EN Develop dapps that use zk-SNARKs to ensure data-level privacy, verifying requirements without exposing the underlying user information.
{search} keeles Inglise saab tõlkida järgmisteks Türgi keel sõnadeks/fraasideks:
EN Develop dapps that use zk-SNARKs to ensure data-level privacy, verifying requirements without exposing the underlying user information.
TR Mina kullanarak zk-SNARK kullanan merkeziyetsiz uygulamalar geliştirin, bu sayede kişisel verilerin gizli kalmasını sağlayın.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
develop | geliştirin |
data | verilerin |
the | kişisel |
to | kullanarak |
use | uygulamalar |
EN Develop dapps that use zk-SNARKs to ensure data-level privacy, verifying requirements without exposing the underlying user information.
TR Mina kullanarak zk-SNARK kullanan merkeziyetsiz uygulamalar geliştirin, bu sayede kişisel verilerin gizli kalmasını sağlayın.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
develop | geliştirin |
data | verilerin |
the | kişisel |
to | kullanarak |
use | uygulamalar |
EN Verified transactions are then bundled into blocks, which is why Bitcoin's underlying technology is referred to as a blockchain
TR Doğrulanmış işlemler daha sonra bloklar halinde gruplanır, bu nedenle Bitcoin 'ler temel teknoloji blok zinciri olarak adlandırılır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
transactions | işlemler |
technology | teknoloji |
verified | doğrulanmış |
a | temel |
why | bu |
EN Our analysts have found that looking at a 7 day average is a better representation of the underlying power.
TR Analistlerimize göre, altta yatan gücü daha iyi anlayabilmek için 7 günlük ortalamaya bakılmalıdır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
day | günlük |
power | gücü |
of | in |
better | daha iyi |
EN Contracts for difference (CFDs), are a simple and cost-efficient way to trade on a wide variety of financial markets without having to own the underlying asset
TR Fark kontratları (CFDler), birçok finansal piyasada herhangi bir varlık sahibi olmadan işlem yapılmasını sağlayan sade ve masrafsız araçlardır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
difference | fark |
financial | finansal |
asset | varlık |
trade | işlem |
simple | sade |
without | olmadan |
and | ve |
a | bir |
EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
TR Daha önce bütün uygulamalara açık iken artık yalnızca temelindeki altyapıyı kontrol eden erişim sağlayıcılar tarafından onaylanan uygulamalara açık.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
open | açık |
control | kontrol |
access | erişim |
providers | sağlayıcılar |
by | tarafından |
all | bütün |
only | yalnızca |
the | önce |
now | artık |
EN While regulation of the underlying transmission is necessary so that competition is possible, Internet access providers should be allowed to charge for access and provide services in a free market
TR Vurgulanan iletimin regülasyonu rekabetin mümkün olması için gerekli iken, İnternet erişim sağlayıcıları serbest piyasada hizmet sağlama ve hizmetlere erişim için ücretlendirme yapabilmelidir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
necessary | gerekli |
access | erişim |
free | serbest |
and | ve |
of | in |
possible | mümkün |
services | hizmet |
EN Stephen oversees our engineering team and is responsible for Sonix’s underlying technology. He usually forgets to dress up on photo days.
TR Stephen mühendislik ekibimizi yönetir ve Sonix'in temel teknolojisinden sorumludur. Genellikle fotoğraf günlerinde giyinmeyi unutur.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
responsible | sorumludur |
usually | genellikle |
photo | fotoğraf |
days | günlerinde |
engineering | mühendislik |
and | ve |
EN JournalingJournaling and reflecting on your feelings, struggles and goals can help you develop perspective about your addiction and its underlying causes
TR günlük kaydıDuygularınızı, mücadelelerinizi ve hedeflerinizi günlüğe kaydetmek ve yansıtmak, bağımlılığınız ve altında yatan nedenler hakkında bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olabilir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
can | olabilir |
perspective | bakış |
help | yardımcı |
about | hakkında |
and | ve |
EN I also was able to start bringing awareness to all the underlying issues that I?d been numbing and escaping from with the internet – childhood abuse, divorced parents, social anxiety, depression, fear of failure, fear of abandonment and rejection
TR Ayrıca internetle uyuşturduğum ve kaçtığım tüm temel sorunlara farkındalık getirmeye başlayabildim - çocuklukta istismar, boşanmış ebeveynler, sosyal kaygı, depresyon, başarısızlık korkusu, terk edilme ve reddedilme korkusu
Inglise | Türgi keel |
---|---|
and | ve |
awareness | farkındalık |
parents | ebeveynler |
social | sosyal |
all | tüm |
also | ayrıca |
EN AWS Elastic Beanstalk offers an easy-to-use service for deploying and scaling web applications in which you retain ownership and full control over the underlying EC2 instances
TR AWS Elastic Beanstalk, web uygulamalarının dağıtılması ve ölçeklendirilmesi için arka plandaki EC2 bulut sunucularının sahipliğini ve tam denetimini elinizde bulundurduğunuz kullanımı kolay bir hizmet sunar
Inglise | Türgi keel |
---|---|
aws | aws |
offers | sunar |
web | web |
full | tam |
easy | kolay |
service | hizmet |
in | da |
use | kullanımı |
and | ve |
applications | uygulamalar |
EN it should assume there is no affinity to the underlying compute infrastructure
TR Başka bir deyişle kod, belirli bir işlem altyapısına bağlı olmamalıdır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
infrastructure | altyapı |
the | başka |
to | belirli |
is | bir |
EN AWS Elastic Beanstalk offers an easy-to-use service for deploying and scaling web applications in which you retain ownership and full control over the underlying EC2 instances
TR AWS Elastic Beanstalk, web uygulamalarının dağıtılması ve ölçeklendirilmesi için arka plandaki EC2 bulut sunucularının sahipliğini ve tam denetimini elinizde bulundurduğunuz kullanımı kolay bir hizmet sunar
Inglise | Türgi keel |
---|---|
aws | aws |
offers | sunar |
web | web |
full | tam |
easy | kolay |
service | hizmet |
in | da |
use | kullanımı |
and | ve |
applications | uygulamalar |
EN it should assume there is no affinity to the underlying compute infrastructure
TR Başka bir deyişle kod, belirli bir işlem altyapısına bağlı olmamalıdır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
infrastructure | altyapı |
the | başka |
to | belirli |
is | bir |
EN The CJIS Security Policy outlines the “appropriate controls to protect the full lifecycle of CJI (Criminal Justice Information), whether at rest or in transit,” irrespective of the underlying information technology model
TR CJIS Güvenlik Politikası altında yatan bilgi teknolojisi modeline bakılmaksızın “bekleme veya geçiş halindeyken CJI'nin (Criminal Justice Information) tüm yaşam döngüsünü korumak için uygun kontrolleri” ana hatlarıyla belirtir
EN AWS is responsible for implementing and configuring the logical access controls for the underlying infrastructure that provide the services for use of the customer.
TR Müşterinin kullanımına sunulan hizmetlerin sağlandığı temel altyapıya ilişkin mantıksal erişim denetimlerinin uygulanması ve yapılandırılması AWS’nin sorumluluğundadır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
logical | mantıksal |
infrastructure | altyapı |
services | hizmetlerin |
and | ve |
access | erişim |
use | kullanım |
EN Amazon Aurora MySQL-Compatible Edition and Amazon Aurora PostgreSQL-Compatible Edition support Amazon Aurora replicas, which share the same underlying volume as the primary instance in the same AWS region
TR Amazon Aurora MySQL Uyumlu Sürüm ve Amazon Aurora PostgreSQL Uyumlu Sürüm, aynı AWS bölgesindeki birincil bulut sunucusu ile aynı temel birime sahip olan Amazon Aurora replikalarını destekler
Inglise | Türgi keel |
---|---|
amazon | amazon |
aurora | aurora |
edition | sürüm |
primary | birincil |
aws | aws |
mysql | mysql |
compatible | uyumlu |
and | ve |
support | destekler |
the | aynı |
share | ile |
EN On a database instance running with Amazon Aurora encryption, data stored at rest in the underlying storage is encrypted, as are its automated backups, snapshots, and replicas in the same cluster
TR Amazon Aurora şifrelemesiyle çalışan bir veritabanı bulut sunucusunda, temel depolamada bulunan verilerin yanı sıra veritabanının aynı kümedeki otomatik yedekleri, anlık yedekleri ve replikaları şifrelenir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
database | veritabanı |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
data | verilerin |
automated | otomatik |
encrypted | şifrelenir |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
is | bulunan |
EN It gives students an in-depth understanding of the scientific principles underlying the climate system
TR Bu program iklim sisteminin derinlemesine kavranmasına yönelik doğabilimsel temelleri öğretiyor
Inglise | Türgi keel |
---|---|
system | sisteminin |
climate | iklim |
of | yönelik |
EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
TR Daha önce bütün uygulamalara açık iken artık yalnızca temelindeki altyapıyı kontrol eden erişim sağlayıcılar tarafından onaylanan uygulamalara açık.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
open | açık |
control | kontrol |
access | erişim |
providers | sağlayıcılar |
by | tarafından |
all | bütün |
only | yalnızca |
the | önce |
now | artık |
EN While regulation of the underlying transmission is necessary so that competition is possible, Internet access providers should be allowed to charge for access and provide services in a free market
TR Vurgulanan iletimin regülasyonu rekabetin mümkün olması için gerekli iken, İnternet erişim sağlayıcıları serbest piyasada hizmet sağlama ve hizmetlere erişim için ücretlendirme yapabilmelidir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
necessary | gerekli |
access | erişim |
free | serbest |
and | ve |
of | in |
possible | mümkün |
services | hizmet |
EN Our analysts have found that looking at a 7 day average is a better representation of the underlying power.
TR Analistlerimize göre, altta yatan gücü daha iyi anlayabilmek için 7 günlük ortalamaya bakılmalıdır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
day | günlük |
power | gücü |
of | in |
better | daha iyi |
EN Allows organizations to verify credentials without having access to an individual’s underlying information.
TR Kuruluşların, kişilerin temel bilgilerine erişmeden sağlık kaydı bilgilerini doğrulamalarına olanak tanır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
an | temel |
organizations | kuruluşlar |
information | bilgilerini |
EN Contracts for difference (CFDs), are a simple and cost-efficient way to trade on a wide variety of financial markets without having to own the underlying asset
TR Fark kontratları (CFDler), birçok finansal piyasada herhangi bir varlık sahibi olmadan işlem yapılmasını sağlayan sade ve masrafsız araçlardır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
difference | fark |
financial | finansal |
asset | varlık |
trade | işlem |
simple | sade |
without | olmadan |
and | ve |
a | bir |
EN Stephen oversees our engineering team and is responsible for Sonix’s underlying technology. He usually forgets to dress up on photo days.
TR Stephen mühendislik ekibimizi yönetir ve Sonix'in temel teknolojisinden sorumludur. Genellikle fotoğraf günlerinde giyinmeyi unutur.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
responsible | sorumludur |
usually | genellikle |
photo | fotoğraf |
days | günlerinde |
engineering | mühendislik |
and | ve |
EN Cream cheese, processed cheese or recombined cheese, this white paper covers the best methods for achieving the underlying structural changes – and what makes a
TR Bu teknik raporda, temeldeki yapısal değişiklikleri başarmak için en iyi yöntemler ve krem peynir, işlenmiş peynir veya yeniden birleştirilen peynir yapımı kapsanır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
structural | yapısal |
changes | değişiklikleri |
methods | yöntemler |
cheese | peynir |
and | ve |
this | bu |
for | için |
or | veya |
best | iyi |
EN Similarly, we may have done something that technically didn’t go against “the letter of the law”, but that we knew in the moment was virtually the same as an underlying problematic behavior we had committed to avoid
TR Benzer şekilde, teknik olarak “yasanın lafzına” aykırı olmayan, ancak o anda bildiğimiz, kaçınmayı taahhüt ettiğimiz temel sorunlu davranışla neredeyse aynı olduğunu bildiğimiz bir şey yapmış olabiliriz
EN Adobe Content Synchronizer is the underlying technology in Creative Cloud that intelligently syncs your assets, fonts, photos, settings, Adobe Stock assets, and more
TR Adobe Content Synchronizer, Creative Cloud'un arka planındaki teknolojidir ve varlıklarınızı, fontlarınızı, fotoğraflarınızı, ayarlarınızı, Adobe Stock varlıklarınızı ve çok daha fazlasını eşitler
Inglise | Türgi keel |
---|---|
adobe | adobe |
creative | creative |
photos | fotoğrafları |
more | fazlasını |
assets | varlıklar |
and | ve |
EN We recommend, but do not require, that you use your own name as your user name (“User Name”) so your friends can recognize you more easily.
TR Arkadaşlarınızın sizi kolayca fark edebilmeleri için kendi adınızı kullanıcı adınız (\"Kullanıcı Adı\") olarak kullanmanızı tavsiye ediyor ama zorunlu tutmuyoruz.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
easily | kolayca |
user | kullanıcı |
you | sizi |
but | ama |
as | olarak |
name | adınız |
your | adınızı |
own | kendi |
EN You shall never use another user's account without such other user's prior express permission
TR Başka bir kullanıcının önceden açık izni olmaksızın onun hesabını asla kullanmamalısınız
Inglise | Türgi keel |
---|---|
such | bir |
permission | izni |
prior | önceden |
you | onun |
users | kullanıcı |
never | asla |
without | olmaksızın |
use | kullanıcının |
EN This document is a legal agreement between you, the user (the User), and by Whoer.net website administration (the Website)
TR Bu belge siz, kullanıcı (Kullanıcı) ve Whoer.net web sitesi yönetimi (Web Sitesi) arasındaki yasal bir sözleşmedir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
document | belge |
legal | yasal |
administration | yönetimi |
whoer | whoer |
this | bu |
user | kullanıcı |
net | net |
and | ve |
a | bir |
between | arasındaki |
EN In this case the continued use of the Site by User constitutes acceptance User with updated conditions.
TR Bu durumda, Sitenin Kullanıcı tarafından sürekli olarak kullanılması, güncellenmiş koşullara sahip Kullanıcı kabulünü teşkil eder.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
constitutes | teşkil |
acceptance | kabul |
this | bu |
user | kullanıcı |
the | durumda |
by | tarafından |
of the site | sitenin |
EN The tools were designed for the user and to benefit the user directly
TR Araçlar kullanıcıyı düşünerek ve kullanıcının yararına tasarlanmıştır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
and | ve |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
tools | araçlar |
designed | tasarlanmış |
EN The multi-user plan allows for complete control over all your data, files, and user activity as each team member will have their own Sonix login.
TR Çok kullanıcılı plan, tüm verileriniz, dosyalarınız ve kullanıcı etkinliğiniz üzerinde tam kontrol sağlar, çünkü her ekip üyesi kendi Sonix girişine sahip olur.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
plan | plan |
allows | sağlar |
control | kontrol |
user | kullanıcı |
sonix | sonix |
login | giriş |
your data | verileriniz |
member | üyesi |
team | ekip |
all | tüm |
the | üzerinde |
files | dosyaları |
will | olur |
complete | tam |
and | ve |
EN Sonix is a cloud-based multi-user platform. Invite users at varying levels of permission and easily manage and monitor user activity.
TR Sonix bulut tabanlı çok kullanıcılı bir platformdur. Farklı düzeylerde izin kullanıcıları davet edin ve kullanıcı etkinliğini kolayca yönetin ve izleyin.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
sonix | sonix |
invite | davet |
permission | izin |
manage | yönetin |
based | tabanlı |
easily | kolayca |
cloud | bulut |
and | ve |
users | kullanıcıları |
monitor | izleyin |
user | kullanıcı |
a | bir |
EN Renderforest has been a fantastic product. Simple and easy to use, the user interface allows for seamless user experience.
TR Renderforest muhteşem bir ürün. Kullanımı çok kolay ve sade. Kullanıcı arayüzü kusursuz bir deneyim sunuyor.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
renderforest | renderforest |
product | ürün |
easy | kolay |
experience | deneyim |
and | ve |
user | kullanıcı |
simple | sade |
use | kullanımı |
a | bir |
interface | arayüzü |
EN NLP chatbots have the ability to create user input, understand the user request and then construct the most accurate answer before sending the right information to the customer
TR NLP sohbet robotları, kullanıcı girişi oluşturma, kullanıcı talebini anlama ve ardından müşteriye doğru bilgiyi göndermeden önce en doğru cevabı oluşturma yeteneğine sahiptir
Inglise | Türgi keel |
---|---|
have | sahiptir |
input | giriş |
most | en |
information | bilgiyi |
customer | müşteriye |
answer | cevabı |
user | kullanıcı |
to create | oluşturma |
and | ve |
EN Viewer Request - This event occurs when an end-user or a device on the Internet makes an HTTP(S) request to CloudFront, and the request arrives at the edge location closest to that user.
TR Görüntüleyici İsteği - Bu olay, internetteki bir son kullanıcı veya cihaz CloudFront'a bir HTTP(S) isteği gönderdiğinde ve istek bu kullanıcıya en yakın uç konumuna ulaştığında gerçekleşir.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
event | olay |
device | cihaz |
http | http |
s | s |
end | son |
and | ve |
user | kullanıcı |
this | bu |
closest | en yakın |
at | nda |
or | veya |
a | bir |
EN After the verification, the user to whom domain is transferred should approve internal domain transfer through user domain panel.
TR Onayladıktan sonra domain aktarılan kullanıcı domain paneli üzerinden domain iç transferi onaylamalıdır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
domain | domain |
transfer | transferi |
panel | paneli |
user | kullanıcı |
the | sonra |
EN This update enables all these end user systems to view the Extended Validation (EV) SSL user
TR Bu güncelleme, tüm bu son kullanıcı sistemlerinin Genişletilmiş Doğrulama (EV) SSL kullanıcısını görüntülemesini sağlar
Inglise | Türgi keel |
---|---|
update | güncelleme |
enables | sağlar |
systems | sistemlerinin |
validation | doğrulama |
ev | ev |
ssl | ssl |
extended | genişletilmiş |
user | kullanıcı |
this | bu |
all | tüm |
end | son |
EN Multi Domain San SSL removes the unsafe warning on the user's browser that the certificate is not recognized or there may be some problems. It keeps the user safe.
TR Multi Domain San SSL, kullanıcının tarayıcı üzerinde, sertifikanın tanınmadığı veya bazı sorunlar olabileceği konusunda güvenli değil uyarısını ortadan kaldırır. Kullanıcıyı güvende tutar.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
domain | domain |
san | san |
ssl | ssl |
warning | uyarı |
problems | sorunlar |
keeps | tutar |
multi | multi |
browser | tarayıcı |
certificate | sertifikanın |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
some | bazı |
safe | güvenli |
or | veya |
EN Accordingly, if the User views or browses the Raffles Site, the User will be deemed to have read and accepted the terms of use in effect and to have agreed to abide by them
TR Dolayısıyla, Kullanıcı Raffles Sitesini görüntüler veya tararsa, geçerli olan kullanım koşullarını okuduğu, onayladığı ve uymayı kabul ettiği varsayılır
Inglise | Türgi keel |
---|---|
raffles | raffles |
site | sitesini |
of | ın |
user | kullanıcı |
or | veya |
terms | koşullar |
use | kullanım |
the | kabul |
read | ve |
EN A user can actively delete Personal Data that is connected to his or her user profile by deleting this profile on the Website.
TR Kullanıcı, Web Sayfasındaki kullanıcı profiline bağlı olan Kişisel Veriyi bu profili silerek aktif olarak silebilir.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
data | veriyi |
profile | profili |
user | kullanıcı |
connected | bağlı |
website | web |
this | bu |
personal | kişisel |
a | olan |
EN Cookies do lots of different things, for example, remembering user preferences, letting users navigate between pages efficiently and generally improving the user experience
TR Çerezler, kullanıcı tercihlerini hatırlamak, kullanıcıların sayfalar arasında verimli bir şekilde gezinmesine izin vermek ve genellikle kullanıcı deneyimini geliştirmek için birçok farklı şey yapar
Inglise | Türgi keel |
---|---|
do | yapar |
pages | sayfalar |
efficiently | verimli |
generally | genellikle |
experience | deneyimini |
user | kullanıcı |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
different | farklı |
users | kullanıcılar |
for | için |
lots | çok |
EN Using a music recommender system called Audioscrobbler, Last.fm builds a detailed profile of each user's musical taste by recording details of the tracks the user listens to.
TR Audioscrobbler isimli bir müzik tavsiye sistemi kullanan Last.fm, kullanıcıların dinledikleri parçaların ayrıntılarını kaydederek her kullanıcının müzik zevkinin ayrıntılı bir profilini oluşturmaktadır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
profile | profilini |
last | last |
detailed | ayrıntılı |
music | müzik |
system | sistemi |
user | kullanıcı |
details | ayrıntılarını |
a | bir |
the user | kullanıcının |
users | kullanıcılar |
to | her |
EN Renderforest has been a fantastic product. Simple and easy to use, the user interface allows for a seamless user experience.
TR Renderforest muhteşem bir ürün. Kullanımı gerçekten kolay. Kullanıcı arayüzü sorunsuz bir deneyim sağlıyor.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
renderforest | renderforest |
seamless | sorunsuz |
product | ürün |
easy | kolay |
experience | deneyim |
user | kullanıcı |
use | kullanımı |
a | bir |
interface | arayüzü |
EN Create different user segments and assign each user to a different group
TR Farklı kullanıcı segmentleri oluşturun ve her kullanıcıyı farklı bir gruba atayın
Inglise | Türgi keel |
---|---|
create | oluşturun |
user | kullanıcı |
and | ve |
to | her |
different | farklı |
EN Viewer Request - This event occurs when an end-user or a device on the Internet makes an HTTP(S) request to CloudFront, and the request arrives at the edge location closest to that user.
TR Görüntüleyici İsteği - Bu olay, internetteki bir son kullanıcı veya cihaz CloudFront'a bir HTTP(S) isteği gönderdiğinde ve istek bu kullanıcıya en yakın uç konumuna ulaştığında gerçekleşir.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
event | olay |
device | cihaz |
http | http |
s | s |
end | son |
and | ve |
user | kullanıcı |
this | bu |
closest | en yakın |
at | nda |
or | veya |
a | bir |
EN After the verification, the user to whom domain is transferred should approve internal domain transfer through user domain panel.
TR Onayladıktan sonra domain aktarılan kullanıcı domain paneli üzerinden domain iç transferi onaylamalıdır.
Inglise | Türgi keel |
---|---|
domain | domain |
transfer | transferi |
panel | paneli |
user | kullanıcı |
the | sonra |
EN This update enables all these end user systems to view the Extended Validation (EV) SSL user
TR Bu güncelleme, tüm bu son kullanıcı sistemlerinin Genişletilmiş Doğrulama (EV) SSL kullanıcısını görüntülemesini sağlar
Inglise | Türgi keel |
---|---|
update | güncelleme |
enables | sağlar |
systems | sistemlerinin |
validation | doğrulama |
ev | ev |
ssl | ssl |
extended | genişletilmiş |
user | kullanıcı |
this | bu |
all | tüm |
end | son |
Kuvatakse 50 tõlget 50 -st