TR Google, bu değişikliklerin önümüzdeki birkaç ay içinde uygulamaya konulacağını belirtmiş olsa da, bu değişikliklerden birkaçını şimdiden uygulamaya koymuş durumda
"kez bir uygulamaya" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Google, bu değişikliklerin önümüzdeki birkaç ay içinde uygulamaya konulacağını belirtmiş olsa da, bu değişikliklerden birkaçını şimdiden uygulamaya koymuş durumda
EN While Google has mentioned that these changes will be rolled out over the course of the next few months, they have already put a few of these changes into action
turco | inglês |
---|---|
değişikliklerin | changes |
şimdiden | already |
TR 2016 yılında başlatılan Ekonomi ve İnsan Hakları Ulusal Eylem Planı (NAP) çerçevesinde Federal Hükümet, Alman şirketlerin sorumluluğunu ilk kez bir uygulamaya bağladı
EN For the first time, Germany's Federal Government has enshrined the responsibility of German companies for human rights in its 2016 National Action Plan for Business and Human Rights (NAP)
turco | inglês |
---|---|
hakları | rights |
ulusal | national |
eylem | action |
planı | plan |
federal | federal |
hükümet | government |
şirketlerin | companies |
kez | time |
TR Bunun için bir üreteç işlevini normal bir işlev yazar gibi yazabilirsiniz, siz bir kez değer döndürmeyi, beklerken bir üreteç üzerinde yinelenecek değerleri sağlamak için gerektiği kadar çok kez değer döndürebilir.
EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
turco | inglês |
---|---|
normal | normal |
işlev | function |
TR Açıklama: Büyük göt latin bebeğim nine alır göt doldurulmuş bir kez daha hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Büyük göt latin bebeğim nine alır göt doldurulmuş bir kez daha video.
EN Description: View Large arse latin babe granny receives arse stuffed once more hd as completely free. BDSM porn xxx Large arse latin babe granny receives arse stuffed once more video.
turco | inglês |
---|---|
açıklama | description |
latin | latin |
hd | hd |
tamamen | completely |
ücretsiz | free |
bdsm | bdsm |
porno | porn |
xxx | xxx |
video | video |
TR Yönetici ayarları sayfasında iki kez yazılan bir açıklama kaldırıldı. Şimdi sadece bir kez yazıyor.
EN Removed a description on the admin settings page that was written on there twice. Now it?s only written on there once.
TR Yönetici ayarları sayfasında iki kez yazılan bir açıklama kaldırıldı. Şimdi sadece bir kez yazıyor.
EN Removed a description on the admin settings page that was written on there twice. Now it?s only written on there once.
TR Android için TotalAV?, cihaz performansını ya da internet hızını etkilemeden günde en az bir kez ya da birçok kez kötü amaçlı yazılım tanımlaması güncellemeleri alır
EN TotalAV? for Android receives malware definition updates at least daily, if not several times a day - all without affecting device or internet speed performance
turco | inglês |
---|---|
android | android |
totalav | totalav |
cihaz | device |
internet | internet |
kez | times |
birçok | several |
güncellemeleri | updates |
en az | least |
TR Her masada, farklı kişiler tarafından üç kez sayım yapılıyor ve sonunda tamamı bir kez daha sayılıyor
EN At each table the votes are recounted three times by different people, and finally once more in total
turco | inglês |
---|---|
kişiler | people |
TR Android için TotalAV?, cihaz performansını ya da internet hızını etkilemeden günde en az bir kez ya da birçok kez kötü amaçlı yazılım tanımlaması güncellemeleri alır
EN TotalAV? for Android receives malware definition updates at least daily, if not several times a day - all without affecting device or internet speed performance
turco | inglês |
---|---|
android | android |
totalav | totalav |
cihaz | device |
internet | internet |
kez | times |
birçok | several |
güncellemeleri | updates |
en az | least |
TR İlk kez yeniden seçilmeyi Merkel 2009’da başardı. Henüz seçim akşamında Merkel’in şansölye olarak kalacağı kesinleşti, ancak bu kez FDP ile kurulan koalisyon hükümetinde.
EN Merkel was re-elected for the first time in 2009. By the evening of the election day it was already clear that she would remain chancellor, albeit now in a coalition with the FDP.
turco | inglês |
---|---|
kez | time |
merkel | merkel |
seçim | election |
şansölye | chancellor |
TR Kurbanların çoğu genç gençler ve çocuklardır ve gençler üzerinde büyük ve tehlikeli etkiler bırakmışlardır ve gençlerin iki kez intihar zorbalık veya üç kez.
EN Most of the victims are young teens and kids and they left huge and dangerous effects on teens mind and it has been reportedly stated that teens have tried to commit suicide bullied online twice or thrice.
turco | inglês |
---|---|
genç | young |
ve | and |
tehlikeli | dangerous |
veya | or |
TR Genellikle büyük bir son teslim tarihinden hemen önce, gerçekten kendimi uygulamaya başlamam gerektiğinde, tam bir tıkanıklığa düşerdim
EN Often right before a big deadline, when I really needed to start applying myself, I would fall into a total binge
turco | inglês |
---|---|
genellikle | often |
büyük | big |
önce | before |
gerçekten | really |
TR Ayrıca bir iddiaya dayalı olarak Atak Domain, askıya alma, silme, iptal veya mülkiyet devri gibi herhangi bir tedbiri uygulamaya yasal olarak yetkili değildir
EN In addition, based on a claim, Atak Domain is not legally competent to carry out any measures such as suspension, deletion, revocation or transfer of ownership
turco | inglês |
---|---|
domain | domain |
mülkiyet | ownership |
TR TVBET oyunları herhangi bir mobil uygulamaya eklenir. Böylelikle son tüketici, oyunun keyfini tanıdık bir şekilde çıkarabilir.
EN The games by TVBET can be integrated into any mobile app, so that the end customer can play it in a suitable format.
turco | inglês |
---|---|
oyunları | games |
mobil | mobile |
son | end |
şekilde | so |
TR Bir BT iş ortağı, uygulamaya dayalı benzersiz ihtiyaçları belirlemede ve genel bir edge stratejisi geliştirmede destek verebilir.
EN An IT partner can support, identifying unique needs based on the application and developing an overall edge strategy.
turco | inglês |
---|---|
bt | it |
ortağı | partner |
ihtiyaçları | needs |
genel | overall |
edge | edge |
stratejisi | strategy |
destek | support |
TR Watson, yapay zeka benimseme ve uygulamaya yönelik olarak kanıtlanmış, katmanlı bir yaklaşım kullanarak gelişmiş doğal dil işleme ve derin öğrenme tekniklerini sistemlerine uygulamak isteyen işletmeler için artık güvenilir bir çözüm.
EN Watson is now a trusted solution for enterprises looking to apply advanced natural language processing and deep learning techniques to their systems using a proven tiered approach to AI adoption and implementation.
turco | inglês |
---|---|
watson | watson |
kanıtlanmış | proven |
yaklaşım | approach |
gelişmiş | advanced |
doğal | natural |
dil | language |
işleme | processing |
derin | deep |
öğrenme | learning |
uygulamak | apply |
artık | now |
güvenilir | trusted |
çözüm | solution |
TR Adım 12: Bu adımların sonucunda ruhsal bir uyanış yaşayarak internet ve teknoloji bağımlılarına bu mesajı ulaştırmaya ve bu ilkeleri tüm işlerimizde uygulamaya çalıştık.
EN Step 12: Having had a spiritual awakening as a result of these steps, we tried to carry this message to internet and technology addicts, and to practice these principles in all our affairs.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
internet | internet |
teknoloji | technology |
tüm | all |
TR Örnek olarak bugün Mina Snapps ile bir kredi değerlendirme hizmeti sunan uygulamaya bağlanabilir ve kredi skorunuzun ilgili limitin üzerinde olduğunu kanıtlayabilirsiniz
EN For example, today Mina’s Snapps can connect to a credit score provider to prove that your credit score is above a certain threshold
turco | inglês |
---|---|
bugün | today |
mina | mina |
kredi | credit |
olduğunu | is |
TR Her biri bir veya daha fazla veritabanıyla desteklenen yüzlerce veya binlerce uygulamaya sahip kuruluşlar, tüm veritabanı filoları için kaynakları yönetmelidir
EN Enterprises with hundreds or thousands of applications, each backed by one or more databases, must manage resources for their entire database fleet
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
desteklenen | backed |
sahip | their |
kaynakları | resources |
TR Başka bir cihaza veya uygulamaya aktarmak için Kobo hesabınızdan kitap indirin
EN Download books from your Kobo account to export to another device or app
turco | inglês |
---|---|
başka | another |
cihaza | device |
veya | or |
kobo | kobo |
kitap | books |
indirin | download |
hesabını | account |
TR 8.b. 2020’ye kadar genç istihdamı için küresel bir strateji geliştirilmesi ve uygulamaya konması ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün Küresel İstihdam Paktı’nın uygulanması
EN 8.b. By 2020, develop and operationalize a global strategy for youth employment and implement the Global Jobs Pact of the International Labour Organization
turco | inglês |
---|---|
genç | youth |
strateji | strategy |
TR Eller ve gözler, aynı verileri elde etmek için mobil bilgisayardaki bir uygulamaya bakmak yerine, görevlere odaklanmak için her zaman serbesttir.
EN Hands and eyes are always free to focus on tasks — instead of interacting with an application on a mobile computer to obtain the same data.
turco | inglês |
---|---|
eller | hands |
verileri | data |
elde | obtain |
mobil | mobile |
TR Ayrıca, uygulamaya para yatırırken günlük 250 dolar değerinde $CHZ tutarında bir para yatırma limiti vardır. Platforma gönderilen ek CHZler kilitlenecek ve 24 saat sonra maksimum 250 $ değerinde $CHZ?ye kadar serbest bırakılacaktır.
EN There is also a daily deposit limit of $250 dollars worth of Fan Tokens. Any additional Fan Tokens that are sent to the platform will be locked and released 24 hours later up to a maximum of 250 dollars worth of Fan Tokens.
turco | inglês |
---|---|
günlük | daily |
dolar | dollars |
gönderilen | sent |
ek | additional |
saat | hours |
maksimum | maximum |
TR AWS müşterileri bir AWS ortamı tasarlayıp uygulamaya aldıktan sonra AWS hizmetlerini HIA kapsamındaki yükümlülüklerini karşılayacak şekilde kullanabilir.
EN AWS customers can design and implement an AWS environment, and use AWS services in a manner that satisfies their obligations under HIA.
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
müşterileri | customers |
hizmetlerini | services |
hia | hia |
şekilde | manner |
kullanabilir | use |
TR AWS müşterileri bir AWS ortamı tasarlayıp uygulamaya aldıktan sonra AWS hizmetlerini PHIPA kapsamındaki yükümlülüklerini karşılayacak şekilde kullanabilir.
EN AWS customers can design and implement an AWS environment, and use AWS services in a manner that satisfies their obligations under PHIPA.
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
müşterileri | customers |
hizmetlerini | services |
şekilde | manner |
kullanabilir | use |
TR Paylaşılan Sorumluluk Modeliyle tutarlı bir şekilde müşterilerin AWS ortamlarında mevzuat uyumluluğu gereksinimlerini karşılamak için uygun düzeyde denetim ve günlüğe kaydetme süreçlerini uygulamaya almaları önerilmektedir
EN Consistent with the Shared Responsibility Model, customers should consider implementing auditing and logging across their AWS environment in a manner sufficient to meet their compliance requirements
turco | inglês |
---|---|
paylaşılan | shared |
sorumluluk | responsibility |
tutarlı | consistent |
şekilde | manner |
müşterilerin | customers |
aws | aws |
gereksinimlerini | requirements |
karşılamak | meet |
denetim | auditing |
TR PHP ifadeleri tümüyle ve çok güçlü bir biçimde uygulamaya geçirmiştir ve bunların tamamını belgelemek bu kılavuzun kapsamının dışında kalır
EN PHP provides a full and powerful implementation of expressions, and documenting it entirely goes beyond the scope of this manual
turco | inglês |
---|---|
php | php |
güçlü | powerful |
bu | this |
dışında | beyond |
TR Örnek olarak bugün Mina zkApps ile bir kredi değerlendirme hizmeti sunan uygulamaya bağlanabilir ve kredi skorunuzun ilgili limitin üzerinde olduğunu kanıtlayabilirsiniz
EN For example, today Mina’s zkApps can connect to a credit score provider to prove that your credit score is above a certain threshold
turco | inglês |
---|---|
bugün | today |
mina | mina |
kredi | credit |
olduğunu | is |
TR Verileri elde etmek için mobil bilgisayardaki bir uygulamaya bakmak gerekmediğinden, eller ve gözler işlere odaklanmak için her zaman serbesttir.
EN Hands and eyes are always free to focus on tasks — instead of interacting with an application on a mobile computer to obtain the same data.
turco | inglês |
---|---|
verileri | data |
elde | obtain |
mobil | mobile |
eller | hands |
TR Her biri bir veya daha fazla veritabanıyla desteklenen yüzlerce veya binlerce uygulamaya sahip kuruluşlar, tüm veritabanı filoları için kaynakları yönetmelidir
EN Enterprises with hundreds or thousands of applications, each backed by one or more databases, must manage resources for their entire database fleet
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
desteklenen | backed |
sahip | their |
kaynakları | resources |
TR Eylem Planı, uygulamaya dönük izlenecek yol kapsamında hedeflerin hayata geçirilmesinden kimlerin sorumlu olacağını ve çalışmaların hangi zaman diliminde yürütüleceğini tanımlayan bir izleme ve değerlendirme planını içeriyor
EN The Action Plan contains a monitoring and evaluation plan which defines, for practical policy purposes, who is responsible for implementing the projects and over what period
turco | inglês |
---|---|
eylem | action |
planı | plan |
sorumlu | responsible |
zaman | period |
izleme | monitoring |
değerlendirme | evaluation |
TR Holocracy, sayesinde hiyerarşilerin ortadan kalktığı ve yeni, kendi kendini organize eden birimlerin uygulamaya sokulduğu bütüncül bir organizasyon konsepti
EN Holocracy is a holistic organizational concept that breaks down hierarchies and introduces new, self-organizing units
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
konsepti | concept |
TR Daha sonra cerrahi, iç hastalıklar ve seçmeli bir uzmanlık alanında doktorluk mesleğinin incelikleri hastane ortamında uygulamaya geçiriliyor
EN Subsequently a practical year is spent in surgery, internal medicine and one elective area, during which students extend their knowledge of the doctor’s profession in daily hospital routine
turco | inglês |
---|---|
hastane | hospital |
alanı | area |
alan | during |
TR 12. Bu Adımlar sonucunda ruhsal bir uyanış yaşayarak internet ve teknoloji bağımlılarına bu mesajı ulaştırmaya ve bu ilkeleri tüm işlerimizde uygulamaya çalıştık.
EN 12. Having had a spiritual awakening as the result of these Steps, we tried to carry this message to internet and technology addicts, and to practice these principles in all our affairs.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
adımlar | steps |
internet | internet |
teknoloji | technology |
tüm | all |
TR Creative Cloud masaüstü uygulamasını kullanarak her bir kreatif uygulamaya erişebilir, uygulamayı indirebilir ve güncelleyebilirsiniz.
EN You use the Creative Cloud desktop app to access, download, and update any individual creative apps.
TR Hemen bir Binance hesabı oluşturarak bilgilerinizi uygulamaya dökün.
EN Put your knowledge into practice by opening a Binance account today.
TR Her cihazda kusursuz çalışan bir uygulamaya sahip olun. SimpleFX WebTrader en hızlı alım satım borsasıdır.
EN Choose an application that works perfectly on every device. SimpleFX WebTrader is the fastest, the most intuitive trading tool.
TR Başka bir cihaza veya uygulamaya aktarmak için Kobo hesabınızdan kitap indirin
EN Download books from your Kobo account to export to another device or app
TR Cloudflare Access, kullanıcı başına ve uygulamaya göre erişimi güvence altına alarak, doğrulayarak ve izleyerek dahili kaynakları korur.
EN Cloudflare Access protects internal resources by securing, authenticating and monitoring access per-user and by application.
turco | inglês |
---|---|
cloudflare | cloudflare |
kullanıcı | user |
ve | and |
dahili | internal |
kaynakları | resources |
korur | protects |
TR Kendi uzmanlığınızı uygulamaya koyabilmeniz için bizim uzmanlığımızdan faydalanın.
EN Let us apply our expertise, so you can harness yours.
TR Önceden belirlenen koşullar yerine getirilir getirilmez anlaşmayı uygulamaya otomatik olarak koyan yazılımdır ve anlaşmanın manuel olarak tamamlanması durumunda görülen gecikmeler ve masraflar ortadan kaldırılır
EN It is software that automatically executes the agreement as soon as predefined conditions are met, eliminating the delay and expense involved in completing a deal manually
turco | inglês |
---|---|
koşullar | conditions |
anlaşmanın | agreement |
manuel | manually |
TR S: AWS Lambda işlevim, davranışını isteği gönderen cihaza ve uygulamaya göre nasıl özelleştirebilir?
EN Q: How can my AWS Lambda function customize its behavior to the device and app making the request?
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
isteği | request |
cihaza | device |
özelleştirebilir | customize |
TR Kimlik doğrulama ve doğrulama prosedürlerimiz, ticari işletmelerin kimliğini doğrulayan 15 yılı aşkın uygulamaya dayanmaktadır
EN Our authentication and verification procedures are based on more than 15 years of practice verifying the identity of commercial businesses
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ticari | commercial |
işletmelerin | businesses |
ın | of |
TR Sivil toplum kuruluşları için sivil alanı ve çevreyi otomatik olarak sınırlayan “madalyonun diğer yüzünü” dikkate almadan bu konularda uluslararası standartları uygulamaya çalışıyorlar
EN They try to implement international standards on these issues without considering the “other side of the coin”, which automatically limits civic space and environment for civil society organisations
turco | inglês |
---|---|
sivil | civil |
toplum | society |
alanı | space |
diğer | other |
uluslararası | international |
standartları | standards |
TR Değişikliklerin uygulamaya girdiği gün, ücretlerden haberdar edilmemesi nedeniyle işlem ücretine maruz kalan mevcut premium üyeler, çözüm için support@phemex.zendesk.com ile iletişime geçebilir.
EN On the day that changes go live, any existing premium members who incur trading fees due to not being notified of the fees can contact support@phemex.zendesk.com for resolution.
turco | inglês |
---|---|
değişikliklerin | changes |
gün | day |
işlem | trading |
premium | premium |
üyeler | members |
çözüm | resolution |
support | support |
phemex | phemex |
iletişime | contact |
TR Evet - bu durum, uygulamaya bağlıdır
EN Yes – It depends on the application
TR Veri işleme aktivitelerimize ilişkin haklarınızın uygulamaya konmasına dair daha fazla bilgi almak için seçenekleriniz ve haklarınız hakkında aşağıda yer alan bilgilere bakabilirsiniz.
EN For more information about exercising your rights with respect to our data processing activities, see details below about your choices and rights.
turco | inglês |
---|---|
işleme | processing |
aşağıda | below |
haklarınız | rights |
TR Almanya, sıçrama potansiyeli taşıyan inovasyonlara güveniyor. Uygulamaya yakın dört fikri size tanıtıyoruz. 4. Bölüm: Alzheimer İlacı.
EN Germany is relying on disruptive innovation. We present four ideas on the threshold of realisation. Part 3: analogue computers
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR ?Kullanıcı?: Mobiroller tarafından sağlanan Hizmetlere ve Mobil Uygulamaya kendi hesabı üzerinden erişim hakkı bulunan ve Müşteri?nin sorumluluğunda olan gerçek kişidir.
EN ?User?: Any real person who has the right to access Services and Mobile Application provided by Mobiroller through its account, and who is under the responsibility of the Customer.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcı | user |
mobil | mobile |
hesabı | account |
müşteri | customer |
TR Önceden belirlenen koşullar yerine getirilir getirilmez anlaşmayı uygulamaya otomatik olarak koyan yazılımdır ve anlaşmanın manuel olarak tamamlanması durumunda görülen gecikmeler ve masraflar ortadan kaldırılır
EN It is software that automatically executes the agreement as soon as predefined conditions are met, eliminating the delay and expense involved in completing a deal manually
turco | inglês |
---|---|
koşullar | conditions |
anlaşmanın | agreement |
manuel | manually |
Mostrando 50 de 50 traduções