TR Birçok bileşen modülerdir ve bağımsız olarak değiştirilebilir.
"birçok bileşen modülerdir" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Birçok bileşen modülerdir ve bağımsız olarak değiştirilebilir.
EN Many components are modular and can be replaced independently.
turco | inglês |
---|---|
birçok | many |
bağımsız | independently |
TR Birçok bileşen modülerdir ve bağımsız olarak değiştirilebilir.
EN Many components are modular and can be replaced independently.
turco | inglês |
---|---|
birçok | many |
bağımsız | independently |
TR Çoğu bileşen modülerdir ve bağımsız olarak değiştirilebilirler.
EN Most components are modular and independently replaceable.
turco | inglês |
---|---|
bağımsız | independently |
TR Çoğu bileşen modülerdir ve bağımsız olarak değiştirilebilirler.
EN Most components are modular and independently replaceable.
turco | inglês |
---|---|
bağımsız | independently |
TR Dayanıklıdır, modülerdir ve imalattan depolamaya, perakende satıştan konaklamaya kadar her yerde kullanılabilir.
EN It’s rugged, modular and at home everywhere — from manufacturing and warehousing to retail and hospitality.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
perakende | retail |
TR Birçok bileşen modüler ve bağımsız olarak değiştirilebiliyor.
EN Lots of components are modular and can be replaced independently.
turco | inglês |
---|---|
modüler | modular |
bağımsız | independently |
TR Birçok bileşen modüler olduğundan ayrı ayrı değiştirilmeleri mümkündür.
EN Many components are modular and can be replaced independently.
turco | inglês |
---|---|
birçok | many |
modüler | modular |
bir | and |
TR Birçok bileşen modüler olduğundan ayrı ayrı değiştirilmeleri mümkündür.
EN Many components are modular and can be replaced independently.
turco | inglês |
---|---|
birçok | many |
modüler | modular |
bir | and |
TR Birçok bileşen modüler ve bağımsız olarak değiştirilebiliyor.
EN Lots of components are modular and can be replaced independently.
turco | inglês |
---|---|
modüler | modular |
bağımsız | independently |
TR Massive Attack birçok ünlü isimle ortak çalışmalarda bulunmuş, birçok remix yapmış ve birçok film için soundtrack hazırlamıştır
EN Third member Andy "Mushroom" Vowles left the group in 1999
TR DNS, tüm çevrim içi işletmeler için iş açısından kritik bir bileşendir. Yine de bu bileşen genellikle ikinci planda kalır ve bir şeyler bozulana kadar pek akla gelmez.
EN DNS is a mission-critical component for any online business. Yet this component is often overlooked and forgotten, until something breaks.
turco | inglês |
---|---|
dns | dns |
işletmeler | business |
kritik | critical |
bileşen | component |
genellikle | often |
TR Çoğu ana bileşen, bağımsız olarak erişilebilecek/değiştirilebilecek kadar modüllü.
EN Most major components are modular enough to be accessed/replaced independently.
turco | inglês |
---|---|
ana | major |
bağımsız | independently |
TR Biz parçalarımızı, bileşen üreticilerinden, yedek parçacılardan ve hatta satıcılara iade edilen yeni ürünlerden sökerek elde ederiz
EN We source parts from component manufacturers, aftermarket suppliers, and even harvest parts from brand-new products that have been returned to retailers
turco | inglês |
---|---|
bileşen | component |
ve | and |
yeni | new |
TR Bu bileşen Lambda düzenleyicisine ya da güvenlik ve kimlik doğrulaması yapılandırmalarına öykünmemektedir
EN This component does not emulate the Lambda orchestrator, or security and authentication configurations
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
bileşen | component |
lambda | lambda |
güvenlik | security |
kimlik | authentication |
TR Projenize yeni bir bileşen eklemek için '+' simgesinin üzerine tıklayın.
EN Click on the '+' sign to add a new component to your project.
turco | inglês |
---|---|
bileşen | component |
tıklayın | click |
TR CITROËN her bileşen için gerçek yaşam çözümleri geliştirmiştir: • Gelişmiş ısı korumalı (ve güneşlenmeyen) ve Sihirli Yıkama silecek sistemi içeren panoramik cam tavan dahil, kullanımda ekonomik yenilikler
EN CITROËN has developed real-life solutions for each component: • innovations that are economic in use, including the panoramic glass roof with advanced heat protection (and sunblind-free) and the Magic Wash wiper system
turco | inglês |
---|---|
bileşen | component |
gerçek | real |
yaşam | life |
çözümleri | solutions |
ısı | heat |
yıkama | wash |
sistemi | system |
panoramik | panoramic |
ekonomik | economic |
yenilikler | innovations |
TR Rival 600 yan tutuşlarında daha fazla tutuş ve dayanıklılık sağlayan eşsiz silikon bileşen bulunur. Profesyonel oyuncuların zorlu taleplerini karşılamak için hazırlanıp tasarlanmıştır.
EN The Rival 600 side grips feature a unique silicone compound to allow for increased grip and durability. Crafted and designed to meet the stringent demands of professional players.
turco | inglês |
---|---|
rival | rival |
yan | side |
dayanıklılık | durability |
eşsiz | unique |
silikon | silicone |
karşılamak | meet |
TR Bu nedenle bir 'bileşen üreticisi' sıfatıyla doğal olarak siz, OEM'lerin (Original Equipment Manufacturer - Orijinal Ekipman Üreticisi) kendilerinden daha fazla parça üretme ihtiyacı ile karşı karşıya kalıyorsunuz
EN That?s why, as a component manufacturer, you face an inherent need to produce more components than the OEMs themselves
turco | inglês |
---|---|
bileşen | component |
siz | you |
ihtiyacı | need |
TR Profesyonel oyundaki menajerlerden alınmış gerçek içgörülere dayanan bu yeni bileşen, projenizi ve oyuncularınızı yükseklere taşıyacak gelişmiş bir organizasyonel destek seviyesi sağlar.
EN With the frequency set by you, your inner circle gatherings now provide a greater a level of support and organisation that will propel your project and players to new heights.
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
projenizi | your project |
destek | support |
seviyesi | level |
sağlar | provide |
TR Kuru ve yaşlanan bir cilt için ideal olan bu bitki bazlı bileşen, uzun süre kalıcı bir etki için sızdırmaz bir bariyer oluşturarak nemi hapseder ve zengin dokusu ile cildi yumuşatır, pürüzsüzleştirir.
EN Ideal for dry, aging skin, this plant-based ingredient softens and smoothes the complexion with its rich texture by creating a barrier that seals in moisture for a long-lasting effect.
turco | inglês |
---|---|
kuru | dry |
cilt | skin |
ideal | ideal |
olan | its |
bitki | plant |
uzun | long |
kalıcı | lasting |
etki | effect |
oluşturarak | by creating |
zengin | rich |
TR Power maske ile dakikalar içinde uzman bir cilt bakımı, daha fazla bileşen emilimi ve daha uzun süreli sonuçlar elde edersiniz. Cilt bakımınızdan en iyi şekilde yararlanın.
EN With power masking, you'll get expert skincare, deeper ingredient penetration, and longer-lasting results - in minutes. Get the most out of your skincare.
turco | inglês |
---|---|
dakikalar | minutes |
uzman | expert |
sonuçlar | results |
elde | get |
TR monday.com panolarını, gösterge panellerini, videoları ve daha fazlasını doğrudan workdocs'a yerleştirin. Siz çalışırken her bileşen otomatik olarak senkronize edilir ve güncellenir.
EN Embed monday.com boards, dashboards, videos, and more directly into workdocs. Every component is automatically synced and updated as you work.
turco | inglês |
---|---|
videoları | videos |
doğrudan | directly |
siz | you |
her | every |
bileşen | component |
TR Bu bileşen Lambda düzenleyicisine ya da güvenlik ve kimlik doğrulaması yapılandırmalarına öykünmemektedir
EN This component does not emulate the Lambda orchestrator, or security and authentication configurations
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
bileşen | component |
lambda | lambda |
güvenlik | security |
kimlik | authentication |
TR AWS, AWS hizmetlerini birer bileşen olarak kullanan GxP sistemlerini planlama, geliştirme, doğrulama, çalıştırma ve denetleme süreçlerinde GxP müşterileri ve onların denetçileri ile düzenli olarak birlikte çalışır
EN AWS regularly works with GxP customers and their auditors in planning for, developing, validating, operating, and auditing GxP systems that use AWS services as a component
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
hizmetlerini | services |
bileşen | component |
sistemlerini | systems |
planlama | planning |
geliştirme | developing |
müşterileri | customers |
onların | their |
çalışır | works |
TR monday.com panolarını, gösterge panellerini, videoları ve daha fazlasını doğrudan workdocs'a yerleştirin. Siz çalışırken her bileşen otomatik olarak senkronize edilir ve güncellenir.
EN Embed monday.com boards, dashboards, videos, and more directly into workdocs. Every component is automatically synced and updated as you work.
turco | inglês |
---|---|
videoları | videos |
doğrudan | directly |
siz | you |
her | every |
bileşen | component |
TR Çoğu ana bileşen, bağımsız olarak erişilebilecek/değiştirilebilecek kadar modüllü.
EN Most major components are modular enough to be accessed/replaced independently.
turco | inglês |
---|---|
ana | major |
bağımsız | independently |
TR CITROËN her bileşen için gerçek yaşam çözümleri geliştirmiştir: • Gelişmiş ısı korumalı (ve güneşlenmeyen) ve Sihirli Yıkama silecek sistemi içeren panoramik cam tavan dahil, kullanımda ekonomik yenilikler
EN CITROËN has developed real-life solutions for each component: • innovations that are economic in use, including the panoramic glass roof with advanced heat protection (and sunblind-free) and the Magic Wash wiper system
turco | inglês |
---|---|
bileşen | component |
gerçek | real |
yaşam | life |
çözümleri | solutions |
ısı | heat |
yıkama | wash |
sistemi | system |
panoramik | panoramic |
ekonomik | economic |
yenilikler | innovations |
TR CITROËN her bileşen için gerçek yaşam çözümleri geliştirmiştir: • Gelişmiş ısı korumalı (ve güneşlenmeyen) ve Sihirli Yıkama silecek sistemi içeren panoramik cam tavan dahil, kullanımda ekonomik yenilikler
EN CITROËN has developed real-life solutions for each component: • innovations that are economic in use, including the panoramic glass roof with advanced heat protection (and sunblind-free) and the Magic Wash wiper system
turco | inglês |
---|---|
bileşen | component |
gerçek | real |
yaşam | life |
çözümleri | solutions |
ısı | heat |
yıkama | wash |
sistemi | system |
panoramik | panoramic |
ekonomik | economic |
yenilikler | innovations |
TR Böylece üretimde 150 çeşit ucuz plastik parça yerine beş ila sekiz arasında bileşen yeterli oluyor.
EN In production I then make do with only five to eight high-value components instead of using 150 cheap plastic parts.
turco | inglês |
---|---|
böylece | then |
ucuz | cheap |
plastik | plastic |
TR Korona krizinde, sanayiden ortaklarla birlikte 3D baskı yöntemiyle tıbbi donanımlar için prototip ve bileşen üretildi.
EN During the coronavirus crisis, for example, prototypes and components for medical equipment have been produced with industrial partners using 3D printing.
turco | inglês |
---|---|
baskı | printing |
tıbbi | medical |
TR Son derece deneyimli ve orijinal malzeme üreticisinden eğitim almış teknisyenler tarafından gerçekleştirilen güç önleyici bakım servisleri arasında operasyonel kontroller, bileşen değişimleri ve kapsamlı raporlama yer alır
EN Power preventive maintenance services performed by highly experienced and OEM-trained technicians include operational checks, component replacements, and comprehensive reporting
turco | inglês |
---|---|
deneyimli | experienced |
güç | power |
önleyici | preventive |
bakım | maintenance |
servisleri | services |
operasyonel | operational |
bileşen | component |
kapsamlı | comprehensive |
raporlama | reporting |
TR monday.com panolarını, gösterge panellerini, videoları ve daha fazlasını doğrudan workdocs'a yerleştirin. Siz çalışırken her bileşen otomatik olarak senkronize edilir ve güncellenir.
EN Embed monday.com boards, dashboards, videos, and more directly into workdocs. Every component is automatically synced and updated as you work.
turco | inglês |
---|---|
videoları | videos |
doğrudan | directly |
siz | you |
her | every |
bileşen | component |
TR Web Denetimi - birkaç alt bileşen için sabit veri sunumu
EN Web Audit - fixed data presentation for few sub-components
turco | inglês |
---|---|
web | web |
denetimi | audit |
birkaç | few |
alt | sub |
için | for |
sabit | fixed |
veri | data |
TR Harmanlayıcı ve UHT sistemi arasındaki zekice koordinasyon, başlangıçta israfı ortadan kaldırabileceğimiz ve birinci sınıf bileşen sona erene kadar üretimin yürütülebileceği anlamına gelir
EN Clever coordination between the blender and UHT system means we can eliminate waste on start-up, and production can be run until the premium ingredient is finished
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
sistemi | system |
arasındaki | between |
koordinasyon | coordination |
anlamına | means |
TR Ayrıca inline karıştırma, bozulma olasılığı olan ürün hacmini en aza indirir. Peki, sonuç? Daha yüksek ürün verimi ve daha az pahalı bileşen kaybı.
EN Moreover, inline blending minimizes the volume of product that is likely to degrade. The end result? Higher product yield and less giveaway of expensive ingredients.
turco | inglês |
---|---|
ayrıca | moreover |
inline | inline |
karıştırma | blending |
olan | is |
ürün | product |
sonuç | result |
ve | and |
TR Projenize yeni bir bileşen eklemek için '+' simgesinin üzerine tıklayın.
EN Click on the '+' sign to add a new component to your project.
TR Bileşen için tüm yazı türlerinden seçim yapmak için seçenek eklendi.
EN Added option in to select from all post-types for the Widget.
TR Bileşen başlıklarını h3?lerden h4?lere dönüştürerek, diğer bileşenlerin WordPress eklentileri ve temalarında nasıl çalıştıkları ile daha tutarlı olacak şekilde değiştirdik.
EN Changed the widget titles from h3?s to h4?s to be more consistent with how other widgets work in WordPress plugins and themes.
TR Bileşen için tüm yazı türlerinden seçim yapmak için seçenek eklendi.
EN Added option in to select from all post-types for the Widget.
TR Bileşen başlıklarını h3?lerden h4?lere dönüştürerek, diğer bileşenlerin WordPress eklentileri ve temalarında nasıl çalıştıkları ile daha tutarlı olacak şekilde değiştirdik.
EN Changed the widget titles from h3?s to h4?s to be more consistent with how other widgets work in WordPress plugins and themes.
TR Birçok farklı üretici birçok farklı ürün üretmektedir
EN Many different manufacturers make many different products
turco | inglês |
---|---|
ürün | products |
TR Kapsamlı likidite ağı oluşturmak ve fiyatlama teknolojisi gelişimi için birçok yıl çabaladık. Böylece sizlere en iyi fiyatları ve birçok piyasada kolay işlem olanağını sunabiliyoruz. FOREX likiditemiz sektörde rakipsizdir.
EN We have spent many years building a deep liquidity network and investing in our pricing technology.
turco | inglês |
---|---|
kapsamlı | deep |
likidite | liquidity |
ağı | network |
oluşturmak | building |
teknolojisi | technology |
birçok | many |
yıl | years |
TR Bugün Kanban, yazılım geliştirme, pazarlama, hastaneler, perakende ve finans dahil olmak üzere birçok sektörde, birçok ekip tarafından sıklıkla tercih edilen bir proje yönetim aracıdır.
EN Today, Kanban is used as a project management tool in various industries and businesses including software development, marketing, hospitals, retail, and finance.
turco | inglês |
---|---|
bugün | today |
kanban | kanban |
yazılım | software |
geliştirme | development |
pazarlama | marketing |
perakende | retail |
finans | finance |
olmak | is |
proje | project |
yönetim | management |
TR Bugün Kanban, yazılım geliştirme, pazarlama, hastaneler, perakende ve finans dahil olmak üzere birçok sektörde, birçok ekip tarafından sıklıkla tercih edilen bir proje yönetim aracıdır
EN Today, Kanban is used as a project management tool in various industries and businesses including software development, marketing, hospitals, retail, and finance
turco | inglês |
---|---|
bugün | today |
kanban | kanban |
yazılım | software |
geliştirme | development |
pazarlama | marketing |
perakende | retail |
finans | finance |
olmak | is |
proje | project |
yönetim | management |
TR Herkesin ihtiyacına cevap verebilmek ve birçok kripto alım satım seçeneği sağlamak için birçok sağlayıcı ile ortaklık kurduk
EN We've partnered with many partners to provide multiple ways of purchasing & selling crypto, suitable for everyone's needs
turco | inglês |
---|---|
herkesin | everyone |
kripto | crypto |
TR Kapsamlı likidite ağı oluşturmak ve fiyatlama teknolojisi gelişimi için birçok yıl çabaladık. Böylece sizlere en iyi fiyatları ve birçok piyasada kolay işlem olanağını sunabiliyoruz. FOREX likiditemiz sektörde rakipsizdir.
EN We have spent many years building a deep liquidity network and investing in our pricing technology.
turco | inglês |
---|---|
kapsamlı | deep |
likidite | liquidity |
ağı | network |
oluşturmak | building |
teknolojisi | technology |
birçok | many |
yıl | years |
TR Mailchimp ve diğerleri gibi birçok iş uygulamasıyla entegre edin. Ayrıca formlarınızı Zapier üzerinden birçok uygulama ile entegre edebilirsiniz.
EN Integrate with many business apps such as Google Sheets, Slack, Mailchimp, and many others to automate your workflows. Moreover, you can integrate your forms with many other applications via Zapier.
turco | inglês |
---|---|
diğerleri | others |
birçok | many |
entegre | integrate |
ayrıca | moreover |
zapier | zapier |
formları | forms |
TR Dünyanın önde gelen açık erişimli yayıncılarından biri olan Elsevier, 500'den fazla tam açık erişimli dergi yayınlamakta ve birçok toplumun açık erişimi benimsemesine yardımcı olmuştur.
EN As one of the world?s leading open access publishers, Elsevier publishes over 500 full open access journals and has helped many societies embrace open access.
turco | inglês |
---|---|
açık | open |
olan | has |
elsevier | elsevier |
tam | full |
dergi | journals |
erişimi | access |
TR Bu pazarların nasıl işlediğini biliyoruz ve Pekin, Şanghay, Shenzhen, Moskova, Chennai, Mumbai ve birçok şehirde kurduğumuz ve geliştirdiğimiz ofislerimizle önemli paydaşlarla bağlantı halindeyiz.
EN We understand how these markets operate, have well established and growing offices in Beijing, Shanghai, Shenzhen, Moscow, Chennai, Mumbai and many more, and are well connected to the key stakeholders.
turco | inglês |
---|---|
biliyoruz | we understand |
moskova | moscow |
önemli | key |
TR Birçok kişinin aynı IP adresini paylaştığı konumlar (kuruluşlar ve konferanslar gibi) için hız limitlerimiz fazla kısıtlı olabilir. Twitter'ı normal bir şekilde kullandığınızı düşünüyorsanız lütfen bizi haberdar edin.
EN For locations where many people share the same IP address (e.g., corporations and conferences), our rate limits may be too strict. If you believe you are using Twitter normally, please let us know.
turco | inglês |
---|---|
adresini | address |
konumlar | locations |
konferanslar | conferences |
Mostrando 50 de 50 traduções