NL Als je een hond wilt zijn kan je doen alsof je een hond bent , maar zij [internetproviders en telecombedrijven] weten alles wat je zegt , terwijl je doet alsof je een hond bent
NL Als je een hond wilt zijn kan je doen alsof je een hond bent , maar zij [internetproviders en telecombedrijven] weten alles wat je zegt , terwijl je doet alsof je een hond bent
TR Eğer bir köpek olmak istiyorsanız bir köpek gibi davranabiliyorsunuz ancak onlar (ISS'ler ve telekom şirketleri) köpek gibi davranırken söylediğiniz her şeyi bilecektir
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
NL Als je een hond wilt zijn kan je doen alsof je een hond bent , maar zij [internetproviders en telecombedrijven] weten alles wat je zegt , terwijl je doet alsof je een hond bent
TR Eğer bir köpek olmak istiyorsanız bir köpek gibi davranabiliyorsunuz ancak onlar (ISS'ler ve telekom şirketleri) köpek gibi davranırken söylediğiniz her şeyi bilecektir
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
NL Elke dag voelt het alsof we spontaan en open met onze passie bezig zijn: iemand pikt iets op en iemand anders bouwt ze om naar de diverse delen van het product
TR Her gün sanki tutkularımızı masaya döküyoruz; biri bunları kaldırır, diğeri onları ürünün parçaları haline getirir
NL Headphone:X v2.0, de volgende generatie van het beroemde surroundgeluid van DTS, dompelt je onder in de actie door ongelooflijk nauwkeurige positionele signalen te leveren zonder dat het klinkt alsof je in een tunnel bent
TR DTS’nin ünlü surround sesinin yeni nesli olan Headphone:X v2.0, sesin tüneldeymişsiniz gibi çıkmasını önleyerek, son derece hassas konumsal işaretler sunar ve sizi aksiyonun içine çeker
holandês | turco |
---|---|
bent | olan |
x | x |
in | içine |
NL Het maakt echter vervolgens een filosofische fout: het antropomorfisme van pakketten - alsof ze mensen of fysieke pakketten waren
TR Ancak ardından felsefik bir hatayla karşılaşıyor: paketlere insan biçimi veriyor-sanki gerçek insanmışlar veya fiziksel paketlermiş gibi
holandês | turco |
---|---|
mensen | insan |
NL Door de grote carrosserie van het voertuig in combinatie met de rijhoogte voelt het alsof u de "koning van de weg" bent, en bij OneClickDrive.com bieden we een overvloed aan SUV's die u kunt huren of leasen.
TR Aracın geniş gövdesi ve sürüş yüksekliği, kendinizi “Yolun Kralı” gibi hissetmenizi sağlıyor ve OneClickDrive.com'da kiralamanız veya kiralamanız için çok sayıda SUV sunuyoruz.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
grote | geniş |
suv | suv |
NL Het maakt echter vervolgens een filosofische fout: het antropomorfisme van pakketten - alsof ze mensen of fysieke pakketten waren
TR Ancak ardından felsefik bir hatayla karşılaşıyor: paketlere insan biçimi veriyor-sanki gerçek insanmışlar veya fiziksel paketlermiş gibi
holandês | turco |
---|---|
mensen | insan |
NL Hoewel de term website analyse het doet lijken alsof de SEO tool een eenvoudige controle van de site uitvoert, zijn er eigenlijk veel processen die zijn gebundeld in onze tools
TR Web sitesi analizi terimi, SEO aracının sitenin basit bir kontrolünü yapıyormuş gibi görünmesine neden olsa da, aslında araçlarımızda paketlenmiş birçok işlem vardır
holandês | turco |
---|---|
hoewel | olsa |
analyse | analizi |
seo | seo |
zijn | vardır |
processen | işlem |
NL Elke dag voelt het alsof we spontaan en open met onze passie bezig zijn: iemand pikt iets op en iemand anders bouwt ze om naar de diverse delen van het product
TR Her gün sanki tutkularımızı masaya döküyoruz; biri bunları kaldırır, diğeri onları ürünün parçaları haline getirir
NL Hoewel het misschien niet lijkt alsof het produceren van inhoud zo snel een methode is om SEO te verbeteren als je denkt, als je het vergelijkt met de ijzige snelheid van veel andere strategieën, is het eigenlijk best snel
TR İçerik üretmek SEO'yu geliştirmek için düşündüğünüz kadar hızlı bir yöntem gibi görünmese de, diğer birçok stratejinin buzul hızıyla karşılaştırdığınızda, aslında oldukça hızlıdır
holandês | turco |
---|---|
snel | hızlı |
seo | seo |
verbeteren | geliştirmek |
snelheid | hız |
NL Headphone:X v2.0, de volgende generatie van het beroemde surroundgeluid van DTS, dompelt je onder in de actie door ongelooflijk nauwkeurige positionele signalen te leveren zonder dat het klinkt alsof je in een tunnel bent
TR DTS’nin ünlü surround sesinin yeni nesli olan Headphone:X v2.0, sesin tüneldeymişsiniz gibi çıkmasını önleyerek, son derece hassas konumsal işaretler sunar ve sizi aksiyonun içine çeker
holandês | turco |
---|---|
bent | olan |
x | x |
in | içine |
NL Ze doen alsof ze uw bank, uw familielid of een beroemdheid zijn om de informatie te krijgen
TR Bu kişiler istedikleri bilgiyi edinmek için sizin banka temsilciniz, izini kaybettiğiniz bir akrabanız veya arkadaşınız gibi davranır
holandês | turco |
---|---|
informatie | bilgiyi |
om | için |
NL Elk gebruik van de term 'bijv.' of 'met inbegrip van' of variaties daarop in deze Overeenkomst dient te worden opgevat alsof het wordt gevolgd door 'zonder enige beperking'.
TR İşbu Sözleşmede "ör." veya "dahil" terimlerinin veya bunların türevlerinin her türlü kullanımı, "bunlarla sınırlı olmaksızın" ifadesi takip ediyormuş gibi yorumlanacaktır.
NL Met de pen voor vrije vorm kunt u tekenen alsof u met potlood op papier werkt.
TR Serbest Biçim Kalemi aracı, kurşun kalemle tıpkı bir kağıda çizim yapıyormuşsunuz gibi yollar çizmenize olanak tanır.
NL Met de pen voor vrije vorm kunt u tekenen alsof u met potlood op papier werkt
TR Serbest Biçim Kalemi aracı, kağıt üzerinde kalemle çizim yapıyormuşsunuz gibi çizmenizi sağlar
NL Miro biedt hosts de tools die ze nodig hebben om online vergaderingen te laten aanvoelen alsof iedereen persoonlijk aanwezig is.
TR Miro toplantının düzenleyicilerine çevrimiçi toplantıların adeta yüz yüzeymiş gibi hissedilmesi için ihtiyaçları olan araçları sağlar.
NL Een klein gebaar zegt meer dan duizend woorden
TR Küçük bir şey yaparak çok şey anlat
holandês | turco |
---|---|
een | bir |
klein | küçük |
meer | çok |
NL Mediamonitoring is luisteren naar wie wat zegt over uw merk, uw concurrenten, uw branche en elk ander onderwerp dat belangrijk is voor u en uw activiteiten
TR Medya izleme, markanız, rakipleriniz, sektörünüz ve sizin ve operasyonlarınız için önemli olan diğer konular hakkında kimin ne söylediğini dinliyor
holandês | turco |
---|---|
branche | sektör |
en | ve |
ander | diğer |
belangrijk | önemli |
is | olan |
NL Zegt wat hem / haar in verwart en wat zijn / haar aandacht trekt.
TR Kafalarını karıştıran ve dikkatlerini çeken şeyleri söylemek.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
NL De persoonlijke en zakelijke versies van het programma zelf beschikken gewoonlijk over dezelfde functionaliteit, tenzij de productomschrijving anders zegt.
TR Programın kişisel ve ticari sürümleri ürün tanımında aksi belirtilmiyorsa genelde aynı işlevselliktedir.
holandês | turco |
---|---|
persoonlijke | kişisel |
en | ve |
dezelfde | aynı |
NL De persoonlijke en zakelijke versies van het programma zelf beschikken gewoonlijk over dezelfde functionaliteit, tenzij de productomschrijving anders zegt.
TR Programın kişisel ve ticari sürümleri ürün tanımında aksi belirtilmiyorsa genelde aynı işlevselliktedir.
holandês | turco |
---|---|
persoonlijke | kişisel |
en | ve |
dezelfde | aynı |
NL De persoonlijke en zakelijke versies van het programma zelf beschikken gewoonlijk over dezelfde functionaliteit, tenzij de productomschrijving anders zegt.
TR Programın kişisel ve ticari sürümleri ürün tanımında aksi belirtilmiyorsa genelde aynı işlevselliktedir.
holandês | turco |
---|---|
persoonlijke | kişisel |
en | ve |
dezelfde | aynı |
NL De persoonlijke en zakelijke versies van het programma zelf beschikken gewoonlijk over dezelfde functionaliteit, tenzij de productomschrijving anders zegt.
TR Programın kişisel ve ticari sürümleri ürün tanımında aksi belirtilmiyorsa genelde aynı işlevselliktedir.
holandês | turco |
---|---|
persoonlijke | kişisel |
en | ve |
dezelfde | aynı |
NL Ze zijn open, creatief, dynamisch, democratisch, kosmopolitisch en sexy," zegt Muggah
TR Açıklar, yaratıcılar, dinamikler, demokratikler, kozmopolitler, seksiler," diyor
NL Je leeftijd is maar een getal. Hoe je social media en het internet gebruikt zegt meer over je.
TR İtalya’da “juventus”, Türkiye’de “anathema”, ABD’de “iloveyou”. Dünya Parola Günü’nde, popüler parolaların ülkeden ülkeye nasıl farklılık gösterdiğini harita üzerinde görün.
holandês | turco |
---|---|
maar | de |
NL Mediamonitoring is luisteren naar wie wat zegt over uw merk, uw concurrenten, uw branche en elk ander onderwerp dat belangrijk is voor u en uw activiteiten
TR Medya izleme, markanız, rakipleriniz, sektörünüz ve sizin ve operasyonlarınız için önemli olan diğer konular hakkında kimin ne söylediğini dinliyor
holandês | turco |
---|---|
branche | sektör |
en | ve |
ander | diğer |
belangrijk | önemli |
is | olan |
NL "In onze luider en luider wordende wereld," zegt geluidsexpert Julian Treasure, "verliezen we ons vermogen om te luisteren"
TR Gittikçe daha da gürültülü olan dünyamızda, ses uzmanı Julian Treasure, "Dinlememizi kaybediyoruz" diyor
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Ondersteun de ontwikkeling van uw werknemers. Wist u dat 76% van de werknemers zegt binnen 2 jaar een promotie te willen?
TR Çalışanlarınızın gelişmesine yardımcı olun. %76 oranında kişinin işlerinin ilk 2 yılında terfi etmek istediğini biliyor muydunuz?
NL Gellis zegt: "Er gaat niets boven de sereniteit van het zand en de open lucht, de kans om kamelen, oryxen en andere dieren te zien ... met de woestijn op de achtergrond. Het is een ervaring die iedereen minstens één keer moet proberen."
TR "Böyle bir şey yok" diyor Gellis, "Kumun ve açık havanın dinginliği, develeri, oriksleri ve diğer hayvanları görme fırsatı... Fonda çöl ile, herkesin en az bir kez denemesi gereken bir deneyim."
NL "Verwacht simpel leven, rust en een geweldig uitzicht op de skyline van Dubai, afhankelijk van waar je bent", zegt Laurent Ratinaud van Adventure HQ.
TR Adventure HQ 'dan Laurent Ratinaud, "Bulunduğunuz noktaya bağlı olarak sade bir yaşam, huzur ve Dubai silüetinin harika manzarasını bulacaksınız," diyor.
NL Het lijkt misschien dat grote problemen, grote oplossingen vereisen, maar adverteerder Rory Sutherland zegt dat veel gelikte, dure aanpakken vaak in de weg staan van betere, simpelere oplossingen
TR Büyük problemler büyük çözümler gerektiriyor gibi gözükür, ama reklamcılık insanı Rory Sutherland'e göre bir çok pahalı ve büyük çözümler sadece daha iyi ve basit cevapları engelliyor
NL Kijk tot het einde om een experiment te zien dat, zoals hij zegt, tot "het uiterste van je verbeelding" gaat.
TR Bir deneyin sonununa kadar bekleyin, onun dediği gibi, "haya gücünüzün limitlerini zorlayacak".
NL We leren onze dochters perfect te zijn en we leren onze zonen om moedig te zijn, zegt Reshma Saujani, de oprichtster van Girls Who Code ('Meisjes die programmeren')
TR "Kızlarımızı mükemmel olmaları için büyütüyoruz ve erkek çocuklarımızı ise cesur olmaları için" diyor Girls Who Code'un kurucusu Reshma Saujani
NL "Ik wil dat iedereen tegen alle jonge vrouwen in zijn of haar omgeving zegt dat ze ontspannen moeten omgaan met imperfectie."
TR " "Kusurlarıyla barışık olmalarını tanıdığınız her genç kadına söylemenizi istiyorum."
NL Waarom vinden kinderen dit dan niet meer interessant? Conrad Wolfram zegt dat het deel van de wiskunde dat we onderwijzen - manueel rekenen - niet alleen saai is maar ook irrelevant voor echte wiskunde en voor de echte wereld
TR Öyleyse çocuklar neden matematiğe olan ilgilerini kaybediyorlar? Conrad Wolfram, matematiğin bizim öğrettiğimiz kısmı--parmak hesabı--sadece sıkıcı değil, aynı zamanda gerçek matematik ve gerçek dünya ile tamamen ilgisiz diyor
NL In zijn gedurfde talk zegt hij: Als we de wereld willen veranderen, moeten we de manier waarop we denken veranderen.
TR Bu cesur konuşmada, "Bize dünyayı değiştirmek ile ilgili fikirleri değiştirebilmek için izin verin" diyor.
NL "Vertrouw op je verstand als het zegt dat het niet veel te zeggen heeft" (Michael Bassey Johnson, Song of a Nature Lover)
TR "Söyleyecek çok şeyi olmadığını söylediğinde zihninize güvenin" (Michael Bassey Johnson, Bir Doğa Aşığının Şarkısı)
NL Reizen is mogelijk en makkelijk mits men rekening houdt met de Covid-19 beperkingen
TR Covid-19 kurallarını bildikten sonra seyahat etmek çok kolay
holandês | turco |
---|---|
makkelijk | kolay |
Mostrando 50 de 50 traduções