TR Haber ajansı dpa’nın bir soruşturmasına göre pek çok çalışan iş seyahatleri yerine sanal toplantıları şimdilerde artık gayet doğal görüyor ve çok sayıda firma pandemi sonrasında da iş seyahatlerini azaltmak istiyor
"artık gayet doğal" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
artık | a about after all also an and any are as at available be been best but by can create data do don even for from get go greater has have here how i if in in the is it it is its it’s just like longer made make many minutes more my need new no no longer no more not now of of the of this on on the one only or our out own product re so take that the their there they this through time to to do to the up us was we which will will be with you you can your |
doğal | are be natural naturally take their |
TR Haber ajansı dpa’nın bir soruşturmasına göre pek çok çalışan iş seyahatleri yerine sanal toplantıları şimdilerde artık gayet doğal görüyor ve çok sayıda firma pandemi sonrasında da iş seyahatlerini azaltmak istiyor
EN According to a survey by the dpa news agency, many employees now find it perfectly natural to participate in virtual meetings rather than business trips, and numerous companies also want to reduce the amount of business travel after the pandemic
turco | inglês |
---|---|
haber | news |
dpa | dpa |
çalışan | employees |
sanal | virtual |
artık | now |
doğal | natural |
firma | companies |
pandemi | pandemic |
istiyor | want |
TR Lisanı el hareketleri, mimikler, bakışlar ve dokunuşlar gibi başka bilgilerle entegre etmek, insanlar için gayet doğal
EN It is natural for humans to combine speech with additional information such as hand gestures, facial expressions, glances and physical contact
turco | inglês |
---|---|
el | hand |
doğal | natural |
TR Artık profesyonel fotoğrafçılık mı yapıyorsun? Tam zaman değil ama geçimimi gayet rahat bundan sağlayabiliyorum. Instagram‘da ajanslar ve firmalar için çok şey yapıyorum üstelik ilk kitabımız da çıktı hani.
EN Do you now take photos professionally? Not full time, but I can make a living from it. I do a lot on Instagram, for agencies and companies, and our first book has already been published.
turco | inglês |
---|---|
profesyonel | professionally |
tam | full |
değil | not |
ajanslar | agencies |
firmalar | companies |
ilk | first |
TR Purotex® teknolojisine sahip kumaşlar doğal probiyotikler iceren mikrokapsüllere sahiptir. Probiyotikler, alerjik uyku bozuklukları için %100 doğal bir çözümdür.
EN Fabrics treated with Purotex® contain microcapsules that are filled with natural probiotics. Probiotics are a 100% natural remedy against allergens.
turco | inglês |
---|---|
doğal | natural |
TR Gelecek nesil sinir ağları, doğal dil işleme ve doğal dil anlayışı ile konuşma teknolojisinin sınırlarını zorluyoruz
EN We are pushing the boundaries of speech technology through next generation neural networks, natural language processing, and natural language understanding
turco | inglês |
---|---|
nesil | generation |
doğal | natural |
dil | language |
işleme | processing |
TR Kibar Enerji, 2012’de Batı Hattı Kontrat devri kapsamında, yıllık 1 milyar m3 doğal gaz alım-satım kontratını devralmış ve 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren doğal gazın ithalat ve toptan satışını yapmaya hak kazanmıştır
EN As part of the Western Line Contract transfer in 2012, Kibar Enerji took over the purchase and sale contract for 1 billion m3 of natural gas per year, and as of January 1, 2013, is entitled to import and wholesale natural gas
turco | inglês |
---|---|
de | per |
batı | western |
hattı | line |
kontrat | contract |
yıllık | year |
milyar | billion |
doğal | natural |
gaz | gas |
ve | and |
ocak | january |
TR Bu kaynaklar arasında diğer doğal ürünlerle birlikte metalik mineraller, endüstriyel mineraller, doğal taşlar, ferro alaşımlar, nadir elementler ve gübreler bulunmaktadır
EN These resources include metallic minerals, industrial minerals, natural stones, ferro alloys, rare earths and fertilisers, along with other natural products
turco | inglês |
---|---|
kaynaklar | resources |
diğer | other |
doğal | natural |
endüstriyel | industrial |
nadir | rare |
TR Yataş'ın bebek sağlığına faydalı, doğal malzemelere sahip yataklarından Cottonia, Hindistan cevizi lifi ve dogal pamuk içerir.
EN One of Yatas's mattresses that are healthful for your babies and made of natural materials, Cottonia contains Coconut fibers and natural cotton.
turco | inglês |
---|---|
doğal | natural |
ve | and |
pamuk | cotton |
içerir | contains |
TR Purotex® teknolojisine sahip kumaşlar doğal probiyotikler iceren mikrokapsüllere sahiptir. Probiyotikler, alerjik uyku bozuklukları için %100 doğal bir çözümdür.
EN Fabrics treated with Purotex® contain microcapsules that are filled with natural probiotics. Probiotics are a 100% natural remedy against allergens.
turco | inglês |
---|---|
doğal | natural |
TR Yeni nesil sinir ağları aracılığıyla konuşma teknolojisinin sınırlarını zorluyoruz, doğal dil işleme, ve doğal dil anlayışı
EN We are pushing the boundaries of speech technology through next generation neural networks, natural language processing, and natural language understanding
turco | inglês |
---|---|
doğal | natural |
dil | language |
işleme | processing |
ve | and |
TR Watson, yapay zeka benimseme ve uygulamaya yönelik olarak kanıtlanmış, katmanlı bir yaklaşım kullanarak gelişmiş doğal dil işleme ve derin öğrenme tekniklerini sistemlerine uygulamak isteyen işletmeler için artık güvenilir bir çözüm.
EN Watson is now a trusted solution for enterprises looking to apply advanced natural language processing and deep learning techniques to their systems using a proven tiered approach to AI adoption and implementation.
turco | inglês |
---|---|
watson | watson |
kanıtlanmış | proven |
yaklaşım | approach |
gelişmiş | advanced |
doğal | natural |
dil | language |
işleme | processing |
derin | deep |
öğrenme | learning |
uygulamak | apply |
artık | now |
güvenilir | trusted |
çözüm | solution |
TR Artık yabancı izleyiciler videonuzu kendi dillerinde izleyip takdir edebilir ve yalnızca ana dil konuşuru çevirmen ve ses sanatçıları kullandığımızdan, her detayı kolay ve doğal bir şekilde yakalayabilir.
EN Now foreign audiences will be able to view and appreciate your video in their native language, catching every detail easily and naturally, as we only use native-speaking translators and voice talent.
TR İlk adım, ansiklopedileri gayet iyi kabul eden Belçika'nın Hollanda dili konuşulan kısmına kitaplar satmaktı
EN The first step was to sell books to the Dutch-language part of Belgium, where the encyclopaedias were especially well received
turco | inglês |
---|---|
adım | step |
iyi | well |
hollanda | dutch |
dili | language |
kitaplar | books |
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR Kişiselleştirilmiş bir mimar logosu oluşturarak markanız için sağlam bir temel atın. Gayet basit olan 3 aşamalı süreci takip edin ve yeni logonuzu güle güle kullanın.
EN Set a strong foundation for your brand by creating a personalized architect logo. Follow this simple 3-step process and enjoy your newly created logo.
turco | inglês |
---|---|
kişiselleştirilmiş | personalized |
mimar | architect |
oluşturarak | by creating |
markanız | your brand |
temel | foundation |
basit | simple |
süreci | process |
takip | follow |
TR Seyahatler kısıtlandı, insanlarla buluşmak gayet zorlaştı
EN Travel has become difficult, and it has become almost impossible to meet people without complications
turco | inglês |
---|---|
insanlarla | people |
TR İş için bir araya gelenler selamlaşmak için el sıkışırlar, ama el sıkışma dışında bir temas iş yerinde uygun bulunmaz. Karşısındakinin gözlerine bakmak ise Almanya’da gayet normaldir, dikkat ve ilgi belirtisi olarak algılanır.
EN Germans expect all participants to arrive punctually and prepared for a meeting. If you cannot, you should say so. "Germans have internalized structures", explains Röttgers, "they keep promises and deadlines".
turco | inglês |
---|---|
almanya | germans |
TR Birçok meslek eğitim yeri boş olduğu için, şu anda yabancı başvurucuların şansı gayet yüksek.
EN At the moment, the chances for international applicants are good, as many training places remain vacant.
turco | inglês |
---|---|
birçok | many |
eğitim | training |
TR Bu nedenle tıbbi ve sosyal meslek sahibi yeni göçmenlerin iş bulma şansı gayet yüksek.
EN For this reason, immigrants with qualifications in medical and social professions also have very good chances on the job market.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
nedenle | reason |
tıbbi | medical |
ve | and |
sosyal | social |
yüksek | very |
TR Akademisyenlerde bu görece kolay, yüksekokul diplomaları gayet iyi karşılaştırılabiliyor
EN This is relatively straightforward when it comes to graduates, as it is fairly easy to compare university degrees
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
kolay | easy |
TR Yeni bir dil öğrenmek bazen gayet zor bir iş olabilir. Üç dil öğrencisi, Almanca öğrenmeyle ilgili pratik tavsiyelerini ve kestirme yollarını paylaşıyor.
EN A new language can sometimes be complicated. Three language students reveal their tips and tricks for learning German.
turco | inglês |
---|---|
öğrenmek | learning |
bazen | sometimes |
olabilir | can |
TR İşte size Ida’nın önerdiği hile: „Gayet basit ,die‘yi deneyin.“ İsabet oranı hayli yüksek, çünkü Almancada cins isimlerin hemen hemen yarısı dişildir.
EN Ida has a trick that might help you: “Just try using 'die'.” The chances of your being right are quite high because almost half of all German nouns are feminine.
turco | inglês |
---|---|
size | you |
basit | just |
deneyin | try |
yüksek | high |
hemen | almost |
TR Genelde Alman üniversitelerinin piyasa koşullarına uygunluk bakımından dünyadaki yeri gayet iyi
EN In comparison with other countries, the German education system is in principle relatively well adapted to the needs of the labour market
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
piyasa | market |
iyi | well |
TR Gayet basit, sayfayı ziyaret edip tiyatro oyunlarının yayın akışını ücretsiz izleyin!
EN Just pay a them visit and stream plays for free!
turco | inglês |
---|---|
basit | just |
ziyaret | visit |
TR Orman ve bilgi teknolojisi mi? Gayet uyumlu bir ikili
EN Forests and information technology? That fits together
turco | inglês |
---|---|
bilgi | information |
teknolojisi | technology |
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
EN "One of the best places in DC for a stroll, bike ride or to attend an event! Be sure to check whether there is anything going on before planning your walk. Great to visit during cherry blossom time????????"
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
EN "One of the best places in DC for a stroll, bike ride or to attend an event! Be sure to check whether there is anything going on before planning your walk. Great to visit during cherry blossom time????????"
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
EN "One of the best places in DC for a stroll, bike ride or to attend an event! Be sure to check whether there is anything going on before planning your walk. Great to visit during cherry blossom time????????"
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Gayet guzel bir yer, kultur farki ortada..."
EN "One of the best places in DC for a stroll, bike ride or to attend an event! Be sure to check whether there is anything going on before planning your walk. Great to visit during cherry blossom time????????"
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR "Çok sıcak, çok keyifli bir mekan. İyi müzik ve keyifli bir akşam içşn mutlaka uğrayın. Fiyatlarda gayet makul."
EN "Tiny live blues music place with an attitude. Worth a visit if you want some quiet music with a nice cocktail or beer. Hard to find a seat during weekends."
turco | inglês |
---|---|
müzik | music |
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
TR Güzel bir kırılım geldi 4 saatlikte hacim gayet iyi belirttiğim kar noktalarını sırayla ziyaret edecektir TAMAMEN KENDİ ŞAHSİ GÖRÜŞÜMDÜR KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR
EN TSLA back in Stage 2 Stage 2A : - above all mas - crossing resistance - double bottom - increasing volume
Mostrando 50 de 50 traduções