EN An astronaut on board the space station must be able to do everything: make coffee, do the washing, set up experiments, carry out extra-vehicular activities, conduct interviews – simply everything.
"look at everything" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN An astronaut on board the space station must be able to do everything: make coffee, do the washing, set up experiments, carry out extra-vehicular activities, conduct interviews – simply everything.
TR Bir uzay istayonundaki astronot ise her şeyi becerebilmek zorundadır: kahve yapabilmeli, çamaşır yıkayabilmeli, deneyleri düzenleyebilmeli, dış gövdedeki işleri uygulayabilmeli, röportajlar yapabilmeli; kısacası her şeyi yapabilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
space | uzay |
coffee | kahve |
interviews | röportajlar |
the | ise |
out | dış |
to | şeyi |
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN Compiled by some well-known writers within the Football Manager community, they look at everything from building a tactic from scratch to the finer details of mastering throw-in routines.
TR Football Manager topluluğu içindeki bazı meşhur yazarların derlediği öğeler, sıfırdan bir taktik oluşturmaktan taç atışı rutinlerinde ustalaşmanın ince ayrıntılarına kadar her şeye değinirler.
inglês | turco |
---|---|
community | topluluğu |
football | football |
manager | manager |
from scratch | sıfırdan |
at | de |
everything | şeye |
details | ayrıntıları |
a | bir |
some | bazı |
EN Remember everything with reminders, keep track of as many projects as you need, make it look good with Pro themes, and a lot more.
TR Hatırlatıcılarla her şeyi hatırla, ihtiyacın kadar projeyi takip et, Pro temalarla güzel görünmesini sağla ve çok daha fazlasını yap.
inglês | turco |
---|---|
need | ihtiyacı |
good | güzel |
track | takip |
more | fazlasını |
everything | şeyi |
pro | pro |
and | ve |
lot | daha |
of | her |
EN Use our inland price look-up feature to find inland rates online that are already included in your existing contract or look up our tariff rates.
TR Mevcut sözleşmenizde yer alan iç taşıma fiyatlarını incelemek veya tarifemize göz atmak için, İç Taşıma Fiyatlarına Genel Bakış özelliğimizden yararlanın.
inglês | turco |
---|---|
rates | fiyatlar |
or | veya |
existing | mevcut |
to | için |
EN The first thing that you look before considering a car model is to look for it?s safety and reliability
TR Bir araba modelini düşünmeden önce bakmanız gereken ilk şey, onun emniyetini ve güvenilirliğini aramaktır
inglês | turco |
---|---|
model | modelini |
car | araba |
and | ve |
first | ilk |
to | şey |
EN We’re going to take a look at some of the most crucial features to look for when figuring out if an SEO site audit tool will fulfill your needs
TR Bir SEO site denetim aracının ihtiyaçlarınızı karşılayıp karşılamayacağına karar verirken aramanız gereken en önemli özelliklerden bazılarına göz atacağız
inglês | turco |
---|---|
most | en |
seo | seo |
site | site |
audit | denetim |
tool | aracı |
crucial | önemli |
some | bazı |
needs | ihtiyaç |
at | göz |
a | bir |
EN Information on Ryzen 7 4800H and Core i7-1165G7 compatibility with other computer components: motherboard (look for socket type), power supply unit (look for power consumption) etc
TR Diğer bilgisayar bileşenleriyle Ryzen 7 4800H ve Core i7-1165G7 uyumluluğundan sorumlu parametreler
inglês | turco |
---|---|
ryzen | ryzen |
other | diğer |
computer | bilgisayar |
core | core |
EN Information on Core i9-10980HK and Ryzen 9 5900HX compatibility with other computer components: motherboard (look for socket type), power supply unit (look for power consumption) etc
TR Diğer bilgisayar bileşenleriyle Core i9-10980HK ve Ryzen 9 5900HX uyumluluğundan sorumlu parametreler
inglês | turco |
---|---|
ryzen | ryzen |
other | diğer |
computer | bilgisayar |
core | core |
EN To learn more about archetypes, start to look out for them. But don’t just look for brands using archetypes.
TR Arketipler hakkında daha fazla bilgi edinmek için onları aramaya başlayın. Ancak sadece arketipleri kullanan markaları aramayın.
inglês | turco |
---|---|
learn | bilgi |
start | başlayın |
brands | markalar |
but | ancak |
about | hakkında |
just | sadece |
EN Knovel features unique tables and databases, covering everything from mechanical to chemical properties data, corrosion data and material properties.
TR Knovel, mekanik ve kimyasal özellik verilerinden, korozyon verileri ve materyal özelliklerine kadar her şeyi kapsayan benzersiz tablolar ve veritabanları içerir.
inglês | turco |
---|---|
knovel | knovel |
unique | benzersiz |
tables | tablolar |
and | ve |
covering | kapsayan |
mechanical | mekanik |
chemical | kimyasal |
data | verileri |
features | özellik |
databases | veritabanları |
to | şeyi |
EN Everything you’ve ever wondered about the legal side of open source, and a few things you didn’t.
TR Açık kaynağın yasal yönü hakkında merak ettiğiniz her şey ve merak etmediğiniz birkaç şey.
inglês | turco |
---|---|
legal | yasal |
open | açık |
source | kaynağı |
about | hakkında |
and | ve |
a | birkaç |
of | her |
everything | her şey |
EN By using Semrush, my team saves a lot of time by working on the right content and in a more data-driven way. Everything we do here is backed up with data, and your tool is giving us more ammunition.
TR ''Semrush kullanarak, takım arkadaşlarım doğru içerik üzerinde ve veriye dayalı şekilde çalışarak çok fazla zaman kazanıyor. Burada yaptığımız her şey veriyle destekleniyor ve aracınız bize daha fazla cephane veriyor.
inglês | turco |
---|---|
semrush | semrush |
my | mı |
tool | aracı |
working | çalışarak |
we do | yaptığımız |
content | içerik |
time | zaman |
team | takım |
everything | her şey |
using | kullanarak |
and | ve |
us | bize |
of | her |
right | doğru |
EN After using Ahrefs for 3 years, I can't imagine my work life without it. We use it for everything SEO-related.
TR Ahrefs’i 3 yıl kullandıktan sonra, çalışma hayatımı onsuz hayal edemiyorum. SEO ile ilgili her şey için kullanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
years | yıl |
seo | seo |
work | çalışma |
life | hayat |
for | için |
EN Everything you need to make your website smoother, healthier, and high-performing.
TR Websitenizi daha akıcı, sağlıklı ve yüksek performanslı yapmak için gereken her şey.
inglês | turco |
---|---|
need | gereken |
healthier | sağlıklı |
high | yüksek |
and | ve |
EN Get full access to everything Ahrefs has to offer and become an SEO pro.
TR Ahrefs’in sunduğu her şeye tam erişim sağlayın ve SEO uzmanı haline gelin.
inglês | turco |
---|---|
offer | sunduğu |
and | ve |
access | erişim |
seo | seo |
full | tam |
everything | şeye |
to | her |
EN You don’t need multiple providers to get everything you want. Name.com combines simple, easy domain management with preferred products like DigitalOcean and Google Workspace.
TR İstediğin her şeye ulaşmak için birden fazla sağlayıcıya ihtiyacın yok. Name.com, basit ve zahmetsiz alan adı yönetimini DigitalOcean ve Google Workspace gibi tercih edilen ürünlerle bir araya getirir.
inglês | turco |
---|---|
need | ihtiyacı |
digitalocean | digitalocean |
simple | basit |
management | yönetimini |
everything | şeye |
name | adı |
and | ve |
domain | alan |
EN Connect your Spotify account to your Last.fm account and scrobble everything you listen to, from any Spotify app on any device or platform.
TR Spotify hesabınla Last.fm hesabını bağla ve herhangi bir Spotify uygulaması, herhangi bir cihaz veya platform üzerinden dinlediğin her şeyi skropla.
inglês | turco |
---|---|
spotify | spotify |
device | cihaz |
platform | platform |
last | last |
app | uygulaması |
or | veya |
any | herhangi |
and | ve |
to | şeyi |
EN A new version of Last.fm is available, to keep everything running smoothly, please reload the site.
TR Last.fm'in yeni bir sürümü hazır, her şeyin pürüzsüz işlemesi için lütfen siteyi tekrar yükle.
inglês | turco |
---|---|
available | hazır |
last | last |
version | sürümü |
please | lütfen |
a | bir |
new | yeni bir |
EN Once you have a domain in hand, we make it simple to attach email, hosting, website builders, and more. It’s everything you need in one convenient place.
TR Bir alan adın olduğunda, e-posta, barındırma, web sitesi oluşturucu ve diğer işlevleri kolayca bağlamanı sağlarız. İhtiyaç duyduğun her şey bir arada.
inglês | turco |
---|---|
hand | sağ |
hosting | barındırma |
more | diğer |
place | iş |
posta | |
simple | kolayca |
domain | alan adı |
and | ve |
everything | her şey |
a | bir |
Mostrando 50 de 50 traduções