TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
"yanlış bilgi bulunması" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
EN If a file has wrongfully been detected during an Antivirus scan, this is called a false-positive. By submitting a false-positive we review the file, and if we agree that the flag is incorrect we update our definition database.
turco | inglês |
---|---|
antivirüs | antivirus |
sırasında | during |
hatalı | incorrect |
edilirse | if |
pozitif | positive |
denir | called |
TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
EN If a file has wrongfully been detected during an Antivirus scan, this is called a false-positive. By submitting a false-positive we review the file, and if we agree that the flag is incorrect we update our definition database.
turco | inglês |
---|---|
antivirüs | antivirus |
sırasında | during |
hatalı | incorrect |
edilirse | if |
pozitif | positive |
denir | called |
TR Kazanan’ın sunduğu bilgiler arasında herhangi bir yanıltıcı veya kasıtlı olarak yanlış bilgi bulunması durumunda Ödül’ün o kişiden otomatik olarak geri çekilmesi ve Ödül Çekilişi’nin tekrarlanması ile sonuçlanacaktır
EN Any information provided by the Winner which is found to be misleading or deliberately falsely made shall result in the automatic withdraw of the Prize from that person and the Prize Draw shall be run again
turco | inglês |
---|---|
yanıltıcı | misleading |
TR En fazla, Bu transkriptleri kabul edilebilir doğruluğa getirmek için ince ayar yapmak için ek zaman ve çaba harcamanız gerekir, çünkü yanlış çevrilmiş veya yanlış duyulmuş bir kelime bile felaket olabilir
EN At most, you’d need to spend added time and effort to tweak these transcripts to bring them up to acceptable accuracy because even a mistranslated or misheard word can be disastrous
turco | inglês |
---|---|
transkriptleri | transcripts |
edilebilir | can be |
zaman | time |
çaba | effort |
kelime | word |
TR Parazit Enfeksiyonları: Maran, Pekan ve Kuantan'daki Aborijinler Arasında Hijyen Yardım Setinin Bulunması ile Bilgi, Tutum ve Uygulama Düzeyleri
EN Parasitic Infections: The Level of Knowledge, Attitude and Practices Well as the Availability of Hygiene Aid Kit among Aborigine in Maran, Pekan and Kuantan
turco | inglês |
---|---|
hijyen | hygiene |
yardım | aid |
bilgi | knowledge |
TR Aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik arama motorumuz.
EN Our clinical search engine thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
klinik | clinical |
TR İlgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştırır
EN Makes it easy to find and apply relevant knowledge
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR ClinicalKey, aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik bir arama motorudur.
EN ClinicalKey is the clinical search engine that thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
turco | inglês |
---|---|
clinicalkey | clinicalkey |
ilgili | relevant |
klinik | clinical |
TR Aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik arama motoru.
EN The clinical search engine that thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
klinik | clinical |
motoru | engine |
TR Ve bu bilgilerin ihtiyaç duyduğunuzda bulunması, anlaşılması ve kullanılması kolay olduğundan, engellenebilir olası yan etkiler ve olumsuz hasta sonuçlarını azaltan güvenilir tedavi kararları alabilirsiniz.
EN And because this information is easy to locate, understand, and act on wherever you need it, you will be able to make sound therapy decisions that reduce the chances for preventable adverse events and negative patient outcomes.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bu | this |
bilgilerin | information |
ihtiyaç | need |
kolay | easy |
olumsuz | negative |
hasta | patient |
kararları | decisions |
TR Rekabet seviyesinin giderek arttığı bir ortamda, sağlık işleri için en iyi adayların bulunması zor olabilmektedir
EN In an increasingly competitive environment, it can be challenging to find the best candidates for healthcare jobs
turco | inglês |
---|---|
giderek | increasingly |
sağlık | healthcare |
TR Bu Kullanım şartlarına uymaktan herhangi bir feragatin bağlayıcı olması için, Foursquare’in yetkili temsilcilerinden biri aracılığıyla size söz konusu feragat hakkında yazılı bir bildirimde bulunması gerekir.
EN In order for any waiver of compliance with these Terms of Use to be binding, Foursquare must provide you with written notice of such waiver through one of its authorized representatives.
turco | inglês |
---|---|
kullanım | use |
bağlayıcı | binding |
olması | to be |
foursquare | foursquare |
yetkili | authorized |
size | you |
feragat | waiver |
yazılı | written |
gerekir | must |
TR Uygunluk değerlendirme kuruluşunun test, kontrol ve kalibrasyon hizmetlerini yapmak üzere yetki belgesi alabilmesi için TİTCK’e sunulacak başvuru dosyasında sicil tasdiknamesinin bulunması gerektiği kararlaştırıldı.
EN The application file to be submitted to the Agency by the conformity assessment institutions to obtain authorization documents required for performing testing, control and calibration services shall include the registry certificate.
turco | inglês |
---|---|
değerlendirme | assessment |
test | testing |
kontrol | control |
hizmetlerini | services |
yetki | authorization |
başvuru | application |
TR NIM’in değeri arttıkça bu vakfın yüksek sosyal ve çevresel etkileri olan insiyatiflere katkıda bulunması sağlanmış olacaktır.
EN As the value of NIM grows, this foundation will be enabled to support good cause initiatives with high social or ecological impact.
turco | inglês |
---|---|
değeri | value |
bu | this |
yüksek | high |
sosyal | social |
ın | of |
TR Bitcoin, dijital paraların kaynağı ve ilk başarılı deneyi statüsünde bulunması nedeniyle, kripto paralar dünyasına geçiş kapısı olarak görülür.
EN Bitcoin is considered as the gateway to the cryptocurrency world, based on its status as the first successful digital currency experiment.
turco | inglês |
---|---|
dijital | digital |
ilk | first |
başarılı | successful |
dünyasına | world |
TR Web siteleriniz, Türkiye ADSL ve Fiber internet ağının merkezinde bulunması nedeniyle en hızlı internet erişimine sahip olur.
EN Your Web site, Turkey will have the fastest internet access in ADSL and fiber center due to the presence of the internet network.
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
ve | and |
hızlı | fastest |
TR Fransız alan adlarının kaydedilmesine ilişkin kurallar 6 Aralık 2011 tarihinde değişmiş ve bir .fr alan adı tescil ettireninin artık Fransa'da bulunması gerekmez
EN The rules for registering French domains changed on December 6, 2011, and a .fr domain registrant no longer needs to be in France
turco | inglês |
---|---|
kurallar | rules |
aralık | december |
artık | no longer |
fransa | france |
TR Raporla gençlerin istihdam ve çalışma hakkının iyileştirilmesine ve yerel düzeyde gençlerin hak temelli olarak güçlendirilmesine katkıda bulunması amaçlanmaktadır.
EN The report aims to contribute to the improvement of the right to employment and work of young people and the rights-based empowerment of young people at the local level.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
düzeyde | level |
TR Ali Kibar, yerli otomobille ilgili belli bir yön alındığını belirterek, kendilerinin de işi alan firmanın talepte bulunması durumunda donanım, koltuk, iş ve tasarımla ilgili konularda destek olabileceklerini söyledi.
EN Announcing that a new course has been taken regarding the domestic automobile, Ali Kibar said that they are ready to provide support on issues such as equipment, seats, business and design if the company that carries out the operation requests it.
turco | inglês |
---|---|
de | out |
destek | support |
TR Talebe ilişkin olaylar hakkında hâlihazırda başlatılmış adli yargılamanın bulunması ve bu bilgileri vermenin bu tür adli yargılamaları engellemesi veya bunlara zarar vermesi,
EN The judicial proceedings concerning the same facts as those related to the request have already been initiated locally and provision of such information impedes or impairs such proceedings,
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bilgileri | information |
veya | or |
ın | of |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda çalma listeleriniz TIDAL hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your playlists will be available on TIDAL
turco | inglês |
---|---|
tidal | tidal |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda çalma listeleriniz Deezer hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your playlists will be available on Deezer
turco | inglês |
---|---|
deezer | deezer |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda çalma listeleriniz Spotify hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your playlists will be available on Spotify
turco | inglês |
---|---|
spotify | spotify |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda albümleriniz Deezer hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if albums have been found, your albums will be available on Deezer
turco | inglês |
---|---|
deezer | deezer |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda albümleriniz TIDAL hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if albums have been found, your albums will be available on TIDAL
turco | inglês |
---|---|
tidal | tidal |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda albümleriniz Spotify hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if albums have been found, your albums will be available on Spotify
turco | inglês |
---|---|
spotify | spotify |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda sanatçılarınız TIDAL hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if the artists have been found, your artists will be available on TIDAL
turco | inglês |
---|---|
tidal | tidal |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda sanatçılarınız Deezer hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if the artists have been found, your artists will be available on Deezer
turco | inglês |
---|---|
deezer | deezer |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda sanatçılarınız Spotify hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if the artists have been found, your artists will be available on Spotify
turco | inglês |
---|---|
spotify | spotify |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda parçalarınız TIDAL hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your tracks will be available on TIDAL
turco | inglês |
---|---|
tidal | tidal |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda parçalarınız Deezer hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your tracks will be available on Deezer
turco | inglês |
---|---|
deezer | deezer |
TR İşlem başlayacaktır. İşlem tamamlandığında, bulunması durumunda parçalarınız Spotify hedefinde hazır olacaktır
EN The process starts. Once finished, if tracks have been found, your tracks will be available on Spotify
turco | inglês |
---|---|
spotify | spotify |
TR Bitcoin, dijital paraların kaynağı ve ilk başarılı deneyi statüsünde bulunması nedeniyle, kripto paralar dünyasına geçiş kapısı olarak görülür.
EN Bitcoin is considered as the gateway to the cryptocurrency world, based on its status as the first successful digital currency experiment.
turco | inglês |
---|---|
dijital | digital |
ilk | first |
başarılı | successful |
dünyasına | world |
TR Aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik arama motoru.
EN The clinical search engine that thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
klinik | clinical |
motoru | engine |
TR İlgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştırır
EN Makes it easy to find and apply relevant knowledge
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR ClinicalKey, aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik bir arama motorudur.
EN ClinicalKey is the clinical search engine that thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
turco | inglês |
---|---|
clinicalkey | clinicalkey |
ilgili | relevant |
klinik | clinical |
TR Aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik arama motorumuz.
EN Our clinical search engine thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
klinik | clinical |
TR Rekabet seviyesinin giderek arttığı bir ortamda, sağlık işleri için en iyi adayların bulunması zor olabilmektedir
EN In an increasingly competitive environment, it can be challenging to find the best candidates for healthcare jobs
turco | inglês |
---|---|
giderek | increasingly |
sağlık | healthcare |
TR Web siteleriniz, Türkiye ADSL ve Fiber internet ağının merkezinde bulunması nedeniyle en hızlı internet erişimine sahip olur.
EN Your Web site, Turkey will have the fastest internet access in ADSL and fiber center due to the presence of the internet network.
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
ve | and |
hızlı | fastest |
TR Raporla gençlerin istihdam ve çalışma hakkının iyileştirilmesine ve yerel düzeyde gençlerin hak temelli olarak güçlendirilmesine katkıda bulunması amaçlanmaktadır.
EN The report aims to contribute to the improvement of the right to employment and work of young people and the rights-based empowerment of young people at the local level.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
düzeyde | level |
TR Uygunluk değerlendirme kuruluşunun test, kontrol ve kalibrasyon hizmetlerini yapmak üzere yetki belgesi alabilmesi için TİTCK’e sunulacak başvuru dosyasında sicil tasdiknamesinin bulunması gerektiği kararlaştırıldı.
EN The application file to be submitted to the Agency by the conformity assessment institutions to obtain authorization documents required for performing testing, control and calibration services shall include the registry certificate.
turco | inglês |
---|---|
değerlendirme | assessment |
test | testing |
kontrol | control |
hizmetlerini | services |
yetki | authorization |
başvuru | application |
TR Talebe ilişkin olaylar hakkında hâlihazırda başlatılmış adli yargılamanın bulunması ve bu bilgileri vermenin bu tür adli yargılamaları engellemesi veya bunlara zarar vermesi,
EN The judicial proceedings concerning the same facts as those related to the request have already been initiated locally and provision of such information impedes or impairs such proceedings,
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
bilgileri | information |
veya | or |
ın | of |
TR Frio Slient 14, yüksek performanslı RAM ve CPU soğutucularının bir arada bulunması sorununu çözerek kulanıcının yüksek performanslı soğutuculu overclock RAM’leri kolaylıkla takmasını sağlayarak en iyi RAM açıklığını sunar.
EN Frio Slient 14 solves the co-existing problem on high performance RAM and CPU coolers, it achieves the best RAM clearance allowing user easily install high-end overclock RAM with coolers.
turco | inglês |
---|---|
cpu | cpu |
TR Frio Slient 12, yüksek performanslı RAM ve CPU soğutucularının bir arada bulunması sorununu çözerek kulanıcının yüksek performanslı overclock RAM ve CPU soğutucuları kolaylıkla takmasını sağlar ve en iyi RAM açıklığını sunar.
EN Frio Slient 12 solves the co-existing problem on high performance RAM and CPU coolers, it achieves the best RAM clearance allowing user to easily install high-end overclock RAM with CPU coolers.
turco | inglês |
---|---|
cpu | cpu |
TR Kültür alanında PoC’ların, queerlerin ve genç kadınların* ya da kadın olarak okunanların yüksek pozisyonlarda bulunması çok önemli, zira onlar olmadan çeşitlilikten bahsetmek söz konusu olamaz
EN It is important for PoC, queer people and young women* or persons who are read as female to occupy high positions in the cultural sector because there will never be diversity without them
turco | inglês |
---|---|
kültür | cultural |
genç | young |
yüksek | high |
önemli | important |
olmadan | without |
TR Uluslararası Ortakların Potansiyel Atlasla Bulunması
EN Finding international partners with the Potential Atlas
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
potansiyel | potential |
ortakları | partners |
TR Devletin toplu sözleşme müzakerelerine etkide bulunması yasaktır.
EN The state must not influence the collective negotiations in any way.
TR Marc Sommer, aynı zamanda Lüneburg’un Hamburg kentinden sadece 50 kilometre mesafede olmasından da çok memnun. “Yakınlarda büyük bir kentin bulunması -staj yapmak ya da öylesine gezip görmek için- her durumda iyi” diyor.
EN Marc Sommer also likes that Lüneburg is only about 50 kilometres from Hamburg. A nearby big city is definitely a strong point – whether for internships or just for going out.
turco | inglês |
---|---|
hamburg | hamburg |
kilometre | kilometres |
TR Daha düşük emlak fiyatları, bir bahçe şansı ve pandemiden sonra da en azından kısmen evden çalışabilme olasılığının bulunması kırsal bölgeye taşınmaya olan ilgiyi artırdı
EN Lower property prices, the chance of having a garden and the prospect of being able to carry on working from home, at least partially, have increased interest in a move to the countryside
turco | inglês |
---|---|
bahçe | garden |
şansı | chance |
en az | least |
TR Servis İş Ortağınızda Bulunması Gereken Temel Nitelikler
EN Key Qualities Your Service Partner Should Possess
turco | inglês |
---|---|
servis | service |
temel | key |
Mostrando 50 de 50 traduções