EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
easy | kolay |
my | mı |
other | diğer |
reason | nedeni |
all | tüm |
and | ve |
use | kullanım |
the | onlarla |
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
easy | kolay |
my | mı |
other | diğer |
reason | nedeni |
all | tüm |
and | ve |
use | kullanım |
the | onlarla |
EN Do I really need to look this up? What is the thing I really need now, emotionally? And this way, I know I will figure out the bricks that are still loose in my abstinence.
TR Buna gerçekten bakmam gerekiyor mu? Şu anda duygusal olarak gerçekten ihtiyacım olan şey nedir? Ve bu şekilde, yoksunluğumda hala gevşek olan tuğlaları çözeceğimi biliyorum.
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
still | hala |
this | bu |
and | ve |
to | şey |
need | ihtiyacı |
look | olarak |
is | olan |
what | nedir |
EN People need work that they “really, really want”, that corresponds to their strengths and needs
TR İnsanlar, bireysel güçlerine ve gereksinimlerine denk düşen, “gerçekten, ama gerçekten istedikleri” bir işe, gereksinim duyuyorlar
EN Todoist has reduced my stress levels enormously. I’m doing a PhD and juggling several really challenging and unpredictable roles - Todoist is helping me stay on top of a really complex range of tasks.
TR Gerçekten işlerinizde çok yardımcı oluyor. Günlük işlerde bile yoğun olduğunuz zamanda yardım edebiliyor. Özellikle okul zamanlarında ve lise, üniversite öğrencileri için çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
英语 | 土耳其 |
---|---|
is | olduğunu |
helping | yardım |
really | gerçekten |
a | yardımcı |
and | ve |
of | in |
EN Todoist really, really changed my life and that is no exaggeration. It has given me mental space and reduced anxiety.
TR Hiç abartmıyorum, Todoist gerçekten ama gerçekten hayatımı değiştirdi. Bana zihinsel alan tanıdı ve kaygılarımı azalttı.
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
and | ve |
mental | zihinsel |
space | alan |
no | hiç |
it | ama |
life | hayat |
me | bana |
EN And you can track really all backlinks those were built to your websites.
TR Ayrıca, web sitelerinize yapılan tüm geri bağlantıları gerçekten izleyebilirsiniz.
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
websites | web |
all | tüm |
to | geri |
EN And you can track really all backlinks those were built to your websites.
TR Ayrıca, web sitelerinize yapılan tüm geri bağlantıları gerçekten izleyebilirsiniz.
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
websites | web |
all | tüm |
to | geri |
EN One of the two excavations area which included the ruins of the prehistoric was built this hill, where the observation tower was built in the 7th century, other place occupied by the temple of Aphdodite
TR Tarih öncesi kalıntıların yer verildiği iki kazı alanından biri bu tepede, 7.yy.da gözlem evinin inşa edildiği yerde, diğeri ise Aphrodithe tapınağının işgal ettiği yerde kurulmuştur
英语 | 土耳其 |
---|---|
built | inşa |
this | bu |
in | da |
place | yerde |
area | alan |
the | ise |
two | iki |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
英语 | 土耳其 |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
英语 | 土耳其 |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN One of the two excavations area which included the ruins of the prehistoric was built this hill, where the observation tower was built in the 7th century, other place occupied by the temple of Aphdodite
TR Tarih öncesi kalıntıların yer verildiği iki kazı alanından biri bu tepede, 7.yy.da gözlem evinin inşa edildiği yerde, diğeri ise Aphrodithe tapınağının işgal ettiği yerde kurulmuştur
英语 | 土耳其 |
---|---|
built | inşa |
this | bu |
in | da |
place | yerde |
area | alan |
the | ise |
two | iki |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
英语 | 土耳其 |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN After the Kashmir earthquake we built 15 community centers with special areas for women and children, and we built 78 temporary schools and 100 tent classes for 2000 children to avoid training breaks.
TR Keşmir Depremi sonrasında kadınlar ve çocuklar için özel alanlar içeren 15 toplum merkezi kurduk ve eğitime ara verilmemesi için 78 geçici okul ve 2000 çocuk için 100 çadır sınıf inşa ettik.
英语 | 土耳其 |
---|---|
community | toplum |
areas | alanlar |
women | kadınlar |
temporary | geçici |
schools | okul |
tent | çadır |
built | inşa |
and | ve |
children | çocuklar |
the | özel |
EN Webinars are built for presenting polished content to a large audience, whereas meetings are built for small to large team discussion and collaboration.
TR Web seminerleri geniş bir kitleye yönelik içerik sunmak için, toplantılar ise küçükten büyüğe ekip tartışması ve iş birliği için oluşturulmuştur.
英语 | 土耳其 |
---|---|
webinars | web seminerleri |
content | içerik |
team | ekip |
large | geniş |
and | ve |
a | bir |
meetings | toplantılar |
EN Make your projects ultra-quick with an in-built cache manager. Remember, fast websites and high SEO ranking are closely related, and cloud hosting is built for speed.
TR Yerleşik bir önbellek yöneticisi ile projelerinizi ultra hızlı hale getirin. Unutmayın, hızlı web siteleri ve yüksek arama motoru sıralaması yakından ilişkilidir.
英语 | 土耳其 |
---|---|
manager | yöneticisi |
closely | yakından |
ultra | ultra |
ranking | sıralaması |
high | yüksek |
websites | siteleri |
with | ile |
fast | hızlı |
and | ve |
in | bir |
EN "Cloudflare has an incredibly large network and infrastructure to stop really large attacks on the DNS system
TR "Cloudflare, DNS sistemine yönelik gerçekten büyük saldırıları durdurmak için inanılmaz derecede geniş bir ağa ve altyapıya sahip
英语 | 土耳其 |
---|---|
incredibly | inanılmaz |
really | gerçekten |
dns | dns |
system | sistemine |
cloudflare | cloudflare |
network | ağ |
and | ve |
infrastructure | altyapı |
large | büyük |
EN Yes, you really can replace your VPN with Zero Trust Network Access. Download this technical whitepaper to compare alternative remote access approaches and find the best option for your organization.
TR Evet, VPN'inizi gerçekten Sıfır Güven Ağ Erişimi ile değiştirebilirsiniz. Alternatif uzaktan erişim yaklaşımlarını karşılaştırmak ve kuruluşunuz için en iyi seçeneği bulmak için bu teknik dokümanı indirin.
英语 | 土耳其 |
---|---|
zero | sıfır |
trust | güven |
download | indirin |
technical | teknik |
alternative | alternatif |
remote | uzaktan |
find | bulmak |
option | seçeneği |
organization | kuruluş |
this | bu |
yes | evet |
really | gerçekten |
access | erişim |
and | ve |
best | en |
with | ile |
EN You have to really deep dive into keyword research to find those untapped opportunities
TR Gerçekten anahtar kelime araştırması için daha derinlere dalıp hiç dokunulmamış fırsatları bulmak gerekiyor
英语 | 土耳其 |
---|---|
research | araştırması |
have to | gerekiyor |
really | gerçekten |
opportunities | fırsatları |
to | için |
EN Semrush helps us get to the very bottom of it to identify new type of terms can really help to drive the demand.
TR Semrush, bunun zeminine inmemize olanak sağlayıp, talebin artmasına gerçekten yardımcı olacak yeni terim türlerini tespit etmemize yardımcı oluyor.
英语 | 土耳其 |
---|---|
semrush | semrush |
new | yeni |
really | gerçekten |
help | yardımcı |
the | olacak |
of | bunun |
identify | tespit |
EN “Although it’s not a core function of Semrush I really like their social media posting tool - I would give that a try.”
TR ''Semrush'ın çekirdek fonksiyonu olmamasına rağmen, sosyal medya paylaşım aracını gerçekten beğendim- Bu aracı denerdim.''
英语 | 土耳其 |
---|---|
core | çekirdek |
function | fonksiyonu |
although | rağmen |
really | gerçekten |
tool | aracı |
social | sosyal |
media | medya |
EN Nevertheless, there is no certain result whether it is really a city plan
TR Bununla birlikte gerçekten bir şehir planı olup olmadığı konusunda kesin bir soru yok
英语 | 土耳其 |
---|---|
certain | konusunda |
really | gerçekten |
city | şehir |
no | yok |
a | bir |
plan | planı |
EN Amazing work. Thanks for the effort. I really appreciate it. Ahrefs is my favorite SEO tools. You guys are doing a phenomenal job.
TR Harika bir çalışma. Çabanız için teşekkürler, Ahrefs en sevdiğim SEO araçlarına sahip. Olanağanüstü bir iş çıkarıyorsunuz.
英语 | 土耳其 |
---|---|
amazing | harika |
really | en |
seo | seo |
work | çalışma |
ahrefs | ahrefs |
for | için |
a | bir |
tools | araçları |
you | sahip |
EN This audit comes really handy and allows for quick and effective on-site optimization.
TR Bu değerlendirme gerçekten kullanışlı olmasının yanı sıra tam hedefe isabet eden hızlı ve etkili optimizasyonlara da olanak tanır.
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
effective | etkili |
handy | kullanışlı |
quick | hızlı |
and | ve |
this | bu |
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
find | arama |
whois | whois |
domain | alan adı |
are | olan |
and | ve |
current | mevcut |
sell | satmak |
to | konusunda |
EN "One of the best parks in Dallas! Fantastic water/splash areas for the kids! Really cool climbing areas for the kids. Food Tricks are always a hit!!! (Con: street parking is limited)"
TR "Park şehir merkezi muhakkak görülmesi gereken yer."
英语 | 土耳其 |
---|---|
parking | park |
EN "Amazing Hostel. Probaly the best i've ever stayed. Nice staff,very,very clean,good beds wih a curtain to give you some privacy and really fast wifi. And the bar always has nice people and music."
TR "Personel ingilizceye hakim ve çok canayakın konum mükemmel narita havaalanından tek metroyla yaklaşık 1 saat tavsiye ederim"
英语 | 土耳其 |
---|---|
staff | personel |
and | ve |
a | saat |
to | tek |
EN "It's beautiful and full of people -- men, women and children (and some sellers/beggars). But it's really what a masjed should be, a communal space."
TR "1 Haziran'da Mescid-i Aksa ve Mavi Marmara Yürüyüşü'nde buluşalım. Yürüyüşümüz Saat 17:00'da Fatih Camii'nde yapılacak basın açıklaması ile başlayacak ve Edirnekapı Şehitliği'nde son bulacaktır."
英语 | 土耳其 |
---|---|
and | da |
a | saat |
its | ile |
EN We visited a scrapyard in Accra, Ghana and met some really good kids in a bad situation
TR Gana'nın başkenti Akkra'yı ziyaret ettiğimizde, maalesef çok kötü durumda olan çok iyi çocuklarla tanıştık
英语 | 土耳其 |
---|---|
visited | ziyaret |
good | iyi |
bad | kötü |
a | olan |
and | çok |
英语 | 土耳其 |
---|---|
audio | ses |
video | video |
really | gerçekten |
or | veya |
EN I really liked the functionality of your website. For a new business owner, your team have made the site highly user friendly. I think you truly have a great product. Many thanks for your time and consideration.
TR Küçük işletmemi kuruyorum ve tüm rakamlara ihtiyacım var. Logaster’a ve ayrıca bana gerekli olan tüm desteği sağlayan Alex Levin’e özel olarak teşekkür ederim.
英语 | 土耳其 |
---|---|
business | iş |
i | bana |
and | ve |
EN We love connecting shoppers with each other. It keeps brands accountable, and the ones that listen ? really listen – are able to tune in perfectly with their customers’ needs.
TR Alışveriş yapanları birbirine bağlamayı çok seviyoruz. Bu, markaları hesap verebilir kılar ve dinleyen, gerçek anlamda dinleyen markalar, müşterilerinin ihtiyaçlarıyla kusursuz bir uyum içinde hareket eder.
英语 | 土耳其 |
---|---|
brands | markalar |
customers | müşterilerinin |
that | gerçek |
and | ve |
in | içinde |
EN "Wow just as I'm heading out of NYC, I find a powerhouse! Los Tacos is authentic and their adobado taco comes with pineapples which is a really nice twist. Flavors are just fantastic. Def top 3 !!"
TR "Quesadillas/carne asada yı öneririm, damak tadımıza uygun, üç taneyle doyuluyor:)))"
英语 | 土耳其 |
---|---|
with | uygun |
EN "Hands down the best breakfast we had during our visit to Barcelona. Really nice coffee and sandwiches, and the guys running the shop were extremely friendly."
TR "Salmon bagelına bayıldım. Genel olarak her şey çok güzel. Daha kekleri yemedim ama birazdan gelecek. Yalnız mekan çok küçük haberiniz olaun ve hep dolu :))"
英语 | 土耳其 |
---|---|
nice | güzel |
and | ve |
EN Our team can help you see the city at its best and discover how to really live like a local while you’re there.
TR Ekibimiz şehri en iyi haliyle görmenize ve oradayken bir yerel sakin gibi gerçekten nasıl yaşayacağınızı keşfetmenize yardımcı olabilir.
英语 | 土耳其 |
---|---|
our team | ekibimiz |
city | şehri |
local | yerel |
can | olabilir |
help | yardımcı |
really | gerçekten |
and | ve |
best | en |
the | gibi |
how | nasıl |
英语 | 土耳其 |
---|---|
and | ve |
英语 | 土耳其 |
---|---|
band | grup |
their | ve |
EN “Thankfully, the municipality and the school administration were really attentive. They helped fix the road for Manat.”
TR “Manat okula gidebilsin diye evimizin önüne bir rampa yaptım. Tekerlekli sandalyeyi sürmesi zor oluyordu, okula gittiği yolu düzelttim. Sağ olsunlar, okul müdürü ve belediye de yardımcı oldular.”
EN Dear Traders, Phemex Trivia is back, but with a new name: Trivia on the Block! This is a live-stream trivia contest on various hot topics in crypto. We’ve really enjoyed hosting this weekly tr……
TR Sevgili Yatırımcılar, Phemex’e Spot İşlemler için dört yeni coin eklediğimizi duyurmaktan mutluluk duyuyoruz! Polkadot (DOT) Kusama (KSM) Stellar (XLM) Algorand (ALGO) ……
英语 | 土耳其 |
---|---|
transcription | transkripsiyon |
really | gerçekten |
fast | hızlı |
英语 | 土耳其 |
---|---|
easy | kolay |
collaborate | işbirliği |
really | gerçekten |
using | kullanarak |
英语 | 土耳其 |
---|---|
innovative | yenilikçi |
reviews | incelemeler |
cloud | bulut |
based | tabanlı |
outstanding | olağanüstü |
our customers | müşterilerimize |
yes | evet |
but | ancak |
us | bizi |
has | olan |
some | bazı |
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
medical | tıbbi |
help | yardımcı |
if | eğer |
additional | ek |
and | ve |
it | bunu |
英语 | 土耳其 |
---|---|
video | video |
hard | zor |
scan | tarama |
session | oturumu |
pinpoint | tespit |
seconds | saniyeler |
search | arama |
by | yaparak |
really | gerçekten |
sonix | sonix |
you can | yapabilirsiniz |
or | veya |
in | içinde |
through | aracılığıyla |
英语 | 土耳其 |
---|---|
really | gerçekten |
cool | serin |
and | ve |
simple | basit |
use | kullanımı |
英语 | 土耳其 |
---|---|
zoom | yakınlaştırma |
automated | otomatik |
really | gerçekten |
easy | kolay |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
how | nasıl |
with | ile |
英语 | 土耳其 |
---|---|
meet | meet |
automated | otomatik |
easy | kolaydır |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
how | nasıl |
with | ile |
英语 | 土耳其 |
---|---|
easy | kolay |
automated | otomatik |
gotomeeting | gotomeeting |
sonix | sonix |
really | gerçekten |
transcription | transkripsiyon |
a | bir |
how | nasıl |
with | ile |
英语 | 土耳其 |
---|---|
easy | kolay |
automated | otomatik |
loom | loom |
sonix | sonix |
really | gerçekten |
transcription | transkripsiyon |
how | nasıl |
a | bir |
with | ile |
英语 | 土耳其 |
---|---|
easy | kolay |
automated | otomatik |
sonix | sonix |
uberconference | uberconference |
meeting | toplantı |
really | gerçekten |
transcription | transkripsiyon |
with | ile |
how | nasıl |
显示了 50 个翻译的 50