EN But it also gives them all the advantages of the digital economy: portability, safety, and freedom from seizure.
"after seizure activity" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN But it also gives them all the advantages of the digital economy: portability, safety, and freedom from seizure.
TR Bunun yanında insanların dijital dünyanın taşınabilirlik, güvenlik ve el koyulma riskinden uzak olma gibi avantajlarından faydalanmalarını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
gives | sağlar |
digital | dijital |
safety | güvenlik |
advantages | avantajları |
and | ve |
the | gibi |
EN But it also gives them all the advantages of the digital economy: portability, safety, and freedom from seizure.
TR Bunun yanında insanların dijital dünyanın taşınabilirlik, güvenlik ve el koyulma riskinden uzak olma gibi avantajlarından faydalanmalarını sağlar.
inglês | turco |
---|---|
gives | sağlar |
digital | dijital |
safety | güvenlik |
advantages | avantajları |
and | ve |
the | gibi |
EN If you delegate some of the work, you may need to check activity on the websites by any period. Website SEO performance tool can help you control subordinates and contractors with website monitoring tool activity dashboard.
TR İşin bir kısmını devrederseniz, web sitelerinin durumunu veya etkinliğini herhangi bir süreye göre kontrol etmeniz gerekebilir. Çalışanları ve serbest çalışanları SEO monitor aracı etkinlik panosu ile kontrol edin.
inglês | turco |
---|---|
activity | etkinlik |
seo | seo |
website | web |
and | ve |
of | in |
by | göre |
any | herhangi |
with | ile |
EN The Winner may be required to take part in promotional activity related to the Prize Draw and the Winner shall participate in all such activity on the Promoter’s reasonable request
TR Kazanan’dan Ödül Çekilişi ile ilgili promosyon etkinliklerinde yer alması istenebilir ve Ödül Düzenleyen’in makul talebi üzerine Kazanan tüm bu etkinliklere katılacaktır
inglês | turco |
---|---|
promotional | promosyon |
reasonable | makul |
request | talebi |
and | ve |
all | tüm |
in | yer |
on | ilgili |
take | ile |
EN Measure conversational activity, customer satisfaction and operator's activity.
TR Crisp Analytics ile veriye dayalı kararlar alın. Sohbetleriniz, memnuniyet puanlarınız, e-postalarınız ve çalışan verimliliğinizle ilgili güncel analizleri alın.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN Ronald Meinardus, the Head at FNF Turkey, even spoke of a “historic event”, highlighting the extraordinary character of our first face-to-face activity after more than a year.
TR Bu amaçla, 2008’de yayımlamaya başladığı Eğitim İzleme Raporları’nda çeşitli kaynaklardan derlediği nicel verileri eğitim izleme göstergelerine dönüştürüyor.
inglês | turco |
---|---|
at | de |
more | çeşitli |
EN After Turkey adopted the Presidential Government System, the Press Advertisement Institution (BİK) stopped sharing its activity reports with the public
TR Basın İlan Kurumu (BİK), faaliyet raporlarını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra kamuoyuyla paylaşma uygulamasına son verdi
inglês | turco |
---|---|
government | hükümet |
system | sistemine |
press | basın |
activity | faaliyet |
reports | raporlar |
the | sonra |
EN After a journal has changed to open access, libraries will no longer have to pay to give their researchers access to the content published on or after the changeover date
TR Bir dergi açık erişime geçtikten sonra, artık kütüphaneler araştırmacılarına değişim tarihinde veya sonrasında yayınlanan içeriklere erişim sağlamak için ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır
inglês | turco |
---|---|
journal | dergi |
content | içeriklere |
published | yayınlanan |
have to | zorunda |
access | erişim |
researchers | araştırmacılar |
open | açık |
pay | bir |
give | için |
or | veya |
to | sağlamak |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Long-term signature verification allows you or your dependents to check the validity of the signature long after the document is signed and after the signature certificate has expired
TR Uzun vadeli imza doğrulaması, size veya bağlı olan taraflara, belge imzalandıktan çok sonra ve imza sertifikasının süresi dolduktan sonra imzanın geçerliliğini kontrol etme olanağı sağlar
inglês | turco |
---|---|
signature | imza |
allows | sağlar |
validity | geçerliliğini |
long | uzun |
term | vadeli |
certificate | sertifikası |
document | belge |
check | kontrol |
the | etme |
or | veya |
is | olan |
and | ve |
EN We guarantee that after the purchase you will receive the files of the proper quality immediately after payment
TR Satın alımınızdan sonra, iyi kaliteli dosyaları anında alacağınızı garanti ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
guarantee | garanti |
immediately | anında |
purchase | satın |
quality | kaliteli |
files | dosyaları |
the | sonra |
EN After the final checks after the treatment, the patient will be brought to the airport by our transfer personnel.
TR Tedavi sonrası tüm kontrollerden sonra havaalanı transferi gerçekleştirilir.
inglês | turco |
---|---|
treatment | tedavi |
transfer | transferi |
airport | havaalanı |
the | sonra |
EN Description: View Wife teasing after two weeks in chastity and big o denial hd as completely free. BDSM porn xxx Wife teasing after two weeks in chastity and big o denial video.
TR Açıklama: Karısı alay sonra iki hafta içinde chastity ve Büyük o inkar hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Karısı alay sonra iki hafta içinde chastity ve Büyük o inkar video.
inglês | turco |
---|---|
description | açıklama |
weeks | hafta |
big | büyük |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
free | ücretsiz |
video | video |
and | ve |
in | içinde |
after | sonra |
two | iki |
as | olarak |
view | görüntüle |
porn | porno |
xxx | xxx |
EN After a journal has changed to open access, libraries will no longer have to pay to give their researchers access to the content published on or after the changeover date
TR Bir dergi açık erişime geçtikten sonra, artık kütüphaneler araştırmacılarına değişim tarihinde veya sonrasında yayınlanan içeriklere erişim sağlamak için ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır
inglês | turco |
---|---|
journal | dergi |
content | içeriklere |
published | yayınlanan |
have to | zorunda |
access | erişim |
researchers | araştırmacılar |
open | açık |
pay | bir |
give | için |
or | veya |
to | sağlamak |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
inglês | turco |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN A finally block may also be specified after or instead of catch blocks. Code within the finally block will always be executed after the try and catch blocks, regardless of whether an exception has been thrown, and before normal execution resumes.
TR catch bloklarının yerine veya sonrasında bir finally bloğu da belirtilebilir. Bir istisnanın oluşmamışsa bile ve normal çalışmaya dönülmeden önce finally bloğu içindeki kodlar daima try ve catch bloklarından sonra çalıştırılır.
inglês | turco |
---|---|
block | bloğu |
always | daima |
normal | normal |
blocks | bloklar |
and | ve |
or | veya |
EN Long-term signature verification allows you or your dependents to check the validity of the signature long after the document is signed and after the signature certificate has expired
TR Uzun vadeli imza doğrulaması, size veya bağlı olan taraflara, belge imzalandıktan çok sonra ve imza sertifikasının süresi dolduktan sonra imzanın geçerliliğini kontrol etme olanağı sağlar
inglês | turco |
---|---|
signature | imza |
allows | sağlar |
validity | geçerliliğini |
long | uzun |
term | vadeli |
certificate | sertifikası |
document | belge |
check | kontrol |
the | etme |
or | veya |
is | olan |
and | ve |
EN The best way to pre-empt disputes is to call by with a cake soon after you move in – after all, cake melts the heart of just about every German.
TR Olası anlaşmazlıkları önlemenin en iyi yolu bir yere taşınır taşınmaz bir pasta alıp komşularla tanışmaya gitmek – zira pasta her Alman’ın kalbini eritmeye kadirdir.
EN Getting out of your hometown and moving to a big city: after school, many prospective students are drawn to a large university – to the wide range on offer and also to big city life after the lecture
TR Memleketten arılıp büyük bir kente taşınmak: Okulu bitiren birçok üniversite adayı -seçeneklerin zenginliği ve derslerden sonraki yaşam nedeniyle- büyük kentin cazibesine kapılıyor
inglês | turco |
---|---|
school | okulu |
university | üniversite |
life | yaşam |
city | kentin |
and | ve |
large | büyük |
many | birçok |
a | sonraki |
EN This means you'll see conversions that happened one day after someone viewed your Pin and 30 days after someone engaged with or clicked on your Pin.
TR Bu, bir kişinin Pininizi görüntüledikten bir gün sonra ve birinin Pininizle etkileşim kuran veya tıkladıktan 30 gün sonra gerçekleşen dönüşümleri göreceğiniz anlamına gelir.
inglês | turco |
---|---|
means | anlamına |
this | bu |
or | veya |
after | sonra |
day | gün |
someone | bir |
and | ve |
EN Google researchers claim that the likelihood of a visitor leaving a website increases by 90% after 5 seconds of loading. After 6 seconds, it increases by 106%.
TR Google araştırmacıları, bir ziyaretçinin bir web sitesinden ayrılma olasılığının 5 saniyelik yüklenme süresinden sonra %90 oranında arttığını iddia ediyor. 6. saniyede, bu olasılık %106'dır.
EN PHP script is terminated after sending headers (it means after producing any output without output buffering) if the request method was HEAD.
TR Eğer istek yöntemi HEAD ise PHP betiği başlıklar gönderildikten sonra (çıktının çıktı tamponu olmadan üretilmesinden sonra anlamında) sonlandırılır.
EN Aggregate activity logs in Cloudflare, or export them to your cloud log storage or SIEM provider.
TR Etkinlik günlüklerini Cloudflare'da toplayın veya bunları bulut günlük deponuza veya SIEM sağlayıcınıza aktarın.
inglês | turco |
---|---|
activity | etkinlik |
export | aktarın |
cloud | bulut |
provider | sağlayıcı |
or | veya |
EN Note that we reserve the right to decline requests if we detect extremely high activity on your account within this time.
TR Bu süre zarfı içinde hesabınızda çok yüksek bir hareketlilik tespit etmemiz halinde isteğinizi reddetme hakkımızı saklı tuttuğumuzu unutmayın.
inglês | turco |
---|---|
detect | tespit |
time | süre |
your account | hesabınızda |
right | hakkı |
this | bu |
high | yüksek |
account | hesabı |
on | halinde |
to | içinde |
EN You are solely responsible and liable for activity that occurs on your account and shall be responsible for maintaining the confidentiality of your Foursquare password
TR Hesabınızda meydana gelen bütün faaliyetlerden tek başına siz sorumlu ve yükümlüsünüz ve Foursquare şifrenizin gizliliğini korumaktan da sorumlu olacaksınız
inglês | turco |
---|---|
occurs | meydana |
your account | hesabınızda |
foursquare | foursquare |
account | hesabı |
responsible | sorumlu |
and | ve |
EN You are solely responsible for all of your activity in connection with the Services
TR Hizmetlerle bağlantılı etkinliklerinizin tümünden yalnızca siz sorumlu olursunuz
inglês | turco |
---|---|
responsible | sorumlu |
connection | bağlantı |
services | hizmetlerle |
all | tüm |
EN FRAUD (INCLUDING FRAUDULENT MISREPRESENTATION), THEFT OR OTHER CRIMINAL ACTIVITY; OR
TR DOLANDIRICILIK (HİLELİ, ALDATICI SUNUMLAR DÂHİL), HIRSIZLIK VEYA DİĞER SUÇ İÇEREN FAALİYETLER; VEYA
inglês | turco |
---|---|
or | veya |
EN For example, we may use your data to protect against identity theft, prevent fraud or other criminal activity, claims or other liabilities
TR Örneğin, verilerinizi kimlik hırsızlığına karşı korumak, sahtekarlığı veya diğer suç faaliyetlerini, talepleri veya diğer yükümlülükleri önlemek için kullanabiliriz
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
claims | talepleri |
your data | verilerinizi |
prevent | önlemek |
or | veya |
against | için |
EN The service does not save logs or any data about user activity, and your Internet traffic remains anonymous and private.
TR Hizmet, günlükleri veya kullanıcı etkinliği ile ilgili verileri kaydetmez ve İnternet trafiğiniz anonim ve gizli kalır.
inglês | turco |
---|---|
data | verileri |
anonymous | anonim |
user | kullanıcı |
private | gizli |
about | ilgili |
service | hizmet |
or | veya |
and | ve |
EN Whoer VPN does not log or track user activity, either in the paid or free plan.
TR Whoer VPN, ücretli veya ücretsiz planda kullanıcı etkinliğini kaydetmez veya izlemez.
inglês | turco |
---|---|
vpn | vpn |
whoer | whoer |
paid | ücretli |
free | ücretsiz |
user | kullanıcı |
or | veya |
EN Any activity logs: the applications you use, the services you use, the websites you connect to — basically anything you do online.
TR Herhangi bir etkinlik günlüğü: kullandığınız uygulamalar, kullandığınız hizmetler, bağlandığınız web siteleri - temelde çevrimiçi yaptığınız her şey.
inglês | turco |
---|---|
activity | etkinlik |
you use | kullandığınız |
you do | yaptığınız |
services | hizmetler |
online | çevrimiçi |
applications | uygulamalar |
websites | siteleri |
any | herhangi |
EN "Wooden lounge chairs available to lie back and see the surrounding CBD and occasional water activity. Rent a bicycle or stroll along the waterfront."
TR "Çok güzel ışık, lazer ve müzik gösterileri sunan, akşamları ışıltılı gökdelenleri izleyebileceğiniz kıyı şeridi. Yürüyüş yapmak, keyifle Singapur manzarasını izlemek için buraya mutlaka uğrayın."
inglês | turco |
---|---|
or | buraya |
and | ve |
to | için |
EN Prevent your ISP from monitoring your online activity and tracking your every move.
TR ISP'nizin çevrimiçi etkinliğinizi izlemesini ve hareketinizi takip etmesini önleyin.
inglês | turco |
---|---|
online | çevrimiçi |
prevent | önleyin |
tracking | takip |
and | ve |
EN Evaluate activity of people who work with website
TR Web sitesi ile çalışan kişilerin etkinliğini değerlendirin
inglês | turco |
---|---|
people | kişilerin |
with | ile |
EN They are recorded, encrypted and duplicated on the public blockchain, where all participants can see market activity
TR Açık blockchainlerin üzerine kaydedilir, şifrelenir ve kopyalanır, böylece piyasa hareketleri tüm kullanıcılar tarafından görülebilir.
inglês | turco |
---|---|
encrypted | şifrelenir |
all | tüm |
and | ve |
market | piyasa |
on | açık |
EN DeFi protocols, such as PancakeSwap, Venus, and Autofarm, make up most of the activity on BSC
TR PancakeSwap, Venus ve Autofarm gibi DeFi protokolleri, BSC'deki etkinliğin çoğunu oluşturur
inglês | turco |
---|---|
defi | defi |
protocols | protokolleri |
pancakeswap | pancakeswap |
and | ve |
of | in |
EN We declare that we refrain from any activity that may jeopardise the objective and impartial position of Control Union Certifications B.V., in accordance with clause 5.2 of ISO/IEC 17021-1:2015 and clause 4.2 of ISO/IEC 17065:2012.
TR ISO/IEC 17021-1:2015, madde 5.2 ve ISO/IEC 17065:2012, madde 4.2 uyarınca Control Union Certifications B.V.'nin objektif ve tarafsız konumunu tehlikeye atabilecek her tür faaliyetten kaçındığımızı beyan ederiz.
inglês | turco |
---|---|
position | konumunu |
iso | iso |
iec | iec |
in accordance with | uyarınca |
control | control |
union | union |
and | ve |
of | her |
EN Remove all web browser tracking cookies, clearing any trace of your browsing activity.
TR Tüm takip çerezlerini kaldırın, gezinme faaliyetinizle ilgili tüm izleri temizleyin.
inglês | turco |
---|---|
remove | kaldırın |
of | ın |
browsing | gezinme |
tracking | takip |
all | tüm |
EN While this graph is a suitable medium and long term indicator, the Mempool Size (Bytes) and Mempool Transaction Count charts are more suitable for short term network activity.
TR Bu grafik, uygun bir orta ve uzun vadeli gösterge olsa da, kısa vadeli ağ aktivitesini görmek için Bellek Havuzu Boyutu (Bayt) ve Bellek Havuzu İşlem Sayısı grafikleri daha uygun seçeneklerdir.
inglês | turco |
---|---|
medium | orta |
long | uzun |
term | vadeli |
size | boyutu |
short | kısa |
and | ve |
this | bu |
graph | grafik |
for | için |
the | olsa |
more | daha |
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
inglês | turco |
---|---|
networks | ağlar |
platforms | platformlar |
other | diğer |
topics | konularda |
for | amaçlar |
and | ve |
in | içerisinde |
to | belirli |
EN We filed papers with the FCC to bring this alarming activity to their attention, but were ignored
TR Onların bu yaptıklarına dikkat çekmek ve uyarmak adına FCC ile birlikte çeşitli başvurularda bulunmamıza rağmen görmezden gelindik
inglês | turco |
---|---|
fcc | fcc |
attention | dikkat |
this | bu |
their | ve |
EN VyprVPN is a personal virtual private network (VPN) that protects an individual's privacy on the Internet and prevents Internet service providers from monitoring or controlling online communications and activity
TR VyprVPN: kişinin internette mahremiyetini koruyan ve İnternet servis sağlayıcılarının çevrimiçi aktiviteler ile iletişimleri kontrol etmesini ve gözlemlemesini engelleyen bir kişisel sanal özel ağdır (VPN)
inglês | turco |
---|---|
vyprvpn | vyprvpn |
virtual | sanal |
vpn | vpn |
protects | koruyan |
service | servis |
monitoring | kontrol |
network | ağ |
online | çevrimiçi |
and | ve |
personal | kişisel |
on the internet | internette |
EN Easily manage your team and data from a single access point. Adding and removing users is straightforward and simple. Maintain complete control over all your data, files, and user activity.
TR Ekibinizi ve verilerinizi tek bir erişim noktasından kolayca yönetin. Kullanıcı ekleme ve kaldırma basit ve basittir. Tüm verileriniz, dosyalarınız ve kullanıcı etkinliğiniz üzerinde tam kontrole sahip olun.
inglês | turco |
---|---|
manage | yönetin |
access | erişim |
point | noktası |
your team | ekibinizi |
easily | kolayca |
simple | basit |
user | kullanıcı |
all | tüm |
your data | verilerinizi |
files | dosyaları |
and | ve |
complete | tam |
a | bir |
EN The multi-user plan allows for complete control over all your data, files, and user activity as each team member will have their own Sonix login.
TR Çok kullanıcılı plan, tüm verileriniz, dosyalarınız ve kullanıcı etkinliğiniz üzerinde tam kontrol sağlar, çünkü her ekip üyesi kendi Sonix girişine sahip olur.
inglês | turco |
---|---|
plan | plan |
allows | sağlar |
control | kontrol |
user | kullanıcı |
sonix | sonix |
login | giriş |
your data | verileriniz |
member | üyesi |
team | ekip |
all | tüm |
the | üzerinde |
files | dosyaları |
will | olur |
complete | tam |
and | ve |
EN Keeping track of user activity is simple with Sonix. Advanced admin controls and audit logs mean you always know how your workspaces are being used.
TR Kullanıcı etkinliğini takip etmek Sonix ile basittir. Gelişmiş yönetici denetimleri ve denetim günlükleri, çalışma alanlarınızın nasıl kullanıldığını her zaman bildiğiniz anlamına gelir.
inglês | turco |
---|---|
sonix | sonix |
admin | yönetici |
controls | denetimleri |
audit | denetim |
mean | anlamına |
user | kullanıcı |
advanced | gelişmiş |
is | etmek |
track | takip |
how | nasıl |
always | her zaman |
and | ve |
of | her |
with | ile |
EN Sonix is a cloud-based multi-user platform. Invite users at varying levels of permission and easily manage and monitor user activity.
TR Sonix bulut tabanlı çok kullanıcılı bir platformdur. Farklı düzeylerde izin kullanıcıları davet edin ve kullanıcı etkinliğini kolayca yönetin ve izleyin.
inglês | turco |
---|---|
sonix | sonix |
invite | davet |
permission | izin |
manage | yönetin |
based | tabanlı |
easily | kolayca |
cloud | bulut |
and | ve |
users | kullanıcıları |
monitor | izleyin |
user | kullanıcı |
a | bir |
EN Multiple permission levels make it easy to manage and monitor your team. You have complete control and visibility over all your data, files, and user activity.
TR Birden fazla izin seviyesi, ekibinizi yönetmenizi ve izlemenizi kolaylaştırır. Tüm verileriniz, dosyalarınız ve kullanıcı etkinliğiniz üzerinde tam kontrol ve görünürlüğe sahipsiniz.
inglês | turco |
---|---|
permission | izin |
your team | ekibinizi |
easy | kolaylaştırır |
your data | verileriniz |
user | kullanıcı |
you have | sahipsiniz |
control | kontrol |
multiple | birden fazla |
all | tüm |
files | dosyaları |
and | ve |
EN I was scared of failing and so I resorted to just consuming information about the activity, half-heartedly telling myself that I was doing that “in preparation” for when I would actually do all of these things one day.
TR Başarısız olmaktan korktum ve bu yüzden, gönülsüzce kendime, tüm bunları bir gün gerçekten yapacağım zamana “hazırlık” yaptığımı söyleyerek, etkinlik hakkında bilgi tüketmeye başvurdum.
Mostrando 50 de 50 traduções