EN After Turkey adopted the Presidential Government System, the Press Advertisement Institution (BİK) stopped sharing its activity reports with the public
Traduzir "presidential government system" para turco
Mostrando 50 de 50 traduções da frase "presidential government system" de inglês para turco
Traduções de presidential government system
"presidential government system" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
Tradução de inglês para turco de presidential government system
inglês
turco
TR Basın İlan Kurumu (BİK), faaliyet raporlarını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra kamuoyuyla paylaşma uygulamasına son verdi
| inglês | turco |
|---|---|
| government | hükümet |
| system | sistemine |
| press | basın |
| activity | faaliyet |
| reports | raporlar |
| the | sonra |
EN Savor the grandest of stays in Boston filled with royal presidential treatments, exclusive VIP experiences and the most extravagant dining experience you could dream of.
TR En iyi fiyatlar üzerinden %15 daha az ödeyerek Fairmont Quasar Istanbul'daki konaklamanızı “Fairmont Süit Anları” paketi ile bir üst seviyeye taşıyın.
| inglês | turco |
|---|---|
| of | ın |
| most | en |
| and | bir |
| you | ile |
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN Presidential Decree Approves Freight and Passenger Transport Agreement with China - Moroğlu Arseven
TR Türkiye ile Çin Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı - Moroğlu Arseven
| inglês | turco |
|---|---|
| passenger | yolcu |
| moroğlu | moroğlu |
| arseven | arseven |
| agreement | anlaşması |
| and | ve |
| with | ile |
EN Presidential Decree Approves Freight and Passenger Transport Agreement with China
TR Türkiye ile Çin Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı
| inglês | turco |
|---|---|
| passenger | yolcu |
| agreement | anlaşması |
| and | ve |
| with | ile |
EN Therefore, we would like to share with the public that we believe that the Presidential decision in question should be annulled by a judicial decision.
TR Bu nedenle, söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının bir yargı kararıyla iptal edilmesi gerektiğine inandığımızı kamuoyuyla paylaşmak isteriz.
| inglês | turco |
|---|---|
| decision | karar |
| to | edilmesi |
| therefore | bu nedenle |
| to share | paylaşmak |
| that | nedenle |
| a | bir |
| question | bu |
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN Presidential Decree Approves Memorandum of Understanding Regarding Cooperation in the Exchange of Financial Intelligence with Malta - Moroğlu Arseven
TR Türkiye ile Malta Arasında Finansal İstihbarat Değişiminde İşbirliğine Dair Mutabakat Muhtırası Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı - Moroğlu Arseven
| inglês | turco |
|---|---|
| financial | finansal |
| moroğlu | moroğlu |
| arseven | arseven |
| of | dair |
| with | ile |
EN Presidential Decree Approves Memorandum of Understanding Regarding Cooperation in the Exchange of Financial Intelligence with Malta
TR Türkiye ile Malta Arasında Finansal İstihbarat Değişiminde İşbirliğine Dair Mutabakat Muhtırası Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı
| inglês | turco |
|---|---|
| financial | finansal |
| of | dair |
| with | ile |
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN Therefore, we would like to share with the public that we believe that the Presidential decision in question should be annulled by a judicial decision.
TR Bu nedenle, söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararının bir yargı kararıyla iptal edilmesi gerektiğine inandığımızı kamuoyuyla paylaşmak isteriz.
| inglês | turco |
|---|---|
| decision | karar |
| to | edilmesi |
| therefore | bu nedenle |
| to share | paylaşmak |
| that | nedenle |
| a | bir |
| question | bu |
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN The iconic hotel soon became the city's venue of choice for glittering balls, presidential visits and political gatherings, making the name Fairmont synonymous with “place of occasion”
TR Simgesel otel, kısa bir zamanda şehrin şaşaalı balolarının, başkan ziyaretlerinin ve siyasi toplantılarının tercih edilen mekanı olarak Fairmont adını “etkinlik yeri ile” eşanlamlı hale getirdi
EN Presidential Decree Approves Freight and Passenger Transport Agreement with China - Moroğlu Arseven
TR Türkiye ile Çin Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı - Moroğlu Arseven
| inglês | turco |
|---|---|
| passenger | yolcu |
| moroğlu | moroğlu |
| arseven | arseven |
| agreement | anlaşması |
| and | ve |
| with | ile |
EN Presidential Decree Approves Freight and Passenger Transport Agreement with China
TR Türkiye ile Çin Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı
| inglês | turco |
|---|---|
| passenger | yolcu |
| agreement | anlaşması |
| and | ve |
| with | ile |
EN Presidential Decree Approves Memorandum of Understanding Regarding Cooperation in the Exchange of Financial Intelligence with Malta - Moroğlu Arseven
TR Türkiye ile Malta Arasında Finansal İstihbarat Değişiminde İşbirliğine Dair Mutabakat Muhtırası Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı - Moroğlu Arseven
| inglês | turco |
|---|---|
| financial | finansal |
| moroğlu | moroğlu |
| arseven | arseven |
| of | dair |
| with | ile |
EN Presidential Decree Approves Memorandum of Understanding Regarding Cooperation in the Exchange of Financial Intelligence with Malta
TR Türkiye ile Malta Arasında Finansal İstihbarat Değişiminde İşbirliğine Dair Mutabakat Muhtırası Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı
| inglês | turco |
|---|---|
| financial | finansal |
| of | dair |
| with | ile |
EN Presidential Transport By Luxury Vehicles LLC - +97144513332
TR Lüks Araçlar LLC Tarafından Başkanlık Taşımacılığı - +97144513332-tr
| inglês | turco |
|---|---|
| by | tarafından |
| luxury | lüks |
| vehicles | araçlar |
| llc | llc |
EN For complete system requirements, click the link below for your Creative Cloud app. Find the system requirements for mobile apps in the system requirements for their companion desktop apps.
TR Sistem gereksinimlerinin tamamı için Creative Cloud uygulamanızın aşağıdaki bağlantısını tıklatın. Mobil uygulamaların sistem gereksinimlerini, yardımcı masaüstü uygulamalarının sistem gereksinimleri bölümünde bulabilirsiniz.
| inglês | turco |
|---|---|
| cloud | cloud |
| mobile | mobil |
| creative | creative |
| desktop | masaüstü |
| their | in |
| link | bağlantı |
| system | sistem |
| requirements | gereksinimlerini |
| the | aşağıdaki |
| apps | uygulamaları |
| for | için |
EN The criticism against the Turkish government's attempts to eliminate opposition media has been an ongoing issue during the rule of the AKP government and increased in the recent past.
TR Türkiye hükümetinin muhalif medyayı tasfiye etme çabalarına yönelik eleştiriler AKP iktidarı boyunca süregeldi.
| inglês | turco |
|---|---|
| media | medyayı |
| the | etme |
EN It appears that the RTÜK acts as a government tool to threaten news outlets critical of the government and silence the critical, independent media in Turkey through its punishments
TR RTÜK’ün hükümeti eleştiren haber kuruluşlarını tehdit etmek ve verdiği cezalarla Türkiye’deki eleştirel, bağımsız medyayı susturmak için iktidara ait bir araç olarak hareket ettiği görülüyor
| inglês | turco |
|---|---|
| government | hükümeti |
| news | haber |
| independent | bağımsız |
| media | medyayı |
| and | ve |
| the | araç |
| of | in |
| a | bir |
EN In 2017, the Digital Transformation Agency (DTA) worked with other government bodies and industry to develop the Secure Cloud Strategy. The strategy focuses on helping government agencies use cloud technology.
TR 2017'de, Dijital Dönüşüm Kurumu (DTA), Güvenli Bulut Stratejisi'ni geliştirmek için diğer devlet kurumları ve sektörleriyle çalıştı. Bu strateji, devlet kurumlarının bulut teknolojisini kullanmasını sağlamaya odaklanmaktadır.
| inglês | turco |
|---|---|
| transformation | dönüşüm |
| other | diğer |
| government | devlet |
| cloud | bulut |
| digital | dijital |
| and | ve |
| strategy | strateji |
EN In 2010, her government had withdrawn the nuclear phase-out decided by the previous government
TR Merkel hükümeti daha 2010’da, daha önceki hükümetin nükleer enerjiye son verme kararını geri almıştı
| inglês | turco |
|---|---|
| government | hükümeti |
| nuclear | nükleer |
| in | da |
| previous | önceki |
| had | daha |
EN In his first government statement, the new chancellor has promised that the government will take all necessary measures.
TR Yeni şansölye yaptığı ilk hükümet açıklamasında, hükümetin gerekli tüm önlemleri alacağını temin etti.
| inglês | turco |
|---|---|
| government | hükümet |
| necessary | gerekli |
| chancellor | şansölye |
| measures | önlemleri |
| new | yeni |
| all | tüm |
| first | ilk |
EN The German government therefore hopes that progress can be made in the dispute over democracy and the rule of law, Scholz said in Warsaw on Sunday during a meeting with the Polish head of government Mateusz Morawiecki.
TR Pazar günü Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ile gerçekleştirdiği bir buluşmada Scholz, bu nedenle Alman hükümetinin demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri konusundaki anlaşmazlıkta ilerleme kaydedilmesini umut ettiğini söyledi.
| inglês | turco |
|---|---|
| democracy | demokrasi |
| law | hukuk |
| scholz | scholz |
| sunday | pazar |
| head | baş |
| progress | ilerleme |
| therefore | bu nedenle |
| on | günü |
| that | nedenle |
| a | bir |
| and | ve |
EN IBM Cloud enables global, regional, government and industry regulatory compliance. It is also the first provider with FIPS 140-2 Level 4, the highest-level government certification.
TR IBM Cloud, küresel, bölgesel, kamusal ve sektörel yasal düzenlemelere uyum sağlanmasına imkan tanır. Ayrıca, en yüksek devlet sertifikasyonu düzeyi olan FIPS 140-2 Level 4'e sahip ilk sağlayıcıdır.
| inglês | turco |
|---|---|
| ibm | ibm |
| cloud | cloud |
| global | küresel |
| regional | bölgesel |
| government | devlet |
| compliance | uyum |
| provider | sağlayıcı |
| fips | fips |
| certification | sertifikasyonu |
| level | level |
| highest | yüksek |
| and | ve |
| first | ilk |
| is | olan |
EN The criticism against the Turkish government's attempts to eliminate opposition media has been an ongoing issue during the rule of the AKP government and increased in the recent past.
TR Türkiye hükümetinin muhalif medyayı tasfiye etme çabalarına yönelik eleştiriler AKP iktidarı boyunca süregeldi.
| inglês | turco |
|---|---|
| media | medyayı |
| the | etme |
EN For example, the government bond yields in Germany may be negative due to its developed economy and budget surplus, while Portuguese and Italian government bond yields may be positive
TR Örneğin Almanya'da devlet tahvil getirileri gelişmiş ekonomisi ve bütçe fazlası nedeniyle negatif olabilirken, Portekiz ve İtalya devlet tahvil getirileri pozitif olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| government | devlet |
| economy | ekonomisi |
| budget | bütçe |
| positive | pozitif |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| its | in |
| be | olabilir |
| to | e |
EN For example, the government bond yields in Germany may be negative due to its developed economy and budget surplus, while Portuguese and Italian government bond yields may be positive
TR Örneğin Almanya'da devlet tahvil getirileri gelişmiş ekonomisi ve bütçe fazlası nedeniyle negatif olabilirken, Portekiz ve İtalya devlet tahvil getirileri pozitif olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| government | devlet |
| economy | ekonomisi |
| budget | bütçe |
| positive | pozitif |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| its | in |
| be | olabilir |
| to | e |
EN For example, the government bond yields in Germany may be negative due to its developed economy and budget surplus, while Portuguese and Italian government bond yields may be positive
TR Örneğin Almanya'da devlet tahvil getirileri gelişmiş ekonomisi ve bütçe fazlası nedeniyle negatif olabilirken, Portekiz ve İtalya devlet tahvil getirileri pozitif olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| government | devlet |
| economy | ekonomisi |
| budget | bütçe |
| positive | pozitif |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| its | in |
| be | olabilir |
| to | e |
EN For example, the government bond yields in Germany may be negative due to its developed economy and budget surplus, while Portuguese and Italian government bond yields may be positive
TR Örneğin Almanya'da devlet tahvil getirileri gelişmiş ekonomisi ve bütçe fazlası nedeniyle negatif olabilirken, Portekiz ve İtalya devlet tahvil getirileri pozitif olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| government | devlet |
| economy | ekonomisi |
| budget | bütçe |
| positive | pozitif |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| its | in |
| be | olabilir |
| to | e |
EN For example, the government bond yields in Germany may be negative due to its developed economy and budget surplus, while Portuguese and Italian government bond yields may be positive
TR Örneğin Almanya'da devlet tahvil getirileri gelişmiş ekonomisi ve bütçe fazlası nedeniyle negatif olabilirken, Portekiz ve İtalya devlet tahvil getirileri pozitif olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| government | devlet |
| economy | ekonomisi |
| budget | bütçe |
| positive | pozitif |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| its | in |
| be | olabilir |
| to | e |
EN For example, the government bond yields in Germany may be negative due to its developed economy and budget surplus, while Portuguese and Italian government bond yields may be positive
TR Örneğin Almanya'da devlet tahvil getirileri gelişmiş ekonomisi ve bütçe fazlası nedeniyle negatif olabilirken, Portekiz ve İtalya devlet tahvil getirileri pozitif olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| government | devlet |
| economy | ekonomisi |
| budget | bütçe |
| positive | pozitif |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| its | in |
| be | olabilir |
| to | e |
EN For example, the government bond yields in Germany may be negative due to its developed economy and budget surplus, while Portuguese and Italian government bond yields may be positive
TR Örneğin Almanya'da devlet tahvil getirileri gelişmiş ekonomisi ve bütçe fazlası nedeniyle negatif olabilirken, Portekiz ve İtalya devlet tahvil getirileri pozitif olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| government | devlet |
| economy | ekonomisi |
| budget | bütçe |
| positive | pozitif |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| its | in |
| be | olabilir |
| to | e |
EN For example, the government bond yields in Germany may be negative due to its developed economy and budget surplus, while Portuguese and Italian government bond yields may be positive
TR Örneğin Almanya'da devlet tahvil getirileri gelişmiş ekonomisi ve bütçe fazlası nedeniyle negatif olabilirken, Portekiz ve İtalya devlet tahvil getirileri pozitif olabilir
| inglês | turco |
|---|---|
| government | devlet |
| economy | ekonomisi |
| budget | bütçe |
| positive | pozitif |
| developed | gelişmiş |
| and | ve |
| its | in |
| be | olabilir |
| to | e |
EN U.S. FEDERAL GOVERNMENT AND OTHER GOVERNMENT USERS
TR ABD FEDERAL HÜKÜMETİ VE DİĞER HÜKÜMET KULLANICILARI
| inglês | turco |
|---|---|
| federal | federal |
| and | ve |
EN Korea Information Security Management System (K-ISMS) is a Korean government-backed certification sponsored by Korea Internet and Security Agency (KISA) and affiliated with the Korean Ministry of Science and ICT (MSIT).
TR Kore Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi (K-ISMS), sponsorluğunu Kore İnternet ve Güvenlik Kurumu'nun (KISA) yaptığı ve Kore Bilim ve ICT Bakanlığı (MSIT) bünyesinde yer alan Kore hükümeti destekli bir sertifikadır.
| inglês | turco |
|---|---|
| system | sistemi |
| ministry | bakanlığı |
| government | hükümeti |
| information | bilgi |
| management | yönetim |
| and | ve |
| science | bilim |
| security | güvenlik |
| korea | kore |
| a | bir |
| of | yer |
EN The German electoral system makes it difficult for any one party to form a government on its own – meaning that a coalition tends to be the rule
TR Almanya’daki seçim sistemi tek bir partinin tek başına iktidar olmasını zorlaştıran bir sistemdir ve istisnalar dışında koalisyon hükümetleri kurulur
| inglês | turco |
|---|---|
| system | sistemi |
| to be | olmasını |
| a | bir |
| to | tek |
EN Galileo?s Dialogue, which presented the heliocentric Copernican system as superior to the Ptolemaic system in a none-too-subtle fashion was banned by the Catholic Church; Galileo was tried and convicted of heresy.
TR Güneş merkezli Kopernik sistemini Ptolemaik sistemden açık bir şekilde üstün gören Galileo?nun Diyalog'u Katolik Kilisesi tarafından yasaklanmış; Galileo yargılanmış ve sapkınlıktan suçlu bulunmuştu.
| inglês | turco |
|---|---|
| galileo | galileo |
| system | sistemini |
| superior | üstün |
| by | tarafından |
| and | ve |
| the | şekilde |
| a | bir |
EN The system offers guaranteed returns and a predictable source of income unlike the proof-of-work system where coins are rewarded through a mathmatetical process with a low probability of paying out
TR Sistem, coinlerin rastgele bir süreç ve düşük olasılıkla ödül olarak verildiği proof of work yönteminin aksine, garantili geri dönüşler ve tahmin edilebilir bir gelir kaynağı sunar
| inglês | turco |
|---|---|
| offers | sunar |
| income | gelir |
| unlike | aksine |
| low | düşük |
| process | süreç |
| proof | proof |
| work | work |
| source | kaynağı |
| and | ve |
| out | geri |
| system | sistem |
| a | bir |
EN We offer technical support by phone and ticketing system in Turkey during working hours, with the exception of working hours, we offer technical support through the ticket system
TR Türkiye mesai saatlerinde telefonla ve bilet sistemi üzerinden, mesai saatleri haricinde bilet sistemi üzerinden teknik destek sunmaktayız
| inglês | turco |
|---|---|
| technical | teknik |
| and | ve |
| system | sistemi |
| turkey | türkiye |
| hours | saatleri |
| ticket | bilet |
| by phone | telefonla |
| support | destek |
Mostrando 50 de 50 traduções
Traduções semelhantes
presidential presidential election presidential decree presidential visits presidential elections presidential decree approves government system system requirements system government federal government government regulations government organisations government’s state government government entity government entities address government government policies government standards government workers access local government government agencies government does government assistance uk government online government foreign government government must federal government end government control government department government surveillance government parties government bodies government organizations government restrictions government leaders government agency national government federal government assistance government decided government authorities government cloud government customers next government government measures digital government government had security government turkish government
Tcheco
alemão
chinês
coreano
espanhol
finlandês
francês
holandês
húngaro
indonésio
italiano
japonês
norueguês
polonês
português
russo
sueco
turco
vietnamita
árabe