NL Ontwerp, schrijf en onderhoud uw webblog, waarbij u zich voornamelijk richt op de inhoud die in de blogposts is geschreven
"voornamelijk met grotere" em holandês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
NL Ontwerp, schrijf en onderhoud uw webblog, waarbij u zich voornamelijk richt op de inhoud die in de blogposts is geschreven
TR Esas olarak blog yazılarında yazılan içeriğe odaklanarak web blogunuzu tasarlayın, yazın ve bakımını yapın
holandês | turco |
---|---|
ontwerp | tasarlayın |
en | ve |
onderhoud | bakım |
inhoud | içeriğe |
NL Het is vooral belangrijk omdat sociale media die voornamelijk via smartphones worden gebruikt, veel verkeer genereren
TR Ağırlıklı olarak akıllı telefonlardan tüketilen sosyal medyanın büyük bir trafik getirmesi nedeniyle özellikle önemlidir
holandês | turco |
---|---|
sociale | sosyal |
verkeer | trafik |
vooral | özellikle |
NL Het autoverhuurbedrijf vereist een terugbetaalbare borg, voornamelijk in het geval van RTA-boetes, schade aan de auto (indien niet gedekt door een verzekering) en autodiefstal
TR Araç kiralama acentesi tarafından, esas olarak RTA cezaları, araca verilen hasar (sigorta kapsamında değilse) ve araç hırsızlığı gibi durumlarda iade edilebilir bir güvenlik depozitosu talep edilir
holandês | turco |
---|---|
schade | hasar |
verzekering | sigorta |
en | ve |
auto | araç |
NL Borg is essentieel in de VAE, voornamelijk voor RTA-verkeersboetes
TR Güvenlik depozitosu BAE'de, özellikle RTA trafik cezaları için esastır
holandês | turco |
---|---|
vae | bae |
NL General Motors Company (GMC) is een divisie van de Amerikaanse autofabrikant General Motors (GM) die zich voornamelijk richt op vrachtwagens en bedrijfswagens
TR General Motors Company (GMC), Amerikan otomobil üreticisi General Motors'un (GM), esas olarak kamyonlara ve ticari araçlara odaklanan bir bölümüdür
holandês | turco |
---|---|
amerikaanse | amerikan |
en | ve |
NL Honda is een Japanse openbare multinationale conglomeraatonderneming, voornamelijk bekend om de productie van auto's, motorfietsen en elektrische apparatuur
TR Honda, esas olarak otomobil, motosiklet ve güç ekipmanı üretimi ile bilinen bir Japon kamu çokuluslu holding şirketidir
holandês | turco |
---|---|
bekend | bilinen |
auto | otomobil |
en | ve |
NL Je kunt een Nissan-auto kiezen op basis van de rit die je gaat maken, de sportieve Nissan 370Z om snel door bochtige wegen en snelwegen te rijden, en de Xterra om over moeilijke paden te rijden, voornamelijk off-road.
TR Gideceğiniz sürüşe göre bir Nissan otomobili, virajlı yollarda ve otoyollarda hızlı sürüş için Sporty Nissan 370Z'yi, zorlu yollarda sürüş için Xterra'yı büyük ölçüde arazi dışı sürüş için seçebilirsiniz.
holandês | turco |
---|---|
nissan | nissan |
en | ve |
op basis van | göre |
snel | hızlı |
NL Dit beperkt het risico op verstoringen en is de veiligste keuze voor grote doelgroepen die voornamelijk deelnemen om te luisteren en leren.
TR Bu, kesinti riskini azaltır ve çoğunlukla dinlemek ve öğrenmek için katılan geniş kitleler için daha güvenli bir seçimdir.
NL Sugarbook is een datingsite die heel anders is in zijn benadering, omdat het voornamelijk is opgericht om te fungeren als een verbindende bestemming tussen suikerbaby’s en rijke weldoeners
TR Sugarbook, öncelikle şeker bebekleri ve zengin hayırseverler arasında bir bağlantı noktası olarak hareket etmek için oluşturulduğundan, yaklaşımında oldukça farklı bir tanışma sitesidir
NL JavaScript is een "client-side" scripttaal die voornamelijk wordt gebruikt om allerlei dynamische interacties te creëren en toe te voegen aan webpagina's
TR Geleneksel yazılım tasarım dilleriyle uyumlu şekilde çalışır ve kendisini onlardan farklı kılan benzersiz özellikler içerir
NL Beoordeeld door Soliu. De verschillen tussen ‘ik ben’, ‘ik ben’ en ‘ben’ draaien voornamelijk om … Lees meer
TR Alabama'nın kalbinde yer alan Talladega Superspeedway, şunun bir kanıtıdır: DEVAMINI OKU
NL Cookies van derden zijn in het beheer van derden en zijn voornamelijk voor analytische doeleinden.
TR Üçüncü şahıs çerezleri, çoğunlukla analitik amaçlarla, üçüncü şahıslar tarafından kontrol edilir.
NL Als je een computer gebruikt met een touchscreen, kun je nu overschakelen op aanraakmodus met grotere pictogrammen en meer ruimte tussen de elementen van de gebruikersinterface
TR Dokunmatik ekranı olan bir bilgisayar kullanıyorsanız, daha büyük simgelerin ve kullanıcı arabirimi öğeleri arasında daha fazla aralığın bulunduğu dokunmatik moda geçiş yapabilirsiniz
holandês | turco |
---|---|
computer | bilgisayar |
kun | yapabilirsiniz |
en | ve |
NL Het hotel is een van de grotere hotels in NYC met 1.025 kamers met 33 suites over 19 verdiepingen
TR Otel, 1.025 odası ve 19 kata yayılmış 33 süiti ile NYC?nin en büyük otellerinden biridir
holandês | turco |
---|---|
grotere | büyük |
hotel | otel |
NL Het hotel is een van de grotere hotels in NYC met 1.025 kamers met 33 suites over 19 verdiepingen
TR Otel, 1.025 odası ve 19 kata yayılmış 33 süiti ile NYC?nin en büyük otellerinden biridir
holandês | turco |
---|---|
grotere | büyük |
hotel | otel |
NL Met een grotere efficiëntie bij het nemen van notities hebben u en uw team een lagere burn-out en op hun beurt betere patiëntenzorg.
TR Artan not alma verimliliği ile siz ve ekibinizin daha düşük tükenmişlik ve hasta bakımı daha iyi olacaktır.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
NL Bekijk alle kritieke bedrijfsgegevens met een dashboardrapportage. Bekijk het grotere plaatje, stuur teams in de goede richting en vermijd blinde vlekken om weloverwogen beslissingen te nemen.
TR Gösterge panosu raporlamasıyla tüm kritik iş verilerini görüntüleyin. Daha büyük resmi görün, ekipleri doğru yöne yönlendirin ve daha bilinçli kararlar almak için kör noktaları belirleyin.
holandês | turco |
---|---|
kritieke | kritik |
en | ve |
beslissingen | kararlar |
NL Bekijk alle kritieke bedrijfsgegevens met een dashboardrapportage. Bekijk het grotere plaatje, stuur teams in de goede richting en vermijd blinde vlekken om weloverwogen beslissingen te nemen.
TR Gösterge panosu raporlamasıyla tüm kritik iş verilerini görüntüleyin. Daha büyük resmi görün, ekipleri doğru yöne yönlendirin ve daha bilinçli kararlar almak için kör noktaları belirleyin.
holandês | turco |
---|---|
kritieke | kritik |
en | ve |
beslissingen | kararlar |
NL Bekijk alle kritieke bedrijfsgegevens met een dashboardrapportage. Bekijk het grotere plaatje, stuur teams in de goede richting en vermijd blinde vlekken om weloverwogen beslissingen te nemen.
TR Gösterge panosu raporlamasıyla tüm kritik iş verilerini görüntüleyin. Daha büyük resmi görün, ekipleri doğru yöne yönlendirin ve daha bilinçli kararlar almak için kör noktaları belirleyin.
holandês | turco |
---|---|
kritieke | kritik |
en | ve |
beslissingen | kararlar |
NL Als je te geobsedeerd bent met wat de rang tracker je laat zien, dan zal het een grotere uitdaging zijn om de vooruitgang te boeken die je nodig hebt om te slagen
TR Sıralama takipçisinin size ne gösterdiğine çok fazla takılırsanız, başarılı olmak için ihtiyacınız olan ilerlemeyi kaydetmeniz daha zor olacaktır
holandês | turco |
---|---|
rang | sıralama |
zal | olacaktır |
je | size |
NL Met een grotere efficiëntie bij het nemen van notities hebben u en uw team een lagere burn-out en op hun beurt betere patiëntenzorg.
TR Artan not alma verimliliği ile siz ve ekibinizin daha düşük tükenmişlik ve hasta bakımı daha iyi olacaktır.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
NL Nieuwe functionaliteit: Met de optie Voorkeur voor grotere bedieningselementen in het dialoogvenster Opties kun je aangeven of de pictogrammen, schuifbalken, enz. moeten worden vergroot als de schermgrootte op 150% wordt gezet.
TR Yeni özellik: Seçenekler iletişim kutusundaki Daha büyük kontrolleri kullanmayı tercih et seçeneği, ekran %150'ye ölçeklendiğinde simgelerin, kaydırma çubuklarının vb. büyütülmesi gerekip gerekmediğini belirlemenizi sağlar.
NL Dit laatste is vooral handiger in de mobiele app, omdat gebruikers hun keuzes kunnen verfijnen met een grotere kans op een snelle ontmoeting
TR İkincisi, özellikle mobil uygulamada daha kullanışlıdır, çünkü kullanıcılar daha hızlı bir buluşma olasılığı ile seçimlerini daraltabilir
NL LatinoMeetup is geen eersteklas, maar best wel een behoorlijk multifunctioneel platform. Het ontbreekt aan transparantie en veiligheid om te kunnen concurreren met enkele grotere en bekende rivalen.
TR LatinoMeetup birinci sınıf değil, oldukça iyi bir çok amaçlı platformdur. Bazı daha büyük ve tanınmış rakiplerle rekabet etmek için şeffaflık ve güvenlikten yoksundur.
NL Uw website heeft een veel grotere kans om bovenaan de zoekresultaten te verschijnen als deze beveiligd is met een SSL-certificaat.
TR Web sitenizin güvenliğini sağlayan ücretli veya ücretsiz SSL sertifikası varsa, sitenizin arama sonuçlarının en üstünde görünme şansı çok daha yüksektir.
NL Een controle van de hele website helpt om meer verkeer en verkopen te krijgen op grotere schaal.
TR Bir defalık web sitesinin sağlık denetimi, daha büyük miktarda trafik ve satış elde etmenize yardımcı olacaktır.
holandês | turco |
---|---|
verkeer | trafik |
en | ve |
verkopen | satış |
NL Nu er meer informatie, intellectuele eigendom en beslissingen worden gedeeld middels real-time communicatie, ontstaan er meer en/of grotere uitdagingen voor ontdekken, naleving/conformiteit en governance van informatie
TR Gerçek zamanlı iletişim yoluyla paylaşılan daha fazla bilgi, fikri mülkiyet ve kararlarla, keşif, uyumluluk ve bilgi yönetimi konularında zorluklar belirir
holandês | turco |
---|---|
informatie | bilgi |
en | ve |
gedeeld | paylaşılan |
communicatie | iletişim |
uitdagingen | zorluklar |
real | gerçek |
van | yoluyla |
NL Er is geen grotere troef dan een team dat goed samenwerkt, dingen gedaan krijgt en plezier heeft onderweg.
TR Birlikte iyi çalışan, işleri halleden ve yol boyunca eğlenen bir takımdan daha büyük bir varlık yoktur.
holandês | turco |
---|---|
goed | iyi |
en | ve |
NL De Coronavirus pandemie heeft een grotere en langere impact gehad op het toerisme wereldwijd, maar verschillende landen hebben burgers verboden om internationaal te reizen, wat de gevolgen voor Disney Parks heeft verergerd.
TR Koronavirüs salgınının küresel olarak turizm üzerinde daha büyük ve daha uzun bir etkisi oldu, ancak birkaç ülke vatandaşların uluslararası seyahat etmesini yasakladı ve bu da Disney Parks üzerindeki etkileri artırdı.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
langere | uzun |
wereldwijd | küresel |
reizen | seyahat |
internationaal | uluslararası |
NL Een grotere hindernis voor de nieuwe luchtvaartmaatschappij is ervoor te zorgen dat ze door reizigers in Google kan worden gevonden, aangezien ze momenteel concurrentie ondervindt van de eigen Matrix-software van Google.
TR Yeni havayolunun önündeki en büyük engel, şu anda Google?ın kendi Matrix yazılımıyla rekabetle karşı karşıya olduğu için Google?da gezginler tarafından bulunabilmesini sağlamaktır.
holandês | turco |
---|---|
grotere | büyük |
nieuwe | yeni |
reizigers | gezginler |
NL Dankzij monday.com kunnen we de tijd en inspanningen van het team nu veel wetenschappelijker budgetteren, wat leidt tot een grotere operationele efficiëntie.
TR Monday.com sayesinde, Artık ekibin zamanını ve çabalarını çok daha bilimsel olarak hesaplayabiliyoruz, bu da operasyonel verimliliğin artmasına yol açıyor.
holandês | turco |
---|---|
tijd | zaman |
en | ve |
nu | artık |
NL Deze goed-afgeronde klantenservice ervaring geeft u een grotere kans om de verkoop telefonisch te beëindigen.
TR Web sitenizdeki satışları ve dönüşüm oranını artırmak için bu iki kanalı birleştirin.
holandês | turco |
---|---|
deze | bu |
verkoop | satış |
om | için |
NL Een grotere focus op hoe Twitter jouw openbare gegevens breed en direct deelt, onder andere via onze tools voor ontwikkelaars
TR Twitter'ın herkese açık verilerinizi geliştirici araçlarımız aracılığıyla da dahil olmak üzere nasıl geniş ölçekte ve anında paylaştığıyla ilgili daha fazla ayrıntı;
holandês | turco |
---|---|
een | a |
openbare | açık |
en | ve |
direct | anında |
breed | geniş |
NL Dankzij monday.com kunnen we de tijd en inspanningen van het team nu veel wetenschappelijker budgetteren, wat leidt tot een grotere operationele efficiëntie.
TR Monday.com sayesinde, Artık ekibin zamanını ve çabalarını çok daha bilimsel olarak hesaplayabiliyoruz, bu da operasyonel verimliliğin artmasına yol açıyor.
holandês | turco |
---|---|
tijd | zaman |
en | ve |
nu | artık |
NL Een controle van de hele website helpt om meer verkeer en verkopen te krijgen op grotere schaal.
TR Bir defalık web sitesinin sağlık denetimi, daha büyük miktarda trafik ve satış elde etmenize yardımcı olacaktır.
holandês | turco |
---|---|
verkeer | trafik |
en | ve |
verkopen | satış |
NL Netflix is perfect voor het bekijken van series op Netflix US, een grotere bibliotheek dan het VK
TR Netflix İngiltere?den daha büyük bir kütüphane olan Netflix US?de dizi izlemek için mükemmeldir
holandês | turco |
---|---|
is | olan |
NL Een grotere hindernis voor de nieuwe luchtvaartmaatschappij is ervoor te zorgen dat ze door reizigers in Google kan worden gevonden, aangezien ze momenteel concurrentie ondervindt van de eigen Matrix-software van Google.
TR Yeni havayolunun önündeki en büyük engel, şu anda Google?ın kendi Matrix yazılımıyla rekabetle karşı karşıya olduğu için Google?da gezginler tarafından bulunabilmesini sağlamaktır.
holandês | turco |
---|---|
grotere | büyük |
nieuwe | yeni |
reizigers | gezginler |
NL Voor degenen die grotere auto's nodig hebben tegen betaalbare prijzen, kunt u kiezen voor een sedan-autoverhuur zoals een Nissan Sunny of Toyota Corolla
TR Uygun fiyatla daha büyük arabalara ihtiyaç duyanlar için Nissan Sunny veya Toyota Corolla gibi bir sedan araba kiralamayı tercih edebilirsiniz
holandês | turco |
---|---|
auto | araba |
betaalbare | uygun |
kiezen | tercih |
nissan | nissan |
toyota | toyota |
NL Het is een grotere uitdaging om een authentiek autoverhuurbedrijf te vinden dat u betrouwbare en toegewijde service biedt
TR Size güvenilir ve özverili hizmet sunacak otantik bir araç kiralama şirketi bulmak daha zordur
holandês | turco |
---|---|
vinden | bulmak |
betrouwbare | güvenilir |
en | ve |
service | hizmet |
u | size |
NL Er zijn zelfs grotere SUV's zoals de Kia Seltos, en minibusjes zoals de Kia Carnival, voor grote groepen mensen die samen reizen.
TR Birlikte seyahat eden büyük gruplar için Kia Seltos gibi daha büyük SUV'lar ve Kia Karnavalı gibi minivanlar var.
holandês | turco |
---|---|
reizen | seyahat |
suv | suv |
NL Er zijn ook SUV's zoals de compacte Mazda CX3 of de grotere Mazda CX5 als u op zoek bent naar meer opbergruimte en een hogere rijhoogte in uw voertuig
TR Aracınızda daha fazla saklama alanı ve daha yüksek bir sürüş yüksekliği arıyorsanız, kompakt Mazda CX3 veya daha büyük Mazda CX5 gibi SUV'lar da vardır
holandês | turco |
---|---|
compacte | kompakt |
suv | suv |
NL Er zijn zelfs grotere SUV's zoals de Nissan Pathfinder, of de bekende "King of the Road" de Nissan Patrol.
TR Nissan Pathfinder veya iyi bilinen “Yolun Kralı” Nissan Patrol gibi daha da büyük SUV'ler var.
holandês | turco |
---|---|
nissan | nissan |
suv | suv |
NL Dankzij monday.com kunnen we de tijd en inspanningen van het team nu veel wetenschappelijker budgetteren, wat leidt tot een grotere operationele efficiëntie.
TR Monday.com sayesinde, Artık ekibin zamanını ve çabalarını çok daha bilimsel olarak hesaplayabiliyoruz, bu da operasyonel verimliliğin artmasına yol açıyor.
holandês | turco |
---|---|
tijd | zaman |
en | ve |
nu | artık |
NL In een paar korte woorden- Ranktracker's trefwoord tool laat u het grotere plaatje zien.
TR Birkaç kısa kelimeyle- Ranktracker'ın anahtar kelime aracı size büyük resmi gösterir.
holandês | turco |
---|---|
korte | kısa |
grotere | büyük |
zien | kelime |
ranktracker | ranktracker |
tool | aracı |
u | size |
NL Als u een probleem niet in de eerste plaats kunt identificeren, dan zal het een grotere uitdaging zijn om de beoordeling van uw site te helpen verbeteren.
TR İlk etapta bir sorunu tespit edemezseniz, sitenizin derecelendirmesini yükseltmeye yardımcı olmak daha zor olacaktır.
holandês | turco |
---|---|
probleem | sorunu |
zal | olacaktır |
helpen | yardımcı olmak |
uw site | sitenizin |
NL Als u in staat bent om grotere problemen zoals deze aan te pakken, kunt u uw website sneller een hogere ranking geven en meer klanten en inkomsten aantrekken.
TR Bu gibi daha büyük sorunların üstesinden gelebilmek, sitenizin sıralamasını daha erken yükseltmenize, daha fazla müşteri ve gelir elde etmenize olanak tanıyacaktır.
holandês | turco |
---|---|
klanten | müşteri |
uw website | sitenizin |
NL De Coronavirus pandemie heeft een grotere en langere impact gehad op het toerisme wereldwijd, maar verschillende landen hebben burgers verboden om internationaal te reizen, wat de gevolgen voor Disney Parks heeft verergerd.
TR Koronavirüs salgınının küresel olarak turizm üzerinde daha büyük ve daha uzun bir etkisi oldu, ancak birkaç ülke vatandaşların uluslararası seyahat etmesini yasakladı ve bu da Disney Parks üzerindeki etkileri artırdı.
holandês | turco |
---|---|
en | ve |
langere | uzun |
wereldwijd | küresel |
reizen | seyahat |
internationaal | uluslararası |
NL Bepaalde afbeeldingsformaten kunnen de laadtijd van uw site vertragen omdat ze veel grotere bestanden zijn ondanks een relatief minimale toename in kwaliteit
TR Belirli görüntü formatları, kalitede nispeten az bir artışa rağmen çok daha büyük dosyalar olacağından sitenizin yüklenme süresini yavaşlatabilir
holandês | turco |
---|---|
bestanden | dosyalar |
relatief | nispeten |
kwaliteit | kalitede |
uw site | sitenizin |
NL Nu er meer informatie, intellectuele eigendom en beslissingen worden gedeeld middels real-time communicatie, ontstaan er meer en/of grotere uitdagingen voor ontdekken, naleving/conformiteit en governance van informatie
TR Gerçek zamanlı iletişim yoluyla paylaşılan daha fazla bilgi, fikri mülkiyet ve kararlarla, keşif, uyumluluk ve bilgi yönetimi konularında zorluklar belirir
holandês | turco |
---|---|
informatie | bilgi |
en | ve |
gedeeld | paylaşılan |
communicatie | iletişim |
uitdagingen | zorluklar |
real | gerçek |
van | yoluyla |
NL Er is geen grotere troef dan een team dat goed samenwerkt, dingen gedaan krijgt en plezier heeft onderweg.
TR Birlikte iyi çalışan, işleri halleden ve yol boyunca eğlenen bir takımdan daha büyük bir varlık yoktur.
holandês | turco |
---|---|
goed | iyi |
en | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções