EN Links, like everything else added by members of the Last.fm community, are entirely the responsibility of the individuals who have added them.
"everything else" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Links, like everything else added by members of the Last.fm community, are entirely the responsibility of the individuals who have added them.
TR Diğer her şey gibi Last.fm topluluğunun üyeleri tarafından eklenen bağlantılar da tamamen onları ekleyen kişilerin sorumluluğu altındadır.
inglês | turco |
---|---|
added | eklenen |
entirely | tamamen |
responsibility | sorumluluğu |
members | üyeleri |
last | last |
by | tarafından |
everything | her şey |
the | gibi |
them | onları |
links | bağlantılar |
of | her |
EN Oh my goodness, THANK YOU! I cannot believe you were able to fix it! I have literally tried everything else- this is amazing, and I am so
TR Aman Tanrım, TEŞEKKÜRLER! Düzeltebildiğine inanamıyorum! Kelimenin tam anlamıyla diğer her şeyi denedim - bu harika ve ben de öyle
inglês | turco |
---|---|
it | tam |
i | ben |
so | öyle |
this | bu |
amazing | harika |
and | ve |
to | şeyi |
EN Oh my goodness, THANK YOU! I cannot believe you were able to fix it! I have literally tried everything else- this is amazing, and I am so grateful.
TR Aman Tanrım, TEŞEKKÜRLER! Düzeltebildiğine inanamıyorum! Kelimenin tam anlamıyla her şeyi denedim - bu harika ve çok minnettarım.
inglês | turco |
---|---|
it | tam |
this | bu |
amazing | harika |
and | ve |
to | şeyi |
EN Put everything else on ice and get ready for the biggest single day of partnership announcements (...)
TR ROMA ? 12 KASIM: İtalya Futbol Federasyonu (FIGC), spor ve eğlence endüstrisinin önde g (...)
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN Find out here which university cities are the cheapest, how to apply for a study visa and everything else you need to know about studying in Germany.
TR Yaşamın pahalı olmadığı üniversite kentlerinin hangileri olduğunu, yükseköğrenim vizesi başvurusunu nasıl yapabileceğinizi ve Almanya’daki yükseköğrenim hakkında bilmeniz gereken her şeyi buradan öğrenebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
here | buradan |
need | gereken |
university | üniversite |
about | hakkında |
to know | bilmeniz |
and | ve |
how | nasıl |
EN Links, like everything else added by members of the Last.fm community, are entirely the responsibility of the individuals who have added them.
TR Diğer her şey gibi Last.fm topluluğunun üyeleri tarafından eklenen bağlantılar da tamamen onları ekleyen kişilerin sorumluluğu altındadır.
inglês | turco |
---|---|
added | eklenen |
entirely | tamamen |
responsibility | sorumluluğu |
members | üyeleri |
last | last |
by | tarafından |
everything | her şey |
the | gibi |
them | onları |
links | bağlantılar |
of | her |
EN The spiritual growth that ITAA offers me is no longer a burden—it is a multiplier that nourishes everything else in my life
TR ITAA'nın bana sunduğu ruhsal gelişim artık bir yük değil - hayatımdaki her şeyi besleyen bir çarpan
inglês | turco |
---|---|
everything | şeyi |
a | bir |
me | bana |
EN Looking for something else? Hostinger has a plan for everyone and everything. Start today and enjoy unbeatable pricing, unmatched flexibility, and unlimited potential.
TR Başka bir şey mi arıyorsunuz? Hostinger'ın herkes ve her şey için bir planı vardır. Rakipsiz fiyatlandırma, eşsiz esneklik ve sınırsız potansiyel.
inglês | turco |
---|---|
else | başka |
pricing | fiyatlandırma |
flexibility | esneklik |
unlimited | sınırsız |
potential | potansiyel |
looking for | arıyorsunuz |
and | ve |
something | bir şey |
plan | planı |
a | bir |
for | için |
EN An astronaut on board the space station must be able to do everything: make coffee, do the washing, set up experiments, carry out extra-vehicular activities, conduct interviews – simply everything.
TR Bir uzay istayonundaki astronot ise her şeyi becerebilmek zorundadır: kahve yapabilmeli, çamaşır yıkayabilmeli, deneyleri düzenleyebilmeli, dış gövdedeki işleri uygulayabilmeli, röportajlar yapabilmeli; kısacası her şeyi yapabilmelidir.
inglês | turco |
---|---|
space | uzay |
coffee | kahve |
interviews | röportajlar |
the | ise |
out | dış |
to | şeyi |
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN “[Maya] was very cohesive. I understood precisely how to build everything and where everything was.”
TR "[Maya] çok tutarlıydı. Her şeyi nasıl yapacağımı ve her şeyin nerede olduğunu tam olarak anladım."
EN The fastest way to share someone else’s Tweet with your followers is with a Retweet. Tap the icon to send it instantly.
TR Bir başkasının Tweetini takipçilerinle paylaşmanın en hızlı yolu Retweetlemektir. Simgeye dokun ve anında gönder.
inglês | turco |
---|---|
way | yolu |
share | paylaş |
your | ve |
send | gönder |
instantly | anında |
fastest | hızlı |
a | bir |
EN Rating a report from a reviewer with a similar name as ours more highly than someone else?s
TR Adı bizimkine benzeyen bir hakemin çalışmasına başka birinin çalışmasından daha yüksek puan vermek
inglês | turco |
---|---|
name | adı |
more | daha |
else | başka |
a | bir |
EN This domain report shows you which keywords a domain utilizes, how these keywords are distributed, and who else uses them in terms of organic traffic
TR Bu alan adı raporu, alan adının hangi anahtar kelimeyi kullandığını, bu anahtar kelimelerin nasıl dağıtıldığını ve organik trafik terimleri açısından başka kimin bunları kullandığını gösterir
inglês | turco |
---|---|
report | raporu |
shows | gösterir |
a | a |
else | başka |
terms | terimleri |
organic | organik |
traffic | trafik |
in terms of | açısından |
keywords | anahtar |
who | kimin |
in | da |
domain | alan adı |
and | ve |
this | bu |
how | nasıl |
EN No one else had Madlib — Untitled as their top track this week. zeldman is one of a kind!
TR Başka hiç kimse bu hafta Madlib — Untitled en sevdiği parça olarak dinlemedi. zeldman tek ve özel!
EN No one else had Ministry — [silence] as their top track this month. zeldman is one of a kind!
TR Başka hiç kimse bu ay Ministry — [silence] en sevdiği parça olarak dinlemedi. zeldman tek ve özel!
EN No one else had Rhys Langston — Master Fader on Speed Dial as their top track this year. zeldman is one of a kind!
TR Başka hiç kimse bu yıl Rhys Langston — Master Fader on Speed Dial en sevdiği parça olarak dinlemedi. zeldman tek ve özel!
EN The display of trademarks, trade names or service marks on pages at this Website does not imply that a license of any kind has been granted to anyone else.
TR Ticari markaların, ticari adların veya hizmet işaretlerinin bu internet sitesinin sayfalarında görünmesi herhangi birine herhangi bir tür lisans verildiği anlamına gelmez.
inglês | turco |
---|---|
trade | ticari |
names | adları |
license | lisans |
service | hizmet |
this | bu |
at | nda |
website | internet |
to | anlamına |
trademarks | markalar |
or | veya |
a | bir |
any | herhangi |
pages | sayfalar |
EN Thank you again for your help! I am happy to write a testimonial if you need one- no one else has been able to repair this!!
TR Yardımınız için tekrar teşekkürler! İhtiyacınız olursa bir referans yazmaktan mutluluk duyuyorum - başka kimse bunu tamir edemedi !!
inglês | turco |
---|---|
again | tekrar |
else | başka |
repair | tamir |
help | yardım |
a | bir |
if | olursa |
you | in |
EN Let someone else in your organization need to add/remove users, view account invoices, and update the account billing information.
TR Kuruluşunuzdaki başka birinin kullanıcı ekleme/kaldırması, hesap faturalarını görüntülemesi ve hesap fatura bilgilerini güncellemesi gerekmesine izin verin.
inglês | turco |
---|---|
organization | kuruluş |
account | hesap |
billing | fatura |
information | bilgilerini |
users | kullanıcı |
the | başka |
and | ve |
to add | ekleme |
EN Please fill out the form and ask your questions in the 'Anything else we should know?' field. Our Enterprise team will respond to you quickly.
TR Lütfen formu doldurun ve sorularınızı 'Bilmemiz gereken başka bir şey var mı? ' alanı. Enterprise ekibimiz size hızlı bir şekilde yanıt verecektir.
inglês | turco |
---|---|
fill | doldurun |
should | gereken |
respond | yanıt |
enterprise | enterprise |
form | formu |
questions | sorular |
please | lütfen |
field | alan |
and | ve |
the | başka |
Mostrando 50 de 50 traduções