TR Bir uzmana ihtiyaç duymadan veya işe almadan SEO'yu geliştirin. Web sitenizle ilgili her şeyin yolunda olduğundan emin olun. Yüklenicilerin çalışmalarını değerlendirmekle harcayacağınız zamandan tasarruf edin.
"yolunda olduäÿundan emin" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Bir uzmana ihtiyaç duymadan veya işe almadan SEO'yu geliştirin. Web sitenizle ilgili her şeyin yolunda olduğundan emin olun. Yüklenicilerin çalışmalarını değerlendirmekle harcayacağınız zamandan tasarruf edin.
EN Improve SEO without being or hiring an expert. Be sure that everything is all-right with your website. Save time on evaluating contractors' work with the website.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
seo | seo |
geliştirin | improve |
web | website |
her | all |
zamandan | time |
tasarruf | save |
TR İşletmenizin her yönünü takip edin ve her şeyin yolunda gittiğinden emin olun. İlerlemeyi, zaman çizelgelerini ve bütçeleri tek bir bakışta takip edebilirsiniz.
EN Stay on top of every aspect of your business and make sure everything's on track. You can track progress, timelines and budgets at a single glance.
turco | inglês |
---|---|
her | every |
takip | track |
olun | stay |
TR İşletmenizin her yönünü takip edin ve her şeyin yolunda gittiğinden emin olun. İlerlemeyi, zaman çizelgelerini ve bütçeleri tek bir bakışta takip edebilirsiniz.
EN Stay on top of every aspect of your business and make sure everything's on track. You can track progress, timelines and budgets at a single glance.
turco | inglês |
---|---|
her | every |
takip | track |
olun | stay |
TR Bir uzmana ihtiyaç duymadan veya işe almadan SEO'yu geliştirin. Web sitenizle ilgili her şeyin yolunda olduğundan emin olun. Yüklenicilerin çalışmalarını değerlendirmekle harcayacağınız zamandan tasarruf edin.
EN Improve SEO without being or hiring an expert. Be sure that everything is all-right with your website. Save time on evaluating contractors' work with the website.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
seo | seo |
geliştirin | improve |
web | website |
her | all |
zamandan | time |
tasarruf | save |
TR İşletmenizin her yönünü takip edin ve her şeyin yolunda gittiğinden emin olun. İlerlemeyi, zaman çizelgelerini ve bütçeleri tek bir bakışta takip edebilirsiniz.
EN Stay on top of every aspect of your business and make sure everything's on track. You can track progress, timelines and budgets at a single glance.
turco | inglês |
---|---|
her | every |
takip | track |
olun | stay |
TR Hızlı ve ekonomik tahkim yargılaması yolunda önemli bir adım: UNCITRAL, 2021 Seri Tahkim Kuralları’nı Kabul Etti
EN Can Artificial Intelligence be an Inventor? Different Countries Reach Different Conclusions
turco | inglês |
---|---|
bir | an |
TR Bu rehberler sizi bir web sitesi oluşturmanın uzun yolunda yönlendirecektir. Burada yeni başlayanların en korkunç sorularına verilen cevapları bulacaksınız.
EN These guides will lead you through the long way of creating a website. Here you will find all the answers to the most terrifying questions of beginners.
turco | inglês |
---|---|
sizi | you |
burada | here |
en | most |
cevapları | answers |
soruları | questions |
TR Uzak toplantılarınızı otomatik olarak transkribe edin ve projeleri yolunda tutun. Tüm toplantılarınızın metin dökümlerini oluşturun ve saniyeler içinde içgörüler elde edin.
EN Automatically transcribe your remote meetings and keep projects on track. Create text transcripts of all your meetings and derive insights in seconds.
turco | inglês |
---|---|
uzak | remote |
projeleri | projects |
tüm | all |
metin | text |
oluşturun | create |
saniyeler | seconds |
içgörüler | insights |
TR Her şey yolunda giderse, parayı siz giriş yaptıktan 48 saat sonra ev sahibine transfer ediyoruz.
EN All being well, we will transfer the money to the landlord 48 hours after you move in
turco | inglês |
---|---|
siz | you |
saat | hours |
transfer | transfer |
TR Her şey yolunda gider ve domain sahibi alan adını satmak isterse, %10 komisyon ücreti eklenerek domain ödemeniz sonrasında hesabınıza transfer edilir.
EN If all goes well and the owner decides to sell the domain name, we will ad a 10% commission to the price of the domain and after receiving the payment your domain name will be transferred to your account.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
sahibi | owner |
satmak | sell |
komisyon | commission |
hesabını | account |
TR Tüm planlarda 30 günlük %100 geri ödeme garantisi vardır. Eğer yolunda gitmeyen bir şey varsa, sadece bize bilgi verin; sorgusuz süalsiz paranızı geri ödeyelim.
EN All plans come with 30 days of 100% money-back guarantee. If something isn't working for you, just let us know and we'll refund your order no questions asked.
turco | inglês |
---|---|
garantisi | guarantee |
bilgi | know |
TR Savaş sonrası barışın inşası ve uzlaşma, devletten bağımsız silahlı grupların politik aktör olma yolunda geçiş süreçleri, devlete bağlı ve devletten bağımsız grupların çatışma yönetim süreçlerindeki etkileşimleri.
EN Post-war peacebuilding and reconciliation, the transition processes of armed groups independent of the state to become political actors, the interaction of state and independent groups in conflict management processes.
turco | inglês |
---|---|
savaş | war |
sonrası | post- |
bağımsız | independent |
politik | political |
geçiş | transition |
çatışma | conflict |
ın | of |
grupları | groups |
TR 4.2.1. Cinsiyete göre gelişimsel olarak sağlık, öğrenme ve psikososyal iyi olma hali yolunda olan 5 yaş altı çocukların oranı 4.2.2. Cinsiyete göre planlanan öğrenmeye katılım oranı (ilkokula resmi giriş yaşından bir yıl önce)
EN 4.2.1. Proportion of children under 5 years of age who are developmentally on track in health, learning and psychosocial well-being, by sex 4.2.2. Participation rate in organized learning (one year before the official primary entry age), by sex
turco | inglês |
---|---|
öğrenme | learning |
iyi | well |
oranı | rate |
katılım | participation |
resmi | official |
giriş | entry |
önce | before |
TR Bingöl’ün Yaşanabilir Kent Olma Yolunda Fiziki Problemleri ve Öncelikleri Üzerine Bir Değerlendirme
EN An Evaluation on the Physical Problems and Priorities of Bingöl City on the Path of Being Livable City
turco | inglês |
---|---|
kent | city |
değerlendirme | evaluation |
TR Bu öğrenme yolunda kullanıcıların Wild Rydes filosundan unicorn seferleri istemesini sağlayan basit bir web uygulaması dağıtacaksınız.
EN In this learning path, you'll deploy a simple web application that enables users to request unicorn rides from the Wild Rydes fleet.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
öğrenme | learning |
basit | simple |
web | web |
uygulaması | application |
TR Bu öğrenme yolunda, AWS Lambda'yı en sevdiğiniz izleme, gözlemlenebilirlik, güvenlik ve yönetim araçlarıyla kolayca entegre etmenin yeni bir yolunu keşfedin.
EN In this learning path, explore a new way to easily integrate AWS Lambda with your favorite monitoring, observability, security, and governance tools.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
öğrenme | learning |
aws | aws |
lambda | lambda |
izleme | monitoring |
güvenlik | security |
yönetim | governance |
entegre | integrate |
keşfedin | explore |
TR Bu rehberler sizi bir web sitesi oluşturmanın uzun yolunda yönlendirecektir. Burada yeni başlayanların en korkunç sorularına verilen cevapları bulacaksınız.
EN These guides will lead you through the long way of creating a website. Here you will find all the answers to the most terrifying questions of beginners.
turco | inglês |
---|---|
sizi | you |
burada | here |
en | most |
cevapları | answers |
soruları | questions |
TR Her şey yolunda gider ve domain sahibi alan adını satmak isterse, %10 komisyon ücreti eklenerek domain ödemeniz sonrasında hesabınıza transfer edilir.
EN If all goes well and the owner decides to sell the domain name, we will ad a 10% commission to the price of the domain and after receiving the payment your domain name will be transferred to your account.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
sahibi | owner |
satmak | sell |
komisyon | commission |
hesabını | account |
TR Savaş sonrası barışın inşası ve uzlaşma, devletten bağımsız silahlı grupların politik aktör olma yolunda geçiş süreçleri, devlete bağlı ve devletten bağımsız grupların çatışma yönetim süreçlerindeki etkileşimleri.
EN Post-war peacebuilding and reconciliation, the transition processes of armed groups independent of the state to become political actors, the interaction of state and independent groups in conflict management processes.
turco | inglês |
---|---|
savaş | war |
sonrası | post- |
bağımsız | independent |
politik | political |
geçiş | transition |
çatışma | conflict |
ın | of |
grupları | groups |
TR Astro-Alex yeniden uzay yolunda
EN Astro Alex is lifting off again
turco | inglês |
---|---|
yeniden | again |
TR Günlük hayatta hedeflerin yolunda nasıl bir uğraş veriyorsun? Tamamen bitkisel ve mümkün olduğunca yerel gıda maddeleriyle beslenmek suretiyle çevrenin yükünü hafifletmek istiyorum
EN How do you go about realizing your goals in everyday life? I want to take the pressure off the environment by eating only vegetables, regionally produced as far as possible
turco | inglês |
---|---|
günlük | everyday |
mümkün | possible |
istiyorum | i want |
TR Almanya, türlerin yok olması tehlikesi karşısında türlerin korunması yolunda daha fazla çaba göstermeye kararlı
EN In order to counteract species extinction, Germany is committed to greater species protection
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Daha çok sakin bir şey yapmak isteyenler; yüzmeye gidiyor, doğa yürüyüşlerine çıkıyor veya Bodensee bisiklet yolunda bisiklet yolculuğu yapıyor – ya da bir zeplin turuna katılıyor
EN Those who wish to take it a little easier can go swimming, hiking or cycling on the Lake Constance cycle path – or can book a zeppelin flight
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
TR Klinik çalışmaların sonuçlarının 2021’in ortalarında hazır olması bekleniyor ve işler yolunda giderse Curevac’ın korona aşısı da onaylanacak.
EN The results of the clinical study should become available in mid-2021, and if everything goes well, the Curevac corona vaccine will also be approved then.
turco | inglês |
---|---|
hazır | available |
korona | corona |
ın | of |
TR Tüm planlarda 30 günlük %100 geri ödeme garantisi vardır. Eğer yolunda gitmeyen bir şey varsa, sadece bize bilgi verin; sorgusuz süalsiz paranızı geri ödeyelim.
EN All plans come with 30 days of 100% money-back guarantee. If something isn't working for you, just let us know and we'll refund your order no questions asked.
turco | inglês |
---|---|
garantisi | guarantee |
bilgi | know |
TR Bize her şeyin yolunda gideceği güvencesini verdiler ve E-Vizemizi alana kadar bizimle çalıştılar
EN They assured us everything would work out and worked with us until we received our E-Visa
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bizimle | with us |
TR Web sitenizde yolunda gitmeyen şeyler olması, işletmenizin şüpheli veya güvenilmez görünmesine neden olur ve SEO sizi var olabilecek sorunları çözmeye teşvik eder.
EN Having things on your website that are out of whack will make it seem like your business is shady or untrustworthy, and SEO encourages you to fix any issues that may exist.
turco | inglês |
---|---|
web | website |
sitenizde | your website |
şeyler | things |
işletmenizin | your business |
neden | to |
seo | seo |
sorunları | issues |
TR Uzak toplantılarınızı otomatik olarak transkribe edin ve projeleri yolunda tutun. Tüm toplantılarınızın metin dökümlerini oluşturun ve saniyeler içinde içgörüler elde edin.
EN Automatically transcribe your remote meetings and keep projects on track. Create text transcripts of all your meetings and derive insights in seconds.
turco | inglês |
---|---|
uzak | remote |
projeleri | projects |
tüm | all |
metin | text |
oluşturun | create |
saniyeler | seconds |
içgörüler | insights |
TR Dünyanın en sürdürülebilir paketini oluşturma yolunda ilerliyoruz. Bugün ürünlerimizdeki yenilenebilir malzemeyi arttırıyoruz, örneğin kağıt bazlı pipetler ve şeker kamışı bazlı plastik katmanlar ve kapaklar sunuyoruz.
EN We’re well on our way to creating the world’s most sustainable package. Today we are increasing the renewable material in our products, offering paper-based straws and sugarcane-based plastic layers and caps.
turco | inglês |
---|---|
en | most |
sürdürülebilir | sustainable |
oluşturma | creating |
bugün | today |
yenilenebilir | renewable |
kağıt | paper |
plastik | plastic |
TR Etkilenenlere büyüme ve iyileşme yolunda rehberlik eden literatür, burslar ve danışmanlığın kullanımını teşvik ediyoruz.
EN We encourage the use of literature, fellowships and counseling that guide those affected along a path of growth and healing.
turco | inglês |
---|---|
büyüme | growth |
ve | and |
rehberlik | guide |
teşvik | encourage |
ın | of |
TR Ancak Mahmood Khalaf hedeflerinden kolay kolay vazgeçmediği için Almanya'da bağımsızlık yolunda kararlılıkla ilerledi
EN But because Mahmood Khalaf does not let himself be distracted from his goals so easily, he persistently continued on his way to self-employment in Germany
TR Arka plan gürültüsü olmadan çok sessiz bir ortamda en iyi kalitede ses kaydını elde etmek için, yüksek sesle ve net konuşan hoparlörlerden emin olun, birbiriyle konuşmayan hoparlörlerden emin olun ve yüksek kaliteli mikrofonlar kullanın.
EN To get the very best quality audio record in a very quiet environment with no background noise, ensure speakers that speak loudly and clearly, ensure speakers that don’t talk over each other, and use high quality microphones.
turco | inglês |
---|---|
sessiz | quiet |
kaydını | record |
emin | ensure |
kullanın | use |
TR Yine, bu kullandığınız şirkete bağlıdır. Her zaman araştırma yaptığınızdan emin olun, sizden adil bir fiyat alındığından emin olmak için çeşitli teklifler alın.
EN Again, this is dependent on the company you use. Always make sure you do your research, getting a range of quotes to make sure you are being charged a fair price.
turco | inglês |
---|---|
yine | again |
kullandığınız | you use |
araştırma | research |
adil | fair |
fiyat | price |
TR Google'ın SEO derecelendirmenizi sitenizin ne kadar işlevsel olduğuna dayandırdığından daha önce bahsetmiştik, bu nedenle sitenizi gözden geçirdiğinizden ve hiçbir şeyin bozuk olmadığından emin olduğunuzdan emin olun
EN We’ve already mentioned how Google bases your SEO rating on how functional your site is, so be sure to go through your site and ensure that nothing is broken
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
nedenle | so |
TR SEO'nuzu önemli ölçüde etkilemediklerinden emin olmak için bunları ince dişli bir tarakla incelediğinizden emin olun.
EN Be sure to go through these with a fine-toothed comb to ensure that they’re not dramatically affecting your SEO.
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
TR İçeriğinizin bir makale veya blog gönderisinin toplam kelime sayısına göre doğru sayıda anahtar kelimeye sahip olduğundan nasıl emin olacağınızdan emin değilseniz, size yardımcı olacak pek çok araç mevcuttur
EN If you’re not sure how to ensure that your content has the right number of keywords for the overall word count of an article or blog post, there are plenty of tools available to help you
turco | inglês |
---|---|
makale | article |
veya | or |
blog | blog |
araç | tools |
TR Arka plan gürültüsü olmadan çok sessiz bir ortamda en iyi kalitede ses kaydını elde etmek için, yüksek sesle ve net konuşan hoparlörlerden emin olun, birbiriyle konuşmayan hoparlörlerden emin olun ve yüksek kaliteli mikrofonlar kullanın.
EN To get the very best quality audio record in a very quiet environment with no background noise, ensure speakers that speak loudly and clearly, ensure speakers that don’t talk over each other, and use high quality microphones.
turco | inglês |
---|---|
sessiz | quiet |
kaydını | record |
emin | ensure |
kullanın | use |
TR Hata olmadığından emin olmak için tüm kopyanızı gözden geçirin. Reklamlarınızda sağlanan tüm bilgilerin doğru olduğundan emin olmak istiyorsunuz.
EN Proofread all your copy to make sure there are no mistakes. You want to ensure all of the information provided in your ads is accurate.
TR Buna ek olarak, cemiyet yayıncılığını araştırma ve bilimin ilerlemesine olan taahhüdümüzün merkezine yerleştiren liderlik ekibimizin desteği ve tam bağlılığından emin olabilirsiniz
EN In addition, you can be assured of the support and full commitment of our leadership team who place society publishing at the heart of our commitment to the advancement of research and science
turco | inglês |
---|---|
liderlik | leadership |
desteği | support |
tam | full |
emin | assured |
TR Mesajınızın PracticeUpdate kişiselleştirilmiş reklam çözümlerimiz ile sektördeki kayıtlı tıp uzmanlarına ulaştığından emin olun
EN Ensure your message resonates with registered medical professionals across the industry with our PracticeUpdate tailored advertising solutions.
turco | inglês |
---|---|
reklam | advertising |
kayıtlı | registered |
tıp | medical |
emin | ensure |
TR Çalışanlarınızın bilgi ve becerilerinin en iyi uygulamaları ve geçerli kanıtları yansıttığından emin olun
EN Ensures your staff?s knowledge and skills are reflective of best practices and current evidence
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
olun | are |
ın | of |
TR Aynı zamanda nihai makalenin okuyucuları da kendilerini çalışmanın tekrarlanabilir olduğu konusunda daha emin hisseder, çünkü başlangıçtaki çalışma tahminleri ve analiz planları bağımsız olarak incelenmiştir.
EN At the same time, readers of the final paper can feel more confident that the work is reproducible because the initial study predictions and analysis plans were independently reviewed.
turco | inglês |
---|---|
zamanda | time |
olduğu | is |
çalışma | work |
analiz | analysis |
bağımsız | independently |
TR Derlemesi yapılan ilgili klinik içeriklere sürekli olarak erişerek hızlı, kendinden emin tedavi tavsiyeleri vermenize yardımcı olan bilgiler kazanırsınız.
EN With a continuous stream of curated relevant clinical content, you will uncover insights that help you to make swift, confident treatment recommendations.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
klinik | clinical |
içeriklere | content |
sürekli | continuous |
tedavi | treatment |
bilgiler | insights |
TR Backlink profilinizin büyük bir detoksu sadece başlangıçtır. Sağlığından emin olmak ve ortaya çıkabilecek potansiyel olarak toksik bağlantıları tespit etmek için geri bağlantı profilinizi düzenli olarak yeniden tarayın.
EN A major detox of your backlink profile is just the beginning. Recrawl your backlink profile regularly to ensure its health and spot any potentially toxic links that may appear.
turco | inglês |
---|---|
backlink | backlink |
büyük | major |
TR Google’ın web sitenize erişmesini ve onu anlamasını engelleyen hiçbir teknik hata olmadığından emin olmak önemlidir.
EN It's important to make sure there are no technical faux pas that prevent Google from accessing and understanding your website.
turco | inglês |
---|---|
web | website |
onu | it |
hiçbir | no |
teknik | technical |
emin | sure |
TR Arama hacimlerimizi hassaslaştırmak için her ay tıklama verileri kullanıyoruz, böylece her zaman güncel olduklarından emin oluyoruz.
EN We use clickstream data to refine our search volumes on a monthly basis, ensuring they're always up to date.
turco | inglês |
---|---|
arama | search |
verileri | data |
TR Tıklama verileri her ay arama hacmi sayılarımızı geliştirmemizi sağlar, böylece ölçümlerimizin her zaman isabetli ve güncel olduklarından emin oluyoruz.
EN Clickstream data allows us to refine our search volume numbers every month, ensuring that the metric is always accurate and up-to-date.
turco | inglês |
---|---|
verileri | data |
her | every |
ay | month |
arama | search |
hacmi | volume |
sağlar | allows |
ve | and |
güncel | up-to-date |
TR Yenilikçi, hedeflenmiş ilaçlar geliştirmenize ve uygunluk ve güvenliği sağladığınıza emin olmanıza yardımcı oluruz
EN We help you to apply reliable science to develop innovative, targeted drugs and ensure compliance and safety
turco | inglês |
---|---|
yenilikçi | innovative |
ve | and |
uygunluk | compliance |
güvenliği | safety |
emin | ensure |
TR Mesajınızın sektördeki kayıtlı tıp uzmanlarına ulaştığından emin olun
EN Ensure your message resonates with registered medical professionals across the industry
turco | inglês |
---|---|
kayıtlı | registered |
tıp | medical |
emin | ensure |
TR MACRO kullanıcıları deneye katılan deneklerin hakları, güvenlikleri ve sağlıklarının korunacağından ve klinik deneylerin sonuçlarının güvenilir ve doğru olacağından emin olabilir.
EN MACRO users can rest assured that the rights, safety and well-being of trial subjects are protected and that the results of the clinical trials are credible and accurate.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
hakları | rights |
ve | and |
klinik | clinical |
güvenilir | credible |
emin | assured |
Mostrando 50 de 50 traduções