EN Smaller spaces such as a phone booth, focus room, or executive office are ideal for one-on-one meetings or personal focus spaces
{search} valodā Angļu var tikt tulkots šādos Turku vārdos/frāzēs:
EN Smaller spaces such as a phone booth, focus room, or executive office are ideal for one-on-one meetings or personal focus spaces
TR Telefon kulübesi, odak odası veya idari ofis gibi daha küçük alanlar, bire bir toplantılar veya kişisel odak alanları için idealdir
Angļu | Turku |
---|---|
phone | telefon |
focus | odak |
office | ofis |
ideal | idealdir |
personal | kişisel |
room | odası |
or | veya |
smaller | daha küçük |
for | için |
a | bir |
meetings | toplantılar |
as | gibi |
EN ElastiCache continuously monitors your clusters to keep your Redis up and running so that you can focus on higher value application development
TR ElastiCache kümelerinizi sürekli izleyerek Redis ortamınızın hep çalışır durumda kalmasını sağladığından, siz daha değerli olan uygulama geliştirme işlerinize odaklanabilirsiniz
Angļu | Turku |
---|---|
continuously | sürekli |
focus | odaklanabilirsiniz |
value | değerli |
elasticache | elasticache |
redis | redis |
running | çalışır |
development | geliştirme |
application | uygulama |
to | daha |
your | siz |
you | de |
EN ElastiCache continuously monitors your clusters to keep your Redis up and running so that you can focus on higher value application development
TR ElastiCache kümelerinizi sürekli izleyerek Redis ortamınızın hep çalışır durumda kalmasını sağladığından, siz daha değerli olan uygulama geliştirme işlerinize odaklanabilirsiniz
Angļu | Turku |
---|---|
continuously | sürekli |
focus | odaklanabilirsiniz |
value | değerli |
elasticache | elasticache |
redis | redis |
running | çalışır |
development | geliştirme |
application | uygulama |
to | daha |
your | siz |
you | de |
EN When formulating your SEO strategy, you’ll want to be sure to analyze these terms and to focus on a few keywords that will keep your business on the right track
TR SEO stratejinizi oluştururken, bu terimleri analiz ettiğinizden ve işletmenizi doğru yolda tutacak birkaç anahtar kelimeye odaklandığınızdan emin olmak isteyeceksiniz
Angļu | Turku |
---|---|
seo | seo |
terms | terimleri |
business | iş |
your business | işletmenizi |
keywords | anahtar |
analyze | analiz |
these | bu |
and | ve |
a | birkaç |
EN This ensures that we keep up to date with changing sustainability priorities and that we continue to focus on the areas that deliver the greatest positive impact for our customers, our business, society and the environment
TR Böylece, değişen sürdürülebilirlik önceliklerine ayak uydururuz ve müşterilerimiz, işimiz, toplumumuz ve çevre için olumlu etki sağlayan en büyük alanlara odaklanmaya devam ederiz
Angļu | Turku |
---|---|
sustainability | sürdürülebilirlik |
areas | alanlara |
positive | olumlu |
impact | etki |
business | iş |
our customers | müşterilerimiz |
environment | çevre |
continue | devam |
and | ve |
greatest | en |
to | böylece |
for | için |
the | ederiz |
EN We take care of invoices, payments, and tax stuff so you can keep your focus on creating. Based in the EU? We've got your back on VAT.
TR İçerik oluşturmaya odaklanabilmeniz için faturalar, ödemeler ve vergi işleriyle biz ilgileniriz. AB'de mi yaşıyorsunuz? Öyleyse KDV konusunda endişelenmenize gerek yok.
Angļu | Turku |
---|---|
tax | vergi |
creating | oluşturmaya |
payments | ödemeler |
we | biz |
and | ve |
in | için |
the | yok |
EN Keep your content organized and easily searchable. Sonix provides a full data management and foldering system to help keep things running smoothly.
TR İçeriğinizi düzenli tutun ve kolayca aranabilir. Sonix, işlerin sorunsuz çalışmasını sağlamak için tam bir veri yönetimi ve katlama sistemi sağlar.
Angļu | Turku |
---|---|
organized | düzenli |
searchable | aranabilir |
sonix | sonix |
full | tam |
management | yönetimi |
system | sistemi |
smoothly | sorunsuz |
easily | kolayca |
data | veri |
provides | sağlar |
to | sağlamak |
a | bir |
running | için |
and | ve |
EN If you’re going to keep pace with new demands and keep devices secure, upgrade the devices workers use day in and day out.
TR Yeni taleplere yetişmek ve cihazları güvenli halde tutmak istiyorsanız, çalışanların kullandığı cihazlarda her daim güvenlik güncellemeleri yapmalısınız.
Angļu | Turku |
---|---|
new | yeni |
and | ve |
devices | cihazlar |
to keep | tutmak |
EN Keep your password safe If you are given an account by MobiRoller concerning you using the Services, it is your responsibility to keep that password to access that account and other access information safe
TR Şifrenizi güvende tutun Mobiroller tarafından Hizmetleri kullandığınızla ilgili bir hesap verilirse, bu hesaba ve diğer erişim bilgilerinin güvenliğini sağlamak için bu şifreyi saklamak sizin sorumluluğunuzdadır
Angļu | Turku |
---|---|
mobiroller | mobiroller |
services | hizmetleri |
other | diğer |
information | bilgilerinin |
access | erişim |
safe | güvenli |
account | hesap |
by | tarafından |
to | sağlamak |
if | için |
and | ve |
the | sizin |
EN Keep in mind that the business of SEO is one that is constantly evolving, and failing to keep up with these changes has been the undoing of more than one competing rank tracking agency
TR SEO işinin sürekli gelişen bir iş olduğunu ve bu değişikliklere ayak uyduramamanın birden fazla rakip sıralama izleme ajansının felaketi olduğunu unutmayın
Angļu | Turku |
---|---|
business | iş |
seo | seo |
constantly | sürekli |
rank | sıralama |
tracking | izleme |
agency | ajans |
keep in mind | unutmayın |
and | ve |
is | olduğunu |
these | bu |
more | fazla |
to | birden |
EN Keep your content organized and easily searchable. Sonix provides a full data management and foldering system to help keep things running smoothly.
TR İçeriğinizi düzenli tutun ve kolayca aranabilir. Sonix, işlerin sorunsuz çalışmasını sağlamak için tam bir veri yönetimi ve katlama sistemi sağlar.
Angļu | Turku |
---|---|
organized | düzenli |
searchable | aranabilir |
sonix | sonix |
full | tam |
management | yönetimi |
system | sistemi |
smoothly | sorunsuz |
easily | kolayca |
data | veri |
provides | sağlar |
to | sağlamak |
a | bir |
running | için |
and | ve |
EN As regards the content of your message or request to Tetra Pak, we keep it for two years. After two years, we anonymize the content and we keep it in an anonymized way for statistics purposes.
TR Tetra Pak'a gönderdiğiniz mesajınızın veya talebinizin içeriği söz konusuysa, saklama süresi iki yıldır. İki yılın sonunda içeriği anonim hale getiririz ve istatistiki amaçlar için anonimleştirilmiş olarak tutarız.
Angļu | Turku |
---|---|
content | içeriği |
tetra | tetra |
message | mesaj |
years | yıl |
of | in |
or | veya |
and | ve |
EN Todoist is the most important app I use. It’s a tremendous way to keep track of professional and personal projects and tasks, make lists, collaborate at work, and keep track of my kids’ responsibilities.
TR Oldukça rahat ve güzel bir uygulama. Bunu kullandığından beri hayatım daha düzenli ve planlı. Artık yapmam gereken hiç bir şeyi unutmuyorum. Yapanların ellerine sağlık. Çok teşekkür ederim.
Angļu | Turku |
---|---|
and | ve |
app | uygulama |
a | bir |
to | şeyi |
EN Open Access focus and experience
TR Açık Erişimli odak ve deneyim
Angļu | Turku |
---|---|
open | açık |
access | erişimli |
focus | odak |
and | ve |
experience | deneyim |
EN They can focus on internal projects instead of spending time managing remote access."
TR Artık uzaktan erişimi yönetmeye zaman harcamak yerine şirket projelerine odaklanabiliyorlar."
Angļu | Turku |
---|---|
remote | uzaktan |
access | erişimi |
time | zaman |
of | yerine |
EN Back in 1930, the Elsevier publishing house struggled with unsold books and large bank debt, but one director's decision to focus on technology, medicine and history turned the company's fortunes around.
TR 1930'da Elsevier yayın evinin başı satamadığı kitaplar ve bankaya olan borçlarıyla dertteydi ancak yöneticilerinden birinin teknoloji, tıp ve tarihe yönelme kararı şirketin şansını döndürdü.
Angļu | Turku |
---|---|
books | kitaplar |
decision | karar |
technology | teknoloji |
medicine | tıp |
elsevier | elsevier |
and | da |
EN Klautz (1904-1990), Elsevier’s prospects slowly turned as the newly appointed director put a strong focus on the development of new projects for an international market
TR Klautz'un (1904-1990) önderliğinde, yeni göreve gelen bu yöneticinin uluslararası piyasa için projeler geliştirmeye büyük önem vermesi sayesinde, Elsevier’in şansı yavaş yavaş dönmeye başladı
Angļu | Turku |
---|---|
development | geliştirmeye |
projects | projeler |
international | uluslararası |
new | yeni |
market | piyasa |
of | in |
put | için |
EN It was Dekker who advised Elsevier to fully focus on establishing an English language scientific catalogue.
TR Elsevier'e tamamen İngilizce dilinde bir bilimsel katalog oluşturmaya odaklanmasını tavsiye eden Dekker'di.
Angļu | Turku |
---|---|
fully | tamamen |
scientific | bilimsel |
to | bir |
EN You will be able to focus on each patient's unique needs to support an optimal treatment experience and outcomes.
TR En iyi tedavi deneyimini ve sonuçlarını desteklemek için her bir hastanın kendine has ihtiyaçlarına odaklanabileceksiniz.
Angļu | Turku |
---|---|
optimal | en |
treatment | tedavi |
experience | deneyimini |
outcomes | sonuçları |
and | ve |
to support | desteklemek |
needs | ihtiyaç |
EN Lead generation: Build demand for your products and generate highly relevant leads. Target by expertise, discipline, regional and global focus, platform or via one of our established research journals.
TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
Angļu | Turku |
---|---|
demand | talep |
highly | son derece |
expertise | uzmanlık |
regional | bölgesel |
global | global |
focus | odak |
platform | platform |
research | araştırma |
or | veya |
build | oluşturun |
of | in |
and | ve |
EN Reveal focus of your competitors’ digital campaigns
TR Rakiplerinizin dijital kampanya odağını açığa çıkarın
Angļu | Turku |
---|---|
of | ın |
digital | dijital |
EN Get more of what you need. Your Enterprise plan comes with 20,000 keywords and unlimited projects so that your team can focus on their work without worrying about hitting data limits.
TR İhtiyacınız olandan daha fazlasını edinin. Enterprise tarifeniz, 20.000 anahtar kelime ve sınırsız miktarda proje içerir, böylece ekibiniz veri limitlerini aşma konusunda endişelenmeksizin işlerine odaklanabilir.
Angļu | Turku |
---|---|
unlimited | sınırsız |
data | veri |
your team | ekibiniz |
more | fazlasını |
keywords | anahtar |
so | böylece |
enterprise | enterprise |
and | ve |
work | iş |
of | konusunda |
EN We do not take sides in any of the conflict zones we operate in and focus on basic needs and rights.
TR Afet müdahale planımızı kendi ihtiyaç analizlerimize göre oluşturur, yardım önceliğimizde siyasi, ekonomik, askeri çıkar gözetmeden hayatı destekleriz.
Angļu | Turku |
---|---|
needs | ihtiyaç |
the | kendi |
EN Our algorithms do all the searching so you can focus on staying in touch.
TR Algoritmalarımız tüm aramayı yapar, böylece siz iletişimi korumaya odaklanabilirsiniz.
Angļu | Turku |
---|---|
algorithms | algoritmaları |
do | yapar |
so | böylece |
focus | odaklanabilirsiniz |
all | tüm |
the | siz |
EN Focus your efforts with View Prediction and see forecasted performance for each idea.
TR Emeklerinizi Görüntülenme Tahminine yoğunlaştırın ve her bir fikir için öngörülen performansı görün.
Angļu | Turku |
---|---|
idea | fikir |
see | görün |
for | için |
and | ve |
EN You focus on your business, we manage your hosting
TR Siz işinize odaklanın, hostinginizi biz yönetelim
Angļu | Turku |
---|---|
focus | odaklanın |
business | iş |
we | biz |
your | siz |
EN We focus on solving your supply chain needs from end to end, taking the complexity out of container shipping for you.
TR Tedarik zincirinizin gereksinimlerini uçtan uca çözümlemeye odaklanarak, konteyner taşımacılığının karmaşıklığını sizin için ortadan kaldırırız.
Angļu | Turku |
---|---|
supply | tedarik |
container | konteyner |
of | in |
the | sizin |
EN Dash is an open source peer-to-peer cryptocurrency with a strong focus on the payments industry
TR Dash, ödeme endüstrisine güçlü bir şekilde odaklanan eşler arası açık kaynak kodlu bir kripto paradır
Angļu | Turku |
---|---|
source | kaynak |
cryptocurrency | kripto |
dash | dash |
strong | güçlü |
open | açık |
to | arası |
the | şekilde |
a | bir |
EN At Yeux (French for eyes), our primary focus is to bring awareness to eye care and eye health across the globe
TR Yeux?ta (Fransızcada göz), öncelikli odağımız, dünya genelinde göz bakımı ve göz sağlığı konusunda farkındalık yaratmaktır
Angļu | Turku |
---|---|
awareness | farkındalık |
globe | dünya |
health | sağlığı |
care | bakım |
and | ve |
to | konusunda |
eye | göz |
EN We’re constantly working to make our clients’ experiences as fast and seamless as possible, so they can focus more on their business and less on implementation
TR Müşterilerimizin uygulamadan ziyade işlerine odaklanabilmeleri için, onların deneyimlerini mümkün olduğunca hızlı ve sorunsuz hâle getirmek üzere hiç durmadan çalışıyoruz
Angļu | Turku |
---|---|
seamless | sorunsuz |
fast | hızlı |
possible | mümkün |
and | ve |
business | iş |
EN With our Summer Camp Consent Forms ready to go, you can send your worries on vacation and focus on making this summer the best (and safest) one yet!
TR Kullanıma hazır Yaz Kampı Onay Formlarımızla, endişelerinizi tatile gönderebilir ve bu yazı şimdiye kadarki en iyi (ve en güvenli) yazı yapmaya odaklanabilirsiniz!
Angļu | Turku |
---|---|
summer | yaz |
focus | odaklanabilirsiniz |
safest | en güvenli |
ready | hazır |
this | bu |
to | güvenli |
forms | formlar |
and | ve |
best | en |
EN The four main focus points of the standard are:
TR Standardın dört ana odak noktası şöyledir:
Angļu | Turku |
---|---|
main | ana |
focus | odak |
standard | standardı |
EN Designed with a focus on high flow rate and low pressure drops this coupling is perfect for smaller connection lines.
TR Yüksek akış hızı ve daha az basınç düşüşü sunması hedeflenerek tasarlanan bu kaplin, daha küçük bağlantı hatları için mükemmeldir.
Angļu | Turku |
---|---|
flow | akış |
pressure | basınç |
connection | bağlantı |
and | ve |
this | bu |
high | yüksek |
smaller | daha küçük |
designed | için |
EN Much of Autechre's music has a strong focus on complex rhythm and driving percussion, and more recently, on meticulous sequencing
TR Elemanlar Rob Brown ve Sean Booth'un projesi, Warp Records'un en dikkat çeken gruplarından biri olarak kabul ediliyor
Angļu | Turku |
---|---|
and | ve |
much | en |
of | biri |
EN A key focus in this primer is laying out the differences of the Stellar and Ripple projects, as well as shedding light on XLM’s consistently impressive transaction growth and flexibility.
TR Bu primerdeki bir anahtar odak noktalarından birisi de Stellar ve Ripple projelerinin farklılıklarını ortaya koymanın yanı sıra, XLM'in artan oranda etkileyici işlem artışı ve esnekliğidir.
Angļu | Turku |
---|---|
key | anahtar |
focus | odak |
projects | iş |
impressive | etkileyici |
transaction | işlem |
stellar | stellar |
ripple | ripple |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
EN Thanks to this process, she started to focus on consultancy sector in her career
TR Bu süreç profesyonel kariyerinde yörüngesini danışmanlık sektörüne dönmesini sağladı
Angļu | Turku |
---|---|
consultancy | danışmanlık |
process | süreç |
this | bu |
sector | sektör |
her | ne |
EN She uses her experience in public and private sector on economic and social development issues with a focus on construction of business collaborations and works on utility design to create common value
TR Ekonomik ve sosyal kalkınma konularında kamu ve özel sektördeki birikimini iş birlikleri kurgulama odağında kullanarak ortak değer yaratma amaçlı fayda tasarımı üzerinde çalışmaktadır
Angļu | Turku |
---|---|
economic | ekonomik |
social | sosyal |
issues | konular |
value | değer |
public | kamu |
common | ortak |
and | ve |
design | tasarım |
to | kullanarak |
on | üzerinde |
development | kalkınma |
a | özel |
EN Find out how Maersk manages integrated supply chain services with 4th Party Logistics solutions and let you focus on your business. Learn more here.
TR Maersk'in entegre tedarik zinciri hizmetlerini, 4. Taraf Lojistik Çözümleri ile nasıl yönettiği ve işinize rahatlıkla odaklanabilmenizi nasıl sağladığı konusunda bilgi edinin.
Angļu | Turku |
---|---|
integrated | entegre |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
services | hizmetlerini |
party | taraf |
logistics | lojistik |
business | iş |
how | nasıl |
with | ile |
on | konusunda |
EN We focus on solving your supply chain needs from end to end, taking the complexity out of container shipping for you
TR Tedarik zincirinizin gereksinimlerini uçtan uca çözümlemeye odaklanarak, konteyner taşımacılığının karmaşıklığını sizin için ortadan kaldırırız
Angļu | Turku |
---|---|
supply | tedarik |
container | konteyner |
of | in |
the | sizin |
EN Designed for large medical customers with a focus on higher HIPAA transcription volume.
TR Daha yüksek HIPAA transkripsiyon hacmine odaklanan büyük tıbbi müşteriler için tasarlanmıştır.
Angļu | Turku |
---|---|
medical | tıbbi |
customers | müşteriler |
hipaa | hipaa |
transcription | transkripsiyon |
volume | hacmine |
higher | daha yüksek |
large | büyük |
on | yüksek |
EN Sonix uses the latest AI-technologies to convert audio to text so you can focus deriving insights rather than transcribing your audio or video interviews.
TR Sonix, sesi metne dönüştürmek için en son yapay zeka teknolojilerini kullanır, böylece ses veya video görüşmelerinizi transkripsiyon yapmak yerine türetilen içgörülere odaklanabilirsiniz.
Angļu | Turku |
---|---|
uses | kullanır |
focus | odaklanabilirsiniz |
video | video |
interviews | görüşmelerinizi |
sonix | sonix |
latest | en |
the latest | son |
text | metne |
transcribing | transkripsiyon |
or | veya |
EN With Sonix you can focus on assimilating key data points and synthesizing information rather than spending time transcribing.
TR Sonix ile anahtar veri noktalarını asimile etmeye ve zaman transkripsiyonu yapmak yerine bilgileri sentezlemeye odaklanabilirsiniz.
Angļu | Turku |
---|---|
sonix | sonix |
focus | odaklanabilirsiniz |
key | anahtar |
transcribing | transkripsiyonu |
data | veri |
information | bilgileri |
time | zaman |
and | ve |
with | ile |
EN Automatically convert hours of video to text or subtitles in minutes. Focus on the storytelling—easily send notes and edits to your video editors.
TR Videonun saatlerini dakikalar içinde metne veya altyazılara otomatik olarak dönüştürün. Hikaye anlatmaya odaklanın; video editörlerinize kolayca notlar ve düzenlemeler gönderin.
Angļu | Turku |
---|---|
automatically | otomatik |
focus | odaklanın |
easily | kolayca |
notes | notlar |
edits | düzenlemeler |
send | gönderin |
and | ve |
minutes | dakikalar |
video | video |
text | metne |
or | veya |
in | içinde |
EN Automatically convert hours of video or audio to text in minutes. Focus on the case and let us securely transcribe your evidence and research.
TR Video veya ses saatlerini dakikalar içinde metne otomatik olarak dönüştürün. Davaya odaklan ve kanıtlarınızı ve araştırmalarınızı güvenli bir şekilde yazalım.
Angļu | Turku |
---|---|
video | video |
minutes | dakikalar |
securely | güvenli bir şekilde |
automatically | otomatik olarak |
or | veya |
text | metne |
in | içinde |
research | araştırmalar |
to | güvenli |
EN Focus on the research and synthesis of the evidence at hand
TR Eldeki kanıtların araştırılmasına ve sentezine odaklanın
Angļu | Turku |
---|---|
focus | odaklanın |
and | ve |
of | ın |
EN Focus on the call, not on note taking. Just record the call and Sonix will automatically transcribe it for you in minutes. Improve your selling skills. Leave the busywork to us.
TR Çağrıya odaklan, not almaya değil. Sadece aramayı kaydedin ve Sonix dakikalar içinde sizin için otomatik olarak yazdıracaktır. Satış becerilerinizi geliştirin. İşi bize bırak.
Angļu | Turku |
---|---|
record | kaydedin |
sonix | sonix |
minutes | dakikalar |
leave | bırak |
selling | satış |
improve | geliştirin |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
us | bize |
in | içinde |
the | değil |
note | not |
EN Focus on the content, we will do the heavy lifting.
TR İçeriğe odaklanın, ağır kaldırma işlemini yapacağız.
Angļu | Turku |
---|---|
focus | odaklanın |
we will | yapacağız |
EN We believe that work is more than lines of code or a to-do list. It all starts with an amazing team that thoroughly enjoys what they do. With a relentless focus on customers, Sonix has a winning formula.
TR Çalışmanın kod satırlarından veya yapılacaklar listesinden daha fazlası olduğuna inanıyoruz. Her şey yaptıklarını iyice hoşlanan inanılmaz bir ekip ile başlar. Müşterilere acımasız bir odaklanma ile Sonix kazanan bir formülü var.
Angļu | Turku |
---|---|
code | kod |
list | listesinden |
starts | başlar |
team | ekip |
focus | odaklanma |
customers | müşterilere |
sonix | sonix |
winning | kazanan |
formula | formül |
we believe | inanıyoruz |
more | fazlası |
or | veya |
lines | bir |
with | ile |
EN With a focus on listed real estate and infrastructure securities, CBRE Clarion Securities provides actively managed investment solutions for clients worldwide.
TR İşlem gören gayrimenkul ve altyapı menkul kıymetlerine odaklanan CBRE Clarion Menkul Kıymetler, dünya genelindeki müşteriler için etkin olarak yönetilen yatırım çözümleri sağlamaktadır.
Angļu | Turku |
---|---|
cbre | cbre |
managed | yönetilen |
investment | yatırım |
clients | müşteriler |
worldwide | dünya |
real estate | gayrimenkul |
infrastructure | altyapı |
solutions | çözümleri |
and | ve |
for | için |
EN Highlighting a growing focus by corporates on deploying technology, wellness and flexible space as core elements in a user experience themed agenda.
TR Kurumlarda kullanıcı tecrübesi temalı bir gündem olarak, teknoloji kullanımının, sağlıklı çalışma koşullarının ve esnek mekanların temel bileşenler olarak giderek daha fazla kullanımı.
Angļu | Turku |
---|---|
technology | teknoloji |
flexible | esnek |
experience | tecrübesi |
agenda | gündem |
and | ve |
user | kullanıcı |
a | bir |
Rāda 50 no 50 tulkojumiem