TR QR Kodları konusunda yeniyim. Neleri bilmem gerekiyor?
TR QR Kodları konusunda yeniyim. Neleri bilmem gerekiyor?
EN I’m new to QR Codes. What should I know?
turco | inglês |
---|---|
qr | qr |
kodları | codes |
konusunda | to |
neleri | what |
TR Bu, rekabete göre neleri doğru ve neleri yanlış yaptığınız konusunda size daha iyi bir fikir verecektir
EN This will give you a better idea of what you’re doing right and what you’re doing wrong relative to the competition
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
yanlış | wrong |
fikir | idea |
TR Nasıl yol yordam bulurum? Almanca bilmem gerekir mi? İnfluencer ve expat’lardan tavsiyeler ve Almanya’daki yaşam hakkında deneyimler.
EN How do I make friends? Do I have to speak German? Two influencers and expats offer tips and talk about their life in Germany.
turco | inglês |
---|---|
tavsiyeler | tips |
daki | in |
yaşam | life |
hakkında | about |
TR Pozisyon İzleme ile neleri takip edebilirsin
EN What You Can Monitor with Position Tracking
turco | inglês |
---|---|
pozisyon | position |
ile | with |
neleri | what |
TR Lütfen neleri geliştirebileceğimizi bize aktarın
EN Please tell us what we can improve
turco | inglês |
---|---|
lütfen | please |
neleri | what |
TR Bu kurallar yalnızca "vsvsvsvs-aaayhh-küçük yazılar" değil, yasal kullanım şartlarıdır ve bu nedenle şartları dikkatlice okumanı ve neleri kabul ettiğinizi bilmeni öneriyoruz.
EN These rules aren’t just the “blahblahblah-yawn-small print” – these are the legal terms of use and so we recommend you read them carefully so you know what you’ve agreed to.
turco | inglês |
---|---|
kurallar | rules |
yasal | legal |
kullanım | use |
ve | and |
şartları | terms |
dikkatlice | carefully |
kabul | agreed |
TR Last.fm oldukça açık ve saygılı bir topluluktur ve böyle kalmasını istiyoruz. Topluluk Kurallarımızda neleri kabul edilemez davranışlar olarak gördüğümüz açıkça belirtilmektedir.
EN Last.fm has a pretty open and respectful community, and we want it to stay that way. Our Community Guidelines lay down in clear terms what we consider unacceptable behaviour.
turco | inglês |
---|---|
last | last |
oldukça | pretty |
topluluk | community |
TR Bununla, kullanıcı kaynakları hakkında bilgi alacak, web sitesi ziyaretçilerini, en yakın rakiplerinizi ve kaynağınızı optimize etmek için neleri düzeltmeniz gerektiğini kontrol edeceksiniz.
EN With it, you?ll get information about your user’s sources, check website visitors, your closest competitors, and what you need to fix to optimize your resource.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcı | user |
kaynakları | sources |
kontrol | check |
TR Bir rakip, YouTube'da içeriği sizinle aynı konuda yayınlayan bir kişidir, bu nedenle bu tür verilerin kullanışlı olması sizin için neyin işe yarayabileceğini veya neleri geliştirebileceğinizi anlamanızda inanılmaz derecede faydalıdır.
EN A competitor is someone publishing content to YouTube in the same topic space as you, so having that kind of data handy is incredibly useful in understanding what might work for you, or what you can improve.
turco | inglês |
---|---|
rakip | competitor |
youtube | youtube |
içeriği | content |
tür | kind |
verilerin | data |
sizin | you |
veya | or |
inanılmaz | incredibly |
TR Neleri okumaya, öğrenmeye, araştırmaya ve keşfetmeye hakkımız olduğunu söyleyen bir toplum muvaffak olamaz
EN A society that dictates what we have the right to read and learn and seek and explore cannot be prosperous
turco | inglês |
---|---|
neleri | what |
toplum | society |
TR Önemli veri noktaları, neyin işe yaradığını ve neleri düzeltmeniz gerektiğini hızlı bir şekilde göstermek için renk kodlanmıştır.
EN Key data points are color-coded to quickly show you what’s working - and what you need to fix.
turco | inglês |
---|---|
veri | data |
noktaları | points |
renk | color |
TR “Kooperatif” kavramı önüne “sosyal” kelimesini eklemenin neleri değiştirdiğini anlattıktan sonra Sosyal Kooperatifler Mükemmeliyet Merkezi Projesi’ne değinmenin zamanı geldi2.
EN After explaining how adding the word “social” before the concept of “cooperative” has changed, it is time to touch on the Social Cooperatives Center of Excellence Project.
turco | inglês |
---|---|
kavramı | concept |
sosyal | social |
merkezi | center |
projesi | project |
TR Bugünkü yanlış hayatımızı neleri nerelerden nasıl çıkararak inşa ettiğimizi anlatıyor
EN It tells us what we are building our wrong life today, from where and how
turco | inglês |
---|---|
yanlış | wrong |
anlatıyor | tells |
hayatı | life |
TR Araç kiralama sözleşmesinde neleri kontrol etmeliyim?
EN What do I check for in the car rental agreement?
turco | inglês |
---|---|
araç | car |
kiralama | rental |
neleri | what |
kontrol | check |
TR Bir rakip, YouTube'da içeriği sizinle aynı konuda yayınlayan bir kişidir, bu nedenle bu tür verilerin kullanışlı olması sizin için neyin işe yarayabileceğini veya neleri geliştirebileceğinizi anlamanızda inanılmaz derecede faydalıdır.
EN A competitor is someone publishing content to YouTube in the same topic space as you, so having that kind of data handy is incredibly useful in understanding what might work for you, or what you can improve.
turco | inglês |
---|---|
rakip | competitor |
youtube | youtube |
içeriği | content |
tür | kind |
verilerin | data |
sizin | you |
veya | or |
inanılmaz | incredibly |
TR Fiziki makine mühendisliği veya dilbilim öğrenimi için neleri bilmelisiniz? TestAS web sitesinde yabancı öğrenciler için örnek sorular var
EN What do you need to know if you want to study physics, mechanical engineering or linguistics in Germany? You will find example test questions for international students on the TestAS website
turco | inglês |
---|---|
makine | mechanical |
veya | or |
öğrenciler | students |
örnek | example |
sorular | questions |
TR Federal Hükümet Eylem Planı’nda, 2024 yılına kadar özellikle neleri sağlamak istediğini tanımlıyor: Kadınların barış süreçlerine katılımını ve mümkün olan her yerde cinsel şiddete karşı korunmalarını teşvik etmek
EN In the Action Plan, the Federal Government defines what it specifically wants to achieve by 2024: to promote the participation of women in peace processes and their protection from sexualized violence wherever possible
turco | inglês |
---|---|
federal | federal |
hükümet | government |
eylem | action |
planı | plan |
özellikle | specifically |
barış | peace |
ve | and |
mümkün | possible |
TR Tıbbi cihazların kullanımı beraberinde neleri getiriyor? Berlin Teknik Üniversitesi’nin sunduğu öğretim programında teknolojik sistemler ile insan vücudu arasındaki etkileşimde güvenlik meselesine özel bir önem atfediliyor
EN What happens when medical devices are used? Safety aspects in the interaction of technical systems with the human body are given special attention at the Technical University of Berlin
turco | inglês |
---|---|
tıbbi | medical |
neleri | what |
berlin | berlin |
teknik | technical |
sistemler | systems |
insan | human |
güvenlik | safety |
özel | special |
TR Bir yurt dışı muhabir nasıl çalışır; peki korona neleri değiştirdi? Gazeteci Hasnain Kazim mesleğin püf noktalarını paylaşıyor.
EN What does a foreign correspondent’s work involve? And how has it changed since the corona pandemic? Journalist Hasnain Kazim gives us a look behind the scenes.
turco | inglês |
---|---|
çalışır | work |
korona | corona |
TR Sağlık müdürlüğünün görevleri; pandemi bu alanda neleri değiştirdi? Tübingen Sağlık Müdürlüğünden Oliver Piehl anlatıyor.
EN What are the responsibilities of a public health department – and what has the pandemic changed? Oliver Piehl from Tübingen takes us behind the scenes.
turco | inglês |
---|---|
sağlık | health |
pandemi | pandemic |
neleri | what |
TR Ağ içinde kullanıcılar ne derece özgür; ve AB Genel Veri Koruma Yönetmeliği neleri değiştiriyor? Devlet Bakanı Dorothee Bär şeffaflık ve kontrol hakkında ne diyor?
EN How free are users in the Internet, and what changes will the new EU data protection rules bring? State Secretary Dorothee Bär talks about transparency and control.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcılar | users |
özgür | free |
ab | eu |
veri | data |
koruma | protection |
devlet | state |
şeffaflık | transparency |
kontrol | control |
hakkında | about |
TR Organik gıdaya rağbet büyük. Dampingci alışveriş merkezleri bile bu trendi dikkate alıyorlar. Organik tarım yapan çiftçiler neleri mi değişik yapıyorlar? İşte cevabı.
EN Organic foodstuffs are in great demand. Even discounters are responding to the trend. What do organic farmers do differently? Here’s what.
turco | inglês |
---|---|
organik | organic |
büyük | great |
neleri | what |
TR Sayın Heller, BM özel raportörü olarak göreviniz neleri kapsıyor?
EN Mr Heller, what are your responsibilities as Special Rapporteur?
turco | inglês |
---|---|
özel | special |
TR Neleri okumaya, öğrenmeye, araştırmaya ve keşfetmeye hakkımız olduğunu söyleyen bir toplum muvaffak olamaz
EN A society that dictates what we have the right to read and learn and seek and explore cannot be prosperous
turco | inglês |
---|---|
neleri | what |
toplum | society |
TR SEO sorunlarının bu kısa listesiyle, arama sıralamalarınızı iyileştirmek için tam olarak neleri ele almanız gerektiğini anlayabileceksiniz.
EN With this short list of SEO issues, you’ll be able to figure out exactly what you need to address to improve your search rankings.
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
kısa | short |
arama | search |
sorunları | issues |
TR Bu kurallar yalnızca "vsvsvsvs-aaayhh-küçük yazılar" değil, yasal kullanım şartlarıdır ve bu nedenle şartları dikkatlice okumanı ve neleri kabul ettiğinizi bilmeni öneriyoruz.
EN These rules aren’t just the “blahblahblah-yawn-small print” – these are the legal terms of use and so we recommend you read them carefully so you know what you’ve agreed to.
turco | inglês |
---|---|
kurallar | rules |
yasal | legal |
kullanım | use |
ve | and |
şartları | terms |
dikkatlice | carefully |
kabul | agreed |
TR Last.fm oldukça açık ve saygılı bir topluluktur ve böyle kalmasını istiyoruz. Topluluk Kurallarımızda neleri kabul edilemez davranışlar olarak gördüğümüz açıkça belirtilmektedir.
EN Last.fm has a pretty open and respectful community, and we want it to stay that way. Our Community Guidelines lay down in clear terms what we consider unacceptable behaviour.
turco | inglês |
---|---|
last | last |
oldukça | pretty |
topluluk | community |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR "Mekan iyi ve çok sıcak. Çalışanlar çok cana yakın. Kokteyller baya iyi. Menüye bile gerek yok neleri sevdiğinizi ve ne tür bir tad istediğinizi söyleyin pişman olmazsınız."
EN "Lovely bar with great cocktails that are not expensive at all (11 euros). Open in the weekends, worth a visit!"
turco | inglês |
---|---|
iyi | great |
yok | not |
TR Verileri gizli kalan ve telefonlarında güvenli bir şekilde depolanan kullanıcılar neleri paylaştıklarını kontrol ederler.
EN Users control what they share while their data can remain private and securely stored on their phone.
turco | inglês |
---|---|
verileri | data |
gizli | private |
kullanıcılar | users |
kontrol | control |
TR Gerçekten anahtar kelime araştırması için daha derinlere dalıp hiç dokunulmamış fırsatları bulmak gerekiyor
EN You have to really deep dive into keyword research to find those untapped opportunities
turco | inglês |
---|---|
gerçekten | really |
araştırması | research |
fırsatları | opportunities |
gerekiyor | have to |
TR Karmaşık rahatsızlıklara ve komorbiditelere sahip hastaları yönetirken, aynı zamanda yeni ilaçları ve tedavileri anlamanız gerekiyor
EN You have to understand new medications and breakthrough therapies while managing patients with complicated conditions and comorbidities
turco | inglês |
---|---|
karmaşık | complicated |
ve | and |
hastaları | patients |
zamanda | while |
yeni | new |
gerekiyor | have to |
TR Bu yüzden de güvenli ve etkili ilaç kararları vermek için çeşitli etmenleri göz önünde bulundurmanız gerekiyor.
EN So, you need to consider numerous factors to make safe and effective drug decisions.
turco | inglês |
---|---|
güvenli | safe |
etkili | effective |
ilaç | drug |
kararları | decisions |
vermek | make |
gerekiyor | need |
yüzden | so |
TR Kadınların haklarına erişimini desteklemek için öncelikle bu haklardan yaygın biçimde haberdar olmalarını sağlamak gerekiyor
EN We have a good news! As Support to Life, we have implemented a series of 'new' in order to continue our communication with our beneficiaries efficiently during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
desteklemek | support |
TR Whoer VPN mobil uygulamalarımızın işini doğru bir şekilde yaptığından ve geliştirdiğinden emin olmak için, insanların bir bütün olarak onlarla nasıl etkileşime girdiğini bilmemiz gerekiyor
EN In order to make sure our Whoer VPN mobile apps do their job properly and improve them, we have to know how people, as a whole, interact with them
turco | inglês |
---|---|
whoer | whoer |
vpn | vpn |
mobil | mobile |
emin | sure |
olmak | have |
bütün | whole |
gerekiyor | have to |
insanları | people |
TR Hali hazırda sahip olduğumuz ürünleri daha uzun ömürlü hale getirmemiz gerekiyor.
EN We need to make the products we already have last longer.
turco | inglês |
---|---|
ürünleri | products |
gerekiyor | need |
TR Raporlarımız özelleştirilmiştir, bu yüzden ekibimizin en alakalı bilgiyi bir araya getirmesi için en azından bir kaç temel detayı ekibimiz ile paylaşmanız gerekiyor.
EN Our reports are customized so you will need to provide at least some basic details to our team members so that they could put together the most relevant information for you.
turco | inglês |
---|---|
en | most |
alakalı | relevant |
bilgiyi | information |
temel | basic |
gerekiyor | need |
raporları | reports |
yüzden | so |
en az | least |
TR Karşılığında ne yapmanız mı gerekiyor? Hiçbir şey. Ücretsiz olarak indirin ve istediğiniz kadar kullanın. Bu harika ücretsiz ofis yazılım paketi, şimdi onu her gün kullanan milyonlarca insanı etkiledi.
EN What's the catch? There is none. Simply download it free of charge and use it for as long as you want. This great free Office suite has impressed millions of people who now use it every day.
turco | inglês |
---|---|
indirin | download |
istediğiniz | you want |
bu | this |
harika | great |
ofis | office |
şimdi | now |
insan | people |
TR Almaya kalktığında ise düzgün, seçilmiş olanını bulmak için yorucu bir keşif gezisine çıkman gerekiyor.Online hizmet verdikleri web sitelerinin seo hizmetleri için bizimle çalışıyorlar.
EN And when you try to take it, you have to go on a tiring expedition to find the right one.They work with us for the seo services of the websites they provide online services.
turco | inglês |
---|---|
gerekiyor | have to |
seo | seo |
bizimle | with us |
TR Ancak insanlara enerji verimliliğinin önemli olduğunu anlatmamız gerekiyor.
EN But we need to tell people that energy efficiency matters.
turco | inglês |
---|---|
insanlara | people |
enerji | energy |
önemli | matters |
gerekiyor | need |
TR Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için dünyanın enerji kullanımını ve emisyonlarını azaltması gerekiyor. Elektrik motoru verimliliğini artırmanın ne kadar fark yaratabileceğini öğrenmek için teknik incelemeyi indirin.
EN Transportation is an essential and integral part of our lives, and the world is seeking ways to reduce emissions and eliminate fossil-fuels. Therefore, we require cleaner, more sustainable and more energy efficient modes of transport.
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | world |
Mostrando 50 de 50 traduções