TR Tüm öğrenme materyallerimiz ve araçlarımızın bazıları ücretsiz olsa da Ahrefs’e abone olarak bizi desteklemeyi düşünebilirsiniz.
TR Tüm öğrenme materyallerimiz ve araçlarımızın bazıları ücretsiz olsa da Ahrefs’e abone olarak bizi desteklemeyi düşünebilirsiniz.
EN While all our learning materials and some of the tools will stay free - consider supporting us by subscribing to Ahrefs.
Türk | Iňlis |
---|---|
tüm | all |
öğrenme | learning |
bazıları | some |
ücretsiz | free |
ahrefs | ahrefs |
abone | subscribing |
TR İlk bölümünün 1 Mayıs 1940'ta piyasaya çıkarılması planlanmış olsa da, savaş tehdidi Elsevier'in ansiklopediyi bir sır olarak tutmasına neden oldu
EN Although the first part was set to be released on the 1 May 1940, the threat of war caused Elsevier to keep the Encyclopaedia a secret
Türk | Iňlis |
---|---|
savaş | war |
elsevier | elsevier |
oldu | was |
bölümünü | part |
TR Hollanda ve Amerikan Kimya Topluluklarına üye kimyacılardan övgüler almış olsa da başarı yakalayamamıştır
EN Although it found praise among chemists – including the Dutch and American Chemical Societies – it did not become a success
Türk | Iňlis |
---|---|
hollanda | dutch |
amerikan | american |
kimya | chemical |
başarı | success |
TR KeşfedilebilirVeriler depolansa, korunsa ve prensipte erişilebilir olsa bile, başkaları tarafından keşfedilebilir değillerse bir faydaları olmaz.
EN DiscoverableEven if data are stored, preserved and in principle accessible, this is not very worthwhile if the data cannot be discovered by others.
Türk | Iňlis |
---|---|
erişilebilir | accessible |
başkaları | others |
olmaz | not |
TR DenetlenmişAraştırma makalelerinin hakem denetiminden geçmesi çok yaygın olsa da, bu, araştırma verileri için hala oldukça alışılmamış bir durumdur
EN ReviewedWhile it is very common for research articles to be peer reviewed, this is still quite uncommon for research data
Türk | Iňlis |
---|---|
yaygın | common |
araştırma | research |
verileri | data |
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
Türk | Iňlis |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
TR Tarayıcı eklentilerimiz sayesinde proxy sayfalarımızın tam olarak desteklemediği sayfaları da kesintisiz ziyaret etmenizi sağlar(örn sadece video modunda olanlar) ve filterbypass engelli olsa bile işle göstermesini sağlar
EN Our browser extensions helps you to browse proxy sites that we don't fully support (i.e those in video mode only) and unblock filterbypass if it is censored
Türk | Iňlis |
---|---|
tarayıcı | browser |
proxy | proxy |
etmenizi | you to |
video | video |
filterbypass | filterbypass |
TR Konumunuzda seğirme engellenmiş olsa bile en sevdiğiniz oyunların canlı yayınlarının keyfini çıkarın. Ücretsiz twitch proxy'mizi herhangi bir bant genişliği veya coğrafi kısıtlama olmadan kullanabilir ve sansürü atlayabilirsiniz.
EN Enjoy your favorite games live streams even when twitch is blocked is blocked at your location.You can use our free twitch proxy without any bandwidth or geo-restriction and bypass censorship.
Türk | Iňlis |
---|---|
bile | even |
canlı | live |
keyfini | enjoy |
proxy | proxy |
coğrafi | geo |
olmadan | without |
TR John Mellencamp, sahne ismi Johnny Cougar, John Cougar, ve John Cougar Mellencamp, (d. 7 Ekim 1951), ABD'li müzisyen, şarkıcı, ressam ve az da olsa oyuncu. Albümleri dünya genelinde… Devamını oku
EN John Mellencamp (born 7 October 1951 in Seymour, Indiana) is an American singer and a songwriter, known for a long and successful recording and performing career highlighted by a series of … read more
Türk | Iňlis |
---|---|
john | john |
ekim | october |
abd | american |
genelinde | for |
devamını | more |
oku | read |
ın | of |
TR John Mellencamp, sahne ismi Johnny Cougar, John Cougar, ve John Cougar Mellencamp, (d. 7 Ekim 1951), ABD'li müzisyen, şarkıcı, ressam ve az da olsa oyuncu. Albümleri dünya genelinde 40 milyondan fazla satmıştır. 13 kere Grammy … Devamını oku
EN John Mellencamp (born 7 October 1951 in Seymour, Indiana) is an American singer and a songwriter, known for a long and successful recording and performing career highlighted by a series of 1980s hits, including "Jack & Diane&q… read more
Türk | Iňlis |
---|---|
john | john |
ekim | october |
abd | american |
oku | read |
ın | of |
TR Öyle bile olsa, küresel piyasayı kullanılmış elektroniğe yönlendirmenin zararından çok faydası var:
EN Even so, encouraging a global market for used electronics does more good than harm:
Türk | Iňlis |
---|---|
küresel | global |
kullanılmış | used |
TR Bazı müşteriler için bu kampanya duyuruları sinir bozucu olsa da tatillerde ve özel günlerde firmaların yapacağı indirim ve kampanyaları dört gözle bekleyen bir müşteri kitlesi de var
EN While some customers hate being spammed by offers, others still keep an eye out for deals, especially during the holiday seasons
Türk | Iňlis |
---|---|
de | out |
TR Müşterilerim bir ödeme planında olsa bile formumla ödeme alabilir miyim?
EN Can I still collect payments with my form if my clients are on a payment plan?
Türk | Iňlis |
---|---|
planı | plan |
TR iPad için daha fazla katılım olsa bile, bahçe ürünleri hakkında e-posta gönderdiğinizde katılımcıların büyük bir kısmı kaybolacaktır.
EN A lot more people might sign up for the iPad, but they will all churn out as soon as you resume your gardening-related emails.
Türk | Iňlis |
---|---|
ipad | ipad |
e-posta | emails |
TR ne kadar müzikal anlamda yetenekli de olsa bir grup üyesi yarattığı eserlerde diğer grup elemanı arkadaşlarına danışır ve belki de çoğu zaman kafasındakilerden çok orta yolu bulma neticesinde eserler üretir
EN A number of other well-known musicians may write some of their own songs, but are usually referred to as singers instead
Türk | Iňlis |
---|---|
diğer | other |
TR Bu grafik, uygun bir orta ve uzun vadeli gösterge olsa da, kısa vadeli ağ aktivitesini görmek için Bellek Havuzu Boyutu (Bayt) ve Bellek Havuzu İşlem Sayısı grafikleri daha uygun seçeneklerdir.
EN While this graph is a suitable medium and long term indicator, the Mempool Size (Bytes) and Mempool Transaction Count charts are more suitable for short term network activity.
Türk | Iňlis |
---|---|
uygun | suitable |
orta | medium |
uzun | long |
vadeli | term |
kısa | short |
boyutu | size |
TR Sayfanızda Dublin Core metadata elementleri kullanılmamış. Olsa iyi olurdu ancak olmasada dünyanın sonu değil :)
EN This page does not take advantage of Dublin Core.
Türk | Iňlis |
---|---|
core | core |
değil | not |
ın | of |
TR Grup üyelerinin üst düzey bireysel yetenekleri ve egoları grubun dağılmasına neden olsa da üyeleri yeniden birleşme fikrine hep sıcak baktı
EN The band consisted of Sting (vocals, bass), Andy Summers (guitar) and Stewart Copeland (drums)
Türk | Iňlis |
---|---|
olsa | the |
TR Sonuç olarak, temel ihtiyaçların zar zor temin edildiği ya da erişilemediği koşullar altında hayat mücadelesi veren göçmenler ve mülteciler için ‘Avrupa’ya gitmek,’ ne getireceği netleşmemiş de olsa parlak bir düş hâline geliyor.
EN As a result, for refugees and migrants struggling for dignified lives, ‘going to Europe’ becomes a bright dream even though its consequences are unclear.
Türk | Iňlis |
---|---|
sonuç | result |
mülteciler | refugees |
avrupa | europe |
parlak | bright |
TR Konteynerler, aktif hizmet için kullanılmış olsa veya onarım gerektirse bile, çeşitli amaçlar için iyi bir yapı ve yapı taşı olabilir
EN Even when containers have been used in active service or need repair, they can still be a good structure and building block for a variety of purposes
Türk | Iňlis |
---|---|
konteynerler | containers |
aktif | active |
hizmet | service |
kullanılmış | used |
veya | or |
onarım | repair |
bile | even |
çeşitli | variety |
iyi | good |
olabilir | can |
TR Hızlı, doğru ve uygun fiyatlı transkripsiyon kritik olsa da, Sonix için sadece başlangıç noktasıdır. İnsanların çalışmalarını nasıl oluşturduğunu, organize ettiğini ve paylaştığını yeniden hayal ediyoruz.
EN While fast, accurate, and affordable transcription is critical, it is just the starting point for Sonix. We are re-imagining how people create, organize, and share their work.
Türk | Iňlis |
---|---|
hızlı | fast |
uygun | affordable |
transkripsiyon | transcription |
kritik | critical |
sonix | sonix |
başlangıç | starting |
organize | organize |
TR Bir sene içinde yüzlerce özel gün olsa da aslında bunların çok azı ciddi bir etki yaratıyor
EN Although there are hundreds of special days in a calendar year, very few of them actually make a serious impact
Türk | Iňlis |
---|---|
özel | special |
gün | days |
olsa | although |
aslında | actually |
ciddi | serious |
etki | impact |
TR Bir aylık bile olsa bir içerik takvimi oluşturmak ve yayına hazır hale getirmek çok zorlu bir süreç
EN Whether you?re B2C, B2B, a nonprofit or a government department, what people think and feel about your organisation is important to you
TR Ayarlar aynı olsa bile, bazen sıralamalar gün içinde değişebilir, böylece sadece yeni güncellenmiş konumu görebilirsiniz
EN However, even when the settings are the same, the rankings can sometimes change throughout the day, so you can see only the new updated position
Türk | Iňlis |
---|---|
ayarlar | settings |
bile | even |
bazen | sometimes |
gün | day |
böylece | so |
konumu | position |
görebilirsiniz | you can see |
TR Daha modern derleyiciler, arm64 için derlenmiş kod üretecek olsa da bunu test etmek için Arm tabanlı bir ortama dağıtmanız gerekecektir
EN While more modern compilers will produce compiled code for arm64, you will need to deploy it into an arm-based environment to test
Türk | Iňlis |
---|---|
modern | modern |
kod | code |
bunu | it |
tabanlı | based |
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
Türk | Iňlis |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
TR Kelimelerle ifade etmek zor olsa da kolaylıkla görülebilmektedir ki her topluluk için küştür çok önemli bir dinamiktir
EN It?s hard to quantify, but it?s not hard to see: in any community, culture is everything
Türk | Iňlis |
---|---|
zor | hard |
topluluk | community |
TR Atak Domain tarafından satışı yapılan tüm domain uzantıları farklı bir domain firması üzerinden dahi kaydedilmiş olsa İkinci el domain platformu üzerinden satılabilinir.
EN All domain extensions sold by Atak Domain, can be sold through the spot domain platform, even if they are registered through a different domain company.
Türk | Iňlis |
---|---|
domain | domain |
tüm | all |
uzantıları | extensions |
farklı | different |
firması | company |
platformu | platform |
TR İstisnai bir durum da olsa .TEL uzantısı gibi spesifik kullanım amacı ile servis veren alan adlarında özel NS tanımlamak mümkün değildir.
EN Although it is an exceptional situation, it is not possible to define special NS in domain names serving for specific purposes such as .TEL extension.
Türk | Iňlis |
---|---|
durum | situation |
olsa | although |
uzantısı | extension |
tanımlamak | define |
mümkün | possible |
TR Disney, 17 Temmuz 2020?de California, Anaheim?da iki parkı yeniden açmayı planlamış olsa da Disneyland ve California Adventure?ın yeniden açılması süresiz olarak ertelendi
EN While Disney had planed to re-open it?s two parks in Anaheim, California on the 17th July 2020 but Disneyland and California Adventure re-opening has been delayed indefinitely
Türk | Iňlis |
---|---|
temmuz | july |
california | california |
TR Birkaç oyun kulaklığı sertifikalı olsa da Arctis Pro + GameDAC, Japon Ses Topluluğu tarafından bu gıpta ile bakılan sertifikayı alan oyunculuk için ilk tam ses sistemi (kulaklık artı DAC).
EN While there are a couple gaming headsets that have been certified, Arctis Pro + GameDAC is the first full audio system for gaming (headset plus DAC) that has received this coveted certification from the Japanese Audio Society.
Türk | Iňlis |
---|---|
birkaç | couple |
sertifikalı | certified |
arctis | arctis |
gamedac | gamedac |
japon | japanese |
ilk | first |
tam | full |
sistemi | system |
kulaklık | headset |
TR Her ne kadar ikiz bebek beklediklerini öğrenmek Şengün çiftini çok mutlu etmiş olsa da, bu süreçte kendilerini ve bebeklerini bekleyen riskler ve belirsizlikler nedeniyle başlarda ciddi endişeler yaşadılar.
EN When they first learned that they were expecting twin babies, she and her husband felt not only happy but also anxious due to the risks and uncertainties waiting for them and their babies in the process.
Türk | Iňlis |
---|---|
ikiz | twin |
mutlu | happy |
olsa | the |
TR “Nasıl olsa biri bu işi üstlenir” demek yerine bu kişinin başvuru yapacağımız sırada belli olması iyi olur
EN Instead of saying, "Someone will take over the job anyway", it would be better if this person was known when we were applying
Türk | Iňlis |
---|---|
bu | this |
işi | job |
iyi | better |
TR Sonuç olarak, temel ihtiyaçların zar zor temin edildiği ya da erişilemediği koşullar altında hayat mücadelesi veren göçmenler ve mülteciler için ‘Avrupa’ya gitmek,’ ne getireceği netleşmemiş de olsa parlak bir düş hâline geliyor.
EN As a result, for refugees and migrants struggling for dignified lives, ‘going to Europe’ becomes a bright dream even though its consequences are unclear.
Türk | Iňlis |
---|---|
sonuç | result |
mülteciler | refugees |
avrupa | europe |
parlak | bright |
TR Hisse senetleri veya forex ticareti yapma deneyiminiz olsa bile, kripto paraların farklı bir oyun alanı olduğunu anlamanız gerekir!
EN Even if you've had some experience trading stocks or forex, you need to realise that Crypto is a different ball game!
Türk | Iňlis |
---|---|
veya | or |
forex | forex |
kripto | crypto |
oyun | game |
olduğunu | is |
TR Islatın, hatta yuva kapağı açık olsa bile
EN Get it wet — even if the port covers are open
Türk | Iňlis |
---|---|
açık | open |
olsa | the |
TR Entegre Zebra SE4710 kurumsal sınıf okuma motoru (sadece XPAD L10 için opsiyonel) ile personeliniz okut düğmesine basarak anında yakalayabilir; çizik, kirli veya kötü basılmış olsa bile.
EN With the integrated Zebra SE4710 enterprise-class scan engine (optional on XPAD L10 only), workers can capture barcodes as fast as they can press the scan button — even if they are scratched, dirty or poorly printed.
Türk | Iňlis |
---|---|
entegre | integrated |
zebra | zebra |
kurumsal | enterprise |
sınıf | class |
motoru | engine |
opsiyonel | optional |
düğmesine | button |
veya | or |
bile | even |
TR İyi niyetle yapılmış olsa da üçüncü şahısların mülkiyet haklarını ihlal edecek bir malzeme içerebilecek konuya girişi hızlı bir şekilde engelleyin veya kaldırın.
EN Expeditiously block access to or remove content that it believes in good faith may contain material that infringes the copyrights of third parties and
Türk | Iňlis |
---|---|
malzeme | material |
engelleyin | block |
veya | or |
kaldırın | remove |
TR Böylece yükünüz yolda bile olsa, verimliliği en üst düzeye çıkarmak ve işletme giderlerini en aza indirmek için, taşınmakta olan yükünüz üzerinde hızlı kararlar alabilecek düzeyde kontrol sahibi olun.
EN Thereby gaining control to make agile decisions on the move to maximise efficiency and minimise overheads, even if your cargo is already in transit.
Türk | Iňlis |
---|---|
verimliliği | efficiency |
kararlar | decisions |
kontrol | control |
TR KeşfedilebilirVeriler depolansa, korunsa ve prensipte erişilebilir olsa bile, başkaları tarafından keşfedilebilir değillerse bir faydaları olmaz.
EN DiscoverableEven if data are stored, preserved and in principle accessible, this is not very worthwhile if the data cannot be discovered by others.
Türk | Iňlis |
---|---|
erişilebilir | accessible |
başkaları | others |
olmaz | not |
TR DenetlenmişAraştırma makalelerinin hakem denetiminden geçmesi çok yaygın olsa da, bu, araştırma verileri için hala oldukça alışılmamış bir durumdur
EN ReviewedWhile it is very common for research articles to be peer reviewed, this is still quite uncommon for research data
Türk | Iňlis |
---|---|
yaygın | common |
araştırma | research |
verileri | data |
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
Türk | Iňlis |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
Türk | Iňlis |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
TR Tarayıcı eklentilerimiz sayesinde proxy sayfalarımızın tam olarak desteklemediği sayfaları da kesintisiz ziyaret etmenizi sağlar(örn sadece video modunda olanlar) ve filterbypass engelli olsa bile işle göstermesini sağlar
EN Our browser extensions helps you to browse proxy sites that we don't fully support (i.e those in video mode only) and unblock filterbypass if it is censored
Türk | Iňlis |
---|---|
tarayıcı | browser |
proxy | proxy |
etmenizi | you to |
video | video |
filterbypass | filterbypass |
TR Konumunuzda seğirme engellenmiş olsa bile en sevdiğiniz oyunların canlı yayınlarının keyfini çıkarın. Ücretsiz twitch proxy'mizi herhangi bir bant genişliği veya coğrafi kısıtlama olmadan kullanabilir ve sansürü atlayabilirsiniz.
EN Enjoy your favorite games live streams even when twitch is blocked is blocked at your location.You can use our free twitch proxy without any bandwidth or geo-restriction and bypass censorship.
Türk | Iňlis |
---|---|
bile | even |
canlı | live |
keyfini | enjoy |
proxy | proxy |
coğrafi | geo |
olmadan | without |
TR Daha modern derleyiciler, arm64 için derlenmiş kod üretecek olsa da bunu test etmek için Arm tabanlı bir ortama dağıtmanız gerekecektir
EN While more modern compilers will produce compiled code for arm64, you will need to deploy it into an arm-based environment to test
Türk | Iňlis |
---|---|
modern | modern |
kod | code |
bunu | it |
tabanlı | based |
TR Kaliforniyalıların gizlilik haklarını kullanıyor olsa bile eşit hizmet ve fiyattan yararlanma hakkı.
EN The right of Californians to equal service and price, even if they exercise their privacy rights.
Türk | Iňlis |
---|---|
gizlilik | privacy |
olsa | the |
eşit | equal |
hizmet | service |
ve | and |
ın | of |
TR Ayarlar aynı olsa bile, bazen sıralamalar gün içinde değişebilir, böylece sadece yeni güncellenmiş konumu görebilirsiniz
EN However, even when the settings are the same, the rankings can sometimes change throughout the day, so you can see only the new updated position
Türk | Iňlis |
---|---|
ayarlar | settings |
bile | even |
bazen | sometimes |
gün | day |
böylece | so |
konumu | position |
görebilirsiniz | you can see |
TR Destekleniyor olsa bile, arayüzlere kurucuların dahil edilmesi kesinlikle önerilmez
EN Although they are supported, including constructors in interfaces is strongly discouraged
Türk | Iňlis |
---|---|
olsa | although |
dahil | including |
TR Kelimelerle ifade etmek zor olsa da kolaylıkla görülebilmektedir ki her topluluk için küştür çok önemli bir dinamiktir
EN It?s hard to quantify, but it?s not hard to see: in any community, culture is everything
Türk | Iňlis |
---|---|
zor | hard |
topluluk | community |
{Totalresult} terjimeleriniň 50 görkezmek