EN More than 81 percent of the waste produced in Germany in 2018 was reused; this included just under 70 percent of material waste and almost 12 percent of energy waste
EN More than 81 percent of the waste produced in Germany in 2018 was reused; this included just under 70 percent of material waste and almost 12 percent of energy waste
TR Atıkların yüzde 70’inin madde olarak, ve hemen hemen yüzde 12’sinin enerji kazanımında değerlendirilmesiyle, 2018 yılında Almanya’da üretilen atıkların yüzde 81’den fazlası değerlendirildi
inglês | turco |
---|---|
percent | yüzde |
energy | enerji |
produced | üretilen |
more | fazlası |
and | ve |
EN The Germans are very environmentally conscious and separate their garbage into organic waste, wastepaper, packaging waste and residual waste
TR Almanlar çevreye son derece duyarlı bir şekilde çöplerini organik, kağıt, ambalaj ve artık atık kategorilerine göre ayırıyorlar
inglês | turco |
---|---|
germans | almanlar |
organic | organik |
waste | atık |
packaging | ambalaj |
and | ve |
the | şekilde |
EN Hazardous waste generated per capita and proportion of hazardous waste treated, by type of treatment
TR Atık bertaraf şekline göre kişi başına üretilen tehlikeli atık ve işlenmiş tehlikeli atık oranı
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
capita | kişi |
and | ve |
by | göre |
EN İnteraktif Çevre provides comprehensive total waste management consultancy to industrial facilities, develops competitive solutions in this area, and supports its customers in obtaining added value from waste
TR İnteraktif Çevre, endüstriyel tesislere kapsamlı toplam atık yönetimi danışmanlığı vererek bu alanda rekabetçi çözümler sunmakta ve müşterilerinin atıktan katma değer elde etmesine destek olmaktadır
inglês | turco |
---|---|
total | toplam |
waste | atık |
management | yönetimi |
industrial | endüstriyel |
competitive | rekabetçi |
supports | destek |
customers | müşterilerinin |
added | katma |
value | değer |
comprehensive | kapsamlı |
solutions | çözümler |
to | etmesine |
and | ve |
this | bu |
EN We adopt a cyclical economy, sustainability and innovation based production model, use natural resources efficiently, increase waste reuse with effective waste management and prefer environmentally friendly disposal methods.
TR Döngüsel ekonomi, sürdürülebilirlik ve inovasyon tabanlı bir üretim modelini benimsiyor, doğal kaynakları verimli kullanıyor, etkin atık yönetimi ile yeniden kullanımı artırıyor ve çevreci bertaraf yöntemlerini tercih ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
economy | ekonomi |
sustainability | sürdürülebilirlik |
innovation | inovasyon |
model | modelini |
natural | doğal |
waste | atık |
management | yönetimi |
prefer | tercih |
methods | yöntemlerini |
production | üretim |
and | ve |
based | tabanlı |
a | bir |
resources | kaynakları |
efficiently | verimli |
effective | etkin |
use | kullanımı |
with | ile |
EN The Effect of Soil Mixed Vineyard Pruning Waste Compost and Tea Waste Compost on Preference of Eisenia fetida and Octodrilus transpadanus (Annelida–Clitellata) Earthworms
TR Toprağa Karıştırılan Asma Budama Atıkları Kompostu ve Çay Çöpü Kompostunun Eisenia fetida ve Octodrilus transpadanus (Annelida-Clitellata) Topraksolucanı Yönelimlerine Etkisi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
effect | etkisi |
EN Determination of Bread Waste Condition and Factors Affecting Waste: The Case of Kahramanmaraş City Center
TR Ekmek İsraf Etme Durumunun ve İsrafta Etkili Olan Faktörlerin Belirlenmesi: Kahramanmaraş Kent Merkezi Örneği
inglês | turco |
---|---|
determination | belirlenmesi |
and | ve |
city | kent |
center | merkezi |
the | etme |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Comodo PositiveSSL Certificate: in addition to being the internet's foremost security expert, it is the world's largest and most trusted Certificate Authority
TR Comodo PositiveSSL Sertifikası: Comodo, internetin en önde gelen güvenlik uzmanı olmasının yanı sıra dünyanın en büyük ve en güvenilir Sertifika Yetkilisidir
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
expert | uzman |
trusted | güvenilir |
comodo | comodo |
and | ve |
most | en |
the | gelen |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Comodo PositiveSSL Certificate: in addition to being the internet's foremost security expert, it is the world's largest and most trusted Certificate Authority
TR Comodo PositiveSSL Sertifikası: Comodo, internetin en önde gelen güvenlik uzmanı olmasının yanı sıra dünyanın en büyük ve en güvenilir Sertifika Yetkilisidir
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
expert | uzman |
trusted | güvenilir |
comodo | comodo |
and | ve |
most | en |
the | gelen |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN Immersive spa experiences, from ancient traditional practices to the foremost in modern techniques. All deeply rooted in the natural elements.
TR Eski geleneksel uygulamalardan modern tekniklerin gelişmişlerine uzanan sarmalayıcı spa deneyimleri. Tümü doğal unsurlara derinden kök salmış.
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
ancient | eski |
traditional | geleneksel |
modern | modern |
techniques | tekniklerin |
deeply | derinden |
natural | doğal |
elements | unsurlara |
spa | spa |
all | tüm |
to | tümü |
EN That said, Chevy offers the foremost comprehensive lineup of the GM brands, with dealerships that carry everything from the Spark minicar to the 10 Best Cars-winning Corvette sports car to the Silverado full-size pickup; with many SUVs in between.
TR Bununla birlikte Chevy, Spark minicar'dan En İyi 10 Otomobil kazanan Corvette spor otomobile ve Silverado tam boy kamyonetine kadar her şeyi taşıyan bayileri ile GM markalarının en önde gelen kapsamlı serisini sunuyor; arasında birçok SUV ile.
inglês | turco |
---|---|
offers | sunuyor |
sports | spor |
spark | spark |
winning | kazanan |
comprehensive | kapsamlı |
brands | markalar |
best | en |
full | tam |
between | bir |
many | çok |
to | şeyi |
EN E-waste is the Toxic Legacy of our Digital Age
TR E-atık, Dijital Çağımızın Zehirli Mirasıdır
inglês | turco |
---|---|
legacy | miras |
of | ın |
digital | dijital |
EN Our waste electronics are polluting drinking water and harming ecosystems around the world. It’s time to fix the problem.
TR Atık elektroniklerimiz, dünya çapında içme suyunu kirletiyor ve ekosistemlere zarar veriyor. Bu sorunu çözme zamanı.
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
time | zaman |
problem | sorunu |
around | çapında |
world | dünya |
its | bu |
and | ve |
EN Some e-waste is shipped overseas, where it is burned for scrap by kids in junkyards
TR Bazı e-atıklar deniz aşırı ülkelere, orada yakılıp çocuklar tarafından hurda olarak toplanılsın diye gönderilir
inglês | turco |
---|---|
kids | çocuklar |
some | bazı |
by | tarafından |
EN We create too much e-waste and reuse way too little.
TR Çok fazla e-atık yaratıyoruz ve çok azını yeniden kullanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
little | az |
and | ve |
EN It’s time to fix the e-waste problem.
TR Zaman, e-atık sorununu çözme zamanı.
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
to | e |
problem | sorununu |
EN We need more e-waste repair and refurbishment, worldwide. We need to take a page from the book of expert repairers in developing countries. We need to stop throwing away computers that could be fixed with a 25-cent part.
TR Dünya çapında daha fazla e-atık tamiri ve yenilemesine ihtiyacımız var. Gelişmekte olan ülkelerdeki tamir ustalarını örnek almalıyız. 25 sentlik bir parçayla düzeltilebilecek bilgisayarları çöpe atmayı bırakmalıyız.
inglês | turco |
---|---|
repair | tamir |
developing | gelişmekte |
countries | ülkelerdeki |
and | ve |
need | ihtiyacımız |
worldwide | çapında |
computers | bilgisayarlar |
in | örnek |
EN US ITC report on e-waste exports
TR E-atık ihracatına ilişkin ABD ITC raporu
inglês | turco |
---|---|
us | abd |
report | raporu |
EN Recycling electronics is a waste of energy.
TR Elektronikleri geri dönüştürmek enerji israfıdır.
inglês | turco |
---|---|
energy | enerji |
a | dönüştürmek |
EN Repair is the first line of defense against waste
TR Tamir, atığa karşı ilk savunma hattıdır
inglês | turco |
---|---|
repair | tamir |
line | hattı |
defense | savunma |
first | ilk |
EN Fostering repair will give people access to affordable products, make a huge dent in the e-waste problem, and create jobs.
TR Onarımı teşvik etmek; insanların uygun fiyatlı ürünlere erişmesini sağlayacak, e-atık probleminde büyük bir azalma yaşanacak ve iş yaratacaktır.
inglês | turco |
---|---|
repair | onarım |
affordable | uygun |
huge | büyük |
and | ve |
products | ürünlere |
people | insanlar |
a | bir |
to | etmek |
EN Don't waste time constructing your own template for Employee Equipment Agreements. Use this Employee Equipment Agreement Template produced by Jotform and start letting your employees use your equipment right away!
TR Jotform PDF Düzenleyici ile profesyonel ve güvenli şekilde Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi oluşturabilir, PDF'lerinizi bulut depolama alanlarına anında gönderebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
jotform | jotform |
agreement | sözleşmesi |
and | ve |
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
inglês | turco |
---|---|
highlight | vurgulamak |
recycling | geri dönüşüm |
options | seçeneklerini |
raise | artırmak |
and | ve |
local | yerel |
regional | bölgesel |
to | geri |
reduce | azaltmak |
EN These proactive steps are visible in our efforts to reduce our carbon footprint, consumption of energy, and production of waste
TR Bu proaktif adımlar karbon ayak izimizi, enerji tüketimimizi ve atık yaratımını azaltma çabalarımızda görülebilmektedir
inglês | turco |
---|---|
proactive | proaktif |
steps | adımlar |
carbon | karbon |
of | ın |
waste | atık |
reduce | azaltma |
our efforts | çabalarımızda |
these | bu |
energy | enerji |
and | ve |
EN Reduce the amount of waste we generate
TR Ürettiğimiz atık miktarını azaltmak
inglês | turco |
---|---|
reduce | azaltmak |
of | ın |
waste | atık |
amount | miktarını |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN In the case of Manat, there was no time to waste so when contacted by her family, our teams got to it right away.
TR Manat’ın ailesi ekiplerimizle temasa geçtiğinde ekiplerimiz Manat’ın bir an önce eğitim hayatına rahatça devam edebilmesi için hemen harekete geçtiler.
inglês | turco |
---|---|
family | ailesi |
right away | hemen |
of | in |
the | önce |
EN "Solution Suggestions from RODA on the Problems of Waste Collectors"
TR Çevrimiçi Şiddetsiz Örgütlenme Atölyeleri Başlıyor!
EN Using automated transcription services like Sonix to do the heavy lifting will help you save time to perfect the story and not waste it transcribing or searching for key quotes.
TR Ağır kaldırma işlemini yapmak için Sonix gibi otomatik transkripsiyon servislerini kullanmak, hikayeyi mükemmelleştirmek için zamandan tasarruf etmenize ve anahtar alıntıları yazarak veya aramakla harcamamanıza yardımcı olacaktır.
inglês | turco |
---|---|
automated | otomatik |
sonix | sonix |
save | tasarruf |
time | zamandan |
key | anahtar |
help | yardımcı |
transcription | transkripsiyon |
will | olacaktır |
using | kullanmak |
you | etmenize |
or | veya |
and | ve |
EN They don't waste long hours in order to create a single form for a website such as a Contact Us form
TR Bize Ulaşın formu gibi bir web sitesi için tek bir form oluşturmak amacıyla uzun saatler harcamazlar
inglês | turco |
---|---|
long | uzun |
hours | saatler |
contact | ulaşın |
in order to | amacıyla |
us | bize |
a | bir |
as | gibi |
EN No additional knowledge or skills are required. Don’t waste your time watching tutorials on making outros. Our tool is quick and easy to use.
TR Ekstra bir bilgi ya da beceriye gerek yok. Outro yapmak için tutorial'lar izleyerek zaman kaybetmeyin. Aracımızı hızlı ve kolay bir şekilde kullanabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
additional | ekstra |
required | gerek |
time | zaman |
tool | aracı |
easy | kolay |
quick | hızlı |
no | yok |
and | ve |
to | için |
EN Kanban is one of the simplest frameworks used as it allows project managers to efficiently manage and keep track of their projects. Kanban enables teams and organizations to visualize their work and defeat bottlenecks, waste, and chaos.
TR Kanban, işlerin verimli bir şekilde yönetilmesini ve takip edilmesini kolaylaştıran basit ama etkili bir yöntemdir. Kanban ile ekip üyeleri görevlerini görselleştirerek iş akışlarını daha kolay yönetebilirler.
inglês | turco |
---|---|
kanban | kanban |
teams | ekip |
efficiently | verimli |
track | takip |
and | ve |
the | şekilde |
work | iş |
it | ama |
EN Kanban is one of the simplest frameworks used as it allows project managers to efficiently manage and keep track of their projects. Kanban enables teams and organizations to visualize their work and defeat bottlenecks, waste, and chaos. Learn more.
TR Kanban, işlerin verimli bir şekilde yönetilmesini ve takip edilmesini kolaylaştıran basit ama etkili bir yöntemdir. Kanban ile ekip üyeleri görevlerini görselleştirerek iş akışlarını daha kolay yönetebilirler. Dafa fazla bilgi.
inglês | turco |
---|---|
kanban | kanban |
teams | ekip |
efficiently | verimli |
track | takip |
work | iş |
more | fazla |
it | ama |
EN The programme focuses on improvements in waste management, energy and water conservation, as well as community outreach through local groups and partnerships.
TR Program atık yönetimi, enerji ve su tasarrufunda iyileştirmeler ile yerel gruplar ve iş ortaklıklarıyla toplumda, iş ve sosyal hizmetler sağlamak gibi faaliyetlere odaklanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
improvements | iyileştirmeler |
waste | atık |
management | yönetimi |
energy | enerji |
water | su |
groups | gruplar |
partnerships | ortaklıklar |
and | ve |
local | yerel |
well | ile |
EN The programme emphasizes on sustainability and encompasses everything from recycling and organic waste diversion in the hotel’s kitchens to retrofitting energy efficient lighting
TR Program sürdürülebilirliğe vurgu yapmakta ve geri dönüşüm ile otel mutfaklarında organik atıkların yönlendirilmesinden enerji tasarruflu lambalarla donanımın iyileştirilmesine kadar her şeyi kapsamaktadır
inglês | turco |
---|---|
programme | program |
recycling | geri dönüşüm |
organic | organik |
hotels | otel |
energy | enerji |
and | ve |
to | geri |
everything | şeyi |
the | ile |
EN Disposable surgical instruments end up in a waste incinerator after use
TR Tek kullanımlık ameliyat ekipmanlarının yolculuğu çöp yakma tesislerinde sonlanıyor
inglês | turco |
---|---|
use | kullan |
waste | çöp |
a | tek |
EN 12.3. By 2030, halve per capita global food waste at the retail and consumer levels and reduce food losses along production and supply chains, including post-harvest losses
TR 12.3. 2030’a kadar perakende ve tüketici düzeylerinde kişi başına düşen küresel gıda atığının yarıya indirilmesi ve hasat sonrası kayıplar dâhil üretimdeki ve tedarik zincirlerindeki gıda kayıplarının azaltılması
inglês | turco |
---|---|
capita | kişi |
global | küresel |
retail | perakende |
consumer | tüketici |
food | gıda |
and | ve |
supply | tedarik |
per | başına |
including | da |
Mostrando 50 de 50 traduções