EN True industry-leading customer experience isn?t a vision. It?s a passion. A passion for our customers whose business is dependent on moving the right products to the right market at the right time.
EN True industry-leading customer experience isn?t a vision. It?s a passion. A passion for our customers whose business is dependent on moving the right products to the right market at the right time.
TR Sektör lideri, gerçek bir müşteri deneyimi, bir vizyon değildir. Bir tutkudur. İşleri doğru ürünün, doğru pazara, doğru zamanda taşınmasına bağlı olan müşterilerimiz için bir tutku.
Englanti | Turkki |
---|---|
experience | deneyimi |
vision | vizyon |
market | pazara |
time | zamanda |
industry | sektör |
leading | lideri |
our customers | müşterilerimiz |
true | gerçek |
at | de |
customer | müşteri |
EN Quickly make your picture backgrounds transparent and create great marketing material and presentations with punch!
TR Fotoğraflarınızın arka fonlarını hızlıca saydamlaştırın ve harika pazarlama materyalleri ve çok etkileyici sunumlar yaratın!
Englanti | Turkki |
---|---|
great | harika |
marketing | pazarlama |
material | materyalleri |
presentations | sunumlar |
quickly | hızlı |
and | ve |
EN Find the “low-hanging fruit” among your keyword ideas. Our KD score calculates how hard it will be to rank for your keyword based on the current top-ranking pages.
TR Anahtar kelime fikirleriniz arasındaki en kolay hedefi bulun. KD skorumuz, şu an ilk sıralarda yer alan sayfalara dayanarak anahtar kelimeniz için sıralanmanın ne kadar zor olacağını hesaplar.
Englanti | Turkki |
---|---|
find | bulun |
based on | dayanarak |
hard | zor |
will | olacağını |
keyword | anahtar |
EN We distributed winter clothes, kitchen equipment, blankets, stoves and food-packs containing fresh fruit.
TR Kışlık kıyafetler, mutfak malzemeleri, battaniye, soba gibi ev içi destek üniteleri ile taze meyve içeren gıda paketleri dağıttık.
Englanti | Turkki |
---|---|
distributed | dağıttık |
winter | kış |
kitchen | mutfak |
equipment | malzemeleri |
containing | içeren |
fresh | taze |
fruit | meyve |
food | gıda |
packs | paketleri |
and | ile |
EN In connection with these industry branches, shipping and fruit and vegetable trade is another source of income.
TR Bu sanayi dalları ile ilişkili olarak nakliyecilik ve meyve-sebze ticareti diğer bir geçim kaynağıdır.
Englanti | Turkki |
---|---|
industry | sanayi |
fruit | meyve |
another | diğer |
source | kaynağı |
these | bu |
and | ve |
with | ile |
EN In the meantime, the marriage of BIM, VR, and gaming has already borne fruit for Norconsult, whose efforts won third place in the infrastructure category in Autodesk’s 2017 AEC Excellence Awards (US site) competition
TR Bu arada, BIM, VR ve oyunun evliliği, Autodesk’in 2017 AEC Mükemmellik Ödülleri (İngilizce) yarışmasında altyapı kategorisinde üçüncü sırayı alan Norconsult için çoktan meyve verdi
Englanti | Turkki |
---|---|
bim | bim |
fruit | meyve |
infrastructure | altyapı |
already | çoktan |
and | ve |
has | bu |
third | üçüncü |
of | in |
for | için |
EN We distributed winter clothes, kitchen equipment, blankets, stoves and food-packs containing fresh fruit.
TR Kışlık kıyafetler, mutfak malzemeleri, battaniye, soba gibi ev içi destek üniteleri ile taze meyve içeren gıda paketleri dağıttık.
Englanti | Turkki |
---|---|
distributed | dağıttık |
winter | kış |
kitchen | mutfak |
equipment | malzemeleri |
containing | içeren |
fresh | taze |
fruit | meyve |
food | gıda |
packs | paketleri |
and | ile |
EN In the inhabitants of the large valleys grow grain, grapes and fruit
TR Büyük vadilerde oturanlar, tahıl, üzüm, meyve yetiştirirler
Englanti | Turkki |
---|---|
large | büyük |
fruit | meyve |
EN Fruit Ice Cream Website Template
TR Trend Olan Yeni Kurslar Web Sitesi Şablonu
EN TL270.00 Chewable Cal Mag Nutriway™ Fruit flavoured food supplement containing calcium and magnesium, for adults and children
TR 270,00 TL Chewable Calcium Magnesium Nutriway™ Yetişkinler ve çocuklar için kalsiyum ve magnezyum içeren meyve aromalı takviye edici gıda ürünü
EN They titillate the palate and seduce the senses – exotic spices give the meal that extra something. They are obtained from roots, bulbs, bark, leaves, herbs, blossoms, fruit or seeds.
TR Bunlar damak zevkimize hitap eder ev duyularımızı okşar – egzotik baharatlar her yemeğe özellik katar. Bunlar köklerden, soğanlardan, kabuklardan, yapraklardan, otlardan, çiçeklerden, meyvelerden ya da tohumlardan elde edilir.
EN This unique ‘fountain of youth’ fruit offers the appearance of firmer, smoother skin and protection from harmful free-radicals.
TR Bu eşsiz “gençlik anahtarı” meyvesi, daha sıkı, pürüzsüz bir cilt elde etmenize yardımcı olurken zararlı serbest radikallere karşı koruma sağlar.
Englanti | Turkki |
---|---|
youth | gençlik |
offers | sağlar |
skin | cilt |
protection | koruma |
unique | bir |
EN Published: 2015 , Fruit Science
TR Yayın Bilgisi: 2015 , Meyve Bilimi
Englanti | Turkki |
---|---|
fruit | meyve |
science | bilimi |
EN Determination of the Current Situation of the Vegetable-Fruit Drying Plant using Geothermal Energy in Kırşehir Province and of İts Development Possibilities
TR Kırşehir İlinde Jeotermal Enerji ile Sebze-Meyve Kurutma Tesisinin Mevcut Durumu ve Geliştirilme Olanaklarının Belirlenmesi
Englanti | Turkki |
---|---|
determination | belirlenmesi |
situation | durumu |
energy | enerji |
and | ve |
current | mevcut |
the | ile |
EN Rooting of Some Fruit Clone Rootstocks of Prunus Species (Peach, Plum and Cherry) with Harwood Cuttings
TR Prunus Türlerine Ait Bazı Meyve Klon Anaçlarının (Şeftali, Erik ve Kiraz) Odun Çelikleri ile Köklendirilmesi
Englanti | Turkki |
---|---|
fruit | meyve |
and | ve |
some | bazı |
with | ile |
EN Brokers' views on the effectiveness of the wholesale market registration system: A case study of fresh fruit and vegetable wholesale market in İzmir province
TR Komisyoncuların Hal Kayıt Sisteminin etkinliği hakkındaki görüşleri: İzmir ili yaş sebze ve meyve toptancı hali örneği
Englanti | Turkki |
---|---|
of | ın |
registration | kayıt |
system | sisteminin |
fruit | meyve |
and | ve |
EN Published: 2018 , Fruit Science
TR Yayın Bilgisi: 2018 , Meyve Bilimi
Englanti | Turkki |
---|---|
fruit | meyve |
science | bilimi |
EN Physical, Mechanical and Chemical Properties of Terebinth Fruit and Seeds
TR Menengiç Meyve ve Tohumlarının Fiziksel, Mekanik ve Kimyasal Özelliklerinin Belirlenmesi
Englanti | Turkki |
---|---|
physical | fiziksel |
mechanical | mekanik |
and | ve |
chemical | kimyasal |
fruit | meyve |
of | nın |
EN The Effects of Methyl Jasmonate, Cytokinin and Lavender Oil Applications on Postharvest Physiology in Apricot Fruit (Prunus armeniaca L.)
TR Kayısıda (Prunus Armeniaca L.) Metil Jasmonate, Sitokinin ve Lavanta Yağı Uygulamalarının Hasat Sonrası Fizyolojisi Üzerine Etkileri
Englanti | Turkki |
---|---|
effects | etkileri |
and | ve |
in | da |
applications | uygulamalar |
of | nın |
EN We distributed winter clothes, kitchen equipment, blankets, stoves and food-packs containing fresh fruit.
TR Kışlık kıyafetler, mutfak malzemeleri, battaniye, soba gibi ev içi destek üniteleri ile taze meyve içeren gıda paketleri dağıttık.
Englanti | Turkki |
---|---|
distributed | dağıttık |
winter | kış |
kitchen | mutfak |
equipment | malzemeleri |
containing | içeren |
fresh | taze |
fruit | meyve |
food | gıda |
packs | paketleri |
and | ile |
EN We distributed winter clothes, kitchen equipment, blankets, stoves and food-packs containing fresh fruit.
TR Kışlık kıyafetler, mutfak malzemeleri, battaniye, soba gibi ev içi destek üniteleri ile taze meyve içeren gıda paketleri dağıttık.
Englanti | Turkki |
---|---|
distributed | dağıttık |
winter | kış |
kitchen | mutfak |
equipment | malzemeleri |
containing | içeren |
fresh | taze |
fruit | meyve |
food | gıda |
packs | paketleri |
and | ile |
EN In connection with these industry branches, shipping and fruit and vegetable trade is another source of income.
TR Bu sanayi dalları ile ilişkili olarak nakliyecilik ve meyve-sebze ticareti diğer bir geçim kaynağıdır.
Englanti | Turkki |
---|---|
industry | sanayi |
fruit | meyve |
another | diğer |
source | kaynağı |
these | bu |
and | ve |
with | ile |
EN The main agricultural products are coffee, cotton, sugarcane, rice, corn, banana, beans and tobacco, cereals, sugar, fruit, coconut, grapes
TR Belli başlı tarım ürünleri kahve, pamuk, şekerkamışı, pirinç, mısır, muz, fasulye ve tütün, tahıl, şeker, meyve, Hindistan cevizi, üzümdür
Englanti | Turkki |
---|---|
agricultural | tarım |
coffee | kahve |
cotton | pamuk |
and | ve |
fruit | meyve |
products | ürünleri |
EN This applies particularly to eggs (86 percent) and to fruit and vegetables (86 percent)
TR Bu yaklaşım, özellikle de yumurta (yüzde 86) ve sebze-meyve (yüzde 86) için geçerli
Englanti | Turkki |
---|---|
applies | geçerli |
percent | yüzde |
fruit | meyve |
particularly | özellikle |
and | ve |
this | bu |
to | için |
EN Climate-friendly nutrition with regionally grown fruit and vegetables
TR Yerelde yetiştirilen sebze ve meyveyle çevre bilincine uygun beslenme.
Englanti | Turkki |
---|---|
nutrition | beslenme |
and | ve |
with | uygun |
EN Clothing from Asia, cocoa and fruit from Africa and coffee from South America: German businesses profit from work done in other parts of the world
TR Giysiler Asya’dan, kakao ve meyveler Afrika’dan, kahveler Güney Amerika’dan: Alman şirketleri, kazançlarını, yeryüzünün başka bölgelerinde işlenilen ürünler üzerinden sağlıyor
Englanti | Turkki |
---|---|
south | güney |
work | iş |
and | ve |
EN Germany is the world’s largest fruit juice consumer
TR Dünyanın hiçbir ülkesinde Almanya’da içildiği kadar meyve suyu içilmiyor
Englanti | Turkki |
---|---|
fruit | meyve |
juice | meyve suyu |
EN This also protects the soil: fruit-bearing trees, for instance, have their roots in completely different water and nutrient depots than cereals.
TR Bu sistemler aynı zamanda toprağı da koruyor; örneğin meyve veren ağaçların kökleri, tahıllarda değil farklı su ve besin depolarında yer alıyor.
Englanti | Turkki |
---|---|
water | su |
fruit | meyve |
different | farklı |
this | bu |
in | da |
the | aynı |
and | ve |
EN Customers can expect a wide range of fresh, regional goods – from fruit and vegetables sourced from neighbourhood farmers, to meat, fish and herbs from the rooftop.
TR Müşteriler ise bölgesel taze malları içeren bir mal çeşidi bekliyor: yakındaki çiftçide üretilen meyve sebzeden ete ve çatıda üretilmiş balık ve baharat bitkilerine kadar.
Englanti | Turkki |
---|---|
customers | müşteriler |
regional | bölgesel |
fresh | taze |
goods | mal |
fruit | meyve |
fish | balık |
and | ve |
the | ise |
a | bir |
of | içeren |
to | kadar |
EN Uncover low-hanging fruit to skyrocket your ROI
TR Yatırım getirinizi hızla artırmak için kolay hedefleri ortaya çıkarın
Englanti | Turkki |
---|---|
to | için |
EN Low-acid, liquid food products such as milk are more prone to microorganisms and pathogenic bacteria than high-acid products such as fruit juices.
TR Süt gibi düşük asitli, sıvı gıda ürünleri, meyve suyu gibi yüksek asitli ürünlere nazaran, mikroorganizmalara ve patojen bakterilere karşı daha savunmasızdır.
Englanti | Turkki |
---|---|
fruit | meyve |
low | düşük |
liquid | sıvı |
food | gıda |
high | yüksek |
milk | süt |
and | ve |
to | karşı |
more | daha |
as | gibi |
products | ürünlere |
EN Beyond safety: Why we pasteurize fruit drinks
TR Güvenliğin ötesinde: Meyveli içecekleri neden pastörize ediyoruz
Englanti | Turkki |
---|---|
safety | güvenli |
why | neden |
beyond | ötesinde |
EN From clear water to tasty drinks such as fruit, tea and coffee, no matter what your product, we provide you with processing and packaging solutions that suit your needs
TR İçme suyundan meyve, çay ve kahve gibi lezzetli içeceklere kadar, ürününüz ne olursa olsun, ihtiyaçlarınıza uygun proses ve paketleme çözümlerini sunuyoruz
Englanti | Turkki |
---|---|
fruit | meyve |
coffee | kahve |
packaging | paketleme |
tea | çay |
no matter | olsun |
your needs | ihtiyaçlarınıza |
what | ne |
with | uygun |
needs | ihtiyaç |
and | ve |
to | kadar |
as | gibi |
provide | sunuyoruz |
EN We also suggest ways to add value to your soups, sauces, desserts, baby food, fruit and tomato preparations.
TR Çorbalarınıza, soslarınıza, tatlılarınıza, bebek mamalarınıza ve meyve preparatlarınıza değer katacak yollar da öneriyoruz.
Englanti | Turkki |
---|---|
ways | yollar |
value | değer |
baby | bebek |
fruit | meyve |
and | ve |
EN Learn more about our processing and packaging solutions for beverages and read more about why juice and other JNSD products should be pasteurized: Beyond safety: Why we pasteurize fruit drinks
TR İçeceklere yönelik proses ve paketleme çözümleri ve meyve suyu ile diğer JNSD ürünlerinin neden pastörize edilmesi gerektiğiyle ilgili daha fazla bilgi edinin: Güvenliğin ötesinde: Meyveli içecekleri neden pastörize ediyoruz
Englanti | Turkki |
---|---|
packaging | paketleme |
juice | meyve suyu |
safety | güvenli |
fruit | meyve |
solutions | çözümleri |
products | ürünlerinin |
beyond | ötesinde |
other | diğer |
about | ilgili |
for | yönelik |
why | neden |
read | ve |
EN Our automation service hubs helped a fruit purée producer secure compliance with FDA regulations.
TR Otomasyon servisi merkezlerimiz bir meyve püresi üreticisinin FDA düzenlemelerine uygunluğunun sağlanmasına yardımcı oldu.
Englanti | Turkki |
---|---|
automation | otomasyon |
service | servisi |
fruit | meyve |
fda | fda |
a | yardımcı |
with | bir |
EN For centuries, the coconut – fruit of the coconut palm (Cocos nucifera L.) – has been a great source of versatility
TR Hindistan cevizi ağacının meyvesi olan hindistan cevizi (Cocos nucifera L.) yüzyıllar boyunca pek çok farklı amaçla kullanıldı
Englanti | Turkki |
---|---|
a | olan |
the | çok |
EN Starting in the citrus grove, it explains the various types of orange fruit before describing the different processing and packaging phases and how the end product is distributed to consumers.
TR Turunçgillerin büyümesinden başlayarak, farklı portakal meyvesi türlerini açıklar, ardından farklı proses ve paketleme aşamalarını ve nihai ürünün müşterilere nasıl dağıtıldığını tanımlar.
Englanti | Turkki |
---|---|
types | türlerini |
orange | portakal |
packaging | paketleme |
product | ürünün |
in | da |
different | farklı |
and | ve |
how | nasıl |
EN From bulk concentrate and onwards, much of the book’s content also applies to orange nectars and other types of fruit juices
TR Dökme konsantre maddeden başlayarak, kitapta anlatılanların çoğu portakal nektarları ve diğer meyve suyu çeşitleri için de geçerlidir
Englanti | Turkki |
---|---|
applies | geçerlidir |
orange | portakal |
fruit | meyve |
other | diğer |
of | in |
the | çoğu |
and | ve |
to | için |
EN We hope you will find the The Orange Book useful in helping you to understand and provide nature’s most popular and enjoyable fruit juice.
TR Umarız Portakal Kitabı doğanın en popüler ve eğlenceli meyve suyunu anlama konusunda işinize yarar.
Englanti | Turkki |
---|---|
orange | portakal |
most | en |
popular | popüler |
fruit | meyve |
book | kitabı |
and | ve |
to | konusunda |
EN It is based on a new technology for blending and pasteurisation of fruit-based beverages
TR Bu ambalaj, meyveli içeceklerin karıştırılması ve pastörizasyonu için yeni bir teknolojiye dayanır
Englanti | Turkki |
---|---|
technology | teknolojiye |
and | ve |
for | için |
a | bir |
of | in |
new | yeni bir |
EN Bootstrapped by a small team with a big passion for technology and SEO.
TR Teknoloji ve SEO’ya büyük tutku besleyen küçük bir ekip tarafından başlatıldı.
Englanti | Turkki |
---|---|
small | küçük |
team | ekip |
big | büyük |
technology | teknoloji |
and | ve |
by | tarafından |
a | bir |
EN We do serious things but with passion
TR Ciddi şeyler yapıyoruz ama tutkuyla
Englanti | Turkki |
---|---|
serious | ciddi |
things | şeyler |
but | ama |
EN Your protection is more than just our priority. It’s our passion.
TR Korunmanız sadece önceliğimiz değil, tutkumuz.
Englanti | Turkki |
---|---|
your | değil |
our | de |
just | sadece |
EN Passion Pit music, videos, stats, and photos | Last.fm
TR Passion Pit müzikleri, videoları, istatistikleri ve fotoğrafları | Last.fm
Englanti | Turkki |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
and | ve |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
Englanti | Turkki |
---|---|
open | açık |
world | dünyanın |
decentralized | merkeziyetsiz |
technology | teknoloji |
inclusive | kapsayıcı |
source | kaynaklı |
mina | mina |
project | proje |
building | yapı |
with | araya |
for | için |
EN If you love our products and are an advocate for the brand, or if you’re just a fan of the passion that gets poured into building SteelSeries products then, we want to equip and reward you.
TR Ürünlerimizi seviyorsanız ve markanın destekçisiyseniz veya SteelSeries ürünlerini oluşturan tutkunun hayranıysanız sizi ürünlerle donatıp ödüllendirmek isteriz.
Englanti | Turkki |
---|---|
brand | markanın |
steelseries | steelseries |
products | ürünlerini |
and | ve |
or | veya |
EN It’s not just about your followers, concurrent viewers or subs, it’s about the passion and dedication that you put into your game
TR Bu sadece takipçileriniz, eşzamanlı izleyiciler veya altlarla alakalı değil, oyununuza koyduğunuz tutku ve özveriyle de ilgili
Englanti | Turkki |
---|---|
about | ilgili |
its | bu |
or | veya |
and | ve |
EN We’re interested in the time you dedicate, the tone in which you interact with your viewers, and of course your passion towards all-things gaming.
TR Adadığınız zamanınız, izleyicilerinizle etkileşirken kullandığınız ton ve tabii ki oyunculukla ilgili her şeye karşı tutkunuzla ilgileniyoruz.
Englanti | Turkki |
---|---|
of course | tabii |
time | zaman |
and | ve |
EN No matter your professional background, life experience or education; with passion and hard work you too can run your own successful Amway business.
TR Profesyonel geçmişiniz, hayat tecrübeniz veya eğitiminize bakılmaksızın; tutkunuzla ve çok çalışarak Amway İşi’nizi başarıyla yürütebilirsiniz.
Englanti | Turkki |
---|---|
life | hayat |
amway | amway |
professional | profesyonel |
or | veya |
and | ve |
Näytetään 50 / 50 käännöstä