EN Often our addictions are layered in with other traumas, fears, and troubled pasts
EN Often our addictions are layered in with other traumas, fears, and troubled pasts
TR Bağımlılıklarımız genellikle diğer travmalar, korkular ve sorunlu geçmişlerle katmanlanır
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
often | genellikle |
other | diğer |
and | ve |
EN Secure: Decred's unique hybrid PoW/PoS consensus mechanism is more than 20x more expensive to attack than PoW alone because it provides layered security
TR Güvenlik:Decred'in benzersiz hibrid PoW/PoS mutabakat mekanizmasına saldırmak yalnızca bir PoW'a saldırmaktan 20 kat daha masraflıdır çünkü hibrid sistemde katmanlı güvenlik bulunur
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
consensus | mutabakat |
unique | benzersiz |
security | güvenlik |
because | çünkü |
EN The layered format images responsive website templates provide your one page PSD template with better web design video assets for visual content
TR Katmanlı biçimli görüntülere duyarlı web sitesi şablonları, tek sayfalık PSD şablonunuza görsel içerik için daha iyi web tasarımı video varlıkları sağlar
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
provide | sağlar |
psd | psd |
assets | varlıklar |
content | içerik |
responsive | duyarlı |
video | video |
visual | görsel |
templates | şablonları |
better | daha iyi |
design | tasarım |
for | için |
images | görüntü |
EN You can learn how to create a layered image templates that can be applied to email templates to show top new files and content on the screen of the potential customers
TR Potansiyel müşterilerin ekranında en iyi yeni dosyaları ve içeriği göstermek için e-posta şablonlarına uygulanabilecek katmanlı görüntü şablonlarının nasıl oluşturulacağını öğrenebilirsiniz
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
new | yeni |
content | içeriği |
screen | ekran |
potential | potansiyel |
customers | müşterilerin |
image | görüntü |
posta | |
files | dosyaları |
top | en |
of | in |
show | göstermek |
how | nasıl |
EN There is no need in using independent web designers & developers if the creative agency collection with free website templates can set up a fully layered well organized web page design
TR Ücretsiz web sitesi şablonlarına sahip yaratıcı ajans koleksiyonu, tamamen katmanlı, iyi organize edilmiş bir web sayfası tasarımı oluşturabiliyorsa, bağımsız web tasarımcıları ve geliştiricileri kullanmaya gerek yoktur
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
need | gerek |
independent | bağımsız |
developers | geliştiricileri |
agency | ajans |
collection | koleksiyonu |
fully | tamamen |
well | iyi |
organized | organize |
creative | yaratıcı |
page | sayfası |
with | kullanmaya |
design | tasarım |
a | bir |
no | yoktur |
EN Template of real estate logo maker makes any text free HTML templates more accurate and quick layered well organized layers, which is crucial for web templates graphic assets.
TR Emlak logosu oluşturucu şablonu, herhangi bir metin içermeyen HTML şablonlarını daha doğru ve hızlı katmanlı, iyi organize edilmiş katmanlar yapar; bu, web şablonları grafik varlıkları için çok önemlidir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
maker | oluşturucu |
makes | yapar |
text | metin |
html | html |
organized | organize |
web | web |
graphic | grafik |
assets | varlıklar |
quick | hızlı |
logo | logosu |
template | şablonu |
and | ve |
templates | şablonları |
more | daha |
for | için |
well | iyi |
of | in |
any | herhangi |
accurate | doğru |
is | bir |
EN Team Design With Layered Images
TR Yetkin Deneyimli Çalışanlardan Oluşan Ekibimiz
EN Zebra Learning Services packages for Transportation use a layered approach comprised of online learning, instructor led learning and videos.
TR Taşımacılık için olan Zebra Öğrenme Hizmetleri paketleri, çevrimiçi öğrenme, eğitmen rehberliğinde öğrenme ve videolardan oluşan katmanlı bir yaklaşım kullanır.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
zebra | zebra |
packages | paketleri |
transportation | taşımacılık |
approach | yaklaşım |
comprised | oluşan |
online | çevrimiçi |
services | hizmetleri |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN Zebra Learning Services packages for Transportation use a layered approach comprised of online learning, instructor led learning and videos.
TR Taşımacılık için olan Zebra Öğrenme Hizmetleri paketleri, çevrimiçi öğrenme, eğitmen rehberliğinde öğrenme ve videolardan oluşan katmanlı bir yaklaşım kullanır.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
zebra | zebra |
packages | paketleri |
transportation | taşımacılık |
approach | yaklaşım |
comprised | oluşan |
online | çevrimiçi |
services | hizmetleri |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN Make inspecting large, complex, and layered parts simpler
TR Büyük, karmaşık ve katmanlı parçaların denetimini basitleştirin
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
large | büyük |
complex | karmaşık |
and | ve |
parts | parçalar |
EN Make inspecting large, complex, and layered parts simpler
TR Büyük, karmaşık ve katmanlı parçaların denetimini basitleştirin
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
large | büyük |
complex | karmaşık |
and | ve |
parts | parçalar |
EN Social media will look closely into your responsive accordion template user interface, so be sure to use free accordion CSS website templates similar to free simple similar jquery accordion or pure CSS horizontal accordion
TR Sosyal medya, duyarlı akordeon şablonu kullanıcı arayüzünüze yakından bakacaktır, bu nedenle ücretsiz basit benzer jquery akordeon veya saf CSS yatay akordeon benzeri ücretsiz akordeon CSS web sitesi şablonları kullandığınızdan emin olun
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
closely | yakından |
accordion | akordeon |
css | css |
similar | benzer |
simple | basit |
pure | saf |
horizontal | yatay |
responsive | duyarlı |
free | ücretsiz |
template | şablonu |
templates | şablonları |
user | kullanıcı |
or | veya |
social | sosyal |
media | medya |
interface | arayüz |
look | bu |
EN Rating a report from a reviewer with a similar name as ours more highly than someone else?s
TR Adı bizimkine benzeyen bir hakemin çalışmasına başka birinin çalışmasından daha yüksek puan vermek
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
name | adı |
more | daha |
else | başka |
a | bir |
EN You can also use "Parent topic" to see whether you can rank for your target keyword while targeting a more general topic, and for grouping similar keywords to target on the same page.
TR Daha genel bir konuyu hedefleyerek hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi görmek, ve aynı sayfada hedeflenecek benzer anahtar kelimeleri gruplandırmak için "Ana konu"yu da kullanabilirsiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
general | genel |
similar | benzer |
page | sayfada |
target | hedef |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
EN 4. What About Cookies and Similar Technologies?
TR 4. Ya Tanımlama Bilgileri ve Benzer Teknolojiler?
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
similar | benzer |
technologies | teknolojiler |
and | ve |
EN For more information, including the types of cookies and similar technologies found on Foursquare, please read our Cookie Policy.
TR Foursquare'de bulunan çerez türleri ve benzer teknolojiler dahil olmak üzere daha fazla bilgi için lütfen Çerez Politikamızı okuyun.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
types | türleri |
similar | benzer |
technologies | teknolojiler |
found | bulunan |
information | bilgi |
of | in |
including | dahil |
please | lütfen |
for | için |
cookie | çerez |
read | ve |
EN First, check out the recommended, similar domain names in your search results to see if one of those works
TR Öncelikle, arama sonuçlarındaki benzer alan adlarına göz atarak bunlardan birinin işine yarayıp yaramayacağına bak
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
names | adları |
works | iş |
similar | benzer |
search | arama |
check | göz |
domain | alan |
EN These artists are trending globally on Last.fm right nowClick one to explore the artist and their similar artists
TR Bu sanatçılar Last.fm'de şu anda global trendler oluşturuyorlarSanatçıyı ve benzer sanatçıları keşfetmek için bir tanesine tıkla
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
last | last |
similar | benzer |
these | bu |
artists | sanatçılar |
artist | sanatçı |
and | ve |
to | için |
the | anda |
EN People on Last.fm with similar music taste to legoktm.
TR Last.fm'de legoktm adlı kişininkine benzer bir müzik zevkine sahip olan kişiler.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
people | kişiler |
similar | benzer |
music | müzik |
last | last |
legoktm | legoktm |
to | sahip |
EN View tag, artist, similar artist, and track information.
TR Etiket, sanatçı, benzer sanatçı ve parça bilgisini görüntüle.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
view | görüntüle |
tag | etiket |
similar | benzer |
and | ve |
artist | sanatçı |
EN In the competitor’s section, we collect data and estimate website traffic on the domains of sites similar to yours
TR Rakip bölümünde, sizinkine benzer sitelerin etki alanlarında veri topluyor ve web sitesi trafiğini tahmin ediyoruz
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
data | veri |
estimate | tahmin |
traffic | trafiğini |
similar | benzer |
competitors | rakip |
section | bölüm |
and | ve |
sites | sitelerin |
EN Here you can find out who makes similar content and who gets visits from the same sources as you do
TR Burada kimlerin benzer içerikler yaptığını ve sizinle aynı kaynaklardan kimlerin ziyaret ettiğini öğrenebilirsiniz
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
similar | benzer |
visits | ziyaret |
sources | kaynaklardan |
who | kimlerin |
and | ve |
the | aynı |
here | burada |
EN Free tools allowing users to get information on similar sites in a few seconds.
TR Kullanıcıların birkaç saniye içinde benzer siteler hakkında bilgi edinmelerini sağlayan ücretsiz araçlar.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
similar | benzer |
sites | siteler |
seconds | saniye |
free | ücretsiz |
information | bilgi |
tools | araçlar |
users | kullanıcılar |
in | içinde |
a | birkaç |
EN It is quite similar to how someone would receive interest for holding money in a bank account or giving it to the bank to invest.
TR Bu durum birinin parasını banka hesabında tuttuğu için faiz kazanmasına ya da yatırım yapması amacıyla bankaya vermesine oldukça benzerlik gösterir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
quite | oldukça |
interest | faiz |
a | a |
in | da |
account | hesabı |
bank | banka |
invest | yatırım |
EN The Ethereum blockchain is similar to Bitcoin, but its programming language enables developers to write programmable code, called smart contracts
TR Ethereum blockchaini Bitcoin'e benzerdir fakat programlama dili, kullanıcıların akıllı kontratlar adındaki programlanabilir kodlar yazmasına olanak tanır
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
ethereum | ethereum |
programming | programlama |
language | dili |
smart | akıllı |
EN Binance Smart Chain uses a consensus mechanism that is similar to the proof-of-stake plans for Ethereum 2.0. This means it doesn’t rely on mining, and transactions are quicker than on other chains.
TR Binance Smart Chain, Ethereum 2.0 için proof-of-stake planlarına benzer bir fikir birliği mekanizması kullanır. Bu, madenciliğe dayanmadığı ve işlemlerin diğer zincirlerden daha hızlı olduğu anlamına gelir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
binance | binance |
uses | kullanır |
similar | benzer |
ethereum | ethereum |
transactions | işlemlerin |
other | diğer |
this | bu |
and | ve |
is | olduğu |
plans | planları |
a | bir |
EN Corendon Airlines do not allow Umbrellas or walking sticks or other similar items to be packed into your hold luggage, due to the possibility they could damage your own or others baggage.
TR Şemsiye ve baston gibi eşyalar kendi bagajına veya diğer bagajlara hasar verebileceğinden, Corendon Airlines bunların bagajda taşınmasına izin vermemektedir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
damage | hasar |
baggage | bagaj |
corendon | corendon |
airlines | airlines |
other | diğer |
or | veya |
your | ve |
to | e |
EN Juno® helps babies to adapt to their new environments as it is similar to a mother's womb.
TR Juno ana rahmine benzeyen tasarımıyla bebeğinizin yeni çevresine uyum sağlamasına yardımcı olur.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
helps | yardımcı olur |
new | yeni |
a | yardımcı |
is | olur |
EN Similar immersive environments could help project teams foresee operational and maintenance needs, helping them design buildings and infrastructure that are optimized for end users
TR Benzer sürükleyici ortamlar, proje ekiplerinin operasyonel ve bakım ihtiyaçlarını öngörmelerine yardımcı olarak, son kullanıcılar için optimize edilmiş binaları ve altyapıları tasarlamalarına yardımcı olabilir
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
similar | benzer |
environments | ortamlar |
operational | operasyonel |
maintenance | bakım |
buildings | binalar |
infrastructure | altyapı |
optimized | optimize |
help | yardımcı |
and | ve |
project | proje |
needs | ihtiyaçlarını |
users | kullanıcılar |
that | olabilir |
EN People on Last.fm with similar music taste to firenzeihl7.
TR Last.fm'de firenzeihl7 adlı kişininkine benzer bir müzik zevkine sahip olan kişiler.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
people | kişiler |
similar | benzer |
music | müzik |
last | last |
to | sahip |
EN People on Last.fm with similar music taste to zeldman.
TR Last.fm'de zeldman adlı kişininkine benzer bir müzik zevkine sahip olan kişiler.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
people | kişiler |
similar | benzer |
music | müzik |
last | last |
zeldman | zeldman |
to | sahip |
EN People on Last.fm with similar music taste to Roguelazer.
TR Last.fm'de Roguelazer adlı kişininkine benzer bir müzik zevkine sahip olan kişiler.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
people | kişiler |
similar | benzer |
music | müzik |
last | last |
to | sahip |
EN MxPx started as three 15-year-old kids calling themselves Magnified Plaid pounding out music inspired by and similar to The Descendents and other Southern California punk rock bands
TR 15 yaşında 3 arkadaş tarafından kurulan grup Descendents gibi grupları kendilerine örnek alıyordu
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
bands | gruplar |
old | yaşında |
by | tarafından |
EN Networks-Platforms Database is composed of seven thematic topics from Turkey, Europe, and the world, and prepared for keeping civil society organizations informed about civil networks associated in similar fields.
TR Sivil toplum örgütlerinin, benzer konularda örgütlenmiş olan sivil ağlardan haberdar olması için hazırlanan Ağlar-Platformlar Veritabanı’nda Türkiye, Avrupa ve dünyadan ağlar ve platformlar yedi tematik başlıkta derlendi.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
database | veritabanı |
topics | konularda |
turkey | türkiye |
europe | avrupa |
civil | sivil |
society | toplum |
networks | ağlar |
similar | benzer |
organizations | örgütlerinin |
is | olan |
platforms | platformlar |
and | ve |
of | in |
seven | yedi |
for | için |
EN Similar to Confirmed Transactions Per Day, the number of daily confirmed payments highlights the value of the Bitcoin network as a way to securely transfer funds without a third part.
TR Gün Başına Doğrulanmış İşlem gibi, günlük doğrulanmış ödeme sayısı, Bitcoin ağının, üçüncü bir taraf olmadan güvenli bir şekilde para transferi imkanı sunan bir platform olarak değerinin altını çizmektedir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
transfer | transferi |
without | olmadan |
network | ağı |
daily | günlük |
securely | güvenli bir şekilde |
to | güvenli |
third | üçüncü |
value | bir |
EN This would not be required of companies that join associations that provide similar oversight such as the Global Network Initiative, which protects and advances the "freedom of expression and privacy in information and communications technologies."
TR Bu durum " ifade özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojilerinde mahremiyeti" koruyan ve ilerleten Küresel Ağ Girişimiyle benzer yönetim sergileyen topluluklara katılan şirketler için gerekli değildir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
required | gerekli |
similar | benzer |
global | küresel |
protects | koruyan |
expression | ifade |
freedom | özgürlüğü |
companies | şirketler |
information | bilgi |
this | bu |
of | in |
and | ve |
communications | iletişim |
EN Search is currently based on keywords and formatting questions similar to how people would ask them
TR Arama şu anda anahtar kelimelere ve kullanıcıların kendilerine nasıl soracağına benzer biçimlendirme sorularını temel alır
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
search | arama |
based | temel |
keywords | anahtar |
similar | benzer |
and | ve |
questions | sorular |
how | nasıl |
EN As an occupier of corporate real estate, your capital market needs are similar to those of any investor. But unless real estate is at the core of your business, great opportunities can be missed.
TR Kurumsal bir gayrimenkul kullanıcısı olarak, sermaye piyasası gereksinimleriniz herhangi bir yatırımcınınkine benzerdir. Ancak işinizin merkezinde gayrimenkul olmadığı müddetçe, çok iyi fırsatların kaçırılması mümkündür.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
capital | sermaye |
real estate | gayrimenkul |
corporate | kurumsal |
market | piyasası |
business | iş |
any | herhangi |
opportunities | fırsatlar |
at | iyi |
EN We can let the other person know that their comments or behavior are inappropriate and make us uncomfortable, and we can request that they refrain from similar comments or behavior in the future.
TR Karşımızdaki kişiye yorumlarının veya davranışlarının uygunsuz olduğunu ve bizi rahatsız ettiğini bildirebilir ve gelecekte benzer yorum veya davranışlardan kaçınmasını talep edebiliriz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
behavior | davranış |
inappropriate | uygunsuz |
uncomfortable | rahatsız |
request | talep |
similar | benzer |
can | edebiliriz |
comments | yorumlar |
or | veya |
and | ve |
us | bizi |
EN Three Similar Frames Above Sofa
TR Kanepe Üzerinde Birbirine Benzeyen Üç Çerçeve
EN See how businesses similar to yours are growing with RADAAR.
TR Sizinkine benzer işletmelerin RADAAR ile nasıl büyüdüğünü görün.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
businesses | işletmelerin |
similar | benzer |
see | görün |
with | ile |
how | nasıl |
EN Even if you have created a completely new product, service, or initiative, there are still accounts of other people and institutions doing the same or similar work as you on Instagram
TR Tamamen yeni bir ürün, hizmet ya da girişim ortaya koysanız dahi, Instagram?da sizinle aynı veya benzer işleri yapan kişi ve kurumların hesapları da mevcuttur
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
completely | tamamen |
service | hizmet |
accounts | hesaplar |
similar | benzer |
work | iş |
product | ürün |
and | ve |
institutions | kurumlar |
are | mevcuttur |
or | veya |
people | kişi |
the | aynı |
new | yeni bir |
EN Each article is linked to a category so it brings contexts to your article, showing similar help content that can provide resourceful information for your users
TR Her makale bir kategoriyle bağlantılıdır, böylece makalenize bağlamlar getirir ve kullanıcılarınıza faydalı bilgiler sağlayabilecek benzer yardım içeriğini gösterir
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
linked | bağlantılı |
brings | getirir |
similar | benzer |
help | yardım |
information | bilgiler |
your | ve |
article | bir |
users | kullanıcılar |
EN Local file system access, child processes, and similar artifacts may not extend beyond the lifetime of the request, and any persistent state should be stored in Amazon S3, Amazon DynamoDB, Amazon EFS, or another Internet-available storage service
TR Yerel dosya sistemine erişim, alt işlemler ve benzer yapıtlar isteğin yaşam süresini aşmamalıdır ve kalıcı durumlar Amazon S3, Amazon DynamoDB, Amazon EFS veya internet üzerinden erişilebilen başka bir depolama hizmetinde depolanmalıdır
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
file | dosya |
system | sistemine |
similar | benzer |
amazon | amazon |
s | s |
efs | efs |
storage | depolama |
internet | internet |
local | yerel |
access | erişim |
and | ve |
of | in |
or | veya |
dynamodb | dynamodb |
the | başka |
EN After examining all the costs and offers of all major SSL certificates in the market, we see that they have similar prices
TR Piyasadaki tüm büyük SSL sertifikalarının maliyetlerini ve tekliflerini inceledikten sonra benzer fiyatlarda olduğunu da görmekteyiz
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
costs | maliyetlerini |
major | büyük |
ssl | ssl |
similar | benzer |
all | tüm |
in | da |
and | ve |
certificates | sertifikaları |
the | sonra |
EN The C4 Cactus has a wheelbase similar to that of the CITROËN C4 and is equally spacious inside, but more compact, at 4.16 m long for a 2.60-m wheelbase.
TR C4 Cactus, CITROËN C4?ünkine benzer bir dingil açıklığına sahiptir ve iç kısımda eşit derecede geniştir, ancak 2,60 m?lik dingil mesafesi için 4,16 m uzunluğunda daha kompakttır.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
similar | benzer |
spacious | geniş |
m | m |
cactus | cactus |
and | ve |
of | in |
has | sahiptir |
a | bir |
EN • a pleasant and spacious cabin (with knee room similar to that of the C4)
TR • Hoş ve ferah bir kabin (C4?ünkine benzer diz odası ile)
EN Five ambiences are available: standard, Metropolitan Grey, Urban Red, Hype Mistral and Hype Colorado. Each one has its own distinctive features, similar to those found in fashion or furnishing.
TR Beş ortam mevcuttur: Standart, Metropolitan Gri, Kentsel Kırmızı, Hype Mistral ve Hype Colorado. Her birinin modada veya mobilyada bulunanlara benzer kendi kendine özgü özellikleri vardır.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
standard | standart |
grey | gri |
urban | kentsel |
red | kırmızı |
colorado | colorado |
features | özellikleri |
similar | benzer |
or | veya |
and | ve |
to | her |
available | mevcuttur |
five | beş |
EN It's more fluffier than similar products and keeps its cloud-like shape.
TR Benzerlerinden daha kabarıktır ve bulutsu şeklini korur.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
more | daha |
and | ve |
EN A similar issue is currently in order for Tesla.
TR 40.000'e yakın model geri çağrılıyor.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
a | a |
Viser 50 av 50 oversettelser