TR Bu komitenin bir parçası olmak için üyelerin ITAA'da 5 ay geçirmiş olmaları, toplantılara düzenli olarak katılıyor olmaları, 12 adımda çalışıyor olmaları ve en azından kendi tanımlarına göre biraz ayık olmaları gerekmektedir
"emin olmaları gerekir" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Bu komitenin bir parçası olmak için üyelerin ITAA'da 5 ay geçirmiş olmaları, toplantılara düzenli olarak katılıyor olmaları, 12 adımda çalışıyor olmaları ve en azından kendi tanımlarına göre biraz ayık olmaları gerekmektedir
EN To be a part of this committee, members should have 5 months in ITAA, be attending meetings regularly, be working the 12 steps, and have at least some sobriety as they define it
turco | inglês |
---|---|
parçası | part |
çalışıyor | working |
en az | least |
TR *Bakıcıların zaman konusunda esnek olmaları gerekiyor, çünkü vardiya hizmeti yapılması ve hafta sonunda çalışılması normal. Ayrıca duyarlı olamaları, strese tahammül edebilmeleri ve bedensel açıdan dayanıklı olmaları gerekir.
EN *Nurses need to be flexible because shift and weekend work is usual. They also need to be sensitive to the needs and emotions of others, must be able to cope with stress and be physically fit.
turco | inglês |
---|---|
esnek | flexible |
ve | and |
ayrıca | also |
duyarlı | sensitive |
TR Şehir planlamacıların yenilikler konusunda daha cesur olmaları ve enerji tüketmeyen konut alanları ya da ücretsiz toplu taşıma gibi konularda eleştiriler ve karşı tavırlar olsa bile çözümde ısrarcı olmaları gerekiyor.
EN City planners should have more courage to try out new things, and should stick to their guns when they face resistance or criticism, be it with regard to passive house developments or free local public transport.
turco | inglês |
---|---|
ücretsiz | free |
taşıma | transport |
TR "Kızlarımızı mükemmel olmaları için büyütüyoruz ve erkek çocuklarımızı ise cesur olmaları için" diyor Girls Who Code'un kurucusu Reshma Saujani
EN We're raising our girls to be perfect, and we're raising our boys to be brave, says Reshma Saujani, the founder of Girls Who Code
TR Web sitesi ziyaretçileri, siteler aracılığıyla kendileriyle kişisel ve mali bilgi alışverişinde bulunmalıdır ve bu bilgilerin güvenli olduğundan emin olmaları gerekir
EN Website visitors should exchange personal and financial information with them through the sites and they need to be sure that this information is safe
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
mali | financial |
bu | this |
TR Web sitesi ziyaretçileri, siteler aracılığıyla kendileriyle kişisel ve mali bilgi alışverişinde bulunmalıdır ve bu bilgilerin güvenli olduğundan emin olmaları gerekir
EN Website visitors should exchange personal and financial information with them through the sites and they need to be sure that this information is safe
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
mali | financial |
bu | this |
TR Belçika gizlilik koruma kanunu çok güçlüdür. Yalnızca yerel hakimler bilgi talep edebilir ve mahkeme kararına sahip olmaları gerekir. Nadiren olur.
EN Belgian privacy protection law is strong. Only local judges can request information and they must have a court order. It rarely happens.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
bilgi | information |
ve | and |
mahkeme | court |
TR Markaların bu gücün farkında olmaları ve bu potansiyelden yararlanmaları gerekir
EN Brands need to be aware of this power and take advantage of its potential
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
farkında | aware |
ve | and |
ın | of |
TR Seyahatini daha sürdürülebilir kılmak isteyenlerin örneğin seyahat sırasında kaynaklar konusunda tutumlu davranmaları ve mümkün olduğunca az CO2 emisyonuna neden olmaları gerekir.
EN If you want to travel more sustainably, you should aim for example to minimise your resource consumption and carbon emissions.
turco | inglês |
---|---|
sürdürülebilir | sustainably |
gerekir | should |
TR Almanya’da bir meslek eğitimi için müracaat eden yabancı başvurucuların hangi niteliklere sahip olmaları gerekir?
EN What qualifications should applicants from abroad have when they apply for vocational training in Germany?
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Vergi yasaları, yönetmelikler ve idarenin herkes için anlaşılır olmaları gerekir.
EN Everyone should be able to understand taxation laws, regulations and administration.
turco | inglês |
---|---|
yasaları | laws |
herkes | everyone |
gerekir | should |
TR Çocuk olduğu bilinenlerden veri alınmaz: Kullanıcıların Kobo Hizmetlerini kullanmak üzere Kobo Hesabına kayıt yaptırabilmeleri için en az 16 yaşında olmaları gerekir
EN No data from known children: Users must be at least 16 years old or older to register for a Kobo Account to use the Kobo Services
TR ScienceDirect, kullanıcıların daha fazla bilgi sahibi olmaları ve daha etkin ve verimli çalışabilmeleri için güvenilir, tam metin bilimsel, teknik ve sağlık yayınlarını birleştirir
EN ScienceDirect combines authoritative, full-text scientific, technical and health publications with smart, intuitive functionality so users can stay more informed and can work more effectively and efficiently
turco | inglês |
---|---|
sciencedirect | sciencedirect |
tam | full |
metin | text |
sağlık | health |
birleştirir | combines |
TR Tüm Elsevier Ekleri hakem denetimli ve derginin kapsamına uygun olmaları sayesinde, belirli bir hedef kitleye yönelik yüksek kaliteli içerikler sağlar
EN All Elsevier Supplements are peer-reviewed and match the scope of the journal, ensuring high-quality content aimed at a specific target audience
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
elsevier | elsevier |
derginin | journal |
uygun | match |
belirli | specific |
hedef | target |
yüksek | high |
TR Ağ topolojisi hakkında bilgi sahibi olmaları, oldukça eşzamanlı bir protokol çalıştırmalarını sağlar.
EN An understanding of network topology allows them to run a highly concurrent protocol.
turco | inglês |
---|---|
oldukça | highly |
protokol | protocol |
sağlar | allows |
TR QR Kodları, çok yönlü olmaları sayesinde giderek daha popüler hale gelmektedir
EN They are gaining popularity because of their versatility
turco | inglês |
---|---|
sayesinde | of |
TR Zebra olarak, işletmelerin rekabet edebilmek için içinde yaşadığımız dünya kadar akıllı ve bağlantılı olmaları gerektiğini biliyoruz
EN At Zebra, we recognize that for businesses to compete they must become as smart and connected as the world we live in
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
işletmelerin | businesses |
dünya | world |
akıllı | smart |
gerektiğini | must |
TR Tüketicilerin yiyecek seçimleriyle ilgili daha fazla bilgi sahibi olmaları için açık, okunması kolay içerik ve beslenme bilgileri sağlayan profesyonel gıda etiketleri oluşturun.
EN Create professional food labels that provide clear, easy-to-read ingredient and nutritional information so consumers have greater insights about their food selections.
turco | inglês |
---|---|
tüketicilerin | consumers |
açık | clear |
kolay | easy |
beslenme | nutritional |
sağlayan | provide |
etiketleri | labels |
oluşturun | create |
TR Müvekkillerin öncelikle, süreçleri iyi anlamaları ve planlamaları sağlanırken, aynı zamanda hava, kara, su, iş hukuku ve kamu sağlığı hakkındaki yasa ve mevzuatlarla uyumlu olmaları temin edilir
EN We strategically support and represent clients during all aspects of their interactions with these bodies, assisting clients to obtain a wide range of routine and exceptional approvals, exemptions or licenses
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Riccardo Simonetti, insanları daha hoşgörülü olmaları için teşvik etmek istiyor. Bunun için medyada yıllardır kuir topluluk için çalışıyor.
EN Riccardo Simonetti wants to inspire people to be more tolerant. To this end, he has been standing up for the queer community in the media for many years.
turco | inglês |
---|---|
insanları | people |
istiyor | wants |
topluluk | community |
TR Ağ topolojisi hakkında bilgi sahibi olmaları, oldukça eşzamanlı bir protokol çalıştırmalarını sağlar.
EN An understanding of network topology allows them to run a highly concurrent protocol.
turco | inglês |
---|---|
oldukça | highly |
protokol | protocol |
sağlar | allows |
TR ScienceDirect, kullanıcıların daha fazla bilgi sahibi olmaları ve daha etkin ve verimli çalışabilmeleri için güvenilir, tam metin bilimsel, teknik ve sağlık yayınlarını birleştirir
EN ScienceDirect combines authoritative, full-text scientific, technical and health publications with smart, intuitive functionality so users can stay more informed and can work more effectively and efficiently
turco | inglês |
---|---|
sciencedirect | sciencedirect |
tam | full |
metin | text |
sağlık | health |
birleştirir | combines |
TR Tüm Elsevier Ekleri hakem denetimli ve derginin kapsamına uygun olmaları sayesinde, belirli bir hedef kitleye yönelik yüksek kaliteli içerikler sağlar
EN All Elsevier Supplements are peer-reviewed and match the scope of the journal, ensuring high-quality content aimed at a specific target audience
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
elsevier | elsevier |
derginin | journal |
uygun | match |
belirli | specific |
hedef | target |
yüksek | high |
TR Sistemlerimizi yedekliyoruz, ekipmanları ve süreçleri düzenli olarak test ediyoruz ve beklenmedik durumlara hazır olmaları için AWS çalışanlarını devamlı olarak eğitiyoruz.
EN We back up our systems, regularly test equipment and processes, and continuously train AWS employees to be ready for the unexpected.
turco | inglês |
---|---|
süreçleri | processes |
test | test |
hazır | ready |
aws | aws |
TR Zebra Technologies, dijital destekli İtfaiye Hizmetlerini gelecekteki zorluklara hazır olmaları için dönüştüren ve destekleyen bir dizi Çözüme sahiptir.
EN Zebra Technologies have a range of Solutions to transform and support digitally enabled Fire and Rescue Services in preparation for the challenges ahead.
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
technologies | technologies |
dijital | digitally |
sahiptir | have |
TR Zebra Technologies, dijital olarak desteklenen Ambulans Hizmetlerini gelecekteki zorluklara hazır olmaları için dönüştüren ve destekleyen bir dizi Çözüme sahiptir.
EN Zebra Technologies have a range of Solutions to transform and support digitally enabled Ambulance Services in preparation for the challenges ahead.
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
technologies | technologies |
sahiptir | have |
TR Soruları yanıtlayın ve geri bildirim sağlayın. Yeni yorumlardan haberdar olmaları için ortak çalışanları etiketleyin.
EN Reply to questions and provide feedback. Tag collaborators to notify them of new comments.
turco | inglês |
---|---|
soruları | questions |
sağlayın | provide |
yeni | new |
TR Sahadaki çalışma arkadaşlarımızı gerektiğinde hükümetlere karşı açık sözlü olmaları için cesaretlendiriyoruz
EN And we want to encourage our colleagues in the field to speak out clearly to governments whenever necessary
TR Riccardo Simonetti, insanları daha hoşgörülü olmaları için teşvik etmek istiyor. Bunun için medyada yıllardır kuir topluluk için çalışıyor.
EN Riccardo Simonetti wants to inspire people to be more tolerant. To this end, he has been standing up for the queer community in the media for many years.
turco | inglês |
---|---|
insanları | people |
istiyor | wants |
topluluk | community |
TR Eğitimin sonunda öğrencilerin bilgilerin dijital resimler ve görsel simülasyonlarla canlandırılmasına ilişkin uzmanlık bilgileri edinmiş olmaları amaçlanıyor; oyun endüstrisinde çok aranan bir karışım.
EN By the time they graduate, students will have learnt how to present information using digital images and visual simulations – a skillset that is much in demand in the gaming industry.
turco | inglês |
---|---|
oyun | gaming |
TR Serginin ziyaretçilerinden, sadece pasif izleyiciler olarak kalmaları değil, bilakis olaya dahil olmaları bekleniyor.
EN Visitors to the exhibition are not supposed to remain just passive observers, but to be actively involved.
turco | inglês |
---|---|
değil | not |
TR Son haftalarda Pia’nın dikkatini çeken bir gelişme, partilerin kendi güçlü yanlarına odaklanmak yerine birbirlerini daha sık kötülüyor olmaları olmuş
EN Pia Dietz says she has noticed over the past few weeks that the parties are spending far more time putting each other down rather than emphasizing their own strengths
TR Öte yandan, örneğin çevrimiçi anketlerde çoğu zaman olduğu gibi, seçmenlerin kendi özel ilgilerinden dolayı ankete katılabiliyor olmaları durumunda, bir tarafsızlıktan ve genellenebilirlikten söz etmek güçleşiyor
EN But, as is often the case in online surveys where voters can register at will and out of personal interest, the results are no longer neutral and cannot be generalized
turco | inglês |
---|---|
çevrimiçi | online |
etmek | can |
TR AB Konseyi’nde üye ülkelerin birlikteliği ve ortak tavır içinde olmaları çok daha önemli
EN Instead importance is attached to achieving solidarity and a united stance among the member states in the Council of the EU
turco | inglês |
---|---|
ab | eu |
konseyi | council |
üye | member |
ve | and |
TR Öğrencilerinizi sınıf içinde ve dışında başarılı olmaları için gerekli araçları sağlayan güçlü bir çalışma işletim platformuyla tanıştırın.
EN Introduce your students to a powerful work management platform, giving them the tools to succeed inside and outside the classroom.
turco | inglês |
---|---|
güçlü | powerful |
çalışma | work |
TR Bu şikayetler hakkındaki en kötü şey, çok halka açık olmaları ve sorun çözüldükten sonra da uzun süre kalarak potansiyel müşteriler üzerinde etkili olmalarıdır
EN The worst thing about these complaints is that they are very public and will linger long after the problem is resolved, leading to impact on potential customers
TR İzleyicilerin sizin hakkınızda ve kanalınız hakkında daha fazla bilgi edinmesini sağlayın, daha fazla video tavsiye edin ve kanalınıza abone olmaları için eylem çağrısında bulunun
EN Let your viewers know more about you and your brand, recommend more videos, and add a call to action to subscribe to your channel
TR Bu tür grupları tespit etmemize yardımcı olmaları için sektör, devlet ve güvenlik uzmanlarıyla birlikte çalışıyoruz.
EN We work with industry, government and security experts to help us identify these groups.
TR Arka plan gürültüsü olmadan çok sessiz bir ortamda en iyi kalitede ses kaydını elde etmek için, yüksek sesle ve net konuşan hoparlörlerden emin olun, birbiriyle konuşmayan hoparlörlerden emin olun ve yüksek kaliteli mikrofonlar kullanın.
EN To get the very best quality audio record in a very quiet environment with no background noise, ensure speakers that speak loudly and clearly, ensure speakers that don’t talk over each other, and use high quality microphones.
turco | inglês |
---|---|
sessiz | quiet |
kaydını | record |
emin | ensure |
kullanın | use |
TR Yine, bu kullandığınız şirkete bağlıdır. Her zaman araştırma yaptığınızdan emin olun, sizden adil bir fiyat alındığından emin olmak için çeşitli teklifler alın.
EN Again, this is dependent on the company you use. Always make sure you do your research, getting a range of quotes to make sure you are being charged a fair price.
turco | inglês |
---|---|
yine | again |
kullandığınız | you use |
araştırma | research |
adil | fair |
fiyat | price |
TR Google'ın SEO derecelendirmenizi sitenizin ne kadar işlevsel olduğuna dayandırdığından daha önce bahsetmiştik, bu nedenle sitenizi gözden geçirdiğinizden ve hiçbir şeyin bozuk olmadığından emin olduğunuzdan emin olun
EN We’ve already mentioned how Google bases your SEO rating on how functional your site is, so be sure to go through your site and ensure that nothing is broken
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
nedenle | so |
TR SEO'nuzu önemli ölçüde etkilemediklerinden emin olmak için bunları ince dişli bir tarakla incelediğinizden emin olun.
EN Be sure to go through these with a fine-toothed comb to ensure that they’re not dramatically affecting your SEO.
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
TR İçeriğinizin bir makale veya blog gönderisinin toplam kelime sayısına göre doğru sayıda anahtar kelimeye sahip olduğundan nasıl emin olacağınızdan emin değilseniz, size yardımcı olacak pek çok araç mevcuttur
EN If you’re not sure how to ensure that your content has the right number of keywords for the overall word count of an article or blog post, there are plenty of tools available to help you
turco | inglês |
---|---|
makale | article |
veya | or |
blog | blog |
araç | tools |
TR Arka plan gürültüsü olmadan çok sessiz bir ortamda en iyi kalitede ses kaydını elde etmek için, yüksek sesle ve net konuşan hoparlörlerden emin olun, birbiriyle konuşmayan hoparlörlerden emin olun ve yüksek kaliteli mikrofonlar kullanın.
EN To get the very best quality audio record in a very quiet environment with no background noise, ensure speakers that speak loudly and clearly, ensure speakers that don’t talk over each other, and use high quality microphones.
turco | inglês |
---|---|
sessiz | quiet |
kaydını | record |
emin | ensure |
kullanın | use |
TR Hata olmadığından emin olmak için tüm kopyanızı gözden geçirin. Reklamlarınızda sağlanan tüm bilgilerin doğru olduğundan emin olmak istiyorsunuz.
EN Proofread all your copy to make sure there are no mistakes. You want to ensure all of the information provided in your ads is accurate.
TR Sunduğunuz hizmet ya da ürün için ödeme alacağınızdan emin olmak için fatura hazırlamanız gerekir
EN Preparing invoices for clients is necessary for making sure you get paid for your products or services
turco | inglês |
---|---|
hizmet | services |
ürün | products |
için | for |
ödeme | paid |
emin | sure |
TR Şirketler, yerel aramalarda görünür olduklarından nasıl emin olabilirler? Web sitelerini nasıl optimize edebilirler ve Google My Business hesaplarını nasıl yönetmeleri gerekir?
EN How can companies make sure that they show up for local searches? How can they optimize their website? And how can they manage their Google my Business account?
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
emin | sure |
optimize | optimize |
my | my |
business | business |
gerekir | can |
TR Kullanıcılarınızın mümkün olan en iyi sayfa yükleme sürelerini elde etmesini sağlamak için doğru ana bilgisayarı kullandığınızdan ve kullanıcıların sitenize mümkün olduğunca kolay bağlanabildiğinden emin olmanız gerekir
EN To ensure that your users are getting the best possible page loading times, you’ll have to make sure that you’re using the right host and that people can connect to your site as easily as possible
turco | inglês |
---|---|
yükleme | loading |
elde | getting |
sitenize | to your site |
kolay | easily |
TR Dinamik yeniden hedefleme kampanyası başlatmadan önce aşağıdakilerden emin olmanız gerekir:
EN Before you run a dynamic retargeting campaign, you need to make sure:
TR Son teslim tarihleriniz sıkıdır ve içeriğinizde bir grup kişiye ulaşmanız gerekir ve bunun hızlı bir şekilde yapılması gerekir
EN You’ve got tight deadlines and you need to get a bunch of people across your content and you need it done fast
Mostrando 50 de 50 traduções