TR Ticaret Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılmasının sonucu olarak Değişiklik Yönetmeliği kapsamında ayrıca “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” ibaresi “Ticaret Bakanlığı” olarak değiştirilmiştir.
TR Ticaret Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılmasının sonucu olarak Değişiklik Yönetmeliği kapsamında ayrıca “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” ibaresi “Ticaret Bakanlığı” olarak değiştirilmiştir.
EN As a result of the restructuring of the Ministry of Commerce, ?Ministry of Customs and Trade? was changed to ?Ministry of Commerce? within the scope of the Amendment Regulation.
turco | inglês |
---|---|
sonucu | result |
değişiklik | amendment |
yönetmeliği | regulation |
TR Ticaret Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılmasının sonucu olarak Değişiklik Yönetmeliği kapsamında ayrıca “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” ibaresi “Ticaret Bakanlığı” olarak değiştirilmiştir.
EN As a result of the restructuring of the Ministry of Commerce, ?Ministry of Customs and Trade? was changed to ?Ministry of Commerce? within the scope of the Amendment Regulation.
turco | inglês |
---|---|
sonucu | result |
değişiklik | amendment |
yönetmeliği | regulation |
TR 12. Hindistan’daki yurt dışı ticaret odasının Alman ve Hintli üyelerinin sayısı 5.500’ün üzerinde. Bu özelliğiyle buradaki ticaret odası, Almanya’nın en büyük yurt dışı ticaret odası.
EN 12. The AHK India has over 5,500 German and Indian members, which makes it the largest German chamber of commerce abroad.
turco | inglês |
---|---|
ticaret | commerce |
ve | and |
TR Ticaret duvarları yıkıldıkça ve küresel ticaret e-ticaret pazarına hakim olmaya devam ettikçe, bu özellik her zamankinden daha önemli!
EN As trade walls collapse and global trade continues to dominate the e-commerce market, this feature is more important than ever!
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
küresel | global |
olmaya | is |
devam | continues |
bu | this |
özellik | feature |
önemli | important |
TR Dünya çapındaki diğer üniversitelerle işbirliği yapıyor veya araştırma yapıyor musunuz?
EN Are you collaborating or conducting research with other universities worldwide?
turco | inglês |
---|---|
dünya | worldwide |
diğer | other |
veya | or |
araştırma | research |
TR Farklı ülkelerdeki küresel ofisleri veya müşterileri olan şirketlerle işbirliği yapıyor veya araştırma yapıyor musunuz?
EN Are you collaborating or conducting research with companies that have global offices or customers in different countries?
turco | inglês |
---|---|
farklı | different |
küresel | global |
veya | or |
müşterileri | customers |
araştırma | research |
TR Antonia von Trott Viyana Üniversitesinde uygulamalı dilbilim öğrenimi gördü ve altı yıldır yabancı dil olarak Almanca öğretmenliği yapıyor. Von Trott aynı zamanda Goethe Enstitüsü telc sertifikası denetmenliği yapıyor.
EN Antonia von Trott studied Applied Linguistics at the University of Vienna and has been teaching German as a foreign language for six years. She is also a trained examiner for telc certificates and Goethe certificates.
turco | inglês |
---|---|
enstitüsü | university |
sertifikası | certificates |
TR Dünya çapındaki diğer üniversitelerle işbirliği yapıyor veya araştırma yapıyor musunuz?
EN Are you collaborating or conducting research with other universities worldwide?
turco | inglês |
---|---|
dünya | worldwide |
diğer | other |
veya | or |
araştırma | research |
TR Farklı ülkelerdeki küresel ofisleri veya müşterileri olan şirketlerle işbirliği yapıyor veya araştırma yapıyor musunuz?
EN Are you collaborating or conducting research with companies that have global offices or customers in different countries?
turco | inglês |
---|---|
farklı | different |
küresel | global |
veya | or |
müşterileri | customers |
araştırma | research |
TR Bugün Fiat Chrysler Automobiles'in bir parçası olarak Dodge, büyüklük, güç ve stil gibi eski moda Amerikan değerleriyle ticaret yapıyor
EN Today, as a part of Fiat Chrysler Automobiles, Dodge trades on old-fashioned American values like size, power, and style
turco | inglês |
---|---|
bugün | today |
fiat | fiat |
parçası | part |
güç | power |
stil | style |
eski | old |
amerikan | american |
TR Gelgelelim dar gün insanı buluşçu yapıyor ve bazı şirketler varlıklarını yeni bir ticaret fikriyle korudular
EN But necessity is the mother of invention, and some firms were able to survive economically with a new business idea
TR Halihazırda Amazon, Trendyol ve Hepsiburada gibi pazarlarda satış yapıyor olsanız bile, kendi E-ticaret sitenizi kurmanın birçok avantajı vardır
EN Even if you’re already selling on online marketplaces like Etsy and Amazon, there are still many benefits to making online stores
TR Ülkemizde başlatılan dış ticaret atılımlarında öncü rolü oynamak ve Kibar Grubu’nun bu konuda uzman şirketi olarak dış ticaret etkinliklerini örgütlemek amacıyla 1985 yılında kurulmuştur.
EN Kibar Dış Ticaret A.Ş. is the foreign trade company of Kibar Group, which is among Turkey’s most prominent industrial institutions. The company was founded in 1985 with the aim of playing a leading role in ...
turco | inglês |
---|---|
dış | foreign |
ticaret | trade |
rolü | role |
TR Dünya çapında yaygın temas noktaları ve dış ticaret bilgi ve birikimiyle Kibar Dış Ticaret, grubun güçlü ticari kültürünün özgün bir temsilcisi niteliğini taşımaktadır.
EN Kibar Dış Ticaret is a distinctive representative of the strong commercial culture of the group with its widespread contact points and foreign trade expertise.
turco | inglês |
---|---|
temas | contact |
noktaları | points |
dış | foreign |
ticaret | trade |
grubun | group |
güçlü | strong |
ticari | commercial |
temsilcisi | representative |
TR Kripto ticaret planınız veya stratejiniz, pazarda güvenli bir şekilde ticaret yapmanıza yardımcı olacak şeydir
EN Your Crypto trading plan or strategy is what will help you navigate through the market safely
turco | inglês |
---|---|
kripto | crypto |
ticaret | trading |
veya | or |
şekilde | what |
planı | plan |
TR Küresel ticaret için önde gelen B2B e-ticaret platformu
EN The leading B2B ecommerce platform for global trade
TR Sezgisel ve zengin özelliklere sahip bir e-ticaret sitesi kurma aracı sayesinde başarılı bir e-ticaret yapmak artık çok kolay.
EN Create a successful eCommerce business with an intuitive and feature-rich online store builder.
TR Hazır e-ticaret siteleri ve içerik yönetim sistemi eklentileri (WordPress için olanlar gibi) dahil birçok farklı türde e-ticaret çözümü vardır
EN There are many different types of eCommerce solutions, including self-coded, content management system plugins, to online store website makers
TR Hostinger gibi e-ticaret sitesi kurma araçları, tasarımcı yapımı şablonlar ve başarılı bir e-ticaret sitesi kurmak, yayınlamak, tanıtmak ve işletmek için ihtiyacınız olan tüm araçları sunar.
EN eCommerce website builders like Hostinger’s offer designer-made templates and all the tools you need to create, publish, promote, and run an online business successfully.
TR Öte yandan, e-ticaret sitesi kurma araçları, e-ticaret sitesi işletmek için gereken tüm masrafları aylık ücretlerine dahil ederek, küçük işletme kurma sürecini daha hızlı ve kolay hale getirir.
EN On the other hand, online store builders include all the technical aspects of running an eCommerce website in their monthly fees, making the process of setting up small businesses faster and easier.
TR Yeni bölüm, e-ticaret şirketlerine projeleri hakkında ayrıntılı analizler sağlayarak e-ticaret şirketlerinin gelişimine yardımcı olur
EN The new section helps the development of e-commerce companies by providing detailed analytics on their projects
TR Elsevier bilinçsiz önyargıyla mücadele etmek için neler yapıyor?
EN What is Elsevier doing to tackle unconscious bias?
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
bilinçsiz | unconscious |
yapıyor | doing |
TR YouTube’da, Amazon’da, Bing’de veya başka arama motorunda pazarlama yapıyor olsanız da, artık güvenebileceğiniz bir anahtar kelime verisi kaynağına sahipsiniz.
EN Whether you're marketing on YouTube, Amazon, Bing or other search engines, you now have a source of reliable keyword data you can trust.
turco | inglês |
---|---|
youtube | youtube |
amazon | amazon |
veya | or |
başka | other |
pazarlama | marketing |
artık | now |
verisi | data |
TR Gerçek adı Stefani Germanotta dır. 28 Mart 1986 doğumlu sanatçı, sahnede Lady Gaga ismini kullanıyor. Şarkıcı-şarkısözü yazarıdır ve dance-pop/electronic tarzı müzikler yapıyor. Elektro … Devamını oku
EN Stefani Joanne Angelina Germanotta, who performs under the stage name Lady Gaga, is an Academy Award, Golden Globe & Grammy-winner singer, songwriter and musician from New York City, Ne… read more
turco | inglês |
---|---|
adı | name |
dır | is |
lady | lady |
ve | and |
devamını | more |
oku | read |
TR Şarkıcı-şarkısözü yazarıdır ve dance-pop/electronic tarzı müzikler yapıyor
EN She released her first EP, “Red and Blue", in early 2006
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Fairmont Otelleri sinema ekiplerine, aktörlere ev sahipliği yapıyor ve sessiz film Kipps’in kısmen Savoy’da çekildiği 1921‘den beri filmlere mekan sağlıyor
EN Fairmont Hotels have hosted crews, actors and provided film locations since 1921, when the silent film Kipps was shot, in part, at The Savoy
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
otelleri | hotels |
sessiz | silent |
TR Bireysel görüşmeler yapıyor ve sorunlarına çözüm bulmak için kendilerini vaka ofisimize davet ediyoruz
EN We conduct individual interviews and invite them to our case office find solutions to their problems
turco | inglês |
---|---|
bireysel | individual |
çözüm | solutions |
bulmak | find |
vaka | case |
davet | invite |
TR Bu medya gruplarının içinde yer aldıkları 6 holding (Doğuş, Demirören, Albayrak, Ciner, Kalyon, İhlas) inşaat, enerji, maden ve turizm sektörlerinde iş yapıyor
EN How does this relate to the news coverage and what does it mean for the independence of journalists?
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
medya | news |
TR Sosyal Bilimler, Etnografi, Antropoloji, Sosyoloji veya Psikoloji bölümündeyseniz şüphesiz araştırmalarınızla bazı derinlemesine görüşmeler yapıyor olacaksınız
EN If you are in the Social Sciences, Ethnography, Anthropology, Sociology, or Psychology you’ll undoubtedly be doing some in-depth interviews with your research
turco | inglês |
---|---|
sosyal | social |
bilimler | sciences |
veya | or |
bazı | some |
yapıyor | doing |
TR Nitel, nicel, UI, yatırım veya başka bir tür araştırma görüşmesi yapıyor olun, Sonix daha az zaman transkripsiyon ve bilgileri sentezlemek için daha fazla zaman harcamanızı sağlar.
EN Whether you’re doing qualitative, quantitative, UI, investment, or any other type of research interview, Sonix lets you spend less time transcribing and more time synthesizing the information.
turco | inglês |
---|---|
nitel | qualitative |
yatırım | investment |
tür | type |
araştırma | research |
yapıyor | doing |
olun | whether |
sonix | sonix |
zaman | time |
transkripsiyon | transcribing |
sağlar | lets |
TR Krizlerden etkilenen kişilere haklarına erişme konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor, fiziksel ve psikolojik zararlarını iyileştirme konusunda destek sağlıyoruz.
EN We hold information sessions and refer disaster-affected individuals to services. We provide support to help them overcome physical and psychological impacts they experience.
turco | inglês |
---|---|
etkilenen | affected |
konusunda | to |
bilgilendirme | information |
ve | and |
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
TR Krizlerden etkilenen kişilere haklarına erişme konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor, fiziksel ve psikolojik zararlarını iyileştirme konusunda destek sağlıyoruz.
EN We hold information sessions and refer disaster-affected individuals to services. We provide support to help them overcome physical and psychological impacts they experience.
turco | inglês |
---|---|
etkilenen | affected |
konusunda | to |
bilgilendirme | information |
ve | and |
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
turco | inglês |
---|---|
kapsayıcı | inclusive |
açık | open |
proje | project |
olan | is |
mina | mina |
dünyanın | world |
merkeziyetsiz | decentralized |
teknoloji | technology |
TR Güney Florida Üniversitesi öğrencileri Teknik Yazım Projesi için iş birliği yapıyor
EN Students from the University of South Florida collaborating on the Technical Writing Project
turco | inglês |
---|---|
güney | south |
florida | florida |
teknik | technical |
projesi | project |
TR GeoTrust CAA ile ilgili ne yapıyor?GeoTrust, sertifikaların yanlış verilmesini önlemeye yardımcı olduğuna inanır ve CAA bu çabaya yardımcı olabilir
EN What is GeoTrust doing with the CAA?GeoTrust believes it helps prevent incorrect issuance of certificates and the CAA can assist in this effort
turco | inglês |
---|---|
geotrust | geotrust |
caa | caa |
yapıyor | doing |
olabilir | can |
sertifikaları | certificates |
TR Gay0Day'de BoyFun - Sürtük Roman Capellini, Antony Carter Onu Bulduğunda Ve Onu Çiftleştirdiğinde Açık Havada Mastürbasyon Yapıyor
EN BoyFun - Slutty Roman Capellini Is Jerking Off Outdoors When Antony Carter Finds Him And Copulates Him at Gay0Day
turco | inglês |
---|---|
de | at |
onu | is |
ve | and |
TR Ana ada, rahat, tüm gün restoranımız olan Thari’ye ev sahipliği yapıyor.
EN Specializing in custom-made teppanyaki ice cream concoctions and other foods and drinks.
TR C3 AIRCROSS, şehirde ve açık yolda rahatça günlük hayatı kolaylaştırır. Şehirde Park Assist teknolojisi park manevralarını hafif bir şekilde yapıyor.
EN At ease in the city and on the open road, C3 AIRCROSS makes everyday life easier. In the city, Park Assist technology makes light work of parking manœuvres.
turco | inglês |
---|---|
aircross | aircross |
günlük | everyday |
hayatı | life |
park | park |
teknolojisi | technology |
TR Berlingo belirli bir siluet ve entegre bir yük hücresi ile yenilikler yapıyor, hansı ki sadece onun sırrı var
EN Berlingo innovates with a specific silhouette and an integrated load cell, of which only he has the secret
turco | inglês |
---|---|
belirli | specific |
entegre | integrated |
yük | load |
TR Kadın-erkek eşitliği, bu alanda özveriyle çalışmayı gerektiriyor. Bu üç kadın ve erkek, çevrimiçi ve çevrimdışı olarak bunu yapıyor.
EN Achieving gender equality takes commitment. These three men and women stand up for equality – online and offline.
turco | inglês |
---|---|
erkek | men |
çevrimiçi | online |
çevrimdışı | offline |
TR Sosyal medya ve e-posta kullanıyor, internetten banka işlemleri ve alışveriş yapıyor, dosya indiriyorsanız kötücül yazılım riskiyle karşı karşıyasınızdır
EN If you use social media, email, bank online, shop online and download files or software from unknown sources - you are at risk of malware
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
e-posta | |
kullanıyor | use |
banka | bank |
alışveriş | shop |
dosya | files |
yazılım | software |
TR Sosyal ağlarda paylaşım yapıyor musunuz?
EN Are you posting on social networks?
TR Audrey ve Hillary akşam yemeğinden önce seks yapıyor
EN Anal sex tape with juicy oiled large butt superb gal maddy oreilly mov-20
turco | inglês |
---|---|
seks | sex |
TR Hatunlar onu yutan ayak parmaklarını yapıyor
EN Legal age teenager beauty acquires older man sexually excited and rides his dick then gulp
TR Rus büyük billibongları arabada mastürbasyon yapıyor.cilt 2
EN Great legal age teenager body in underware with worthwhile cameltoe non exposed
turco | inglês |
---|---|
büyük | great |
TR Yalnız koyu kahverengi yeşil uzun bir oyuncakla mastürbasyon yapıyor
EN Older lady receives rimmed by lustful dudes
turco | inglês |
---|---|
bir | by |
TR Türkiye bugün, yaklaşık 4 milyon mülteci ve göçmen ile dünyanın en büyük mülteci ve göçmen nüfusuna ev sahipliği yapıyor. 4 milyon göçmen ve...
EN Turkey hosts the largest refugee and migrant population in the world, with approximately 4 million. While almost half of them are women, more than 1...
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
milyon | million |
mülteci | refugee |
dünyanın | world |
ev | are |
TR Türkiye bugün, yaklaşık 4 milyon mülteci ve göçmen ile dünyanın en büyük mülteci ve göçmen nüfusuna ev sahipliği yapıyor. 4 milyon göçmen ve mültecinin yarısına yakınını kadınlar oluştururken, 1... Daha fazla
EN Turkey hosts the largest refugee and migrant population in the world, with approximately 4 million. While almost half of them are women, more than 1 million are young people between the ages of 15-30... Read more
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
milyon | million |
mülteci | refugee |
dünyanın | world |
kadınlar | women |
TR TRT ve devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı (AA), neredeyse bütün konularda hükümet yanlısı yayın yapıyor.
EN Turkish Radio and Television (TRT), the public broadcaster, and Anadolu Agency (AA), the state news agency, endorse the position of the government on almost any subject, carefully to avoiding controversial issues.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
haber | news |
neredeyse | almost |
bütün | any |
hükümet | government |
ın | of |
TR Bu nedenle Zebra, müşterilerle etkileşimde bulunmak ve değer sunmak için ortaklarla işbirliği yapıyor
EN That’s why Zebra collaborates with partners in engaging with customers and delivering value
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
değer | value |
Mostrando 50 de 50 traduções