TR Sayın Profesör Krüger, yapay zekâ alanında dünya zirvesinde yer almak Almanya için neden önemli? Çünkü gelecekte yapay zekâ olmadan ayakta kalabilecek pek az üretim süreci olacak
"çünkü gelecekte yapay" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Sayın Profesör Krüger, yapay zekâ alanında dünya zirvesinde yer almak Almanya için neden önemli? Çünkü gelecekte yapay zekâ olmadan ayakta kalabilecek pek az üretim süreci olacak
EN Professor Krüger, why is it important for Germany to be among the best in the world in artificial intelligence (AI)? That’s because almost no manufacturing process will be able to get by without artificial intelligence in the future
turco | inglês |
---|---|
profesör | professor |
dünya | world |
almanya | germany |
önemli | important |
olmadan | without |
üretim | manufacturing |
süreci | process |
TR Dünyamızı yapay zekasız tasavvur etmek artık pek mümkün değil ve gelecekte yapay zeka yaşamımızda daha da fazla yer kaplayacak
EN Artificial intelligence has become an indispensable part of our world and it will occupy even more space in the future
turco | inglês |
---|---|
mümkün | will |
zeka | intelligence |
TR Dünyamızı yapay zekasız tasavvur etmek artık pek mümkün değil ve gelecekte yapay zeka yaşamımızda daha da fazla yer kaplayacak
EN Artificial intelligence has become an indispensable part of our world and it will occupy even more space in the future
turco | inglês |
---|---|
mümkün | will |
zeka | intelligence |
TR Asla engellere takılmayacaksınız çünkü desteğimiz her soruyu çok hızlı bir şekilde cevaplayacaktır. Şimdi anlamadığınız şeyler için endişelenmeyin, çünkü yardım edebiliriz.
EN You'll never stuck with obstacles, because our support will answer any questions very fast. Don't worry about the things you don't understand now, because we can help.
turco | inglês |
---|---|
asla | never |
çok | very |
şeyler | things |
edebiliriz | can |
TR Dar AI veya Yapay Dar Zeka (ANI) olarak da bilinen zayıf yapay zeka, belirli görevleri gerçekleştirmek için eğitilen bir yapay zeka türüdür
EN Weak AI—also called Narrow AI or Artificial Narrow Intelligence (ANI)—is AI trained and focused to perform specific tasks
turco | inglês |
---|---|
yapay | artificial |
zeka | intelligence |
zayıf | weak |
belirli | specific |
gerçekleştirmek | perform |
TR Güçlü yapay zeka, Yapay Genel Zeka (AGI) ve Yapay Süper Zekadan (ASI) oluşur
EN Strong AI is made up of Artificial General Intelligence (AGI) and Artificial Super Intelligence (ASI)
turco | inglês |
---|---|
güçlü | strong |
yapay | artificial |
zeka | intelligence |
genel | general |
ve | and |
süper | super |
oluşur | is |
TR Güçlü yapay zeka günümüzde herhangi bir pratik örnekten yoksun bir şekilde hala teori aşamasında olsa da, bu, yapay zeka araştırmacılarının güçlü yapay zekayı geliştirmeyi denemediği anlamına gelmiyor
EN While strong AI is still entirely theoretical with no practical examples in use today, that doesn't mean AI researchers aren't also exploring its development
turco | inglês |
---|---|
güçlü | strong |
günümüzde | today |
herhangi | no |
pratik | practical |
anlamına | mean |
TR Bu disiplinler arası alan tıbbi uygulamalara odaklanıyor ve gelecekte yapay organların kullanımını olanaklı hale getirme potansiyeline sahip
EN The interdisciplinary field of work deals with biomedical applications that could, eventually, even include artificial organs
turco | inglês |
---|---|
yapay | artificial |
sahip | that |
TR IBM'de biz, yapay zekanın hepimizi işlerimizde daha iyi hale getirmesi ve yapay zeka çağının sağladığı avantajların sadece seçkin bir azınlığa değil, pek çok kişiye dokunması gerektiğine inanıyoruz.
EN At IBM, we believe AI should make all of us better at our jobs, and that the benefits of the AI era should touch the many, not just the elite few.
turco | inglês |
---|---|
ibm | ibm |
değil | not |
inanıyoruz | we believe |
TR Şirketler, güvenilir yapay zeka teknolojileri geliştirmek ve çalıştırmak için risk tabanlı bir yapay zeka yönetişim politikası çerçevesinden ve hedefe yönelik politikalardan yararlanmalıdırlar.
EN Companies should utilize a risk-based AI governance policy framework and targeted policies to develop and operate trustworthy AI.
turco | inglês |
---|---|
güvenilir | trustworthy |
geliştirmek | develop |
risk | risk |
tabanlı | based |
politikası | policy |
TR IBM Yapay Zeka Etiği Kurulu, IBM'in yapay zeka alanında uyguladığı etik karar alma sürecinin doğal evrimi sonucunda oluşturulmuştur.
EN The IBM AI Ethics Board is a natural evolution of the ethical decision-making IBM applies to AI.
turco | inglês |
---|---|
ibm | ibm |
kurulu | board |
karar | decision |
doğal | natural |
TR Açık Kaynak Verileri ve Yapay Zeka Teknolojileri Merkezi: Güvenilir Yapay Zeka
EN Center for Open Source Data and AI Technologies: Trusted AI
turco | inglês |
---|---|
açık | open |
kaynak | source |
verileri | data |
ve | and |
teknolojileri | technologies |
merkezi | center |
güvenilir | trusted |
TR Yapay zeka kullanımı hızla artarken, yapay zeka etiğinin soyut teorilerden somut uygulamalara doğru ilerlemesi çok önemlidir.
EN As AI adoption rapidly increases, it’s critical that AI ethics progress from abstract theories to concrete practices.
turco | inglês |
---|---|
hızla | rapidly |
soyut | abstract |
somut | concrete |
TR İyilik için Yapay Zeka serisi Birleşmiş Milletler'in yapay zekayla ilgili önde gelen eylem odaklı, küresel ve kapsayıcı platformudur.
EN The AI for Good series is the leading action-oriented, global & inclusive United Nations platform on AI.
turco | inglês |
---|---|
serisi | series |
milletler | nations |
eylem | action |
küresel | global |
kapsayıcı | inclusive |
TR Zayıf yapay zeka, şu anda etrafımızdaki yapay zekanın büyük bir kısmını yönlendiriyor
EN Weak AI drives most of the AI that surrounds us today
turco | inglês |
---|---|
zayıf | weak |
büyük | most |
TR Zayıf olmaktan tamamen uzak olduğundan, bu yapay zekayı 'dar' olarak daha doğru bir şekilde tanımlayabiliriz; bu yapay zeka, Apple'dan Siri, Amazon'dan Alexa, IBM Watson ve otonom araçlar gibi oldukça sağlam uygulamalara olanak sağlıyor.
EN ‘Narrow’ might be a more accurate descriptor for this type of AI as it is anything but weak; it enables some very robust applications, such as Apple's Siri, Amazon's Alexa, IBM Watson, and autonomous vehicles.
turco | inglês |
---|---|
zayıf | weak |
bu | this |
apple | apple |
amazon | amazon |
ibm | ibm |
watson | watson |
araçlar | vehicles |
oldukça | very |
sağlam | robust |
TR İş kolları yapay zekanın risklerinden daha çok haberdar oldukça, yapay zeka etiği ve değerler hakkındaki bu tartışmada daha da aktif hale geldi
EN As businesses become more aware of the risks with AI, they’ve also become more active this discussion around AI ethics and values
turco | inglês |
---|---|
değerler | values |
bu | this |
aktif | active |
ın | of |
TR Yapay zeka uygulamalarını düzenlemeye ilişkin önemli bir mevzuat olmadığından, etik yapay zeka kullanımını sağlamaya yönelik gerçek bir uygulama mekanizması yoktur
EN Since there isn’t significant legislation to regulate AI practices, there is no real enforcement mechanism to ensure that ethical AI is practiced
turco | inglês |
---|---|
önemli | significant |
etik | ethical |
gerçek | real |
TR Kadın Suni deri Dolgu Topuk Takozlar Mary Jane Ile Dantel ayak bileği kayışı Yapay çiçekler Yapay elmas
EN Women's Leatherette Wedge Heel Wedges Mary Jane With Lace ankle strap Artificial Flowers Rhinestone
turco | inglês |
---|---|
kadın | women |
ile | with |
dantel | lace |
çiçekler | flowers |
TR Kadın Suni deri Dolgu Topuk Takozlar Mary Jane Ile Dantel ayak bileği kayışı Yapay çiçekler Yapay elmas
EN Women's Leatherette Wedge Heel Wedges Mary Jane With Lace ankle strap Artificial Flowers Rhinestone
turco | inglês |
---|---|
kadın | women |
ile | with |
dantel | lace |
çiçekler | flowers |
TR Kadın Suni deri Dolgu Topuk Takozlar Mary Jane Ile Dantel ayak bileği kayışı Yapay çiçekler Yapay elmas
EN Women's Leatherette Wedge Heel Wedges Mary Jane With Lace ankle strap Artificial Flowers Rhinestone
turco | inglês |
---|---|
kadın | women |
ile | with |
dantel | lace |
çiçekler | flowers |
TR Kadın Suni deri Dolgu Topuk Takozlar Mary Jane Ile Dantel ayak bileği kayışı Yapay çiçekler Yapay elmas
EN Women's Leatherette Wedge Heel Wedges Mary Jane With Lace ankle strap Artificial Flowers Rhinestone
turco | inglês |
---|---|
kadın | women |
ile | with |
dantel | lace |
çiçekler | flowers |
TR Kadın Suni deri Dolgu Topuk Takozlar Mary Jane Ile Dantel ayak bileği kayışı Yapay çiçekler Yapay elmas
EN Women's Leatherette Wedge Heel Wedges Mary Jane With Lace ankle strap Artificial Flowers Rhinestone
turco | inglês |
---|---|
kadın | women |
ile | with |
dantel | lace |
çiçekler | flowers |
TR Kadın Suni deri Dolgu Topuk Takozlar Mary Jane Ile Dantel ayak bileği kayışı Yapay çiçekler Yapay elmas
EN Women's Leatherette Wedge Heel Wedges Mary Jane With Lace ankle strap Artificial Flowers Rhinestone
turco | inglês |
---|---|
kadın | women |
ile | with |
dantel | lace |
çiçekler | flowers |
TR Kadın Suni deri Dolgu Topuk Takozlar Mary Jane Ile Dantel ayak bileği kayışı Yapay çiçekler Yapay elmas
EN Women's Leatherette Wedge Heel Wedges Mary Jane With Lace ankle strap Artificial Flowers Rhinestone
turco | inglês |
---|---|
kadın | women |
ile | with |
dantel | lace |
çiçekler | flowers |
TR Gelecekte yeni fikirler almak istiyorsanız, kontrol etmek için varış sayfalarını girin, bir tarayıcı seçin ve yeni fikirler ile emailleri planlayın
EN Just enter landing pages to check, choose a crawler, and schedule the emails with new ideas, if you want to get new ideas in future
turco | inglês |
---|---|
gelecekte | future |
yeni | new |
fikirler | ideas |
girin | enter |
seçin | choose |
planlayın | schedule |
TR Gelecekte başvurmak için anahtar kelimeleri kaydedin ve bölümlere ayırın.
EN Save and segment keywords into lists for future reference.
turco | inglês |
---|---|
gelecekte | future |
anahtar | keywords |
kaydedin | save |
TR Gelecekte kullanmak için anahtar kelimeleri kaydedin ve bölümler halinde listelere kaydedin. İstediğiniz zaman tek tıkla tekrar ziyaret edin.
EN Save and segment keywords into lists for future reference. Revisit them anytime with just one click.
turco | inglês |
---|---|
gelecekte | future |
anahtar | keywords |
kaydedin | save |
tıkla | click |
TR Yarısı çocuk, diğerleri eş, kardeş, komşu, anne, baba, arkadaş… Bugün dünyada, yaklaşık 30 milyonu mülteci olan milyonlarca insan[1], COVID-19 pandemisinin çok daha belirsiz hale getirdiği bir gelecekte yaşam kurmaya çalışıyor
EN Since the last days of February, crucial events are unfolding for refugees and migrants on Turkey’s border with Greece and Bulgaria
TR Gelecekte çok tık alacak videonuz için kişiselleştirilmiş bilgilerle akışa daha hızlı katılın.
EN Get in the flow faster with personalized prompts for your next hit video.
turco | inglês |
---|---|
kişiselleştirilmiş | personalized |
hızlı | faster |
TR Sertifika kursumuz şimdilik beta aşamasında. Tüm kurs materyalleri, Ahrefs kullanıcıları için mevcuttur ve gelecekte bir sertifika sınavı eklenecektir.
EN Our certification course is currently in beta. All of the course materials are available to Ahrefs users and a certification exam will be added in the future.
turco | inglês |
---|---|
sertifika | certification |
tüm | all |
materyalleri | materials |
ahrefs | ahrefs |
kullanıcıları | users |
gelecekte | future |
TR Size bir anlam ifade eden ve gelecekte piyasada olmasını beklediğiniz bir proje seçmeyi hiçbir zaman unutmayın
EN Always remember to pick a project that resonates with you and one that you expect will be around far into the future
turco | inglês |
---|---|
size | you |
gelecekte | future |
proje | project |
TR Gelecekte BitTorrent, kendi tokenlerını TRX ağı üzerinde çıkaracaktır.
EN In the future, BitTorrent will issue its own tokens on the TRX network.
turco | inglês |
---|---|
trx | trx |
ağı | network |
TR Temel insani yardım standardının, çok yakın bir gelecekte Türkiye’deki birçok farklı kurum tarafından sahiplenilmesini umuyoruz
EN In the scope of a project that we implement with the international humanitarian organization Diakonie Katastrophenhilfe thanks to funding from European Union Humanitarian Aid, we started giving trainings to develop the capacities of humanitarian workers
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
TR Temel insani yardım standardının, çok yakın bir gelecekte Türkiye’deki birçok farklı kurum tarafından sahiplenilmesini umuyoruz
EN In the scope of a project that we implement with the international humanitarian organization Diakonie Katastrophenhilfe thanks to funding from European Union Humanitarian Aid, we started giving trainings to develop the capacities of humanitarian workers
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
TR Karşımızdaki kişiye yorumlarının veya davranışlarının uygunsuz olduğunu ve bizi rahatsız ettiğini bildirebilir ve gelecekte benzer yorum veya davranışlardan kaçınmasını talep edebiliriz.
EN We can let the other person know that their comments or behavior are inappropriate and make us uncomfortable, and we can request that they refrain from similar comments or behavior in the future.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
uygunsuz | inappropriate |
ve | and |
rahatsız | uncomfortable |
benzer | similar |
yorum | comments |
talep | request |
edebiliriz | can |
TR IMEX İstanbul’un içeriğini oluşturan ana başlıklarının tamamı, bugün kullanmakta olduğumuz ve gelecekte hayatımızda çok daha fazla yer alacak tüm ürünleri, cihazları, sistemleri, uygulamaları ve yazılımları kapsamaktadır
EN All of the main topics that make up the content of IMEX Istanbul cover all the products, devices, systems, applications and software that we are using today and that will have a much more place in our lives in the future
turco | inglês |
---|---|
ana | main |
ve | and |
sistemleri | systems |
TR Yeni gelişen, gelişmekte olan ve gelecekte hayatımızda daha fazla yer alacak ürün, sistem ve çözümlerin ilk kez sunulduğu yer olacaktır.
EN It will be the first place where products, systems and solutions that are newly developing and expected to have more place in our lives in the future are presented.
turco | inglês |
---|---|
gelişmekte | developing |
ve | and |
ürün | products |
sistem | systems |
ilk | first |
TR Tüm Crisp planları, çoğu iş ihtiyacına uyacak şekilde tasarlanmıştır. Gelecekte Crisp için ödediğiniz tutarı asla artırmayacağımıza dair söz veriyoruz.
EN All Crisp plans have been designed to fit most business needs. We make a promise that we will never increase what you pay for Crisp in the future.
turco | inglês |
---|---|
crisp | crisp |
uyacak | fit |
asla | never |
söz | promise |
TR Wanchain şu anda native WAN işlemleri için gizlilik özelliğine sahiptir ve yakın gelecekte tüm zincirler arası işlemler için gizlilik özelliğini eklemeyi planlamaktadır.
EN They currently have privacy capability for native WAN transactions, and plan to implement privacy for all cross-chain transactions in the near future.
turco | inglês |
---|---|
gizlilik | privacy |
sahiptir | have |
yakın | near |
gelecekte | future |
tüm | all |
TR Yarısı çocuk, diğerleri eş, kardeş, komşu, anne, baba, arkadaş… Bugün dünyada, yaklaşık 30 milyonu mülteci olan milyonlarca insan[1], COVID-19 pandemisinin çok daha belirsiz hale getirdiği bir gelecekte yaşam kurmaya çalışıyor
EN Since the last days of February, crucial events are unfolding for refugees and migrants on Turkey’s border with Greece and Bulgaria
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
turco | inglês |
---|---|
istiyor | want |
bu | this |
proje | project |
nakliye | shipping |
istiyorum | i want |
TR Peki gelecekte ne yapmak istiyor? “Bu proje bittikten sonra kendime üç tekerlekli bir motor almak ve nakliye işi yapmak istiyorum
EN So, what does he want to do in the future? “After this project is finished I want to buy myself a three-wheeled motorcycle and do shipping
turco | inglês |
---|---|
istiyor | want |
bu | this |
proje | project |
nakliye | shipping |
istiyorum | i want |
TR Müşteriler ve müşterilerle uzun vadeli profesyonel ilişkiler için web sitesini güvence altına almak bir web sitesi sahibinin birincil görevi olmalıdır ve işletmelerin yakın gelecekte büyümesine yardımcı olur
EN Securing the website of those who have long-term professional relationships with customers and customers should be the primary duty of a website owner and helps businesses grow in the near future
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
uzun | long |
vadeli | term |
ilişkiler | relationships |
sahibinin | owner |
birincil | primary |
olmalıdır | should be |
işletmelerin | businesses |
yakın | near |
gelecekte | future |
TR RapidSSL Wildcard, herhangi bir web sunucusuna çok kolay bir şekilde kurulabilir ve gelecekte ek alt alan adları eklemenize izin verir
EN RapidSSL Wildcard, can be installed on any web server very easily and allows you to add additional subdomains in the future
turco | inglês |
---|---|
rapidssl | rapidssl |
wildcard | wildcard |
eklemenize | to add |
TR Öngörülebilir bir gelecekte bu sertifika yetkilisine bağlı kalmayı planlıyorsanız, geçerlilik süresi 2-3 yıl olan SSL sertifikalarını da tercih edebilirsiniz
EN If you plan to stick with this certificate authority in the foreseeable future, you can also opt for SSL certificates with a validity period of 2-3 years
turco | inglês |
---|---|
gelecekte | future |
bu | this |
geçerlilik | validity |
süresi | period |
yıl | years |
ssl | ssl |
TR Symantec SSL Wildcard, herhangi bir web sunucusuna çok kolay bir şekilde kurulabilir ve gelecekte ek alt alan adları eklemenize izin verir
EN Symantec SSL Wildcard can be installed on any web server very easily and allows you to add additional subdomains in the future
turco | inglês |
---|---|
symantec | symantec |
ssl | ssl |
wildcard | wildcard |
eklemenize | to add |
TR thawte SSL Wildcard, herhangi bir web sunucusuna çok kolay bir şekilde kurulabilir ve gelecekte ek alt alan adları eklemenize izin verir
EN thawte SSL Wildcard, can be installed on any web server very easily and allows you to add additional subdomains in the future
turco | inglês |
---|---|
thawte | thawte |
ssl | ssl |
wildcard | wildcard |
eklemenize | to add |
TR GeoTrust SSL Wildcard, herhangi bir web sunucusuna çok kolay bir şekilde kurulabilir ve gelecekte ek alt alan adları eklemenize izin verir
EN GeoTrust SSL Wildcard can be installed on any web server very easily and allows you to add additional subdomains in the future
turco | inglês |
---|---|
geotrust | geotrust |
ssl | ssl |
wildcard | wildcard |
eklemenize | to add |
TR Daha da önemlisi, yakın gelecekte tüm sertifika kayıt süreçlerine bir CAA kontrolü daha eklenecek
EN More importantly, a CAA check will be added to all certificate enrollment processes in the near future
turco | inglês |
---|---|
yakın | near |
gelecekte | future |
tüm | all |
sertifika | certificate |
caa | caa |
kontrolü | check |
Mostrando 50 de 50 traduções