EN We need to make cities generally greener.
"cities generally greener" v Angličtina možno preložiť do nasledujúcich Turecký slov/fráz:
cities | kent şehir şehirler şehirlerin |
generally | genel genellikle |
EN We need to make cities generally greener.
TR Kentleri toplamda daha yeşil hale getirmeliyiz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
to | daha |
EN In addition, we need to make cities generally greener – turning more vacant plots into green spaces, protecting more city squares and streets from heat by providing shade trees, and by funding green roofs and facades
TR Ayrıca kentleri toplamda daha yeşil hale getirmeliyiz; daha fazla açık alan yeşil alanlara dönüştürülmeli, ağaçların gölgesiyle daha fazla meydanın ve yolun sıcaktan korunmasını ve yeşil çatıları ve cepheleri teşvik etmeliyiz
Angličtina | Turecký |
---|---|
green | yeşil |
and | ve |
to | ayrıca |
more | fazla |
in | alan |
EN 3. 18.4 per cent of the population lives in cities of between 20,000 and 50,000 inhabitants. 16.9 per cent in cities with more than 500,000 inhabitants, 15 per cent in cities with 10,000 to 19,000 inhabitants.
TR Genel nüfusun yüzde 18,4’ü, nüfusu 20.000 ila 50.000 arasında olan şehirlerde, yüzde 16,9’u, nüfusu 500.000’in üzerinde olan şehirlerde, yüzde 15’i ise nüfusu 10.000 ila 19.000 arası olan şehirlerde yaşıyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
population | nüfusun |
lives | yaşıyor |
per cent | yüzde |
to | arası |
more | olan |
the | ise |
EN Provides less dependence on paper for a greener office environment
TR Daha yeşil bir ofis ortamı için kağıda daha az bağımlılık sağlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
provides | sağlar |
office | ofis |
environment | ortamı |
a | bir |
for | için |
EN Ocean transport plays a vital role in the industry, so H&M has chosen Maersk ECO Delivery to support a greener transport.
TR Denizaşırı taşımacılık sektörde hayati bir rol oynadığından, H&M daha çevreci bir taşımacılığı desteklemek için Maersk'in ECO Delivery (Ekolojik Teslimat) sistemini tercih etti.
Angličtina | Turecký |
---|---|
vital | hayati |
role | rol |
m | m |
delivery | teslimat |
transport | taşımacılık |
eco | çevreci |
to support | desteklemek |
a | bir |
to | için |
EN Provides less dependence on paper for a greener office environment
TR Daha yeşil bir ofis ortamı için kağıda daha az bağımlılık sağlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
provides | sağlar |
office | ofis |
environment | ortamı |
a | bir |
for | için |
EN Germany’s biggest city’s environs, on the other hand, are quieter, greener and less expensive
TR Şehri çevreleyen bölgeyse daha sessiz, daha yeşil ve daha ucuz
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
the | yeşil |
on | daha |
EN The Power of AI in Cognitive Critical Infrastructure: Making the Internet a Greener Place
TR Bilişsel Kritik Altyapıda AI’ın Gücü: İnterneti Daha Çevreci Bir Yer Haline Getirmek
Angličtina | Turecký |
---|---|
ai | ai |
critical | kritik |
infrastructure | altyapı |
power | gücü |
in | da |
making | haline |
a | bir |
of | yer |
EN Many cities have therefore joined together to form climate alliances. The best known of these is the C40 Cities Climate Leadership Group. Here are a few facts and figures:
TR Birçok kent bu nedenle iklim ittifaklarında bir araya geldi. Bunlar arasındaki en tanınmış örgütlenme ağı, C40 – Cities Climate Leadership Group. İşte bu ağa ilişkin birkaç sayı ve olgu:
Angličtina | Turecký |
---|---|
cities | kent |
together | araya |
climate | iklim |
group | group |
a | bir |
and | ve |
best | en |
these | bu |
many | çok |
EN These three cities came in at number 3, 6 and 7 in the Mercer Quality of Living Survey 2019 – out of more than 230 cities worldwide.
TR Bu üç kent Mercer Quality of Living Survey 2019 sıralamasında dünya çapındaki 230 kent arasında üçüncü altıncı ve yedinci sırayı aldı.
Angličtina | Turecký |
---|---|
cities | kent |
and | ve |
the | üçüncü |
of | arasında |
worldwide | çapındaki |
EN Medium-sized cities are booming: life away from the big cities
TR Midi Şehirler Yükselişte: Metropollerin Ötesinde Bir Yaşam
Angličtina | Turecký |
---|---|
life | yaşam |
the | bir |
EN But apart from Germany’s federal capital and the ten Magic Cities – Dresden, Düsseldorf, Frankfurt-am-Main, Hamburg, Hanover, Cologne, Leipzig, Munich, Nuremberg and Stuttgart – many other towns and cities in Germany are well worth a visit
TR Ama Almanya’nın beşkenti ve on büyük kent (Magic Cities diye anılan Düsseldorf, Dresden, Frankfurt/ Main, Hamburg Hannover, Köln, Leipzig, München, Nürnberg ve Stuttgart) dışında Almanya’daki çok sayıda kent ziyarete değer
Angličtina | Turecký |
---|---|
ten | on |
cities | kent |
magic | magic |
frankfurt | frankfurt |
main | main |
hamburg | hamburg |
cologne | köln |
leipzig | leipzig |
stuttgart | stuttgart |
worth | değer |
but | ama |
and | ve |
a | sayıda |
the | çok |
EN In all cases, we follow generally accepted standards and security measures to protect the personal data submitted to us, both during transmission and once we receive it
TR Her durumda, bize gönderilen kişisel verileri hem aktarım sırasında hem de aldıktan sonra korumak için genel kabul görmüş standartları ve güvenlik önlemlerini takip ederiz
Angličtina | Turecký |
---|---|
follow | takip |
generally | genel |
data | verileri |
submitted | gönderilen |
security | güvenlik |
and | ve |
standards | standartları |
both | de |
during | sırasında |
personal | kişisel |
us | bize |
EN Country music is generally characterized by its use of the guitar and its heavily-accented vocals describing life's hardships
TR Country tarzı, 1920'lerde ABD'nin güney eyaletlerindeki yoksul ve beyaz köylüler arasında ortaya çıktı
Angličtina | Turecký |
---|---|
country | country |
and | ve |
the | beyaz |
of | arasında |
EN Generally, a sponsor will have regular phone calls with you about your progress, listen to your struggles, and share their own experience
TR Genellikle bir sponsor, ilerlemeniz hakkında sizinle düzenli telefon görüşmeleri yapacak, mücadelelerinizi dinleyecek ve kendi deneyimlerini paylaşacaktır
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genellikle |
regular | düzenli |
share | paylaş |
sponsor | sponsor |
phone | telefon |
will | yapacak |
about | hakkında |
a | bir |
and | ve |
EN ?Special days? are generally days of significance passed down from generation to generation, celebrated on a particular day or week each year, and referenced within common social memory and common consciousness
TR Özel günler, genel anlamda nesilden nesle aktarılan, senenin belli bir gününde ya da haftasında kutlanan, ortak toplumsal hafıza ve ortak bilinçten referans alan günleri ifade eder
Angličtina | Turecký |
---|---|
social | toplumsal |
and | ve |
common | ortak |
generally | genel |
within | da |
a | bir |
EN Chatbots are used in applications such as ecommerce or SaaS customer service, call centers, or customer support and generally in every business where automation can bring back efficiency
TR Chatbotlar, e-ticaret veya SaaS müşteri hizmetleri, çağrı merkezleri veya müşteri desteği gibi uygulamalarda ve genellikle otomasyonun verimliliği geri getirebileceği her işte kullanılır
Angličtina | Turecký |
---|---|
applications | uygulamalarda |
ecommerce | e-ticaret |
saas | saas |
centers | merkezleri |
business | iş |
back | geri |
efficiency | verimliliği |
call | çağrı |
used | kullanılır |
support | desteği |
and | ve |
generally | genellikle |
or | veya |
customer | müşteri |
every | her |
service | hizmetleri |
as | gibi |
EN However, bot platform software generally offer 3 types that are supposed to meet your requirements when building an automated chatbot
TR Ancak, bot platform yazılımı genellikle otomatik bir sohbet robotu oluştururken gereksinimlerinizi karşılaması beklenen 3 tür sunar
Angličtina | Turecký |
---|---|
bot | bot |
platform | platform |
generally | genellikle |
offer | sunar |
types | tür |
automated | otomatik |
chatbot | sohbet robotu |
however | bir |
software | yazılımı |
EN Interpreted languages like Python, Java, and Node generally do not require recompilation unless your code references libraries that use architecture specific components
TR Python, Java ve Node gibi yorumlanan diller, kodunuz mimariye özgü bileşenleri kullanan kitaplıklara başvurmadıkça genellikle yeniden derleme gerektirmez
Angličtina | Turecký |
---|---|
languages | diller |
python | python |
java | java |
generally | genellikle |
use | kullanan |
components | bileşenleri |
node | node |
specific | özgü |
and | ve |
EN You can also generally choose to work with Letsencrypt for this
TR Ayrıca genel olarak Letsencrypt ile iş yapmayı tercih edebilirsiniz bunun için
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genel |
choose | tercih |
you can | edebilirsiniz |
also | ayrıca |
with | ile |
EN In the Italian industry, raw materials and energy resources are generally weak
TR İtalya sanayiinde genellikle hammadde ve enerji kaynakları zayıftır
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
energy | enerji |
generally | genellikle |
resources | kaynakları |
EN Reverse DNS is also known as PTR record. It is available in all domain addresses and is generally used in e-mail communication. Required for security reasons.
TR Reverse DNS bir diğer adıyla PTR kaydıdır. Tüm domain adreslerinde bulunmaktadır ve genel olarak e-posta iletişiminde kullanılır. Güvenlik nedeniyle gereklidir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
dns | dns |
domain | domain |
generally | genel |
used | kullanılır |
required | gereklidir |
security | güvenlik |
all | tüm |
posta | |
e-posta | |
and | ve |
EN Generally, reports show top keywords, overall keywords, new visitors, overall visitors, and website conversion metrics
TR Genellikle raporlar anahtar kelimeler, H tagları, kodlama ve tasarım kalitesi, hız raporları ve web sitesi dönüşüm metrikleri gibi özellikleri gösterir
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genellikle |
show | gösterir |
conversion | dönüşüm |
metrics | metrikleri |
and | ve |
keywords | anahtar |
reports | raporları |
EN We adhere to the generally accepted industry standards to protect the information you submit to us. You agree and acknowledge that the Internet may be subject to breaches of security and that the submission of data over the Internet may not be secure.
TR Bize gönderdiğiniz bilgileri korumak için genel kabul gören endüstri standartlarına uyarız. İnternet'in güvenlik ihlallerine maruz kalabileceğini ve İnternet üzerinden veri gönderilmesinin güvenli olmayabileceğini kabul edersiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genel |
industry | endüstri |
security | güvenlik |
data | veri |
information | bilgileri |
and | ve |
of | in |
the | kabul |
us | bize |
standards | standartları |
EN Cookies do lots of different things, for example, remembering user preferences, letting users navigate between pages efficiently and generally improving the user experience
TR Çerezler, kullanıcı tercihlerini hatırlamak, kullanıcıların sayfalar arasında verimli bir şekilde gezinmesine izin vermek ve genellikle kullanıcı deneyimini geliştirmek için birçok farklı şey yapar
Angličtina | Turecký |
---|---|
do | yapar |
pages | sayfalar |
efficiently | verimli |
generally | genellikle |
experience | deneyimini |
user | kullanıcı |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
different | farklı |
users | kullanıcılar |
for | için |
lots | çok |
EN Generally speaking, a modal window blocks the user from interacting with the host application until they close the popup window
TR Genel olarak, kalıcı bir pencere, kullanıcının açılır pencereyi kapatana kadar ana bilgisayar uygulamasıyla etkileşime girmesini engeller
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genel |
window | pencere |
application | uygulaması |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
a | bir |
from | kadar |
EN Journalists generally want to have exclusive access
TR Aslında gazeteciler müstesna bilgilere ulaşmayı arzularlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
journalists | gazeteciler |
EN The climate here is mild, and generally warm and temperate
TR Esslingen am Neckar şehrinde sıcak ve ılıman iklim görülmektedir
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
warm | sıcak |
climate | iklim |
EN Investigations generally involve substantial coordinated input from a range of practice areas, drawing these diverse perspectives together into a tailored and systematic investigation strategy or roadmap
TR Soruşturmalar genelde, farklı faaliyet alanlarına ilişkin unsurların ve farklı bakış açılarının bir araya getirilerek mevcut duruma özel stratejilerin hazırlanmasını gerektirmektedir
Angličtina | Turecký |
---|---|
investigations | soruşturmalar |
together | araya |
and | ve |
EN Interpreted languages like Python, Java, and Node generally do not require recompilation unless your code references libraries that use architecture specific components
TR Python, Java ve Node gibi yorumlanan diller, kodunuz mimariye özgü bileşenleri kullanan kitaplıklara başvurmadıkça genellikle yeniden derleme gerektirmez
Angličtina | Turecký |
---|---|
languages | diller |
python | python |
java | java |
generally | genellikle |
use | kullanan |
components | bileşenleri |
node | node |
specific | özgü |
and | ve |
EN Generally speaking there is no requirement in PHIPA that specifically limits the ability of a person or organization from transferring or storing data outside of Ontario or Canada
TR Genel anlamda PHIPA’da bir kişinin veya kuruluşun verileri Ontario ya da Kanada dışına aktarmasını veya orada depolamasını kısıtlayan bir gereksinim yoktur
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genel |
organization | kuruluş |
data | verileri |
ontario | ontario |
canada | kanada |
in | da |
person | kişinin |
or | veya |
a | bir |
no | yoktur |
EN * Denotes the service is Impact Level 6 authorized, but not Generally Available (GA) in the region.
TR * Hizmetin Etki Düzeyi 6 için yetkilendirildiğini ancak bölgede Genel Olarak Erişilebilir (GA) olmadığını belirtir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
service | hizmetin |
impact | etki |
level | düzeyi |
generally | genel |
available | erişilebilir |
EN While the concept of the space may seem familiar in Western culture, it’s relatively new to Japan where hotels are generally viewed as a special occasion
TR Alan konsepti Batı kültürüne tanıdık gelse de, otellerin genellikle özel bir etkinlik olarak görüldüğü Japonya için nispeten yeni bir kavram
Angličtina | Turecký |
---|---|
concept | konsepti |
familiar | tanıdık |
relatively | nispeten |
japan | japonya |
generally | genellikle |
occasion | etkinlik |
western | batı |
culture | kültür |
of | in |
new | yeni bir |
to | için |
EN You can also generally choose to work with Letsencrypt for this
TR Ayrıca genel olarak Letsencrypt ile iş yapmayı tercih edebilirsiniz bunun için
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genel |
choose | tercih |
you can | edebilirsiniz |
also | ayrıca |
with | ile |
EN Reverse DNS is also known as PTR record. It is available in all domain addresses and is generally used in e-mail communication. Required for security reasons.
TR Reverse DNS bir diğer adıyla PTR kaydıdır. Tüm domain adreslerinde bulunmaktadır ve genel olarak e-posta iletişiminde kullanılır. Güvenlik nedeniyle gereklidir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
dns | dns |
domain | domain |
generally | genel |
used | kullanılır |
required | gereklidir |
security | güvenlik |
all | tüm |
posta | |
e-posta | |
and | ve |
EN Amazon Aurora Multi-Master is now generally available
TR Amazon Aurora Multi-Master artık genel olarak erişilebilir
Angličtina | Turecký |
---|---|
amazon | amazon |
aurora | aurora |
generally | genel |
available | erişilebilir |
now | artık |
EN The type of insurance included in the rental cost: comprehensive insurance is generally included
TR Kiralama bedeline dahil edilen sigorta türü : kapsamlı sigorta genellikle dahildir
Angličtina | Turecký |
---|---|
insurance | sigorta |
rental | kiralama |
generally | genellikle |
comprehensive | kapsamlı |
included | dahildir |
type | tür |
EN Ferrari road cars are generally seen as a symbol of speed, luxury and wealth
TR Ferrari yol arabaları genellikle hız, lüks ve zenginliğin sembolü olarak görülür
Angličtina | Turecký |
---|---|
ferrari | ferrari |
road | yol |
generally | genellikle |
speed | hız |
luxury | lüks |
and | ve |
of | in |
as | olarak |
cars | arabalar |
EN While the professionals generally prefer the mountains, many amateurs have started walking in various areas of natural beauty since the outbreak of the Covid-19 pandemic
TR Profesyoneller çoğunlukla dağlara çıkarken, korona pandemisi ortaya çıkalı amatörler manzara yönünden zengin bölgelere gidiyorlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
professionals | profesyoneller |
pandemic | pandemisi |
covid-19 | korona |
in | da |
EN Journalists generally want to have exclusive access
TR Aslında gazeteciler müstesna bilgilere ulaşmayı arzularlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
journalists | gazeteciler |
EN But it is not well known generally, even though this giant fish can grow to 3.5 metres in length and weigh up to 300 kilos
TR Fakat bu ilgi dışında 3,5 metre uzunluğa ve 300 kilo ağırlığa ulaşabilen bu balıklar pek bilinmez
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
this | bu |
but | fakat |
EN Anyone who arrives late at work will soon get in trouble with their boss and is generally considered unreliable
TR İşe geç kalanların güvenilmez olarak algılanması ve patronlarıyla sorun yaşaması kaçınılmaz
Angličtina | Turecký |
---|---|
late | geç |
and | ve |
in | olarak |
EN If we succeed in treating the vaccine as a public good – and that would be historic – generally accepted guidelines will be especially important
TR Aşının “kamu malı” olarak görülmesi başarılabilirse -ki, bu tarihi bir olay olurdu- ortaklaşa kabul edilen düzenlemeler daha da önemli bir hal alacak
EN While the concept of the space may seem familiar in Western culture, it’s relatively new to Japan where hotels are generally viewed as a special occasion
TR Alan konsepti Batı kültürüne tanıdık gelse de, otellerin genellikle özel bir etkinlik olarak görüldüğü Japonya için nispeten yeni bir kavram
Angličtina | Turecký |
---|---|
concept | konsepti |
familiar | tanıdık |
relatively | nispeten |
japan | japonya |
generally | genellikle |
occasion | etkinlik |
western | batı |
culture | kültür |
of | in |
new | yeni bir |
to | için |
EN In all cases, we follow generally accepted standards and security measures to protect the personal data submitted to us, both during transmission and once we receive it
TR Her durumda, bize gönderilen kişisel verileri hem aktarım sırasında hem de aldıktan sonra korumak için genel kabul görmüş standartları ve güvenlik önlemlerini takip ederiz
Angličtina | Turecký |
---|---|
follow | takip |
generally | genel |
data | verileri |
submitted | gönderilen |
security | güvenlik |
and | ve |
standards | standartları |
both | de |
during | sırasında |
personal | kişisel |
us | bize |
EN This is subjective to the niche you're in, but generally speaking, you want to find keywords that have a search volume that's greater than 10,000 searches per month but less than 150,000 searches per month
TR Bu, bulunduğunuz alana göre değişebilir ancak genel olarak konuşmak gerekirse, aylık 10.000'den fazla ancak 150.000'den az arama hacmine sahip anahtar kelimeler bulmak istersiniz
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genel |
volume | hacmine |
month | aylık |
less | az |
search | arama |
this | bu |
keywords | anahtar |
to | sahip |
EN A keyword between 500,000 and 1,000,000 searches is generally considered a "high" search volume. These niches are more competitive, and it will require more work to rank on the first page of Google.
TR 500.000 ila 1.000.000 arama arasındaki bir anahtar kelime genellikle "yüksek" arama hacmi olarak kabul edilir. Bu nişler daha rekabetçidir ve Google'ın ilk sayfasında yer almak için daha fazla çalışma gerekir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genellikle |
volume | hacmi |
work | çalışma |
and | ve |
page | sayfası |
search | arama |
high | yüksek |
these | bu |
the | kabul |
first | ilk |
between | arasındaki |
to | için |
of | in |
will | gerekir |
EN Country music is generally characterized by its use of the guitar and its heavily-accented vocals describing life's hardships
TR Country tarzı, 1920'lerde ABD'nin güney eyaletlerindeki yoksul ve beyaz köylüler arasında ortaya çıktı
Angličtina | Turecký |
---|---|
country | country |
and | ve |
the | beyaz |
of | arasında |
EN This is generally represented using the following diagram:
TR Bu, genellikle aşağıdaki şema kullanılarak temsil edilir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
generally | genellikle |
represented | temsil |
using | kullanılarak |
this | bu |
the | aşağıdaki |
EN The genre is characterised by fast tempo broken beats (generally between 160–180 beats per minute, but also having occas… read more
TR Drum vuruşlarının dip Bas(sub-bass)lar süslendiği ve dakikada 160 vuruşluk bir tempoya sahip olan Drum’n Bass 90’lı y… Devamını oku
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov