EN Some folks will say that 4096 bits only provides a little bit of extra security compared to 2048 bits – well, we say that it's worth grabbing that extra bit.
Traduzir "say something positive" para turco
Mostrando 50 de 50 traduções da frase "say something positive" de inglês para turco
Traduções de say something positive
"say something positive" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
Tradução de inglês para turco de say something positive
inglês
turco
TR Bu ekstra bit kapma değer bazı millet 4096 bit sadece 2048 bit göre ekstra güvenlik biraz sağlar diyecekler – Evet, deriz.
EN One positive development, however, is the fact there are now more and more participatory formats that allow younger people to have their say
TR Bir örnek: Federal Anayasa Mahkemesi, çok yakın bir zamanda verdiği bir kararda Alman iklim politikasının genç ve gelecek nesillerin zararına yapılıyor olduğunu ifade etti
| inglês | turco |
|---|---|
| is | olduğunu |
| and | ve |
| the | alman |
| however | bir |
EN Positive SSL includes unlimited server license (this is a positive feature if your website is hosted using multiple servers)
TR Pozitif SSL, sınırsız sunucu lisansı içerir (web siteniz birden fazla sunucu kullanılarak barındırılıyorsa bu olumlu bir özelliktir)
| inglês | turco |
|---|---|
| ssl | ssl |
| includes | içerir |
| unlimited | sınırsız |
| website | web |
| using | kullanılarak |
| your website | siteniz |
| this | bu |
| server | sunucu |
| license | lisans |
| positive | pozitif |
EN If a file has wrongfully been detected during an Antivirus scan, this is called a false-positive. By submitting a false-positive we review the file, and if we agree that the flag is incorrect we update our definition database.
TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
| inglês | turco |
|---|---|
| antivirus | antivirüs |
| called | denir |
| incorrect | hatalı |
| positive | pozitif |
| during | sırasında |
| if | edilirse |
| is | olduğunu |
| and | ve |
| the | şekilde |
| a | bir |
| database | veri |
EN Positive SSL includes unlimited server license (this is a positive feature if your website is hosted using multiple servers)
TR Pozitif SSL, sınırsız sunucu lisansı içerir (web siteniz birden fazla sunucu kullanılarak barındırılıyorsa bu olumlu bir özelliktir)
| inglês | turco |
|---|---|
| ssl | ssl |
| includes | içerir |
| unlimited | sınırsız |
| website | web |
| using | kullanılarak |
| your website | siteniz |
| this | bu |
| server | sunucu |
| license | lisans |
| positive | pozitif |
EN If a file has wrongfully been detected during an Antivirus scan, this is called a false-positive. By submitting a false-positive we review the file, and if we agree that the flag is incorrect we update our definition database.
TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
| inglês | turco |
|---|---|
| antivirus | antivirüs |
| called | denir |
| incorrect | hatalı |
| positive | pozitif |
| during | sırasında |
| if | edilirse |
| is | olduğunu |
| and | ve |
| the | şekilde |
| a | bir |
| database | veri |
EN Say you’re on the beach and it’s hot, you’re going to go for something refreshing to quench your thirst
TR Sözgelimi plajdasınız, hava sıcak ve susuzluğunuzu dindirecek bir şey arıyorsunuz
| inglês | turco |
|---|---|
| hot | sıcak |
| something | bir şey |
| to | şey |
| and | ve |
| the | bir |
EN [Chair may now say something like: That?s the official end of the meeting but feel free to stick around for phone numbers, questions, and fellowship!
TR [Başkan şimdi şöyle bir şey söyleyebilir: Bu, toplantının resmi sonu ama telefon numaraları, sorular ve arkadaşlık için burada kalmaktan çekinmeyin!
| inglês | turco |
|---|---|
| s | s |
| official | resmi |
| meeting | toplantı |
| phone | telefon |
| but | ama |
| questions | sorular |
| numbers | numaraları |
| the | burada |
| now | şimdi |
| something | bir şey |
| of | in |
| and | ve |
EN We often think that if we can just get the right information, figure out the right thing to say or do, perhaps change something about ourselves, we can fix the problem
TR Sıklıkla, doğru bilgiyi alabilirsek, söylenecek ya da yapılacak doğru şeyi bulabilirsek, belki kendimizle ilgili bir şeyleri değiştirebilirsek, sorunu çözebileceğimizi düşünürüz
| inglês | turco |
|---|---|
| often | sıklıkla |
| information | bilgiyi |
| perhaps | belki |
| problem | sorunu |
| about | ilgili |
| to | şeyi |
| right | doğru |
| the | bir |
| out | de |
EN Two-factor authentication (2FA) is a type of multi-factor authentication where a user provides something he/she knows with something he/she possesses
TR İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), bir kullanıcının sahip olduğu bir şeyle bildiği bir şeyi sağladığı çok faktörlü kimlik doğrulama türüdür
| inglês | turco |
|---|---|
| user | kullanıcı |
| is | olduğu |
| type | tür |
| she | bir |
| authentication | kimlik doğrulama |
EN The idea is that it is easier to make changes to something that already exists, than to develop something from scratch.
TR Buradaki fikir, zaten var olan bir şeyde değişiklik yapmanın, bir şeyi sıfırdan geliştirmekten daha kolay olması.
| inglês | turco |
|---|---|
| idea | fikir |
| from scratch | sıfırdan |
| easier | daha kolay |
| to | şeyi |
| than | de |
| is | olan |
| the | zaten |
EN Hear what other users have to say
TR Diğer kullanıcıların söylediklerini dinleyin
| inglês | turco |
|---|---|
| other | diğer |
| users | kullanıcılar |
EN Let’s say you want to know which are the most popular videos on Fornite Season 7, for channels based in Spain with less than 10,000 subscribers? Yep, our tool can do that!
TR Diyelim ki, İspanya'da 10.000'den az abonesi olan kanallar için Fortnite Season 7'deki en popüler videoların hangileri olduğunu bilmek istediğinizi varsayalım? Elbette, bizim aracımız bunu yapabilir!
| inglês | turco |
|---|---|
| popular | popüler |
| channels | kanallar |
| less | az |
| tool | aracı |
| can | yapabilir |
| in | deki |
| videos | videoları |
| most | en |
| to know | bilmek |
| our | bizim |
| are | olan |
EN Say goodbye to the Peugeot Metropolis.
TR Türkiye Finans, bu iş birliği ile taşıt finansmanı alanında Türkiye’nin ilk 3 bankası arasına girmeyi hedefliyor.
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
| inglês | turco |
|---|---|
| traditional | geleneksel |
| wedding | düğün |
| style | tarz |
| choose | seçin |
| our team | ekibimiz |
| honeymoon | balayı |
| if | eğer |
| at | de |
| details | ayrıntıları |
| love | aşk |
| all | tüm |
| a | bir |
| bring | için |
EN If you want to be a dog you can pretend to be a dog, but they [ISPs and telecom companies] will know everything you say while pretending to be a dog
TR Eğer bir köpek olmak istiyorsanız bir köpek gibi davranabiliyorsunuz ancak onlar (ISS'ler ve telekom şirketleri) köpek gibi davranırken söylediğiniz her şeyi bilecektir
| inglês | turco |
|---|---|
| dog | köpek |
| if you want | istiyorsanız |
| companies | şirketleri |
| if | eğer |
| and | ve |
| to | şeyi |
| a | bir |
| but | ancak |
EN Are you distracted and disengaged when you are around people you say you value and that you enjoy their company?
TR Değer verdiğinizi ve onların arkadaşlığından keyif aldığınızı söylediğiniz insanların yanındayken dikkatiniz dağılıyor ve ilgisiz misiniz?
| inglês | turco |
|---|---|
| value | değer |
| people | insanlar |
| and | ve |
EN Let us hug each other (To hug one another, just say “hugs” out loud).
TR Birbirimize sarılalım (Birbirimize sarılmak için yüksek sesle “sarıl” deyin).
EN It is recommended to write these down, and to say them out loud to another member.
TR Bunları bir yere yazmanız ve başka bir üyeye yüksek sesle söylemeniz önerilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| another | başka |
| member | üyeye |
| and | ve |
| to | bir |
| it | bunları |
EN Have your say in the design of your video projects. Try the available color palettes or create a new one with your brand colors.
TR Video projelerinizin tasarımı konusunda top sizde. Mevcut renk paletlerini deneyin ya da markanızın renkleriyle yeni bir palet oluşturun.
| inglês | turco |
|---|---|
| video | video |
| try | deneyin |
| your brand | markanızın |
| color | renk |
| create | oluşturun |
| in | da |
| design | tasarım |
| of | konusunda |
| new | yeni bir |
EN I must say thanks for Renderforest for introducing ease in Video and Presentation Industry.
TR Video ve Sunum sektörüne böyle bir kolaylık getirdiği için Renderforest'a minnettarım.
| inglês | turco |
|---|---|
| video | video |
| presentation | sunum |
| industry | sektör |
| and | ve |
| for | için |
EN At this point, we can say that the sales-oriented creative efforts of the advertising sector shape those effects
TR Bu noktada reklam sektörünün satış odaklı kreatif çalışmaları, söz konusu etkiyi yaratıyor diyebiliriz
| inglês | turco |
|---|---|
| point | noktada |
| advertising | reklam |
| sales | satış |
| this | bu |
| sector | sektör |
EN Due to the meticulous verification process regarding EV, consumers who visit an EV Certificate secured Web site will be sure that this Web site is what they say
TR EV ile ilgili titiz doğrulama süreci nedeniyle, EV Sertifikası ile güvence altına alınmış bir Web sitesini ziyaret eden tüketiciler, bu Web sitesinin söyledikleri kişi olduğundan emin olacaklardır
| inglês | turco |
|---|---|
| process | süreci |
| ev | ev |
| consumers | tüketiciler |
| this | bu |
| certificate | sertifikası |
| verification | doğrulama |
| web | web |
| due | bir |
| regarding | ilgili |
| visit | ziyaret |
EN We can clearly say that for any SSL certificate to be taken seriously, it is important to make sure that the CA (certificate provider) issuing the SSL certificate is robust and reliable
TR Açıkça söyleyebiliriz ki herhangi bir SSL sertifikasının ciddiye alınması için, SSL sertifikasını düzenleyen CA'nın (sertifika sağlayıcısı) sağlam ve güvenilir olduğundan emin olmak önemlidir
| inglês | turco |
|---|---|
| clearly | açıkça |
| ssl | ssl |
| robust | sağlam |
| and | ve |
| important | önemlidir |
| provider | sağlayıcısı |
| any | herhangi |
| certificate | sertifikası |
| reliable | güvenilir |
EN When evaluating the two solutions, we can say that Letsencrypt is easier to use, install and manage
TR İki çözümü değerlendirirken, Letsencrypt'i kullanmanın, kurmanın ve yönetmenin daha kolay olduğunu söyleyebiliriz
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| manage | yönetmenin |
| solutions | çözümü |
| is | olduğunu |
| easier | daha kolay |
EN Check out what our clients say to make sure that you found the right place to help your brand grow the identity
TR Markanızın kimliğini büyütmesine yardımcı olacak doğru yeri bulduğunuzdan emin olmak için müşterilerimizin neler söylediğine göz atın
| inglês | turco |
|---|---|
| place | yeri |
| your brand | markanızın |
| help | yardımcı |
| check | göz |
| what | neler |
| brand | için |
| the | olacak |
EN Having a say in the schools of tomorrow
TR Yarının okullarında söz sahipliği
| inglês | turco |
|---|---|
| schools | okullar |
| of | nın |
EN It’s been a long journey to marriage for all: two women say what it means to them to have the full rights of a married couple, at long last.
TR Herkese evlenme hakkına giden uzun ince bir yol: İki kadın, evli bir çiftin sahip olduğu bütün haklara nihayet kavuşmanın kendileri için ne anlama geldiğini anlatıyor.
| inglês | turco |
|---|---|
| long | uzun |
| women | kadın |
| rights | hakkı |
| married | evli |
| what | ne |
| of | in |
| a | bir |
EN Here’s What Our Users Have to Say
TR İşte Kullanıcılarımızın Söyleyecekleri
| inglês | turco |
|---|---|
| users | kullanıcılar |
EN "I have been sending postcards for a year now with no complaints! Recipients say cards are good quality and fun to get! I tell everyone about the MyPostcard app! Love it!"
TR "Bir yıldır kartpostallar gönderiyorum, hiçbir şikayetim yok! Kartpostallarımı alanlar çok kaliteli ve eğlenceli olduklarını söylüyorlar! MyPostcard uygulamasından herkese bahsediyorum! Bu uygulamayı seviyorum!"
| inglês | turco |
|---|---|
| quality | kaliteli |
| fun | eğlenceli |
| mypostcard | mypostcard |
| app | uygulaması |
| and | ve |
| no | hiçbir |
| a | bir |
| now | bu |
| to | herkese |
EN We will come from all over the country again, new friendships will form again, we will learn many things from each other and say "see you next time!", and then the next time will come.
TR Yurdun dört bir yanından geleceğiz yine, yine yepyeni dostluklar oluşacak, birbirimizde pek çok şey öğrenip, “bir sonrakine” diye, vedalaşacağız ve ardından sonraki gelecek.
| inglês | turco |
|---|---|
| again | yine |
| new | yepyeni |
| next | sonraki |
| then | ardından |
EN Have your say on this season’s FMFC Away Shirt
TR Bu sezonun FMFC Deplasman Forması için fikrinizi söyleyin
| inglês | turco |
|---|---|
| this | bu |
| away | için |
EN We have to say that whilst no direct credit or payment can be given for any idea, the real satisfaction is seeing your idea in a Football Manager title in the future!
TR Herhangi bir fikir için doğrudan bir takdir veya ödeme sağlanamasa da gerçek memnuniyetin gelecekte Football Manager oyununda fikrinizi görmek olduğunu söylemeliyiz!
| inglês | turco |
|---|---|
| direct | doğrudan |
| idea | fikir |
| football | football |
| manager | manager |
| real | gerçek |
| in | da |
| is | olduğunu |
| to | görmek |
| for | için |
| or | veya |
| any | herhangi |
| a | bir |
| payment | ödeme |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
| inglês | turco |
|---|---|
| traditional | geleneksel |
| wedding | düğün |
| style | tarz |
| choose | seçin |
| our team | ekibimiz |
| honeymoon | balayı |
| if | eğer |
| at | de |
| details | ayrıntıları |
| love | aşk |
| all | tüm |
| a | bir |
| bring | için |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
| inglês | turco |
|---|---|
| traditional | geleneksel |
| wedding | düğün |
| style | tarz |
| choose | seçin |
| our team | ekibimiz |
| honeymoon | balayı |
| if | eğer |
| at | de |
| details | ayrıntıları |
| love | aşk |
| all | tüm |
| a | bir |
| bring | için |
EN DIY skincare is simple, enjoyable and a lot of fun — but we want to make sure you get the most out of it! That’s why we created FOREO Imagination™ and we’re proud to say that there’s nothing else quite like it...
TR Evde yapılan cilt bakımı basit, eğlenceli ve keyiflidir ancak bundan en iyi şekilde yararlanmanızı sağlamak için benzersiz FOREO Imagination™ serisini yarattık.
EN Get an affordable app building solution and say no to expensive code-based app development.
TR Uygun fiyatlı bir uygulama geliştirme çözümü edinin ve pahalı kod tabanlı uygulama geliştirmeye hayır deyin.
| inglês | turco |
|---|---|
| solution | çözümü |
| expensive | pahalı |
| no | hayır |
| affordable | uygun |
| and | ve |
| development | geliştirme |
| based | tabanlı |
| code | kod |
| app | uygulama |
| to | bir |
EN I've been a long-time user of different social media managers. From Hootsuite to Buffer, even tried running Stackposts, to Social Champ... I have to say, RADAAR is a breath of fresh air.
TR Gerçekten iyi!!! Kullandığım diğer yazılımlardan çok daha başka bir şey. Gerçek anlamda bir sonraki seviye!
| inglês | turco |
|---|---|
| been | iyi |
| to | şey |
| a | sonraki |
| even | bir |
EN I have to say, RADAAR is a breath of fresh air.
TR Ayrıca mobil uygulamayı yeni indirdim ve şu ana kadarki işlevsellikten çok etkilendim.
| inglês | turco |
|---|---|
| fresh | yeni |
| to | ayrıca |
EN Needless to say, the internet of things has become a reality
TR Nesnelerin interneti?nin gerçek olduğunu söylemeye gerek yok
| inglês | turco |
|---|---|
| internet | interneti |
| reality | gerçek |
EN They Say About Us HTML Template
TR Kişilik Ile Ilgili Referanslar HTML Şablonu
| inglês | turco |
|---|---|
| html | html |
| about | ilgili |
| us | ile |
EN What Our Customers Say About Our Work
TR İç Mekan Stüdyosu Hakkında Görüşler
| inglês | turco |
|---|---|
| about | hakkında |
EN The right of Californians to say no to the sale of personal information.
TR Californialıların kişisel bilgilerinin satılmasını reddetme hakkı.
| inglês | turco |
|---|---|
| of | ın |
| information | bilgilerinin |
| right | hakkı |
| personal | kişisel |
EN PHP's error_reporting ini setting uses bitwise values, providing a real-world demonstration of turning bits off. To show all errors, except for notices, the php.ini file instructions say to use: E_ALL & ~E_NOTICE
TR PHP'nin error_reporting yönergesi gerçekte neler olup bittiğini göstermek için bitsel değerler kullanır. Sadece bilgilendirmeleri değil hataların tümünü görmek isterseniz php.ini dosyasında ilgili yere şunu yazın: E_ALL & ~E_NOTICE
| inglês | turco |
|---|---|
| values | değerler |
| php | php |
| file | dosyası |
| uses | kullanır |
| the | olup |
| to | görmek |
| all | all |
| of | in |
| for | için |
| a | sadece |
| show | göstermek |
| errors | hatalar |
EN Due to the meticulous verification process regarding EV, consumers who visit an EV Certificate secured Web site will be sure that this Web site is what they say
TR EV ile ilgili titiz doğrulama süreci nedeniyle, EV Sertifikası ile güvence altına alınmış bir Web sitesini ziyaret eden tüketiciler, bu Web sitesinin söyledikleri kişi olduğundan emin olacaklardır
| inglês | turco |
|---|---|
| process | süreci |
| ev | ev |
| consumers | tüketiciler |
| this | bu |
| certificate | sertifikası |
| verification | doğrulama |
| web | web |
| due | bir |
| regarding | ilgili |
| visit | ziyaret |
EN We can clearly say that for any SSL certificate to be taken seriously, it is important to make sure that the CA (certificate provider) issuing the SSL certificate is robust and reliable
TR Açıkça söyleyebiliriz ki herhangi bir SSL sertifikasının ciddiye alınması için, SSL sertifikasını düzenleyen CA'nın (sertifika sağlayıcısı) sağlam ve güvenilir olduğundan emin olmak önemlidir
| inglês | turco |
|---|---|
| clearly | açıkça |
| ssl | ssl |
| robust | sağlam |
| and | ve |
| important | önemlidir |
| provider | sağlayıcısı |
| any | herhangi |
| certificate | sertifikası |
| reliable | güvenilir |
EN When evaluating the two solutions, we can say that Letsencrypt is easier to use, install and manage
TR İki çözümü değerlendirirken, Letsencrypt'i kullanmanın, kurmanın ve yönetmenin daha kolay olduğunu söyleyebiliriz
| inglês | turco |
|---|---|
| and | ve |
| manage | yönetmenin |
| solutions | çözümü |
| is | olduğunu |
| easier | daha kolay |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
| inglês | turco |
|---|---|
| traditional | geleneksel |
| wedding | düğün |
| style | tarz |
| choose | seçin |
| our team | ekibimiz |
| honeymoon | balayı |
| if | eğer |
| at | de |
| details | ayrıntıları |
| love | aşk |
| all | tüm |
| a | bir |
| bring | için |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
| inglês | turco |
|---|---|
| traditional | geleneksel |
| wedding | düğün |
| style | tarz |
| choose | seçin |
| our team | ekibimiz |
| honeymoon | balayı |
| if | eğer |
| at | de |
| details | ayrıntıları |
| love | aşk |
| all | tüm |
| a | bir |
| bring | için |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
| inglês | turco |
|---|---|
| traditional | geleneksel |
| wedding | düğün |
| style | tarz |
| choose | seçin |
| our team | ekibimiz |
| honeymoon | balayı |
| if | eğer |
| at | de |
| details | ayrıntıları |
| love | aşk |
| all | tüm |
| a | bir |
| bring | için |
Mostrando 50 de 50 traduções
Traduções semelhantes
say something positive say enough positive say consumers say say goodbye let’s say could say say yes say hello say you’re customers say users say experts say clients say can’t say workers say must say should say always say companies say would say often say managers say important say decision makers say say much we’d say say whether even say d say i’d say say then say thanks say the word raffles we say two women say say you want recipients say cards folks will say say frequently strong say say ‘yes’ greater say know say say bring let say choose to say let s say security forces say enough to sayTraduzir say something positive para outro idioma
Tcheco 
alemão 
chinês 
coreano 
espanhol 
finlandês 
francês 
holandês 
húngaro 
indonésio 
italiano 
japonês 
norueguês 
polonês 
português 
russo 
sueco 
turco 
vietnamita 
árabe