TR Elsevier, doğrulama, entegrasyon ve bağlantı kurma yoluyla zor bulunur bilgiyi kolay bulunur yapmak konusunda kararlıdır
"yoluyla zor bulunur" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Elsevier, doğrulama, entegrasyon ve bağlantı kurma yoluyla zor bulunur bilgiyi kolay bulunur yapmak konusunda kararlıdır
EN Elsevier is dedicated to making uncommon knowledge common — through validation, integration and connection
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
doğrulama | validation |
entegrasyon | integration |
bağlantı | connection |
bilgiyi | knowledge |
TR Elsevier, doğrulama, entegrasyon ve bağlantı kurma yoluyla zor bulunur bilgiyi kolay bulunur yapmak konusunda kararlıdır
EN Elsevier is dedicated to making uncommon knowledge common — through validation, integration and connection
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
doğrulama | validation |
entegrasyon | integration |
bağlantı | connection |
bilgiyi | knowledge |
TR Bütün bilgiler başta zor bulunur — tanınması zordur, değer verilmez ve bazen kabul edilmez.
EN All knowledge begins as uncommon — unrecognised, undervalued and sometimes unaccepted.
turco | inglês |
---|---|
bütün | all |
bilgiler | knowledge |
ve | and |
bazen | sometimes |
TR zor bulunur olan bir şey nadir bir şey haline gelebilir.
EN the uncommon can become the exceptional.
turco | inglês |
---|---|
bir | the |
TR Bütün bilgiler başta zor bulunur — tanınması zordur, değer verilmez ve bazen kabul edilmez.
EN All knowledge begins as uncommon — unrecognised, undervalued and sometimes unaccepted.
turco | inglês |
---|---|
bütün | all |
bilgiler | knowledge |
ve | and |
bazen | sometimes |
TR zor bulunur olan bir şey nadir bir şey haline gelebilir.
EN the uncommon can become the exceptional.
turco | inglês |
---|---|
bir | the |
TR “Dış muhabirlikten daha heyecan verici başka bir iş zor bulunur
EN “There can hardly be a more fascinating occupation than being a foreign correspondent
turco | inglês |
---|---|
dış | foreign |
bir | a |
TR “Bundan beteri zor bulunur”
EN “You can find something better than death everywhere”
TR Anahtar kelime fikirleriniz arasındaki en kolay hedefi bulun. KD skorumuz, şu an ilk sıralarda yer alan sayfalara dayanarak anahtar kelimeniz için sıralanmanın ne kadar zor olacağını hesaplar.
EN Find the “low-hanging fruit” among your keyword ideas. Our KD score calculates how hard it will be to rank for your keyword based on the current top-ranking pages.
turco | inglês |
---|---|
bulun | find |
ilk | top |
dayanarak | based on |
zor | hard |
TR Anahtar Kelimeler Gezgini, belirli bir anahtar kelime için en iyi 10 arama sonucunda sıralanmanın ne kadar zor olacağını belirlemenize yardımcı olur. Bunu, 1’den 100’e kadar olan bir skalada Anahtar Kelime Zorluk puanı hesaplayarak yapar.
EN Keywords Explorer helps you determine how hard it would be to rank in the top 10 search results for a given keyword. It does this by calculating a Keyword Difficulty score from 1 to 100, with 100 being the hardest.
turco | inglês |
---|---|
arama | search |
zor | hard |
zorluk | difficulty |
TR Herhangi bir anahtar kelime için ilk 10’da sıralanmanın ne kadar zor olacağını öğrenin.
EN Find out how hard it'll be to rank in the top 10 for any keyword.
turco | inglês |
---|---|
ilk | top |
zor | hard |
öğrenin | find out |
TR Zor bulunan bilgiyi kutlama zamanı
EN Let’s celebrate uncommon knowledge
turco | inglês |
---|---|
bilgiyi | knowledge |
TR Rekabet seviyesinin giderek arttığı bir ortamda, sağlık işleri için en iyi adayların bulunması zor olabilmektedir
EN In an increasingly competitive environment, it can be challenging to find the best candidates for healthcare jobs
turco | inglês |
---|---|
giderek | increasingly |
sağlık | healthcare |
TR Olağanüstü zor geçen bir yılda, olağanüstü şartlara uyum sağlayarak birçok kadının hayatına destek olduk
EN Support to Life (STL), organized an event titled ‘Conference of Good Practices on Livelihood Support’ on 13 November 2019 in Radisson Blu Hotel, Şişli
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
hayatı | life |
TR Ancak eskiden taze kahve almak (ister türk kahvesi, ister filtre kahve yada espresso) bir gelenek iken günümüzde değişen tüketim alışkanlıkları bu keyfi ulaşılması zor bir duruma sokmuştur
EN However, in the past, buying fresh coffee (whether Turkish coffee, filter coffee or espresso) was a tradition, but today's changing consumption habits have made this arbitrary situation difficult to reach
turco | inglês |
---|---|
taze | fresh |
kahve | coffee |
almak | buying |
türk | turkish |
yada | or |
gelenek | tradition |
günümüzde | today |
tüketim | consumption |
bu | this |
zor | difficult |
TR Dünyanın en zorlu işleri için en iyi hortumlar ve konnektörler gerekir. Fabrikalardan çiftliklere, akışkan iletimi çözümlerimiz zor işleri kolaylaştırıyor. Daha fazla bilgi edinmek için yeni videomuzu izleyin.
EN The world’s toughest jobs require the best hoses and connectors. From factories to farms, our fluid conveyance solutions are making what matters work. Watch our new video to learn more.
turco | inglês |
---|---|
akışkan | fluid |
bilgi | learn |
yeni | new |
izleyin | watch |
TR Gelişmiş kötü amaçlı yazılımdan koruma, casus yazılım, reklam yazılımı, tuş kaydedici, XSS saldırıları ve algılanması zor dosyasız trojanlar gibi tehditleri önler.
EN Sophisticated anti-malware removes threats including spyware, adware, keyloggers, XSS attacks & hard-to-detect fileless trojans.
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | sophisticated |
zor | hard |
gibi | to |
tehditleri | threats |
TR Zor işi sizin için yapan hazır Yaz Kampı İş Başvuru Formlarımız sayesinde, şimdiye kadarki en iyi yaz için harika kamp liderleri bulmakta hiç sorun yaşamayacaksınız.
EN With our readymade Summer Camp Job Application Forms doing the hard work for you, you’ll have no trouble finding great camp leaders for the best summer ever.
turco | inglês |
---|---|
zor | hard |
sizin | you |
yaz | summer |
başvuru | application |
formları | forms |
TR Gerekli onayların elde edilmesini bu kadar zor kılan şey, sinyallerin tipik olarak tren operatörleri tarafından test edilebilmeleri için yıllar önce kurulmasıdır
EN What makes the necessary approvals so difficult to obtain is the fact that signals typically are installed years before train operators can test them
turco | inglês |
---|---|
gerekli | necessary |
elde | obtain |
zor | difficult |
tren | train |
test | test |
TR Çünkü zor diye bir şey yoktur, imkânsız zaman alır diye düşündük ve hem gereken zamanı verdik hem de tüm yatırımımızı bu amaçla gerçekleştirdik
EN Because we thought that there is no such thing as difficult, it would take impossible time and we gave the necessary time and made all our investments for this purpose
turco | inglês |
---|---|
zor | difficult |
zaman | time |
bu | this |
TR "Venice Beach ve Santa Monica’nın aksine turistin az, semt sakinin daha çok olduğu plaj. Park yeri bulmaz zor, bir de yanınızda su ve atıştırmalık götürmenizde fayda var."
EN "One of best beaches in LA if you are looking for less people and more pubs and restaurants that is gonna be perfect choice!"
turco | inglês |
---|---|
az | less |
TR Fabrikalardan çiftliklere, akışkan iletimi çözümlerimiz zor işleri kolaylaştırıyor
EN From factories to farms, our fluid conveyance solutions are making what matters work
turco | inglês |
---|---|
akışkan | fluid |
TR Erişebilme alanınızı artırın ve ulaşılması zor yerlerde vidalarınıza daha fazla dönme momenti sağlayın
EN Extend your reach and get more torque to screws in hard-to-reach places
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
zor | hard |
sağlayın | get |
TR Erişimi zor yerler için açılı, sivri uçlu elektrostatiğe karşı güvenli cımbız
EN ESD-safe tweezers with angled, pointed tips for hard-to-reach places
turco | inglês |
---|---|
zor | hard |
yerler | places |
güvenli | safe |
TR İşimizi ciddiye alıyor, durmaksızın mükemmelliğin peşinde koşuyor ve birlikte zor işleri yapmaktan keyif alıyoruz.
EN We take our work seriously, relentlessly pursue excellence, and have fun doing hard things together.
turco | inglês |
---|---|
birlikte | together |
zor | hard |
TR Zor Bir Senenin Ardından - Hayata Destek
EN After a Difficult Year - Support to Life
turco | inglês |
---|---|
zor | difficult |
destek | support |
TR “Manat okula gidebilsin diye evimizin önüne bir rampa yaptım. Tekerlekli sandalyeyi sürmesi zor oluyordu, okula gittiği yolu düzelttim. Sağ olsunlar, okul müdürü ve belediye de yardımcı oldular.”
EN “Thankfully, the municipality and the school administration were really attentive. They helped fix the road for Manat.”
turco | inglês |
---|---|
okul | school |
TR Sonuç olarak, temel ihtiyaçların zar zor temin edildiği ya da erişilemediği koşullar altında hayat mücadelesi veren göçmenler ve mülteciler için ‘Avrupa’ya gitmek,’ ne getireceği netleşmemiş de olsa parlak bir düş hâline geliyor.
EN As a result, for refugees and migrants struggling for dignified lives, ‘going to Europe’ becomes a bright dream even though its consequences are unclear.
turco | inglês |
---|---|
sonuç | result |
mülteciler | refugees |
avrupa | europe |
parlak | bright |
TR Pandemi kısıtlamaları sonucu neredeyse bir yıldır devam eden uzaktan eğitime kırılgan gruplar ulaşmakta zorlanırken; geçici koruma kaydı bulunmayan çocuklar içinse uzaktan ya da yüz yüze, okula gitmek ulaşılması zor bir hayal
EN The pandemic suddenly changed the system that we have been used to for years
turco | inglês |
---|---|
pandemi | pandemic |
yıldır | years |
TR Zor Bir Senenin Ardından - Hayata Destek
EN After a Difficult Year - Support to Life
turco | inglês |
---|---|
zor | difficult |
destek | support |
TR Kripto para birimlerini kabul etmek sandığınız kadar zor değildir. Kripto paraların giderek artan şekilde ödeme yöntemi olarak kullandığını ve işletmenizde kullanmanın ne kadar kolay olduğunu öğrenin.
EN Accepting cryptocurrencies is not as difficult as you might think. Read more about the increase in cryptocurrencies as a payment method today and how easy it is to incorporate it into your business.
turco | inglês |
---|---|
kabul | accepting |
zor | difficult |
giderek | more |
ödeme | payment |
yöntemi | method |
kolay | easy |
TR Ses veya video üzerinden arama yapmak gerçekten zor. Sonix ile hızlı bir şekilde tarama ve ses veya video arama yaparak koçluk oturumu aracılığıyla arama yapabilirsiniz. Koçluk seanslarınızın bölümlerini saniyeler içinde tespit edin.
EN Searching through audio or video is really hard. With Sonix you can quickly scan and search through coaching session by searching text, not audio or video. Pinpoint parts of your coaching sessions in seconds.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
video | video |
gerçekten | really |
zor | hard |
tarama | scan |
oturumu | session |
saniyeler | seconds |
tespit | pinpoint |
TR Birkaç ay önce oluşturduğunuz bir videodan bu cümleyi ya da diyaloğu bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsun. Sonix ile bu çok kolay.
EN You know how hard it is to find that phrase or dialogue from a video you’d created a few months back. Well now that’s easy with Sonix.
turco | inglês |
---|---|
diyaloğu | dialogue |
zor | hard |
sonix | sonix |
kolay | easy |
TR İçeriğinizi yeniden amaçlamanıza yardımcı olalım. Zor işi zaten yaptınız, inanılmaz içerikler yarattınız. Şimdi, sıkıcı kısım geliyor: Bu içeriği mümkün olan her pazarlama kanalında dağıtmak.
EN Let us help you repurpose your content. You have already done the hard work—you've created some amazing content. Now, comes the tedious part: distributing that content across every marketing channel possible.
turco | inglês |
---|---|
zor | hard |
işi | work |
zaten | already |
sıkıcı | tedious |
içeriği | content |
olan | have |
her | every |
pazarlama | marketing |
kanalı | channel |
TR Birkaç ay önce oluşturduğunuz bir videodan bu cümleyi ya da diyaloğu bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsun
EN You know how hard it is to find that phrase or dialogue from a video you’d created a few months back
turco | inglês |
---|---|
diyaloğu | dialogue |
zor | hard |
TR Video oluşturma konusunda tecrübeniz olmadan bir animasyon videosunun nasıl hazırlanacağını hiç merak ettiniz mi? 2D animasyon aracımız işin zor kısmını üstleniyor ve mükemmel görseller elde etmenizi sağlıyor.
EN Have you ever wondered how to make a video animation in 2D with no video making background? Our 2D animation software templates do all the hard work for you, providing top-notch flat visuals.
turco | inglês |
---|---|
video | video |
animasyon | animation |
zor | hard |
görseller | visuals |
TR Gelen sosyal medya mesajlarının ne kadar önemli olduğunu ve bunları yönetmenin ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyoruz
EN We know very well how crucial the incoming social media messages and how difficult it is to manage them
turco | inglês |
---|---|
önemli | crucial |
zor | difficult |
biliyoruz | we know |
TR Rehber, satışların artmasına yol açar, zor zamanlar geçiren müşterilere yardımcı olur..
EN Guide leads to increased sales, assists customers having hard times ..
turco | inglês |
---|---|
rehber | guide |
zor | hard |
müşterilere | customers |
satışları | sales |
TR Olağanüstü zor geçen bir yılda, olağanüstü şartlara uyum sağlayarak birçok kadının hayatına destek olduk
EN Support to Life (STL), organized an event titled ‘Conference of Good Practices on Livelihood Support’ on 13 November 2019 in Radisson Blu Hotel, Şişli
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
hayatı | life |
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
turco | inglês |
---|---|
özellikle | especially |
adana | adana |
yaklaşım | approach |
bana | me |
zor | hard |
bazen | sometimes |
TR Pandemi kısıtlamaları sonucu neredeyse bir yıldır devam eden uzaktan eğitime kırılgan gruplar ulaşmakta zorlanırken; geçici koruma kaydı bulunmayan çocuklar içinse uzaktan ya da yüz yüze, okula gitmek ulaşılması zor bir hayal
EN The pandemic suddenly changed the system that we have been used to for years
turco | inglês |
---|---|
pandemi | pandemic |
yıldır | years |
TR Doğuştan engelli olan Muhammed, pek çok şehirde ama özellikle Adana’da engeline yönelik yaklaşım yüzünden iş bulmada büyük sıkıntı yaşadığını belirtiyor: “Millet üstten bakıyor bana, biriyle çalışmak çok zor geliyor bazen
EN Muhammed is disabled from birth and mentions that in many cities, but especially in Adana he had serious problems finding a job due to the approach towards his disability: “People look down on me and sometimes it becomes hard to work with someone
turco | inglês |
---|---|
özellikle | especially |
adana | adana |
yaklaşım | approach |
bana | me |
zor | hard |
bazen | sometimes |
TR Kelimelerle ifade etmek zor olsa da kolaylıkla görülebilmektedir ki her topluluk için küştür çok önemli bir dinamiktir
EN It?s hard to quantify, but it?s not hard to see: in any community, culture is everything
turco | inglês |
---|---|
zor | hard |
topluluk | community |
TR Pil yapıştırılmış ve çıkarılması zor.
EN Battery is glued and difficult to remove.
turco | inglês |
---|---|
pil | battery |
ve | and |
zor | difficult |
TR Açma prosedürü çok zor bir işlemdir.
EN The opening procedure is a very difficult process.
turco | inglês |
---|---|
çok | very |
zor | difficult |
TR Transfer işlemi size zor mu geliyor? Sorun değil, transfer etmek istediğiniz alan adını yazın, biz transfer edelim.
EN Is the transfer process difficult for you? No problem, please write the domain name you want to transfer, we will transfer it for you.
turco | inglês |
---|---|
transfer | transfer |
işlemi | process |
size | you |
zor | difficult |
sorun | problem |
değil | no |
etmek | to |
istediğiniz | you want |
TR Bu gibi durumlarda alan adı sahibine ulaşmak ve alan adını geri almak için pazarlık yapmak zor ve zahmetli bir süreçtir
EN In such cases, to reach the domain owner and bargaining to restore it, is a difficult and troublesome process
turco | inglês |
---|---|
durumlarda | cases |
geri | restore |
zor | difficult |
TR İçerik yazmak zor iş biliyoruz. Ama üzülmeyin, sizin için oluşturulmuş hazır Türkçe içerikler ile , hızlıca web sitesi içeriklerinizi hazırlayın.
EN We know it is difficult to write content. But don’t worry, you can prepare your website content quickly with ready-made Turkish content.
turco | inglês |
---|---|
yazmak | write |
zor | difficult |
biliyoruz | we know |
türkçe | turkish |
hızlıca | quickly |
TR Site kurmak zor ve zahmetli bir iş gibi mi geliyor ? Kod bilgisine ihtiyacınız yok. Hiçbir teknik bilgiye ihtiyacınız olmadan , kolayca web sitenizi yönetin.
EN Do you find it too difficult and troublesome to create a website? You don't need coding knowledge. Manage your website easily without needing any technical knowledge.
turco | inglês |
---|---|
zor | difficult |
ihtiyacınız | need |
teknik | technical |
olmadan | without |
yönetin | manage |
TR Bütün bunlara rağmen besin maddesi bakımından İtalya kendi ihtiyaçlarını zor karşılar
EN In spite of all these, Italy in terms of nutrients meets its own needs
turco | inglês |
---|---|
bütün | all |
ihtiyaçları | needs |
Mostrando 50 de 50 traduções