EN Everything we do in Asset Services is about delivering an exemplary property management experience throughout the full lifecycle of an asset, and across a wide range of asset classes.
"classes in everything" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Everything we do in Asset Services is about delivering an exemplary property management experience throughout the full lifecycle of an asset, and across a wide range of asset classes.
TR Mülk Hizmetlerinde yaptığımız her şey, bir mülkün tüm ömrü boyunca ve çok çeşitli mülk sınıflarında örnek teşkil eden bir gayrimenkul yönetimi deneyimi sunmak içindir.
inglês | turco |
---|---|
property | mülk |
experience | deneyimi |
we do | yaptığımız |
management | yönetimi |
and | ve |
everything | her şey |
a | bir |
of | her |
in | örnek |
EN Everything we do in Asset Services is about delivering an exemplary property management experience throughout the full lifecycle of an asset, and across a wide range of asset classes.
TR CBRE, EMEA genelinde yatırım amaçlı gayrimenkullerin satış ve edinimi konusunda lider danışmandır.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
of | konusunda |
EN An astronaut on board the space station must be able to do everything: make coffee, do the washing, set up experiments, carry out extra-vehicular activities, conduct interviews – simply everything.
TR Bir uzay istayonundaki astronot ise her şeyi becerebilmek zorundadır: kahve yapabilmeli, çamaşır yıkayabilmeli, deneyleri düzenleyebilmeli, dış gövdedeki işleri uygulayabilmeli, röportajlar yapabilmeli; kısacası her şeyi yapabilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
space | uzay |
coffee | kahve |
interviews | röportajlar |
the | ise |
out | dış |
to | şeyi |
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
pandemic | pandemi |
hatay | hatay |
mardin | mardin |
online | çevrimiçi |
turkish | türk |
and | ve |
the | şekilde |
due | bir |
to | e |
in | yaklaşık |
EN How to organize baby massage sessions and classes
TR Kulübünüzün Üye Sayısını Artırma Stratejileri
EN Karaosmanoğlu has also contributed to academic studies in the area of humanitarian aid. She received her PhD from Bilkent University Political Science and Public Administration and has taught classes at various universities in Turkey.
TR İnsani yardım alanında akademik çalışmalara da katkı sağlıyor. Doktora derecesini Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nden alan Karaosmanoğlu, çeşitli üniversitelerde dersler verdi.
inglês | turco |
---|---|
academic | akademik |
aid | yardım |
science | bilimi |
public | kamu |
administration | yönetimi |
various | çeşitli |
area | alanı |
at | nda |
in | da |
and | ve |
to | e |
of | alan |
EN Offering a variety of different asset classes will allow you to appeal to every kind of trader.
TR Farklı varlık sınıflarını sunmak tüm işlemcilere ulaşabilmenizi sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
asset | varlık |
different | farklı |
to | tüm |
EN Getting all the key data from your classes or research is incredibly easy once you have a transcript
TR Sınıflarınızdan veya araştırmalarınızdan tüm önemli verileri almak, bir transkript aldıktan sonra inanılmaz derecede kolaydır
inglês | turco |
---|---|
data | verileri |
incredibly | inanılmaz |
easy | kolaydır |
transcript | transkript |
key | önemli |
all | tüm |
or | veya |
a | bir |
research | araştırmalar |
EN I got into a habit of skipping half of my university classes because I felt no motivation to go, or I overslept because I had been up for long hours the previous night
TR Gitmek için motivasyonum olmadığı için üniversite derslerimin yarısını atlamayı alışkanlık haline getirdim ya da önceki gece uzun saatler ayakta kaldığım için uyuyakaldım
inglês | turco |
---|---|
hours | saatler |
night | gece |
university | üniversite |
long | uzun |
of | in |
been | ya |
previous | önceki |
into | da |
EN 2 grad schools that were a poor fit for me, partly out of fear of taking online classes.
TR Kısmen çevrimiçi ders alma korkusundan dolayı bana uygun olmayan 2 lisansüstü okul.
inglês | turco |
---|---|
schools | okul |
online | çevrimiçi |
me | bana |
for | uygun |
EN Final grades of a B, C or F in my last classes at a school as a direct result of internet binges that had major repercussions on my future.
TR Geleceğim üzerinde büyük yankı uyandıran internet tıkanıklıklarının doğrudan bir sonucu olarak, bir okuldaki son derslerimde B, C veya F'nin son notları.
inglês | turco |
---|---|
c | c |
direct | doğrudan |
result | sonucu |
internet | internet |
major | büyük |
or | veya |
last | son |
a | bir |
on | üzerinde |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
inglês | turco |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
inglês | turco |
---|---|
we | verdiğimiz |
pandemic | pandemi |
hatay | hatay |
mardin | mardin |
online | çevrimiçi |
turkish | türk |
and | ve |
the | şekilde |
due | bir |
to | e |
in | yaklaşık |
EN A great addition to regular English classes.
TR Buddy İngilizce derslerine çok güzel destek olan bir program.
inglês | turco |
---|---|
great | güzel |
EN Culinary journeys, cooking classes and mixology lessons await on our vine-covered terrace.
TR Mutfak yolculukları, yemek ve kokteyl dersleri asmalarla süslenmiş bir terasta sizi bekliyor.
inglês | turco |
---|---|
culinary | mutfak |
cooking | yemek |
and | ve |
EN Aqua aerobics offer a great range of benefits, without many of the drawbacks of intense exercise classes.
TR Hedeflerinize ulaşabilir ve sporda sınırlarınızı zorlayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
EN We offer yoga and Pilates classes multiple times a week. See our class schedule for more details.
TR Fairmont Gold ile ayrıcalıklı butler servisini keşfedin
inglês | turco |
---|---|
our | ile |
EN My18teens - sexy golden-haired twat play juicy snatch after classes - hawt solo
TR Pornpros - alli rae güzel görünümlü kürk pasta parmaklı ve büyük wang tarafından pompalanan
inglês | turco |
---|---|
sexy | güzel |
after | tarafından |
Mostrando 50 de 50 traduções