TR Karar almanızı yavaşlatmak için bilinçli bir çaba göstermek ve bunu yaparken olası en geniş değişkenler grubuna ya da en geniş aday seçeneklerine bakıp bakmadığınız yönünde kendinizi tekrar tekrar sorgulamak
"geniş kapsamlı bu" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Karar almanızı yavaşlatmak için bilinçli bir çaba göstermek ve bunu yaparken olası en geniş değişkenler grubuna ya da en geniş aday seçeneklerine bakıp bakmadığınız yönünde kendinizi tekrar tekrar sorgulamak
EN Taking a conscious effort to slow down your decision making and in doing so repeatedly question yourself as to whether you?re looking at the widest group of possible variables or the broadest choice of candidates
turco | inglês |
---|---|
karar | decision |
çaba | effort |
olası | possible |
kendinizi | yourself |
tekrar | re |
TR Nano işlemlerin hızı, geniş bir finansal uygulama yelpazesinde geniş bir fayda sağlar
EN The speed of Nano transactions provides broad utility across a wide spectrum of financial applications
turco | inglês |
---|---|
işlemlerin | transactions |
hızı | speed |
finansal | financial |
uygulama | applications |
sağlar | provides |
TR Ulta geniş (ƒ/2.4) ve geniş (ƒ/1.6) açılı, çift 12 MP kamera sistemi
EN Dual 12 MP camera system with ultra-wide angle (ƒ/2.4) and wide angle (ƒ/1.6) cameras
turco | inglês |
---|---|
geniş | wide |
ve | and |
çift | dual |
kamera | camera |
sistemi | system |
TR Geniş camlı alan (kabinin içinde neredeyse bir metre uzunluğunda) ve geniş açıklık ile, kabin son derece parlak ve havadardır, tavan örtülü olsun ya da kapatılmış olsun, iyi hissetme hissi yaratır.
EN With the large glazed area (almost one metre in length inside the cabin) and wide opening, the cabin is exceptionally bright and airy, creating a sensation of well-being, whether the roof is uncovered or closed.
turco | inglês |
---|---|
neredeyse | almost |
kabin | cabin |
parlak | bright |
olsun | is |
iyi | well |
TR Yolcu bagajındaki sınırlar, C3 Aircross?ın segmentte en büyük bagaja sahip olduğundan, geniş bir arka cam, geniş açılı arka kapak ve düşük yükleme eşiği tarafından erişilebildiği için geçmişte kaldı.
EN Limits on passenger luggage are a thing of the past since the C3 Aircross has the largest boot in the segment, access to which is facilitated by a broad rear window, large-opening tailgate and low loading sill.
turco | inglês |
---|---|
yolcu | passenger |
aircross | aircross |
arka | rear |
düşük | low |
yükleme | loading |
TR İhtiyacınız olan el tipi barkod okuyucu ne olursa olsun, doğru cihazı geniş bir barkod okuma uygulama ve bütçe yelpazesine uygun geniş portföyümüzde bulabilirsiniz.
EN No matter what type of handheld scanner you need, you'll find it in our broad portfolio - designed to meet a wide range of scanning applications and budgets.
turco | inglês |
---|---|
tipi | type |
okuyucu | scanner |
olsun | no matter |
okuma | scanning |
uygulama | applications |
TR Geniş bir sektör yelpazesindeki geniş bir ürün yelpazesine ekonomik, yüksek performanslı, 1 boyutlu doğrusal görüntüleme özelliği ekleyin.
EN Add affordable, high-performance 1D linear imaging to a wide range of products in a wide range of industries.
turco | inglês |
---|---|
geniş | wide |
ürün | products |
ekonomik | affordable |
yüksek | high |
görüntüleme | imaging |
ekleyin | add |
TR Ulta geniş (ƒ/2.4) ve geniş (ƒ/1.6) açılı, çift 12 MP kamera sistemi
EN Dual 12 MP camera system with ultra-wide angle (ƒ/2.4) and wide angle (ƒ/1.6) cameras
turco | inglês |
---|---|
geniş | wide |
ve | and |
çift | dual |
kamera | camera |
sistemi | system |
TR Geniş camlı alan (kabinin içinde neredeyse bir metre uzunluğunda) ve geniş açıklık ile, kabin son derece parlak ve havadardır, tavan örtülü olsun ya da kapatılmış olsun, iyi hissetme hissi yaratır.
EN With the large glazed area (almost one metre in length inside the cabin) and wide opening, the cabin is exceptionally bright and airy, creating a sensation of well-being, whether the roof is uncovered or closed.
turco | inglês |
---|---|
neredeyse | almost |
kabin | cabin |
parlak | bright |
olsun | is |
iyi | well |
TR Yolcu bagajındaki sınırlar, C3 Aircross?ın segmentte en büyük bagaja sahip olduğundan, geniş bir arka cam, geniş açılı arka kapak ve düşük yükleme eşiği tarafından erişilebildiği için geçmişte kaldı.
EN Limits on passenger luggage are a thing of the past since the C3 Aircross has the largest boot in the segment, access to which is facilitated by a broad rear window, large-opening tailgate and low loading sill.
turco | inglês |
---|---|
yolcu | passenger |
aircross | aircross |
arka | rear |
düşük | low |
yükleme | loading |
TR Geniş camlı alan (kabinin içinde neredeyse bir metre uzunluğunda) ve geniş açıklık ile, kabin son derece parlak ve havadardır, tavan örtülü olsun ya da kapatılmış olsun, iyi hissetme hissi yaratır.
EN With the large glazed area (almost one metre in length inside the cabin) and wide opening, the cabin is exceptionally bright and airy, creating a sensation of well-being, whether the roof is uncovered or closed.
turco | inglês |
---|---|
neredeyse | almost |
kabin | cabin |
parlak | bright |
olsun | is |
iyi | well |
TR Yolcu bagajındaki sınırlar, C3 Aircross?ın segmentte en büyük bagaja sahip olduğundan, geniş bir arka cam, geniş açılı arka kapak ve düşük yükleme eşiği tarafından erişilebildiği için geçmişte kaldı.
EN Limits on passenger luggage are a thing of the past since the C3 Aircross has the largest boot in the segment, access to which is facilitated by a broad rear window, large-opening tailgate and low loading sill.
turco | inglês |
---|---|
yolcu | passenger |
aircross | aircross |
arka | rear |
düşük | low |
yükleme | loading |
TR Udo Lindenberg’den Helene Fischer’e ve AnnenMayKantereit grubuna – Alman pop müziği geniş mi geniş bir alana yayılıyor
EN From Udo Lindenberg and Helene Fischer to the band AnnenMayKantereit – German pop music is extremely wide-ranging
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
pop | pop |
müziği | music |
geniş | wide |
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
turco | inglês |
---|---|
organik | organic |
ücretli | paid |
arasındaki | between |
böylece | thus |
kapsamlı | comprehensive |
mı | my |
TR Ünlü Gray’s Anatomy'den, Abeloff’s Clinical Oncology ve Nettler’s Atlas of Human Anatomy gibi geniş kapsamlı olarak okunan kaynaklara kadar, hedef kitlenize bağlı olarak içinden seçim yapabileceğiniz tam bir yelpaze mevcuttur.
EN From the renowned Gray’s Anatomy, to widely read resources such as Abeloff’s Clinical Oncology and Nettler’s Atlas of Human Anatomy, there is a full spectrum of choice available depending on your target audience.
turco | inglês |
---|---|
s | s |
atlas | atlas |
kaynaklara | resources |
hedef | target |
seçim | choice |
TR Araç verilerinizin şifresini çözer ve bütün tarama sürecini analiz etmeniz için geniş kapsamlı bir grafik ve tablo sağlar.
EN The tool decrypts your logs and provides you with a comprehensive table and graph where you can analyze the whole crawl process.
turco | inglês |
---|---|
araç | tool |
bütün | whole |
sürecini | process |
analiz | analyze |
kapsamlı | comprehensive |
grafik | graph |
tablo | table |
sağlar | provides |
TR Domain, anahtar kelime ve backlink düzeylerindeki geniş kapsamlı ölçümlerin yanı sıra, ses paylaşımı ve organik performans gibi ayrıntılı raporları görün
EN See big-picture metrics like share of voice and organic performance to more granular reports on a domain, keyword and backlink level
turco | inglês |
---|---|
domain | domain |
backlink | backlink |
ses | voice |
organik | organic |
performans | performance |
raporları | reports |
görün | see |
TR Rakiplerinizin dönüşüm hunilerini ve en iyi performans gösteren sayfalarının geniş kapsamlı analizini alın. En iyi performans gösteren pazar kanallarını keşfedin ve kendi stratejiniz ile kıyaslayın.
EN Receive an in-depth analysis of your competitor's top-performing pages and conversion funnels. Discover their best performing marketing channels and benchmark against your own strategy.
turco | inglês |
---|---|
dönüşüm | conversion |
performans | performing |
analizini | analysis |
alın | receive |
pazar | marketing |
keşfedin | discover |
kanalları | channels |
TR İki gün süren, geniş kapsamlı bu eğitimin eğitmeni ise İzleme, Değerlendirme, Hesapverebilirlik ve Öğrenme Yöneticimiz Aslı Silahdaroğlu Bekmen
EN These two-day trainings are given by our Monitoring, Evaluation, Accountability & Learning Director Aslı Silahdaroğlu Bekmen
turco | inglês |
---|---|
gün | day |
değerlendirme | evaluation |
TR İki gün süren, geniş kapsamlı bu eğitimin eğitmeni ise İzleme, Değerlendirme, Hesapverebilirlik ve Öğrenme Yöneticimiz Aslı Silahdaroğlu Bekmen
EN These two-day trainings are given by our Monitoring, Evaluation, Accountability & Learning Director Aslı Silahdaroğlu Bekmen
turco | inglês |
---|---|
gün | day |
değerlendirme | evaluation |
TR Bunun benim için ne kadar derin ve geniş kapsamlı olduğunu anlatacak kelime eksikliğini gerçekten hissediyorum
EN I really feel at a loss of words to describe how profound and far-reaching this has been for me
turco | inglês |
---|---|
gerçekten | really |
TR Facebook en kısa tanımıyla, insanların birbirleriyle internet üzerinden iletişime geçmelerini sağlayan ve aynı zamanda geniş kapsamlı bir bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan popüler bir sosyal medya sitesidir
EN Facebook, in the shortest definition, is a popular social media site that allows people to communicate with each other over the internet and also allows them to exchange information on wide-ranging topics
turco | inglês |
---|---|
geniş | wide |
popüler | popular |
insanları | people |
TR Daha geniş kapsamlı bir analiz yönetin ve rakiplerinizin reklam harcamalarının yıllar boyunca nasıl değiştiğini gözlemleyin. Yüksek sezona hazırlıksız yakalanmamak için bu içgörüleri kullanıp bütçenizi uygun olarak dağıtın
EN Conduct a more thorough analysis and see how competitors’ advertising spend changes throughout the year. Use these insights to distribute your budgets properly, so you won’t get caught unprepared for the high season
turco | inglês |
---|---|
analiz | analysis |
rakiplerinizin | competitors |
reklam | advertising |
TR Rakiplerinizden daha iyi performans göstermek için geniş kapsamlı bir Google Ads rakip analizi yapın
EN Perform an in-depth Google Ads competitor analysis to outperform your rivals
turco | inglês |
---|---|
ads | ads |
rakip | competitor |
analizi | analysis |
TR Yapay zeka alanında Almanya’da yapılan çalışmalar üzerine geniş kapsamlı bilgiyi aşağıdaki adreste bulabilirsiniz:
EN Everything you need to know about AI in Germany can be found here:
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Deneyimli profesyonellerden oluşan ağımızın da bir parçası olacaksınız. Dünya çapında üç milyonun üzerinde serbest girişimciyi kapsayan ağımız geniş kapsamlı uzmanlık ve destek sunmaktadır.
EN You will also become part of our experienced professional network. With over three million business owners across the world, our network offers a wide range of expertise and support.
turco | inglês |
---|---|
deneyimli | experienced |
parçası | part |
olacaksınız | you will |
geniş | wide |
uzmanlık | expertise |
destek | support |
TR Bir Amway Serbest Girişimcisi olarak geniş kapsamlı uzmanlık yetkinliğine sahip, deneyimli, profesyonel takımımıza katılacaksınız
EN As an Amway Business Owner, you will join our experienced, professional team with a wide range of expertise
turco | inglês |
---|---|
amway | amway |
geniş | wide |
uzmanlık | expertise |
deneyimli | experienced |
profesyonel | professional |
takımı | team |
TR Geniş kapsamlı servis programımızın önemli bir unsurunu, en son teknolojik bulgulara göre donatılmış olan uygulama laboratuvarlarımız teşkil etmektedir
EN As part of our comprehensive service program, our expanded applications laboratories are equipped with state-of-the-art technology
turco | inglês |
---|---|
kapsamlı | comprehensive |
son | state-of-the-art |
teknolojik | technology |
olan | are |
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
turco | inglês |
---|---|
organik | organic |
ücretli | paid |
arasındaki | between |
böylece | thus |
kapsamlı | comprehensive |
mı | my |
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
turco | inglês |
---|---|
organik | organic |
ücretli | paid |
arasındaki | between |
böylece | thus |
kapsamlı | comprehensive |
mı | my |
TR Rakiplerinizin dönüşüm hunilerini ve en iyi performans gösteren sayfalarının geniş kapsamlı analizini alın. En iyi performans gösteren pazar kanallarını keşfedin ve kendi stratejiniz ile kıyaslayın.
EN Receive an in-depth analysis of your competitor's top-performing pages and conversion funnels. Discover their best performing marketing channels and benchmark against your own strategy.
turco | inglês |
---|---|
dönüşüm | conversion |
performans | performing |
analizini | analysis |
alın | receive |
pazar | marketing |
keşfedin | discover |
kanalları | channels |
TR Ünlü Gray’s Anatomy'den, Abeloff’s Clinical Oncology ve Nettler’s Atlas of Human Anatomy gibi geniş kapsamlı olarak okunan kaynaklara kadar, hedef kitlenize bağlı olarak içinden seçim yapabileceğiniz tam bir yelpaze mevcuttur.
EN From the renowned Gray’s Anatomy, to widely read resources such as Abeloff’s Clinical Oncology and Nettler’s Atlas of Human Anatomy, there is a full spectrum of choice available depending on your target audience.
turco | inglês |
---|---|
s | s |
atlas | atlas |
kaynaklara | resources |
hedef | target |
seçim | choice |
TR AWS'nin .NET geliştiricileri için en geniş ve en kapsamlı hizmet kümesi hakkında bilgi edinin.
EN Learn AWS’s broadest and deepest set of services for .NET developers.
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
net | net |
hizmet | services |
kümesi | set |
bilgi | learn |
TR İki gün süren, geniş kapsamlı bu eğitimin eğitmeni ise İzleme, Değerlendirme, Hesapverebilirlik ve Öğrenme Yöneticimiz Aslı Silahdaroğlu Bekmen
EN These two-day trainings are given by our Monitoring, Evaluation, Accountability & Learning Director Aslı Silahdaroğlu Bekmen
turco | inglês |
---|---|
gün | day |
değerlendirme | evaluation |
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
turco | inglês |
---|---|
organik | organic |
ücretli | paid |
arasındaki | between |
böylece | thus |
kapsamlı | comprehensive |
mı | my |
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
turco | inglês |
---|---|
organik | organic |
ücretli | paid |
arasındaki | between |
böylece | thus |
kapsamlı | comprehensive |
mı | my |
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
turco | inglês |
---|---|
organik | organic |
ücretli | paid |
arasındaki | between |
böylece | thus |
kapsamlı | comprehensive |
mı | my |
TR Koalisyon hükümetiyle Hristiyan Birlik partilerinin 100 milyar euroluk özel fon hakkında uzlaşma sağlamalarının ardından, yakında geniş kapsamlı silah ve donanım siparişi verilecek.
EN The German chancellor has promised to supply Ukraine with an ultra-modern German air defence system to support it in its fight against the Russian aggressors.
turco | inglês |
---|---|
ardından | to |
TR Yapay zeka alanında Almanya’da yapılan çalışmalar üzerine geniş kapsamlı bilgiyi aşağıdaki adreste bulabilirsiniz:
EN Everything you need to know about AI in Germany can be found here:
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR New Work, birçok biçimleri olan geniş kapsamlı bir terim
EN New Work is a broad term with many forms
turco | inglês |
---|---|
new | new |
work | work |
olan | is |
geniş | broad |
TR mRNA teknolojisinin geniş kapsamlı kullanımı sayesinde Biontech’in “biyo-teknoloji sektörünün Amazon’u haline gelebileceği” söyleniyor.
EN It is said that the wide range of applications for mRNA technology could make “Biontech the Amazon of the biotechnology sector”.
turco | inglês |
---|---|
geniş | wide |
amazon | amazon |
haline | make |
TR Elbphilharmonie, çok geniş kapsamlı bir dijital program sunuyor.
EN The Elbe Philharmonic Concert Hall offers an extensive digital programme.
turco | inglês |
---|---|
program | programme |
sunuyor | offers |
TR Yüksek kaliteli yayın yapan geniş bir medya yelpazesi var: Günlük ve haftalık ulusal gazete ve yayınlar, kapsamlı ve sağlam yapılı devlet radyo ve televizyonları ve çok yönlü ve çeşitli yerel gazeteler.
EN There are many quality media: the national daily and weekly press, a broad-based public broadcaster and a diverse regional press.
turco | inglês |
---|---|
kaliteli | quality |
geniş | broad |
yerel | regional |
TR Geniş kapsamlı uzmanlık: Veri merkezleri, kurumsal veri merkezlerinden yönetilen servislere, colocation’a ve bulut veri merkezlerine kadar inanılmaz derecede çeşitli olabilir
EN Broad-ranging expertise: Data centers can be incredibly diverse, ranging from enterprise data centers to managed services, colocation, and cloud data centers
turco | inglês |
---|---|
geniş | broad |
uzmanlık | expertise |
veri | data |
merkezleri | centers |
kurumsal | enterprise |
yönetilen | managed |
ve | and |
bulut | cloud |
inanılmaz | incredibly |
çeşitli | diverse |
olabilir | can |
TR Rakiplerinizin dönüşüm hunilerini ve en iyi performans gösteren sayfalarının geniş kapsamlı analizini alın. En iyi performans gösteren pazar kanallarını keşfedin ve kendi stratejiniz ile kıyaslayın.
EN Receive an in-depth analysis of your competitor's top-performing pages and conversion funnels. Discover their best performing marketing channels and benchmark against your own strategy.
turco | inglês |
---|---|
dönüşüm | conversion |
performans | performing |
analizini | analysis |
alın | receive |
pazar | marketing |
keşfedin | discover |
kanalları | channels |
TR Kapsamlı rehberlerden oluşan geniş bilgi tabanına erişin.
EN Access a vast knowledgebase of in-depth tutorials
TR Kapsamlı rehberlerden oluşan geniş bilgi tabanına erişin.
EN Access a vast knowledgebase of in-depth tutorials
TR Copyleaks, İnternet ve çeşitli veritabanlarında kapsamlı aramalar yapan kapsamlı bir intihal tespit platformudur
EN Copyleaks is a comprehensive plagiarism detector platform that performs extensive searches across the Internet and various databases
turco | inglês |
---|---|
çeşitli | various |
aramalar | searches |
TR "Cloudflare, DNS sistemine yönelik gerçekten büyük saldırıları durdurmak için inanılmaz derecede geniş bir ağa ve altyapıya sahip
EN "Cloudflare has an incredibly large network and infrastructure to stop really large attacks on the DNS system
turco | inglês |
---|---|
cloudflare | cloudflare |
dns | dns |
sistemine | system |
gerçekten | really |
inanılmaz | incredibly |
sahip | has |
ağ | infrastructure |
TR Elsevier güvenilir içeriğin hem uzmanlar hem de daha geniş kitlelere iletilmesi ve tercüme edilmesini sağlayarak bu süreçte rol oynamaktadır
EN Elsevier plays a role in this process by making sure that trusted content is communicated and translated for both specialized and broad audiences
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
güvenilir | trusted |
geniş | broad |
bu | this |
rol | role |
Mostrando 50 de 50 traduções