TR Siyasi partiler kurulurken demokratik ilkelerin izlenmesi gerekiyor, partilerden, demokratik devlet değerlerini kabul etmeleri bekleniyor
TR Siyasi partiler kurulurken demokratik ilkelerin izlenmesi gerekiyor, partilerden, demokratik devlet değerlerini kabul etmeleri bekleniyor
EN The organisational structure of political parties must follow democratic principles, and political parties are expected to commit to the democratic state
turco | inglês |
---|---|
siyasi | political |
partiler | parties |
demokratik | democratic |
gerekiyor | must |
devlet | state |
TR Yasanın 7 Eylül 2021'den itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor
EN The law is expected to come into effect from September 7, 2021
turco | inglês |
---|---|
eylül | september |
TR Ağır borçlu ve başarısız ulusal taşıyıcı Alitalia?nın nihayet yerini devlete ait yeni ITA ile değiştirmesi bekleniyor
EN The heavily indebted and failing national carrier Alitalia is finally due to be replaced, with the new state owned ITA
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
nihayet | finally |
TR Otomobilde yeni zam dalgası bekleniyor
EN VW claims the ID. Buzz will be its most emotional EV
TR Buna göre Alman şirketlerden kendi tedarikçilerinin ve taşeronlarının faaliyetlerindeki üretim, çalışma ve çevre koşullarının şeffaflaştırılması için çaba harcamaları bekleniyor
EN German companies are also to strive for transparency on the production, working and environmental conditions of suppliers and subcontractors
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
üretim | production |
çalışma | working |
çevre | environmental |
TR Interxion burada onu aşkın yeni bilgi işlem merkezi kuracak, ilk müşterilerin 2022 ortalarında buraya taşınması bekleniyor
EN It intends to build over ten new data centres there with its first customers moving in around the middle of 2022
turco | inglês |
---|---|
burada | there |
onu | it |
aşkın | over |
yeni | new |
bilgi | data |
ilk | first |
müşterilerin | customers |
ın | of |
TR Serginin ziyaretçilerinden, sadece pasif izleyiciler olarak kalmaları değil, bilakis olaya dahil olmaları bekleniyor.
EN Visitors to the exhibition are not supposed to remain just passive observers, but to be actively involved.
turco | inglês |
---|---|
değil | not |
TR Klinik çalışmaların sonuçlarının 2021’in ortalarında hazır olması bekleniyor ve işler yolunda giderse Curevac’ın korona aşısı da onaylanacak.
EN The results of the clinical study should become available in mid-2021, and if everything goes well, the Curevac corona vaccine will also be approved then.
turco | inglês |
---|---|
hazır | available |
korona | corona |
ın | of |
TR Şu anda orada yapılan bir araştırmanın, alınan önlemlerden hangilerinin yararlı olduğunu ortaya koyması bekleniyor
EN A study is now to be carried out there to find out which of the measures taken are useful
turco | inglês |
---|---|
orada | there |
yararlı | useful |
olduğunu | is |
TR Bu tür bir habercilik sayesinde vatandaşların, birbirinden çok farklı konularda kendi fikirlerini oluşturabilmelerinin desteklenmesi bekleniyor
EN This is intended to help all citizens to form their own opinion about a wide range of topics
turco | inglês |
---|---|
vatandaşların | citizens |
konularda | topics |
TR 2024 yılına kadar, dünya nüfusunun %40’ından fazlasının 5G ağlarına erişimi olması bekleniyor
EN By 2024, more than 40% of the world?s population is expected to have access to 5G networks
turco | inglês |
---|---|
dünya | world |
erişimi | access |
TR Müşterinin verileri kendi başına analiz etmesi mi bekleniyor yoksa veriler önceden analiz edilmiş mi veya herhangi bir şekilde yapılandırılmış mı?
EN Is the customer expected to analyse the data themselves, or is it pre-analysed or structured in any way?
turco | inglês |
---|---|
analiz | analyse |
önceden | pre |
şekilde | way |
yapılandırılmış | structured |
TR iPhone 15 ve şarj girişleri; Apple 2023 etkinliğinde neler bekleniyor?
EN Why you should think twice before buying the new iPhone 15
TR Apple'ın bu yıl ki geleneksel etkinliğinde neler bekleniyor? Yeni ürünlerin yanı sıra en merak edilen konu AB'nin zorunlu kıldığı standart şarj girişi.
EN Apple's latest model includes a universal charging point, but the environmental cost of upgrading your mobile is not to be ignored.
TR Semrush, bir çevrimiçi görünürlük yönetimi ve içerik pazarlama SaaS platformudur. Bugün, dünya çapında 7 milyonlarca pazarlamacıya işlerini daha etkili yapmaları ve mükemmel sonuçlar elde etmeleri için yardım ettik
EN Semrush is an online visibility management and content marketing SaaS platform. Today, we have helped 7 million marketers all over the world do their job more effectively and deliver superior results
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
çevrimiçi | online |
görünürlük | visibility |
yönetimi | management |
saas | saas |
bugün | today |
etkili | effectively |
sonuçlar | results |
TR Control Union Certifications, müşterilerine riskleri tespit etmeleri ve risk azaltıcı önlemler almaları konusunda yardımcı olacak çok sayıda gerekli özen sistemini desteklemiş ve uygulamıştır.
EN Control Union Certifications has supported and implemented many due diligence systems, helping customers identify risks as well as implementing mitigating measures.
turco | inglês |
---|---|
control | control |
union | union |
tespit | identify |
TR Bu nedenle markaların Twitter?da hızlı hareket etmeleri ve trendlerden pratik şekilde beslenmesi, önemli bir avantaj sunar.
EN For this reason, the fast movement of brands on Twitter and their practical usage of trends offer important advantages.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
nedenle | reason |
hızlı | fast |
hareket | movement |
pratik | practical |
önemli | important |
sunar | offer |
TR Bu yüzden, bize yardım etmeleri için ABD'nin dört bir yanından teknik yazım öğrencilerini gönüllü olarak aldık
EN That's why we've enlisted some help from technical writing students around the US
turco | inglês |
---|---|
yardım | help |
teknik | technical |
TR SSL bayilik programı ile domain hosting firmalarının, internet servis sağlayıcılarının SSL Sertifika ürünlerini kendi ürün portföylerine entegre etmeleri oldukça kolaylaşmaktadır.
EN With the SSL reseller program, it is very easy for domain hosting companies and internet service providers to integrate SSL Certificate products into their product portfolio.
turco | inglês |
---|---|
ssl | ssl |
programı | program |
domain | domain |
hosting | hosting |
internet | internet |
servis | service |
sertifika | certificate |
oldukça | very |
firmaların | companies |
sağlayıcıları | providers |
TR Şirketlerde yapılan stajların gerçek bir deneyim fırsatı sunduğunun altını çizen Özdemir, öğrencilerin bu deneyimi mutlaka elde etmeleri gerektiğini belirtti
EN Emphasizing that internships at companies provide a real-life job experience, Özdemir said that students must gain this experience.
turco | inglês |
---|---|
gerçek | real |
bu | this |
elde | gain |
gerektiğini | must |
TR AWS'nin C5 onayı, bu müşterilerin, denetçilerinden gelen bulut uygulamalarına yönelik kendi C5 onaylarını elde etmeleri için temel oluşturur
EN AWS’s C5 attestation lays the foundation for them to achieve their own C5 attestation for their cloud applications from their auditor
turco | inglês |
---|---|
elde | achieve |
temel | foundation |
uygulamaları | applications |
TR Control Union Certifications, müşterilerine riskleri tespit etmeleri ve risk azaltıcı önlemler almaları konusunda yardımcı olacak çok sayıda gerekli özen sistemini desteklemiş ve uygulamıştır.
EN Control Union Certifications has supported and implemented many due diligence systems, helping customers identify risks as well as implementing mitigating measures.
turco | inglês |
---|---|
control | control |
union | union |
tespit | identify |
TR SSL bayilik programı ile domain hosting firmalarının, internet servis sağlayıcılarının SSL Sertifika ürünlerini kendi ürün portföylerine entegre etmeleri oldukça kolaylaşmaktadır.
EN With the SSL reseller program, it is very easy for domain hosting companies and internet service providers to integrate SSL Certificate products into their product portfolio.
turco | inglês |
---|---|
ssl | ssl |
programı | program |
domain | domain |
hosting | hosting |
internet | internet |
servis | service |
sertifika | certificate |
oldukça | very |
firmaların | companies |
sağlayıcıları | providers |
TR IP adreslerinin kötü yanı konumunu belli etmeleri ve herhangi birinin İnternetteki her türlü hareketini kolayca izleyebilmesini sağlamalarıdır.
EN The bad part about IP addresses is they reveal your location and make it easy for anybody to track your every move online.
turco | inglês |
---|---|
kötü | bad |
konumunu | location |
ve | and |
kolayca | easy |
TR 10.000 milisaniyenin (10 saniye) ötesinde, kullanıcılar hayal kırıklığına uğrar ve görevleri terk etmeleri muhtemeldir. Daha sonra geri gelebilirler veya gelmeyebilirler.
EN Beyond 10,000 milliseconds (10 seconds), users are frustrated and are likely to abandon tasks. They may or may not come back later.
turco | inglês |
---|---|
saniye | seconds |
ötesinde | beyond |
kullanıcılar | users |
ve | and |
veya | or |
TR Sonuç olarak, kurumların karmaşık bütçeleme süreçlerinde ilerlerken ihtiyaç duydukları çözümleri elde etmek için hızlı bir şekilde hareket etmeleri gerekir.
EN As a result, agencies need to move swiftly to obtain the solutions they need while navigating complex budgeting processes.
turco | inglês |
---|---|
sonuç | result |
karmaşık | complex |
çözümleri | solutions |
elde | obtain |
hareket | move |
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Perşembe çocuklarının kat etmeleri gereken çok yol olabilir, ama sizin için ödüller hemen köşede gözüküyor! Phemex’te size özel küçük bir hediyemiz.……
EN Dear Users, Through the Phemex Buy Crypto service, you can conveniently buy crypto using credit or debit card through our third-party payment partners. Moving forward, the payment transaction f……
turco | inglês |
---|---|
sevgili | dear |
olabilir | can |
phemex | phemex |
kullanıcıları | users |
TR Çıtayı sürekli yükselterek, müşterilerimizin yeni büyüme fırsatlarını yakalamalarına yardımcı oluyor ve her gün daha yüksek standartlar ve öncü gıda yenilikleri elde etmeleri için onları güçlendiriyoruz.
EN By continuously raising the bar, we help our customers seize new growth opportunities and empower them to achieve higher standards and leading-edge food innovations every day.
turco | inglês |
---|---|
sürekli | continuously |
yeni | new |
büyüme | growth |
standartlar | standards |
gıda | food |
elde | achieve |
TR Görüşmeyle ilgili olmayan kimlik bilgilerini sormayın veya başkalarına kendileri hakkında gizli tutmak isteyebilecekleri bilgileri ifşa etmeleri için baskı yapmayın.
EN Don’t ask about identifying details that are not relevant to the call or pressure others into divulging information about themselves that they may want to keep private.
turco | inglês |
---|---|
olmayan | not |
gizli | private |
TR Grup Hizmet Temsilcisi (GSR'ler): GSR'ler, ITAA'nın Uluslararası Hizmet Toplantılarında kendilerini temsil etmeleri için gruplar tarafından seçilirler ve burs düzeyinde kararlar alınırken gruplarımızın seslerinin duyulmasını sağlarlar
EN Group Service Representative (GSRs): GSRs are elected by groups to help represent them at ITAA’s International Service Meetings, and they ensure that our groups’ voices are heard when making fellowship-level decisions
turco | inglês |
---|---|
temsilcisi | representative |
ler | s |
itaa | itaa |
uluslararası | international |
temsil | represent |
düzeyinde | level |
kararlar | decisions |
TR Devam eden çalışmalarımızın bir parçası olarak sanatçılara resmi ürünler gibi ek gelir akışları elde etmeleri için daha da fazla fırsat sunmak üzere Shopify ile yeni bir entegrasyonu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.
EN As part of that ongoing effort, we’re happy to announce a new integration with Shopify giving artists even more opportunity to grow additional revenue streams, like merch.
TR Vikram Patel umut vaadeden yaklaşımını açıklıyor -- akıl sağlığı hizmeti vermek için toplumdaki insanların eğitilmesi, başkalarına yardım etmeleri için sıradan insanların yetkilendirilmesi.
EN Vikram Patel outlines a highly promising approach -- training members of communities to give mental health interventions, empowering ordinary people to care for others.
TR Topluluğu, olumlu mesajlar göndermeye devam etmeleri için teşvik ediyoruz.
EN We encourage the community to continue to send positive messages to one another.
Mostrando 33 de 33 traduções