TR Umarız Portakal Kitabı doğanın en popüler ve eğlenceli meyve suyunu anlama konusunda işinize yarar.
{search} in Turkki voidaan kääntää seuraaviksi Englanti sanoiksi/lauseiksi:
TR Umarız Portakal Kitabı doğanın en popüler ve eğlenceli meyve suyunu anlama konusunda işinize yarar.
EN We hope you will find the The Orange Book useful in helping you to understand and provide nature’s most popular and enjoyable fruit juice.
Turkki | Englanti |
---|---|
portakal | orange |
kitabı | book |
doğanın | nature |
en | most |
popüler | popular |
ve | and |
meyve | fruit |
TR Atık elektroniklerimiz, dünya çapında içme suyunu kirletiyor ve ekosistemlere zarar veriyor. Bu sorunu çözme zamanı.
EN Our waste electronics are polluting drinking water and harming ecosystems around the world. It’s time to fix the problem.
Turkki | Englanti |
---|---|
atık | waste |
çapında | around |
ve | and |
sorunu | problem |
TR Atık elektroniklerimiz, dünya çapında içme suyunu kirletiyor ve ekosistemlere zarar veriyor. Bu sorunu çözme zamanı.
EN Our waste electronics are polluting drinking water and harming ecosystems around the world. It’s time to fix the problem.
Turkki | Englanti |
---|---|
atık | waste |
çapında | around |
ve | and |
sorunu | problem |
TR Ren Nehri’nin yan kolu olan bu akarsu, kentlerin atık suyunu ve taş kömür madenciliği nedeniyle kazılan tünellerden sızan suları naklediyordu
EN This branch of the Rhine transported waste water from the cities and pit water from the coal mining industry
Turkki | Englanti |
---|---|
bu | this |
atık | waste |
TR Peynir altı suyunu konsantre etme ve işleme ekipmanı
EN Equipment for concentrating and treating whey
Turkki | Englanti |
---|---|
ve | and |
TR Peynir altı suyunu konsantre etme ve işleme ekipmanı. Proteinler damlacıklara dönüştürülür ve ürünün ağızda yumuşak bir his bırakmasına yardım etmek üzere peynir sütüne geri besleme yapılır.
EN Equipment for concentrating and treating whey. The proteins are turned into globules and feed back into the cheese milk to give the product a smooth mouth feel
Turkki | Englanti |
---|---|
peynir | cheese |
geri | back |
TR Rapor, sebze ile beslenme, tümüyle doğal ve %100 meyve suyunu zorlu bir küresel ekonomi ortamında büyümeye yön veren en güçlü üç ürün eğilimi olduğunu ortaya koyuyor
EN In a challenging global economic environment, the report reveals the three top product trends driving growth - vegetable nutrition, all natural, and speciality 100% juice
Turkki | Englanti |
---|---|
rapor | report |
beslenme | nutrition |
doğal | natural |
küresel | global |
ekonomi | economic |
ürün | product |
tümü | all |
TR Tüketiciler sağlıklı ve besleyici gıdaya odaklanmış durumda ve küresel olarak %80'inden fazla tüketici %100 meyve suyunu sağlıklı, doğal ve lezzetli buluyor.
EN Consumers are increasingly focused on eating healthy and nutritious food with more than 80% globally seeing 100% juice as healthy, natural and tasty.
Turkki | Englanti |
---|---|
tüketiciler | consumers |
sağlıklı | healthy |
odaklanmış | focused |
doğal | natural |
TR Googlebot, hatasız web sitelerini sever. Google’a web sitenizin içeriğini anlama, daha yüksek sıralama ve daha fazla trafik alma konusunda yardımcı olun.
EN Googlebot loves websites with no errors. Help Google understand your website’s content and get higher rankings and more traffic. Test the overall health of your website’s SEO.
Turkki | Englanti |
---|---|
sitenizin | your website |
sıralama | rankings |
ve | and |
trafik | traffic |
alma | get |
TR Blockchain.com CFO'su Macrina Kgil, 1 trilyon dolarlık dönüm noktasının şirketin geleceği için ne anlama geldiği konusunda Sheryl Estrada ile konuştu.
EN Blockchain.com CFO Macrina Kgil spoke to Sheryl Estrada on what the $1 trillion milestone means for the future of the company.
Turkki | Englanti |
---|---|
blockchain | blockchain |
anlama | means |
TR Blockchain.com.com CFO'su Macrina Kgil, 1 trilyon dolarlık dönüm noktasının şirketin geleceği için ne anlama geldiği konusunda Sheryl Estrada ile konuştu.
EN Blockchain.com CFO Macrina Kgil spoke to Sheryl Estrada on what the $1 trillion milestone means for the future of the company.
Turkki | Englanti |
---|---|
blockchain | blockchain |
anlama | means |
TR Kendinizi neyin ne olduğu ve ne anlama geldiği konusunda eğitmek için günler harcamadan hiçbir anlam ifade etmeyen kafa karıştırıcı grafikler ve sayılarla dolu son derece karmaşık bir gösterge tablosuna hazırdım
EN I was prepared for a hugely complicated dashboard full of confusing graphs and numbers that make no sense without spending days educating yourself on what is what and what it means
Turkki | Englanti |
---|---|
kendinizi | yourself |
olduğu | is |
anlama | means |
günler | days |
hiçbir | no |
dolu | full |
karmaşık | complicated |
TR Müşterilerimizi anlama konusunda daha fazla bilgi edinin
EN Read more about understanding our customers
Turkki | Englanti |
---|---|
konusunda | about |
TR Blockchain.com CFO'su Macrina Kgil, 1 Trilyon dolarlık dönüm noktasının şirketin geleceği için ne anlama geldiği konusunda Sheryl Estrada ile konuştu.
EN Blockchain.com CFO Macrina Kgil spoke to Sheryl Estrada on what the $1 trillion milestone means for the future of the company.
TR SEO araçları bunaltıcı olabilir. Bu yüzden Ahrefs’teki her ölçümün ne anlama geldiğini açıklayan bir ipucu bulunur ve tüm raporlar "nasıl kullanılır" eğitimleri ile desteklenmiştir.
EN SEO tools can be overwhelming. That’s why every metric in Ahrefs has a hint explaining what it means and all reports are supplemented with easy to follow "how to use" tutorials.
Turkki | Englanti |
---|---|
anlama | means |
raporlar | reports |
TR Sayfa başındaki kelimeler sizi aradığınız gerçek anlama götürür
EN Guidewords take you to the exact meaning you are looking for
Turkki | Englanti |
---|---|
sizi | you |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi yazarlar için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to authors?
Turkki | Englanti |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
yazarlar | authors |
anlama | mean |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi okuyucular için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to readers?
Turkki | Englanti |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
okuyucular | readers |
anlama | mean |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi aboneler için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to subscribers?
Turkki | Englanti |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
anlama | mean |
TR Bu, güvenlik açısından oldukça kritik bir ifadedir. “5G için hazır” ürün ve teknolojilerin sayısı her geçen gün artıyor. Ancak bu ifade tam olarak ne anlama geliyor? Mobil Servis Sağlayıcıları, kapasite ve performans ?
EN SOC teams need all the support they can get to successfully defend and protect against today’s attacks.
Turkki | Englanti |
---|---|
güvenlik | protect |
ancak | they |
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
Turkki | Englanti |
---|---|
temel | core |
anlama | mean |
günlük | day |
standartları | standards |
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
Turkki | Englanti |
---|---|
temel | core |
anlama | mean |
günlük | day |
standartları | standards |
TR Bir şeyin ne anlama geldiği veya iş toplantılarının nasıl çalıştığı hakkında sorularınız varsa, bir iş toplantısı sırasında sorabilirsiniz ve daha deneyimli üyeler anlamanıza yardımcı olabilir.
EN If you have questions about what something means or how business meetings work, you can ask during a business meeting and more experienced members can help you understand.
Turkki | Englanti |
---|---|
anlama | means |
veya | or |
toplantısı | meeting |
sırasında | during |
deneyimli | experienced |
üyeler | members |
olabilir | can |
varsa | if |
soruları | questions |
TR Ama internetten ayık olmanın ne anlama geldiği bile benim için o kadar net değildi
EN But it wasn?t so clear to me what being sober from the internet even meant
Turkki | Englanti |
---|---|
benim | me |
TR NLP sohbet robotları, kullanıcı girişi oluşturma, kullanıcı talebini anlama ve ardından müşteriye doğru bilgiyi göndermeden önce en doğru cevabı oluşturma yeteneğine sahiptir
EN NLP chatbots have the ability to create user input, understand the user request and then construct the most accurate answer before sending the right information to the customer
Turkki | Englanti |
---|---|
kullanıcı | user |
oluşturma | create |
ve | and |
bilgiyi | information |
önce | before |
en | most |
cevabı | answer |
sahiptir | have |
TR Bu, bir PCI DSS satıcısı ve hizmet sağlayıcısı olarak benim için ne anlama geliyor?
EN What does this mean to me as a PCI DSS merchant or service provider?
Turkki | Englanti |
---|---|
hizmet | service |
sağlayıcısı | provider |
benim | me |
anlama | mean |
TR Webinarı vesile ederek birlikte sürdürmeye çalışacağımız, 'akıl yoran zihin'in ezeli ve ebedi derdi olan 'anlama serüvenine' cümbür cemaat atılacağız.
EN We will embark on the "adventure of understanding", which is the eternal and eternal problem of the "mind-tiring mind", which we will try to maintain together by using the webinar.
Turkki | Englanti |
---|---|
zihin | mind |
olan | is |
TR “Geleceğin çiftçisi” Sebastian Heilmann ile tarımda yeni yöntemleri ve iyi bir kırsal yaşamın onun için ne anlama geldiğini konuştuk.
EN My Kuh Tube and more: farmers from Germany show the diversity of their profession on social media channels. Three portraits.
TR Dil ve metin anlama (yüzde 33’ten daha azı)
EN Speech and text recognition (less than 33 percent)
Turkki | Englanti |
---|---|
ve | and |
metin | text |
yüzde | percent |
daha | than |
daha az | less |
TR Herkese evlenme hakkına giden uzun ince bir yol: İki kadın, evli bir çiftin sahip olduğu bütün haklara nihayet kavuşmanın kendileri için ne anlama geldiğini anlatıyor.
EN It’s been a long journey to marriage for all: two women say what it means to them to have the full rights of a married couple, at long last.
Turkki | Englanti |
---|---|
uzun | long |
kadın | women |
evli | married |
anlama | means |
TR İşte sahte olup olmadığını anlama ve gerçek olanı aldığınızdan emin olma yolları.
EN Here's how to tell if yours is fake, and some ways to ensure that you're buying the real thing.
Turkki | Englanti |
---|---|
sahte | fake |
olup | if |
ve | and |
gerçek | real |
emin | ensure |
TR Özellikle de yalnız ebeveyn bir kadın için gelir sağlanan bir işin ne çok anlama geldiğini düşünüyorum
EN I think about how important an income-generating, regular job is, especially for a single mother
Turkki | Englanti |
---|---|
gelir | income |
TR Özellikle de yalnız ebeveyn bir kadın için gelir sağlanan bir işin ne çok anlama geldiğini düşünüyorum
EN I think about how important an income-generating, regular job is, especially for a single mother
Turkki | Englanti |
---|---|
gelir | income |
TR + 2. “Microsoft desteğinin sonu” ne anlama geliyor ve bu durum beni nasıl etkiliyor?
EN + 2. What does “the end of Microsoft support” mean and how does it affect me?
Turkki | Englanti |
---|---|
microsoft | microsoft |
sonu | end |
anlama | mean |
beni | me |
TR Ali Can ırkçılıkla mücadele ediyor. Bu alanda neyin etkili olduğunu ve hoşgörünün onun için ne anlama geldiğini bizimle paylaştı.
EN Ali Can is committed to fighting racism. He explains what can be effective and what tolerance means to him.
Turkki | Englanti |
---|---|
etkili | effective |
anlama | means |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi yazarlar için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to authors?
Turkki | Englanti |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
yazarlar | authors |
anlama | mean |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi okuyucular için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to readers?
Turkki | Englanti |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
okuyucular | readers |
anlama | mean |
TR Bir derginin açık erişime geçmesi aboneler için ne anlama gelir?
EN What does a journal moving to open access mean to subscribers?
Turkki | Englanti |
---|---|
derginin | journal |
açık | open |
erişime | access |
anlama | mean |
TR Özellikle de yalnız ebeveyn bir kadın için gelir sağlanan bir işin ne çok anlama geldiğini düşünüyorum
EN I think about how important an income-generating, regular job is, especially for a single mother
Turkki | Englanti |
---|---|
gelir | income |
TR Özellikle de yalnız ebeveyn bir kadın için gelir sağlanan bir işin ne çok anlama geldiğini düşünüyorum
EN I think about how important an income-generating, regular job is, especially for a single mother
Turkki | Englanti |
---|---|
gelir | income |
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
Turkki | Englanti |
---|---|
temel | core |
anlama | mean |
günlük | day |
standartları | standards |
TR Bu bir DoD misyon sahibi olarak benim için ne anlama geliyor?
EN What does this mean to me as a DoD mission owner?
Turkki | Englanti |
---|---|
dod | dod |
sahibi | owner |
benim | me |
anlama | mean |
TR Bu taahhüt, hizmetlerimize erişen ve kullanan TÜM bireyler için bu standartları anlama, uygulama ve devamlı bir uyumluluğu sürdürme konusuna verdiğimiz önemde yansıtılmaktadır.
EN This commitment is reflected in the importance we place on understanding, implementing and maintaining ongoing compliance with these standards for ALL individuals that access and consume our services.
Turkki | Englanti |
---|---|
standartları | standards |
verdiğimiz | we |
TR AWS Bağlamında ACSC’nin Kiracılar için Bulut Bilişim Güvenliğini Anlama
EN Understanding ACSC’s Cloud Computing Security for Tenants in the Context of AWS
Turkki | Englanti |
---|---|
bağlamında | in the context of |
güvenliğini | security |
TR Histogramınızın etiketlerini ve açıklamalarını özelleştirmek için histogram oluşturucunun ayarlarını kontrol edin. Hedef kitlenizin grafiğinizin ne anlama geldiğini anlamasını kolaylaştırın.
EN Check the histogram maker’s settings to customize your histogram’s labels and legends.
Turkki | Englanti |
---|---|
özelleştirmek | customize |
histogram | histogram |
ayarlarını | settings |
TR Aracı iade ederken herhangi bir yanlış anlama önlemek için başlangıçta araç kiralama şirketi sürücüsü / yöneticisi ile paylaşın.
EN At the time of delivery, check for existing dents and scratches, if any - best to shoot a video circling the car and close-up pictures of the existing damages.
Turkki | Englanti |
---|---|
araç | car |
TR Araç döndürme sırasında herhangi bir yanlış anlama önlemek için başlangıçta araç kiralama соmраnу drivеr / mаnаgеr ile Shаrе.
EN At the time of dеlivеry, check for existing dents and scratches, if any - best to shооt a video circling the саr and close-up pictures of the existing damages.
Translitterointi At the time of delivery, check for existing dents and scratches, if any - best to shoot a video circling the sar and close-up pictures of the existing damages.
TR Ona araç kiralama sırasında herhangi bir yanlış anlama önlemek için başında drivеr / mаnаgеr araba kiralama саmраnу shаrе.
EN At the time of dеlivеry, check for existing dents and scratches, if any - best to shооt a video circling the van and close-up pictures of the existing damages.
Translitterointi At the time of delivery, check for existing dents and scratches, if any - best to shoot a video circling the van and close-up pictures of the existing damages.
TR Dil ve metin anlama (yüzde 33’ten daha azı)
EN Speech and text recognition (less than 33 percent)
Turkki | Englanti |
---|---|
ve | and |
metin | text |
yüzde | percent |
daha | than |
daha az | less |
TR Refah ve iklimin korunmasının birbirine uyumlu kılınması, Alman hükümetinin hedefi. Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck bunun, insanlar için ne anlama geldiğini açıklıyor.
EN Reconciling prosperity and climate action is the goal of the German government. Robert Habeck, Federal Minister for Economic Affairs and Climate Action, discusses in an interview what this will mean for the population.
Turkki | Englanti |
---|---|
refah | prosperity |
alman | german |
ekonomi | economic |
anlama | mean |
Näytetään 50 / 50 käännöstä