TR Geleneksel olarak hipervizörler; fiziksel donanımı ve BIOS'u korur, CPU'yu, depolamayı, ağ iletişimini sanallaştırır ve zengin bir yönetim becerisi seti sağlar
"geleneksel olarak hipervizörler" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Geleneksel olarak hipervizörler; fiziksel donanımı ve BIOS'u korur, CPU'yu, depolamayı, ağ iletişimini sanallaştırır ve zengin bir yönetim becerisi seti sağlar
EN Traditionally, hypervisors protect the physical hardware and BIOS, virtualize the CPU, storage, and networking, and provide a rich set of management capabilities
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditionally |
fiziksel | physical |
korur | protect |
cpu | cpu |
zengin | rich |
yönetim | management |
seti | set |
sağlar | provide |
TR Dokumacılık ise daha çok aile işletmesi olarak geleneksel bir şekilde yürütülen bir uğraş alanıdır
EN Weaving is more of a family-run business
turco | inglês |
---|---|
aile | family |
TR “BIM modellerimizle etkileşimli bir sanal gerçeklik deneyimi sunmak geleneksel olarak muhafazakar bir sektördeki statükoyu gerçekten bozuyor.”
EN “Delivering an interactive virtual-reality experience with our BIM models truly disrupts the status quo in a traditionally conservative industry.”
turco | inglês |
---|---|
etkileşimli | interactive |
sanal | virtual |
gerçeklik | reality |
deneyimi | experience |
geleneksel | traditionally |
gerçekten | truly |
TR Yeni konumunda, hava yastığı geleneksel bir hava yastığı ile aynı güvenlik seviyelerini korurken, ön cam üzerinde doğal olarak yer değiştirir.
EN In its new position, the airbag deploys naturally over the windscreen while retaining the same safety levels as a conventional airbag.
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
geleneksel | conventional |
güvenlik | safety |
doğal | naturally |
TR Geleneksel olarak erkek egemen alanlarda bile kadınlara ve daha fazla çeşitliliğe ihtiyaç, her geçen gün yükseliyor.
EN Women are increasingly asserting themselves in traditionally male-dominated fields. The proportion of people with a migration background is also increasing.
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditionally |
erkek | male |
TR Bu nemlendirici bitki özü, nemlendirme özellikleri için Çin ve Kore geleneksel tıpta yaygın olarak kullanılmaktadır
EN This moisturizing plant extract is widely used in Chinese and Korean traditional medicine for its hydrating properties
turco | inglês |
---|---|
bitki | plant |
özellikleri | properties |
geleneksel | traditional |
TR Finansal Rasyoların Katılım Bankaları ve Geleneksel Bankalar Arasında Bir Tasnif Aracı Olarak Kullanımı: Türkiye Örneği
EN Using Financial Ratios to Distinguish between Participation and Conventional Banks: A Case Study of Turkey
turco | inglês |
---|---|
finansal | financial |
katılım | participation |
geleneksel | conventional |
bankalar | banks |
türkiye | turkey |
TR Dokumacılık ise daha çok aile işletmesi olarak geleneksel bir şekilde yürütülen bir uğraş alanıdır
EN Weaving is more of a family-run business
turco | inglês |
---|---|
aile | family |
TR Düzenli aralıklarla envanter çalıştıran ve "zamanın belirli bir noktasında" denetimler yapan geleneksel veri merkezleri yerine, AWS müşterileri sürekli olarak denetim yürütme becerisine sahip olur
EN Rather than the traditional data center conducting periodic inventories and "point-in-time" audits, AWS customers have the ability to conduct audits on a continual basis
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditional |
veri | data |
aws | aws |
müşterileri | customers |
TR Yeni konumunda, hava yastığı geleneksel bir hava yastığı ile aynı güvenlik seviyelerini korurken, ön cam üzerinde doğal olarak yer değiştirir.
EN In its new position, the airbag deploys naturally over the windscreen while retaining the same safety levels as a conventional airbag.
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
geleneksel | conventional |
güvenlik | safety |
doğal | naturally |
TR Yeni konumunda, hava yastığı geleneksel bir hava yastığı ile aynı güvenlik seviyelerini korurken, ön cam üzerinde doğal olarak yer değiştirir.
EN In its new position, the airbag deploys naturally over the windscreen while retaining the same safety levels as a conventional airbag.
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
geleneksel | conventional |
güvenlik | safety |
doğal | naturally |
TR Geleneksel CPU soğutucularından farklı olarak, Engine 17 metalik bir yapıya ve CPU için daha güçlü ve verimli termal yollar sağlayan bakır bir tabana sahiptir
EN Unlike traditional CPU coolers, the Engine 17 features a metallic structure and copper base that provides more fortified and efficient thermal paths for CPU
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditional |
cpu | cpu |
engine | engine |
verimli | efficient |
termal | thermal |
TR Geleneksel CPU soğutucularından farklı olarak, Engine 27 metalik bir yapıya ve CPU için daha güçlü ve verimli termal yollar sağlayan bakır bir tabana sahiptir
EN Unlike traditional CPU coolers, the Engine 27 features a metallic structure and copper base that provides more fortified and efficient thermal paths for CPU
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditional |
cpu | cpu |
engine | engine |
verimli | efficient |
termal | thermal |
TR Geleneksel olarak erkek egemen alanlarda bile kadınlara ve daha fazla çeşitliliğe ihtiyaç, her geçen gün yükseliyor.
EN Women are increasingly asserting themselves in traditionally male-dominated fields. The proportion of people with a migration background is also increasing.
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditionally |
erkek | male |
TR Merkel, CDU/CSU ve SPD’nin oluşturduğu ve Almanya’da geleneksel olarak “büyük koalisyon” adı verilen koalisyon hükümetini kurdu.
EN She led an alliance of the CDU/CSU and SPD parties, traditionally known in Germany as a “grand coalition”.
turco | inglês |
---|---|
spd | spd |
almanya | germany |
geleneksel | traditionally |
büyük | grand |
TR Elke Büdenbender, Unicef Almanya’nın hamisi – Bu görev, geleneksel olarak Alman cumhurbaşkanının eşi tarafından üstleniliyor.
EN Elke Büdenbender is the patron of Unicef Germany – a position traditionally held by the partner of the Federal President.
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditionally |
TR Almanya’da geleneksel olarak cumhurbaşkanının eşi tarafından üstlenilen bu görev, 2017’den beri Elke Büdenbender’de.
EN Elke Büdenbender entered this role in 2017.
TR Almanya’da geleneksel olarak sevilen et ve sosis yemekleri ancak üçüncü sırada yer alıyor (% 26)
EN The traditionally favoured meat and sausage products come in at third place (26 %)
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditionally |
üçüncü | third |
TR Erfurt Üniversitesi Cosmo Analizine göre Alman medya kullanıcıları özellikle kriz dönemlerinde günlük gazeteler ve kamu radyo ve televizyonları gibi geleneksel olarak güven uyandıran medya kanallarına yöneliyor
EN The Cosmo study conducted by the University of Erfurt shows that especially in times of crisis people in Germany like to use traditionally credible media sources such as daily newspapers and public service broadcasting
turco | inglês |
---|---|
alman | germany |
özellikle | especially |
kriz | crisis |
günlük | daily |
gazeteler | newspapers |
kamu | public |
geleneksel | traditionally |
TR Geleneksel yapı inşaatlarından farklı olarak bu yöntem sera gazı salımlarını yarıya indirebilir.
EN Greenhouse gas emissions can be reduced by more than half as compared with conventional building methods.
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | conventional |
yapı | building |
farklı | more |
sera | greenhouse |
TR Bu, sıcaklıkların geleneksel hava soğutmalı çözümlerin soğutma kabiliyetlerini aşmasına neden olarak gerekli kabin sayısını artırır
EN This increases the number of racks required, causing temperatures to exceed the cooling capabilities of traditional air-cooled solutions
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
geleneksel | traditional |
hava | air |
soğutma | cooling |
gerekli | required |
sayısını | number |
artırır | increases |
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
turco | inglês |
---|---|
görselleştirme | visualization |
geleneksel | conventional |
gerçek | real |
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
turco | inglês |
---|---|
görselleştirme | visualization |
geleneksel | conventional |
gerçek | real |
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
turco | inglês |
---|---|
görselleştirme | visualization |
geleneksel | conventional |
gerçek | real |
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
turco | inglês |
---|---|
görselleştirme | visualization |
geleneksel | conventional |
gerçek | real |
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
turco | inglês |
---|---|
görselleştirme | visualization |
geleneksel | conventional |
gerçek | real |
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
turco | inglês |
---|---|
görselleştirme | visualization |
geleneksel | conventional |
gerçek | real |
TR 3B mimari görselleştirme, geleneksel 2B tekniklerde gözden kaçan tasarım kusurlarını belirlemenize yardımcı olur. Gerçek zamanlı (İngilizce) olarak gerçekçi modeller oluşturun, tasarımları doğrulayın ve ölçeklendirin.
EN 3D architectural visualization helps you to identify design flaws overlooked through conventional 2D techniques. Build life-like models, validate designs, and scale in real-time (US Site).
turco | inglês |
---|---|
görselleştirme | visualization |
geleneksel | conventional |
gerçek | real |
TR Sitenizin sıralamasını manuel olarak takip etmek geleneksel araçlarla neredeyse imkansızdır ve bunu yapmak için tam zamanlı çalışanlar işe almanızı gerektirir
EN Keeping track of your site's ranking manually is nearly impossible to do with traditional tools and would require you to hire full-time employees to do so
turco | inglês |
---|---|
sitenizin | your site |
manuel | manually |
geleneksel | traditional |
neredeyse | nearly |
bunu | is |
tam | full |
çalışanlar | employees |
gerektirir | require |
TR Bu tür içerikler geleneksel olarak, nispeten düşük Sitenizi ziyaret edebilecek kişilerin dikkat süresi.
EN Content of this type has traditionally been seen as hit or miss due to the relatively low attention span of people who may be visiting your site.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
tür | type |
geleneksel | traditionally |
nispeten | relatively |
düşük | low |
sitenizi | your site |
ziyaret | visiting |
dikkat | attention |
TR İnsanların arama yaptıklarında geleneksel olarak Google'ın kendilerine sunduklarına takılıp kalmaları yerine, Google'ın amacı insanların daha geniş bir web sitesi yelpazesindeki içeriğe bakmalarını sağlamaktır.
EN Instead of people being stuck with what Google traditionally presents them with when they make searches, Google’s goal is to get people to look at the content on a wider range of websites.
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditionally |
amacı | goal |
içeriğe | content |
insanları | people |
TR Isıl işlem paket tipi ne olursa olsun zor bir süreçtir ve geleneksel olarak metal konserve kutuları ile cam kavanozlar üzerinde uygulanmıştır
EN Retorting is a tough process for any package type and has traditionally mainly been used with metal cans and glass jars
turco | inglês |
---|---|
işlem | process |
paket | package |
tipi | type |
olsun | is |
geleneksel | traditionally |
metal | metal |
TR Meyve suları, nektarlar ve gazsız içecekler (JNSD) geleneksel olarak kesikli üretim çözümleri kullanılarak üretilir. Inline meyve suyu üretimi ile nasıl maliyet tasarrufu elde edeceğinizi öğrenin
EN Juices, nectars and still drinks (JNSD) are traditionally produced using batch production solutions. Find out how to save money with inline juice production
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditionally |
üretim | production |
çözümleri | solutions |
inline | inline |
öğrenin | find out |
TR 2001'de Tetra Recart®, geleneksel olarak konserve kutularda sunulan doğranmış domates, fasulye ve çorbalar gibi gıdaları piyasada karton içinde paketleyen ilk paket olmuştur.
EN In 2001, Tetra Recart® was the first package on the market to pack traditionally canned foods such as chopped tomatoes, beans and soups in a carton.
turco | inglês |
---|---|
tetra | tetra |
geleneksel | traditionally |
ilk | first |
TR Geleneksel olarak kutularda veya cam kavanozlarda paketlenen çeşitli gıda ürünleri için alternatif paketleme çözümü sunmak üzere ambalaj malzemesini ve paketlenmiş ürünü aynı anda sterilize eden bir teknoloji
EN A technology that simultaneously sterilises the packaging material and the packaged product, to offer an alternative packaging solution for a number of food products, which have traditionally been packed in cans or glass jars
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | traditionally |
veya | or |
gıda | food |
alternatif | alternative |
çözümü | solution |
paketlenmiş | packaged |
teknoloji | technology |
TR Geleneksel hostingden farklı olarak bulut hosting, web sitelerinin ve uygulamaların daha iyi performans göstermesini ve kullanılabilir olmasını sağlamak için bir sunucu ağı kullanır.
EN Unlike traditional hosting, cloud hosting uses a network of servers to ensure better performance and availability of websites and applications.
TR Sanal mağaza olarak da bilinen e-ticaret sitesi, internette mal ve hizmet almak ve satmak için kullanılan bir yerdir. Ürünleri fiziksel bir mağazada veya gerçek bir mekanda satan geleneksel mağazalardan farklıdır.
EN An online store – or eCommerce store – is a website to sell products and services on the internet. It is different from traditional stores, which sell goods in a physical location or brick-and-mortar store.
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export Deezer to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
turco | inglês |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
deezer | deezer |
tidal | tidal |
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export Deezer to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
turco | inglês |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
deezer | deezer |
apple | apple |
music | music |
TR Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Deezer to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
turco | inglês |
---|---|
deezer | deezer |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
tidal | tidal |
apple | apple |
music | music |
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
turco | inglês |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
tidal | tidal |
apple | apple |
music | music |
TR Videolar, tweet kutuları veya öne çıkan snippet’ler gibi geleneksel olmayan arama sonuçları ("mavi bağlantı" değil).
EN Non-traditional search results (not a 'blue link') like videos, tweets boxes, or featured snippets.
turco | inglês |
---|---|
videolar | videos |
veya | or |
geleneksel | traditional |
mavi | blue |
bağlantı | link |
TR Yüksek bir nakit yanma oranına sahip geleneksel bir başlangıç değiliz, ancak uzun vadede varız
EN We are not a traditional startup with a high cash burn rate but are in it for the long run
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
nakit | cash |
sahip | are |
geleneksel | traditional |
TR Burada açıklanamayan birçok geleneksel ve konvansiyonel olmayan güvenlik önlemi kullanıyoruz
EN We use many other conventional and non-conventional security measures, all of which cannot be explained here
turco | inglês |
---|---|
burada | here |
birçok | many |
geleneksel | conventional |
güvenlik | security |
TR Sizin gibi, biz de faiz kazanmak için geleneksel süreci uzun ve sinir bozucu buluyoruz. Staking kazanmayı kolaylaştırır.
EN Like you, we find the traditional process for earning interest long and frustrating. Staking makes earning easy.
turco | inglês |
---|---|
biz | we |
faiz | interest |
kazanmak | earning |
geleneksel | traditional |
süreci | process |
uzun | long |
TR Norveç'te, geleneksel patlatma standart olduğundan bir demiryolu tüneli açmak için ilk kez bir TBM kullanılacaktı
EN It’s the first time a TBM would be used to bore a railway tunnel in Norway, where conventional blasting is the norm
turco | inglês |
---|---|
norveç | norway |
geleneksel | conventional |
tüneli | tunnel |
kez | time |
TR Geleneksel füzyon kaynak prosesleri kullanılarak onarılabilen Eatonite korozyon önleyici lazer kaplama, bu sayede operasyonunuza zaman ve paradan tasarruf ettirir.
EN Eatonite anti-corrosion laser cladding can be repaired using a conventional fusion welding processes on site, saving your operation time and money.
turco | inglês |
---|---|
geleneksel | conventional |
kullanılarak | using |
lazer | laser |
zaman | time |
ve | and |
tasarruf | saving |
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
turco | inglês |
---|---|
eski | ancient |
geleneksel | traditional |
modern | modern |
spa | spa |
deneyimleri | experiences |
tümü | all |
doğal | natural |
derinden | deeply |
TR Ayrıntılara olan ödünsüz özen ile, evin en iyi konforu ve geleneksel yerel kültürlerin birleşimi siz ve sevdikleriniz için mükemmel tatil vahası yaratır
EN With uncompromising attention to detail, the combination of the finest comforts of home and the exotic influence of the traditional local cultures create the perfect vacation oasis for you and your loved ones
turco | inglês |
---|---|
özen | attention |
geleneksel | traditional |
yerel | local |
tatil | vacation |
TR Fairmont Heritage Place, geleneksel bir ikinci evi sürdürmenin birçok kaygısı ve yükü olmadan görkemli bir tatil mülkünün sahibi olmanın getirdiği tüm zevkleri ve ödülleri sunar
EN Fairmont Heritage Place offers all the pleasures and rewards of owning a spectacular vacation property without the many concerns and burdens of maintaining a traditional second home
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | heritage |
place | place |
geleneksel | traditional |
ikinci | second |
olmadan | without |
tatil | vacation |
tüm | all |
sunar | offers |
Mostrando 50 de 50 traduções