EN In-flight meal is available depending on airport, health & safety conditions
EN In-flight meal is available depending on airport, health & safety conditions
TR Uçak içi yemek hizmeti, havalimanı ve sağlık koşullarına bağlı olarak sunulur
inglês | turco |
---|---|
meal | yemek |
flight | uçak |
airport | havalimanı |
health | sağlık |
conditions | koşullar |
in | olarak |
depending | bağlı olarak |
EN **Meal service is offered depending on flight availability
TR **Yemek hizmeti, uçuş müsaitliğine bağlı olarak sunulmaktadır
inglês | turco |
---|---|
meal | yemek |
service | hizmeti |
flight | uçuş |
is | olarak |
depending | bağlı olarak |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN An Online Food Order Form which allows your customers to select their meal with their preferred diet type, texture, temperature, quantity, and order online through providing their delivery details and making payment.
TR Uzaktan odeme ve zamanli teslimat secenegi olan kapsamli bir alisveris teslimat formu kalibi.
inglês | turco |
---|---|
delivery | teslimat |
form | formu |
and | ve |
to | bir |
EN Book flights or hotels, pay for your favorite meal or more with BNB. Use Trust Wallet to pay for services anywhere in the world.
TR Uçak veya otel rezervasyonu yapın, en sevdiğiniz yemeğin parasını ödeyin ve BNB ile daha fazlasını yapın. Dünyanın herhangi bir yerindeki hizmetler için Trust Cüzdan kullanın
inglês | turco |
---|---|
book | rezervasyonu |
hotels | otel |
bnb | bnb |
services | hizmetler |
world | dünyanın |
trust | trust |
pay | bir |
your | ve |
more | fazlasını |
wallet | cüzdan |
or | veya |
to | yapın |
with | ile |
for | için |
EN Live It Well. Treat yourself to an indulgent meal at Swissotel.
TR İyi Yaşayın. Swissotel’de kendinize şımartıcı bir yemek ziyafeti verin.
inglês | turco |
---|---|
meal | yemek |
yourself | bir |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN A meal in one of our award-winning restaurants
TR Ödüllü restoranlarımızdan birinde yemek yiyin
inglês | turco |
---|---|
meal | yemek |
restaurants | restoranlar |
in one | birinde |
EN They titillate the palate and seduce the senses – exotic spices give the meal that extra something. They are obtained from roots, bulbs, bark, leaves, herbs, blossoms, fruit or seeds.
TR Bunlar damak zevkimize hitap eder ev duyularımızı okşar – egzotik baharatlar her yemeğe özellik katar. Bunlar köklerden, soğanlardan, kabuklardan, yapraklardan, otlardan, çiçeklerden, meyvelerden ya da tohumlardan elde edilir.
EN Book flights or hotels, pay for your favorite meal or more with BNB. Use Trust Wallet to pay for services anywhere in the world.
TR Uçak veya otel rezervasyonu yapın, en sevdiğiniz yemeğin parasını ödeyin ve BNB ile daha fazlasını yapın. Dünyanın herhangi bir yerindeki hizmetler için Trust Cüzdan kullanın
inglês | turco |
---|---|
book | rezervasyonu |
hotels | otel |
bnb | bnb |
services | hizmetler |
world | dünyanın |
trust | trust |
pay | bir |
your | ve |
more | fazlasını |
wallet | cüzdan |
or | veya |
to | yapın |
with | ile |
for | için |
EN Monitoring, Evaluation (MEAL) Expert
TR İzleme, Değerlendirme (MEAL) Uzmanı
inglês | turco |
---|---|
evaluation | değerlendirme |
expert | uzman |
EN Monitoring, Evaluation (MEAL) Expert
TR İzleme, Değerlendirme (MEAL) Uzmanı
inglês | turco |
---|---|
evaluation | değerlendirme |
expert | uzman |
EN - Breakfast included.- A donation of USD 10 is given to SOS Children’s Villages. This money enables one simple healthy meal for two SOS Children’s villages families or provide a SOS Scholar with a bag.
TR - Kahvaltı dahildir.- SOS Çocuk Köyleri Derneği’ne 10 USD bağış olarak verilecektir. Bu para SOS Çocuk Köyleri Derneği ailelerine sade bir sağlıklı yemek olanağı verecek veya bir SOS Öğrencisine bir çanta sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
included | dahildir |
meal | yemek |
breakfast | kahvaltı |
usd | usd |
donation | bağış |
healthy | sağlıklı |
simple | sade |
this | bu |
or | veya |
a | bir |
EN A meal in one of our award-winning restaurants
TR Ödüllü restoranlarımızdan birinde yemek yiyin
inglês | turco |
---|---|
meal | yemek |
restaurants | restoranlar |
in one | birinde |
EN Before you fly add one of our delicious inflight meals to your booking. In-flight meal is available depending on airport, health & safety conditions.
TR Uçmadan önce birbirinden lezzetli yemeklerimizden birini seç. Uçak içi yemek hizmeti, havalimanı ve sağlık koşullarına bağlı olarak sunulur.
inglês | turco |
---|---|
delicious | lezzetli |
meal | yemek |
flight | uçak |
airport | havalimanı |
health | sağlık |
conditions | koşullar |
before | önce |
your | ve |
depending | bağlı olarak |
EN In-flight meal is available depending on airport, health & safety conditions
TR Uçak içi yemek hizmeti, havalimanı ve sağlık koşullarına bağlı olarak sunulur
inglês | turco |
---|---|
meal | yemek |
flight | uçak |
airport | havalimanı |
health | sağlık |
conditions | koşullar |
in | olarak |
depending | bağlı olarak |
EN In-flight meal/snacks are available depending on airport, health & safety conditions
TR Uçak içi yemek hizmeti, havalimanı ve sağlık koşullarına bağlı olarak sunulur
inglês | turco |
---|---|
meal | yemek |
flight | uçak |
airport | havalimanı |
health | sağlık |
conditions | koşullar |
in | olarak |
depending | bağlı olarak |
EN **Meal service is offered depending on flight availability
TR **Yemek hizmeti, uçuş müsaitliğine bağlı olarak sunulmaktadır
inglês | turco |
---|---|
meal | yemek |
service | hizmeti |
flight | uçuş |
is | olarak |
depending | bağlı olarak |
EN The evening meal is followed by the distribution of presents: this is when everyone is allowed to unwrap the parcels lying under the Christmas tree
TR Yemekten sonra hediyelerin verilmesine geçilir: Artık Noel ağacının altına konmuş olan hediye paketleri açılabilir
inglês | turco |
---|---|
christmas | noel |
tree | ağacı |
by | altına |
EN The term has become established as the lunch-break greeting and should be understood to mean “Guten Appetit” (Enjoy your meal), but it is no longer so common among younger work colleagues.
TR Bu kavram, öğlen yemeği için kullanılan bir sözcük olarak yerleşmiştir ve „afiyet olsun“ anlamına gelir, ama daha genç meslektaşlar arasında artık pek öyle yaygın değildir.
EN Afterwards, the participants often repair for a common meal of kale.
TR Sonrasındaysa genellikle hep beraber yeşil lahana yemeği yeniyor.
inglês | turco |
---|---|
often | genellikle |
the | yeşil |
of | beraber |
EN An Online Food Order Form which allows your customers to select their meal with their preferred diet type, texture, temperature, quantity, and order online through providing their delivery details and making payment.
TR Uzaktan odeme ve zamanli teslimat secenegi olan kapsamli bir alisveris teslimat formu kalibi.
inglês | turco |
---|---|
delivery | teslimat |
form | formu |
and | ve |
to | bir |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN "Fish soup, crab cake, tuna steak (none of which I can pronounce in French but didn't matter because our waiter spoke at LEAST 5 languages) + wine...probably my favorite meal in Europe so far."
TR "Soğuk bir günde gelip balık çorbası için. Ya da istediğininizi yiyin için. Fiyatlar makul.mekan iyi."
inglês | turco |
---|---|
in | da |
fish | balık |
at | iyi |
of | in |
because | için |
EN Breakfast is the most skipped meal of the day, with busy lifestyles and longer commutes 36% of adults (aged 20-34) regularly eat it on the go
TR Kahvaltı günün en çok atlanan öğünü olup, yoğun yaşam tarzları ve evle iş arasında geçen uzun saatler yüzünden yetişkinlerin (20-34 yaş arası) %36'sı düzenli olarak hareket halinde yemek yemektedir
inglês | turco |
---|---|
longer | uzun |
aged | yaş |
breakfast | kahvaltı |
most | en |
the | olup |
day | gün |
and | ve |
on | halinde |
with | arası |
regularly | düzenli olarak |
eat | yemek |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Laptop, iPad Pro and iPhone on a Cooking Background
TR Mutfak Arkaplanında Laptop, İpad Pro ve iPhone
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
iphone | iphone |
background | arkaplan |
pro | pro |
EN Rolling Pin & Cooking Spatula Logo is great if you're working in Bakery industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Fırın endüstrisinde çalışıyorsanız Oklava Ve Pişirme Spatula Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
inglês | turco |
---|---|
bakery | fırın |
if | eğer |
this | bu |
your | ve |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
a | bir |
EN Cooking Spatula Logo is great if you're working in Food, Bakery industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Gıda, Fırın endüstrisinde çalışıyorsanız Pişirme Spatula Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
bakery | fırın |
if | eğer |
this | bu |
in | da |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
a | bir |
EN So, if you’re not particularly interested in cooking videos or children’s content, but are very interested in Apex legends, you can dive into that category via the tool.
TR Dolayısıyla, özellikle yemek pişirme videolarıyla veya çocuk içerikleriyle ilgilenmiyorsanız, bu karşın Apex efsanelerine çok ilgi duyuyorsanız, bu araçla sayesinde ilgilendiğiniz kategoriye direkt dalabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
interested | ilgi |
cooking | yemek |
tool | araç |
particularly | özellikle |
videos | videoları |
so | dolayısıyla |
or | veya |
EN Culinary journeys, cooking classes and mixology lessons await on our vine-covered terrace.
TR Mutfak yolculukları, yemek ve kokteyl dersleri asmalarla süslenmiş bir terasta sizi bekliyor.
inglês | turco |
---|---|
culinary | mutfak |
cooking | yemek |
and | ve |
EN Pizza or schnitzel? Find out here what Germans like eating most, and how the pandemic is changing their cooking habits.
TR Alman konforu? Tipik bir oturma odasının nasıl bir görünüm arz ettiği ve hangi eşyanın vazgeçilmez olduğu hakkında.
inglês | turco |
---|---|
out | hakkında |
is | olduğu |
how | nasıl |
and | ve |
the | alman |
what | hangi |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
EN Our efforts are focused on diverting waste from landfills, recycling, and donating or selling used cooking oil and grease to be turned into biodiesel
TR Çalışmalarımız katı atık sahalarında son bulan atıkları azaltma, geri dönüşüm ve kullanılmış yemek yağlarının ve katı yağların biyodizele dönüştürülmek üzere bağışlanması ve satılması üzerine yoğunlaşmaktadır
inglês | turco |
---|---|
waste | atık |
recycling | geri dönüşüm |
cooking | yemek |
oil | yağ |
used | kullanılmış |
to | geri |
on | üzerine |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções