EN Same-gender marriages and a third gender are enshrined in laws and promote the equal treatment of LGBTQ in Germany.
A {search} angol nyelven a következő török szavakra/kifejezésekre fordítható:
EN Same-gender marriages and a third gender are enshrined in laws and promote the equal treatment of LGBTQ in Germany.
TR Herkese evlilik hakkı ve üçüncü cinsiyetin tanınması yasalarla korunuyor ve Almanya’da LGBTİ’lerin eşit haklara kavuşmasında rol oynuyor..
angol | török |
---|---|
laws | hakkı |
and | ve |
equal | eşit |
third | üçüncü |
EN Critical issues related to gender disparity and bias must be examined by sound studies to support a data-informed approach to implementing interventions and policy related to gender inequality
TR Cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili müdahaleler ve politikaların hayata geçirilmesinde veri odaklı kararların desteklenmesi için cinsiyet eşitsizliği ve önyargısıyla ilgili kritik sorunlar sağlıklı çalışmalarla incelenmelidir
angol | török |
---|---|
critical | kritik |
issues | sorunlar |
related | ilgili |
gender | cinsiyet |
data | veri |
support | desteklenmesi |
and | ve |
to | için |
EN The gender pay gap and a quota for the proportion of women: the gender equality debate in Germany. A reality check in figures.
TR Gender Pay Gap ve kadın kotası: Kadınlara eşit koşullar Almanya’nın gündemindeki konulardan. Rakamlarla bir durum tespiti.
angol | török |
---|---|
and | ve |
women | kadın |
pay | bir |
EN Critical issues related to gender disparity and bias must be examined by sound studies to support a data-informed approach to implementing interventions and policy related to gender inequality
TR Cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili müdahaleler ve politikaların hayata geçirilmesinde veri odaklı kararların desteklenmesi için cinsiyet eşitsizliği ve önyargısıyla ilgili kritik sorunlar sağlıklı çalışmalarla incelenmelidir
angol | török |
---|---|
critical | kritik |
issues | sorunlar |
related | ilgili |
gender | cinsiyet |
data | veri |
support | desteklenmesi |
and | ve |
to | için |
EN The gender pay gap and a quota for the proportion of women: the gender equality debate in Germany. A reality check in figures.
TR Kadın-erkek arası kazanç farkı ve kadın kotası: Almanya’nın gündemi kadın erkek eşitliği. Durumun rakamlarla tespiti.
angol | török |
---|---|
of | ın |
and | ve |
women | kadın |
for | arası |
EN Marriage for all and the third gender: how new laws are promoting equal rights for LGBTQI+ in Germany.
TR Herkese evlilik hakkı ve üçüncü cinsiyet: Yeni yasalar Almanya’da LGBTQI+ topluluğu için eşitliğin önünü böyle açıyor.
angol | török |
---|---|
gender | cinsiyet |
new | yeni |
all | herkese |
and | ve |
third | üçüncü |
rights | hakkı |
for | için |
EN Marriage for all and the third gender: how new laws are promoting equal rights for LGBTQI+ in Germany.
TR Herkese evlilik hakkı ve üçüncü cinsiyet: Yeni yasalar Almanya’da LGBTQI+ topluluğu için eşitliğin önünü böyle açıyor.
angol | török |
---|---|
gender | cinsiyet |
new | yeni |
all | herkese |
and | ve |
third | üçüncü |
rights | hakkı |
for | için |
EN Gender in the Global Research Landscape Report
TR Küresel Araştırma Ortamında Cinsiyet Raporu
angol | török |
---|---|
gender | cinsiyet |
global | küresel |
research | araştırma |
report | raporu |
EN There is widespread agreement that fostering diversity is integral to innovation in research, and gender equality is key to achieving this
TR Çeşitliliğin araştırmalarda yenilikler yapılması için vazgeçilmez olduğu ve cinsiyet eşitliğinin de bunu sağlamakta kilit rolde olduğu yönünde yaygın olarak kabul edilen bir görüş bulunmaktadır
angol | török |
---|---|
agreement | kabul |
gender | cinsiyet |
key | kilit |
and | ve |
is | olduğu |
EN A new report provides an analytical framework for better understanding the role of gender within the structure of the global research enterprise.
TR Yeni cinsiyet eşitsizliği raporu cinsiyetin global araştırma arenasındaki rolünün daha iyi anlaşılması için analitik bir çerçeve sağlamaktadır.
angol | török |
---|---|
new | yeni |
analytical | analitik |
gender | cinsiyet |
global | global |
framework | çerçeve |
report | raporu |
research | araştırma |
role | rol |
better | daha iyi |
a | bir |
of | in |
for | için |
EN It recognises that Elsevier has made a public commitment to gender equality and has identified a concrete action plan to further its progress.
TR Elsevier'in cinsiyet eşitliği konusunda kararlılığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu ve bu konuda daha fazla ilerleme kaydetmek için somut bir eylem planı belirlediğini göstermektedir.
angol | török |
---|---|
public | açık |
gender | cinsiyet |
concrete | somut |
action | eylem |
further | daha fazla |
and | ve |
plan | planı |
has | bu |
a | bir |
progress | ilerleme |
EN Reviewing and addressing the gender diversity of editors, editorial boards, and reviewers to ensure journals continue to be relevant, representative, and stimulating to the communities they serve
TR Dergilerin hizmet ettikleri camialar için uygun, temsil edici ve ilham verici olmaya devam edebilmesini sağlamak için editörler, editörlük kurullları ve hakemlerin cinsiyet çeşitliliğini incelemek ve bu konunun üzerine eğilmek
angol | török |
---|---|
gender | cinsiyet |
editors | editörler |
continue | devam |
relevant | uygun |
serve | hizmet |
and | ve |
to | sağlamak |
ensure | sağlamak için |
of | in |
EN Producing analytics and studies on gender and other characteristics in research and in science, technical, and medical publishing
TR Araştırmalarda ve bilimsel, teknik ve tıbbi yayınlarda cinsiyet ve diğer özellikler üzerine analizler ve çalışmalar üretmek
angol | török |
---|---|
analytics | analizler |
and | ve |
gender | cinsiyet |
other | diğer |
medical | tıbbi |
studies | çalışmalar |
producing | üretmek |
technical | teknik |
research | bilimsel |
on | üzerine |
EN Reviewing and addressing the gender diversity of speakers and presenters at Elsevier-organized conferences
TR Elsevier tarafından düzenlenen konferanslardaki konuşmacılar ve sunucuların cinsiyet çeşitliliğini gözden geçirmek ve bu konunun üzerine eğilmek
angol | török |
---|---|
gender | cinsiyet |
elsevier | elsevier |
and | ve |
of | üzerine |
EN As part of Elsevier?s diversity and inclusion strategy, we would like to track representation among authors, reviewers, and editors to address gender bias in publishing
TR Elsevier'in çeşitlilik ve kapsayıcılık stratejisi kapsamında, yayıncılıkta cinsiyet önyargısı konusunun üzerine eğilmek için yazarlar, hakemler ve editörler içinde cinsiyetlerin ne oranda temsil edildiğini takip etmek istiyoruz
angol | török |
---|---|
s | s |
strategy | stratejisi |
authors | yazarlar |
editors | editörler |
gender | cinsiyet |
diversity | çeşitlilik |
we | istiyoruz |
track | takip |
and | ve |
of | in |
in | içinde |
EN We ask journal authors, reviewers, and editors to identify their gender by choosing from options: women, man, non-binary/other, and 'prefer not to disclose'
TR Yazarlar, hakemler ve editörlerden şu seçeneklerden birini seçerek cinsiyetlerini belirtmelerini rica ediyoruz: kadın, erkek, non-binary/diğer, ve 'açıklamamayı tercih ediyorum'
angol | török |
---|---|
authors | yazarlar |
other | diğer |
prefer | tercih |
women | kadın |
and | ve |
EN Accepting more articles authored by a particular gender
TR Belirli bir cinsiyettekilerin yazdığı makalelerden daha fazla kabul etmek
angol | török |
---|---|
accepting | kabul |
EN Mendeley gender in the global research landscape group
TR Mendeley küresel araştırma ortamında cinsiyet grubu
angol | török |
---|---|
mendeley | mendeley |
gender | cinsiyet |
global | küresel |
research | araştırma |
group | grubu |
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
angol | török |
---|---|
cash | nakit |
support | desteği |
risk | riski |
adana | adana |
and | ve |
effects | etkilerini |
the | toplam |
gender | cinsiyet |
based | temelli |
violence | şiddet |
to | ayrıca |
EN The training series, which will be delivered through online platforms, includes the topics of refugee law, introduction to gender-based violence, child protection, and psychological first aid. You can visit our Turkish page for detailed information.
TR Eğitimlere kaydınızı aşağıdaki adreslerden yapabilirsiniz:
angol | török |
---|---|
of | ın |
to | e |
you can | yapabilirsiniz |
the | aşağıdaki |
EN gender-based violence and harmful practices
TR toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve zararlı uygulama
angol | török |
---|---|
and | ve |
based | dayalı |
violence | şiddet |
harmful | zararlı |
EN Having touched the lives of hundreds of thousands of people with works in areas including human rights, gender equality, sexual and reproductive health and rights and continuing to work for women, girls and the most vul...
TR İnsan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları gibi pek çok alanda bugüne dek yüz binlerce insanın hayatına dokunan ve kimseyi geride bırakmadan kadınların, kız çocuklarının ve en...
angol | török |
---|---|
girls | kız |
human | insan |
rights | hakları |
most | en |
gender | cinsiyet |
sexual | cinsel |
and | ve |
women | kadınlar |
the | gibi |
health | sağlığı |
to | e |
EN We observed a worrying trend: the increased socio-economic problems led to an increase in gender-based violence
TR Endişe verici bir eğilim gözlemledik: artan sosyo-ekonomik sorunlar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddette artışa işaret ediyordu
angol | török |
---|---|
increased | artan |
problems | sorunlar |
increase | artış |
based | dayalı |
a | bir |
to | e |
EN As STGM, we regularly update networks and platforms listed under headings of human, child, environment, youth, gender, and culture/cultural rights-art
TR İnsan, çocuk, çevre, gençlik, engelli hakları, toplumsal cinsiyet ve kültür/kültürel haklar-sanat olmak üzere listelenen ağ ve platformları STGM olarak belirli periyotlarda güncelliyoruz
angol | török |
---|---|
stgm | stgm |
platforms | platformlar |
listed | listelenen |
youth | gençlik |
gender | cinsiyet |
child | çocuk |
environment | çevre |
rights | hakları |
and | ve |
cultural | kültürel |
culture | kültür |
of | olarak |
EN Amazon is an Equal Opportunity Employer: Minority / Women / Disability / Veteran / Gender Identity / Sexual Orientation / Age.
TR Amazon, Azınlıklar / Kadınlar / Engelliler / Gaziler / Cinsel Kimlik / Cinsel Yönelim / Yaş gibi Konularda Eşit Fırsat Sağlayan Bir İşverendir.
angol | török |
---|---|
amazon | amazon |
equal | eşit |
opportunity | fırsat |
women | kadınlar |
identity | kimlik |
age | yaş |
sexual | cinsel |
EN In addition, we provided TL 1,000 in cash support to 325 female household heads at risk of gender-based violence in Adana and Hatay to mitigate the negative effects of the pandemic
TR Ayrıca, Adana ve Hatay’da toplam 325 toplumsal cinsiyet temelli şiddet riski altındaki hane reisi kadına, pandeminin negatif etkilerini azaltma amacıyla 1000TL’lik nakit desteği sağladık
angol | török |
---|---|
cash | nakit |
support | desteği |
risk | riski |
adana | adana |
and | ve |
effects | etkilerini |
the | toplam |
gender | cinsiyet |
based | temelli |
violence | şiddet |
to | ayrıca |
EN “Podcast for the Environment” talks about the Climate Crisis and Gender.
TR USandık: Unutmamak İçin Görsel Sandık Açıldı
EN The theme of the “Podcast for the Environment” series this month was gender and the climate crisis…
TR Kadın cinayetlerini önlemeyenlere ayna: Unutmamak İçin Görsel Sandık “Kaybettiğimiz kadınların…
EN Achieving gender equality takes commitment. These three men and women stand up for equality – online and offline.
TR Kadın-erkek eşitliği, bu alanda özveriyle çalışmayı gerektiriyor. Bu üç kadın ve erkek, çevrimiçi ve çevrimdışı olarak bunu yapıyor.
angol | török |
---|---|
men | erkek |
online | çevrimiçi |
offline | çevrimdışı |
women | kadın |
and | ve |
EN 16 Days of Activism Against Gender-Based Violence Since 1991, from 25 November (International Day for the Elimination of Violence Against Women) until 10 December (Human Rights Day), the... Read more
TR Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm 1991 yılından bu yana, 25 Kasım (Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü) ile 10 Aralık (İnsan Hakları Günü) tarihleri... Daha fazla
angol | török |
---|---|
november | kasım |
december | aralık |
based | dayalı |
international | uluslararası |
rights | hakları |
read | daha |
from | yana |
EN Having touched the lives of hundreds of thousands of people with works in areas including human rights, gender equality, sexual and reproductive health and rights and continuing to work for women,... Read more
TR İnsan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları gibi pek çok alanda bugüne dek yüz binlerce insanın hayatına dokunan ve kimseyi geride bırakmadan kadınların,... Daha fazla
angol | török |
---|---|
human | insan |
rights | hakları |
gender | cinsiyet |
sexual | cinsel |
women | kadınlar |
health | sağlığı |
read | ve |
the | gibi |
EN A campaign for Syrian refugees in a 16-day campaign to confront gender-based violence (GBV)
TR HİJYEN, YERİNDEN EDİLMİŞ KİŞİLERİ FİNANSAL OLARAK ZORLAR
angol | török |
---|---|
to | olarak |
EN “We Need a Law for Our Liberation” Gender, Sexuality and Human Rights in Turkey
TR Türkiye’de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütlerinde Çalışan Haklarının Mevcut Durumu
angol | török |
---|---|
and | mevcut |
EN Human Rights Watch published the report "Gender, Sexuality and Human Rights in Turkey", which…
TR Dernek ve vakıf statüsünde hak temelli STÖ’lerde çalışan haklarının Türkiye’de mevcut durumu…
EN To ensure that all activities implemented within the scope of the project are planned and implemented in accordance with the LKD Gender Equality Policy.
TR Proje kapsamında uygulanan tüm faaliyetler LKD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikasına uygun olarak planlanıp, uygulanmasını sağlamak.
angol | török |
---|---|
gender | cinsiyet |
policy | politikası |
activities | faaliyetler |
project | proje |
with | uygun |
to | sağlamak |
all | tüm |
scope | kapsamında |
accordance | olarak |
EN Having a perspective of protection and empowerment on gender equality and vulnerable groups,
TR Toplumsal cinsiyet eşitliği ve hassas gruplar konusunda koruma ve güçlendirme perspektifine sahip,
angol | török |
---|---|
protection | koruma |
gender | cinsiyet |
vulnerable | hassas |
groups | gruplar |
having | sahip |
and | ve |
of | konusunda |
EN Introductory meeting of the report titled “Women's Labor in the Grip of Markets, Politics, and Gender”
TR İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği'nden emsal niteliğinde karar*
angol | török |
---|---|
and | ve |
EN absolutely avoids any form of discrimination based on ethnicity, age, gender, sexual orientation, economic status, political view, philosophical inclination or religious faith.
TR Etnisite, yaş, cinsiyet, cinsel yönelim, ekonomik durum, siyasal görüş, felsefi eğilim ve dini inanç açısından hiçbir ayrım gözetmez.
angol | török |
---|---|
economic | ekonomik |
status | durum |
religious | dini |
age | yaş |
view | görüş |
gender | cinsiyet |
sexual | cinsel |
any | bir |
EN In our country, especially in recent years, in addition to these areas, organizations based on sexual orientation and gender identity and partially youth organizations have been using these mechanisms more and more actively
TR Ülkemizde özellikle son yıllarda bu alanlara ek olarak cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli örgütler ile kısmen gençlik örgütlenmeleri de bu mekanizmaları giderek daha fazla aktif olarak kullanmaktadır
angol | török |
---|---|
recent | son |
areas | alanlara |
identity | kimliği |
youth | gençlik |
especially | özellikle |
sexual | cinsel |
gender | cinsiyet |
these | bu |
and | ve |
based | temelli |
and more | giderek |
EN Webinar on Gender Equality Mapping and Monitoring through Indicators
TR Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Haritalama ve Göstergelerle İzleme Webinarı
angol | török |
---|---|
gender | cinsiyet |
mapping | haritalama |
and | ve |
through | e |
EN All proposals should clearly state the impact of the project on gender equality and environmental sustainability
TR Tüm tekliflerde, projenin cinsiyet eşitliği ve çevresel sürdürülebilirlik üzerindeki etkilerini açık bir şekilde belirtmek gerekir
angol | török |
---|---|
should | gerekir |
gender | cinsiyet |
environmental | çevresel |
on | açık |
and | ve |
the | şekilde |
of | bir |
project | projenin |
EN Gender-Sensitive Language Guide in Sports
TR Devrim Evde Başlar-Dönüştürücü Adalet Üzerine
EN The Mediterranean Women's Fund works for the improvement of women's living conditions and gender equality in the Mediterranean region and supports the women's movement in the region to this end.
TR Akdeniz Kadın Fonu, Akdeniz bölgesindeki kadınların yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi için çalışır ve bunun için bölgedeki kadın hareketini destekler.
angol | török |
---|---|
mediterranean | akdeniz |
living | yaşam |
supports | destekler |
the region | bölgesindeki |
works | çalışır |
and | ve |
gender | cinsiyet |
conditions | koşullar |
of | in |
EN Capacity building in women's organizations, regional women's networks, the fight against gender-based violence, youth leadership, advocacy and action in the women's movement.
TR Kadın örgütlerinde kapasite geliştirme, bölgesel kadın ağları, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele, genç kadınlarda liderlik, kadın hareketinde savunuculuk ve eylem.
angol | török |
---|---|
capacity | kapasite |
regional | bölgesel |
fight | mücadele |
leadership | liderlik |
advocacy | savunuculuk |
and | ve |
action | eylem |
based | temelli |
youth | genç |
gender | cinsiyet |
against | karşı |
EN Study of Mapping and Monitoring Gender Equality in Access for Justice | STGM
TR Adalete Erişimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması | STGM
angol | török |
---|---|
mapping | haritalama |
gender | cinsiyet |
stgm | stgm |
and | ve |
EN Study of Mapping and Monitoring, Preventing Poverty and Gender Equality in Social Protection and Social Welfare | STGM
TR Yoksulluğun Önlenmesi, Sosyal Koruma ve Sosyal Yardımlarda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması | STGM
angol | török |
---|---|
mapping | haritalama |
gender | cinsiyet |
protection | koruma |
stgm | stgm |
social | sosyal |
and | ve |
EN Study of Mapping and Monitoring Women Refugees and Gender Equality | STGM
TR Kadın Mülteciler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması | STGM
angol | török |
---|---|
of | ın |
mapping | haritalama |
refugees | mülteciler |
stgm | stgm |
women | kadın |
gender | cinsiyet |
and | ve |
EN Achieve gender equality and empower all women and girls
TR Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve tüm kadınlar ile kız çocuklarını güçlendirmek
angol | török |
---|---|
gender | cinsiyet |
women | kadınlar |
girls | kız |
and | ve |
all | tüm |
achieve | ile |
EN 5.c. Adopt and strengthen sound policies and enforceable legislation for the promotion of gender equality and the empowerment of all women and girls at all levels
TR 5.c. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ilerletilmesi ve kadınların ve kız çocuklarının her düzeyde güçlenmeleri için sağlam politikaların ve yasal olarak uygulanabilir mevzuatların kabul edilmesi ve güçlendirilmesi
angol | török |
---|---|
c | c |
policies | politikalar |
gender | cinsiyet |
girls | kız |
levels | düzeyde |
and | ve |
the | kabul |
women | kadınlar |
for | için |
EN 5.c.1. Proportion of countries with systems to track and make public allocations for gender equality and women’s empowerment
TR 5.c.1. Cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi için kamu ödenekleri yapan ve izleme sistemleri olan ülkelerin oranı
angol | török |
---|---|
c | c |
systems | sistemleri |
track | izleme |
public | kamu |
gender | cinsiyet |
countries | ülkelerin |
and | ve |
of | in |
{Totalresult} / 50 fordítás megjelenítése