TR 9.1.1. Her mevsim geçit veren yolların 2 km yakınında yaşayan kırsal nüfusun oranı 9.1.2. Ulaşım modlarına göre yolcu ve yük hacmi
TR 9.1.1. Her mevsim geçit veren yolların 2 km yakınında yaşayan kırsal nüfusun oranı 9.1.2. Ulaşım modlarına göre yolcu ve yük hacmi
EN 9.1.1. Proportion of the rural population who live within 2 km of an all-season road 9.1.2. Passenger and freight volumes, by mode of transport
turco | inglês |
---|---|
her | all |
km | km |
kırsal | rural |
ulaşım | transport |
yolcu | passenger |
ve | and |
ın | of |
göre | by |
TR 7.1.1. Elektriğe erişebilen nüfusun oranı 7.1.2. Isıtma, aydınlatma ve yemek yapmada temiz yakıt ve teknoloji kulllanan nüfus oranı
EN 7.1.1. Proportion of population with access to electricity 7.1.2. Proportion of population with primary reliance on clean fuels and technology
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
temiz | clean |
teknoloji | technology |
nüfus | population |
TR 16.6.1. Sektör,bütçe kodu ve benzerlerine göre orijinal bütçenin oranı olarak birincil kamu harcamaları 16.6.2. Son kamu hizmeti tecrübelerinden memnun kalan nüfusun oranı
EN 16.6.1. Primary government expenditures as a proportion of original approved budget, by sector (or by budget codes or similar) 16.6.2. Proportion of the population satisfied with their last experience of public services
turco | inglês |
---|---|
sektör | sector |
bütçe | budget |
kodu | codes |
orijinal | original |
birincil | primary |
kamu | public |
son | last |
hizmeti | services |
TR Kırsal bölgelerde köyler hayalete dönüşürken kentler her yeri kaplıyor mu? Bu o kadar da basit bir denklem değil. Almanya’da kent ve kırsal bölgelere ilişkin olgular ve eğilimler.
EN Big cities are thriving and villages are dying out? The situation is not quite that simple. Here are some facts and trends about urban and rural living in Germany.
turco | inglês |
---|---|
kırsal | rural |
o | that |
basit | simple |
almanya | germany |
kent | urban |
TR Kırsal alana taşınma kalıcı bir trende dönüşebilir mi? Her koşulda kırsal alanda yaşamın artık belirgin bir şekilde daha farklı değerlendirildiği görüyoruz
EN Can the yen for country life become a long-term trend? In any case, we see that country life is now evaluated fundamentally differently
turco | inglês |
---|---|
artık | now |
TR 3.b.1. Sürdürülebilir bir temelde uygun fiyatlı ilaç ve aşılara erişimi olan nüfusun oranı 3.b.2. Tıbbi araştırma ve temel sağlık sektörlerine toplam net resmi kalkınma yardımı
EN 3.b.1. Proportion of the population with access to affordable medicines and vaccines on a sustainable basis 3.b.2. Total net official development assistance to medical research and basic health sectors
turco | inglês |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
erişimi | access |
araştırma | research |
temel | basic |
net | net |
resmi | official |
kalkınma | development |
TR 6.1.1. Güvenilir şekilde yönetilen içme suyu hizmetlerini kullanan nüfusun oranı
EN 6.1.1. Proportion of population using safely managed drinking water services
turco | inglês |
---|---|
yönetilen | managed |
suyu | water |
hizmetlerini | services |
kullanan | using |
TR 6.2.1. Sabun ve su ile el yıkama imkanı dahil olmak üzere güvenilir şekilde yönetilen atıksu ve kanalizasyon hizmetlerini kullanan nüfusun oranı
EN 6.2.1. Proportion of population using safely managed sanitation services, including a hand-washing facility with soap and water
turco | inglês |
---|---|
su | water |
el | hand |
yönetilen | managed |
hizmetlerini | services |
TR 10.3.1. Uluslararası insan hakları hukuku çerçevesinde yasaklanmış olan ayrımcık baz alınarak, önceki 12 ay içinde bizzat ayrımcılığa ya da tacize uğradığını hissettiğini bildiren nüfusun oranı
EN 10.3.1. Proportion of the population reporting having personally felt discriminated against or harassed within the previous 12 months on the basis of a ground of discrimination prohibited under international human rights law
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
insan | human |
önceki | previous |
da | against |
TR Önceki 12 ay içinde fiziksel, psikolojik veya cinsel şiddete maruz kalan nüfusun oranı 16.1.4
EN Proportion of population subjected to physical, psychological or sexual violence in the previous 12 months 16.1.4
turco | inglês |
---|---|
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
veya | or |
cinsel | sexual |
TR Yaşadıkları alanın çevresinde yalnız yürürken güvende hisseden nüfusun oranı
EN Proportion of population that feel safe walking alone around the area they live
turco | inglês |
---|---|
çevresinde | around |
yalnız | alone |
ın | of |
alanı | area |
TR Cinsiyet, yaş, engellilik ve nüfus grubuna göre karar alma sürecinin kapsayıcı ve duyarlı olduğuna inanan nüfusun oranı
EN Proportion of population who believe decision- making is inclusive and responsive, by sex, age, disability and population group
turco | inglês |
---|---|
cinsiyet | sex |
yaş | age |
ve | and |
nüfus | population |
karar | decision |
kapsayıcı | inclusive |
duyarlı | responsive |
göre | by |
TR 11.2.1. Cinsiyet, yaş ve engelli kişilere göre, toplu taşıma araçlarına kolay erişimi olan nüfusun oranı
EN 11.2.1. Proportion of population that has convenient access to public transport, by sex, age and persons with disabilities
turco | inglês |
---|---|
cinsiyet | sex |
yaş | age |
ve | and |
taşıma | transport |
kolay | convenient |
erişimi | access |
olan | has |
TR 3.1.1. Anne ölüm oranı 3.1.2. Uzman sağlık personeli katılımıyla yaptırılan doğumların oranı
EN 3.1.1. Maternal mortality ratio 3.1.2. Proportion of births attended by skilled health personnel
turco | inglês |
---|---|
sağlık | health |
personeli | personnel |
ın | of |
TR 4.2.1. Cinsiyete göre gelişimsel olarak sağlık, öğrenme ve psikososyal iyi olma hali yolunda olan 5 yaş altı çocukların oranı 4.2.2. Cinsiyete göre planlanan öğrenmeye katılım oranı (ilkokula resmi giriş yaşından bir yıl önce)
EN 4.2.1. Proportion of children under 5 years of age who are developmentally on track in health, learning and psychosocial well-being, by sex 4.2.2. Participation rate in organized learning (one year before the official primary entry age), by sex
turco | inglês |
---|---|
öğrenme | learning |
iyi | well |
oranı | rate |
katılım | participation |
resmi | official |
giriş | entry |
önce | before |
TR 5.3.1. 15 yaşından önce ve 18 yaşından önce evlenmiş ya da bir birliktelikte olmuş 20-24 yaştaki kadınların oranı 5.3.2. Yaşa göre, kadın sünneti/kesme geçirmiş 15-49 yaş arası kadın ve kızların oranı
EN 5.3.1. Proportion of women aged 20-24 years who were married or in a union before age 15 and before age 18 5.3.2. Proportion of girls and women aged 15-49 years who have undergone female genital mutilation/cutting, by age
turco | inglês |
---|---|
önce | before |
TR 5.5.1. Yerel yönetimler ve ulusal parlementolardaki kadınların sandalye oranı 5.5.2. Yöneticilik pozisyonlarındaki kadınların oranı
EN 5.5.1. Proportion of seats held by women in national parliaments and local governments 5.5.2. Proportion of women in managerial positions
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
ve | and |
ulusal | national |
ın | of |
TR 8.9.1. Turizmin toplam GSYH ve büyüme hızının bir oranı olarak GSYH'ya etkisi 8.9.2. Cinsiyete göre, toplam istihdamın ve istihdam büyüme hızının bir oranı olarak turizm sektörlerindeki iş sayısı
EN 8.9.1. Tourism direct GDP as a proportion of total GDP and in growth rate 8.9.2. Number of jobs in tourism industries as a proportion of total jobs and growth rate of jobs, by sex
turco | inglês |
---|---|
büyüme | growth |
oranı | rate |
turizm | tourism |
TR 9.2.1. Kişi başına ve GSYH'nin bir oranı olarak imalat sanayi katma değeri 9.2.2. Toplam istihdamın bir oranı olarak imalat sanayi istihdamı
EN 9.2.1. Manufacturing value added as a proportion of GDP and per capita 9.2.2. Manufacturing employment as a proportion of total employment
turco | inglês |
---|---|
kişi | capita |
katma | added |
TR 9.3.1. Toplam sanayi katma değeri içinde küçük ölçekli sanayilerin oranı 9.3.2. Bir kredi borcu olan ya da kredi limiti bulunan küçük ölçekli sanayilerin oranı
EN 9.3.1. Proportion of small-scale industries in total industry value added 9.3.2. Proportion of small-scale industries with a loan or line of credit
turco | inglês |
---|---|
sanayi | industry |
katma | added |
küçük | small |
kredi | credit |
TR 9.5.1. GSYH'nın bir oranı olarak araştırma ve geliştirme harcamalarının oranı 9.5.2. Bir milyon yerleşimci başına düşen araştırmacı sayısı (tam zamanlı eşdeğer)
EN 9.5.1. Research and development expenditure as a proportion of GDP 9.5.2. Researchers (in full-time equivalent) per million inhabitants
turco | inglês |
---|---|
araştırma | research |
geliştirme | development |
milyon | million |
tam | full |
TR 15.1.1. Toplam arazi alanının oranı olarak ormanlık alan 15.1.2. Ekosistem türüne göre karasal ve tatlısu biyoçeşitlilik açısından korunan alanlarla kaplı önemli alanların oranı
EN 15.1.1. Forest area as a proportion of total land area 15.1.2. Proportion of important sites for terrestrial and freshwater biodiversity that are covered by protected areas, by ecosystem type
turco | inglês |
---|---|
toplam | total |
arazi | land |
ekosistem | ecosystem |
biyoçeşitlilik | biodiversity |
korunan | protected |
önemli | important |
türü | type |
TR 11.3.1. (Yerleşim amaçlı) Arazi tüketim oranının nüfus artış hızına oranı 11.3.2. Düzenli ve demokratik işleyen kentsel planlama ve kent yönetimine, sivil toplumun doğrudan katılım mekanizması bulunan şehirlerin oranı
EN 11.3.1. Ratio of land consumption rate to population growth rate 11.3.2. Proportion of cities with a direct participation structure of civil society in urban planning and management that operate regularly and democratically
turco | inglês |
---|---|
arazi | land |
tüketim | consumption |
nüfus | population |
ve | and |
sivil | civil |
toplumun | society |
doğrudan | direct |
katılım | participation |
ın | of |
TR 17.1.1. Kaynağına göre GSYH'nın bir oranı olarak toplam devlet gelirleri 17.1.2. Yurtiçi vergilerle finanse edilen iç bütçenin oranı
EN 17.1.1. Total government revenue as a proportion of GDP, by source 17.1.2. Proportion of domestic budget funded by domestic taxes
turco | inglês |
---|---|
devlet | government |
TR 17.3.1. Toplam yurt içi bütçenin bir oranı olarak doğrudan yabancı yatırımlar (DYY), resmi kalkınma yardımı ve Güney-Güney İşbirliği 17.3.2. Toplam GSYH'nın bir oranı olarak (ABD Doları cinsinden) havale hacmi
EN 17.3.1. Foreign direct investments (FDI), official development assistance and South-South Cooperation as a proportion of total domestic budget 17.3.2. Volume of remittances (in United States dollars) as a proportion of total GDP
turco | inglês |
---|---|
doğrudan | direct |
resmi | official |
kalkınma | development |
hacmi | volume |
TR Nötrofil/Lenfosit Oranı, Platelet/ Lenfosit Oranı Ve Ortalama Trombosit Hacmi Arasındaki Ilişki
EN The Relationship Between Impulsivity Level and Neutrophil / Lymphocyte Ratio, Platelet/ Lymphocyte Ratio and Mean Platelet Volume in Individuals Diagnosed with Gambling Disorder
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
hacmi | volume |
arasındaki | between |
ilişki | relationship |
TR Nötrofil Lenfosit Oranı ve Monosit Lenfosit Oranı Çocukluk Çağı Tuberkülozu Tanısında Kullanılabilir mi?
EN Can Neutrophil to Lymphocyte Ratio and Monocyte to Lymphocyte Ratio Be Used in the Diagnosis of Childhood Tuberculosis?
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR 8. Yaklaşık yüzde 87,8’lik “dışa açıklık oranı” ile (ihracat ve ithalat toplamının GSYİH’ya oranı) Almanya, G7 ülkeleri arasındaki “en dışa açık” ekonomi.
EN 8. With an economic openness rating (imports plus exports in relation to GDP) of approximately 87.8% Germany has the “most open” economy among the G7 countries.
turco | inglês |
---|---|
yaklaşık | approximately |
arasındaki | among |
en | most |
açık | open |
TR Bu projede temel amacımız, kırsalda yaşayan mülteci nüfusun yaşam standartlarını yükseltmek, hak ve hizmetlere erişimlerini sağlayarak topluma etkin katılımlarını desteklemek
EN The project aims at increasing the living standards of refugees in rural areas and ensuring their access to rights and services while supporting their active participation in the community
turco | inglês |
---|---|
yaşam | living |
ve | and |
etkin | active |
standartları | standards |
ın | of |
TR Bu projede temel amacımız, kırsalda yaşayan mülteci nüfusun yaşam standartlarını yükseltmek, hak ve hizmetlere erişimlerini sağlayarak topluma etkin katılımlarını desteklemek
EN The project aims at increasing the living standards of refugees in rural areas and ensuring their access to rights and services while supporting their active participation in the community
turco | inglês |
---|---|
yaşam | living |
ve | and |
etkin | active |
standartları | standards |
ın | of |
TR Bu projede temel amacımız, ihtiyaç sahibi mülteci nüfusun yaşam standartlarını yükseltmek, hak ve hizmetlere erişimlerini sağlayarak topluma etkin katılımlarını desteklemek.
EN The project aims at increasing the living standards of refugees in rural areas and ensuring their access to rights and services while supporting their active participation in the community.
turco | inglês |
---|---|
yaşam | living |
ve | and |
etkin | active |
standartları | standards |
ın | of |
TR Bu projede temel amacımız, ihtiyaç sahibi mülteci nüfusun yaşam standartlarını yükseltmek, hak ve hizmetlere erişimlerini sağlayarak topluma etkin katılımlarını desteklemek.
EN The project aims at increasing the living standards of refugees in rural areas and ensuring their access to rights and services while supporting their active participation in the community.
turco | inglês |
---|---|
yaşam | living |
ve | and |
etkin | active |
standartları | standards |
ın | of |
TR Bu sektör, çalışan nüfusun dörtte üçünden fazlasını istihdam etmektedir
EN This sector employs more than three-quarters of the working population
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
sektör | sector |
ın | of |
TR Yerli Kızılderililer, Kolonici Portekizliler, Afrika zencileridir. Nüfusun % 62’si beyazlar, % 11’i zenciler, % 27’si kahverengi derililerden meydana gelir.
EN Native Indians, colonial Portuguese, African Negroes. 62% of the population is whites, 11% is black and 27% is brown.
turco | inglês |
---|---|
afrika | african |
TR Nüfusun etnik dağılımı; Siyah ırk %90.9, Doğu Hindistanlı %1.3, beyaz ırk %0.2, Çinli %0.2, melez %7.3, diğer %0.1
EN Ethnic distribution of population: Black race 90.9%, East Indian 1.3%, white race 0.2%, Chinese 0.2%, hybrid 7.3%, other 0.1%
turco | inglês |
---|---|
doğu | east |
diğer | other |
TR Demografik değişimde üç önemli eğilim belirleyici rol oynuyor: Düşük doğum oranları, ortalama yaşam süresinin artması ve nüfusun yaşlanması.
EN There are excellent opportunities for well-trained, qualified professionals in the German labour market. The most sought-after jobs and valuable tips for foreign applicants.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Program kapsamında yürütülecek etkinliklerde yeni ve eski komşuların birbirleriyle kaynaşması, böylece mültecilerle ev sahibi nufüsun sosyal uyumuna katkı sağlanması da amaçlanıyor.
EN The program also aims to contribute to the social cohesion between the two communities by means of bringing together the old neighbors with the new.
turco | inglês |
---|---|
program | program |
eski | old |
sosyal | social |
katkı | contribute |
da | also |
ın | of |
TR Program kapsamında yürütülecek etkinliklerde yeni ve eski komşuların birbirleriyle kaynaşması, böylece mültecilerle ev sahibi nufüsun sosyal uyumuna katkı sağlanması da amaçlanıyor.
EN The program also aims to contribute to the social cohesion between the two communities by means of bringing together the old neighbors with the new.
turco | inglês |
---|---|
program | program |
eski | old |
sosyal | social |
katkı | contribute |
da | also |
ın | of |
TR 4.6.1. Cinsiyete ayrımında, (a) okuryazarlık ve (b) aritmetik becerilerde işlevsel açıdan en az belirli bir düzeyde yeterliliğe sahip belirli bir yaş grubundaki nüfusun yüzdesi
EN 4.6.1. Percentage of population in a given age group achieving at least a fixed level of proficiency in functional (a) literacy and (b) numeracy skills, by sex
turco | inglês |
---|---|
düzeyde | level |
yaş | age |
en az | least |
TR 10.1. 2030’a kadar nüfusun tabandaki yüzde 40 içinde bulunan kesiminin gelirinin ulusal ortalamadan daha yüksek bir oranda, devamlı olarak artmasının ve sürdürülmesinin sağlanması
EN 10.1. By 2030, progressively achieve and sustain income growth of the bottom 40 per cent of the population at a rate higher than the national average
turco | inglês |
---|---|
yüzde | per cent |
TR Bu projede temel amacımız, ihtiyaç sahibi mülteci nüfusun yaşam standartlarını yükseltmek, hak ve hizmetlere erişimlerini sağlayarak topluma etkin katılımlarını desteklemek.
EN The project aims at increasing the living standards of refugees in rural areas and ensuring their access to rights and services while supporting their active participation in the community.
turco | inglês |
---|---|
yaşam | living |
ve | and |
etkin | active |
standartları | standards |
ın | of |
TR Bu projede temel amacımız, ihtiyaç sahibi mülteci nüfusun yaşam standartlarını yükseltmek, hak ve hizmetlere erişimlerini sağlayarak topluma etkin katılımlarını desteklemek.
EN The project aims at increasing the living standards of refugees in rural areas and ensuring their access to rights and services while supporting their active participation in the community.
turco | inglês |
---|---|
yaşam | living |
ve | and |
etkin | active |
standartları | standards |
ın | of |
TR Bu projede temel amacımız, kırsalda yaşayan mülteci nüfusun yaşam standartlarını yükseltmek, hak ve hizmetlere erişimlerini sağlayarak topluma etkin katılımlarını desteklemek
EN The project aims at increasing the living standards of refugees in rural areas and ensuring their access to rights and services while supporting their active participation in the community
turco | inglês |
---|---|
yaşam | living |
ve | and |
etkin | active |
standartları | standards |
ın | of |
TR Bu nüfusun % 84’ünü Afrika’dan getirilen zenciler, % 11’ini zenci beyaz karışımı melezler, kalanını ise Avrupalılar oluşturmaktadır.
EN Eighty percent of this population comes from Africa, while 11 percent are black and white mixed hybrids and the rest are Europeans.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
afrika | africa |
beyaz | white |
ise | while |
TR Demografik değişimde üç önemli eğilim belirleyici rol oynuyor: Düşük doğum oranları, ortalama yaşam süresinin artması ve nüfusun yaşlanması.
EN There are excellent opportunities for well-trained, qualified professionals in the German labour market. The most sought-after jobs and valuable tips for foreign applicants.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Demografik değişimde üç önemli eğilim belirleyici rol oynuyor: Düşük doğum oranları, ortalama yaşam süresinin artması ve nüfusun yaşlanması
EN With 1.357 million new born babies, Germany registered its highest birth rate in 1964, since when the country has been at a low as far as births are concerned (in 2014 there were 715,000 new babies born)
turco | inglês |
---|---|
düşük | low |
doğum | born |
TR Almanya’da sayıları bir milyonu bulan ustalık hizmetleri sunan işletmelerde istihdam edilen insan sayısı 2017 yılı itibarıyla yaklaşık 5,5 milyondu ve toplam çalışan nüfusun yüzde 12’sinden fazlasın oluşturuyordu.
EN In 2017, roughly 5.5 million people worked in the one million or so skilled crafts enterprises in Germany – more than twelve percent of the working population.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
insan | people |
yaklaşık | roughly |
yüzde | percent |
milyonu | million |
TR Bu nedenle de nüfusun yüzde 86’sı hükümet tarafından planlanan ve hayvanların daha insancıl koşullarda yetiştiğini belgeleyen sertifikanın hayata geçirilmesini destekliyor.
EN 86 percent therefore support the state animal welfare certification that the Federal Government is planning to introduce.
turco | inglês |
---|---|
yüzde | percent |
hükümet | government |
destekliyor | support |
TR 2015 yılında Almanya’da nüfusun yüzde 34’ü her gün et/et ürünleri tüketirken, 2021’de bu oran sadece yüzde 26 oldu
EN In 2015, 34 percent of people in Germany still ate meat every day, while only 26 percent still do in 2021
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
yüzde | percent |
TR Genel nüfusun yüzde 18,4’ü, nüfusu 20.000 ila 50.000 arasında olan şehirlerde, yüzde 16,9’u, nüfusu 500.000’in üzerinde olan şehirlerde, yüzde 15’i ise nüfusu 10.000 ila 19.000 arası olan şehirlerde yaşıyor.
EN 3. 18.4 per cent of the population lives in cities of between 20,000 and 50,000 inhabitants. 16.9 per cent in cities with more than 500,000 inhabitants, 15 per cent in cities with 10,000 to 19,000 inhabitants.
turco | inglês |
---|---|
yüzde | per cent |
yaşıyor | lives |
Mostrando 50 de 50 traduções