TR Web Sitesini ziyaret ederken veya bize e-posta gönderirken bizimle elektronik ortamda iletişime geçmiş bulunmakta ve size elektronik yollar ile geri dönüş sağlamamıza izin vermiş sayılıyorsunuz
"elektronik ortamda iletişime" in Turks kan worden vertaald in de volgende Engels woorden/zinnen:
TR Web Sitesini ziyaret ederken veya bize e-posta gönderirken bizimle elektronik ortamda iletişime geçmiş bulunmakta ve size elektronik yollar ile geri dönüş sağlamamıza izin vermiş sayılıyorsunuz
EN When you visit the Website or send us e-mails, you are communicating with us electronically and you hereby consent to receive communications from us electronically
Turks | Engels |
---|---|
ziyaret | visit |
veya | or |
bize | us |
bizimle | with us |
size | you |
izin | consent |
TR Otobüs yolculuğunda kullanılmak üzere Otobüs Biletinin Yolcu’ya elektronik ortamda vaktinde gönderilmemesi,
EN The Bus Ticket was not delivered electronically to the Passenger in time for the Bus travel.
Turks | Engels |
---|---|
otobüs | bus |
yolcu | passenger |
TR Yolcu’ya elektronik ortamda gönderilen Otobüs Biletinin yanlış bilgi içermesi,
EN The Bus Ticket delivered to the Passenger electronically contains inaccurate information.
Turks | Engels |
---|---|
yolcu | passenger |
otobüs | bus |
bilgi | information |
TR Özellikle derneklerin genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarını elektronik ortamda ne şekilde düzenleyebileceğine dair usul ve esasların belirlenmemiş olması bazı kafa karışıklıklarına neden olmuştu
EN The fact that the procedures and principles regarding how associations can organize their General Assembly and Board Meetings electronically were not determined, caused some confusion
Turks | Engels |
---|---|
genel | general |
kurulu | board |
şekilde | how |
bazı | some |
TR TÜBİTAK ULAKBİM çatısı altında, Türkiye'de yayımlanan akademik dergiler için elektronik ortamda barındırma ve editoryal süreç yönetimi hizmeti sunar. DergiPark dergilerin işleyişine ve yönetimine karışmaz.
EN TÜBİTAK ULAKBİM provides online hosting services and an editorial workflow management system for academic journals published in Turkey via DergiPark platform.
Turks | Engels |
---|---|
türkiye | turkey |
akademik | academic |
dergiler | journals |
barındırma | hosting |
editoryal | editorial |
sunar | provides |
TR DergiPark bir dizin değil, dergilerin elektronik ortamda yönetilmesini sağlayan bir alt yapı hizmetidir.
EN DergiPark is not a index like TR Index or Scopus. All journals can be in DergiPark after meeting some criteria.
TR Vaktinde sağlanır - elektronik tekrar baskıyı her elektronik baskı başına yalnızca üç günde ve her tekrar baskı başına üç günde alabilirsiniz ve acil talepler için hızlandırılmış baskı imkanı da bulunmaktadır.
EN Timely - You can have an e-reprint produced in just three days via eprints and three days via reprints, and expedited production is available for urgent requests.
Turks | Engels |
---|---|
acil | urgent |
bulunmaktadır | is |
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
Turks | Engels |
---|---|
elektronik | electronics |
düşük | low |
maliyetli | cost |
sağlar | give |
ve | and |
harika | awesome |
insanları | people |
ın | of |
TR Yasal Olarak Bağlayıcı Elektronik Belge İmzalama DigiCert, elektronik belgelerin yasal olarak bağlayıcı imzalarını sağlamak için dijital sertifikalar sunar
EN Legally Binding Electronic Document Signing DigiCert offers digital certificates to provide legally binding signatures of electronic documents
Turks | Engels |
---|---|
bağlayıcı | binding |
elektronik | electronic |
digicert | digicert |
dijital | digital |
TR Vaktinde sağlanır - elektronik tekrar baskıyı her elektronik baskı başına yalnızca üç günde ve her tekrar baskı başına üç günde alabilirsiniz ve acil talepler için hızlandırılmış baskı imkanı da bulunmaktadır.
EN Timely - You can have an e-reprint produced in just three days via eprints and three days via reprints, and expedited production is available for urgent requests.
Turks | Engels |
---|---|
acil | urgent |
bulunmaktadır | is |
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
Turks | Engels |
---|---|
elektronik | electronics |
düşük | low |
maliyetli | cost |
sağlar | give |
ve | and |
harika | awesome |
insanları | people |
ın | of |
TR Yasal Olarak Bağlayıcı Elektronik Belge İmzalama DigiCert, elektronik belgelerin yasal olarak bağlayıcı imzalarını sağlamak için dijital sertifikalar sunar
EN Legally Binding Electronic Document Signing DigiCert offers digital certificates to provide legally binding signatures of electronic documents
Turks | Engels |
---|---|
bağlayıcı | binding |
elektronik | electronic |
digicert | digicert |
dijital | digital |
TR Sosyal yardım çağrılarına katılmak isteyen üyelerden gelen bilgileri içeren bir sosyal yardım elektronik tablosu var. O listeyi gözden geçirebilir ve oradan insanlarla iletişime geçebilirsiniz.
EN There’s an outreach spreadsheet with information from members who are willing to take outreach calls. You can go through that list and contact people from there.
Turks | Engels |
---|---|
bilgileri | information |
insanlarla | people |
iletişime | contact |
TR Apple ve Android cihazlar için Clinical Pharmacology Mobile uygulaması ile her ortamda rahatça erişim sağlarsınız
EN Clinical Pharmacology Mobile for Apple and Android devices supplies convenient access in any setting
Turks | Engels |
---|---|
apple | apple |
android | android |
cihazlar | devices |
mobile | mobile |
erişim | access |
TR Advers etki bilgilerinin keşfini merkezileştirerek ve bilgi takibi ve triyajı ölçeklendirilebilir bir ortamda otomatikleştirerek verimliliği ve organizasyonel uyumu artırın. QUOSA PV hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Promote efficiency and organisational compliance by centralising the discovery of adverse event information and automating information monitoring and triage in a scalable environment. Learn more about QUOSA PV
Turks | Engels |
---|---|
verimliliği | efficiency |
TR Rekabet seviyesinin giderek arttığı bir ortamda, sağlık işleri için en iyi adayların bulunması zor olabilmektedir
EN In an increasingly competitive environment, it can be challenging to find the best candidates for healthcare jobs
Turks | Engels |
---|---|
giderek | increasingly |
sağlık | healthcare |
TR Bilgisayar korsanlarına, en yeni virüslere, fidye yazılımlarına ve casus yazılımlara karşı yapay zeka odaklı koruma sayesinde çevrimiçi ortamda kendinizi gerçekten güvende hissedin.
EN Feel truly safe online with AI-driven protection against hackers and the latest viruses, ransomware and spyware.
Turks | Engels |
---|---|
virüslere | viruses |
ve | and |
çevrimiçi | online |
gerçekten | truly |
hissedin | feel |
TR Endüstriyel silindirlerimiz, offshore sondaj kulelerinin bulunduğu sert ortamlar ve çelik fabrikalarından karmaşık makine araçlarına dek neredeyse her ortamda üstün performans gösterir.
EN Our industrial cylinders excel just about anywhere, from the harsh environments of offshore drilling rigs and steel mills to complex machine tools.
Turks | Engels |
---|---|
endüstriyel | industrial |
ortamlar | environments |
ve | and |
çelik | steel |
karmaşık | complex |
makine | machine |
TR Arka plan gürültüsü olmadan çok sessiz bir ortamda en iyi kalitede ses kaydını elde etmek için, yüksek sesle ve net konuşan hoparlörlerden emin olun, birbiriyle konuşmayan hoparlörlerden emin olun ve yüksek kaliteli mikrofonlar kullanın.
EN To get the very best quality audio record in a very quiet environment with no background noise, ensure speakers that speak loudly and clearly, ensure speakers that don’t talk over each other, and use high quality microphones.
Turks | Engels |
---|---|
sessiz | quiet |
kaydını | record |
emin | ensure |
kullanın | use |
TR Tasarımlarınızı gerçekçi bir ortamda sergileyerek satışlarınızı artırın. Profesyonel maketlerimizi kullanarak; sanat eserleri, posterler, duvar kağıtları, çerçeveler ve diğer tasarımları şık bir iç tasarım ortamında sergileyin.
EN Increase sales by displaying your designs in photorealistic environments. Use professional mockup sets to showcase your artwork, posters, wallpapers, frames and other designs within a stylish interior set.
Turks | Engels |
---|---|
profesyonel | professional |
diğer | other |
şık | stylish |
satışları | sales |
TR Kreatif animasyonlar sayesinde, hedef kitlenizin markanızı yepyeni bir ortamda görmesini sağlayın.
EN Let your audience see your brand in a new light by using creative animations.
Turks | Engels |
---|---|
animasyonlar | animations |
kitlenizin | your audience |
TR AWS Lambda işlevlerinin her biri, kendi kaynaklarına ve dosya sistemi görünümüne sahip olan yalıtılmış bir ortamda çalışır
EN Each AWS Lambda function runs in its own isolated environment, with its own resources and file system view
Turks | Engels |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
dosya | file |
sistemi | system |
kaynakları | resources |
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
Turks | Engels |
---|---|
uluslararası | international |
keyfini | enjoy |
TR Swissotel Tallinn, ünlü İsviçre hizmetinin sunulduğu modern, zarif ve şık bir ortamda hem iş hem tatil amaçlı seyahat eden misafirler için keyifli bir konaklama deneyimini garanti eder
EN Swissotel Tallinn guarantees a pleasant stay for both business or pleasure in a contemporary elegant and stylish setting with renowned Swiss service
Turks | Engels |
---|---|
swissotel | swissotel |
ünlü | renowned |
hizmetinin | service |
konaklama | stay |
garanti | guarantees |
TR Müzeleri her an gezebilmek: Berlin’deki Bergama Müzesi ve Münih’teki Deutsches Museum dijital ortamda bunu mümkün kılıyor.
EN Visit museums any time: the Pergamon Museum in Berlin and the Deutsches Museum in Munich have made this digitally possible.
Turks | Engels |
---|---|
müzeleri | museums |
her | any |
berlin | berlin |
deki | in |
müzesi | museum |
ve | and |
münih | munich |
dijital | digitally |
mümkün | possible |
TR Gelişmiş imalat teknolojisi, hızla değişen bu ortamda çevik ve yenilikçi olmanıza yardımcı olabilir.
EN Advanced manufacturing technology can help you be agile and innovative in this rapidly changing environment.
Turks | Engels |
---|---|
teknolojisi | technology |
hızla | rapidly |
bu | this |
ve | and |
olabilir | can |
TR Bu ortamda 350 Milyon € ‘luk yatırımı sürdürüyor olmak önemli bir iş, gerçekten Büyük bir yatırım.
EN In this environment, sustaining the investment worth € 350 Million is important because this is a huge investment.
Turks | Engels |
---|---|
milyon | million |
yatırım | investment |
TR Birinci sınıf dayanıklı kulaklık, hemen her ortamda güvenilir kullanım için gürültüyü azaltan üstün bir teknolojiye sahiptir.
EN Premiere rugged headset provides superior noise-canceling technology for dependable use in nearly any environment.
Turks | Engels |
---|---|
dayanıklı | rugged |
kulaklık | headset |
güvenilir | dependable |
kullanım | use |
üstün | superior |
teknolojiye | technology |
TR Eğitim görmemiş olan bir kullanıcı tarafından tek barkod okuyucusuyla cihaz yazılımı ve/veya parametre ayarları güncellemesi yapılmasına izin verir (kontrollü ortamda kullanım durumu)
EN Allows single-scanner updates of firmware and/or parameter settings by an untrained user (controlled environment use case)
Turks | Engels |
---|---|
veya | or |
kontrollü | controlled |
TR AN520, birçok kapalı ve açık ortamda kullanılabilecek olan ultra dayanıklı, ultra düşük profilli bir antendir.
EN The AN520 is a ultra-rugged, low profile antenna that is suitable for use in a wide range of indoor and outdoor environments.
Turks | Engels |
---|---|
kapalı | indoor |
açık | outdoor |
olan | is |
ultra | ultra |
dayanıklı | rugged |
düşük | low |
TR AN650, birçok ortamda kullanılabilecek ve bir mat veya başka bir kapağın altına gizlenebilecek olan dayanıklı, ultra düşük profilli bir antendir.
EN The AN650 is a rugged, ultra-low profile antenna that can be concealed under a mat or other covering and is suitable for use in a wide range of environments.
Turks | Engels |
---|---|
veya | or |
başka | other |
altına | under |
dayanıklı | rugged |
ultra | ultra |
düşük | low |
TR İnce ve hafiftirler, buna karşın, her ortamda -araçta, sahada veya tesis içinde - çalışacak kadar dayanıklıdırlar
EN They’re thin and lightweight yet rugged to work wherever you do – in a vehicle, in the field or inside a facility
Turks | Engels |
---|---|
ve | and |
buna | the |
veya | or |
tesis | facility |
TR Çalışanlar, bilgilerin serbestçe aktığı bir ortamda, kabuklarından çıkarak müşteri ve hastalar gibi en önemli noktalarda daha iyi deneyimler sunarlar.
EN When information flows freely, workers break out of their silos, delivering better experiences where it matters most–with customers and patients.
Turks | Engels |
---|---|
bilgilerin | information |
müşteri | customers |
hastalar | patients |
önemli | matters |
deneyimler | experiences |
TR Her ortamda kusursuz kalite kontrollerine ulaşın
EN Achieve flawless quality inspection in any environment
Turks | Engels |
---|---|
her | any |
kalite | quality |
TR Bu kaotik ortamda müvekkillerin, ticari hedeflerini zamanında ve olabilecek en masrafsız biçimde gerçekleştirmelerini hedefler.
EN The firm maintains a strong focus on supporting clients to achieve their commercial objectives in these complex environments, on time and on budget.
Turks | Engels |
---|---|
ticari | commercial |
zamanında | on time |
ve | and |
TR Sektörlerin üretim ve dağıtım zincirleri; oldukça rekabetçi bir ortamda, ticari strateji ve halk sağlığı politikalarıyla iç içe birçok karmaşık yasal düzenlemeyi içermektedir.
EN The sectors’ production and distribution chains involve many complicated regulations, intersecting with commercial strategy and public health policy in a highly competitive environment.
Turks | Engels |
---|---|
üretim | production |
dağıtım | distribution |
zincirleri | chains |
oldukça | highly |
rekabetçi | competitive |
ticari | commercial |
strateji | strategy |
sağlığı | health |
karmaşık | complicated |
TR Rekabet seviyesinin giderek arttığı bir ortamda, sağlık işleri için en iyi adayların bulunması zor olabilmektedir
EN In an increasingly competitive environment, it can be challenging to find the best candidates for healthcare jobs
Turks | Engels |
---|---|
giderek | increasingly |
sağlık | healthcare |
TR AWS Lambda işlevlerinin her biri, kendi kaynaklarına ve dosya sistemi görünümüne sahip olan yalıtılmış bir ortamda çalışır
EN Each AWS Lambda function runs in its own isolated environment, with its own resources and file system view
Turks | Engels |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
dosya | file |
sistemi | system |
kaynakları | resources |
TR VMware'in yönetim ve politika araçlarını şirket içi ortamda ve VMware Cloud on AWS üzerinde kullanarak birleştirilmiş ve operasyon açısından tutarlı bir deneyime sahip olursunuz
EN You can use VMware’s management and policy tools across on-premises and VMware Cloud on AWS, so you have a unified and operationally consistent experience
Turks | Engels |
---|---|
vmware | vmware |
yönetim | management |
politika | policy |
tutarlı | consistent |
deneyime | experience |
TR Hizmet, VMware tabanlı iş yüklerinin doğrudan yeni nesil Nitro sistemi tabanlı Amazon EC2 bare metal altyapısında çalıştırılmasını ve tek kiracılı ortamda sağlanıp yalıtılmış Amazon VPC'ye sahip olmasını sağlar
EN The service enables VMware-based workloads to run directly on the next-generation Nitro system-based Amazon EC2 bare metal infrastructure and provisioned in a single-tenant, isolated Amazon VPC
Turks | Engels |
---|---|
vmware | vmware |
tabanlı | based |
doğrudan | directly |
nesil | generation |
sistemi | system |
amazon | amazon |
metal | metal |
ve | and |
vpc | vpc |
sağlar | enables |
altyapısı | infrastructure |
TR Bilgisayar korsanlarına, en yeni virüslere, fidye yazılımlarına ve casus yazılımlara karşı yapay zeka odaklı koruma sayesinde çevrimiçi ortamda kendinizi gerçekten güvende hissedin.
EN Feel truly safe online with AI-driven protection against hackers and the latest viruses, ransomware and spyware.
Turks | Engels |
---|---|
virüslere | viruses |
ve | and |
çevrimiçi | online |
gerçekten | truly |
hissedin | feel |
TR AWS işletim ortamı ancak yüksek otomasyon düzeyleri tarafından desteklenen bir ortamda mümkün olabilecek bir güvenlik ve mevzuat uyumluluğu düzeyine sahip olmanıza olanak sağlar
EN The AWS operating environment allows you to have a level of security and compliance only possible in an environment supported by high levels of automation
Turks | Engels |
---|---|
aws | aws |
yüksek | high |
otomasyon | automation |
desteklenen | supported |
mümkün | possible |
güvenlik | security |
sağlar | allows |
TR Güvenliği her yere getirerek belirsizliğin hakim olduğu ortamda gelişme kaydedin.
EN IBM Security® provides enterprise security solutions to help you thrive in the face of uncertainty
Turks | Engels |
---|---|
güvenliği | security |
TR Outdoor Conservation Association (EOCA) – Avrupa Doğayı Koruma Derneği, vahşi ortamda biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmeyi amaçlıyor.
EN Outdoor Conservation Association (EOCA) aims to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
Turks | Engels |
---|---|
koruma | conservation |
derneği | association |
fayda | benefit |
projeleri | projects |
TR İnce ve hafiftirler, buna karşın, her ortamda -araçta, sahada veya tesis içinde - çalışacak kadar dayanıklıdırlar
EN They’re thin and lightweight yet rugged to work wherever you do – in a vehicle, in the field or inside a facility
Turks | Engels |
---|---|
ve | and |
buna | the |
veya | or |
tesis | facility |
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
Turks | Engels |
---|---|
uluslararası | international |
keyfini | enjoy |
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
Turks | Engels |
---|---|
uluslararası | international |
keyfini | enjoy |
TR Aydınlık ve havadar bir ortamda oturun ve uluslararası açık büfe kahvaltımızın keyfini çıkarın.
EN Sit down in a bright and airy setting and enjoy our international buffet breakfast.
Turks | Engels |
---|---|
uluslararası | international |
keyfini | enjoy |
TR Müzeleri her an gezebilmek: Berlin’deki Bergama Müzesi ve Münih’teki Deutsches Museum dijital ortamda bunu mümkün kılıyor.
EN Museums in Germany: a prehistoric site, a battlefield and a port – here you can visit three extraordinary places.
Turks | Engels |
---|---|
müzeleri | museums |
deki | in |
ve | and |
mümkün | can |
TR Okur ve takipçi topluluğumuzdan üç kişi, bu şahıslardan biriyle sanal ortamda gerçekleşecek bir canlı oturumda buluşma fırsatını elde edecek
EN Three people from our community have the unique chance to meet one of these people in a live virtual session
Turks | Engels |
---|---|
kişi | people |
sanal | virtual |
canlı | live |
Toont 50 van 50 vertalingen