PT Nossos relatórios são personalizados, portanto, você vai precisar fornecer alguns detalhes básicos aos membros da nossa equipe para que eles possam reunir as informações mais relevantes para você.
"eles possam reunir" em português pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
PT Nossos relatórios são personalizados, portanto, você vai precisar fornecer alguns detalhes básicos aos membros da nossa equipe para que eles possam reunir as informações mais relevantes para você.
TR Raporlarımız özelleştirilmiştir, bu yüzden ekibimizin en alakalı bilgiyi bir araya getirmesi için en azından bir kaç temel detayı ekibimiz ile paylaşmanız gerekiyor.
português | turco |
---|---|
portanto | bu yüzden |
básicos | temel |
informações | bilgiyi |
mais | en |
relevantes | alakalı |
PT Nossos relatórios são personalizados, portanto, você vai precisar fornecer alguns detalhes básicos aos membros da nossa equipe para que eles possam reunir as informações mais relevantes para você.
TR Raporlarımız özelleştirilmiştir, bu yüzden ekibimizin en alakalı bilgiyi bir araya getirmesi için en azından bir kaç temel detayı ekibimiz ile paylaşmanız gerekiyor.
português | turco |
---|---|
portanto | bu yüzden |
básicos | temel |
informações | bilgiyi |
mais | en |
relevantes | alakalı |
PT Nossos relatórios são personalizados, portanto, você vai precisar fornecer alguns detalhes básicos aos membros da nossa equipe para que eles possam reunir as informações mais relevantes para você.
TR Raporlarımız özelleştirilmiştir, bu yüzden ekibimizin en alakalı bilgiyi bir araya getirmesi için en azından bir kaç temel detayı ekibimiz ile paylaşmanız gerekiyor.
português | turco |
---|---|
portanto | bu yüzden |
básicos | temel |
informações | bilgiyi |
mais | en |
relevantes | alakalı |
PT “São promessas extravagantes? Achamos que não. Eles estão sendo cumpridos entre nós - às vezes rapidamente, às vezes lentamente. Eles sempre se materializarão se trabalharmos para eles. ” (cf. O Grande Livro de AA, pp. 84)
TR “Bu abartılı vaatler mi? olmadığını düşünüyoruz. Aramızda yerine getiriliyorlar - bazen hızlı, bazen yavaş. Biz onlar için çalışırsak, her zaman gerçekleşecekler.” (bkz. AA's Big Book, s. 84)
português | turco |
---|---|
estão | bu |
não | olmadığını |
rapidamente | hızlı |
PT AcessibilidadeMesmo se os dados forem armazenados e preservados, isso não necessariamente significa que eles possam ser acessados automaticamente
TR ErişilebilirVeriler depolansa ve korunsa bile, bu, otomatik olarak erişilebilir durumda oldukları anlamına gelmez
português | turco |
---|---|
e | ve |
significa | anlamına |
PT Ajude os recém-chegados a se sentirem seguros, bem-vindos e valorizados como seres humanos, não importa o quão mal eles possam se sentir presos em seu vício em internet e tecnologia
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
português | turco |
---|---|
humanos | insan |
internet | internet |
tecnologia | teknoloji |
PT Marca facilmente seus próprios flyers personalizados, para que eles possam ter uma aparência coesa.
TR Uyumlu bir görünüm ve his sağlamak için, özelleştirilen el ilanlarını kolaylıkla markanıza uydurun.
português | turco |
---|---|
facilmente | kolaylıkla |
PT Uma corretora de criptomoedas permite que você ofereça a seus clientes uma gama de serviços relacionados à criptomoeda, incluindo CFDs, para que eles possam especular sobre o preço do Bitcoin ou Ethereum, por exemplo.
TR Kripto brokerlik bir grup kripto ilişkili hizmetlerden, CFD gibi, faydalanarak Bitcoin veya Ethereum fiyatlarında spekülasyon yapmanıza olanak tanır.
português | turco |
---|---|
que | gibi |
preço | fiyatlar |
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
PT Ajude os recém-chegados a se sentirem-se seguros, bem-vindos e valorizados como seres humanos, não importa o quão mal eles possam se sentir presos em seu vício em internet e tecnologia
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
português | turco |
---|---|
humanos | insan |
internet | internet |
tecnologia | teknoloji |
PT AcessibilidadeMesmo se os dados forem armazenados e preservados, isso não necessariamente significa que eles possam ser acessados automaticamente
TR ErişilebilirVeriler depolansa ve korunsa bile, bu, otomatik olarak erişilebilir durumda oldukları anlamına gelmez
português | turco |
---|---|
e | ve |
significa | anlamına |
PT O DevOps Guru for RDS ajuda a tornar a administração de banco de dados mais acessível para não especialistas e auxilia especialistas em banco de dados para que eles possam gerenciar ainda mais bancos de dados.
TR RDS İçin DevOps Guru, uzman olmayan kişilerin de veritabanı yönetimi görevlerini yürütmesine olanak sağlar ve veritabanı uzmanlarının daha fazla sayıda veritabanını yönetmesine yardımcı olur.
português | turco |
---|---|
rds | rds |
administração | yönetimi |
de | in |
especialistas | uzman |
e | ve |
PT Peça a colaboração de outros membros da equipe enviando convites por e-mail ou compartilhando um link para que eles possam visualizar e comentar.
TR E-posta davetiyeleri göndererek veya görüntülemek ve yorum yapmak için bir bağlantı paylaşarak başkalarından işbirliği yapmalarını isteyin.
português | turco |
---|---|
colaboração | işbirliği |
link | bağlantı |
PT Embora os extras possam não ser o fator decisivo que determinará se você optará ou não por uma ferramenta, eles são algo a ser considerado.
TR Ekstralar, bir aracı tercih edip etmeyeceğinizi belirleyen faktör olmasa da, dikkate alınması gereken bir şeydir.
PT Muitas vezes, é bom saber o que sua concorrência está fazendo, mesmo que eles estejam muito longe do ponto em que possam competir com você.
TR Çoğu zaman, sizinle rekabet edebilecekleri noktadan çok uzakta olsalar bile, rakiplerinizin neler yaptığını bilmek iyidir.
português | turco |
---|---|
vezes | zaman |
saber | bilmek |
mesmo | bile |
PT Uma corretora de criptomoedas permite que você ofereça a seus clientes uma gama de serviços relacionados à criptomoeda, incluindo CFDs, para que eles possam especular sobre o preço do Bitcoin ou Ethereum, por exemplo.
TR Kripto brokerlik bir grup kripto ilişkili hizmetlerden, CFD gibi, faydalanarak Bitcoin veya Ethereum fiyatlarında spekülasyon yapmanıza olanak tanır.
português | turco |
---|---|
que | gibi |
preço | fiyatlar |
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
PT Não pergunte sobre a identificação de detalhes que não são relevantes à chamada ou pressione outros a divulgar informações sobre si mesmos que eles possam querer manter em sigilo.
TR Görüşmeyle ilgili olmayan kimlik bilgilerini sormayın veya başkalarına kendileri hakkında gizli tutmak isteyebilecekleri bilgileri ifşa etmeleri için baskı yapmayın.
português | turco |
---|---|
não | olmayan |
identificação | kimlik |
relevantes | ilgili |
manter | tutmak |
PT Ajude os recém-chegados a se sentirem-se seguros, bem-vindos e valorizados como seres humanos, não importa o quão mal eles possam se sentir presos em seu vício em internet e tecnologia
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
português | turco |
---|---|
humanos | insan |
internet | internet |
tecnologia | teknoloji |
PT Responda aos clientes usando seu idioma nativo e será automaticamente traduzido para o idioma do seu cliente para que eles possam desfrutar de uma melhor experiência de suporte ao cliente.
TR Müşterilere kendi ana dilinizi kullanarak yanıt verin ve daha iyi bir müşteri desteği deneyiminin keyfini çıkarabilmeleri için otomatik olarak müşterinizin diline çevrilecektir.
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Eles se sintonizam em uma onda positiva e têm uma pessoa voltada para eles.
TR Olumlu bir dalgayı ayarlarlar ve kendilerine doğru bir insanı vardır.
português | turco |
---|---|
e | ve |
têm | vardır |
PT Eles paternalista afirmam que estão tentando nos proteger de nós mesmos ou aos outros, mas na realidade eles estão tentando proteger-se do nosso próprio exercício da liberdade
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
português | turco |
---|---|
proteger | korumaya |
PT Mostre a eles quantos pontos eles ganharam em cada pergunta.
TR Onlara her sorudan kaç puan kazandıklarını gösterin.
português | turco |
---|---|
pontos | puan |
cada | her |
quantos | kaç |
PT Slideshows originais e atraentes são uma ótima maneira com estabelecer uma relação confiança de seu público. Eles transmitem suas emoções para os espectadores, fortalecendo assim sua interação com eles.
TR Samimi ve göz alıcı slayt gösterileri, hedef kitlenizin güvenini kazanmak için harika bir yöntemdir. Slayt gösterileri sayesinde duygularınızı izleyicilerle paylaşır ve onlarla aranızdaki bağı güçlendirirsiniz.
português | turco |
---|---|
e | ve |
PT Por exemplo, você pode criar uma pergunta de seleção que pergunta se os testadores compraram recentemente produtos da sua indústria e apenas permitir que eles façam seu teste apenas se eles tiverem feito isso.
TR Örneğin, bir eleme sorusu hazırlayarak test katılımcılarının yakın zamanda sizin sektörünüzden herhangi bir ürün satın alıp almadığını sorabilir ve sadece satın alan kullanıcıların teste girmesine izin verebilirsiniz.
português | turco |
---|---|
recentemente | yakın zamanda |
e | ve |
teste | test |
produtos | ürün |
permitir | izin |
PT Eles podem expressar seus pensamentos e podem fornecer feedback útil sobre como eles esperavam que o site funcionasse
TR Kullanılabilirlik testi katılımcıları düşüncelerini açıkça ifade edebilir ve web sitesinin nasıl çalışması gerektiğiyle ilgili faydalı geri bildirimlerde bulunabilir
português | turco |
---|---|
podem | edebilir |
feedback | geri |
PT Use seu USP para convencer seus clientes de que você é o melhor. Diga a eles por que eles deveriam escolher sua empresa em detrimento de outras marcas, que problema seu produto está resolvendo e quais vantagens ele possui.
TR Müşterilerinizi en iyi olduğunuza ikna etmek için USP'nizi kullanın. Onlara neden diğer markalar yerine şirketinizi seçmeleri gerektiğini, ürününüzün hangi sorunu çözdüğünü ve ne gibi avantajları olduğunu anlatın.
português | turco |
---|---|
use | kullanın |
outras | diğer |
marcas | markalar |
problema | sorunu |
e | ve |
PT A página Us do seu site é uma das páginas mais importantes e ferramentas modernas de que eles precisam para contar sua história e ajuda a entender como eles causam uma ótima primeira impressão
TR Web sitelerinin Biz sayfası, hikayelerini anlatmak için ihtiyaç duydukları en önemli sayfalardan ve modern web sitesi araçlarından biridir ve nasıl harika bir ilk izlenim bıraktıklarını anlamalarına yardımcı olur
português | turco |
---|---|
mais | en |
modernas | modern |
ajuda | yardımcı olur |
impressão | izlenim |
precisam | ihtiyaç |
importantes | önemli |
PT Eles são significativamente mais curtos do que os vídeos, mas nas mãos de um criador de vídeos habilidoso, eles produzirão um efeito igualmente impressionante
TR Videolardan önemli ölçüde daha kısadırlar, ancak kurnaz bir video yapımcısının elinde eşit derecede çarpıcı bir etki yaratırlar
português | turco |
---|---|
vídeos | video |
efeito | etki |
impressionante | çarpıcı |
PT Use seu USP para convencer seus clientes de que você é o melhor. Diga a eles por que eles deveriam escolher sua empresa em detrimento de outras marcas, que problema seu produto está resolvendo e quais vantagens ele possui.
TR Müşterilerinizi en iyi olduğunuza ikna etmek için USP'nizi kullanın. Onlara neden diğer markalar yerine şirketinizi seçmeleri gerektiğini, ürününüzün hangi sorunu çözdüğünü ve ne gibi avantajları olduğunu anlatın.
português | turco |
---|---|
use | kullanın |
outras | diğer |
marcas | markalar |
problema | sorunu |
e | ve |
PT Eles paternalista afirmam que estão tentando nos proteger de nós mesmos ou aos outros, mas na realidade eles estão tentando proteger-se do nosso próprio exercício da liberdade
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
português | turco |
---|---|
proteger | korumaya |
PT É uma empresa britânica e apesar de estar a meio da noite para eles, eles respondem interactivamente na conversa de apoio ao cliente
TR Bu bir İngiltere şirketi ve onlar için gecenin bir yarısı olmasına rağmen, müşteri destek sohbetinde etkileşimli olarak yanıt veriyorlar
português | turco |
---|---|
e | ve |
apesar | rağmen |
apoio | destek |
cliente | müşteri |
empresa | şirketi |
PT Então, eles também estão disponíveis no sociais plataformas de mídia e eles geralmente têm como alvo crianças e adolescentes
TR Yani, onlar da mevcuttur sosyal medya platformları ve genellikle genç çocukları ve gençleri hedef alırlar
português | turco |
---|---|
plataformas | platformlar |
mídia | medya |
geralmente | genellikle |
alvo | hedef |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Tradição 2: Para o propósito de nosso grupo, há apenas uma autoridade suprema – um amoroso Poder Superior, conforme eles podem se expressar em nossa consciência de grupo. Nossos líderes são apenas servidores de confiança; eles não governam.
TR Gelenek 2: Grup amacımız için tek bir nihai otorite vardır - kendilerini grup vicdanımızda ifade edebilecekleri sevgi dolu bir Yüksek Güç. Liderlerimiz sadece güvenilir hizmetkarlardır; yönetmiyorlar.
português | turco |
---|---|
tradição | gelenek |
grupo | grup |
superior | yüksek |
são | vardır |
poder | güç |
PT Por que eles não parecem entender ou se importar? Por que eles não conseguem ver o que é óbvio para você? Na verdade, esse é um sintoma da doença do vício, que destina esforços de controle ao fracasso.
TR Neden anlamıyorlar ya da umursamıyorlar? Neden senin için bariz olanı göremiyorlar? Bu aslında, kontrol çabalarını başarısızlığa mahkum eden bağımlılık hastalığının bir belirtisidir.
português | turco |
---|---|
controle | kontrol |
o | senin |
na verdade | aslında |
PT Mostre a eles quantos pontos eles ganharam em cada pergunta.
TR Onlara her sorudan kaç puan kazandıklarını gösterin.
português | turco |
---|---|
pontos | puan |
cada | her |
quantos | kaç |
PT Slideshows originais e atraentes são uma ótima maneira com estabelecer uma relação confiança de seu público. Eles transmitem suas emoções para os espectadores, fortalecendo assim sua interação com eles.
TR Samimi ve göz alıcı slayt gösterileri, hedef kitlenizin güvenini kazanmak için harika bir yöntemdir. Slayt gösterileri sayesinde duygularınızı izleyicilerle paylaşır ve onlarla aranızdaki bağı güçlendirirsiniz.
PT Mostre como eles são bons e com que facilidade e rapidez eles podem concluir tarefas.
TR Ne kadar iyi olduklarını ve görevleri ne kadar kolay ve hızlı tamamlayabileceklerini gösterin.
PT Dado que eles têm uma página inteira dedicada à construção de sites em HTML5 que acaba direcionando para Wix, eles podem ser uma subsidiária de uma afiliada.
TR Yönlendirmeyle sonuçlanan HTML5 web sitesi oluşturmaya adanmış bir sayfanın tamamına sahip oldukları göz önüne alındığında Wix, bir iştirakin yan kuruluşu olabilirler.
PT Eles se sintonizam em uma onda positiva e têm uma pessoa voltada para eles.
TR Olumlu bir dalgayı ayarlarlar ve kendilerine doğru bir insanı vardır.
PT Todos os artigos com acesso livre ouro são liberados para que todos possam ler
TR Tüm altın açık erişimli makaleleri herkes ücretsiz olarak okuyabilir
português | turco |
---|---|
ouro | altın |
PT O WCAG 2. 0 (Web Content Accessibility Guidelines) da Elsevier é compatível com as normas de acessibilidade internacionais e garante que nossos sites possam ser usados por pessoas com uma ampla gama de deficiências.
TR WCAG 2. 0 (Web İçeriği Erişilebilirlik Kuralları) Elsevier, internet sitelerimizin farklı engellere sahip kişiler tarafından kullanılabilmesi için uluslararası erişilebilirlik standardını desteklemektedir.
português | turco |
---|---|
acessibilidade | erişilebilirlik |
ser | sahip |
pessoas | kişiler |
elsevier | elsevier |
internacionais | uluslararası |
PT O objetivo dessas nove camadas e da décima etapa de integração é ser um guia de referência com base no qual as práticas de gerenciamento de dados de pesquisa possam ser organizadas e verificadas, e não como uma receita para um desempenho perfeito.
TR bütünleştirme adımının amacı, mükemmel performans için bir reçete sağlamaktan ziyade, araştırma verisi yönetim uygulamalarının düzenlenmesi ve kontrol edilmesi için yol gösterici ilkeler sağlamaktır.
português | turco |
---|---|
etapa | adım |
práticas | uygulamalar |
gerenciamento | yönetim |
pesquisa | araştırma |
desempenho | performans |
perfeito | mükemmel |
objetivo | amacı |
PT Acessibilidade - 45% dos médicos preferem muito mais reimpressões que possam ser baixadas em PDF
TR Erişilebilirdir - Doktorların %45'i indirilebilir PDF tekrar baskıları şiddetle tavsiye etmektedir
português | turco |
---|---|
mais | tekrar |
PT Uma grande desintoxicação de seu perfil de backlinks é apenas o começo. Rastreie seu perfil de backlinks regularmente para garantir a saúde dele e identificar quaisquer links potencialmente tóxicos que possam aparecer.
TR Backlink profilinizin büyük bir detoksu sadece başlangıçtır. Sağlığından emin olmak ve ortaya çıkabilecek potansiyel olarak toksik bağlantıları tespit etmek için geri bağlantı profilinizi düzenli olarak yeniden tarayın.
português | turco |
---|---|
grande | büyük |
começo | başlangıç |
regularmente | düzenli olarak |
saúde | sağlığı |
e | ve |
identificar | tespit |
PT Recomendamos, mas não exigimos, que você use seu próprio nome como o nome de usuário (\"nome de usuário\") para que seus amigos possam reconhecê-lo com mais facilidade.
TR Arkadaşlarınızın sizi kolayca fark edebilmeleri için kendi adınızı kullanıcı adınız (\"Kullanıcı Adı\") olarak kullanmanızı tavsiye ediyor ama zorunlu tutmuyoruz.
português | turco |
---|---|
facilidade | kolayca |
PT Crie um resumo de projeto e um controlador de projeto em um único documento onde as partes interessadas possam ficar por dentro e implementar ações.
TR Paydaşların güncel bilgi sahibi olabileceği ve eyleme geçebileceği tek bir belgede bir proje bilgilendirmesi ve proje takip aracı oluşturun.
português | turco |
---|---|
crie | oluşturun |
projeto | proje |
e | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções