NL Patagonia herstel samenwerking - iFixit
NL Patagonia herstel samenwerking - iFixit
TR Patagonia Onarım Ortaklığı - iFixit
holandês | turco |
---|---|
ifixit | ifixit |
NL Volledig getuigd vrouwelijk (SSS-skin, kleding)
TR Tamamen hileli kadın (SSS cildi, Giysiler)
holandês | turco |
---|---|
volledig | tamamen |
NL Kleding En Accessoires Voor Jongeren
TR Gençler Için Giyim Ve Aksesuarlar
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
NL Tijd Voor Een Feestje En Kleding
TR Yeni Başlayanlar Için Koşu Ipuçları
NL Volledig getuigd vrouwelijk (SSS-skin, kleding)
TR Tamamen hileli kadın (SSS cildi, Giysiler)
holandês | turco |
---|---|
volledig | tamamen |
NL Ontdek wat er speelt bij Meetup-groepen over Historische kleding maken wereldwijd, en sluit je aan bij een van de groepen bij jou in de buurt.
TR Dünya genelindeki Tarihi Kostüm Dikimi Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
holandês | turco |
---|---|
wereldwijd | dünya |
en | ve |
NL Word lid van Historische kleding maken-groepen
TR Tarihi Kostüm Dikimi gruplarına katılın
NL Close-ups van opgewonden geslachtsdelen onder kleding
TR Kıyafet altında uyarılmış durumdaki cinsel organların yakın çekimleri
NL Seksueel getinte content, met of zonder kleding
TR Cinselleştirilmiş içerikler (insanlar giyinmiş veya kısmen giyinmiş olsa bile)
NL Het staat bekend als een automerk dat bekend staat om zijn veiligheid en betrouwbaarheid
TR Güvenlik ve güvenilirliği ile tanınan bir otomobil markası olarak tanınmaktadır
holandês | turco |
---|---|
veiligheid | güvenlik |
en | ve |
NL JLT is een commerciële en residentiële gemeenschap tegenover het bruisende Dubai Marina-gebied. Het staat vooral bekend om de verkeersvrije wegen en enorme kunstmatige meren. JLT staat voor Jumeirah Lake Towers.
TR JLT, hareketli Dubai Marina bölgesinin karşısındaki ticari ve konut topluluğudur. En çok trafiğe kapalı yolları ve devasa insan yapımı gölleri ile ünlüdür. JLT, Jumeirah Gölü Kuleleri anlamına gelir.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
dubai | dubai |
NL Het is in staat om u te voorzien van real-time data op een dag-voor-dag basis, zodat u in staat bent om alle waardevolle rang tracking metrics op te halen die u nodig heeft
TR Size gün bazında gerçek zamanlı veriler sağlayabilir, böylece ihtiyacınız olan tüm değerli sıralama izleme metriklerini elde edebilirsiniz
holandês | turco |
---|---|
zodat | böylece |
waardevolle | değerli |
rang | sıralama |
tracking | izleme |
u | size |
dag | gün |
real | gerçek |
NL U zult ook in staat zijn om de posities van de site bij te houden als ze veranderen in de tijd. Dit is waardevol om uw klanten op de hoogte te houden en stelt u in staat om uw eigen vooruitgang te controleren.
TR Ayrıca sitenin zaman içinde değişen konumlarını da takip edebileceksiniz. Bu, müşterilerinizi döngü içinde tutmak için değerlidir ve kendi ilerlemenizi izlemenizi sağlar.
holandês | turco |
---|---|
site | sitenin |
houden | tutmak |
en | ve |
in staat | sağlar |
NL Staat voor Search Engine Results Pages (zoekresultatenpagina’s). Dit zijn de pagina’s die Google en andere zoekmachines weergeven na een zoekopdracht van een gebruiker.
TR Bu, Arama Motoru Sonuç Sayfaları demektir. Bunlar, bir kullanıcının arama sorgusuna yanıt olarak Google ve diğer arama motorlarının gösterdiği sayfalardır.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
andere | diğer |
NL Bekijk je voortgang gedurende de tijd (links) en zie een momentopname van waar je nu staat voor elk van de 13 getrackte SERP-features (rechts).
TR Zaman içindeki ilerlemenizi (solda) ve takip edilen 13 SERP özelliğinin her biri konusunda şu anki durumunuz hakkında ekran resmi (sağda) görün.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
van | da |
NL Zie hoe sterk jij staat ten opzichte van je concurrenten
TR Rakiplerinize göre durumunuzu görün
holandês | turco |
---|---|
zie | görün |
NL Ongeacht het niveau van de technische kennis van een teamlid, iedereen is in staat om onze scoringsalgoritmes en krachtige aanbevelingen volop te benutten.
TR Bir ekip üyesi hangi düzeyde teknik bilgiye sahip olursa olsun, puanlama algoritmalarımızdan ve güçlü önerilerimizden tam anlamıyla faydalanabilir.
holandês | turco |
---|---|
niveau | düzeyde |
technische | teknik |
en | ve |
is | sahip |
krachtige | güçlü |
NL Ontdek op welke zoektermen je website rankt en vergelijk hoe sterk jij staat tegenover je concurrenten in de SERP’s.
TR Web sitenizin sıralandığı anahtar kelimeleri öğrenin ve SERPlerde rakiplerinizle nasıl kıyaslandığınızı görün.
holandês | turco |
---|---|
website | web |
en | ve |
NL Zodra je ontdekt wat werkt en wat niet, kijk eens naar onze adviezen en suggesties hoe je elk probleem oplost. Het staat allemaal in de rapportage.
TR Neyin işe yarayıp neyin yaramadığını anladığınızda problemlerin çözümüne dair tavsiye ve önerilerimize göz atın. Hepsi raporda yer alıyor.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
allemaal | hepsi |
NL Dit principe staat aan de basis van de Mailfence service
TR Bu Mailfence hizmetinin kurucu ilkesidir
NL Na de onthullingen van Edward Snowden over massale privacyschendingen, werd het duidelijk dat onze online privacy onder druk staat
TR Edward Snowden'ın 2013'teki küresel kitlesel gözetim ifşalarından sonra, çevrimiçi gizliliğin tehdit altında olduğu ortaya çıktı
holandês | turco |
---|---|
onder | altında |
online | çevrimiçi |
NL Wij helpen je bij elke stap van het proces. Ons community-team staat voor je klaar om je te helpen te connecten met je klanten in real life, waar ze zich ook bevinden.
TR Size her adımda rehberlik edeceğiz. Topluluk ekibimiz, dünya çapındaki müşterilerinizle gerçek hayatta bağlantı kurmanıza yardım etmek için azimle çalışmaktadır.
holandês | turco |
---|---|
je | size |
community | topluluk |
NL Bekijk hoe het Freshworks-platform klanten een krachtige, uniforme ervaring biedt op alle contactpunten en ontwikkelaars in staat stelt om een geweldige klantervaring te bieden.
TR Freshworks Neo platformunun keyifli müşteri ve çalışan deneyimleri sunarak işletmeleri nasıl güçlendirdiğini görün.
holandês | turco |
---|---|
bekijk | görün |
klanten | müşteri |
en | ve |
NL Visme gelooft dat iedereen van nature creatief is en volledig in staat om professionele inhoud te creëren. Daarom hebben we een platform gebouwd dat het beste in gebruikers naar boven brengt.
TR Visme, herkesin içinde yaratıcılık olduğuna ve herkesin profesyonel kalitede içerik oluşturabileceğine inanır. Bu yüzden, kullanıcılarımızın en iyi özelliklerini ortaya koyabilecekleri bir platform inşa ettik.
holandês | turco |
---|---|
iedereen | herkesin |
en | ve |
professionele | profesyonel |
inhoud | içerik |
daarom | bu yüzden |
platform | platform |
visme | visme |
NL Deze staat centraal bij elke beslissing die we als bedrijf nemen
TR Bir işletme olarak verdiğimiz her kararın merkezinde güvenlik yer alır
holandês | turco |
---|---|
deze | yer |
elke | her |
NL De sector van de gezondheidszorg staat op de drempel van een belangrijke transformatie
TR Sağlık sektörü büyük bir dönüşüme hazırlanıyor
NL Maak een allesomvattend plan om de operationele staat van elke vestigingslocatie te bewaken
TR Her ofis konumunun çalışma durumunu izlemek için bir genel plan oluşturun
holandês | turco |
---|---|
maak | oluşturun |
plan | plan |
NL Een leger aan reparateurs staat klaar om de leegte op te vullen. Alles wat ze nodig hebben, is een beetje hulp.
TR Bir ordu dolusu tamir teknisyeni hazırda bekliyor; yalnız biraz yardıma ihtiyaçları var.
holandês | turco |
---|---|
beetje | biraz |
NL In staat zijn om activa te ruilen zonder een gecentraliseerde service is geweldig - atomicwallet.io
TR Varlıkları merkezi bir hizmet olmadan takas edebilmek harika - atomicwallet.io
holandês | turco |
---|---|
zonder | olmadan |
service | hizmet |
geweldig | harika |
NL Ons supportteam staat altijd klaar om u te helpen. Krijg snel en efficiënt antwoord via live chat of e-mail.
TR Destek ekibimiz her zaman size yardımcı olmaya hazır. Canlı sohbet veya e-posta yoluyla hızlı ve etkili yanıt alın.
holandês | turco |
---|---|
altijd | her zaman |
klaar | hazır |
krijg | alın |
en | ve |
antwoord | yanıt |
chat | sohbet |
of | veya |
u | size |
live | canlı |
snel | hızlı |
NL Konstantin staat bekend als de mede-oprichter en CEO van Changelly.com, de grootste cryptocurrency directe uitwisselaar met meer dan 2 miljoen actieve klanten per maand en $0,5 biljoen aan maandelijkse omzet
TR Konstantin daha çok aylık 2 milyondan fazla aktif müşterisi ve 0,5 milyar dolar aylık cirosuyla en büyük kripto para birimi anlık borsası olan Changelly.com'un kurucu ortağı ve CEO'su olarak bilinmektedir
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
miljoen | milyondan |
actieve | aktif |
NL Het stelt u ook in staat om transacties uit te voeren op de blockchain
TR Çevrim dışı olarak iki farklı yerde saklamanızı tavsiye ederiz
NL We gebruiken cookies. Sommige zijn nodig voor het functioneren van deze website, terwijl andere stellen ons in staat om bezoekersstatistieken te verzamelen.
TR Çerezler kullanıyoruz. Bazı çerezler bu web sitesinin çalışması için gereklidir, bazıları ise trafik istatistikleri toplamamıza olanak sağlar.
holandês | turco |
---|---|
in staat | sağlar |
NL Matomo gebruikt cookies. Deze cookies stellen ons in staat om de bezoeken te tellen en het gebruik van onze websites te analyseren.
TR Matomo çerezler kullanır. Bu çerezler, ziyaretleri saymamızı ve web sitelerimizin kullanımını analiz etmemizi sağlar.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
websites | web |
analyseren | analiz |
in staat | sağlar |
NL Ons ondersteuningsteam staat klaar om u te helpen met elk probleem. U kunt hier meer informatie vinden: Contact
TR Destek ekibimiz yaşayabileceğiniz tüm sorunlarda size yardımcı olmaya hazır. Daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz: İletişim
holandês | turco |
---|---|
klaar | hazır |
elk | tüm |
hier | burada |
informatie | bilgiyi |
u | size |
NL Maak gepersonaliseerde applicatiecatalogi om ze beter te beheren en gebruikers in staat te stellen de benodigde applicaties vanaf één locatie te installeren
TR Daha iyi yönetmek ve kullanıcıların tek bir konumdan gerekli uygulamaları yüklemelerine izin vermek için özel uygulama katalogları oluşturun.
holandês | turco |
---|---|
maak | oluşturun |
beheren | yönetmek |
en | ve |
benodigde | gerekli |
NL Maak een roll-up actieplan om de operationele staat van elke vestigingslocatie te definiëren, te communiceren en te monitoren
TR Her ofis konumunun çalışma durumunu tanımlamak, iletmek ve izlemek için bir genel eylem planı oluşturun
holandês | turco |
---|---|
maak | oluşturun |
en | ve |
NL A-voorraad gebruikte onderdelen zijn in uitstekende staat
TR A-Stok kullanılmış parçalar mükemmel durumda
holandês | turco |
---|---|
onderdelen | parçalar |
uitstekende | mükemmel |
gebruikte | kullanılmış |
NL Moderne mobiele toestellen stellen gebruikers in staat om de wereld -- of op zijn minst alle informatie, kaarten en games -- in hun handen te houden.
TR Modern mobil cihazlar, kullanıcıların dünyayı ya da en azından tüm bilgilerini, haritalarını ve oyunlarını ellerinde tutmalarına izin verir.
holandês | turco |
---|---|
moderne | modern |
mobiele | mobil |
in | da |
of | ya |
alle | tüm |
informatie | bilgilerini |
en | ve |
wereld | dünyayı |
NL De slogan ?Kwaliteitsbanden voor een budgetprijs? omvat alles waar het internationale bandenmerk Goldline voor staat: een brede range moderne zomer-, winter- en all season budgetbanden met een uitstekende kwaliteit. Het complete
TR ‘’Uygun fiyata Kaliteli lastikler’’ sloganı, uluslararası lastik markası Goldline iyi fiyat-kalite oranlı geniş
holandês | turco |
---|---|
internationale | uluslararası |
brede | geniş |
NL Deze gratis online brochure maker stelt je in staat te kiezen uit eindeloos veel visuele middelen die klaar zijn om je merk te etaleren.
TR Bu ücretsiz çevrimiçi broşür hazırlama aracı, markanıza tanıtmaya hazır, sayısız görsel araç arasından seçim yapmanızı sağlar.
holandês | turco |
---|---|
kiezen | seçim |
visuele | görsel |
klaar | hazır |
gratis | ücretsiz |
online | çevrimiçi |
in staat | sağlar |
NL Maak digitale brochures met popup en rollover effecten die je kijker in staat stellen met je ontwerp te interageren om meer informatie te krijgen.
TR Broşürünüzü okuyan kişinin daha fazla bilgi almak için tasarımınızla etkileşim kurmasına olanak veren açılır pencere ve fare ile üzerine gelindiğinde şekil değiştirme efektlerine sahip dijital broşürler oluşturun.
holandês | turco |
---|---|
digitale | dijital |
en | ve |
informatie | bilgi |
NL CISPA STAAT GARANTIELOZE ZOEKOPDRACHTEN EN HET DELEN VAN PERSOONLIJKE GEGEVENS TOE
TR CISPA YETKİSİZ ARAMALARA VE KİŞİSEL BİLGİLERİ PAYLAŞMAYA İZİN VERİR
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
NL Hoewel het beschermen van de belangen van een van de partners geen opzet was heeft Twitter aangetoond dat het in staat is om inhoud te beperken en dat ze dat ook zal doen als ze dit nodig acht
TR Ortaklarından birinin menfaatini koruması tasarlanmış olmasa da Twitter içerik kısıtlama yetkisi olduğunu ve bu yetkiyi kullanacağını kanıtlamıştır
holandês | turco |
---|---|
inhoud | içerik |
en | ve |
NL Een uitbreiding van het "Foreign Intelligence Surveillance Act" (FISA) tot 2017 staat de U.S.-regering toe om zonder bevelschrift Internet gebruikers te onderzoeken
TR Dış İstihbarat Gözetleme Yasasının (FISA) 2017'ye kadar uzatılması ABD hükümetinin İnternet kullanıcıları ile ilgili yetkisiz araştırma yapmasına imkan tanır
NL Consumenten moeten zelf in staat zijn om verbinding te maken met legale apparaten van hun keuze.
TR Müşteriler, yasal cihazlarına bağlanabilmelidirler.
holandês | turco |
---|---|
apparaten | cihazlar |
NL En wanneer zij beslissen dat het tijd is om de hond op te jagen, zullen ze in staat zijn om je geur te volgen via het spoor achtergelaten door je communicaties.
TR Böylece köpeği kovalama zamanı geldiğine karar verdikleri zaman, iletişimde bulunduklarınızdan geriye kalan izlerden kokunuzu takip edebileceklerdir.
holandês | turco |
---|---|
tijd | zaman |
volgen | takip |
NL We bouwen de applicaties en tools die ons in staat stellen om de vrijheid te bevorderen en het internet open te houden
TR Özgürlüğü geliştirmemizi ve interneti açık tutmamızı sağlayan uygulamalar ve araçlar yapıyoruz
holandês | turco |
---|---|
bouwen | yapı |
applicaties | uygulamalar |
en | ve |
open | açık |
NL De enige manier om potentieel gevaarlijke of ongepaste inhoud te beheren is om gebruikers in staat te stellen om zichzelf te reguleren en innovatieve oplossingen toe te passen zodat ze hun eigen bescherming kunnen verzekeren.
TR Potansiyel olarak tehlikeli veya uygunsuz içerikleri yönetmenin tek yolu kullanıcıların kendi kendilerini denetlemelerine ve kendilerini korumak için yenilikçi çözümleri uygulamalarına izin vermektir.
holandês | turco |
---|---|
manier | yolu |
en | ve |
innovatieve | yenilikçi |
oplossingen | çözümleri |
NL Flexibele instellingen stellen u in staat om ondertitels te maken in enkele seconden. Gesplitst door tijd of door aantal tekens.
TR Esnek ayarlar saniyeler içinde altyazı oluşturmanıza olanak tanır. Saate veya karakter sayısına göre bölünmüş.
holandês | turco |
---|---|
flexibele | esnek |
instellingen | ayarlar |
maken | oluşturmanıza |
seconden | saniyeler |
of | veya |
aantal | sayısı |
Mostrando 50 de 50 traduções