TR İster evde ister ofiste ister tatilde, koruma altında kalmanın önemini asla hafife almayın.
TR İster evde ister ofiste ister tatilde, koruma altında kalmanın önemini asla hafife almayın.
EN Never underestimate the importance of staying protected – whether you’re at home, the office, or on vacation.
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
ın | of |
TR İster evde ister ofiste ister tatilde, koruma altında kalmanın önemini asla hafife almayın.
EN Never underestimate the importance of staying protected – whether you’re at home, the office, or on vacation.
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
ın | of |
TR Güvenliği asla hafife almayız
EN Security is not something we take lightly
TR Ay'a seyahat hiç kolay değil. Gün be gün, santim santim ilerliyoruz. Gereğini yerine getirenlere, mücadelede kalanlara, asla ama asla pes etmeyenlere değer veriyoruz. Sabredeceğiz.
EN A ride to the moon is never smooth. We advance inch by inch, day by day. We value those who execute, who stay in the fight, who never, ever give up. We will persevere.
turco | inglês |
---|---|
a | a |
gün | day |
ama | we |
değer | value |
TR Oltalama girişimlerine karşı dikkatli olun, Ledger sizden 24 kelimelik kurtarma ifadenizi asla istemez. Onu asla kimseyle paylaşmayın. Daha fazla bilgi
EN Beware of phishing attacks, Ledger will never ask for the 24 words of your recovery phrase. Never share them. Learn more
turco | inglês |
---|---|
ledger | ledger |
kurtarma | recovery |
asla | never |
bilgi | learn |
TR Çevrimiçi gizliliğin artık hafife alınamayacak temel bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz, bu yüzden e-posta gizliliğine tamamen adanmış bir hizmet sunmanın zamanının geldiğine karar verdik
EN We believe that online privacy is a fundamental human right which can no longer be taken for granted so we decided that it was time to offer a service which is fully dedicated to email privacy
turco | inglês |
---|---|
temel | fundamental |
insan | human |
hakkı | right |
inanıyoruz | we believe |
e-posta | |
tamamen | fully |
adanmış | dedicated |
hizmet | service |
yüzden | so |
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Çevrimiçi gizliliğin artık hafife alınamayacak temel bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz, bu yüzden e-posta gizliliğine tamamen adanmış bir hizmet sunmanın zamanının geldiğine karar verdik.
EN We believe that online privacy is a fundamental human right which can no longer be taken for granted so we decided that it was time to offer a service which is fully dedicated to email privacy.
turco | inglês |
---|---|
temel | fundamental |
insan | human |
hakkı | right |
inanıyoruz | we believe |
e-posta | |
tamamen | fully |
adanmış | dedicated |
hizmet | service |
yüzden | so |
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Dünyamıza özen göstermek hafife aldığımız bir şey değil
EN Caring for planet Earth isn’t something we take lightly
TR Bu tür bir yeniden canlandırmanın önemi sıklıkla hafife alınsa da demokratik toplumların kendi nitelikleriyle var olabilmeleri açısından da vazgeçilmezdir
EN The importance of such a revitalisation is frequently underestimated, although it is essential for the self-affirmation of democratic societies
turco | inglês |
---|---|
demokratik | democratic |
TR Bu yenilikçi teknoloji, dünyanın güvenli gıdaya erişimin değerinin hafife alınamayacağı en uzak bölgelerine güvenle tüketilebilecek gıdalar ve içecekler götürebilmemizin zeminini oluşturuyor.
EN This innovative technology underpins our ability to get food and drink that is safe to consume to the remotest parts of the world where access to safe food cannot be taken for granted.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
yenilikçi | innovative |
teknoloji | technology |
ve | and |
ın | of |
TR Onarılabilecek ürünler onarılmalıdır. Yenilenmiş cep telefonları yeni birine satılabilir. Onarılan bilgisayarlar dijital uçurumu kapatır. Daha da iyisi, onarım işleri yereldir. Onlar asla yurtdışına sevk edilmeyecektir.
EN Products that can be repaired, should be repaired. Refurbished cell phones can be sold to someone new. Repaired computers bridge the digital divide. Even better, repair jobs are local. They won’t ever be shipped overseas.
turco | inglês |
---|---|
ürünler | products |
yeni | new |
onarım | repair |
TR Bilgilerini asla satmayız. Ayrıca dilediğin zaman e-posta listesinden çıkabilirsin. ("Kaydol"a tıklayarak kişisel verilerinin kullanımı ile ilgili Gizlilik Politikası'nı okuduğunu, anladığını ve onayladığını kabul edersin.)
EN We’ll never sell your info, and you can opt out anytime you want. (By clicking “Sign Up”, you agree that you have read, understand, and consent to the Privacy Policy with regards to the use of your personal data.)
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
tıklayarak | by clicking |
politikası | policy |
TR Yabancı bir ana şirketimiz olmadığı için, yerli veya yabancı makamlardan gelen herhangi bir sahte veya diğer veri isteklerine asla uymayız
EN Since we have no foreign parent company, we never comply with any rogue or other data requests from either domestic or foreign authorities
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
veri | data |
asla | never |
TR Başka bir kullanıcının önceden açık izni olmaksızın onun hesabını asla kullanmamalısınız
EN You shall never use another user's account without such other user's prior express permission
turco | inglês |
---|---|
bir | such |
kullanıcının | user |
önceden | prior |
izni | permission |
onun | you |
hesabını | account |
TR Kişisel verileriniz asla depolanmaz
EN See your collectibles. Art & NFTs in one place
TR Performansınızı gerçek zamanlı olarak izleyin ve karşılaştırın, böylece videolarınızdan daha fazla görüntünleme alma ve para kazanma fırsatını asla kaçırmazsınız.
EN Track and compare your performance in real time so you never miss an opportunity to get more views and make money from your videos.
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
izleyin | track |
karşılaştırın | compare |
böylece | so |
alma | get |
asla | never |
fırsatı | opportunity |
TR Kredi kartı numaranızı asla toplamıyoruz veya saklamıyoruz.
EN We never collect or store your credit card number.
turco | inglês |
---|---|
kredi | credit |
asla | never |
veya | or |
TR Sonuç olarak Last.fm asla bir "son ürün" olarak değerlendirilmemelidir ve Last.fm'i kullanarak bunu her şekliyle kabul etmiş sayılırsın.
EN As a result, Last.fm should never be considered a “finished product”, and by using Last.fm you accept it – warts and all.
turco | inglês |
---|---|
sonuç | result |
asla | never |
ürün | product |
her | all |
kabul | accept |
TR Özel anahtarlarınız ve yedeklemeniz şifrelenir ve cihazınızdan asla ayrılmaz.
EN Your private keys and backup are encrypted and never leave your device.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
asla | never |
TR Özel anahtarlarınız şifrelenir ve asla cihazınızdan ayrılmaz. Yatırımlarınız tamamen kontrolünüz altındadır.
EN Your private keys are encrypted and never leave your device. You fully control your funds.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
asla | never |
tamamen | fully |
kontrolü | control |
TR Asla kimseyle paylaşmayın, hatta ekibimizin üyeleriyle bile!
EN Never share it with anybody, even the members of our team!
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
ekibimizin | our team |
ın | of |
TR Olumsuz olduğu için bir görüşü asla baskılamayız.
EN We’ll never suppress an opinion for being negative.
turco | inglês |
---|---|
olumsuz | negative |
asla | never |
TR İyi haberler hızlı, kötü haberler daha hızlı duyulur. Dürüstçe iletişim kurarız. En iyi kararlar, hızlı ve mümkün olan en iyi bilgilerle alınır. Asla tek başımıza mücadele etmeyiz.
EN Good news fast, bad news faster. We communicate honestly. The best decisions are made quickly and with the best information possible. We never struggle alone.
turco | inglês |
---|---|
haberler | news |
kötü | bad |
iletişim | communicate |
kararlar | decisions |
ve | and |
mümkün | possible |
asla | never |
TR Notlarınızı okumak asla 5.000'den fazla konuşulan kelimeyi gerçekten özetleyemez
EN Reading your notes can never truly recap 5,000+ spoken words
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
konuşulan | spoken |
gerçekten | truly |
TR Bir eylem öğesini asla kaçırmayın ve kim tarafından söylenenleri her zaman açıklığa kavuşturursunuz. Ne söylendiğinden emin değil misin? Sorun yok. Sadece transkripti arayın.
EN Never miss an action item and you’ll always be able to clarify what was said by who. Unsure what was said? No problem. Just search the transcript.
turco | inglês |
---|---|
eylem | action |
asla | never |
kim | who |
her | ll |
sorun | problem |
transkripti | transcript |
TR Gelenek 6: Bir ITAA grubu, para, mülkiyet ve prestij sorunları bizi birincil amacımızdan saptırmasın diye, ITAA adını hiçbir ilgili tesise veya dış kuruluşa asla onaylamamalı, finanse etmemeli veya ödünç vermemelidir.
EN Tradition 6: An ITAA group ought never endorse, finance, or lend the ITAA name to any related facility or outside enterprise, lest problems of money, property, and prestige divert us from our primary purpose.
turco | inglês |
---|---|
gelenek | tradition |
itaa | itaa |
grubu | group |
mülkiyet | property |
sorunları | problems |
birincil | primary |
ilgili | related |
dış | outside |
asla | never |
TR Gelenek 9: ITAA asla organize edilmemelidir, ancak hizmet ettikleri kişilere doğrudan sorumlu hizmet kurulları veya komiteleri oluşturabiliriz.
EN Tradition 9: ITAA as such, ought never be organized, but we may create service boards or committees directly responsible to those they serve.
turco | inglês |
---|---|
gelenek | tradition |
itaa | itaa |
asla | never |
organize | organized |
hizmet | service |
doğrudan | directly |
sorumlu | responsible |
veya | or |
TR Gelenek 10: ITAA'nın dış meseleler hakkında hiçbir fikri yoktur, bu nedenle ITAA adı asla kamu tartışmasına girmemelidir.
EN Tradition 10: ITAA has no opinion on outside issues, hence the ITAA name ought never be drawn into public controversy.
turco | inglês |
---|---|
gelenek | tradition |
itaa | itaa |
dış | outside |
adı | name |
asla | never |
kamu | public |
TR Bir profesörün bana güvendiği 1 araştırma makalesi asla geri çevrilmedi.
EN 1 research paper never turned in that a professor gave me credit for.
turco | inglês |
---|---|
bana | me |
araştırma | research |
asla | never |
TR Mücadele ettiğim şeyin derinliğini ve zihinsel hastalığımdan gerçek, yaşanmış özgürlüğü bulduğumda hissettiğim rahatlamayı asla hayal etmemiştim
EN I never imagined the depth of what I was struggling with, and the relief I?ve felt at finding real, lived freedom from my mental disease
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
zihinsel | mental |
gerçek | real |
asla | never |
TR * Bilgileriniz üçüncü taraflara asla satmayacağız.
EN * We will never sell your information to any third party.
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
TR Potansiyel müşterileriniz veya müşterilerinizle olan takibi asla kaçırmayın
EN Never miss a follow-up with your leads or customers
turco | inglês |
---|---|
müşterileriniz | customers |
veya | or |
asla | never |
TR Bir operatörü asla bilgisiz bırakmazsınız. Dahili Notlar her zaman açıktır.
EN You'll never leave an operator with no information. Internal Notes are up anytimes.
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
dahili | internal |
notlar | notes |
her | ll |
TR Planlanmış aramaların %60'ı asla gerçekleşmez. Crisp, müşterilerle doğrudan iletişim kurmanıza olanak tanıyan sesli/görüntülü aramalar ekleyerek bu sorunu çözer. Harici eklenti gerekmez.
EN 60% of scheduled calls never happen. Crisp solves this issue by including audio/video calls, which let you make direct contact with customers. No external plugin required.
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
crisp | crisp |
doğrudan | direct |
iletişim | contact |
bu | this |
harici | external |
eklenti | plugin |
ın | of |
TR Tüm Crisp planları, çoğu iş ihtiyacına uyacak şekilde tasarlanmıştır. Gelecekte Crisp için ödediğiniz tutarı asla artırmayacağımıza dair söz veriyoruz.
EN All Crisp plans have been designed to fit most business needs. We make a promise that we will never increase what you pay for Crisp in the future.
turco | inglês |
---|---|
crisp | crisp |
uyacak | fit |
asla | never |
söz | promise |
TR Anahtarlar kullanıcının tarayıcısında saklanır ve asla bir sunucuya gönderilmez
EN Keys are stored in the user's browser and are never sent to a server
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
sunucuya | server |
tarayıcısı | browser |
TR Sunduğumuz Statik QR Kodları tamamen ücretsizdir ve süresi asla dolmaz. Oluşturulduktan sonra sonsuza kadar sizindir ancak içeriği düzenleyemez veya taramalarını izleyemezsiniz.
EN We offer these Static QR Codes that are completely for free and will never expire. Once generated, it’s yours forever but you will not be able to edit the content or track its scans.
turco | inglês |
---|---|
statik | static |
qr | qr |
kodları | codes |
tamamen | completely |
ücretsizdir | free |
ve | and |
asla | never |
içeriği | content |
veya | or |
Mostrando 50 de 50 traduções