EN Toyota is the global market leader in sales of hybrid electric vehicles, and one of the largest companies to encourage the mass-market adoption of hybrid vehicles across the globe
EN Toyota is the global market leader in sales of hybrid electric vehicles, and one of the largest companies to encourage the mass-market adoption of hybrid vehicles across the globe
TR Toyota, hibrid elektrikli araç satışında küresel pazar lideridir ve hibrid araçların dünya çapında kitlesel pazarda benimsenmesini teşvik eden en büyük şirketlerden biridir
inglês | turco |
---|---|
toyota | toyota |
market | pazar |
of | ın |
electric | elektrikli |
vehicles | araçlar |
encourage | teşvik |
the | araç |
global | küresel |
and | ve |
globe | dünya |
EN All you have to do is work the accelerator and brake pedals.
TR Tek yapmanız gereken gaz pedalını ve fren pedallarını çalıştırmak.
inglês | turco |
---|---|
have | gereken |
to do | yapmanız |
and | ve |
to | tek |
EN The Active Cruise Control system adapts the van?s speed to the speed of the vehicle in front of it. This automatic system can reduce the speed to 20 km/h by acting solely on the accelerator.
TR Aktif Kruiz Kontrol sistemi, minibüsün hızını aracın önündeki hızına uyarlar. Bu otomatik sistem, yalnızca gaz pedalına ederek hızı 20 km / saate indirebilir.
inglês | turco |
---|---|
active | aktif |
control | kontrol |
s | s |
automatic | otomatik |
km | km |
this | bu |
speed | hız |
the | yalnızca |
EN "In certain conditions while in fail-safe mode, the vehicle may accelerate after the accelerator pedal is released."
TR Gaz pedalı bırakıldıktan sonra hızlanma sürebiliyor.
inglês | turco |
---|---|
the | sonra |
EN "In certain conditions while in fail-safe mode, the vehicle may accelerate after the accelerator pedal is released."
TR Pek çok model, yangın tehlikesi ile karşı karşıya.
inglês | turco |
---|---|
in | karşı |
the | ile |
EN All you have to do is work the accelerator and brake pedals.
TR Tek yapmanız gereken gaz pedalını ve fren pedallarını çalıştırmak.
inglês | turco |
---|---|
have | gereken |
to do | yapmanız |
and | ve |
to | tek |
EN The Active Cruise Control system adapts the van?s speed to the speed of the vehicle in front of it. This automatic system can reduce the speed to 20 km/h by acting solely on the accelerator.
TR Aktif Kruiz Kontrol sistemi, minibüsün hızını aracın önündeki hızına uyarlar. Bu otomatik sistem, yalnızca gaz pedalına ederek hızı 20 km / saate indirebilir.
inglês | turco |
---|---|
active | aktif |
control | kontrol |
s | s |
automatic | otomatik |
km | km |
this | bu |
speed | hız |
the | yalnızca |
EN All you have to do is work the accelerator and brake pedals.
TR Tek yapmanız gereken gaz pedalını ve fren pedallarını çalıştırmak.
inglês | turco |
---|---|
have | gereken |
to do | yapmanız |
and | ve |
to | tek |
EN The Active Cruise Control system adapts the van?s speed to the speed of the vehicle in front of it. This automatic system can reduce the speed to 20 km/h by acting solely on the accelerator.
TR Aktif Kruiz Kontrol sistemi, minibüsün hızını aracın önündeki hızına uyarlar. Bu otomatik sistem, yalnızca gaz pedalına ederek hızı 20 km / saate indirebilir.
inglês | turco |
---|---|
active | aktif |
control | kontrol |
s | s |
automatic | otomatik |
km | km |
this | bu |
speed | hız |
the | yalnızca |
EN The UN World Food Programme’s “Innovation Accelerator” in Munich is committed to combating hunger. Can start-ups solve global problems?
TR BM Dünya Gıda Programı’nın Münih’teki kuruluşu „Innovation Accelerator“, açlığa karşı mücadele etmek istiyor. Küresel sorunları startup’lar çözebilir mi?
EN Covax is one of the four pillars of the ACT Accelerator (Access to Covid-19 Tools), which was founded in April 2020 to combat the pandemic worldwide
TR Covax, pandemiyle küresel düzeyde mücadele amacıyla 2020 Nisanında hayata geçirilen KOVID-19 Araçlarına Erişim Hızlandırıcısı’nın (ACT Accelerator) dört sütunundan biri
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
april | nisan |
combat | mücadele |
covax | covax |
tools | araçları |
EN COVAX is part of the Access to COVID-19 Tools Accelerator, an initiative that also improves worldwide access to medicines and diagnostics
TR COVAX, dünya genelinde ilaçlara ve teşhis sistemlerine erişimi iyileştirmeyi amaçlayan bir diğer oluşum olan Access to Covid-19 Tools Accelerators’un da bir parçası
inglês | turco |
---|---|
covax | covax |
worldwide | dünya |
and | ve |
is | olan |
EN “The EU is an accelerator for good ideas. This will put Europe’s tech industry at the forefront.”
TR “AB iyi fikirler için bir katalizör rolü oynuyor. Bu itki, Avrupa’nın teknoloji sektörünü zirveye taşıyacak.“
EN New From Zoom: Spring Forward with Zoom Whiteboard, Gesture Recognition, Zoom Revenue Accelerator, and More!
TR Yeni Yılda Yeni Özellikler: Varsayılan Tercüme, Bekleme Odasına Video Ekleme ve Daha Fazlası!
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
and | ve |
more | fazlası |
with | daha |
EN Enforce consistent role-based access controls across all SaaS and self-hosted applications -- cloud, hybrid, or on-premises.
TR Bulut, hibrit veya şirket içi tüm SaaS ve kendi kendine barındırılan uygulamalarda tutarlı rol tabanlı erişim denetimleri uygulayın.
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
controls | denetimleri |
saas | saas |
applications | uygulamalarda |
cloud | bulut |
hybrid | hibrit |
consistent | tutarlı |
role | rol |
based | tabanlı |
all | tüm |
or | veya |
and | ve |
self | kendine |
on | kendi |
EN These sit alongside more than 1900 hybrid journals that already offer the option to publish open access.
TR Bunlar zaten açık erişimli yayınlama seçeneği sunan 1900'den fazla hibrit derginin haricinde yer almaktadır.
inglês | turco |
---|---|
hybrid | hibrit |
offer | sunan |
option | seçeneği |
publish | yayınlama |
open | açık |
access | erişimli |
more | fazla |
EN Is Elsevier launching mirror journals because hybrid journal double dip?
TR Elsevier ayna dergileri hibrit dergilerden iki kez ücret almak için mi hayata geçiriyor?
inglês | turco |
---|---|
mirror | ayna |
because | için |
hybrid | hibrit |
double | iki |
elsevier | elsevier |
is | almak |
EN There are two types of original journals to the open access mirror journal: subscription and hybrid journals
TR Açık erişimli ayna dergi kapsamında iki çeşit orijinal dergi vardır: aboneliğe dayalı ve hibrit dergiler
inglês | turco |
---|---|
original | orijinal |
open | açık |
access | erişimli |
mirror | ayna |
hybrid | hibrit |
and | ve |
journal | dergi |
journals | dergiler |
to | e |
EN If the original journal is a hybrid journal, then it is possible to change the access model of the article from subscription to open access before 31st January of the following year
TR Orijinal dergi hibrit bir dergiyse, makalenin erişim modelini takip eden yılın 31 Ocak tarihinden önce aboneliğe dayalı erişimden açık erişime çevirebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
original | orijinal |
journal | dergi |
hybrid | hibrit |
model | modelini |
open | açık |
january | ocak |
year | yıl |
access | erişim |
to | e |
article | bir |
EN You might have submitted your article when the original journal was a hybrid title
TR Makalenizi orijinal dergi hibrit bir dergiyken göndermiş olabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
original | orijinal |
journal | dergi |
hybrid | hibrit |
article | bir |
EN Proof-of-Stake (PoS) is one such consensus mechanism that has several variations of its own, as well as some hybrid models
TR Proof of Stake (PoS) bu mutabakat mekanizmalarından biridir ve farklı çeşitlerde ve melez modellerde karşımıza çıkar
inglês | turco |
---|---|
consensus | mutabakat |
proof | proof |
is one | biridir |
has | bu |
own | ve |
EN Toyota investing $3.4 billion in US for hybrid battery production
TR Honda'dan yepyeni bir reklam var: "Kararlılığın Kökeni"
inglês | turco |
---|---|
us | var |
in | bir |
EN Android and iOS compatible, hybrid mobile applications, progressive web applications (PWA) suitable for your specific scenario
TR Özel senaryonuza uygun Android ve iOS uyumlu, hibrit mobil uygulamalar, ileri web uygulamaları (PWA)
inglês | turco |
---|---|
ios | ios |
compatible | uyumlu |
hybrid | hibrit |
web | web |
android | android |
mobile | mobil |
for | uygun |
and | ve |
EN ThunderCore utilizes a hybrid consensus mechanism, with a standard Ethereum blockchain (“slow path”) and an optimized “fast path”
TR ThunderCore standart Ethereum blockchaini (slow path) ve geliştirilmiş "fast path"tan oluşan melez bir mutabakat mekanizmasına sahiptir
inglês | turco |
---|---|
standard | standart |
ethereum | ethereum |
consensus | mutabakat |
and | ve |
a | bir |
EN Its hybrid PoW/PoS consensus system provides an additional layer of network security, while stakeholders control the budget and policies to help keep the currency adaptable.
TR Decred'ın sahip olduğu hibrid PoW/PoS mutabakat sistemi ekstra bir güvenlik katmanı sunarken, hissedarların bütçe kontrolünü ve idareyi elinde tutuyor olması bu para birimini daha uyarlanabilir hale getirir.
inglês | turco |
---|---|
consensus | mutabakat |
system | sistemi |
budget | bütçe |
adaptable | uyarlanabilir |
layer | katmanı |
security | güvenlik |
and | ve |
control | kontrol |
its | bu |
to | sahip |
EN Secure: Decred's unique hybrid PoW/PoS consensus mechanism is more than 20x more expensive to attack than PoW alone because it provides layered security
TR Güvenlik:Decred'in benzersiz hibrid PoW/PoS mutabakat mekanizmasına saldırmak yalnızca bir PoW'a saldırmaktan 20 kat daha masraflıdır çünkü hibrid sistemde katmanlı güvenlik bulunur
inglês | turco |
---|---|
consensus | mutabakat |
unique | benzersiz |
security | güvenlik |
because | çünkü |
EN Ethnic distribution of population: Black race 90.9%, East Indian 1.3%, white race 0.2%, Chinese 0.2%, hybrid 7.3%, other 0.1%
TR Nüfusun etnik dağılımı; Siyah ırk %90.9, Doğu Hindistanlı %1.3, beyaz ırk %0.2, Çinli %0.2, melez %7.3, diğer %0.1
inglês | turco |
---|---|
population | nüfusun |
east | doğu |
other | diğer |
white | beyaz |
black | siyah |
EN IoT Security Concerns - How Secure Is the Hybrid Workforce?
TR BULUT GÜVENLİĞİ ORTAK BİR SORUMLULUKTUR
EN Ali Kibar, the Chairman of the Executive Board of Kibar Holding, said that fossil-fuel-based vehicles will maintain their dominance in the market for 10-15 years more despite the global trend of hybrid and electric cars.
TR Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, dünyadaki hibrit ve elektrikli otomobil akımına rağmen, fosil yakıtlı araçların 10-15 yıl daha pazar hakimiyetini koruyacaklarını söyledi.
inglês | turco |
---|---|
ali | ali |
kibar | kibar |
of | ın |
years | yıl |
hybrid | hibrit |
electric | elektrikli |
holding | holding |
vehicles | araçlar |
market | pazar |
despite | rağmen |
board | kurulu |
and | ve |
cars | araç |
more | daha |
the | otomobil |
EN Purpose-built for medical labs and pharmacies, the DS9900 Series Hybrid Presentation Imager improves workflow efficiency and accuracy
TR Tıbbi laboratuvarlar ve eczaneler için özel olarak tasarlanan DS9900 Serisi Hibrit Sunum Görüntüleyici, iş akışı verimliliğini ve hatasızlığını artırır
inglês | turco |
---|---|
medical | tıbbi |
series | serisi |
hybrid | hibrit |
presentation | sunum |
efficiency | verimliliğini |
improves | artırır |
and | ve |
for | için |
the | özel |
EN This unique, hybrid device is part BLE receiver and 100% BLE beacon
TR Bu benzersiz hibrit cihaz BLE parçası ve %100 BLE parıldağı alır
inglês | turco |
---|---|
unique | benzersiz |
hybrid | hibrit |
device | cihaz |
part | parçası |
and | ve |
this | bu |
EN Moroğlu Arseven assists shareholders, issuers, underwriters and related parties regarding all aspects of equity, debt and hybrid instruments
TR Moroğlu Arseven, sermaye ve borç araçlarının ve karma araçların tüm yönlerine ilişkin pay sahiplerine, ihraççılara, sigortacılara ve ilişkili taraflara destek sağlar
inglês | turco |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
all | tüm |
and | ve |
of | nın |
EN Featuring revolutionary Sonic Pulse technology combined with an innovative, bacteria-resistant hybrid brush head, ISSA™ 3 is the most advanced and intuitive electric toothbrush out there. Brushing has never been so easy and effective!
TR Yenilikçi, bakterilere dayanıklı hibrit fırça başlığıyla devrim niteliğindeki Sonik Titreşim teknolojisine sahip ISSA™ 3, piyasadaki en gelişmiş elektrikli diş fırçası. Diş fırçalamak hiç bu kadar kolay ve etkili olmamıştı!
EN ISSA™ 2 Sensitive Set features a 100% medical-grade soft silicone brush head and was created for sensitive gums, making it impossible to overbrush or irritate. Hybrid brush head included.
TR ISSA™ 2 Hassas Set, %100 medikal sınıf yumuşak silikon fırça başlığına sahiptir ve hassas diş etleri için yaratılmıştır, bu da aşırı fırçalamayı veya tahrişi imkansız hale getirir. Hibrit fırça başlığı dahildir.
EN Proof-of-Stake (PoS) is one such consensus mechanism that has several variations of its own, as well as some hybrid models
TR Proof of Stake (PoS) bu mutabakat mekanizmalarından biridir ve farklı çeşitlerde ve melez modellerde karşımıza çıkar
inglês | turco |
---|---|
consensus | mutabakat |
proof | proof |
is one | biridir |
has | bu |
own | ve |
EN An Innovative Method Could be Used in Childbirth Education: Hybrid Simulation
TR Hemşirelik Eğitiminde Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Kullanımı: İki Farklı Tekniğin Karşılaştırılması
inglês | turco |
---|---|
in | altı |
EN These sit alongside more than 1900 hybrid journals that already offer the option to publish open access.
TR Bunlar zaten açık erişimli yayınlama seçeneği sunan 1900'den fazla hibrit derginin haricinde yer almaktadır.
inglês | turco |
---|---|
hybrid | hibrit |
offer | sunan |
option | seçeneği |
publish | yayınlama |
open | açık |
access | erişimli |
more | fazla |
EN Is Elsevier launching mirror journals because hybrid journal double dip?
TR Elsevier ayna dergileri hibrit dergilerden iki kez ücret almak için mi hayata geçiriyor?
inglês | turco |
---|---|
mirror | ayna |
because | için |
hybrid | hibrit |
double | iki |
elsevier | elsevier |
is | almak |
EN There are two types of original journals to the open access mirror journal: subscription and hybrid journals
TR Açık erişimli ayna dergi kapsamında iki çeşit orijinal dergi vardır: aboneliğe dayalı ve hibrit dergiler
inglês | turco |
---|---|
original | orijinal |
open | açık |
access | erişimli |
mirror | ayna |
hybrid | hibrit |
and | ve |
journal | dergi |
journals | dergiler |
to | e |
EN If the original journal is a hybrid journal, then it is possible to change the access model of the article from subscription to open access before 31st January of the following year
TR Orijinal dergi hibrit bir dergiyse, makalenin erişim modelini takip eden yılın 31 Ocak tarihinden önce aboneliğe dayalı erişimden açık erişime çevirebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
original | orijinal |
journal | dergi |
hybrid | hibrit |
model | modelini |
open | açık |
january | ocak |
year | yıl |
access | erişim |
to | e |
article | bir |
EN You might have submitted your article when the original journal was a hybrid title
TR Makalenizi orijinal dergi hibrit bir dergiyken göndermiş olabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
original | orijinal |
journal | dergi |
hybrid | hibrit |
article | bir |
EN Run AWS infrastructure and services on premises for a truly consistent hybrid experience
TR Gerçekten tutarlı bir hibrit deneyimi için AWS altyapısını ve hizmetlerini şirket içinde çalıştırın
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
truly | gerçekten |
hybrid | hibrit |
experience | deneyimi |
consistent | tutarlı |
and | ve |
run | çalıştırın |
infrastructure | altyapı |
for | için |
services | hizmetlerini |
EN Fully managed service that extends AWS infrastructure, AWS services, APIs, and tools to virtually any datacenter, co-location space, or on-premises facility for a truly consistent hybrid experience.
TR Tam olarak yönetilen ve AWS altyapısı, AWS hizmetleri, API'ler ile araçları gerçekten tutarlı bir hibrit deneyim için neredeyse tüm veri merkezlerini, ortak konum alanlarını veya yerinde tesisleri kapsayacak şekilde genişleten bir hizmettir.
inglês | turco |
---|---|
managed | yönetilen |
aws | aws |
virtually | neredeyse |
truly | gerçekten |
hybrid | hibrit |
experience | deneyim |
consistent | tutarlı |
co | ortak |
tools | araçları |
services | hizmetleri |
or | veya |
location | konum |
and | ve |
infrastructure | altyapı |
a | bir |
EN VMware Cloud on AWS enables organizations to optimize the costs of operating a consistent and seamless hybrid IT environment
TR VMware Cloud on AWS, sağladığı tutarlı ve sorunsuz bir hibrit BT ortamı sayesinde kuruluşların, maliyetlerini optimize etmesini sağlar
inglês | turco |
---|---|
vmware | vmware |
enables | sağlar |
optimize | optimize |
costs | maliyetlerini |
seamless | sorunsuz |
hybrid | hibrit |
consistent | tutarlı |
aws | aws |
and | ve |
environment | ortamı |
organizations | kuruluşlar |
to | etmesini |
a | bir |
cloud | cloud |
it | bt |
the | sayesinde |
EN There is no custom hardware to deploy in your on-premises environment nor need to modify applications to shift to a hybrid cloud model
TR Hibrit bulut modeline geçiş yapmak için yerinde ortamınızda dağıtılacak özel donanım ve uygulamaları değiştirme ihtiyacı yoktur
inglês | turco |
---|---|
hardware | donanım |
hybrid | hibrit |
cloud | bulut |
need | ihtiyacı |
your | ve |
in | da |
a | özel |
applications | uygulamalar |
no | yoktur |
environment | ortamı |
EN Johnson Winter & Slattery, a national law firm in Australia, successfully adopted a hybrid approach with VMware Cloud on AWS, and extended to AWS native services.
TR Avustralya'da yerel bir avukatlık bürosu olan Johnson Winter & Slattery VMware Cloud on AWS ile başarılı bir şekilde hibrit bir yaklaşımı benimsedi ve AWS yerel hizmetlerini kapsayacak şekilde genişletildi.
inglês | turco |
---|---|
national | yerel |
hybrid | hibrit |
vmware | vmware |
services | hizmetlerini |
successfully | başarılı |
aws | aws |
approach | yaklaşım |
and | ve |
cloud | cloud |
EN The result is a new hybrid cloud ready data center that delivers operational cost savings, strengthens disaster recovery (DR) and creates a platform for service innovation.
TR Sonuç, operasyonel maliyet tasarrufları sağlayan, olağanüstü durum kurtarmayı (DR) güçlendiren ve hizmet inovasyonu için bir platform oluşturan bir hibrit buluta hazır veri merkezidir.
inglês | turco |
---|---|
hybrid | hibrit |
cloud | buluta |
ready | hazır |
data | veri |
operational | operasyonel |
cost | maliyet |
result | sonuç |
and | ve |
platform | platform |
service | hizmet |
for | için |
a | bir |
EN Ideal for customers who are looking to build new/next-gen applications or implement a strategy to design hybrid applications.
TR Yeni/gelecek nesil uygulamalar oluşturmak veya hibrit uygulamalar tasarlamak için bir strateji uygulamak isteyen müşteriler için idealdir.
inglês | turco |
---|---|
ideal | idealdir |
customers | müşteriler |
new | yeni |
applications | uygulamalar |
implement | uygulamak |
strategy | strateji |
hybrid | hibrit |
or | veya |
next | nesil |
to design | tasarlamak |
a | bir |
EN Integrate security into your journey to hybrid multicloud
TR Hibrit çoklu bulut yolculuğunuza güvenliği entegre edin
inglês | turco |
---|---|
integrate | entegre |
hybrid | hibrit |
security | güvenliği |
EN 2023 Lexus RX lineup to get three hybrid powertrains - report
TR Bu iddialara göre BMW M4 CSL arkadan itişli olarak gelecek
inglês | turco |
---|---|
get | bu |
to | olarak |
Mostrando 50 de 50 traduções