtiyacı | need |
sahibi | owner |
sunucu | server |
tarayıcısı | browser |
güvenli | secure |
sertifikası | certificate |
TR Ayrıca, networkünüzün gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için SAN SSL sertifikalarından herhangi birini anında ekleme, değiştirme ve silme seçeneğiniz de mevcuttur
EN You also have the option to add, change and delete any of the SAN SSL certificates instantly to meet the evolving needs of your network
turco | inglês |
---|---|
karşılamak | meet |
ssl | ssl |
herhangi | any |
anında | instantly |
ekleme | add |
silme | delete |
mevcuttur | have |
sertifikaları | certificates |
ihtiyaçları | needs |
TR Dream11 saniyede 1,5 milyon isteği karşılamak için platformlarının ölçeğini genişletti ve daralttı.
EN Dream11 scales its platform in and out to meet 1.5 million requests per second.
turco | inglês |
---|---|
milyon | million |
karşılamak | meet |
TR Rival 600 yan tutuşlarında daha fazla tutuş ve dayanıklılık sağlayan eşsiz silikon bileşen bulunur. Profesyonel oyuncuların zorlu taleplerini karşılamak için hazırlanıp tasarlanmıştır.
EN The Rival 600 side grips feature a unique silicone compound to allow for increased grip and durability. Crafted and designed to meet the stringent demands of professional players.
turco | inglês |
---|---|
rival | rival |
yan | side |
dayanıklılık | durability |
eşsiz | unique |
silikon | silicone |
karşılamak | meet |
TR Son 10 yıldır UNFPA, son zamanların en büyük insani krizi olan mülteci krizinin sonucunda ortaya çıkan ve her geçen gün daha da artan ihtiyacı karşılamak için çeşitli projeler yürütüyor
EN For the past five years, UNFPA has scaled up its response to meet the enormous and ever growing needs of what is the biggest humanitarian crisis today
turco | inglês |
---|---|
yıldır | years |
unfpa | unfpa |
krizi | crisis |
artan | growing |
ihtiyacı | needs |
karşılamak | meet |
TR 2022’de yerinden edilmiş 54,5 milyon kadın, kız çocuğu ve gencin sağlık ve koruma ihtiyaçlarını karşılamak ve ihtiyaç duydukları en hayati hizmetlere ulaşmalarını sağlamak için 835 milyon dolara... Daha fazla
EN $835 million is needed to provide life-saving essential services to meet health and protection needs of 54.5 million displaced women, girls and young people in 2022! UNITED NATIONS, New York, 13... Read more
turco | inglês |
---|---|
milyon | million |
kadın | women |
kız | girls |
sağlık | health |
koruma | protection |
karşılamak | meet |
TR Kendi yüksek kaliteli web sitenizi tasarlayın ve oluşturun veya iş ihtiyaçlarınızı karşılamak için oluşturulmuş 8500'den fazla özelleştirilebilir web sitesi şablonu arasından seçim yapın.
EN Design and build your own high-quality website or choose from 10,000+ customizable website templates that are built to meet your business needs.
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
veya | or |
karşılamak | meet |
özelleştirilebilir | customizable |
seçim | choose |
ihtiyaçları | needs |
TR Yaptığınız işe uyum sağlar – Masanızdan tesis içindeki bir araca gittiğinizde, bu tabletler o anki ihtiyacı en iyi şekilde karşılamak için, hemen bir dizüstü bilgisayara veya sabit ya da mobil bir iş istasyonuna dönüşür.
EN They adapt to your way of working – as you move from the field to a vehicle to inside a facility, these tablets transform into a laptop or a fixed or mobile full workstation to best meet your needs.
turco | inglês |
---|---|
tesis | facility |
tabletler | tablets |
ihtiyacı | needs |
karşılamak | meet |
dizüstü | laptop |
sabit | fixed |
mobil | mobile |
TR Konuklarınızın beklentilerini karşılamak için mobil ödeme ve POS seçenekleriyle hizmet kalitenizi 'artırmanız da gerekir
EN And you need to level-up your service with mobile payment and point of sale options to meet your guests' expectations
turco | inglês |
---|---|
karşılamak | meet |
mobil | mobile |
ödeme | payment |
hizmet | service |
TR Özel Kalite Kontrol İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Tamamen Özelleştirilebilir
EN Completely Customizable to Meet Unique Quality Inspection Needs
turco | inglês |
---|---|
kalite | quality |
karşılamak | meet |
tamamen | completely |
TR FS40, karmaşık barkod yakalama gereksinimlerini karşılamak için gereken geniş bir kapasite setinin hepsini tek bir pakette sunar
EN The FS40 delivers a broad set of capabilities required to meet complex barcode capture requirements, all in a single package
turco | inglês |
---|---|
karmaşık | complex |
barkod | barcode |
yakalama | capture |
gereksinimlerini | requirements |
karşılamak | meet |
gereken | required |
geniş | broad |
hepsini | all |
sunar | delivers |
TR Özel Okutma İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Tamamen Özelleştirilebilir
EN Completely Customizable to Meet Unique Scanning Needs
turco | inglês |
---|---|
karşılamak | meet |
tamamen | completely |
TR H&M Grubu bu talepleri karşılamak için moda sektörüne, daha sürdürülebilir bir geleceğe yönelik yolcuğunda liderlik etmeye odaklanıyor
EN To meet those demands, H&M Group is committed to lead the fashion industry into a more sustainable future
turco | inglês |
---|---|
m | m |
grubu | group |
karşılamak | meet |
moda | fashion |
sürdürülebilir | sustainable |
geleceğe | future |
TR Busbud, birçok dil ve para biriminde mevcut seçenekleri ile dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar uluslararası otobüs seyahati yapanların ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmaktadır
EN With Busbud, wherever you go, you have a worldwide bus station within reach and available in your own language and currency
turco | inglês |
---|---|
busbud | busbud |
dil | language |
otobüs | bus |
TR Değişen talebi karşılamak için otomatik olarak işlem kapasitesi ekleyin veya kaldırın
EN Automatically add or remove compute capacity to meet changes in demand
turco | inglês |
---|---|
talebi | demand |
karşılamak | meet |
kapasitesi | capacity |
ekleyin | add |
veya | or |
kaldırın | remove |
TR Amazon Web Services, farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı bilişim hizmetleri sunar.
EN Amazon Web Services offers a set of compute services to meet a range of needs.
turco | inglês |
---|---|
web | web |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
sunar | offers |
TR C5 onayı, iş yüklerini buluta taşırken C5 gereksinimlerini karşılamak üzere AWS tarafından uygulanan güvenlik denetimlerini anlamak için AWS müşterileri ve bu müşterilerin uyumluluk danışmanları tarafından kullanılabilir
EN The C5 attestation can be used by AWS customers and their compliance advisors to understand security controls implemented by AWS to meet the C5 requirements as they move their workloads to the cloud
turco | inglês |
---|---|
gereksinimlerini | requirements |
karşılamak | meet |
güvenlik | security |
uyumluluk | compliance |
TR Paylaşılan Sorumluluk Modeli kapsamında, müşterilerin AWS ortamlarında mevzuat uyumluluğu gereksinimlerini karşılamak için uygun düzeyde denetim ve günlüğe kaydetme süreçlerini uygulamaya almaları önerilmektedir
EN As part of the Shared Responsibility Model, customers should consider implementing auditing and logging across their AWS environment in a manner sufficient to meet their compliance requirements
turco | inglês |
---|---|
paylaşılan | shared |
sorumluluk | responsibility |
modeli | model |
müşterilerin | customers |
aws | aws |
gereksinimlerini | requirements |
karşılamak | meet |
denetim | auditing |
TR Paylaşılan Sorumluluk Modeliyle tutarlı bir şekilde müşterilerin AWS ortamlarında mevzuat uyumluluğu gereksinimlerini karşılamak için uygun düzeyde denetim ve günlüğe kaydetme süreçlerini uygulamaya almaları önerilmektedir
EN Consistent with the Shared Responsibility Model, customers should consider implementing auditing and logging across their AWS environment in a manner sufficient to meet their compliance requirements
turco | inglês |
---|---|
paylaşılan | shared |
sorumluluk | responsibility |
tutarlı | consistent |
şekilde | manner |
müşterilerin | customers |
aws | aws |
gereksinimlerini | requirements |
karşılamak | meet |
denetim | auditing |
TR Bu ihtiyacı karşılamak için, bir web sitesi sahibi olarak, sunucu ile kullanıcının tarayıcısı arasında çevrimiçi bilgi aktarımını güvenli hale getirebilecek bir SSL sertifikası arayabilirsin
EN To meet this need, as a website owner, you can look for an SSL certificate that can secure the online transfer of information between the server and the user's browser
turco | inglês |
---|---|
ihtiyacı | need |
sahibi | owner |
sunucu | server |
tarayıcısı | browser |
güvenli | secure |
sertifikası | certificate |
TR Ayrıca, networkünüzün gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için SAN SSL sertifikalarından herhangi birini anında ekleme, değiştirme ve silme seçeneğiniz de mevcuttur
EN You also have the option to add, change and delete any of the SAN SSL certificates instantly to meet the evolving needs of your network
turco | inglês |
---|---|
karşılamak | meet |
ssl | ssl |
herhangi | any |
anında | instantly |
ekleme | add |
silme | delete |
mevcuttur | have |
sertifikaları | certificates |
ihtiyaçları | needs |
TR Yaptığınız işe uyum sağlar – Masanızdan tesis içindeki bir araca gittiğinizde, bu tabletler o anki ihtiyacı en iyi şekilde karşılamak için, hemen bir dizüstü bilgisayara veya sabit ya da mobil bir iş istasyonuna dönüşür.
EN They adapt to your way of working – as you move from the field to a vehicle to inside a facility, these tablets transform into a laptop or a fixed or mobile full workstation to best meet your needs.
turco | inglês |
---|---|
tesis | facility |
tabletler | tablets |
ihtiyacı | needs |
karşılamak | meet |
dizüstü | laptop |
sabit | fixed |
mobil | mobile |
TR Personel sahadan bir tesisteki araca gittiğinde, bu tabletler o anki ihtiyaçları en iyi şekilde karşılamak için hemen bir dizüstü bilgisayara veya tam monte veya mobil bir iş istasyonuna dönüşebilir
EN As workers move from the field to a vehicle to inside a facility, these tablets can instantly transform into a laptop or a full fixed or mobile workstation to best meet the needs of the moment
turco | inglês |
---|---|
tabletler | tablets |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
dizüstü | laptop |
tam | full |
mobil | mobile |
TR Dream11 saniyede 1,5 milyon isteği karşılamak için platformlarının ölçeğini genişletti ve daralttı.
EN Dream11 scales its platform in and out to meet 1.5 million requests per second.
turco | inglês |
---|---|
milyon | million |
karşılamak | meet |
TR AAT taret sistemi bu ihtiyaçları karşılamak için geliştirilmiştir.
EN The retractable turret system has been developed to meet these needs.
turco | inglês |
---|---|
sistemi | system |
ihtiyaçları | needs |
karşılamak | meet |
TR Her tasarım, benzersiz iş ihtiyaçlarını karşılamak için bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanabilir
EN Each design can be tailored to individual needs to meet unique business needs
turco | inglês |
---|---|
tasarım | design |
benzersiz | unique |
karşılamak | meet |
bireysel | individual |
ihtiyaçları | needs |
TR Sorunuza yanıt bulamazsanız, doğrudan destek ekibimize ulaşın; ya sizi doğru yöne yönlendireceğiz ya da ihtiyaçlarınızı karşılamak ve yolunuza devam etmenize yardımcı olmak için sizinle bire bir çalışacağız.
EN If you can’t find an answer to your question, reach out to our support staff directly and we’ll either point you in the right direction, or work 1-on-1 with you to address your needs and help you get back on track.
turco | inglês |
---|---|
yanıt | answer |
sizi | you |
sizinle | with you |
ihtiyaçları | needs |
TR Sağlık Hizmetlerinin Taleplerini Karşılamak için Üretilen Sağlam Tabletler
EN Rugged Tablets Built to Meet the Demands of Healthcare
turco | inglês |
---|---|
sağlık | healthcare |
karşılamak | meet |
tabletler | tablets |
TR Gıda ve içecek endüstrisinin geleceği bağlanabilirliğe sahiptir. Bağlanabilirlik, atıl kalma süresini azaltmak, atıkları en aza indirmek ve artan tüketici taleplerini karşılamak için önemlidir.
EN The future of the food and beverage industry is connected. Connectivity is the key to reducing downtime, minimising waste and meet increasing consumer demands
turco | inglês |
---|---|
gıda | food |
içecek | beverage |
azaltmak | reducing |
artan | increasing |
tüketici | consumer |
karşılamak | meet |
TR Ancak saf portakal suyu üretim gereklilikleri, bu segmentle ilgili tüketici beklentilerini karşılamak için genellikle daha sıkıdır.
EN However, the production requirements for pure orange juice are usually more stringent so as to satisfy consumer expectations in this segment.
turco | inglês |
---|---|
saf | pure |
üretim | production |
gereklilikleri | requirements |
tüketici | consumer |
TR Piyasanın değişen beklentilerini karşılamak için sürekli bir şekilde yeni yollar buluyoruz
EN We are constantly finding new ways to meet the evolving expectations of our market
turco | inglês |
---|---|
karşılamak | meet |
sürekli | constantly |
yeni | new |
yollar | ways |
TR Ancak bu talepleri karşılamak için sunulanların yeniden tasarlanması ve fabrikaların en iyi kârlılığı sağlayacak şekilde optimize edilmesi gerekiyor.
EN But in order to meet those demands, offerings need to be reimagined and factories need to be optimised to ensure best profitability.
turco | inglês |
---|---|
ancak | but |
karşılamak | meet |
gerekiyor | need |
TR Gıda güvenliği zorluklarını karşılamak için otomasyon ve izleme teknolojisi gibi akıllı teknolojileri kullanarak, gıda endüstrisini paydaşlar arasında daha proaktif ve güvenilir hale getirebiliriz.
EN Using smart technology such as automation and tracing technology to meet food safety challenges, we can make the food industry more proactive and trusted among stakeholders.
turco | inglês |
---|---|
gıda | food |
güvenliği | safety |
karşılamak | meet |
otomasyon | automation |
akıllı | smart |
proaktif | proactive |
güvenilir | trusted |
TR Ancak algılama ve besleme kontrolleri, inline karıştırma ile tarifin kalite parametrelerini karşılamak için otomatik ayarlar sunarak hem doğruluğu hem de hassasiyeti artırır
EN But with inline blending, sensing and feeding controls provide automatic adjustments to meet the quality parameters of the recipe, boosting both accuracy and precision
turco | inglês |
---|---|
ancak | but |
kontrolleri | controls |
inline | inline |
karıştırma | blending |
kalite | quality |
karşılamak | meet |
otomatik | automatic |
TR Bunu yaparken, eğlence, merak, rahatlama, bağlantı, meydan okuma, yaratıcılık ve katkı ihtiyaçlarımızı karşılamak için yeni, zenginleştirici yollar buluyoruz
EN In doing so, we find new, enriching avenues for meeting our needs for entertainment, curiosity, relaxation, connection, challenge, creativity, and contribution
turco | inglês |
---|---|
eğlence | entertainment |
bağlantı | connection |
yeni | new |
ihtiyaçları | needs |
TR Sadece verileri değil, etkisini de ölçümleyin. Tüm kanallardaki KPI'larınızı karşılamak ve aşmak için doğru ve gerçek zamanlı ölçümleme verileriyle hızlı sonuçlar elde edin.
EN Don’t just measure data, measure impact. Drive fast results with accurate, real-time measurement data to meet and exceed your KPIs across channels.
Mostrando 50 de 50 traduções