EN We will make the investments we planned and expand our efforts to strengthen our global presence
EN We will make the investments we planned and expand our efforts to strengthen our global presence
TR Planladığımız yatırımları devreye alacak, bir yandan global arenadaki varlığımızı güçlendirme yönündeki çalışmalarımızın kapsamını genişleteceğiz
inglês | turco |
---|---|
global | global |
EN After selling its shares in Hyundai Assan Otomotiv, Kibar Holding sold Assan Foods as well and focused on giant investments. Ali Kibar said, "We are not abandoning the industrial sector. In fact, we are going to scale up our investments."
TR Hyundai Assan Otomotiv'deki hisse satışının ardından, Assan Foods'uda satan Kibar Holding dev yatırımlara odaklandı. Ali Kibar "Sanayicilikten çekilmiyoruz, aksine daha ölçekli yatırımlar yapacağız" dedi.
inglês | turco |
---|---|
hyundai | hyundai |
assan | assan |
kibar | kibar |
ali | ali |
holding | holding |
to | ardından |
the | daha |
EN Our investments in leadership and technical competencies – from recruitment to retirement – are therefore investments in the success of our business because they support productive careers with us.
TR Liderlik yetkinliği ve teknik yetkinliğe yaptığımız yatırımlar (işe alımdan emekliliğe kadar), işimizin başarısına yaptığımız yatırımlardır, çünkü bu yatırımlar bizimle birlikte verimli kariyerleri destekler.
inglês | turco |
---|---|
leadership | liderlik |
technical | teknik |
with us | bizimle |
productive | verimli |
support | destekler |
and | ve |
because | çünkü |
EN Due to the fact that Tetrastoon is not large enough to accommodate the commercial potential of the city, a hall, basilica planned, was made immediately to the south of the Tetrastoon between the east-west streets
TR Tetrastoon kentin ticari potansiyelini karşılayacak boyutta olmadığı için, hemen güneyine Tetrastoon ile doğu-batı caddesi arasına bazilika planlı bir salon yapıldı
inglês | turco |
---|---|
commercial | ticari |
potential | potansiyelini |
city | kentin |
immediately | hemen |
not | olmadığı |
of | in |
a | bir |
EN The average price for a user’s click on an ad. See potential prices for your planned PPC campaign.
TR Bir kullanıcının bir reklamı tıklaması için ortalama fiyat. Planladığınız PPC kampanyanız için potansiyel fiyatları görün.
inglês | turco |
---|---|
average | ortalama |
ad | reklam |
potential | potansiyel |
ppc | ppc |
users | kullanıcı |
see | görün |
prices | fiyatları |
price | fiyat |
for | için |
a | bir |
EN Business plan templates help give a clear vision of what lies ahead. They help you get things organized, planned out, and help you check off items from your to-do list more efficiently.
TR Sizin için hazırladığımız iş planı şablonları organizasyon ve planlama yapmanızı kolaylaştırır ve daha verimli bir çalışma gerçekleştirmenizi sağlar.
inglês | turco |
---|---|
efficiently | verimli |
templates | şablonları |
plan | planı |
help | sağlar |
business | çalışma |
of | in |
and | ve |
off | bir |
give | için |
EN With Journavel, we tell you about the planned trip and share our travel tips
TR Journavel ile gezmeyi sevenlere planlı gezmeyi anlatıyor, seyahat ile ilgili ipuçlarımızı paylaşıyoruz
inglês | turco |
---|---|
travel | seyahat |
tips | ipuçları |
about | ilgili |
EN Get to know when keywords are ranked by URLs other than those that you planned
TR Anahtar kelimelerin başta planladığınız URL'lerden farklı şekilde sıralanıp sıralanmadığını tespit edin.
inglês | turco |
---|---|
get | edin |
keywords | anahtar |
that | şekilde |
you | kelimelerin |
EN The red link icons will show you which keywords have a ranked URL other than what you planned
TR Kırmızı bağlantı simgeleri, hangi anahtar kelimelerin planladığınızdan farklı bir sıralanmış URL'ye sahip olduğunu size gösterecektir
inglês | turco |
---|---|
icons | simgeleri |
keywords | anahtar |
link | bağlantı |
red | kırmızı |
a | bir |
you | kelimelerin |
the | size |
EN Algorand will continue to build upon its protocol with several planned advancements:
TR Algorand planlı birkaç geliştirme ile protokolü üzerine inşa etmeye devam edecek:
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
build | inşa |
will | edecek |
to | etmeye |
protocol | protokolü |
EN On Redis 5.0.5 onwards, auto-failover enabled clusters provide online configuration changes for all planned operations
TR Redis 5.0.5’den sonraki sürümlerde, otomatik yük devretme özellikli düğümler, tüm planlanmış işlemler için çevrimiçi yapılandırma değişiklikleri sağlar
inglês | turco |
---|---|
provide | sağlar |
configuration | yapılandırma |
changes | değişiklikleri |
redis | redis |
online | çevrimiçi |
all | tüm |
EN ASPİLSAN Energy Lithium Ion Cell Production Facility, which will have a closed area of 24 thousand square meters in Kayseri Mimarsinan Organized Industrial Zone, is planned to be completed this year.
TR Kayseri Mimarsinan Organize Sanayi Bölgesi’nde 24 bin metrekare kapalı alana sahip olacak ASPİLSAN Enerji Lityum İyon Pil Üretim Tesisi’nin bu yıl tamamlanması hedefleniyor.
inglês | turco |
---|---|
energy | enerji |
lithium | lityum |
area | bölgesinde |
kayseri | kayseri |
organized | organize |
industrial | sanayi |
year | yıl |
closed | kapalı |
this | bu |
to | sahip |
will | olacak |
EN To ensure that all activities implemented within the scope of the project are planned and implemented in accordance with the LKD Gender Equality Policy.
TR Proje kapsamında uygulanan tüm faaliyetler LKD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikasına uygun olarak planlanıp, uygulanmasını sağlamak.
inglês | turco |
---|---|
gender | cinsiyet |
policy | politikası |
activities | faaliyetler |
project | proje |
with | uygun |
to | sağlamak |
all | tüm |
scope | kapsamında |
accordance | olarak |
EN International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) Partners Survey: Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia | STGM
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları Araştırması: Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması | STGM
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
central | orta |
stgm | stgm |
international | uluslararası |
network | ağı |
partners | ortakları |
EN You can download the Turkish translation of the research conducted by the Partners of the International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) on Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia, below
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları'nın Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması üzerine yaptığı araştırmanın Türkçe çevirisini aşağıdan indirebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
network | ağı |
central | orta |
international | uluslararası |
turkish | türk |
and | ve |
on | üzerine |
you can download | indirebilirsiniz |
EN We planned the trainings that will accompany the digitalization process of organizations based on the organizations' differing need and information levels.
TR Sivil toplum örgütlerinin dijitalleşme sürecine eşlik edecek olan eğitimleri ise örgütlerin farklı ihtiyaç ve bilgi düzeylerine göre planlandık.
inglês | turco |
---|---|
process | sürecine |
organizations | örgütlerinin |
need | ihtiyaç |
and | ve |
information | bilgi |
will | edecek |
the | ise |
EN 10.7. Facilitate orderly, safe, regular and responsible migration and mobility of people, including through the implementation of planned and well-managed migration policies
TR 10.7. Planlı ve iyi yönetilen göç politikalarının uygulanmasıyla insanların sistemli, güvenli, düzenli ve sorumlu göçlerinin ve yer değiştirmelerinin kolaylaştırılması
inglês | turco |
---|---|
regular | düzenli |
and | ve |
responsible | sorumlu |
migration | göç |
implementation | uygulanması |
policies | politikalar |
well | iyi |
managed | yönetilen |
safe | güvenli |
of | yer |
people | insanlar |
including | de |
EN For Technology and Electronics, it's key that products reach their destination on time and as planned as missing a season can deem the products near obsolete
TR Teknoloji ve Elektronik konusunda, bir sezonun kaçırılması ürünlerin neredeyse ıskartaya çıkarılması anlamına gelebileceğinden, ürünlerin varış noktasına zamanında ve planlanan şekilde ulaşması son derece önemlidir
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
electronics | elektronik |
time | zaman |
near | neredeyse |
on time | zamanında |
products | ürünlerin |
and | ve |
a | bir |
the | şekilde |
EN Investigation of Attitudes and Behaviors towards Covid 19 with Theory of Planned Behavior
TR COVID-19’a Yönelik Tutum ve Davranışların Planlı Davranış Teorisiyle Araştırılması
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
covid | covid |
behavior | davranış |
of | yönelik |
EN Due to the fact that Tetrastoon is not large enough to accommodate the commercial potential of the city, a hall, basilica planned, was made immediately to the south of the Tetrastoon between the east-west streets
TR Tetrastoon kentin ticari potansiyelini karşılayacak boyutta olmadığı için, hemen güneyine Tetrastoon ile doğu-batı caddesi arasına bazilika planlı bir salon yapıldı
inglês | turco |
---|---|
commercial | ticari |
potential | potansiyelini |
city | kentin |
immediately | hemen |
not | olmadığı |
of | in |
a | bir |
EN With Journavel, we tell you about the planned trip and share our travel tips
TR Journavel ile gezmeyi sevenlere planlı gezmeyi anlatıyor, seyahat ile ilgili ipuçlarımızı paylaşıyoruz
inglês | turco |
---|---|
travel | seyahat |
tips | ipuçları |
about | ilgili |
EN Get to know when keywords are ranked by URLs other than those that you planned
TR Anahtar kelimelerin başta planladığınız URL'lerden farklı şekilde sıralanıp sıralanmadığını tespit edin.
inglês | turco |
---|---|
get | edin |
keywords | anahtar |
that | şekilde |
you | kelimelerin |
EN The red link icons will show you which keywords have a ranked URL other than what you planned
TR Kırmızı bağlantı simgeleri, hangi anahtar kelimelerin planladığınızdan farklı bir sıralanmış URL'ye sahip olduğunu size gösterecektir
inglês | turco |
---|---|
icons | simgeleri |
keywords | anahtar |
link | bağlantı |
red | kırmızı |
a | bir |
you | kelimelerin |
the | size |
EN For the Moxy Osaka Honmachi, Wise Labo planned the interior design
TR Wise Labo, Moxy Osaka Honmachi için iç mekan tasarımını planladı
inglês | turco |
---|---|
osaka | osaka |
wise | wise |
moxy | moxy |
interior | iç |
for | için |
EN "We walked around the hotel and carefully planned what sort of experience guests who spent a day here would want to have and considered what needed to be done to bring this about,” Sakairi says
TR Sakairi, "Oteli gezdik ve bir gününü burada geçiren misafirlerin ne tür bir deneyim yaşamak isteyeceğini ve bunu ortaya çıkarmak için ne yapılması gerektiğini dikkatlice planladık" diyor
inglês | turco |
---|---|
hotel | oteli |
experience | deneyim |
carefully | dikkatlice |
says | diyor |
and | ve |
what | ne |
be | tür |
a | bir |
to | için |
EN International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) Partners Survey: Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia | STGM
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları Araştırması: Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması | STGM
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
central | orta |
stgm | stgm |
international | uluslararası |
network | ağı |
partners | ortakları |
EN You can download the Turkish translation of the research conducted by the Partners of the International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) on Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia, below
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları'nın Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması üzerine yaptığı araştırmanın Türkçe çevirisini aşağıdan indirebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
network | ağı |
central | orta |
international | uluslararası |
turkish | türk |
and | ve |
on | üzerine |
you can download | indirebilirsiniz |
EN On Redis 5.0.5 onwards, auto-failover enabled clusters provide online configuration changes for all planned operations
TR Redis 5.0.5’den sonraki sürümlerde, otomatik yük devretme özellikli düğümler, tüm planlanmış işlemler için çevrimiçi yapılandırma değişiklikleri sağlar
inglês | turco |
---|---|
provide | sağlar |
configuration | yapılandırma |
changes | değişiklikleri |
redis | redis |
online | çevrimiçi |
all | tüm |
EN Periodic Inspection: The systems are ensured to be active at all times through the performance of the necessary inspection and planned maintenance at intervals determined specifically for each product.
TR Periyodik Kontroller: Ürün özelinde belirlenen periyotlarda gerekli kontrollerive planlı bakımlar yapılarak sistemlerin her an aktif olması sağlanır.
inglês | turco |
---|---|
active | aktif |
necessary | gerekli |
to be | olması |
to | her |
EN Musk sells $4b worth of Tesla shares, "no further sales planned"
TR Skoda, yeni CEO'sunu açıkladı
EN The burden on the Federal Office for Migration and Refugees is to be reduced so that asylum procedures can be speeded up. It is also planned to digitalise and accelerate the issuing of visas.
TR Sığınma davalarının hızlandırılabilmesi için Federal Göç ve Mülteciler Dairesi‘nin işlerinin hafifletilmesi öngörülüyor. Vizelerin de dijitalleşmesi ve hızlandırılması planlanıyor. (dpa / DW ile birlikte )
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
refugees | mülteciler |
migration | göç |
and | ve |
of | in |
EN However, if the trends of low oil prices and higher growth continue, Germany will only be able to reduce its emissions by 30% instead of 40% as planned.
TR Düşük petrol fiyatları ve daha hızlı büyüme eğilimleri devam edecek olursa, Almanya 2020’ye kadar emisyonlarını planlandığı gibi yüzde 40 oranında değil, ancak yüzde 30 oranında azaltabilecek.
inglês | turco |
---|---|
trends | eğilimleri |
low | düşük |
oil | petrol |
growth | büyüme |
prices | fiyatları |
germany | almanya |
will | edecek |
if | olursa |
and | ve |
continue | devam |
emissions | emisyonlarını |
EN Whether at construction sites or in a bakeries, there is a lack of skilled workers in the craft trades. Does the planned immigration law help? Here is what the President of the Central Association of German Skilled Crafts has to say.
TR İnşaattan fırıncılığa – nitelikli emeğe dayalı sektörde eleman sıkıntısı büyük. Uzman Eleman Göçü Yasası bu soruna çözüm sunuyor mu? İşte zanaatkarlar odası başkanının cevabı.
inglês | turco |
---|---|
a | a |
to | e |
president | başkan |
of | nın |
has | bu |
EN What is planned for this jubilee year?
TR Onuncu yıl dönümünde neler planlandı?
inglês | turco |
---|---|
year | yıl |
what | neler |
EN International demonstrations are planned – for example, in all big cities on 24 May in the run-up to the European elections and a three-country demo in Aachen on 21 June
TR 24 Mayıs’ta, Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde, bütün büyük kentlerde uluslararası gösteriler ve 21 Haziran’da Aachen kentinde, üç ülkeden insanların katılacağı bir gösteri planlandı
inglês | turco |
---|---|
european | avrupa |
international | uluslararası |
and | ve |
big | büyük |
all | bütün |
a | bir |
EN Further centres are planned for children's and young people's health and for mental health.
TR Ayrıca çocuk ve genç sağlığı ve ruhsal hastalıklara yönelik iki yeni merkezin daha kurulması planlanıyor.
inglês | turco |
---|---|
health | sağlığı |
young | genç |
and | ve |
for | yönelik |
are | daha |
further | ayrıca |
EN The European Union wants to re-adjust the admittance and distribution of refugees. What is planned? Four questions and answers.
TR Avrupa Birliği mülteci kabulü ve dağıtımını yeni baştan düzenlemek istiyor. Planlanan ne? Dört soru ve yanıtları.
inglês | turco |
---|---|
union | birliği |
wants | istiyor |
distribution | dağıtım |
refugees | mülteci |
questions | soru |
re | yeni |
and | ve |
what | ne |
answers | yanıtları |
european | avrupa |
EN Two types of facilities are planned: inside and outside the EU
TR İki ayrı tür tesis planlandı: AB sınırları içinde ve dışında
inglês | turco |
---|---|
types | tür |
of | ın |
and | ve |
eu | ab |
inside | iç |
outside | dışında |
EN It was originally planned to hold meetings of ministers during the German Presidency in different cities in Germany
TR Aslında Almanya’nın dönem başkanlığı sırasında çeşitli Alman kentlerinde bakanlar kurulu toplantıları yapılması öngörülmüştü
inglês | turco |
---|---|
to | e |
of | ın |
different | çeşitli |
meetings | toplantıları |
during | sırasında |
EN A service partner will oversee different projects to ensure your go-live date goes as planned, so that you can achieve targeted return on investment (ROI).
TR Bir servis iş ortağı, hedeflenen yatırım getirisi (ROI) elde edebilmeniz için faaliyete geçme tarihinizin planlandığı gibi gitmesini sağlamak üzere farklı projeleri denetleyecektir.
inglês | turco |
---|---|
service | servis |
projects | projeleri |
targeted | hedeflenen |
investment | yatırım |
partner | ortağı |
to | sağlamak |
will | elde |
as | gibi |
different | farklı |
EN For the Moxy Osaka Honmachi, Wise Labo planned the interior design
TR Wise Labo, Moxy Osaka Honmachi için iç mekan tasarımını planladı
inglês | turco |
---|---|
osaka | osaka |
wise | wise |
moxy | moxy |
interior | iç |
for | için |
EN "We walked around the hotel and carefully planned what sort of experience guests who spent a day here would want to have and considered what needed to be done to bring this about,” Sakairi says
TR Sakairi, "Oteli gezdik ve bir gününü burada geçiren misafirlerin ne tür bir deneyim yaşamak isteyeceğini ve bunu ortaya çıkarmak için ne yapılması gerektiğini dikkatlice planladık" diyor
inglês | turco |
---|---|
hotel | oteli |
experience | deneyim |
carefully | dikkatlice |
says | diyor |
and | ve |
what | ne |
be | tür |
a | bir |
to | için |
EN Manage all deadlines & milestones of planned campaigns & creative assets.
TR Planlanan kampanyaların ve yaratıcı varlıkların tüm teslim tarihlerini ve kilometre taşlarını yönetin.
inglês | turco |
---|---|
manage | yönetin |
all | tüm |
of | ın |
creative | yaratıcı |
campaigns | kampanyalar |
assets | varlıklar |
EN Set dependencies & planned vs. actual deadlines for your marketing projects.
TR Pazarlama projeleriniz için bağımlılıkları ve teslim tarihlerini belirleyin.
inglês | turco |
---|---|
your | ve |
marketing | pazarlama |
for | için |
EN See potential prices for your planned PPC campaign. Find the average price for a user’s click on an ad.
TR Planladığınız PPC kampanyanız için potansiyel fiyatları görün. Bir kullanıcının bir reklamı tıklaması için gereken ortalama fiyatı bulun.
inglês | turco |
---|---|
potential | potansiyel |
ppc | ppc |
find | bulun |
average | ortalama |
ad | reklam |
see | görün |
prices | fiyatları |
users | kullanıcı |
for | için |
a | bir |
EN Because we thought that there is no such thing as difficult, it would take impossible time and we gave the necessary time and made all our investments for this purpose
TR Çünkü zor diye bir şey yoktur, imkânsız zaman alır diye düşündük ve hem gereken zamanı verdik hem de tüm yatırımımızı bu amaçla gerçekleştirdik
inglês | turco |
---|---|
difficult | zor |
time | zaman |
purpose | amaç |
because | Çünkü |
this | bu |
all | tüm |
and | ve |
no | yoktur |
the | bir |
EN UK funding rounds: Ambitious early-stage tech startups that got investments in Feb 2021
TR Birleşik Krallık fonlama aşamaları: Şubat 2021'de yatırım alan, teknoloji alanında faaliyet gösteren azimli yeni girişim şirketleri
inglês | turco |
---|---|
tech | teknoloji |
in | alan |
EN All investors and entrepreneurs looking for new investments
TR Tüm yatırımcı ve yeni yatırım arayan girişimcilerin
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
new | yeni |
all | tüm |
EN AWS helps to reduce costs by providing solutions optimized for specific applications, and without the need for large capital investments
TR AWS, belirli uygulamalar için optimize edilmiş ve büyük sermaye yatırımları gerektirmeyen çözümler tedarik ederek maliyetlerin azaltılmasına yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
helps | yardımcı olur |
optimized | optimize |
applications | uygulamalar |
solutions | çözümler |
and | ve |
capital | sermaye |
large | büyük |
the | ederek |
EN Long experience in business has shaped the investments and development through the years building up the foundry of complex parts ready to deliver in short lead times and high quality.
TR Pik, Sfero ve Çelik üretiminde 75 yıllık tecrübemiz ile farklı sektörlerin özel taleplerinde uzmanlaşmış ve yüksek kapasitesi ile doğru zamanlama ve yüksek kalite hedefini ana felsefesi olarak belirlemiştir.
inglês | turco |
---|---|
high | yüksek |
quality | kalite |
and | ve |
years | yıllık |
to | doğru |
the | özel |
Mostrando 50 de 50 traduções